25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
X) ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr 11 b*ak'ta •Himterde artış • BAĞDAT (AA) - Irak Sağlık Bakanlığı, ülkeye lygulanan ambargo tedeniyle ölümlerde artışın devam ettiğini hldirdi. Bakanlığın açıklamasında, ^çen ay ülke genelinde 10 bin 295 kişinin öldüğü belirtildi. Açıklamada. ölenler a-asında bulunan 7 bin 234 çocuğun, ishal, bronşit ve yetersiz beslenmeden öldükleri kaydedıldi. farrakhan şarkıcıoldu • WASHINGTON (AA) - ABD'nin ünlü Islami lideri Louis Farrakhan'm, transseksüellik ve ırk aynmcılığı gibı temalan işlediği kalipso tarzi şarkılannı içeren bir çalışması piyasaya sürüldü. "Charmer" (Büyüleyici) adlı CD'dekı şarkılanndan birinde, ünlü pop yıldızi Mıchael Jackson'ı "kadınsı olmakla" eleştiren Farrakhan, kaydı 1950 yılında yapılan bir parçasında transseksüellik temasını ilginç bir şekilde işliyor. Farrakhan. bu parçasmda, "Bu modern ameliyatlarla, erkeği kadına çeviriyorlar/ fakat bu ruj ve boyanın altında ne var/ bilmem lazım, kadın mı yoksa kadın değil mi" diyor. Farrakhan'm müzıkal geçmişinin, 1949 yılında, 16 yaşındayken katıldıği bir televizyon yanşma programında keman çalmasıyla başladığı belirtiliyor. Ağaçta yaşayan kn yere indi • WASHINGTON (AA) - ABD'nin California eyaletinde, ağaçlann kesilmesini protesto için 2 yıldır bir ağacın üzehnde yaşayan "Kelebek" lakaplı Julia Hill, öncekı gün ağaçtan indi. Aralık 1997'den beri ağacın üzerinde yaşayan 25 yaşındaki Hill'in, yaşadığı ağacın da içinde olduğu bölgenin yasal sahibi Pacific Lumber şirketiyle anlaşmaya vararak aşağıya inmeyi kabul ettiği açıklandı. Hill, yaşadığı ağaçla bıriikte çevresindekı ağaçlan da içeren 60 metrekarelik bir alandakı ağaçlara dokunulmayacağına dair güvence aldı. Mjcrosott'un büyük dalgmlığı • NEWYORK(AA)- Microsoft tarafından geliştirilen, normal bir televizyonu lnternet ekranına çeviren ve sanal uzayda tarama yapmaya olanak veren özel bir "Web TV" cihazı, yanlışlıkla, hediye paketi içinde ilgisiz bir kişiye gönderildi. Durumun anlaşılması ûzerine polisleri harekete geçiren Microsoft yetkilileri, 1 milyon dolar değerindeki ve 1 yıl sonra piyasaya sürülecek olan cihazı daha ambalajındayken geri almayı başardı. Rusya'da milletvekili seçimleri yapıldı. İlk sonuçlara göre iktidara yakın partiler beklenilenden fazla oy aldı "^ Pufm'm müdahalesi işe yaradı Devlet Başkanı Boris Yettsin, oyunu başkent Moskova'da kullandL(REUTERS) HAKAN AKSAY MOSKOVA-Önümüzdeki yaz devlet başka- nını seçmeye hazırlanan Rusya, "Yetein sonra- sı" kimliğine kavuşmak için dün ilk adımını at- tı. Halk, parlamentonun alt kanadı Duma'ya 450 milletvekili seçmek için sandık başma gitti. 107 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu Rusya'da her bir milletvekili koltuğu için 5-6 aday yanştı. Ay- nca Moskova ve Moskova Bölgesi de dahil 8 yerde belediye başkanlığı ve valilik seçimleri de yapıldı. Seçimlere 26 siyasi parti, hareket ve blok ka- tıldı. Bunlann 19-20'sinin Duma'ya girmesi şan- sı fazla değil. tlk sonuçlara göre Duma'ya 6 par- tinin gireceği sanılıyor. Bunlar, Kremlin'in des- teklediği Birlik hareketi. Rusya Komünist Par- tisi, Jirinovski Bloku, Sağ Güçlerin Birligi, Yab- loko (Elma) ve Anavatan-/ Bürün Rusya ittifa- kı. hk sonuçlar iktidan sevindirdi Duma seçimlerinin ilk sonuçlanna göre Krem- lin ve Başbakan VTadimir Putin tarafından des- • Önümüzdeki yaz devlet başkanım seçmeye hazırlanan Rusya, "Yeltsin sonrası" kimliğine kavuşmak için dün ilk adımını attı. Seçimlere 26 siyasi parti, hareket ve blok katıldı. îlk sonuçlara göre seçimlere katılım oranı, 4 yıl önceki seçimlere göre yüzde 9 azalarak yüzde 55 civannda gerçekleşti. teklenen Birlik adlı siyasi hareket sürpriz basa- n kazandı. Bu ilk verilere göre seçimlere kan- lım oranı, 4 yıl önceki seçimlere göre yüzde 9 azalarak yüzde 55 civannda gerçekleşti. Moskova saatiyle gece yansına doğru gelen so- nuçlara göre sandıklann yüzde 5"inin sayıldığı koşullarda. Afet Işleri Bakanı Sergey Şoygu'nun liderliğini yaptığı Birlik hareketinin, oylann yak- laşık yüzde 30'unu aldığı açıklandı. Rusya Ko- münist Partisi ilk sonuçlara göre aşağı yukan beklenildiği gibi bir sonuçla (yüzde 55) seçim- leri tamamlarken, milliyetçi lider VTadimir Jiri- novski'nin seçim blokunun oy oranı yüzde 9 ci- vanndaydı. Seçim barajını aşan partiler arasın- da geriye kalan 3 büyük partinin oy oranı ise yüzde 5-7 civanndaydı. Bunlar eski başbakan- lardan Sergey Kiriyenko'nun önderliğini yapıt- ğı Sağ Güçlerin Birliği (yüzde 7), liberal muha- lif Grigoriy Yavlinskinin Yablolo (Elma) adlı hareketi (yüzde 6) ve nihayet eski başbakanlar- dan Vcvgenrv Primakovile Moskove Belediye Baş- kanı Yuriy Lujkov'un Anavatan-Bütün Rusya (ABR) ittifakıydı (yüzde 5). Bu arada aynı saat- lerde gelen ilk sonuçlara göre Lujkov, oylann yüzde 70'ini alarak yeniden Moskova Belediye BaşkanlığTna seçildi. Bu ilk sonuçlan yorumlayan siyaset bilimci- leri, hem Birlik hareketinin başansını, hem de ABR ittifakının beklenilenden az oy almasını, Krem- lin'in ve Başbakan Putin'in seçim sürecine mü- dahalesine bağladılar. Başta devlet televizyonla- n olmak üzere devletin bütün olanaklanyla Bir- lik lehine ve muhalefet (özellikle de ABR) aley- hine propaganda yapılmasını sağlayan iktidar, güvenilırlik düzeyi kuşkulu anketlerle de halkın seçimini yönlendirme konusunda etkin rol oyna- dı. Yüzde 42 civannda ratingle son yıllann re- korunu kıran Başbakan Putin'in Şoygu'ya açık- tan destek vermesi, Birlik 'in oy oranının artma- sında son derece büyük rol oynadı. Seçimin nihai sonuçlannı, bu ilk sonuçlann ben- zeri olması durumunda Kremlin, yıllar sonra ilk kez Duma'da kendi partisine (Birlik hareketi) sa- hip olacak. Aynca Sağ Güçlerin Birliği ve Jiri- novski Bloku da genellilde iktidara yakın bir tu- tum içinde. Bu koşullarda toplam olarak beklenenden az oy alan muhalif güçler (RKP, 'Elma' ve ABR) arasında iktidara karşı işbirliğine gidilmesi sürp- riz sayılmayacak. Aynca Duma'nın yansının par- tilerden, öteki yansmrn ise yerel temsilcilerden seçildiğı düşünülürse, kesin yorumlaryapmak için erken oludugu söylenebilir. Seçimelerin resmi ol- mayan sonuçlannın bu sabah belli olması bek- leniyor. Rus askeri yetkililerin, Çeçenistan Devlet Başkanı Mashadov'un temsilcileriyle görüştüğü bildirildi 'Hayalet kent'e bomba yağıyorDış Haberler Servisi - Ruslar, Parlamento'nun alt kanadı Duma oylaması için dün sandık başına giderken, Rus ordusunun Çeçenistan operasyonunun daha da şiddetlendiği bildirildi. Çeçenistan Devlet Başkanı Aslan Mashadov'un temsilcileriyle görüşen Rus askeri yetkililerin. "Uziaşma söz konusu değiL Çeçenlerin koşulsuz teslim obtıalan dışında bir çözüm kabul edemeyiz" dedikleri belirtildi. Itar-tass haber ajansı. Rusya Genelkurmay Başkanı AnatoK Kvaşin'in, Rus askeri yetkililerin, Mashadov'un k^bıiflesindeki iki ,,,.„ .,.^ başbakan yardımcısı ve dığer bakanlarla görüştüğünü söylediğini duyurdu. Üst düzey bir Rus general, Rus yetkililerin görüşmede Çeçen yetkililere, Rus yönetiminin Çeçen güçlerin teslim olması yolundaki teklifini sunduklanm belirtti. Kvaşin, savaş bölgesini ziyaret ettikten sonra başkent Moskova'da bir askeri üsse dönüşünde yaptığı açıklamada, "görüşmelerin, Rusya Devlet Başkanlığı'nın açıklamasında yer alan konulann kabul edilmesi ya da edilmemesi üzerinde Bölgedeki muhabüier, haftalardır çok şiddetii saldınlara maruz ka- lan başkent Grozni'nin bir "hayalet kent'e döndüğünü ve çoğu yaşb insanlann bodrumlarda soğuktan perişan halde aç ve susuz yaşama- ya mahkûm edildiğini bildiriyor. trtguş Cumhuriyeti'ndeki Çeçen st- ğmmacdarise Rusya'dald secimkr için yaşadıklan kamplarda oy kul- landılar. (Fotoğrafîar: REUTERS) yoğunlaşöğı, bu konubnn dışında bir şeyin ele alûımadığuır söyledi. Rusya Devlet Başkanı Boris Yehsin ve diğer Rus İiderler, Mashadov'dan Rus kentlerine düzenlenen bombalı saldınlardan sorufhlu tuttuğu Çeçenleri teslim etmesini ve silahlan bırakmasını istiyor. Rus savaş uçaklannın Çeçenistan'ın başkenti Grozni ve ülkenin güneyindeki Çeçen güçlere aıt mevzileri bombalamayı sürdürdüğü bildirildi. Mahzenlerde yaşıyorlar Groznı'de bulunan sınırlı sayıdaki gazeteciden Reuters muhabiri, başkentin bir "hayalet kent" görünümünde olduğunu, çoğu yaşh insanlann karanlık ve soguk mahzenlerde çok az yiyecekle yasamak zorunda kaldıklannı bildırdi. Gaddelerdeki binalann • • bombardıman nedeniyle enkaz haline geldiğini kaydeden muhabir, yaklaşık 8 bin Çeçen savaşçının Grozni'yi savunmaya kararlı olduğunu bildirdi. Bu arada, Rusya'da iki Türk vatandaşı, Çeçenistan savaşına kahlmış olabilecekleri kuşkusuyla önceki gün gözaltma ahndı. Rusya Sınır Koruma Birlikleri'nin Kuzey Kafkasya'daki Stavropol bölgesinden Itar-tass'a yapılan açıklamaya göre söz konusu Türk vatandaşlan, Hazar Denizi'nin kuzeyinde bulunan Astrahan kenti havaalanında, Azerbaycan'a gitmeye hazırlanırken gözaltına alındı. Rus yetkililer gözaltına ahnan Türklenn adlannı Mahir Kalkan ve "Nezuar Iriş" olarak açıkladı. Yaklaşık 500yıldır Portekizyönetiminde olan Makao, dün geceyarısı törenlerle Çin 'e devredildi sya'da bir dönem tarihe kartşüDış Haberier Servisi - Portekiz'in 450 yıl- lık sömürgesi Makao, dün gece yansı havai fişekler ve geçit törenleri arasında anavata- nı Çin'e devredildi. Avrupa'nın Uzakdo- ğu'daki ilk sömürgesi olan Makao'nun dev- riyle Asya kıtasında sömürgeler dönemi de tarihe kanşmış oldu. Tarihi devir teslim töreni için Makao'ya giden Portekiz Devlet Başkanı Jorge Sam- paio. yaklaşık yanm binyıllık sömürgeden ko- puşlan nedeniyle fazla üzüntü duymadıkla- nnı, Makao'nun Çin yönetrmi altında iyi bir geleceği olacağına inandığını belirtti. Uzak- doğu'daki ilk Avrupa sömürgesi olan Makao, dün gece yansı, aralannda Çin Devlet Baş- kanı Ciang Zemin'in bulunduğu 2 bin 500 davetlinın önünde törenle anavatanına dev- redildi. Sampaio, gazetecilere yaptığı açık- lamada Makao'nun Çin'e devri konusunda "kanşıkduygularyaşadığmı", ancak AB ile Çin arasındaki ilişkılerin geleceğine bakma- nın daha önemli olduğunu söyledi. Sampa- io, Portekiz bayrağının gece yansı indirilme- siyle ilgili olarak, "Her şeyden önce 500 vıl- lık tarihin 30 saniye gibi kısa bir sürede göz- lerinin önündengeçtiğini hissediyorsun. Geç- miş, bugün ve gelecek üzerine düşünüyor- sun. İçimden sokaklarda dans etmek gelmi- yor, bu çok konıik olurdu, ama gurur duyu- yorum. Hepimizin görevini en iyi biçimde yaptoğunıza inanı>orum" dedı. Kumar ve seks ticareti Lizbon'un geriye zayıfbir yasal sistem ve kumar ile seks ticaretine dayalı bir ekonomi bıraktığı yönündeki eleştiriler karşısında Sampaio. "Özeffikle Çin-Portekiz anlaşma- sının imzalandfğı 1987 vıhndan bu yana ar- kamızda üzerinde çaüşılabuecek sağlam te- melleredayanan bir sistem btrakmak içinça- uşük" dedi. Makao gelirlerinın >üzde 50'sin- den fazlasını kumarhanelerden elde ediyor. Tören için bölgeye gelen Çin Devlet Baş- kanı, 6.8 milyon insanın yaşadığı eski Ingi- liz sömürgesi Hong Kong'un idaresinin Tem- muz 1997'de Çin yönetimine geçmesinden sonra 430 bin nüfuslu Makao'nun da yönetimini devralarak tarihi birbaşanya im- za atmış oldu. Hong Kong gibi, "tek ülke, Ud sistem" formülüyle Çin idaresine geçen Makao'yu yönetmek görevi Edmund îko'ya verildi. Israil-Suriye Barış parasını Washington ödeyecek • îsrail ve Suriye, banş karşılığında ABD'den milyarlarca dolar istiyor. DışHaberterServisi-tsrail'in. Suriye ileba- nş yapmak için ABD'den 15 milyar dolar is- tediği öne sürüldü. ABD basmında yer alan haberlere göre, Is- railli yetkililer, Golan Tepeleri'nin Suriye'ye bırakılmasının tsrail'e askeri ve ekonomik açıdan 15 milyar dolara mal olacağını hesap- ladı. Bu paranın ABD tarafından karşılanma- sını isteyen lsrailli yöneticiler. ahnacak yar- dımın. stratejik önemi bulunan Golan Tepe- leri'nin kaybedilmesini telafi amacıyla böl- geye yeTİeştirilecek gelişmiş elektronik aygıt- lann satın alınmasmda kullanılacağını ifade ettiler. Golan'daki yerieşimcüer Golan'daki 30 yerleşim biriminde yaşayan 18 bin Yahudinin nakledilmesi için de yardı- ma gereksınım duyuluyor. lsrailli bir yetkıli, yardım için kongreden onay çıkmasının zor olduğunadikkatçekti. Suriye'ninde ABD'den milyarlarca dolar yardım talebinde bulundu- ğu belirtiliyor. Suriye'nin alacağı yardımın, Sovyet yapımı askeri malzemenin yenilen- mesi ve ekonominin canlandınlması için kul- lanılması hedefleniyor. Clintonın skandalları Tatura devlete' VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Bffl Chnton'ın. Whitewater ve Monica Levvinsky skandallan yüzünden harcadığı milyonlarca dolarlık faturayı devlete ödetmek istediğine ilişkin savlar ortalığı kanştırdı. ABD'de yayımlanan The Washington Post'ta yer alan haberde, Clinton'm, eşi Hilarv'nin de kanştığı yolsuzluk suçlamalanna ilişkin Whitewater skandalı ile eski Beyaz Saray staj- yeri Monica Levvinsky'nin kanştığı skandal- la kabaran 10 milyon dolan aşan faturalann devlet tarafından ödenmesı için hükümete ta- lepte bulunacağı öne sürüldü. Clinton ve eşi- nin, skandallarla ilgili olarak yürütülen araş- ürmalar dolayısıyla yüklü miktarda borçlan- dıklannı belirten gazete, hiç hüküm giyme- mesi nedeniyle, daha önceki başkanlar gibi Glinton'ın da borçlannı devlete ödetme yo- luna başvuracağını yazdı. Gazete, Beyaz Saray'da skandallann fatu- ralannı devlete ödetme yoluna, Ronald Re- agan ve George Bush'un da başvnrduğunu be- lirtti. ABD yasalanna göre başkanlar suçlan- dıklan konuyla ilgili olarak uygun ücretli bir avukat tutmuşlarsa, yürütülen araştırmanın faturası devlet tarafından ödenebiliyor. ÖR UŞ / AYHAN KAMEL Emekli Büyükelçi Türkiye'nin AB'ye aday ülke statüsünü kazan- mış olması kuşkusuz sevindirici. Ancak adaylı- ğımızın açıklanmasından beri medya dahil ka- muoyumuzun büyük bir kesiminde hep bir ağız- dan "büyük başan "dan söz edilmektedir. Bun- da, adaylığın reddi halinde doğabilecek bir kri- zin Türkiye'nin gösterdiği uzlaşmacı zihniyet sa- yesinde aşılmış olmasından dolayı bazı yaban- cı devlet ve hükümet başkanlannın ve yabancı medyanın Türkiye hakkında sarf ettıkleri övgü do- lu sözlerin de payı olduğu bir gerçek. 1963 yılında AET ile imzalanan ortaklık anlaş- ması Türkiye'ye tam üyelik perspektifini esasen vermekteydi. Buna ilaveten 1996 yılında AB ile yaptığımız gümrük birliği anlaşması da dikkate alındığında, Türkiye'nin adaylığı, diğer aday ül- kelere nazaran daha da öncelikli olmalıydı. Bu nedenle vaktiyle Lüksemburg'da Türkiye'nin adaylığı mevzuunda ahnan ret kararı esasen bü- yük birhaksızhktı. Burtibarla,AB'nin bu defa Tür- kiye'ye yaptsğı adaylık önerisi, Lüksemburg'da- ki yanlışlığın düzeltilmesinden ibarettir. Diğer bir deyişle, önce hakkımız olan bize kaybettirildi, son- ra da tekrardan bulduruldu, ancak üstüne ağır bir fatura da eklenerek. AB'nin görunürdeki bu tutum değişikliğini, Türkiye'nin bölgesındeki öne- mini yavaş yavaş kavramaya başladığı şeklinde izah etmek pek inandıncı değil. Üyelik için yerine getirilmesi gereken yüküm- lülüklere gelince. Diğeradaytargibi bizim de Ko- penhag kriterlerinin gereklerini yerine getirme- miz çok doğal. Bunun için, her şeyden önce hal- kımızın AB felsefesini ve gereklerini özümseme- si ve benimsemesi için ciddi bir hazırlık ve ça- lışma yapılmalı. Ekonomide istikrann sağlanma- sı, enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi, kamu borçlannın GSMH'nin belli bir yüzdesini geçmemesi gerekiyor. Devlet yapısının reorga- nizasyonu ve hukuk sistemimizin bütünüyle AB müktesebatına uyaıianması da keza yapılması gerekli önemli işler arastnda. Pek tabii ölüm ce- zasının kakdınlması da bu çerçeveye giriyor. An- cak bütün bunlann aşılmaz olmadığı kanısında- yım. Türkiye açısından diğer adaylara nazaran asıl güçlüğün insan haklan ve özellikle azınlıklar ko- nusunda yaşanacağı muhakkaktır. Zira bu ko- nuda büyük ölçüde önyargılı olan Avrupa kamu- oyu, asırlarca iç içe yaşadığımız, ortak kültür mi- rastna sahip olduğumuz, Istiklal Savaşı'nt birlik- te kazandığımız ve Cumhuriyeti birlikte kurdu- ğumuz Kürt kökenli vatandaşlarımızı bir azınlık olarak görmekte olup, onlara azınlık haklan ta- nınmasında ısrarlıdır. Bu konuda Türkiye'nin ile- ri sürdüğü çok haklı savları anlamamakta da di- renmektedir. Türkiye'ye verilen adaylık statüsünde, diğer aday ülkelerden farklı olarak, Kopenhag kriter- lerinin ötesinde iki de önkoşul yer almaktadır, üs- telik hükümetimiz hiçbir önkoşulun kabul edil- meyeceğini birçok kez açıkladığı halde. Türki- ye'ye bu iki konuda kesilen fatura oldukça ağır- ABKompleksi dır ve aynmcı bir uygulamadır. Gerçekten de Helsinki Bildirisi'nde Kıbns konusu ile ilgili ola- rak sorunun çözümsüzlüğünün Rum yönetimi- nin AB'ye alınmasını engelleyemeyeceği açık seçik ifade edilmiştir. Bunun hemen ardından di- ğer faktörlerin dikkate alınacağı yolundaki içe- riği müphem ekleme, kanımca fazla bir önem ta- şımamaktadır. Kıbns sorunuyla ilgili bu rfadele- rin, Sayın Denktaş'ın haklı olarak vurguladığı gibi, Kıbns Rumlarını uzlaşmaya değil, uzlaş- mazlığa sevk edeceği kuşkusuzdur. Geçmiş yıl- larda ASALA militanlarına övgü düzen ve PKK teröristlerine kucak açan Kıbns Rum yönetimi- nin AB'ye alınması halinde ise Kıbnslı Rumlann sırası geldiğinde Türkiye aleyhinde vetolannı kul- lanmakta hiçbir tereddüt göstermeyecekleri ve bu vetoyu aşmanın Yunan vetosundan daha da güç olacağı ortadadır. Adalet Divanı'na gitme mevzuuna gelince: Helsinki metninde 2004 yılına yapılan atfın, sa- dece AB'nin bu tarihte bir durum değerlendir- mesi yapacağı, yoksa Türkiye'ye 2004 yılına ka- dar Divan'a gitme yükümKJlüğünü getirmediği yo- lundaki güvence de kanımca havada kalan bir noktadır. Aslında Türkiye, daha önce yapılacak müzakereler yoluyla Divan'a götürülecek konu- lann ve anlaşmazlık noktalarının tarifi halinde Uluslararası Adalet Divanı'na gitmeye karşı de- ğildir. Ancak Yunanistan, Divan'a neyin götürü- leceği hususunda akıl almaz derecede aynmcı ve tek yanlı bir tutum sergilemektedir. Gerçek- ten de Atina, Ege'de sadece kıta sahanlığı so- aınunun mevcut olduğunu iddia etmekte, buna karşılık Doğu Ege adalannı sılahlandırmak ya da 6 millik karasulanna sahip her bir Yunan adası etrafında 10 millik hava sahasını ilan etmek su- retıyle gerçekleştirdiği haksız uygulamalan Divan'a götürmeyi reddetmektedir. AB ülkeleri de bu du- rumu bile bile iki ülkenin sorunlannın 2004 yılı- na kadar Divan'da çözümlenmesinden söz ede- bilmektedirter. Hükümetimizin bu koşullann kabul edileme- yeceği yolunda çekince ifade eden açıklaması, AB'nin aldığı karan değiştiremez. Ayrıca Finlan- diya Başbakanı'nın mektubunda belirtilen ya da şifahen verildiği söylenen güvencelerin de bu açı- dan bir önemi yoktur. Ortaklık anlaşmamızın sa- rih hükmüne rağmen 1980 yılında başlaması ge- reken serbest dolaşım hakkını rafa kaldıran AB ülkeleridir. Keza, Ittifak Anlaşması'nda Kıbns'ın, Türkiye ve Yunanistan'ın birlikte üye olmadıkla- n hiçbir siyasi, ekonomik ya da askeri örgüte ka- tılamayacağını belirten sarih hükme rağmen Rum hükümetiyle müzakereteri açmaya bir sakınca gör- meyen ve bu defa da birliğe almaya hazırlanan aynı ülkelerdlr. Görüldüğü üzere devletler huku- ku açısından bağlayıcılığı olan hükümleri dahi göz ardı edebilen AB ülkelerinin bu defa verdikleri za- yıf güvencelere ne derece güvenilebileceği or- tadadır. Kaldı ki bu zayıf vaatleri yapanlann ya- nnlarda mevcut hükümetlerin başında olmaya- caklan da aynca göz önüne alınması gereken bir husustur. Bütün bunlara rağmen hükümetimizin AB öne- risini reddetmenin yaratabileceği rahatsızlık dik- kate alınarak önenyi kabule zorlandığı anlaşılmak- tadır. Ancak hükümetimizin hiçbir önkoşulun ka- bul edilmeyeceği yolundaki açıklaması bilindiği halde yapılan bu dayatmanın resmen kabul ya da reddi yerine önerinin sadece not edilmesiy- le yetinilebilir ve önümüzdeki dönemde önkoşul- lann kaldınlmasına çalışılabilirdi. Bu suretle, ön- ceki açıklamalanmızla tutarlı bir davranış da or- taya konulmuş olurdu. Öneriyi bu şekliyle kabul etmekle üyelik konu- sunu daha da zora soktuğumuz düşüncesinde- yim. Gerçekten de Yunanistan, Kıbns ve Ege sorunlanndaki görüşlerinı AB'ye benimsetmek suretiyle Türkiye'yi bu konularda AB ile karşı karştya getirmiştir. Buna rağmen mevcut güç- lükterin yine de üstesinden gelebileceğimize ina- nıyorum. Yeter ki Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türk; öğün, çalış, güven" sözlerinin gereğine uyarak, sadece ve sadece kendimize güvene- rek ve bu konudaki kompleksimizden de sıyn- larak, hükümetimiz, özel sektörümüz ve sivil top- lum örgütlerımizle birlikte tüm Türk ulusu olarak el ele vererek amaca ulaşma irade ve kararlılığı- nı ortaya koyalım ve bunun için ciddi çaba gös- terelim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear