Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmfiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayırı Yönetmeni Orhan Erinç
# Genel Ya>!n Koordmatörü Hikmet
Çetinkaya • Yazııjlen Müdünı İbrahim
\ ıldız # Sorunılu Müdıir Fikret tlkiz
# Haber Merkezı Mudurıi. Hakan
Kara • Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Ntıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem
V iizak 0 Kııltur: Handan Şenköken • Spor
\bdülkadir Yücelnıan • Makaleler Sanıi
Karaören 9 Duzeltme. Abdullah \ azıcı #
Fotoâraf trdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
\ j \ ın kurultı İlhan Selçuk
(BJILMI Orhan Erinç, Okt>)
Kurtböke. Hikım-t Çctinkao*.
Şükran Soner. İbrahim V ıldız.
Orhan Bursah. Muslafa Balba».
Hakan Kara.
AnkaraTemMİcısı Mustafa Balba> Ataturk BuKarı
No 125, Kdt4. Bakanhklar-Ankdrâ Tel 4195020 (7
hatı. Fak.s.4l95027
#İzm!rTemsılciM SerdarKı/ık.
H ZışaBlv 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117
• AdanaTemsıleısı Ç « i n Yiğenoğlu. inomıCd 119
S No 1 Kat I.Tel 363 12 ll.Faks 3f*3 12 15
Mues!.e!>e Muduru İ slun \kmen
0 Koordınatör Ahmet Korulsan
• Muhasebe Biilent Yener»
Idare Hüse>in (,ürır# Bılgı-
hlem Nail Inal • Sacr> r a/iiet
Kuza
MEDYA C: • > onctını K.urulu
Ba^kanı - Cıenel Mudur Ciilbin
Erduran • Koordınjtor Rcha
Işıtman 9 Cwne! Mudurt ardınn.14]
SeidaÇoban Tel 514 07 53 -
ks 5L18463
YavımUvan \e Basao: Yenı Oun Haber \jansı. Sasın \e "î'avınviIıL A $
Turko^ağı Cad 39 4] Ca^aloğlu 34334 Isianbu! PK :46 - Sı'rkecı 34435 Istanbul Faki wwv\. cumhuriyet.com.tr 29EKİM 1999 İmsak:5.56 Güneş: 7.24 Öğle: 12.55 İkındi 15 45 Akşam: 18.12 Yatsı: 19.34
Monroe'nun
elbisesi
• CHICAGO(AA)-
Amerikalı üniü sinema
sanatçısı Marilyn
Monroe'nun. 22 Kasım
1963'teDallaskentinde
suikasta kurban giden eski
ABD başkanlanndan John
Fitzgerald Kennedy'nin
"doğum günü partisinde "
giydigi elbise. 1 milyon 277
bin 500 dolara satıldı.
Christies Müzayedeevi'nin
New York kentinde
dûzenlediği açık arttırmada.
Monroe'nun. Başkan
Kennedy'nin 1962yılmda
yapılan doğum günü
partisinde giydiği elbiseyi
Manhattan merkezli Gotta
firması satın aldı.
Monroe'nun. Başkan
Kennedy'ye serenat yaparak
•'Dogum günün kutlu olsun
Sayın Başkan" derken
üzennde bulunan ipek
elbisenın. 1962 yılında 12
bin dolara mal oldugu.
üzerinde 6 bin adet suni
elmas bulundugu belirtildi.
Fuat Saka'dan
seçmeler
• İstanbul Haber Servisi -
Müzik çalışmalannı
1980'den sonraçıktığı
Avrupa 'da sürdüren Fuat
Saka'nın 20 yılı aşan
müzik yaşamı boyunca
yaptığı çalışmalardan30
eserlik bır seçki, "Yeni
Dünya Müzik" tarafından
"Seçmeler 1 ve 2" adıyla
kaset ve CD olarak
yayımlandı Alman,
Danimarkalı, Yunan gibi
değişik ülkelerden
müzisyenlerle çalışan ve
500'ü aşkın konser veren
Saka'nın bugiine dek
yayırnlânrrfış 13 albümü
bulunuyor.
Vücudu deldirerek takılan metal halkalar ciddi enfeksiyonlara yol açıyor
Saghğa zararhhalkalarÇeviri Servisi - Ingiltere'de
vücuda takılan metal halkala-
nn zararlanna ilişkin biraraş-
tırma, bu modanın ciddi sağ-
hk sorunlanna yol açtığını or-
taya koydu. Araştırmanın or-
taya çıkarttığı sonuclann cid-
diyeti karşısında. sağlık ba-
kanlığına baglı kurumlar ön-
lem almak için harekete geç-
ti. Özellikle ışjemtn ehliyet-
siz kişiler tarafından elveriş-
siz sağlık koşullannda yapıl-
ması. tehlikenin boyutlarını
büyütüyor.
Araştırmaya katılan doktor-
lann yüzde 78'si sağlık sorun-
lannın başında enfeksiyonla-
nn geldıgini belirtiyor. Her 10
doktordan 4'ü göbeğe takılan
halkalann neden oldugu enfek-
siyonlan tedavı etmek zorun-
di kaldıgını açıklarken. diger
yaygın şikâyetler göğüs uçla-
nna ve dile takılan metallerın
yol açtığı sorunlarla ılgili.
Araştırmayı yürüten yetkı-
lıler sorunlann çoğunlukladel-
Metal halka modası vücutta, önü aknamayan kanamalar ve kabcı deformasyonlar yaratıyor.
me ışlemınin ehlıyetsiz ve bilgisiz kişiler
tarafından yapılmasmdan kaynaklandığı-
nı belirtiyor. Ornegin Daniel Phetbean«dın-
da 18yas.ındakibırgencın dılıne taktırdı-
gı metal dügme. ana damarlardan bırını
deldiği ıçın kanamanın önü alınamamış.. Ka-
namay ı kendi yöntemJenv le 2 saat boyun-
ca durduramayan Phethean. delme ışlemı-
niyapanuzmandan>ardım ıstemiş. Uzma-
nın da kanamavı durduramaması üzerine
bırambülansılehastaneyekaldınlmış. Ya-
raya tıbbı müdahale vapmak zorunda ka-
lan doktorlar. metal dügmeyi çıkartarak
kanamayı durdurmuşlar. Yalnızca Londra
yakınlanndakı VVarnngton adındakı küçük
bır kasabada. 12 kışı kulaklannın üst kısım-
lanna taktırdıklan halkalann neden oldu-
gu agır enfeksiyon nedeniyle hastaneye
başvuımak zorunda kalmış.
Doktorlar en büyük tehlikenin göbeğe
takılan halkalardaa kaynaklandıgmı ileri
sürüyor Göbeğe açılan delığın gereğınden
fazla denn olması durumunda kann bölge-
sinde enfeksiyon oluşuyor. Bu da kan ze-
hirlenmesi \e hatta ölümle sonuçlanabili-
yor. Lzman olmayan kişiler tarafından gö-
güslerin ucuna takılan halkalarise kalıcı sağ-
lık sorunlanna vol açabıliyor. Bu nedenle
bazı genc kızların bebeklerını emzırme
şanslarını sonsuza dek yitırdıği belirtiliyor.
Kaşların ıç kısımlannın delın-
mesi ise. o bölgeden geçen
önemli bir sinırin zedelenıne-
sıne ve bır atar damarın parça-
lanması gıbı cıddı sağlık so-
runlanna yol açı>or. Ingılız
sağlık yasaları. tıbbı müdaha-
lede anestezı uygulanması ge-
rektığinde uzman doktorun bu-
lunmasınışartkoşu\or Bu ne-
denle delme işlemlerı çoğun-
lukla gözden uzak, denetlenme-
sı mümkün olma>an \erlerde
yapılıyor. Bazı uzmanlar. uyuş-
turma amacıyla dokuv u don-
duranetılkloridkullanıyorlar.
Bu da "soguk ısınnasr deni-
len doku ölümüne vol açıyor.
Kulak deidirme Ingıltere'de
1970*lı yıllarda bazı kurallar
ile kontrol altına alındı Oysa
v ücut deidirme henüz ehliyet-
sız kişiler tarafından yapılı-
yor. Sağlık bakanlığından bir
yetkıli. bu konudakı görüşle-
rıni şöyle dıle getırnor "Vö-
cut delme konusunda bir haf-
talık kursa gktenler veterlieği-
timi aldıklarını sanı\oriar. Bir de İnter-
net'ten 100 pound karşıiığında delme kifini
de satın aldılar mı kendUerini cerrah sanı-
yorlar. Bu kişilerin bü> ük bir sorumsu/luk-
la 12 vaşındaki çocukların vücutlannı bile
deldiklerini biliyorum. Bugün \asalar ku-
lağını deldiren bir kişi} L cinsel organını del-
diren kişiden daha fazla koruvor. Bu konu-
da hükümetin gereken önlemleri alması
için ünlü birinin ölmesi mi gerekiyor?*'
2000 yılında gösterime girecek
Titanic'e çizgi
fılmde mutlu sonKültfir Servisi - Daha ön-
ce de çeşitli sinema filmle-
rine esin kaynağı olan Tita-
nic. bu kezde birçızgı fılme
konu oluvor. tkı yıl önce Ja-
mesCameron tarafından be-
yazperdey e aktanlan v e en iyi
filmdalındaOscar'ı alanTi-
tanic'in çızgı versiyonu 2000
yılında dünya sinemalann-
da gösterime girecek.
'Tltanic cartoon' adlı ya-
pım. Sergio Leone'nin sena-
nsti CamiIJoTetiyönetımin-
de bır grup Italyan sanatçı
tarafından gerçeİcleştirilmiş.
Çızgı filmin senaryosunu da
yenileyen Teti. bu kez Tıta-
nıc'ın iki ünlü âşığını kaza-
dan kurtararak. öyküyü mut-
lu sonla bıtirmeyı yeğlemiş.
10 milyar İtalyan Lıreti 'ne
mal olan yapımm ıkı yıllık
üretım sürecınde, aralannda
Roma Anımasyon Oku-
lu'ndan öğrencılenn de bu-
lunduğutoplam 55Oçizerça-
lışmış 1 saat 25 dakika sü-
ren ve 155 bın kare resimden
oluşan fılmdedakikaya 1825
resim düşüyor.
"The Legend Goes on._"
altbaşlığıyla sunulan çızgi
fılmde. zengın bir erkekle
yoksul genç kızın aşkı anla-
tılıyor. Cameron'un filmin-
de Kate\\înslet ın canlandır-
dıgı Rose karakten Angeika,
LeonardodiCaprionun oy-
nadığı Jack adlı karakten ise
WjUiam adını taşıyor. Yapı-
mın sonunda. yoksul Ange-
lica'nın da aslında soylu bır
aileye mensup oldugu anla-
şılıyor.
Çizgı filmın müziklerı.
AdrianoCetentano'nun bes-
tecısı Detto Marianotarafın-
dan hazırlanmı^. Lokomotif
şarkı ise Lesle> Paton'ın ses-
lendirdıgi 'Lost in Eaeh Ot-
her'.
KuduzlüinmtiiHisıtaıiLşmasıİstanbul Haber Servisi - Kuduz
vakalan nedeniyle Istanbul'da 85
mahallede hayvanlar için karanti-
na uygulandığı belırtılerek beledı-
yelerin ve gönüllü kuruluşlann ça-
lışmalannın yetersizlıği nedeniy-
le kentteki kuduz hastalığı sorunu-
nun günden güne büyüdüğüne dik-
kat çekıldı.
Tanm ve Köyişjeri Bakanlığı
İstanbul ll Tanm MüdüriTTahir
Südûoglu. Istanbul'da 85 mahalle-
de havvanlarda çıkan kuduz has-
talığı nedeniyle karantina uygu-
landığını. 14 mahallede hastalığın
alman ıdan ve fennı önlemler so-
nucu söndürüldüğünü söv ledi.Süt-
lüoğlu alman ve alınacak olan ön-
lemleri şövie sıraladı: "Belediye
veteriner hekimlerince yörütül-
mek üzere. İstanbul'daki tüm sa-
hipli-sahipsiz kedi \t kopeklerde aşı-
lama kampaması ba^latıldı. Sa-
hipsiz ha>'vanlann sa% ılannın azal-
tılması ve daha i\i şartiarda kont-
rol altında buiundurulmalan icin
herflçebeiedhesi en su birtane ha>-
\an toplama ve bartndırma mer-
kezi kuracak. Büvülvşehir Bcledi-
ve BaşkanlığL Asya ve Av rupa va-
kalannda. en az birer tane olmak
üzere iki tane büv ük hayvan harı-
nağı kuracak. Bu bannaklardaaşı-
lama ve kısırlaştırma nıerkt/i mü-
şahedeveri vekuduz nedenhieölen
havvanlann usulünegöreortadan
kakbnlarak hastahketkeninin tam
olarak izolesi için gerekli \akma
fınnı mutlaka bulunacak."
İstanbul ll Sağlık Müdiirü Uz-
man Dr. Meeit Çalışkan da i>tan-
bul'da herhangı bır bölgenın ın-
sanlar ıçın karantina altma alın-
masının söz konusu olmadığını
belirtti Çalışkan.bırvurttaşınSul-
tanbeyli'de kuduz nedeniyle öl-
mesi üzerine. 50 kışının aşılama
programına almdığını belırterek
ısırıkvakalarının. İİNağlıkmüdür-
lüğüne bağlı kuduz merkezi ve
dığer sağlık kuruluşlarınabaşvur-
ması durumunda aşılannın yapıl-
dığını kavdettı Çalışkan *"İlinıiz-
de şüpheli kuduz ısınklanna kar-
şı aşılamalar. öncelikle müdür-
lûğümüze bağlı Sultanahmet
KuduzTedavi Merkezi'nde.bakan-
lığınııza bağlı eğitinı \crcn devlet
hastanelfrinin infekjivon senis-
lerinde uvgulanmaktadır" dedı. e-posta : tan :<< prizma. net. tr
UUKER
SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAN
'Yoksulların Başkanı' Olmak!
Nedense hemen. Armando Uribe'nın
tesbiti'nı hatırladım: galiba hatırlamak-
ta da, haklıyım: 'Sosyalist' Şili tstihba-
ratı'nın eide ettığı bılgilere göre; Allen-
de, ülkesinde ilk hükümetini kurduğu
sırada. VVashington DC'deCIA, halkın
iradesiyleseçilerek"iktıdarolmuşbu V/e-
ricı yönetimi' nasıl devirebileceğini he-
saplamaya başlamış! Uribe'nın eseri,
General Pinochet'nin 'darbeden' son-
ra, önceki belge ve bilgilere dayanılarak
hazırlandığı için, alınacak dersle doludur.
Pekı, neden o kitabı, o tesbiti hatırlı-
yorum; ışte şu sözleri. bir yerde okudu-
ğum için:
"...yöneticilerin toplumsal duyarlı-
lıktan yoksun oluşu yüzünden ülke-
miz ekonomik bunalımın yanı sıra,
ahlâki (ethique) bir bunalımın etkisi
altındaydı; oysa demokrasi sadece,
siyasal eşitlik anlamına gelmez; o
asıl, ve de özellikle, toplumsal, eko-
nomik ve kültürel eşitlik demektir.
Bolivar'cı Devril'in hedefleri işte bun-
lardır. Ben, yoksulların başkanı' ol-
mak istiyorum"..
Simon Bolivar, bilıyorsunuz, Latin
Amerika'lı ünlü bir devrimcidir; bu söz-
ler ise, Allende'nin ağzından çıkmışa
benziyor, oysa değil; bu sözleri, Vene-
zuellanın genç Başkanı 'Binbaşı' Hu-
go Chavez söylemiş: o Chavez kı,
1992'de askeri bir darbe teşebbüsün-
de başarısız olmuş; fakat 1998 Aralık
ayındaki başkanlık seçimlerini. yüzde
57 gıbı inanılmaz bir çoğunlukla kazan-
mıştır; ogün bugün 'banş yanlısı vede-
mokratık bir devrimi gerçekleştirmeye'
uğraşıyor.
Rakıpleri hiç de küçümsenemezdi: Bi-
ri, sosyal demokratlık ıddıasındaki (De-
mokratik Eylem), öbürü Hristiyan De-
mokrat, iki 'ge/ene/(se/'partı;yıllardırik-
tidara tahterevalli gibi. biri çıkıp öbürü
iniyor: ama hangisı yönetimde olursa
olsun, 'küreselleşme' ve 'özelleştirme'
yani YDD yandaşı 'istikamet' değişmi-
yör; sonuç, gerçekten ibret vericidir. İg-
nacio Romanet şöyle özetleyivermiş:
A. "...halkfa, bir avuç varlıklı ara-
sında bir uçurum oluşmuş; bunun in-
sanı şaşkına çevirmesi asıl şundan ki,
dünyanın ikinci büyük petrol ihracat-
çısı olan Venezuella'ya akaryakıt sa-
tışlarından son yirmi beş yılda 300
milyar dolar civannda bir para girmiş
ki, bu aşağı yukan yirmi Marshall Pla-
nı'na eşit! Buna rağmen, halkının ya-
rısı yoksulluk içinde yüzüyor, faal nü-
fusun dörtte biri işsiz, çalışanların
üçte biri 'kaçak' çalışarak hayatta
kalabiliyor, ikiyüz binin üstünde ço-
cuksa, dilencilik ederek..." (Le Mon-
de Dıplomatique. Ekim 1999, s.1)
B. Bunu Başkanlık Seçimi'nınoyyüz-
deleriyle ifade etmek isterseniz: 'Binba-
şı' Chavez, oyların yüzde 57'sini; buna
mukabil. 'geleneksel' ötekı iki partinin
adayları, toplam olarak. ancak yüzde
9'unu almış! Gel de Şili'yı. Şili'nin 'ba-
nşçı ve demokrat' Başkanı Salvatore Al-
lende'yi hatırlama!
Benzerlik çok, ama...
Latin Amerika'yı neden umursama-
yız? Çok derin ve köklü farklarımı-
zın (biz bir imparatorluğun vârisiyiz, on-
lar 'sömürge kökenlı') yanında; çok cid-
di ve vahim benzerlıklerimız (onlar da,
biz de, 'Sistem'in 'azgelışmışler'\ sayı-
lıyoruz) var. Hatırlıyorum da. Hollyvvo-
od turizmle kalkınabıleceklerıne inan-
dtrabilmek için. savaş ertesinde Latin
Amerika filmleri kampanyasına başla-
masaydı; 'Batı'lı ve 'seçkın' Şişli Sos-
yetesi ve Beyoğlu aydınları, daha kim-
bilir kaç yıl oralann farkında bile olma-
yacaktı. Önce, 'Saray', Melek'. daha
sonralan 'Atias' ve 'Yeni Melek' gibi gör-
kemli 'sosyete' sınemalarında, ne de
çok made in Hollyvvood Güney Ame-
rika filmi görmüş: bunlar sayesınde, o
yörede herkesin rumba, samba, la-
konga, bamba vb.den başka hiçbır şey
düşunmediğine inandınlmıştık!
'Soğuk Savaş' yıllarında yazmışım-
dır: 'Sistem'in büyük ülkelerı, -başta
ABD- Türkiye'ye göreve yollayacakla-
rı dıplomatlarını. çokluk, daha önce La-
tin Amerika ülkelennde görev yapmış
olanlar arasından seçiyorlardı; bu da,
kader olarak bıze de aynı 'geleceğı' ön-
gördüklerinin. önemli bir işareti sayıla-
maz mıydı? Düşünün bakalım, 'benzer-
lik' ortada mı, değil mi?: Son parlamen-
to seçimlerinde, Türk halkı, yarım yüz-
yıldır kaderinı öaf/'ya bağlamış. o ne
derse yapmış 'geleneksel' üç partiyi oy-
larıyla alaşağı edip: iktıdara. nisbeten
sabıkasız sayabıleceği, iki 'meçhul'ü
getirmedi mı? Aynı 'radikal' seçim, 'ay-
nı' sosyal, ekonomik ve ahlâki sebep-
lere dayanıyor: Türk siyasetçileri de.
cumhurıyeti münhasıran 'siyasaleşitlik'
saymayı yeğliyor: 'toplumsal duyar-
lık'tan, kesinlikle 'yoksun' görünüyor-
• •••
lar: ekonomik duruma gelince, onu da-
ha geçen 'söyleşi'de rakamlara dökme-
dik mi: birfelâket!
Aradaki önemli fark. Türkiye'de 'Bin-
başı Hugo Chavez türunde ve yapı-
sında, 'demokratik ve sosyal' bir siyasi
liderin. mevcut olmayışındadır.
Dolaylı değil, dolaysız demokrasi...
O'Binbaşı' Chavez kı, durumu an-
latabilmek için, Gramsci'nin söy-
lediklerini, tekrarlamaktan çekinmiyor:
"...aynı anda bir ölümü ve bir do-
ğumu yaşamaktayız; kullanılmış, es-
ki ve tükenmiş bir modelin ölümünü;
ve bir halkın umutlarıyla yüklü, deği-
şik ve yeni bir siyasal akımın doğu-
şunu! Eski ölmekte gecikiyor, yeniy-
se henüz gerektiği gibi damgasını
basamadı, ama bu bunalımın bir dev-
rime gebe oldugu kesin!..."
O 'Binbaşı' Chavez ki. onu 'otoriter
jakobenlik'\e suçlayıp, 'modern birhü-
kümet darbesi hazırlamak' itha/nı altın-
da bırakan New-York Times, Internati-
onal Herald Tribune gibi Amerikan ga-
zetelerine, şu sırada tartışılmakta olan
yeni Anayasa'yı ele alarak, şu cevabı
veriyor:
"...bu suçlamalar haksızdır ve yer-
sizdir, çünkü bizim istediğimiz bu-
nun tam tersini gerçekleştirme; yâ-
ni, mutlaka hor görmemekle bera-
ber, dolaylı' demokrasiden 'katılım-
cı' yâni 'dolaysız' demokrasiye geç-
mektir! Halkın, iktidarın bütün yöne-
tim kademelerinde daha çok söz sa-
hibi olması, bu sayede her türlü 'in-
san hakkı ihlallerine' daha iyi karşı ko-
yabilmesi..." (Le Monde Diplomatique,
Ekim 1999, s.1)
Hele bir de Anayasa Taslağı'nın içer-
diği yenilikleri görseniz. ne kadar şaşar-
dınız kimbilir! Belkı de Armando Uri-.
be'nin kitabını, o kitapta Allende'yle il-
gili o korkunç tesbiti hatırlayışım da bu
yüzden! Ama diyalektiğin cifveleri çok-
tur, belli mi olur: bir de bakarsın. zaten
kabına sığamayan Latin Amerika'da: bu
defa da Chavez Rüzgârı esmeye baş-
lamış: gürül gürül!
http://vwvw.prizma.net.tr/AILHAN
http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88