25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 KASIM 1999 PAZARTESİ ilkel ınsan dünyaya "ben ve düşmanlanm" olarak bakar. Uygarlık gelıştikçe, "ben" kavramı "biz"e, "düşmanlar" kavramı da "ötekiler"e dönüşür. Ne yazık ki bu gelişme ne somut olarak düşmanlan ne de soyut bır kavram olarak düş- manlığı ortadan kaldırır. Çünkü "düşman", "biz" kavra- mının tanımlanması ve belirlen- mesi ıçın gereklıdir aslında. önce dinler, sonra mezhepler, sonra ırk ve sonra mılliyet, "biz" kavramının tanımlanmasında en önemli "birieştirici" ve tanımla- yıcı işlevi yerine getirir. Tarım imparatorlukları zamanın- da "bizden olmayan" "düşman- dır". Bu yaklaşım endüstrı toplumla- rı aşamasında da ne yazık ki ge- çerlılığıni sürdürür. Tarım toplumlannda "biz" kav- ramını tanımlayan din ve mezhep inançlannın yanında, endüstri top- lumlarında ırk ve mılliyet de yerini alır. Fakat endüstri aşamasında toplumlar artık karmaşıklaşmış ol- duklarından dolayı, aynı milletten olduğu halde farklı din ya da mez- hep mensupları ya da aynı din ya da mezhepten olduğu halde fark- lı milliyetlere mensup olanlar, bir- likte yaşamaya başlamışlardır. Çağdaş sınıfların yani sermaye ve işçı sınıflannın ortaya çıkması ıle demokrasi gelişmiş, çıkar ça- tışmaları ve farklılıkları artık sınıf- sal ve sıyasal düzeye taşınmış, ama din, mezhep, ırk ve mılliyet ayrımları da varfıklarını sürdürme- ye devam etmışlerdir. Böylece çağımızdakı toplumlar- daki "gruplaşmalar" ya da "f ark- lılaşmalar", bireyler arası cinsi- AYDINLANMA EMRE KONGAR Çağımızın Kimlik Sorunu yet ve yaş farklılıkları gıbi demog- rafîk ayrımlara ek olarak, din ve mezhep farklılıkları, ırk ve milliyet aynmları ve sınrf farklılıkları ola- rak üç ayn ana eksen üzerinde be- lirginleşmıştır. Bunlara coğrafya ya da kültür çizgısinde belırlenen yerel farklı- lıklar da eklendığınde, pek çok değişik insan grubu aynı sıyasal sınırlar içinde "vatandaş" olarak yaşamaya başlar. Çağdaş toplumlarda siyasal parti farklılaşmalan da bütün bu gruplan çapraz kesmekte, aynı si- yasal partı içinde, farklı din. mez- hep, ırk, milliyet gruplan, coğrafi ve kültürel bakımdan birbirinden değişik insanlar yer alabilmekte- dir. Işte çağdaş devlet, kendi va- tandaşları arasında din, mez- hep, trk, milliyet, cinsiyet, yaş, coğrafya, kültür ve siyasai par- ti farklılığı ayrımı yapmadan, kendisine vatandaşlık bağı ile bağlı herkese eşit davranan, variığını, vatandaşlanna sağla- dığı, başta güvenlik olmak kay- dı ile sağlık, eğitim ve benzeri hizmetler ile meşru kılan bir ör- gütlenmedir. Toplumlar uygarlığın ilerı aşa- malarındaki teknolojılerı kullan- maya başladıkça, daha da karma- şıklaşarak, bireylerine, mesleki kimlikler de kazandırırlar. Öğret- men, subay, din adamı, doktor, mühendıs, bilgısayarcı, sosyal hizmet uzmanı gıbı. Bu mesleki kımlikler de kendi aralarında geçışlı ve dolayısıyla daha karmaşık bir ilişki ve kimlik bağı oluştururlar: Mühendis- öğretmen, genetikçi-ya- zar, subay-pilot, milletve- kili-avukat gibi. Bunlar ayrıca dine, mezhebe, ır- ka, millıyete