25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 KA5IM 1999 PERŞEMBE 14 KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr A Y D I N L I Ğ A G 1 D E N Y O L D A 01 Yirminci yüzyılı nasıl değerlendirmeli?Kültür Servisi - Sayın Tanilli,içindebulun- duğumuz yılın bir onemi de, yüzyınn son yılı olması; iki ay sonra yeni bir yüzyıla girmişola- cağız. Giizei bir rastlanh, sizin bütün insan- hğın tarihini kapsayan Yüzyıllann Gerçeği \ e MıraM adb bir dizi eseriniz de bu yil tamam- landı ve son 6. cildi. bitmekte olan 20. y iizydı anlatıyor; \e alanında tek çalışma. İlk sonı- muz, bu dizi ile ilgili olacak. Hangi nedenler- le böyiesi yorucu bir uğraşın icine girdiniz? SERVERTA^İLLl-Önce. dılımizde in- sanlığın tarihine bu boyutlarda bakan bir ça- lışma yok. Konuyu tek ya da bir iki ciltte an- latanlar var ama. bir yerde yetmiyorlar. O yüzden uzun soluklu bir çalışma gerekiyor- du. Bir ikinci neden de şu: Lîlusça. hatta Müs- lüman olarak. dünyanın bızimle başlayıp bı- zımle bıttığı gibi bir ınancımız var; en önde bız gelıriz... Kuşku yok. yersiz bir böbürien- me! Önemliyiz ama. insanlık ailesinin de bir parçaMy ız: insanlık larıhınin bizden de önce başlay an büyük akışı içinde bir yerdeyiz. Kat- kımız olmuş bu akışa, ama o da bizı biçım- Iendirmış. Bukarştlıklı ilişki hep sürecek de. Işte bunuanlatmak gerekıyordu veeğitici bir y aran da olacaktı. Y'üzy ıllann Gerçeği ve Mi- rası'nı baştan sona okuyan bir kimse, "öte- kiler~ı de görüp tanıdığı için **biz"*i daha iyi kav ramış. olur. Böylece. dar, şoven ya da din- ci bir sığlık içinde olamaz. Söz konusu ça- lışmayla. tarih külfürümüzde "çokboyutJu'1 bir bakış daha da temellendirilmiş oluyor. Ayrıca. Yüzyıllann Gerçeği ve Mirası, ta- rıhe sadece "siyasal" ya da "askerîzaferler'* açısından bakmıyor: uygarlıgın bürün deger- lerini göz öniinde tutuyor. Bir 25-30 yıllık emek: Dilerim, yararlı olur! -20. yüzyıhn artık haftalan sa- yılı. Rahatlıkla bir bilanço çıka- rabiliriz. İlk bakışta aklagelen- ler neler oluyor? SER\ ER TANİLLİ -Olum- lu ya da olumsuz şunlar: Bılim ve teknikte. başka yüzyıllarda bir örneğı gösterilemeyecek çap- ta hızlı \ e çarpıcı ilerlemeler: art arda iki Dünya Savaşı; faşizm: sosv alızmin kuramdan uygula- maya geçişi ve sonra da derin bunalımı: "Üçöncü Dünya"'nın ortaya çıkışı. Avrupa gerilerken Amenka Birleşık Dev letleri 'nin hegemonyasını kurması: küre- selleşme; demokrasi ve insan haklarının öne çıkması.. Bunlara başkalannı da ekle- yebilırsınız -Sayın TanilH, kitabuuzdan an- laşddığı kadanjla, "emperya- I ızm" olgüsunu bir yana iterek, 20. yüzyılı aıılamanın olanağı yok. SERVER TANİLLİ-Asla! - Peki, bunu örneğin şu "kü- reselieşme"ye kadar uzatabüir miyiz? SERVER TANİLLİ - Elbet- te! Kiire*elleşmenin. onunla iç içe fezgâhlanmak istenen "Ye- ni Dünya Düzeni"nin dizginle- rıni elınde tutan. aslında "bilgi- sayarlı bir güçle donanmış fi- nans kapifalin egemenliğrdir. - Peki niye görmezler bunu da. başka vakiştırmalann arka- sına takılırlar? SERVER TANİLLİ - Aptal- lık değilse körlükten: ama da- ha da çok. hinoğluhinlikten! Bir ideolojik yutturma çabası de- yiniz isterseniz. Küreselleşme olgusu... - Bu •"küreselleşme" kavra- mı çevresindegerçekten pek bü- yiik bir bulanıklık yaratılmış dunımda: Teknikle kültürel bir- birine kanstırılnor gibi. Sizegö- re. asıl sağlıkh v aklaşım neolmak gerekir? SERVER TANtLLİ - Küre- selleşme. önce teknik alandaki bir gelişmenin bir ürünü: Telg- raftan radyoya. telev izyondan Internet'e uzanan bir dizi bulu- şun yer aldığı bir süreç ve alan bu. Haberleşmeyi, iletişimi git- gide kolaylaştıran ve sonunda bürün dünyayı bir anda ilişki içıne sokan böylesı bir teknik devrimınesefedilecek yanı yok. İşın ıçine insan aklı ve zekâsı ka- rıştığı için. soyumuz hesabına gururdaduymalı. Hemen her teknik buluş gi- bi. bürün bunların kültürü de etkilememesi imkânsızdı; nite- kım etkıliyor: Konu, sadece bi- limsel alışverişi kolaylaştmr- ken gelişmeyi hızlandırmakla kalmayacak; yüzyılımızın büyük eserlennden bin olan demokra- si v e insan haklarının yaygınlık kazanmasında da önemli bir rol ovnayacak. Bu bakımdan bü- tün insanlığt ilgilendiren böyie- si temel değerlerin yerleşme- sinde küreselleşme. desteklen- mesi gereken bir olgu. Daha şimdiden, Miloşe\iç \ e Pinochet gibi eli kanlı tiplerin yaptıkla- rınin > anlarına kaimayacağının ıpuçlan belirmiştirki. sevindi- ricidir. Ama küreselleşme. "ulus- devlef"lere çağını bitirmiş ger- çeklıkler olarak bakacak, daha da ileriye vanp dünya çapında bir kültürel tekbiçimliliğe götü- recekse. tehlıkeleri vardemek- tir. Çünkü insansoyu. dilıyle, edebiyatıyla. sanatıyla ve daha başka etkinlikleriyle, dünya ça- pında bir "çokrenklUik" kazan- mıştır yüzyıllar boyu. İnsanlık • "Kültürel tekbiçimlilik", sonunda olsa olsa "Amerikanlaşma"ya yol açar: Bireysel irade, mülkiyet. ideolojilerin sona erdiğinde ısrar gibi yozlaşmalarla karşı karşıya gelebiliriz. aılesr bu çokrenklıliğıyle güzeldir ve bunun korunması da gerekiyor. Tersi. yani bir "kül- türel tekbiçimlilik". sonunda olsa olsa "Ame- rikanlaşnıa") a yol açar: Bireysel irade. mül- kiyet. ideolojilerin sona erdiğinde ısrar gjbi yozlaşmalarla karşı karşıya gelebiliriz. Ote yandan. tepkiler. birmelezleşmeye. bir içe ka- panışa. kabilecilığe. bir etnokültürel pürita- nizme. yabancıya karşı hoşgörüsüzlüğün çe- şitli biçımlerine de götürebilir... 'Pünya elimizden gider halde...' - Konunun bir de azgelişmiş ülkeleri şim- diki adıyla "Güney " ülkelerini özellikle ilgi- lendiren bir yanı yok mu? SER\ ER TANJLÜ - Olmaz olur mu? Gelişmiş "Kuzey'" ülkeleri belli bir gö- nenç, giderek demokrasi aşamasına varmış- lardırvesosyalzıtlıklarda büyük ölçüdetör- pülenmiştir. İster istemez sorulacaktır: Batı- lı toplumlarda sosyal zıtlıklan törpüleyen de- ğirmenin suyu nereden gelmektedir? "•Güney " ülkelerinin hemen hepsi ileri kapıtalıst ülke- ler karşısında "borca bank" haldeler ve ik- tisadi kurtuJuşlannın önünde y\ğınla engel var. Nasıl çözülecektir bu sorun? Küreselleşme şarkılanyla üstesinden geli- necek bir şey tni bu? -Sayın Tanilli. 20. > üzyıfan bilançosunda va- nnlara kalacak -elle tutulur- gelişme, galiba demokrasi ve insan haklan alanında oldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? SER\'ER T.4J\İLLİ - Katilıyorum bu dü- şüncenize. Gerçekten. demokrasi ve 20. yüz- yıldaki gelişmesiyle insan haklan. evrensel değerlerler arasında artık. Doğal hukukun çağımızda "insan haklan bildirileri" yoluy- la bir tür somutlaşarak ortaya koyduğu bü- tünlüğü geçmişten kalan hiçbirsistemde, bu arada evrensellık iddiasındaki dinlerde bıle göremiyoruz. Örneğin islamda. insan hakla- n. Islamcıların bütün iddialannın tersine, ala- bildigineeksikbirtablogösterirken:varolan- lar da. hele hele kadın hakları söz konusu ol- dukta çağımızın isteklerine ters düşmektedır. Kadın hakları ise çoğu hak ve özgürlüklerde olduğu gibi. 20. yüzyılda pek büyük adım- lar atmıştır. - Say ın Tanilli, yeni bir yüzyüın eşiğindeyiz. Bir v iizy ıldan ötekine geçmek, tarihin sürek- liliği hakımından "görece" de olsa, sormuş olalım: Yüzyılımız 21. yüzyıla sizce hangi önemli sorunlan bırakıyor? SERVER TANlLLİ - Sadece saymış ola- yım: Yoksul ülkelerin kalkınması sorunu; sa- vaş v e barış sorunu; nüfus sorunu; insan hak- lanna saygı sorunu. Bir de şu sorun var kı, bütün ınsanları ayrıca tedırgin ediyor: Sana- yıleşmeye bakışımız. kapitalizmin "rükerim toplumu'anlayışının damgasinı taşıdığı için. teknik ilerleme başımıza büyük dertleraçar durumda. Kısacabelirtmışolayım: Doğamız kirleniyor ve dünya elimizden gider halde... SÜRECEK Server Tanilli. Y üzyılların Gerçeği \e Mirası* adlı kitanının uygaıiığın bütün değeıierini göz önünde tuttuğunu belirtivor. Fransa 'nın Rouen kentindeki sergide Musa Kart 'ın çalışmaları da yer aldı Dünyayı sorgulayan karikatür/en Musa Kart ünlü Fransız karikatürist Plantu ile birlikte. Kültür Servisi - 20-24 Ekım ta- rıhleri arasında Fransa'nm Rouen kentinde birincisi düzenlenen ve dünyanın önemli karikatürcülennin yapıtlannın ver aldığı 'Journees İntemationaks Du Dessin De Press" sergisine Türkiyeden, gazetemiz çizerlerinden Musa Kart üç karı- katürüv le \c Leman dergisi çizer- lerinden EnderOzkahramankatıl- dı. Bırçok ülkeden. gazetelerde ka- rikatürleri yayımlanan ünlü isim- lerin katıldığı etkınlik bundan böy- le her yıl gerçekleştirilecek. Sergide. Arjantin"denCardo. Is- panya'dan El Roto. Lübnan'dan Ha- bib Haddad. Bulganstan'dan Ko- utev, Rusya'dan Mochalm- ve ge- çen yıl ülkemıze gelen ve büyük ıl- gı gören Fransız karikatürist Plan- tu gibi ısımlerin yapıtları serailen- dı. Musa Kart. karıkatür ile ilgili görüşlennı şöv le anlatıyor: "Kari- katür. hayatımızın hızlanarak de- ğişen veya değişerek hızlanan tem- posuna çok uygun düsen bir anla- tım aract.. O nedenle yazılı medya- da giderek daha fazla yer buluvor kendisine...Sergiye gösterilen yo- ğun ilgiyi de. karikatürün insanla- nn y üreklerinde ve bey inJerinde ne ölçüde yer aklığının işareti olarak aigıladım." Fransa'da 7"den 70"e insanların karikatürle ve karikatürcü ile bu- luşma ve kucaklaşma isteğinden çok etkilendıgini söyleyen Musa Kart, aynı buluşma tablosunu ül- kemiz ıçın de hayal ediyor "Sergide bütün insanlık halleri ve ilişkileri karikarür konusu edil- mişti. L Ikeler \e topluluklar arasın- da her tiiıiü sınınn kalknğını. ka- rikatürleri izlerken görmek müm- kündü. Karikatürler sadece kendi ülkelerinin insanlan vesorunlany- la ilgili değiller. Bütün dünyayı kav- raınaya \e sorgulamaya dönük bir enerji içindeler.*' Sergide çoğunlukla hangi ide- olojıden beslenirlerse beslensınler dıktatörlerin benzerliklerıne vur- gu yapıldığını ve tamamının red- dedildığini dıle getiren Musa Kart. sergide milıtarızme dayalı yöne- tım anlayışlarının çok ciddi bir şe- kıldesorgıılandığını belirtivor "De- ğişen ve gelişen iletişim olanakları- nın hayatımıza vansımalan didik- leniyordu. Sanayileşmcve makine- lesmcyle birlikte insanların bu ya- pının mekanik bir parçası olması- na dikkat çekiliyor ve bu durunıa dönük eleştiriler geüştirilhordu." Etkinlikte konserler, atölye çalışmalan, söyleşiler, sinevizyon gösterilen olacak Ankara, 6 Caz Günleıi 9 fle şenlenecekKüftürSenisi-İlki 19% yılında Ankara Caz Der- neği tarafından düzenle- nen ODTC Caz Günle- ri 'nin üçüncüsü yann baş- lıyor. Ankara Caz Deme- ği. ODTL ve Manhattan Bar işbirliğiyle düzenle- nen; Kültür Bakanlıgı. Tetıco AŞ. THY. Emsel Ethem Atınç Piyano Ga- lerileri. Shell, Group D ve Yesa'nın destekledi- ğiODTÜ3.CazGünle- ri 7 Kasım'a dek süre- cek. Etkinlik kapsamın- daODTÜ'dedörtıMan- hattan'da bir konser, çe- şitli atölye çalışmalan. söyleşiler. video ve si- nevizyon gösterileri gerçekleştirilecek. Bu yıl Caz Günle- ri'nın Kevv York'tan iki önemli konuğu var: Kontrbasçı-vokalist Jay Leonhart \ e piyanıst Ted Rosent- hal. Müziğe yedı yaşındayken Peabody MüzikOkulu'ndabaşlayan Leonhart 14ya- şında kontrbasla tanışmış ve altı yıl sonra da Judy Garland'la çahşmaya başlamış. Dizzy Gülespie,Jim HalLOscarPeterson gi- bi isimlerle de çalışan Leonhart. halen 1992'de kurduğu New York Swing grubu- nun bir üyesi. Rosenthal'ın. 1988 "den bu ya- na kendi bestelenni ve ünlü caz yapıtlan- nı yorumladığı 5 CDsi bulunuyor. Leonhart. etkinliklerin ilk günü olan ya- nn saat 16.00'da ve cumartesi saat 14.00'te ODTL Kültür ve Kongre Merkezi'nde (KKM) bas üzerine atölye çalışmalan ya- pacak. Leonhart-Rosenthal ikilisi. Caz Gün- • Üç gün sürecek olan ODTÜ Caz Günleri yann, New Yorklu kontrbasçı- vokalist Jay Leonhart ve piyanıst Ted Rosenthal'in Kültür ve Kongre Merkezi'nde verecekleri konserle başlıyor. leri'nin ilk konserini yann saat 20. OO'de KKM Büyük Salon'da verecekler. İkılınin gerçekleştireceği jam session ise. cumar- tesi günü saat 24. OO'ten itibaren Manhat- tan "daizlenebilir. Etkinliklerin ikinci günü olan cumarte- si. Leonharfın saat 14.00'teki atölyesinin öncesinde saat 12.OO'de Emin Fındıkoğ- lu'nunkatılacağıbirsoyleşiyeralıyor. Cu- martesinın ilk konserinde ise. biues'u An- kara'da yaşatmaya çalışan King Bees gru- bu saat 16.00'da ODTÜ KKM'de müzik- severlerlebuluşacak King Bees. vokal.gı- tar ve mızıkada Bora Çeliker. basta Merih Kocabay. gitarda Sadık Sağlam. davulda Nusret Gürs'ten oluşuyor. Geçen yıl ODTÜ Caz Günleri'nde bü- yük ılgiylekarşılanan. üniversıtedençeşit- lı tanhlerde mezun olmuş müzisyenlerden oluşan ODTÜ Caz Karması da cumartesi 18.00'de ODTÜ KKM'de bir konser vere- cek. Konserin gelin. depremden zarargör- müş ODTÜ öğrencilerine bağışlanacak. ODTÜ Caz Karması nda yer alan tnüzis- yenler sırasıyla; gitarda Önder Focan. vo- kalde Sibel Köse. basta Kamil Erdem. sak- sofonda MehmetKütükçüoğlu. gitarda Mu- rat Arkan ve davulda Zafer Gerdanlı Etkinliklerin son gününde, ODTÜ Caz Karması'ndan Murat Arkan. saat 16.00'da ODTL KKM'de bir gıtar atölyesı gerçek- leştirecek. Caz Günlen'nin son etkınlıği olan. pazar günü 18.00'de yine ODTÜ KKM'de venlecek konserde ise Detant ız- leyicilerle buluşacak. Detant. pıyanoda Emin Fındıkoğlu. soprano saksofonda Tu- na Ötenel. trompette İmer Demirer. trom- bonda Elvan Aracı. tenor saksofonda Er- han .\lta>, bas trombonda LewntÇoker. bas- ta Ruli Karaca. v urtnalı çalgılarda Jozi Le- vi ve davulda Mehmetİkizclen oluşuyor. Ca- zın geçmişine ışık tutmayı amaçlayan kon- serde Detant, bazı önemli yapıtlann özel dü- zenlemelerinı deseslendırecek. (0112468 46 76) IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BtRKİYE Ekim'in Son Günü Bir pazar sabahı; dışarı çıktım, güneş pınl pınl, doğuda, yeni yükseliyor gökyüzünün açık mavili- ğine. Güneşli günlerhep mutluluğu mu anımsatır, yü- reklerde; yoksa bu doganın küçük bir oyunu mu- dur? Güneşli günlerin sabahında hep bir telefon mu beklenir? Batıda ise, belli belirsiz yanm ay görünüyordu. Gözlerim hemen Venüs'ü aradı. Venüs'ü göremedim. Aslmda Venüs, kı her ne kadar bir gezegense de biz onu hep bir yıldız olarak belledik, hep parla- yandır. Şimdi, bir şiirin son iki dizesi, Venüs'ten söz eder- ken tam sırası: Aşkımız hep parlayan Aşkımız, Venüs'ün ta kendisi 1 Ekim'in son günüydü. Hani şu saatlerin geri alınıp "normale" dönüldü- ğü gün. Yüzyılın, şayet 1999'un bitimini yüzyılın bitımi ka- bul ediyorsak. yüzyılın son Ekim'ini de yolcu ediyor- duk, özcesi. Sararan yapraklar, Ekim ile birlikte kırmızıya çalı- vermişti. Yüzyılın Ekim'i bitiyordu, her Ekim'in bitişi bir ko- puşu gösterir, bence... Yüreğimden bir şeyler kopup gider sanki, sokak- larda rüzgârın sürükledıği kurumuş yapraklarla. Bir an, yaşamın bittiğinin işaretidir, ister istemez zihnimdeki doğanın imgesi. Oysa bilirım yaşamın ne kadar keyifli bir erdem ol- duğunu, ama yine de zihnim. tabii ki yüreğim de be- ni kaçınılmaz olarak, melankolinin ve hüznün şarkı- sına ortak eder. Bu şarkı, bir yandan adını hiç anmak istemediği- miz öte yandan da söylemek için çırpındığımız bir ayrılık şarkısı gibidir. O gün, Güneş'in tüm pınltısına ve doğaya dönük enerjisıne karşın Ay hem yarımdır hem siliktir gök- yüzünün maviliğinde. Üstelık Venus de yoktur ortalarda. Çünkü o gün, yani o pazar, hani normale döndü- ğümüzün söylendiği gün, Ekim'in son günüdür. Ve. artık bu yılın değil, yüzyılın Ekim'i kırmızılığıy- la bizden aynlırken gül yaprakları da oksüz kalır. Çünkü Ekim'in zerrecikieri de, hani o gül yaprak- larında sabah gördüğümüz zerrecikieri de Ekim ile birlikte yola çıkmıştır. Ekim'in gidişı dünyanın sonu değildir, belki bu yüz- yılda bir kez daha Ekim'in damlalannı göremeyece- giz ama, yeni bir yüzyılda yine düşecektir Ekim yer- yüzüne. Sanki bir aynlık şiirinin -belki de bu köşede yayım- lanmış bir aynlık şiirinin- son dizeleri gibidir: Aynlıklar can sıkar sevgilim bir gün de olsa Bunda da mutluluk bulmalı insan Çünkü, sendenaynlık, birğün de olsa''"' Sana kavuşmanın ilk adımıdır sevgilim Ama aynlık şayet, bir gün değilse, yani bir daha dönüş yoksa ya da bir daha dönüşü yokcasına gi- dilyor, ayrılınıyorsa o zaman şiirin anlamı degişir: Dolunayın ışıltısı da ise yaramaz Denizin engin maviliği de sevgilim Çünkü, şiirin bittıği andır yokluğun Venüs'ü görememek gibi bir acıdır, Ekim yaprak- lannın arasına düşmüş dizeler... Agrofilm Festivali'nde büyük ödül Türkiye'nin • Kültür Senisi- 4-8 Ekim günlerinde Slovakya'nın Nitra kasabasında gerçekleştirilen 16. Uluslararası Agrofilm Festivali'nin yanşmalı bölümünde bir Türk belgeseli büyük ödül kazandı. Doğa, tarım, kırsal kesinı gibi temalara sahıp belgesellerin kabul edildiği festivaldeki yanşmalı bölümde ödül. yönetmenliğini M. Sadık Aslankara'nın yaptığı "Eğıten Ormanlann Eğitilen Köylüleri' adlı videofilme verildi. 11 dakika 50 saniye süren film, yanşmalı bölümün en büyük ödülü olan 'Prize of L'N-FAO" ile ödüllendirildi. Düzenlenen törende ödülü. Aslankara adına Türkiye'nin Bratislava Büyükelçıliği Müsteşan aldı. ADSO, açılış konsermi Ahmet Taner Kışlalı'ya adıyor • Kültür Senisi - Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın (ADSO) yann ve cumartesi günleri vereceği konserlerinde. uğradığı bombalı saldın sonucu yaşamını yitıren yazanmız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı anılacak. Konserde seslendirilecek olan Beethoven'ın 5. Senfonisi'nin son bölümündeki Zafer Marşı. Kışlalı'ya adanacak. Yann saat 20.30'da Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda gerçekleştinlecek olan açılış konserini şef İnci Özdil yönetecek. Konsere solist olarak katılacak olan piyanist Gülsın Onay. Mozart'ın 9 No'lu Piyano Konçertosu'nu seslendirecek. Konser cumartesi günü saat 15.00'te Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Kültür Salonu'nda tekrarlanacak Konserin ardından Süleyman Demirel Üniversitesi ile ADSO arasında bir protokol imzalanacak. Protokole göre ADSO, bundan böyle cumartesi günleri vereceği konserlerinin bazılannı Isparta"da gerçekleştirecek. İdeoloji ve günlük hayat üzerine seminerler • Kültür Servisi - ln>ancıl Atölyesı'nde kasım ayı içerisınde "tdeolojı ve Günlük Hayat' başlıklı bir seminer dizisi gerçekleşecek. Şair-yazar Tevfik Taş'ın sunacağı semınerlerde günlük yaşamın içinde ideolojinin izdüşümlen sorgulanacak. Seminerler perşembe günleri saat 18.3O"da başlayacak. tnsancıl Atölyesi'nde kasım ayında on beş günde bir (pazartesi günleri) dönüşümlü olarak iki etkinlik gerçekleşecek: Server Acim'in Müziksel Formasyonlar başlıklı ve Ahmet N'ecdet'in Türkıye Şiirinde Temalar başlıklı semınerleri. Salı günleri Ekrem Ataer'ın müzik atölyesi. çarşamba günleri Berrin Taş'ın edebıyat seminerlen. cuma günleri Cengız Gündoğdu'nun felsefe semınerleri ve pazar günleri Mehmet Esatoğlu. Enver Akan ve Mustafa Turan'ın tiyatro çalışmalan da sürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear