Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 ARALJK 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bahattîn Şekep'e
lOayhapis
• ESKİŞEHİR (AA) -Eskı
DYP milletvekillerinden
Bahattin Şeker, hile yaparak
askerlıkten kurtulma suçunu
islediği gerekçesiyle 10 ay
hapis cezasına çarptınldı.
Şeker'in Eskişehir Askeri
Mahkemesi'ndekı davası
dün sona erdi. Mahkeme
Başkanı Yarbay Zeki Üçok,
Şeker'in, hile yaparak
askerlikten kurtuima suçunu
işlediğı gerekçesiyle Askeri
Ceza Kanunu'nun 81/1.
maddesi gereğince 1 yıl
hapıs cezasına
çarptınldığını,
mahkemedeki iyi halinin
göz önünde bulundurularak
cezasuun 10 aya
indirildiğinı söyledı. ŞekeT
hakkında hile yaparak
askerlikten kurtulmak
iddiasıyla 1 Kasım 1999
tarihınde Eskişehir Asken
Mahkemesı'nde dava
açılmıştı.
4öğrencîye
hapis cezasi
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu) - Ege Ünıversitesı
îlenşım Fakültesı'nde ölü
olarak bulunan Serkan
Eroğlu'nun katıllennin
belirlenmesı ıçın eylem
yapan 13 ögrencı hakkında
açılan dava sonuçlandı.
lzmir DGM'de yasadışı
Devnmcı Sosyalist Işçi
Hareketi (DSffl) üyesi
olmaktan yargılanan
sanıklardan Deniz Çanak,
Nihat Erdoğan, Cihan
Taskın, Deniz Avcıoğlu
2'şer yıl 6'şar ay hapis
cezasına çarptınldı.
Yasadışı örgüt üyesi , ,
- «uçlamasıyla lzmir DGM'de
- yargılanan sanıklar,
yargılama sürecinde, hiçbır
örgüt üyesi olmadıklannı
belirtmişlerdi.
Diyarbatap
Cezaevi davası
• DİYARBAKER
(Cumhuriyet Börosu) -
Dıyarbakır E Tipı
Cezaevi'nde 1996Eylül
ayında çıkan olaylar
sırasvnda 10 tutuklunun
ölümü ıle 23 tutuklunun
yaralanmasmdan sorumlu
tutulan 26'sı asker 39'u
pohs toplam 65 gü
venlik görevhsi ıle 7
cezaevi görevlisınin
yargılanmasına Dıyarbakır
3,AgırCeza
Mahkemesı'nde devam
edıldı. Da\
r
anın üçüncü
yılında savunması
alınamayan tutuksuz
sanıklardan biri ıçın gıyabi
tutukluluk karan verildi.
Sanık Muhammet Özdil,
bulunması halınde
savunmasının ahnmasından
sonra serbest bırakılacak.
FP: Mesut Yılmaz
sahte demokrat
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - FP Grup
Başkanveküı Abdüllatif
Şener, düzenlediğı basuı
toplantisında, ANAP Genel
Başkanı Mesut Yümaz'ın
bütçe görüsmeleri sırasında
yapüğı saptamalara
katıldıklannı belirterek
"Ancak sorunlar konuşarak
çözülmez. Sorunlan ifade
edip hiçbir girişime
yanaşılmazsa o zaman sahte
demokratlık havası ortaya
çıkar" dedı. Şener, ülkenm
ekonomik bır açmazın
içinde olduğunu, 2000'li
yıllarda Türkiye'yı zor
günler beklediğıni söyledi.
Memurun yüzde
15tepkisi
• İZMİR (Cumhariyet Ege
Bürosu) - Hükümetin
memur maaşlanna yaptığı
yüzde 15'likzamma
tepkıler gıderek sertleşiyor.
Şirinyer Vergi Dairesi
önünde çok sayıda maliye
çalışanı ıle birlikte basın
açıklaması yapan lzmir
Defterdarhgı'na bağlı
işyerlerinde örgütlü
KESK'e bağh Büro
Emekçıleri Sendıkası (BES)
lzmir Şube Başkanı Imam
Göğülter, hükümetin
hazırladığı 2000 yılı
bütçesınde kamu
çalışanlannı
cezalandırdığuu söyledi.
DSP Diyarbakır Milletvekili Turgut'un Ecevit'e sunduğu Güneydoğu raporu
'TRT Kürtçe yayın yapsın'
MUTLU SEREIİ
ANKARA - Hükümet ortağı DSP'nin
Diyarbakır Milletvekili Samet Turgut,
Başbakan Bûlent Ecevit'e de sunduğu
"Güneydoğu raporu"nda "üniter yapı-
dan ödûn vermemek koşuluyla" Kürtçe
eğitim veren özel egitım kurumlan ku-
rulmasına izin verilmesi ve TRT'nin bır
kanalmda Kürtçe yayın yapılmasının
sağlanması önerilerinde bulundu. Tur-
gut, banş ve güven ortamınm sağlanma-
sı için "gend af" ilan edılmesi gerekti-
ğini belirtti.
DSP Diyarbakır Milletvekili Samet
Turgut, DSP'nin 14 Kasım 1999 tarihın-
de kutlanan kuruluş yıldönümü nedenıy-
le hazırladığı "Doğu ve Güneydoğu Ra-
poru"nda, bölgede yaşanan sorunlara ve
çözüm önerilerine yer verdi. Ecevit'e ve
DSP'li milletvekillerine de sunulan 17
sayfalık raporda "Güneydoğu sorunu ve
ülkemize etkisi. üpkı De\ in av ağına vu-
rulmuş pranga" gjbknr" görüsüne yer ve-
rildi. Raporda ana hatlanyla şu görüşler
yer aldı:
OHAL tepld görövon Yaklaşık 20 yıl-
• Hükümet ortağı DSP'nin Diyarbakır Milletvekili Samet Turgut
raporunda, "üniter yapıdan ödün vermemek koşuluyla" özel Kürtçe
eğitime izin verilmesini, TRT'nin bir kanalının Kürtçe yayına
aynlmasını, genel af çıkanlmasını ve boşaltılmış köyler için
köy-kent projesinin yaşama geçirilmesini önerdi.
dır devam eden ve bölgede yaşanan te-
rör olaylanm çözmek amacıyla "geçki"
bir önlem olarak yürürlüğe konulan O-
HAL yönetimı, geçicilik niteliğini kay-
betmış, bölgedeki yönetim anlayışının
kalıcı bir öğesi haline gelmıştir. Bu ku-
rumun, gün geçtıkçe yıprandığı ve böl-
ge halkı tarafmdan da tepkiyle karşılan-
dığı açıkça görübnektedir. OHAL mev-
zuatı, demokTatik hukuk devleti ilkesine
aykın birçok düzenlemeyi içennektedir.
Bu mevzuatın yol açtığı hak ihlallennın
olumsuz etkileri bütün ülkeye yayümak-
tadır. Bu gerçekler karşısuıda, OHAL yö-
netıminın ve buna bağlı olarak OHAL
mevzuatının yürürlükten kaldınhnasmın
ülkemizin hem içerde hem de dışarda
saygınlığıru arttıracağı kuşkusuzdur.
Koruculuk sistemi kokuşmuş: Bölge-
de kin ve düşmanlığı teş\Tk eden. top-
lumsal çelişkiler yaratan, bölge halkıru
"devletten vanaolanveoJmayan" aynmı-
na zorlayan, kuşku ve güvensizlık orta-
mı yaratan çürümüş ve kokmuş bir yapı-
dır. Geçici köy koruculanmn köylerinde
gerçekleştırebilecekleri küçük çapta ya-
tınmlara öncülük edıp, üretim faalıyetle-
rinin teşviklerle desteklenmesınm sağ-
lanması ve rehabılıte edilmeleri için cıd-
di adımlar atılmalıdır.
Boşatblnuşköylen Köy-kent benzeri pro-
jelerin bir an önce yaşama geçirümesi ka-
çınılmazdır. Aynca bu projeye destek ama-
cıyla üreürn faaliyetlerinın devamı için ge-
rekli teşvikler denetimli bır şekilde sağlan-
mahdır. Bu kapsamda üretimin daha verim-
U ve bılimsel olabihnesi için her projede
uzmanlann eğıtım desteği sağlanmahdır.
Memuriar teşvik edOmeli: Bölge siir-
gün ve cezalandırma bölgesi olmaktan
çıkanlmahdır. Deneyımli ve becerikli ka-
mu görevlilerinin bölgede görev yapma-
sını teşvik edici önlemler alınmalı, mev-
cut kamu personelinin senuner ve ben-
zeri etkinliklerle mesleki ve toplumsal
yönden eğitimlennın sağlanması gerek-
mektedir.
Genelaf gündeme gehncti: Türk toplu-
munun yeniden yapılanması, yeni dünya
düzeni içerisinde hak ettiği yeri bulması
açısından toplumun hiçbır kesimini ra-
hatsız etmeyen banş ve güven ortammı
sağlamak amacıyla genel bir af yasa ta-
sansı gündeme getınlmehdır.
Ozel Kürtçe eğitime izinveribnen: Oni -
ter devlet yapısından hiçbir ödün verme-
mek koşulu ile Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'mn gözetim ve denetiminde Kürtçe
eğitim veren özel eğitim kurumlanrun
açılmasına izin veriİmeli, özel basın ve
yayın kuruluşlannm oluştunılmasına
olanak tamnmalı ve TRT kanallanndan
birinde Kürtçe yaym yapıhnasınm önü
açılmalıdır.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
Hükümette ANAP rahatsızhğı
DSP ve MHP'de, hükümet ortağı ANAP'ın komisyonlarda ve TBMM'de
'sermayenin sözcüsü' gibi hareket etmesine tepkiler giderek yükseliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hükümet
ortaklan DSP ile MHP; ANAP'uı birçok konu-
da "sennayenin sözcüsü" gibi davranmasından
duyduklan rahatsızhğı yüksek sesle dile getir-
meye başladı.flcipartiye mensup mılletvekille-
n; SPK, uluslararası tahkim ve enerjı ihaleleny-
le ilgıh olarak başta Enerji ve Tabıi Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersûmer olmak üzere,
ANAP'lılann "sennayenin sözcüsü" gıbı hare-
ket ettiğını savundular ANAP Genel Başkanı
Mesut Yümaz'ın son dönemdekı açıklamalan-
na da tepkı geldı. MHP'h bakanlardan Abdut-
halukMehmetÇay, 1983 tenbu> ana ANAP'ın
çeşıtlı dönemlerde iktıdardabulunduğunu belir-
terek "Türkrje'de meydanı boş, zannederek Di-
yarbakır'dan nutukatanlarmAtaturk'ün nutku-
nu tekrar tekrar okumalarmda fayda buluyo-
ram"dedı.
Hükümet ortaklan arasında. kadrolaşma ile
başlayan anlaşmazlık konulan giderek çeşitlen-
meye başladı. DSP'liler MHP ve ANAP kadro-
laşmasından yakınırken MHP'lıler de YÖK ve
türban konusu başta olmak üzere DSP'lileri he-
def aldı. Sermaye Piyasası Kurulu Yasa Tasan-
sı görüşmelen sırasında, FP'nin verdiği SPK
başkan ve üyelerinin maaşlannın düşürülmesi-
ne ılışkin önergeye DSP ve MHP destek verdi
Önerge kabul edılirken ANAP'lılann yürüttü-
ğü yoğun kulis sonucunda görüşmeienn sonun-
da tasanya eklenen bir madde ile bu düzenle-
menin 2005 yılından sonra yürürlüğe girmesı
benımsendı. Onergenin kabul edıldığı görüşme-
ler sırasında DSP ve MHP milletvekıllen. ku-
lıslerde "ANAP'a goi atDJdannı" söylediler.
DSP ile MHP, tahkim konusunda da işbirliği
yaptı. TBMM Adalet Komısyonu'nda tahkime
uyum tasanlanndan biri görüşülürken, tahkı-
min geriye dönük ışleolmesıne ılışkin önerge
DSP ve MHP"nın muhalefetle ışbirlığı yapma-
sı sonucu reddedıldı. ANAP'hlar buna büyük
tepkı gösterirken Sinop Milletvekili Yaşar Top-
ço, bu tür tavırlann hükümetin geleceğinı teh-
dit edebileceğine ılışkin mesajlar verdi.
ANAP'lılarbukez aynı düzenlemenın başka bir
tahkim uyum tasansma eklenmesıni sağladüar.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, ener-
ji projelerinin yap-işlet-devret modeü kapsamı-
na alınmasına ilişkın yasa tasansına, bir öner-
geyle uluslararası tahkımin geriye dönük işletil-
mesi eklendi. ANAP'ın "sennaye sözcüsü" gi-
bi davranmasuıdan rahatsızlık duyan DSP ve
MHP"lı milletvekıllen, kulıslerde bu rahatsızhk-
lannı yüksek sesle dıllendırmeye başladı
MHP'li bır milletvekili, "Ne zaman sennaye ke-
SDninin çıkarianvia Ogüi bir yasa tasansı MecBs
Genel Kurulu'na geise, bir bakıyorsunuz bütün
ANAPIüar NlecSs'e gelmiş. Ovsaki normai za-
maniarda ANAP sıralarmda 4-5 kişhi bfle zor
görürsünuz. Sanki nuVetin değfl parronlann ve-
kffleri" değerlendirmesinı yaptı.
Hükümet ortaklan arasında bir başka rahat-
sızlık konusu ıse ölüm cezasının kaldınlması
olarak ortaya çıkıyor. Başbakan Bülent Ecevit,
sık sık AB üyeliğı ile ölüm cezasının bağdaşma-
yacağını behrtirken MHP kanadı buna sert tep-
kı göstenyor. ANAP ıse AB normlanna uyum
çerçe\'esmde Türkiye'nmyasalannı yeniden dü-
zenlemesi gerektığmi savunmasına karşın,ölüm
cezası konusunda açık bir tavır sergılemıyor.
Danıştay
Durmuş'un
sınavsız şef
uygulaması
iptal edildi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Danıştay 5. Daire-
si, Sağlık Bakanı Osman
Durmuş tarafindan getınlen
\e bakanlığa bağlı eğitim
hastanelennde şef ve şef
yardımcılığı kadrolannm
belirlenmesinde merkezı sı-
navın kaldınlmasını düzen-
leyen yönettnelık değışikli-
ğini iptal ettı. Türk Tabiple-
ri Birhği (TTB) Merkez
Konseyi Durmuş'un kamu
yaranyla ilgisi olmayan bir
anlayışa ve uygulamaya sa-
hip olduğunun, keyfı yetki
kullanımının bu olayla so-
mutlandığırun Danıştay'ca
belgelendığini vurguladı.
Danıştay'm gerekçeli kara-
nnda. uygulamanın "hiz-
met dısı kuUanmava açık"
olduğu belirtıldı.
TTB'den dün yapılan
açıklamada, Danıştay'm
Sağlık Bakanlığı'nın şef ve
şef yarduncılığı kadrolan-
nın beürlenmesinde merke-
zı sınavı kaldıran yönetme-
liğı iptal ettiği bildırildi.
TTB'nin yönetmeliğin ipta-
li için daha önce Danıştay'a
başvurdugu anımsatılırken,
hükümetin "keyfl yetki kul-
lammryla"* Sağlık Bakanh-
ğı'nı yöneten Durmuş hak-
kında gereken değerlendir-
mede bulunması ıstendi.
Danıştay 5. Daıresi'nin
gerekçeü karannda, "Şefve-
.va şef yardnncıhğı kadrola-
nna vapdacak atamalanla-
id yetkmin hizmet dtşı öznel
nedenkrie ve hizmet gerek-
lerryk bağdaşmayan etkOe-
re açık olarak kuUanılması-
na olanak tamyan hukuki
birortamyaranlmtşolmak-
ta<hr" denildi. Kararda,
"Bflgi,becerivt deneyim ge-
rekriren bu göreviere atama
konusunda yönetmeük de-
ğişfldiği ile getirilenyetkmin
uygulamada keyfı yetkiye
dönüştürüldüğünü açıkça
göstermektedir" ifadesüıe
yer verildi.
aengin@doruk.net tr.
Tırmık'm düzenli okuyuculan farkın-
dadır, haftalardır Avrupa'da bilimsel
araştırmalar yapmaktayım. Benim gibi
dünya sorunlan üstünde birincı sınıf uz-
man, siyasi konularda çok iyi ukalalık
yapan, felsefede, sosyolojide, jeolojide,
sosyo-psikolojide, hidropaleantolojıde
(ne demekse artık), molekülerbiyoloji ve
nükleer fizikte bilmediği kalmamış, çok
seçkin, üstelik okuma yazma bile bilen
bir gazetecinin, Alman topraklannda
sürtmekte olduğunu duyan Alman med-
yası da üstüme çullandı. Türkiye üstü-
ne bilmek istediklerini ha bire bana so-
ruyoriar.
Geldiğimden beri Alman medyasını
aydınlatmaktan helak oldum.
Helsinki, Melsinki, Kürt sorunu, Öca-
lan'ın imralı'dan yolladığı demeçler,
Ecevif in sağlığı, Çakıcı'nın kim oldu-
ğu ve Türkiye'ye gelişinde niçin devlet
protokolü ile karşılandığı, Gazi Mahal-
lesi'nin 10 yaşındaki teröristlerinin silah,
özeilikie Kalaşnikof taşıyıp taşımadıkla-
n...
Hepsini başanyla yanıtladım, aydın-
lattım, bilinçlendirdim...
Ama dün çuvalladım.
Hessen eyaletınde bır radyodan tele-
fon ettiler. Alman Savunma Bakanı Ru-
dotf Scharping'in dün başlayan Türki-
ye ziyareti ile ilgili olarak kısa bir söyle-
şi yapmak istediler. Başıma gelecekleri
düşünmeden kabul ettim. Ahret sorula-
Çuvalladım,
Acele Bilgi Yollayın!
n başladı:
- Herr Engin, sizce Herr Scharping'in
Leoparll tanklan eksenliziyareti ile Hel-
sinkidoruk toplantisında Türkiye'nin a-
day üyeliğini Almanya'nın canla başla
desteklemesi arasında bir ilişki var mı?
Hoppalaaaa! Var mı?
- Herr Engin, biranlaşma olursa, siz-
ce Türkiye bu 1000 tankı nerede kullan-
mayı düşünüyor?
Buyrun yanrtlayın bakalım.
Hemalde PKK'ye karşı değil. Şu an-
daki havaya bakılırsa 1000 Leopar tan-
kı Cudi Dağı'nın eteklerinde belirse,
PKK'li peşmergeler "Imrah tezleri" uya-
nnca, tanklan mersin dallan ile süslemek
üzere seğirtirler.
Saddam'a karşı kullanılması olasılığı
dazayıf. Koalisyon hükümeti, Saddam'ı
pataklanacak düşman olarak değil, o
tanklann içine koyacağı mazotun kay-
nağı olarak görmekte; Birleşmiş Millet-
ler (yani: ABD) ambargosunun kalkma-
sını, Yumurtalık Petrol Boru Hattı'ndan
bir an önce "siyah altın" akmasını sağ-
lamak üstune hesap yapmakta.
AcepGazı Mahallesi'nde, "öğretmen
isteyen" teröristlere karşı mı kullanaca-
ğız? Ama o konuda da yeterii bilgim yok.
Zaten ince ince düşünmeye zaman
da yok. Sorular makinneli tüfek gibi art
arda geliyor:
- HerrEngin, sizin açınızdan nasılgö-
rünüyor? Federal Almanya bu 1000
tankı size satmak istiyor mu, istemiyor
mu?
Sonuncu soruda topu taca atmayı
becerdim. Sesime oturaklı bir diplomat
edası verdim:
- Onu sizin hükümete sormanız ge-
rekiyor, deyiverdim.
Radyodakı çenesi düşük Alman kızı-
nı savdıktan sonra, bir arkadaşımı ziya-
rete gittim.
Adı Cenan Luka. Adından belli: Bıraz
Alman, bıraz Türk. Bız eski arkadaşız.
Buluşur, uzun uzun sohbet ederiz. O
anasının memesinden süt içer, ben o-
nun babasının şarap mahzenini boşal-
tınm, böylece iyi vakit geçiririz.
Sohbette, Cenan Luka'nın babası la-
fa kanştı:
- Göızınüşe göre Türkiye bu tanklan
almak istiyor; ama Almanlar, tanklann
banşçıl olmayan amaçlaria kullanılma
olasılığını göz önûne alıp satmak iste-
miyortar, öyle değil mi?
Evet, görünüşe göre durum, Cenan
Luka'nın babasının dediği gibi. Başımı
salladım. O devam etti:
- Peki, o zaman Almanlara sormak
aklına gelmiyormu? Madem bu tanklar
bu kadar riskli ve banşı tehlikeye atma
olasılığı bu kadar yüksek, öyleyse Al-
man sanayiine halt etmeye bunlan üre-
tiyor? Yani ne gibi bir işe yarayacağını
düşünerek ürettiler bu saldın silahlan-
nı? Çiçek saksısı olarak kullanılsın filan
diye mi?
Sahiden yav!
Türkiye'ye dönüp "Ne halt etmeye
alacağız biz bu silahlan" diyoruz da, Al-
manlara dönüp, "/Ve halt etmeye bu
ölüm aygıtlannı üretiyorsunuz peki siz?
Sonra da kalkıp niye uluslararası sonın-
lann siyasal ve banşçıl çözümünü temel
şart olarak benimseyen Kopenhag öl-
çütlerinden söz ediyorsunuz" diye sor-
mak gerekmiyor mu?
Yani çuvalladım.
Şimdi Cenan Luka anne sütünü, ben
onun babasının şaraplannı ıçerken, siz
orada Federal Almanya Savunma Ba-
kanı Scharping'in görüşmeterini iyi izle-
yin. Bana sorulan "bütün sonjlann" ya-
nıtlannı ondan ve bizimkilerden almaya
çalışın e mi?
Öğrendiklerinizi acele bana bildirin.
Ben de burada, Almanların canına
okuyayım...
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kutay'ın Kızılları...
Cemal Kutay, 1930'lu yıllardan beri gerıci-ırkçı
bir ideolojının sözcüsü mü değil mı?
'MİLLET' dergisindeki yazılarına baktığımızda
Hasan Âli Yücel'den Erol Güney'e; Sabahattin
Ali'den Niyazi Berkes'e; Behice Boran'dan Ad-
nan Cemgil'e dek çok sayıda aydını, yazan ve
CHP'liyi 'kızıl a/an', 'Stalin uşağı', 'Moskov köpe-
ği' olarak görüyor; Milli Eğitim Bakanlığı'nın çıkar-
dığı 'Dünya Klasikleri'ni ıse şoyle tanımlıyor.
"Maarif Teşkilatı'nın kızıl emellere yardımı..."
Cemal Kutay, 4 Eylül 1947 (Sayı£3) 'MİLLET
dergisinde bakın neler yazıyor:
"ıhtilale hazırlanan memlekette neşriyatın büyük
ehemmiyeti vardır. Kitap ıhtilalin gıdasıdır. Çok ki-
tap, daha çok kitap. Daima daha çok kitap..."
Kutay, bu alıntıyı 'Sovyet Davası' adlı bir kitap-
tan aldığını belirtiyor...
Cemal Kutay, o yıllarda da çağcıl düşünceye düş-
mandı ve dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi-
ne karşı çıkıyordu...
Cemal Kutay, Hasan Âli Yücel ve Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nı 'kızıl' emellere alet etmekle suçlarken şöy-
le diyor:
"Eski Yunan tiyatro klasikleri kimseye şüphe ver-
meden usta mürebbiler elinde mükemmel vasıta-
dırlar. Bilhassa Sofokles sınıf farkını iyi tebarüz et-
tirecek şekilde oynatılırsa çok faydalı muharrir sa-
yılır.
Eflatun da mühimdir. Onun küçük Hipias'ı, Me-
nou'ı, Lysis'i, Devlet Adam'ı, Epinomis'ı başta
gelen sosyal hareketlerdir..."
Yine bu alıntılara ek olarak 'New York Tımeslan
bir bölüm ekliyor Kutay yazısına:
"Moskova 'da kitap gıdadan önde gelmektedir..."
Eh, Türkiye'de 'kitap seferberliği' ilan edildıği-
ne göre bunu yapanlar 'kızıl ajandır' Kutay'ın an-
lattıklanna bakılırsa...
• • •
Cemal Kutay, Köy Enstıtüleri'nin (11 Aralık 1947-
Sayı 97 MİLLET Dergısı) 'Komünıst yuvası' oldu-
ğunu "Kızıl Plan ve Türk Köylûsü" başlıklı yazı-
sında şöyle açıklıyor:
"1 - Köy enstitüleri kunjlmuştur. Bunlara her köy-
den seçilen mümkün olduğu kadarasi njhlu çocuk-
lann toplanması bir emri vakıdır.
2- Hasanoğlan Köy Enstitüsü bir merkezi köy
enstitüleri muallim mektebi halinde teşekkül et-
miştir.
3- Hasanoğlan Köy Enstitüsü ilmi bakımdan An-
kara Ûniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne
bağlanmıştır. Birçok üniversiteli bu enstitüde faal
olarak çalışmışlardır.
4- Köy enstıtülerinın teftış, murakabe, tetkik ci-
hazlan kendilerine mahsus bir şekilde kendı arala-
nnda yapılmaktadır.
5- Doğu illerimizden binsindeki bir köy enstitü-
sünde bir öğretmenin 'Ukrayna. Ukrayna, güzel
Ukrayna' diye Rus şarkılan öğrettıği sabit olmuş-
tur.
6- Birçok köy enstitülerinde bir kısım öğretmen-
lerin komünıst tahrikâtı yaptıkiarı resmen tesbit
edilmiş ve mahkeme mevzuu olmuştur. 3 1 | t , (
7- Birçok köy enstitülerinde öğretmen ve tefy-
benin iki kısma aynlarak sağcı ve solcu rhücade-
lesine gırdikleri ve bu mücadelenin hâlâ devam et-
tiği bir vakıadır.
Şimdi mesele şuradadır:
1 - Acaba, köy enstitülerimizin bu saydığımız ne-
ticeler ile, Moskova merkezli Politbüro'nun direk-
tiüarasındakiyakın münasebet bir tesadüf müdür?
2- Köy enstitülerinde uyanan (solcu,) hareketler
bir tesadüf mü, yoksa muntazam işleyen bir teşki-
latın mahsuiü müdür?"
•••
Cemal Kutay, o yıllar Köy Enstitüleri'nin kızıl ajan-
lar tarafindan yönetildiğini öne sürüyor, Milli Eğitim
Bakanlığı'nın çıkardığı Dünya Klasikleri'nin 'Mos-
kova'nın buynığuyia' komünıst ihtılaie ortam ha-
zırladığını yayıyordu...
Eflatun'u, Şekspir'i 'komünizme taban kazandı-
ran yazariar' olarak gören Kutay, yaprtlannı Türk-
çeye çeviren Pertev Naili Boratav, Adnan Cemgii,
Behice Boran'ı 'kızıl ajanlar' olarak tanımlıyordu...
Aynı Cemal Kutay, 1976-77-78 yıllannda binler-
ce kitabını Milli Eğitim Bakanlığı'na sattı...
Sevgili Uğur Mumcu da 1990'da Cumhurhyet'te
Kutay'a sordu:
"Hediyesi kaç lira?"
Bunların arasında "Tarih Ne Zaman Ibrettir" ad-
lı kitabı da vardı ve Said-i Kürdi'ye övgüler yağdı-
nyordu...
Kendisinden başka Atatürkçütanımayan, gerici-
ırkçı kimliğini ortaya çıkaranlara "Stalin artığı" di-
yen Kutay, Atatürkçülük adına konuşamazL
Çünkü Kutay, Türkiye'de dinci ve ırkçı örgütlen-
menin 70 yıldır öncülüğünü yaptyor...
Sahte Atatürkçülerin gerçek yüzünü belgele-
mek aynı zamanda yakın tarihimize ışık tutmak
değil midir?
hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
GOZLERIN POYRAZ
Cumhurtyet
k ı t a p I a r ı
Gazeteci-Yazar Hıkmet Çetınkaya'nın içindeki fırtınalı
evrende geliştırdıği, duygu denızüıde damıttığı yazılan.
Bır solukta okunacak, kımı zaman bir nisan >ağmuru
altında, bazan poyraz yelinın soğuk savurganlığında ya da
karanlık bır gecenin yalnızlığında yeniden okunacak, yer
yer okunacak bır kitap bu kitap
y Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No.39/41 ^
^ kiiap kulûbû (34334)Caöaloâlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96