Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 KA5IM 1999 PERŞEMBE
14 KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr
A Y D I N L I Ğ A G 1 D E N Y O L D A 01
Yirminci yüzyılı nasıl değerlendirmeli?Kültür Servisi - Sayın Tanilli,içindebulun-
duğumuz yılın bir onemi de, yüzyınn son yılı
olması; iki ay sonra yeni bir yüzyıla girmişola-
cağız. Giizei bir rastlanh, sizin bütün insan-
hğın tarihini kapsayan Yüzyıllann Gerçeği \ e
MıraM adb bir dizi eseriniz de bu yil tamam-
landı ve son 6. cildi. bitmekte olan 20. y iizydı
anlatıyor; \e alanında tek çalışma. İlk sonı-
muz, bu dizi ile ilgili olacak. Hangi nedenler-
le böyiesi yorucu bir uğraşın icine girdiniz?
SERVERTA^İLLl-Önce. dılımizde in-
sanlığın tarihine bu boyutlarda bakan bir ça-
lışma yok. Konuyu tek ya da bir iki ciltte an-
latanlar var ama. bir yerde yetmiyorlar. O
yüzden uzun soluklu bir çalışma gerekiyor-
du.
Bir ikinci neden de şu: Lîlusça. hatta Müs-
lüman olarak. dünyanın bızimle başlayıp bı-
zımle bıttığı gibi bir ınancımız var; en önde
bız gelıriz... Kuşku yok. yersiz bir böbürien-
me! Önemliyiz ama. insanlık ailesinin de bir
parçaMy ız: insanlık larıhınin bizden de önce
başlay an büyük akışı içinde bir yerdeyiz. Kat-
kımız olmuş bu akışa, ama o da bizı biçım-
Iendirmış. Bukarştlıklı ilişki hep sürecek de.
Işte bunuanlatmak gerekıyordu veeğitici bir
y aran da olacaktı. Y'üzy ıllann Gerçeği ve Mi-
rası'nı baştan sona okuyan bir kimse, "öte-
kiler~ı de görüp tanıdığı için **biz"*i daha iyi
kav ramış. olur. Böylece. dar, şoven ya da din-
ci bir sığlık içinde olamaz. Söz konusu ça-
lışmayla. tarih külfürümüzde "çokboyutJu'1
bir bakış daha da temellendirilmiş oluyor.
Ayrıca. Yüzyıllann Gerçeği ve Mirası, ta-
rıhe sadece "siyasal" ya da "askerîzaferler'*
açısından bakmıyor: uygarlıgın bürün deger-
lerini göz öniinde tutuyor.
Bir 25-30 yıllık emek: Dilerim, yararlı
olur!
-20. yüzyıhn artık haftalan sa-
yılı. Rahatlıkla bir bilanço çıka-
rabiliriz. İlk bakışta aklagelen-
ler neler oluyor?
SER\ ER TANİLLİ -Olum-
lu ya da olumsuz şunlar: Bılim
ve teknikte. başka yüzyıllarda
bir örneğı gösterilemeyecek çap-
ta hızlı \ e çarpıcı ilerlemeler: art
arda iki Dünya Savaşı; faşizm:
sosv alızmin kuramdan uygula-
maya geçişi ve sonra da derin
bunalımı: "Üçöncü Dünya"'nın
ortaya çıkışı. Avrupa gerilerken
Amenka Birleşık Dev letleri 'nin
hegemonyasını kurması: küre-
selleşme; demokrasi ve insan
haklarının öne çıkması..
Bunlara başkalannı da ekle-
yebilırsınız
-Sayın TanilH, kitabuuzdan an-
laşddığı kadanjla, "emperya-
I ızm" olgüsunu bir yana iterek,
20. yüzyılı aıılamanın olanağı
yok.
SERVER TANİLLİ-Asla!
- Peki, bunu örneğin şu "kü-
reselieşme"ye kadar uzatabüir
miyiz?
SERVER TANİLLİ - Elbet-
te! Kiire*elleşmenin. onunla iç
içe fezgâhlanmak istenen "Ye-
ni Dünya Düzeni"nin dizginle-
rıni elınde tutan. aslında "bilgi-
sayarlı bir güçle donanmış fi-
nans kapifalin egemenliğrdir.
- Peki niye görmezler bunu
da. başka vakiştırmalann arka-
sına takılırlar?
SERVER TANİLLİ - Aptal-
lık değilse körlükten: ama da-
ha da çok. hinoğluhinlikten! Bir
ideolojik yutturma çabası de-
yiniz isterseniz.
Küreselleşme olgusu...
- Bu •"küreselleşme" kavra-
mı çevresindegerçekten pek bü-
yiik bir bulanıklık yaratılmış
dunımda: Teknikle kültürel bir-
birine kanstırılnor gibi. Sizegö-
re. asıl sağlıkh v aklaşım neolmak
gerekir?
SERVER TANtLLİ - Küre-
selleşme. önce teknik alandaki
bir gelişmenin bir ürünü: Telg-
raftan radyoya. telev izyondan
Internet'e uzanan bir dizi bulu-
şun yer aldığı bir süreç ve alan
bu. Haberleşmeyi, iletişimi git-
gide kolaylaştıran ve sonunda
bürün dünyayı bir anda ilişki
içıne sokan böylesı bir teknik
devrimınesefedilecek yanı yok.
İşın ıçine insan aklı ve zekâsı ka-
rıştığı için. soyumuz hesabına
gururdaduymalı.
Hemen her teknik buluş gi-
bi. bürün bunların kültürü de
etkilememesi imkânsızdı; nite-
kım etkıliyor: Konu, sadece bi-
limsel alışverişi kolaylaştmr-
ken gelişmeyi hızlandırmakla
kalmayacak; yüzyılımızın büyük
eserlennden bin olan demokra-
si v e insan haklarının yaygınlık
kazanmasında da önemli bir rol
ovnayacak. Bu bakımdan bü-
tün insanlığt ilgilendiren böyie-
si temel değerlerin yerleşme-
sinde küreselleşme. desteklen-
mesi gereken bir olgu. Daha
şimdiden, Miloşe\iç \ e Pinochet
gibi eli kanlı tiplerin yaptıkla-
rınin > anlarına kaimayacağının
ıpuçlan belirmiştirki. sevindi-
ricidir.
Ama küreselleşme. "ulus-
devlef"lere çağını bitirmiş ger-
çeklıkler olarak bakacak, daha
da ileriye vanp dünya çapında
bir kültürel tekbiçimliliğe götü-
recekse. tehlıkeleri vardemek-
tir. Çünkü insansoyu. dilıyle,
edebiyatıyla. sanatıyla ve daha
başka etkinlikleriyle, dünya ça-
pında bir "çokrenklUik" kazan-
mıştır yüzyıllar boyu. İnsanlık
• "Kültürel tekbiçimlilik",
sonunda olsa olsa
"Amerikanlaşma"ya yol
açar: Bireysel irade,
mülkiyet. ideolojilerin sona
erdiğinde ısrar gibi
yozlaşmalarla karşı karşıya
gelebiliriz.
aılesr bu çokrenklıliğıyle güzeldir ve bunun
korunması da gerekiyor. Tersi. yani bir "kül-
türel tekbiçimlilik". sonunda olsa olsa "Ame-
rikanlaşnıa") a yol açar: Bireysel irade. mül-
kiyet. ideolojilerin sona erdiğinde ısrar gjbi
yozlaşmalarla karşı karşıya gelebiliriz. Ote
yandan. tepkiler. birmelezleşmeye. bir içe ka-
panışa. kabilecilığe. bir etnokültürel pürita-
nizme. yabancıya karşı hoşgörüsüzlüğün çe-
şitli biçımlerine de götürebilir...
'Pünya elimizden gider halde...'
- Konunun bir de azgelişmiş ülkeleri şim-
diki adıyla "Güney " ülkelerini özellikle ilgi-
lendiren bir yanı yok mu?
SER\ ER TANJLÜ - Olmaz olur mu?
Gelişmiş "Kuzey'" ülkeleri belli bir gö-
nenç, giderek demokrasi aşamasına varmış-
lardırvesosyalzıtlıklarda büyük ölçüdetör-
pülenmiştir. İster istemez sorulacaktır: Batı-
lı toplumlarda sosyal zıtlıklan törpüleyen de-
ğirmenin suyu nereden gelmektedir? "•Güney "
ülkelerinin hemen hepsi ileri kapıtalıst ülke-
ler karşısında "borca bank" haldeler ve ik-
tisadi kurtuJuşlannın önünde y\ğınla engel var.
Nasıl çözülecektir bu sorun?
Küreselleşme şarkılanyla üstesinden geli-
necek bir şey tni bu?
-Sayın Tanilli. 20. > üzyıfan bilançosunda va-
nnlara kalacak -elle tutulur- gelişme, galiba
demokrasi ve insan haklan alanında oldu. Bu
konuda ne düşünüyorsunuz?
SER\'ER T.4J\İLLİ - Katilıyorum bu dü-
şüncenize. Gerçekten. demokrasi ve 20. yüz-
yıldaki gelişmesiyle insan haklan. evrensel
değerlerler arasında artık. Doğal hukukun
çağımızda "insan haklan bildirileri" yoluy-
la bir tür somutlaşarak ortaya koyduğu bü-
tünlüğü geçmişten kalan hiçbirsistemde, bu
arada evrensellık iddiasındaki dinlerde bıle
göremiyoruz. Örneğin islamda. insan hakla-
n. Islamcıların bütün iddialannın tersine, ala-
bildigineeksikbirtablogösterirken:varolan-
lar da. hele hele kadın hakları söz konusu ol-
dukta çağımızın isteklerine ters düşmektedır.
Kadın hakları ise çoğu hak ve özgürlüklerde
olduğu gibi. 20. yüzyılda pek büyük adım-
lar atmıştır.
- Say ın Tanilli, yeni bir yüzyüın eşiğindeyiz.
Bir v iizy ıldan ötekine geçmek, tarihin sürek-
liliği hakımından "görece" de olsa, sormuş
olalım: Yüzyılımız 21. yüzyıla sizce hangi
önemli sorunlan bırakıyor?
SERVER TANlLLİ - Sadece saymış ola-
yım: Yoksul ülkelerin kalkınması sorunu; sa-
vaş v e barış sorunu; nüfus sorunu; insan hak-
lanna saygı sorunu. Bir de şu sorun var kı,
bütün ınsanları ayrıca tedırgin ediyor: Sana-
yıleşmeye bakışımız. kapitalizmin "rükerim
toplumu'anlayışının damgasinı taşıdığı için.
teknik ilerleme başımıza büyük dertleraçar
durumda. Kısacabelirtmışolayım: Doğamız
kirleniyor ve dünya elimizden gider halde...
SÜRECEK
Server Tanilli. Y üzyılların Gerçeği \e Mirası* adlı kitanının
uygaıiığın bütün değeıierini göz önünde tuttuğunu belirtivor.
Fransa 'nın Rouen kentindeki sergide Musa Kart 'ın çalışmaları da yer aldı
Dünyayı sorgulayan karikatür/en
Musa Kart ünlü Fransız karikatürist Plantu ile birlikte.
Kültür Servisi - 20-24 Ekım ta-
rıhleri arasında Fransa'nm Rouen
kentinde birincisi düzenlenen ve
dünyanın önemli karikatürcülennin
yapıtlannın ver aldığı 'Journees
İntemationaks Du Dessin De Press"
sergisine Türkiyeden, gazetemiz
çizerlerinden Musa Kart üç karı-
katürüv le \c Leman dergisi çizer-
lerinden EnderOzkahramankatıl-
dı. Bırçok ülkeden. gazetelerde ka-
rikatürleri yayımlanan ünlü isim-
lerin katıldığı etkınlik bundan böy-
le her yıl gerçekleştirilecek.
Sergide. Arjantin"denCardo. Is-
panya'dan El Roto. Lübnan'dan Ha-
bib Haddad. Bulganstan'dan Ko-
utev, Rusya'dan Mochalm- ve ge-
çen yıl ülkemıze gelen ve büyük ıl-
gı gören Fransız karikatürist Plan-
tu gibi ısımlerin yapıtları serailen-
dı.
Musa Kart. karıkatür ile ilgili
görüşlennı şöv le anlatıyor: "Kari-
katür. hayatımızın hızlanarak de-
ğişen veya değişerek hızlanan tem-
posuna çok uygun düsen bir anla-
tım aract.. O nedenle yazılı medya-
da giderek daha fazla yer buluvor
kendisine...Sergiye gösterilen yo-
ğun ilgiyi de. karikatürün insanla-
nn y üreklerinde ve bey inJerinde ne
ölçüde yer aklığının işareti olarak
aigıladım."
Fransa'da 7"den 70"e insanların
karikatürle ve karikatürcü ile bu-
luşma ve kucaklaşma isteğinden
çok etkilendıgini söyleyen Musa
Kart, aynı buluşma tablosunu ül-
kemiz ıçın de hayal ediyor
"Sergide bütün insanlık halleri
ve ilişkileri karikarür konusu edil-
mişti. L Ikeler \e topluluklar arasın-
da her tiiıiü sınınn kalknğını. ka-
rikatürleri izlerken görmek müm-
kündü. Karikatürler sadece kendi
ülkelerinin insanlan vesorunlany-
la ilgili değiller. Bütün dünyayı kav-
raınaya \e sorgulamaya dönük bir
enerji içindeler.*'
Sergide çoğunlukla hangi ide-
olojıden beslenirlerse beslensınler
dıktatörlerin benzerliklerıne vur-
gu yapıldığını ve tamamının red-
dedildığini dıle getiren Musa Kart.
sergide milıtarızme dayalı yöne-
tım anlayışlarının çok ciddi bir şe-
kıldesorgıılandığını belirtivor "De-
ğişen ve gelişen iletişim olanakları-
nın hayatımıza vansımalan didik-
leniyordu. Sanayileşmcve makine-
lesmcyle birlikte insanların bu ya-
pının mekanik bir parçası olması-
na dikkat çekiliyor ve bu durunıa
dönük eleştiriler geüştirilhordu."
Etkinlikte konserler, atölye çalışmalan, söyleşiler, sinevizyon gösterilen olacak
Ankara,
6
Caz Günleıi
9
fle şenlenecekKüftürSenisi-İlki 19%
yılında Ankara Caz Der-
neği tarafından düzenle-
nen ODTC Caz Günle-
ri 'nin üçüncüsü yann baş-
lıyor. Ankara Caz Deme-
ği. ODTL ve Manhattan
Bar işbirliğiyle düzenle-
nen; Kültür Bakanlıgı.
Tetıco AŞ. THY. Emsel
Ethem Atınç Piyano Ga-
lerileri. Shell, Group D
ve Yesa'nın destekledi-
ğiODTÜ3.CazGünle-
ri 7 Kasım'a dek süre-
cek. Etkinlik kapsamın-
daODTÜ'dedörtıMan-
hattan'da bir konser, çe-
şitli atölye çalışmalan.
söyleşiler. video ve si-
nevizyon gösterileri
gerçekleştirilecek.
Bu yıl Caz Günle-
ri'nın Kevv York'tan iki
önemli konuğu var:
Kontrbasçı-vokalist
Jay Leonhart \ e piyanıst Ted Rosent-
hal. Müziğe yedı yaşındayken Peabody
MüzikOkulu'ndabaşlayan Leonhart 14ya-
şında kontrbasla tanışmış ve altı yıl sonra
da Judy Garland'la çahşmaya başlamış.
Dizzy Gülespie,Jim HalLOscarPeterson gi-
bi isimlerle de çalışan Leonhart. halen
1992'de kurduğu New York Swing grubu-
nun bir üyesi. Rosenthal'ın. 1988 "den bu ya-
na kendi bestelenni ve ünlü caz yapıtlan-
nı yorumladığı 5 CDsi bulunuyor.
Leonhart. etkinliklerin ilk günü olan ya-
nn saat 16.00'da ve cumartesi saat 14.00'te
ODTL Kültür ve Kongre Merkezi'nde
(KKM) bas üzerine atölye çalışmalan ya-
pacak. Leonhart-Rosenthal ikilisi. Caz Gün-
• Üç gün sürecek olan
ODTÜ Caz Günleri yann,
New Yorklu kontrbasçı-
vokalist Jay Leonhart ve
piyanıst Ted Rosenthal'in
Kültür ve Kongre Merkezi'nde
verecekleri konserle başlıyor.
leri'nin ilk konserini yann saat 20. OO'de
KKM Büyük Salon'da verecekler. İkılınin
gerçekleştireceği jam session ise. cumar-
tesi günü saat 24. OO'ten itibaren Manhat-
tan "daizlenebilir.
Etkinliklerin ikinci günü olan cumarte-
si. Leonharfın saat 14.00'teki atölyesinin
öncesinde saat 12.OO'de Emin Fındıkoğ-
lu'nunkatılacağıbirsoyleşiyeralıyor. Cu-
martesinın ilk konserinde ise. biues'u An-
kara'da yaşatmaya çalışan King Bees gru-
bu saat 16.00'da ODTÜ KKM'de müzik-
severlerlebuluşacak King Bees. vokal.gı-
tar ve mızıkada Bora Çeliker. basta Merih
Kocabay. gitarda Sadık Sağlam. davulda
Nusret Gürs'ten oluşuyor.
Geçen yıl ODTÜ Caz Günleri'nde bü-
yük ılgiylekarşılanan. üniversıtedençeşit-
lı tanhlerde mezun olmuş müzisyenlerden
oluşan ODTÜ Caz Karması da cumartesi
18.00'de ODTÜ KKM'de bir konser vere-
cek. Konserin gelin. depremden zarargör-
müş ODTÜ öğrencilerine bağışlanacak.
ODTÜ Caz Karması nda yer alan tnüzis-
yenler sırasıyla; gitarda Önder Focan. vo-
kalde Sibel Köse. basta Kamil Erdem. sak-
sofonda MehmetKütükçüoğlu. gitarda Mu-
rat Arkan ve davulda Zafer Gerdanlı
Etkinliklerin son gününde, ODTÜ Caz
Karması'ndan Murat Arkan. saat 16.00'da
ODTL KKM'de bir gıtar atölyesı gerçek-
leştirecek. Caz Günlen'nin son etkınlıği
olan. pazar günü 18.00'de yine ODTÜ
KKM'de venlecek konserde ise Detant ız-
leyicilerle buluşacak. Detant. pıyanoda
Emin Fındıkoğlu. soprano saksofonda Tu-
na Ötenel. trompette İmer Demirer. trom-
bonda Elvan Aracı. tenor saksofonda Er-
han .\lta>, bas trombonda LewntÇoker. bas-
ta Ruli Karaca. v urtnalı çalgılarda Jozi Le-
vi ve davulda Mehmetİkizclen oluşuyor. Ca-
zın geçmişine ışık tutmayı amaçlayan kon-
serde Detant, bazı önemli yapıtlann özel dü-
zenlemelerinı deseslendırecek. (0112468
46 76)
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BtRKİYE
Ekim'in Son Günü
Bir pazar sabahı; dışarı çıktım, güneş pınl pınl,
doğuda, yeni yükseliyor gökyüzünün açık mavili-
ğine.
Güneşli günlerhep mutluluğu mu anımsatır, yü-
reklerde; yoksa bu doganın küçük bir oyunu mu-
dur?
Güneşli günlerin sabahında hep bir telefon mu
beklenir?
Batıda ise, belli belirsiz yanm ay görünüyordu.
Gözlerim hemen Venüs'ü aradı.
Venüs'ü göremedim.
Aslmda Venüs, kı her ne kadar bir gezegense de
biz onu hep bir yıldız olarak belledik, hep parla-
yandır.
Şimdi, bir şiirin son iki dizesi, Venüs'ten söz eder-
ken tam sırası:
Aşkımız hep parlayan
Aşkımız, Venüs'ün ta kendisi
1
Ekim'in son günüydü.
Hani şu saatlerin geri alınıp "normale" dönüldü-
ğü gün.
Yüzyılın, şayet 1999'un bitimini yüzyılın bitımi ka-
bul ediyorsak. yüzyılın son Ekim'ini de yolcu ediyor-
duk, özcesi.
Sararan yapraklar, Ekim ile birlikte kırmızıya çalı-
vermişti.
Yüzyılın Ekim'i bitiyordu, her Ekim'in bitişi bir ko-
puşu gösterir, bence...
Yüreğimden bir şeyler kopup gider sanki, sokak-
larda rüzgârın sürükledıği kurumuş yapraklarla.
Bir an, yaşamın bittiğinin işaretidir, ister istemez
zihnimdeki doğanın imgesi.
Oysa bilirım yaşamın ne kadar keyifli bir erdem ol-
duğunu, ama yine de zihnim. tabii ki yüreğim de be-
ni kaçınılmaz olarak, melankolinin ve hüznün şarkı-
sına ortak eder.
Bu şarkı, bir yandan adını hiç anmak istemediği-
miz öte yandan da söylemek için çırpındığımız bir
ayrılık şarkısı gibidir.
O gün, Güneş'in tüm pınltısına ve doğaya dönük
enerjisıne karşın Ay hem yarımdır hem siliktir gök-
yüzünün maviliğinde.
Üstelık Venus de yoktur ortalarda.
Çünkü o gün, yani o pazar, hani normale döndü-
ğümüzün söylendiği gün, Ekim'in son günüdür.
Ve. artık bu yılın değil, yüzyılın Ekim'i kırmızılığıy-
la bizden aynlırken gül yaprakları da oksüz kalır.
Çünkü Ekim'in zerrecikieri de, hani o gül yaprak-
larında sabah gördüğümüz zerrecikieri de Ekim ile
birlikte yola çıkmıştır.
Ekim'in gidişı dünyanın sonu değildir, belki bu yüz-
yılda bir kez daha Ekim'in damlalannı göremeyece-
giz ama, yeni bir yüzyılda yine düşecektir Ekim yer-
yüzüne.
Sanki bir aynlık şiirinin -belki de bu köşede yayım-
lanmış bir aynlık şiirinin- son dizeleri gibidir:
Aynlıklar can sıkar sevgilim
bir gün de olsa
Bunda da mutluluk bulmalı insan
Çünkü, sendenaynlık, birğün de olsa''"'
Sana kavuşmanın ilk adımıdır
sevgilim
Ama aynlık şayet, bir gün değilse, yani bir daha
dönüş yoksa ya da bir daha dönüşü yokcasına gi-
dilyor, ayrılınıyorsa o zaman şiirin anlamı degişir:
Dolunayın ışıltısı da ise yaramaz
Denizin engin maviliği de
sevgilim
Çünkü, şiirin bittıği andır
yokluğun
Venüs'ü görememek gibi bir acıdır, Ekim yaprak-
lannın arasına düşmüş dizeler...
Agrofilm Festivali'nde büyük
ödül Türkiye'nin
• Kültür Senisi- 4-8 Ekim günlerinde
Slovakya'nın Nitra kasabasında gerçekleştirilen
16. Uluslararası Agrofilm Festivali'nin yanşmalı
bölümünde bir Türk belgeseli büyük ödül kazandı.
Doğa, tarım, kırsal kesinı gibi temalara sahıp
belgesellerin kabul edildiği festivaldeki yanşmalı
bölümde ödül. yönetmenliğini M. Sadık
Aslankara'nın yaptığı "Eğıten Ormanlann Eğitilen
Köylüleri' adlı videofilme verildi. 11 dakika 50
saniye süren film, yanşmalı bölümün en büyük
ödülü olan 'Prize of L'N-FAO" ile ödüllendirildi.
Düzenlenen törende ödülü. Aslankara adına
Türkiye'nin Bratislava Büyükelçıliği Müsteşan aldı.
ADSO, açılış konsermi Ahmet
Taner Kışlalı'ya adıyor
• Kültür Senisi - Antalya Devlet Senfoni
Orkestrası'nın (ADSO) yann ve cumartesi günleri
vereceği konserlerinde. uğradığı bombalı saldın
sonucu yaşamını yitıren yazanmız Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı anılacak. Konserde seslendirilecek
olan Beethoven'ın 5. Senfonisi'nin son
bölümündeki Zafer Marşı. Kışlalı'ya adanacak.
Yann saat 20.30'da Antalya Kültür Merkezi
Aspendos Salonu'nda gerçekleştinlecek olan açılış
konserini şef İnci Özdil yönetecek. Konsere solist
olarak katılacak olan piyanist Gülsın Onay.
Mozart'ın 9 No'lu Piyano Konçertosu'nu
seslendirecek. Konser cumartesi günü saat 15.00'te
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Kültür
Salonu'nda tekrarlanacak Konserin ardından
Süleyman Demirel Üniversitesi ile ADSO arasında
bir protokol imzalanacak. Protokole göre ADSO,
bundan böyle cumartesi günleri vereceği
konserlerinin bazılannı Isparta"da gerçekleştirecek.
İdeoloji ve günlük hayat
üzerine seminerler
• Kültür Servisi - ln>ancıl Atölyesı'nde kasım ayı
içerisınde "tdeolojı ve Günlük Hayat' başlıklı bir
seminer dizisi gerçekleşecek. Şair-yazar Tevfik
Taş'ın sunacağı semınerlerde günlük yaşamın içinde
ideolojinin izdüşümlen sorgulanacak. Seminerler
perşembe günleri saat 18.3O"da başlayacak. tnsancıl
Atölyesi'nde kasım ayında on beş günde bir
(pazartesi günleri) dönüşümlü olarak iki etkinlik
gerçekleşecek: Server Acim'in Müziksel
Formasyonlar başlıklı ve Ahmet N'ecdet'in Türkıye
Şiirinde Temalar başlıklı semınerleri. Salı günleri
Ekrem Ataer'ın müzik atölyesi. çarşamba günleri
Berrin Taş'ın edebıyat seminerlen. cuma günleri
Cengız Gündoğdu'nun felsefe semınerleri ve pazar
günleri Mehmet Esatoğlu. Enver Akan ve Mustafa
Turan'ın tiyatro çalışmalan da sürecek.