Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16ARAUK 1999 PERŞEMBE
8 HABERLERÎN DEVAMI
TURKİYE
tstanbul PB 13 Sinop
Edime
A 13 Adana
PB 13 Samsurt Y 15 Mersin
Kocaelı PB 14 Trabzon Y 13 Diyarbakır
Çanakkale PB 15 Giresun Y 14 Şanlıtırfa
Izmir A 16 Ankara PB
Manisa A 14 Eskişehır PB 4
Aydın A 15 Konya PB 5
Denizli A 15 Sıvas
Zooguldak A 11 Antalya A 15 Kars
İ1 buhjfllJ
Yurdun doğu ke-
simleri parçalı ve
çok bulutlu, Ortave Oslo
S MERKEZLER
K -3
Doğu Karadeniz, Iç Helsinki K 5
Anadolu'nun do- Stockholm Y 0
ğusu.DoguveGü- Londra Y
_0
5
neydoğu Anadolu Amsterdam Y
bölgelen yağtşlı Brüksel Y
öteki yerter az Panş Y_
bulutlu geçecek. Bonn B
Münih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
>-
Y
PB
Y
Y
Y
PB
3
5
12
2
7
9
15
16
Moskova K 2
3 Zürih K 3 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
PB
PB
PB
K
PB
7
-10
8
11
0
1
20
Y 15
Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmuriu Sulu kar k Gok günjltûlu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
önerdiği yöntem de doğru.
Bir başka doğru daha var: Bu takvim hükümet-
ten hükümete değişmemeli. Hangi hükümet gelir-
se gelsin, tam üyeliği elde etmemiz için yapmamız
gereken işler takvimde konduğu gibi yürümelidir.
Bu önerilerin olabilirlik şansı nedir? Liderlerin
adaylık süreci başladığından beri söytedikterini att
alta getiriniz. Çıkan tablo, ufacık umut vermiyor.
"Parçalı Meclis'e ve koalisyonlara rağmen sap-
tanacak takvimin istikrariı birşekilde yürütüleme-
yeceğini" gösteren işaretler daha ilk günlerden alı-
nıyor.
Bu saptamayı doğrulayacak örnek pek çok. Di-
lerseniz, son günlerde gündemin ilk sıralannda
yer alan konuyu masaya yatıralım:
Idam cezaşı!
Abdullah Öcalan'ın Roma'da ortaya çıkışından
beri toplumun özenle izlediği birsorun, bir konu i-
dam.
Itatya, Türkiye'de uygulanmamasına karşın ida-
mın yasalarda yer aldığını öne sürerek Ocalan'ı
Türkiye'ye iade etmeyeceğini bildirdi.
O sırada seçim gereği Adalet Bakanlığı'na geti-
rilen bağımsız Hasan Denizkurdu, kapı kapı do-
laştı. Bugün hâlâ partilerin başında bulunan uzak
görüşlü olduklannı sandığımız lidertere idam ceza-
sını kaldırma önerisinde bulundu.
Denizkurdu üstelik idamın sadece öcalan'ı al-
mak için kullanılmayacağını, Avrupa koşullanna
uymayı kabul ettiğimiz anlaşmalar gereği zorunlu
olarak yasalarda gereken düzeltmeyi yapmamızı
anlattı, anlattı...
Söyledikleri sağır bir duvara çarptı.
AB, öcalan'ın idam edilmemesini üyelik için ne-
redeyse bir koşul olarak öne sürünce, bizim kısa
görüşlü siyaset adamlarımız idamın kaldınlmasın-
da değişim gösterdiler.
Tek Ecevit'te değişen bir şey yok. Dün söyledi-
ğini bugün de yineliyor. Idama karşı. TBMM'deki
oyu yetersiz. Öteki partilerin desteğine gereksini-
yor.
Ne oluyor?
Ama bakın, şu oluyor: Apo Roma'da iken ida-
mın kaldınlmasına karşı çıkanlar, AB'den esen rüz-
gârla döndüler.
Mesut Yılmaz, idam cezasına üstü kapalı biçim-
de, "Avrupa standartlannı yakalamalıyız" diyerek
destek vereceğini duyuruyor.
Denizkurdu'nun girişimlerine, "Toplum idamın
kaldınlmasına henüzhazırdeğil" diyen, ne hikmet-
se tartışılan her konuda bülbül gibi fik.tr söyleyen,
fikir üreten Cumhurbaşkanı suspus.
İdam tarifesi ile seçimlerde oy yakalayarak yük-
selen parti durumuna giren MHP, evlere şenlik. Bir
öyle, bir böyle.
öcalan'ın idamını ısteyen MHP, TBMM'de ikin-
ci büyük grup. Bir bakıyorsunuz, idam cezasının
kalkmasına bir yanlı, bir değil.
Canım efendim: ulus önünde sözü özü bir, tek
parti olduğunu söyleyegelen MHP, neden böyle; ni-
çin Kararsız Kasım?
Kimi der ki, böyle davranması tabanına, şehit ai-
lelenne ve tabii, ulusa verdiği sözünden kaynakla-
nıyor.
Kimi der ki, elbette öyle davranacak; seçimlere
değin hükümette kalabilmek için idare-maslahat
gereği.
Ordunun sesi Milli Savunma Bakanımız Çak-
" makoğlu, AB standartlanna uyalım, ama idamın
kaldınlması ayn bir konudur, der. Der ama:
Yanında oturan Bakanlık Müsteşarı Korgeneral
Şener Eruygur'un uzattığı notu okur, bir dakika
öncesöylediğini. "Kopenhagölçütlerihepimiziçin
geçeriidir" diye çevirir.
Ya Genel Başkan Devlet Bahçeli? Son grupta
idamın kaldınlmasını isteyen Avrupalılara öyle bir
karşı çıkar ki... Sanırsınız Öcalan ipte sallandı, sal-
lanacak!
Olmuyor, MHP olmuyor. Neyse muradın tek
ses ol, söyle! Yok öyle, bir böyle!
Bu koşullarda olan Cumhurbaşkanı'nın önerisi-
ne olmuyor mu?
Hani siyasetçilerimtz gelen gidenle değişmeye-
cek bir takvim yapacaktı daa..
Arkasını siz getirin!
AB için lnzh hazırbk• Baştarafı 1. Sayfada
kapsamda durumunun gündeme
gelmesi beldeniyor.
Dışışlen Bakanı İsmafl Cem tara-
fından dile getirilen Kürtçe TV ve
anadilde eğıtrrrun de zirvede görü-
şülecek konular arasında yer aldığı
kaydedıldı.
AB adayhğı sürecinde insan hak-
lan ile ılgılı yapılacak çalışmalar da
dün gerçekleştınlen İnsan Haklan
Koordinatör Üst Kurulu'nda görü-
şüldü. Kunılun toplantismm ardın-
dan bir açıklama yapan Devlet Baka-
nı MehmetAHtrtemçcik, Başbakan-
lık'a bağlı İnsan Haklan Başkanlığı
ve sıvıl toplum örgütlerinin de katı-
lımıyla İnsan Haklan Danışma Ku-
nıhı ile ügili düzenlemenin yapılacak
küçük düzeltmelerin, ardından Ba-
kanlar Kuruhf na sunulacağını söy-
ledi. İnsan Haklan Başkanhğı'mn bu
konudaki yûrütme organı olacağını
kaydeden Irtemçelik, "Buna itave,
damşma organı olarak yarartanmak
özere bir İnsan Haklan Damşma Ku-
ruhı kunıyoruz. Shil toplum örgüt-
terimizi. ünrversıteterimizi fotoğran-
mız içiııe alacağız. Buıüann birikun-
lerinden, teuankrinden vararlanma
oianagmuz daha sistematize olacak-
Or"dedı.
Irtemçelik, Tetörle Mücadele Ya-
sası'nın 8. maddesi ve Türk Ceza Ya-
sası'ın 312. maddesi ile ilgıli yeni bir
düzenleme yapılıp yapılmayacagının
sorulması üzerine. "Yapdması gere-
kenler beOknr, normlar belidir. Tür-
tiye'nin verileri ortadadır. makulün
çerçevesinde yapdması gerekenlerin
nepsi, bir sistem dahilinde yapılacak-
ur" dedı. lrtemçelik, "Lozanüeaan-
hk kabul edilen gayrimüsliın yurttaş-
lara >öneBkhükûmetinyeni birçahş-
masının olupobnadığr sonısuna da.
"Bir kere birtarama çakşmasınıyap-
mamtz gerekiyor. Bu akkmza geiebi-
lecek her konu için geçeriidir. Lo-
zan'la tannınıış olan azuüddar konu-
sunda Türkiye'nin yükömtülükleri
de beflidir. Bu vükümlülüklerin gere-
ğinin yerine getirürnemesigibi birşey
söz konusu değildir. kabul edilemez.
Bir eksiğimiz, aksağımız, herhangi
bir noktada oluşmuşsa eğerve fark e-
dümişse mutlaka ne gerekiyorsa o ya-
yanıtını verdi. Irtemçelik, Yu-
nanistan Başbakanı Kostas Simi-
tis'ın, AB Dönem Başkanı Paavo
Lipponen'ın Ecevıt'e yazdığı mek-
tup konusunda söylediklerine ilişkin
bir sorayu da şöyle yanıtladı:
"Yunanistan Başbakanı Simitis'in
söytediğmffi maalesef doğru olmadı-
ğmı sövieyebilirim. Mektubun statü-
sü ile ü^İDibeürttilderi doğru değüdir.
Gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın
LJpponen, o güvence açıklama mek-
tubunuSayın Başbakanıraıza tabiiki
Finlandiya Başbakanı otduğu için de-
ğil, AB Dönem Başkanı otduğu için
göndenniştir. tçindeki ifadelerde de
zaten Say ın Lipponen AB adına açık-
lamalar yapmakta ve güvence ver-
mektedir. Aksini de duşümnekzaten
mûmkün değfldir.''
6
Kıbri8 barış köprüsü olsun9
• Baştarafı 1. Sayfada
mak üzere saat 10.30'da Istanbul'a
geldi. Denktaş'ın New York'tan gel-
diği THY'nin tarifeli uçağının rötar
yapması ûzerine Başbakan Ecevit,
Devlet Bakanı Şukrü Sina Görel ve
Istanbul Valisi Erol Çalar ile heli-
kopterle Kilyos ve civan üzerinde
yaklaşık yanm saat tur attı.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş saat 13.30 sıralannda hava-
alaruna gelmesınuı ardından Başba-
kan Ecevıt'le şeref salonunda bir sa-
at süren bir gönîşme yaparak bilgi
verdi. Göriişmeden sonra Başbakan
Ecevit ve Denktaş birlikte bir basın
açıklaması yapolar.
Denktaş, Başbakan Ecevit'in ilk
sözü kendisine vermesı üzerine "Ük
defa BM önüne KKTC'nin Rum
cumhuriy^ti ile konfederasyon yap-
ma istemi ve konfederasyon şekli ko-
nutmuştur" dedi. Kıbns'ta iki devle-
tin varlığı gerçeklığinin kabul edil-
mesi gerektığini; Türkiye'nin, Kıb-
ns üzenndeki haklannı kimsenin or-
tadan kaldıramayacağını belirten
Denktaş, Başbakan Ecevit'in Helsin-
ki'de yaptığı temaslarda, KKTC'yi
koruma ve kalkındırma yönündeki
ginşımlerinı sevinçle kaışıladıklan-
nı dile getirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş,
sözlerini şöyle sûrdürdü: "Biziın gö-
revimiz Kjbns'u Türkiyeve Yunanis-
tan arasmda banş köprüsü yapmak-
ör. 1960 anisşmasını y-apanbum da
öngördükleri hedef bu idL New Y-
orkta Makarios'un sUahlan tarann-
dan 1%3 yıkmımın yapddığnıı anlat-
nk. Yunanistan'dan gelen 20 bin as-
ker Makarios'a j'arduncı olmustu.
Görüşmelerimizde 'Kıbns Türk'ü
Rumlar tarafından kolonize edile-
mez, bu bilinçle konuya yaklaşınız'
mesajmı venlik'" dedi. Daha sonra
gazetecilerin sorulannı yanıtlayan
Denktaş. "AB protokoifinde, Kıbns
ie ilgüi maddeyi nasıl buMuğunun"
sorulması üzerine, "Bahse konu me-
tinde 'ilgili bütün taraflar göz önün-
de tutulacaktır'ifadesi \er abyor. Bu
ifadenin kapsannndaTürkiyeve KK-
TC de vardff" dedi. Denktaş, bır baş-
ka soru üzerine de, "Tûrkiye ve biı
haknyız. Kıbns Rumu, Kıbns hükfi-
meti srfaûnı silah zoruyia alnuşör"
dedı. Denktaş, "Corüşmderin AGİT
ie HebİBki arasmda bir yere süastı-
Rauf Denktas'ı kar$dajqj^k üzere tstanbul'a gelen Başbakan Ecevit, Atatürk Hav^hmaru'nda uçaktan inip
yürûmeye başla4ipida prMokol için serilen kırnuzı halı sert rûzgânn etkisiy le havalanıp önünü kesti.
Görevtiler,hahyıdüzettmeyeçalışırken Ecevitkenardanv^rümeyitercihettL(Fotoğraf: HATtCE TUNCER)
nbnası ise senarywlur. Ama bu bfcri
etkfleroemistir'' diye konuştu. Kıb-
ns'ın toprağını ve Kıbns insanının
geleceğini anavatana da güvenerek
koruyabilecek dunımda olduklannı
ifade eden Denktaş. "Ama biz. biç-
bir zaınan Kıbns'ı Türkiye"nin görü-
ne mfl taşı >apmayTz" dedi
Ecevit de, Türkiye'nin Kıbns ile
ilgili tavnnda ve tutumunda bir de-
ğişiklık olmayacağını defalarca ifa-
de ettiklerini belirterek "Bizim bu
tevTnnızbaiııerek Türkiye'ye adaytk
statüsü verildi" dedı. Basın toplan-
tısı su-asında Denktaş'a yöneltilen
sorulara da zaman zaman Denk-
taş'tan sonra yanıt veren Ecevit bir
soru üzerine, Helsinki zirvesinin so-
nuç bildirgesinde, Kıbns sorununun
çözümüyle ilgili olarak "tlgüi bütün
faktörter göz önünde rutulacaktır*'
ibaresinın bulunduğunu belirtti.
Başbakan Ecevit de Türkiye'nin
AB'ye adaylığının Finlandiya Baş-
bakanı ve AB Dönem Başkanı lip-
ponen'in 10 Aralık gecesi gönderdi-
ği mesajdan sonra kesinlık kazandı-
ğını hatırlatarak Lipponen'in Kıbns
konusunda 4 yıl sürecek uğraştan
sonra bır sonuç ahnamadıgı takdir-
de, konununLaheyAdalet Divanı'na
götürüleceği yolundaki ibareye de
açıklık getirdiğini ve 4 yıl sonra hiç-
bir sonuç alınamazsa. konunun mut-
laka yeniden değerlendirileceğini
ifade ettiğini söyledi.
Başbakan Ecevit, Yunanistan Baş-
bakanı Simitis'vn ise dün yaptığı bir
açıklamada, Lipponen'ın söz konu-
su mektubu "AB Dönem Başkanı SH
fany la değfl. Finlandiya Başkanı sıfa-
tıyiagönderdiği" göruşünü savundu-
ğunu kaydederek oysa Lipponen'in
Avrupa Parlamentosu'nda, o mektu-
bu kendi adına değil, AB adına gön-
derdiğini açıkça ifade ettiğini dile
getirdi. Bir gazetecinin, "Güney K*-
ns'ın AB'ye ahnması haünde rutu-
munuz ne olacakür" şeldındeki so-
rusuna, KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş. "AB'nin böyk bir hatayı
yapacağuu sanmıyoruz" şeklinde
karsjilık verdi. Aynı soruyu Ecevit
şöyle cevaplandırdı: "O zaman bir
boşhık doğacakdr. Ashnda bir boşhık
yoktur. Orada ciddi. köklü bir devlet
vardır. Eğer Kıbns'ın sadece bir ya-
nsını AB'ye alacak oluriarsa, öteki
tarafuı bir devlet olduğunu fiilen ka-
bul etmiş olacaklanhr.1
*
Ecevit ile Denktaş, İstanbul'daki
görüşmeleriniHardından birlikte An-
kara'ya gittiler. Denktaş, Ankara'dan
Kıbns'a Ecevit'in özel uçagı "Ata"
ile gitti.
lipponen'in mektubu
Finlandiya Başbakanı Ljpponen,
Başbakan Ecevit'e gönderdiği mek-
tubu "dönembaşkanı" sıfatıyla yaz-
dığıru bildirdi. Yunanistan Başbaka-
nı Costas Simitis. Atinada yaptığı
açıklamada, Lipponen'ın mektubu-
nu, AB Dönem Başkanı sıfatıyla de-
ğil, Finlandiya Başbakanı sıfatıyla
gönderdiğini öne sürmüştü.
Bu arada, BM Güvenlik Konse-
yi'nce dün akşam kabul ediknesi
beklenen Kıbns ile ilgili karar tasa-
nsında Rum yönetiminden "Kıbns
hükümeti
r
şekünde söz edilmesi ne-
deniyle KKTC, adada bulunan BM
Banş Gücü (UNFICYP) ile işbırliği
yapmayı reddetti. KKTC 'nin bu yol-
daki görüşü, New York temsılcisi
Büyükelçi Aytuğ Ptümer tarafından
Güvenlik Konseyi Başkanı Jeremy
Greenstock'a resmen ıletildi.
Öte yandan, Kıbns'ta görevli UN-
FICYP Komutanı Arjantinlı Tümge-
neral Evergusto Arturo de Vergara,
3 yüdır sürdürdüğü görevinden dün
aynldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Fenerbahçe'nin Pendikspor'a yenilerek tarih
yazması ise bizim konumuz değil.
Her ikisinin gelişimine bakınca insan keyifleniyor
Tam Avrupalı olduk!
Bir toplumun bütününü, okluğu gibi değiştire-
mezsiniz ya; bu işi adım adım yapacaksınız. Biz,
organize suç örgütü kurmuş, pek çok kişinin öldü-
rülmesi ve yaralanması olayına kanşmış, özelleş-
tirme ihalelerine fesat kanştınmış, siyasilerle olma-
dık ilişkilere girmiş bir kişiyi bile İnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi'ne yakışacak biçimde getirip ce-
zaevine koymuşuz.
Arkadaş, Türkiye'ye gelince neleryapmayı plan-
ladığını, düşünce özgürlüğünün bütün olanaklan-
nı kullanarak söylemiş:
"Gelince benimle hesaplaşmak isteyenler ola-
caktır. Benimie işi olan herkesle, cezaevi maltala-
nnda, adliye koridoriannda hesaplaşabilihm. Bu-
na hazınm."
Avrupa "ma/ta " deyince AB'ye girmeye hazır bir
ülkeyi anlıyor. Biz "malta" deyince, cezaevi kogu-
şunun koridorunu anlıyoruz. Küçük bir anlayış far-
kı, sanınm aşanz!
Arkadaşa Türkiye yolculuğunda eşlik eden gü-
venlik güçleri de sürekli şöyle hitap etmişler.
- Alaattin Abi!
Benzer hitap biçimini, Çakıcı kaçak durumday-
ken, gazeteciler kullanmıştı. Kendileri medya ara-
cıltöıyla gerekli duyuruyu yapmıştı:
"7stanbu/'da falanca bölgelerde kan gövdeyigö-
türecek. Şu şu kişiler kendisine dikkat etsin!"
Bireysel özgürlük diye buna deniri
Çakıcı, Kartal Cezaevi'ne kondu. Komşulan ta-
nıdık; Erol Evcil, Adnan Hoca... Cezaevindeki bu
bölümün adı da yine tam AB'lik:
"Flamingo yolu..."
Siyasilerimiz Çakıcı'yı istedikleri gibi sorgulaya-
madıklan için çok üzgünler. "Aaahh" diyorlar, "/-
dam cezası nedeniyle Fransa 'nin yargılamaya koy-
duğu koşul olmasaydı, pek çok olayaydınlanırdı!"
Sanki Türkiye'de yakalanan çete üyeleri çok ge-
niş sorgulandı da...
Çakıcı olayının AB standartlannda sürmekte ol-
duğuna ilişkin bir kanıt da yakın dostu Sedat Pe-
ker'in yaptığı degeriendirmeler. Peker şöyle diyor:
"Çakıcı banş yapmalıdır. Benim açımdan dost-
luğumuz sürmektedir. Kılıç ve Çakıcı için arabu-
lucu bulunmalıdır. Bu savaşın kazananı olmaz..."
Ne diyelim? Kopenhag kriterleri gibi bir deger-
lendirme!
Halkımız arkadan gelsin
, ' Arîkara'jdaöncekiıakşarnuzeriyaşananlariseşu-
Tttî gösteriyordu:
Önce milletvekili emeklilerimiz AB standartlann-
da yaşamaya başlayacak. Sonra bu, adım adım,
yüksek yargıdan başlayarak öteki kurumlara yay-
gınlaştınlacak.
Konuya ginneden önce şu noktanın altını çize-
lim:
Milletvekillerimiz emekli olduktan sonra, Anado-
lu deyimiyle, namerde muhtaç olmamalıdır. Baş-
ka geliıieri oimasa bile salt emeklilik maaşlan yet-
melidir.
Buna sağduyulu kimse itiraz etmez.
Ancak vekillerimiz bunu yaparken ne anayasa
dinliyorlar ne de kamuoyu tepkisi. Bugüne dek
tam 8 kez Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edilmiş bir uygulamayı, bir akşamüzeri, sessizce
kalıctlaştırmak için adım attılar. Plan-Bütçe Komis-
yonu'nda muhalefet olmaksızın 15 dakikada gö-
rüşüp karara bağladılar.
Hazırladıkları metin de evlere şenlik. Helsinki bil-
dirisinden hallice...
2829 sayılı kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasın-
daki 'resen emekli olma' ibaresinden sonra gelmek
üzere 'süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma
veya seçilme' ibaresi eklenmiş...
Vekillerimiz bu kez işi sağlama bağlamışiar. Ben-
zer yasayı daha önce 8 kez iptal eden Anayasa
Mahkemesi üyelerine de ayda 360 milyonluk ek
tazminat getirmişler!
Yaşasın... Vekillerimiz ve yüksek yargı üyelerimiz
AB standardını yakaladı. Artık daha kolay tam üye
oluruz...
Halkımız da arkadan gelsin...
Yabancı sermayeye serbestlik
• Baştarafı 1. Sayfada
nin uzun süre alabileceğine dik-
kat çekildi.
Türkiye'nin tam üyelik için
yasa, rüzük ve yönetmeliklerini
AB müktesebatı olarak adlandı-
nlan AB hukuku ile uyumlulaş-
tırması gerekıyor. 31 ana başlık-
ta toplanan AB müktesebatı yak-
laşık 120 bin sayfadan oluşuyor.
AB Komisyonu'nun raporun-
da ana başüklanyla şu değerlen-
dinrıe ve isteklerde bulunuldu:
Ekonomi: Devlet bankalannın
hâlâ çok büyük olan rolünün
azaltılması için yeni adunlar ge-
reklidir. Merkez Bankası'nın ba-
ğımsızlığını sağlamak için, ilgi-
ü mevzuat uyumlu hale getiril-
melidir. Kamu makamlannm
mali kurumlara imtiyazlı erişim
imkâm ohnasını engellemek için
mevzuat değıştirilmelidir.
Sermayenin serbest dolaşunı:
AB ve Türkiye arasında serma-
ye hareketlerinin daha fazla ser-
bestleştirilmesi gerekir. Özellik-
le madencilik, enerji ve bankacı-
lık sektörlerinde yabancılann
dogrudan yatınm yapmalan üze-
rindeki kısıtlamalar kalkmalıdır.
Emlak alanında da yabancı ser-
maye yatınmlannda kısıtlamalar
kalkmalıdu-.
Mal ve hizmetlerin serbest do-
laşunı: AB ve Türkiye arasında.
gümrük birliğine karşm bu ko-
nudaki teknik çerçeve yasasının
kabul edihnemiş olması spesifık
konulan kapsayan uygulama
mevzuatımn çıkarümasmı gecik-
tirmiştir.
Gıda maddelen alanında yeni
yönetmeliklerin çıkanhnası ge-
reklidir. Ecza ürünleri, kimyasal
maddeler yönergeleri henüz ak-
tanlmamıştır. AB'den ithal edi-
len gıda maddelen üzerinde
gümrük muayeneleri acilen kal-
dınlmalıdır. Sanayi ürünlerinin
serbest dolaşınnnın önündeki
teknik engellerin kaldınlmasına
ilişkin AT mevzuaü uygulanma-
lıdır. Menkul kıymetler piyasası
ve sigorta sektöründe müktese-
bat ile daha fazla yakınlaşma ge-
reklidir.
Vergiler. KDV sistemi, özel tü-
ketim vergileriyle ilgili olarak
Türkiye'nin sistemi AB mükte-
sebatından farklıdır. İthal malla-
nn yurt içinde üretilen ürünlerle
aynı oranda vergilenmesi sağlan-
malıdrr. İthal mallar için ek ver-
ginin kaldınhnasına öncelik ve-
riunelidir.
Sanayi ve tanm: Sanayi politı-
kasının önemli birboyutu, devlet
yardımlannm kontrol edilmesi
olmalıdır. AB'den canlı hayvan
ve et ithalatı üzerine Türkiye ta-
rafından konulan kısıtlamalar, ta-
nmsal ticaret ilişkilerine engel
olmaktadır. TEKEL'in imtiyazlı
konumu endişe yaratmaktadrr.
Enerji: Özelleştirme ve ulusla-
rarası tahkim olanağı getiren son
anayasa değişikliği, bu sektörde
önemli bir gelişme olmuştur.
Bundan sonra atılacak adunlar,
enerji iç piyasası, yerülenebilir
eneriilerinkullanürnasınınteşvik
edümesi ve Eurotom mükteseba-
tı gibi alanlarda uyumlulaşmayı
içermelidır.
Tetekomünikasyonvebügi top-
lumu: Bu alandaki yeni yasa tas-
lağı ana hatlan ile AB düzenle-
melerine uymamaktadır. Türki-
ye uygun mevzuatla bu sektörde
bütünüyle serbestleşmeyi sagla-
malıdır.
Gümrükler: Türkiye ve AB
gümrük rejimleri arasındaki
farklar, özellikle serbest bölge-
ler ile ilgili olarak tamamen gi-
derilmiş değildır. Gümrük alan-
lannda tam bir uyum için yeni
yasama çalışmalan yapıbnalıdır.
Ulaşorma: Türkiye topluluk
müktesebatına da dahil edilmiş
olan bazı önemli Birleşmiş Mil-
letler sözleşmelerini henüz uy-
gulamamaktadır. Denizcilik ala-
nında, GKRY'ye hizmet veren
gemilerin ve GKRY'de kayıtlı ge-
milerin Türk limanlannda tabi
olduklan muamele, hâlâ önemli
bir endişe kaynagıdır. Komisyon,
havayolu ulaştırması ile ilgili ola-
rak serbestleştirme istemektedir.
'En kısa zamanda üye olacağız'
• Baştarafı 1. Sayfada
kısa süredebanş,istikrar ve re-
fahında nâzım bir rol oynayan
büyük bir dflny^a devletidir. AB
içinde de bu büyüklüğüyle
orantihsorumluve ağırhkh bir
üye otocaknr" dedi.
Kıbns için New York'ta do-
laylı görüşmelerin başlatıldığını
anımsatan Demirel, bu görüş-
meler sonucunda bir çözüm bu-
lunmaması durumunda Güney
Kıbns Rum Yönetimi'nin
AB'ye girmesinin "AB açısın-
dan büyük bir sonınun kendi
bünyesine ithal edilmesinden
başka bir anlam taşunay^cağı-
m" vurguladı. Demirel, Kıbns
Rum tarafimn Helsinki karannı
görüşmeleri sabote etmek için
kuUanmaması ve iyi niyetle mü-
zakareleri sürdüımesi durumun-
da Kıbns konusunda taraflann
eşıt egemenliği zemininde adil
ve yaşayabilir bir çözüme ulaşı-
labıleceğrne ınandiklannı belirt-
ti. Devlet Bakanı MehmetAlitr-
temçeiik, Kıbns konusunun
Türk ulusunun hak ve çıkarlan-
na sahip çıkma iradesi demek ol-
duğunu söyledi. Irtemçelik,
AB'nin taahhütlerini yerine ge-
tirmesini beklediklerini, tersı
dunımda ilişkilerin zedelenece-
ğini kaydetti. Türkiye ile Yuna-
nistan'nın ilişkilerinde nitelık-
sel bir değişim olması gerektiğı-
ne işaret eden Irtemçelik, Yuna-
nistan'ın AB kurumlannda Tür-
kiye'ye engel çıkarmaması ge-
rektiğini de vurguladı.
Ankara Ticaret Odası Başka-
m SinanAygün. siyasetin sorun-
lan çözemediğine işaret ederek
"Halkınuzın AB adayhğını bü-
yük bir sevinçle karşüamasmın
hikmetibudur. Vatandaşnnız tü-
nelin ucundaki ışığı bulmuştur.
' Varsuı kokoreç olmasın. işkem-
be çorbası olmasın, dohntış ol-
masın" dedı. Türkiye AB Der-
neğı Genel Başkanı Prof. Dr.
Hatuk Günuğur, AB ışlerinden
sorumlu bir bakanlık ve TB-
MM'de bir AB ihtisas komisyo-
nunun kurulmasrnı istedi
AB Komisyonu Türkiye Tem-
silcisi Büyükelçi Karen Fogg,
Helsinki'den çıkan sonucu "mü-
kemmer olarak niteleyerek
Türkiye'nin bundan sonrakı tam
üyelik süreci için güçlü ve iyi or-
ganize olmuş bir "mekankma-
ya" gereksınımi olduğunu söy-
ledi.
Adaylığın ardından Türkiye
ve AB ilişkilerinde daha yakın
bir diyaloğun gerçekleşeceğini
kaydeden Fogg, "Üyeliksuredn-
de Türkiye. yaptsal refornuara
hazırlanırken AB"ninfınansalve
teknik desteğİDden istifade ede-
bilecektir. Türkiye'nin, mevzu-
atmıAB mevzuatıileuyumJaşür-
ması gerekiyor. Bunu yaparken
geçmişteki mevzuata ekştirel ve
açık yaklaşmalryTz" dedi.
Dışişlen Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Utaç Ozülker, aday-
lık ile Türkiye'nin ilk defa ger-
çekten Batıhlaşma fırsatını ya-
kaladığını vurguladı.
Özülker, Kıbns'la ilgili eleş-
tirilere işaret ederken "Bu nasıl
Kıbns'tn- ki 26 yiknr saübnadı,
ama hep sadkhğı söytendT dedi.
AB'ye tam üyelığin gerçek-
leşmesi durumunda Türkiye'nin
demokrasiyi öncelike Batı stan-
dartlanna ulaştırması gerektiği-
ni anlatan Özülker, bu dunımda,
eleştiri olarak yöneltilen "ondu
müdahalelerine" gerek kalma-
yacağını kaydetti.
AB Dönem Başkanı Finlan-
diya'nın Ankara Büyükelçisi B-
jönı Ekbtom, topun artık Türki-
ye'ye geçtiğini kaydederek tam
üyeliğin daha kısa sürede gere-
çekleşeceğini umduğunu söyle-
di.
AB-Türkiye Karma Parla-
mento Eşbaşkanı MHP'li Kür-
şat E^er de önceleri Türkiye 'nin
AB'yi haklı olarak suçladığını
bundan sonra AB'nin Türki-
ye'ye suçlamada bulunacağmı
belirterek "Beyaz sayfaya sahip
değiliz. İnsan haklan alanında
bugün i\ile^mclcr \apmak du-
rumundayTz"
Öymen meydan okudu
'Genel başkan
olmak îsteyen beni
yenmek zorunda'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanı Altan Öymen,
partisinin 18 Nisan se-
çimlerinde parlamento
dışı kalmasının, o dö-
nemde "seçimciHk ve
taktikçflik'' yapılmasın-
dan kaynaklandığını
söyledi. Öymen dün Bil-
kent Üniversitesi Yeni
Ufuklar Kulübü tarafm-
dan düzenlenen "Türki-
ye'de Siyaset ve Siyasette
Gençlerin Yeri" İconulu
panele katıldı. Türki-
ye'de gençlerin siyaset-
ten üzaklaştınhna süre-
cinin 12 Eylül'den sonra
hızlandığını belirten Öy-
men, 1982 Anayasa-
sı'nın da gençlerin siya-
sete katılmuna büyük
darbe vurduğunu söyle-
di.
Konuşmasının ardm-
dan öğrencilerin sorula-
nnı yanıtlayan Öymen.
seçim yenilgisine ilişkin
bir soruya, "Bana göre
son yasama döneminde
biz fazla seçim isteyen bir
parti olduk. Aceleci dav-
randık ve böyle yaparak
yaptiğunız birçok iyi işi
gölgeledik. Yolsuduk id-
dialanna karşı Medis'te
tek parti olarak mücade-
le verirken ve tüm parti-
ler üzerimize genrken
bunu anlatamadık. Yani
secimcüik ve taktikçfiik
bizi bu noktaya getirdi''
yanıtını verdi.
Öymen, bir öğrenci-
nin "Bayrağı devredece-
ğmiz genç Deniz Baykal
mı" sorusu üzerine ise
"Hiç böyk bir şey düşün-
medim.'Buyurun karde-
şim gelin, yerimi alın'
demem. Gelecek, müca-
dele edecek ve beni yene-
cek. Yerimi seve seve ve-
ririm. Ben bekhyonım ld
böyle biri sizin içinizden
çıksın. Kaldı ld Sayın
Baykal da çokgenç değfl.
Baykal'dan genç olması
lazun" dedi.