ve öteki özelliklere bağlı kımlıklerinı de korudukların- dan, ortaya sayılamayacak kadar çok kimlik çıkar. Işte günümüzde insanlığın enş- tiği aşamada toplumları teker te- ker ve insanlığı tüm olarak ıleriye götürecek etkinliklerın, dine ve milliyete bağlı kimlıklerden değıl, meslek etkinliklerinden kaynakla- nan başarılar olduğu ortaya çık- mıştır. Çünkü ilerleme artık, dine ve milliyete bağlı olan toprak savaş- ları ve fetihlerle değil, bilime ve üretime dönük başarılar ile ola- naklı olmaktadır. Insanlık bu gerçeği milyonlar- ca kişinin yaşamına mal olan Bi- rinci ve ikinci Dünya Savaşı kat- liamları ile öğrenmiştir. Bütün bu değtşme ve gelişme- ler karşısında, toplumuna ve ın- sanlığa meslek alanında katkıda bulunanların, insanlar arası düş- manlıklan azaltıcı ve banşçı bır tavır sergilediklerı, buna karşılık meslek alanında başarılı olama- yanların ya da hıç mesleğı olma- yanlann, dine ve milliyete ilişkin kimliklerini ön plana çıkarıp düş- manlıklan körüklediği, kendileri- ne böylece bır yaşam alanı yarat- mak istedikleri, sosyal-psıkoloji bilimınin bulgularından bırı olarak ortadadır. Ahmet Taner Kışlalı cinayeti- ne bir de bu açıdan bakmak ya- rarlı olur diye düşünüyorum. Çevreciler, yaptıkları açıklamada Boğaz'ın yol geçen hanına dönüştüğünü söylediler. (KAAN SAĞANAK) Doğa Savaşçıları y nın Boğaz eylemi tstanbul Haber Servisi - Doğa Sa- vaşçılan Çevre Orgütü, AGlT zirvesı nedenıyle Istanbul'da toplanacak 170 sivil toplum örgütünün dıkkatını Bo- ğazlar meselesıne çekmek amacıyla Istanbul Boğazı'nda eylem düzenledı. Çevreciler. Beacon 2 ısımlı Malta bandıralı kum yûk gemısme ve Can- kurtaran sahilinde daha once karaya oturan Selin-5 ısimlı kuru yük gemı- sıne "Boğazlar yol geçen hanı de- ğil", "Şehir sizinse sessiz durma- yın" yazılı pankartlan astılar. Doğa Savaşçılan Çevre Örgütü Başkanı Za- Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü, iki kuru yük gemisine pankart astı. fer Murat Çetintaş. gemılere pan- kartlann asılmasından sonra teknede yaptığı basın açıklamasında Boğaz- İar'ın "yol geçen ham"na dönüştü- ğünü behrterek "Amacımız AGİT zirvesi öncesi Boğazlar'da yaşanan ve yaşanabilecek tehlikelere dikkat çekmektir" dedı. Çetintaş, uzun bir süre önce karaya oruran geminin terk edıldığine, birçok geminin ise Yenikapı açıklannda de- mırlı beklediğine dikkat çekerek Bo- ğaz'ın çıkışının gemı mezarlığı halı- ne getirildigıni söyledı. Çetintaş. AGlT zirvesı öncesi 170 sıvıl toplum örgütünün Çırağan Oteli'nde bır ara- ya geleceğıni behrterek şunlan söyle- dr "Boğazlar sadece bizim değil, tüm dünyanındır. Bu bağlamda 170 sivil toplum örgütü ve sayılı dünya liderierinin AGİT zirvesi öncesi Bo- ğazlar'da önlem alınması için des- tek vermeleri gerekir." Çevre örgütü üyelen, daha sonra tstanbul Boğa- zı'ndan geçen yük gemilerini ıslıkla protesto ederek eylemlenne son ver- dıler Batan geminin mürettebatı cevredeki gemilerin yardımıyla kurtarıldı Boğaz'da kaza: 1 gemi battı tstanbul Haber Servisi - Jstanbul Boğazı'ndakı yoğun gemı trafiğının yaratacağı tehlikelere dikkat çekmek amacıyla gerçekleştırilen eyîemden > anm saat sonra Ahırkapı açıklannda çarpışan ıkı gemıden bıri battı Batan gemınin mürettebatı çevredekı gemile- nn yardımıyla kurtanldı. Yetkilıler, "Çarpışan gemiler petrol tankeri ol- saydı büyük bir facia olabilirdi" de- diler. Karadeniz'den Istanbul Boğazı'na ginş yapan ve transıt geçışını tamam- lamaİc üzere olan Belıze bandıralı 6 bin grostonluk "Semele" adlı gemı, dün saat 13.00 sıralarında Marmara'dan Boğaz'a gırmek üzere Ahırkapı'dakı demirleme alanmdan hareket etmeye hazırlanan Bulgaristan bandıralı 16 bın grostonluk "Şipka" adlı gemıyle çar- pıştı. Ahırkapı Sığlığı Fenen'nin 1.5 mil güneyınde meydana gelen çarpış- ma sırasında büyük yara alan Semele, kısa sürede suya gömuldü. Geminin 21 mürettebatı ıse çevreden yardıma gi- den dığer gemilerle Sahıl Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komu- tanlığı'na bağlı bır bot ve Kıyı Emnı- yet Işletmesı Gemı Kurtarma'ya bağ- lı gemilerin yardımıyla kurtanldı Ba- tan Semele adlı geminin 21 müretteba- tınm 1 Bulgar, 5 Mısırlı. 6 Yunan \e 9 Ukraynaudan oluştuğubelırlendı. Da- ha önce açık kalp ameliyatı geçıren kaptan Dimitrias Drakos da kazadan sonra Alman Hastanesı'nde tedavı al- tma alındı Kaza sonucu, Bulganstan bandırah Şıpka adlı gemıde de hasar oluştuğu, ancak bunun tehlıke yarata- cak büyüldükte olmadığı belırtildi. Ba- tan Semele adlı geminin yerinın henüz belirlenmediğinı anlatan yetkıliler, ka- za ile saruşturmanın bugün başlatıla- cağını kaydetti Çarpışan gemilerden Semele'nin, Ukrayna'nın Nikolayev Lımam'ndan yüklediği çelıği Ceza- yır'e götürdüğü. Şipka'nın ıse boş ola- rak Bulganstan'ın Varna Lımanı'na gıttıği bıldırildı. Istanbul Boğazı'ndan transit geçışı- nı tamamladıktan sonra çarpışan ge- milerden Semele'nin kılavuz kaptanı ındırdığı, Şipka'nın henüz Boğaz'a gırmedığı ıçın kılavuz almadığı belir- tıldı. Semele'nm Marmara'ya doğru 3 mıl yol aldıktan sonra Ahırkapı açık- lanndakı demirleme alanmdan güzer- gâha gırmek ıçin manevra yaptığını ve bu sırada Semele'nin yolunu kesmiş olabıleceğını vurgulayan yetkilıler, ka- zanın nedeninın kesin olarak belırlene- medığmı ancak "dikkatsizUk" unsu- runun ağır bastığını söylediler. Kaza öncesınde tanker geçışi nedenıyle Is- tanbul Boğazı'nın transıt gemi geçış- lenne çıft yönlü kapaüldığını belırten yetkilıler, Boğaz'ın normal geçışlere açılmasından sonra da yoğun bır trafik oluştuğuna dıkkatı çektıler. Çarpışan gemılenn kuru yük gemı- si olması lstanbul'u bır facıanm eşığm- den döndürürken yetkilıler, "çarpışan gemilerden biri tanker olsaydı. yan- gın diğer gemilere de sıçrayarak o- )a> daha da büyiîyebilirdi, yangın çıktığı için tüm birimler böylesine bir çalışma yapmaya fırsat bulamaz- lardı" değerlendırmesı yaptılar. İstanbulluların alışveriş keyfi gerçekten dört köşe. I-Levent, 2-Arnavutköy, 3-Kartal, "k^ Jty il' İzmir fiyatlarıyla ^alışverişin keyfi şımdi de Beşiktaş'ta Beşiktaş Tansaş yarın açıhyor... TANSAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear