25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 OCAK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 TRT özerkliğini sağlayamadı, özel teleyizyonlar darboğazda, medyada tekelleşme gündemde Dudak uçuldatan uygulamalar • TRT'nin özel radyolarla ve televizyonlarla belli belirsiz rekabete başladığı söylenebilir. Ama ille de kendini 'resmi ağız' gibi gösterme alışkanhğından kurtaramadığı için yayınlannda henüz 'içtenliğe' ulaşamadı. Özel televizyonlara gelince hemen hemen hepsi haberlerdeki cıvıklıklara inatla devam ettiler. 'Ekonomik kriz' nedeniyle kimi izlenceler, yerli diziler yayından kaldınldı, çahşanlann işlerine son verildi. RTÜK çeşitli özel radyo ve televizyonlara kapatma cezası verdi. MAHMUT T. ÖNGÖREN 1998 yılında ekrandan geriye neler kaldı? Sıralayınca insanın dudağını uçuklatacak neler neler.. Korkmazsanız. okuyun bakın. Önce yasalardan başlayalım. TRT'nın özerkliğini sağlayacak. hiç olmazsa kurumu protokol ha- bercilığınden \e siyasal partilere bağımlılıktan kurtaracak biryasa- nın RTÜK Yasası'ndan sonra yü- rürlüğe sokulması gerekıyordu Ama TBMM. 1998'de de böyle bir yasa çıkarmaya ya vakit bula- madı ya da gönlü razı olmadı. Şimdı iktidaryanşı var, TRT'nın özerkliğı \e bağımsızlığı kımin işine gelir kı? Ama TRT kendını her bakımdan yenılemek zorun- da. TRT eskısi gıbı reklamlardan çok para kazanamıyor. Gerçı ge- çen yılkı Ayaktopu Şampıyona- sı'ndaki karşılaşmalann naklen yayını için alınan reklamlarTRT'ye hatın sayılır bir gelir sağladı, ama kurumun teknık altyapısının ve donanımının büyük yatınmlar so- nucunda yenılenmesi şart. Aynca, parasal açığm kapatılması da ge- rekiyor. Eğitim yerine at yanşlan Peki. ne yapsın TRT? Kanalla- nndan binni özelleştirecek ve el- de edeceği geliri de bu işlere ayı- racak. 1998 içinde kurumda alınan en önemlı kararlardan bin bu. Ba- kalım 1999'da bu karann yaşama geçtiğini ve işe yaradığını göre- cek miyiz? TRT'nın devlet ve ge- lip gıden hükümetler tarafından başınaçıkanlan sorunlardan biri de vencılerdı. Yıllarca önce belirsiz nedenlerle TRT'nin elinden alınıp PTT'ye ve sonra da yeniden TRT'ye verilen vericilerin durumu da adamakıllı seçiklik kazanama- dı 1998'de. TRT'nin radyo ve TV yayınla- nna gelince.. 1998 yıhiçinde özel y i^aglajJîg li belirsiz bir rekabetin başladığı söylenebilir. Ama TRT. genelde özellerin düzeyıne ınmek isteme- diği veeski yıllann kemıkleştirdi- ği tekdüzelığinden \e ılle de ken- dini "resmi ağız" gibı gösterme alışkanhğından kurtaramadığı için. yayınlannda henüz -içtetıliğe" ula- şamadı. Buarada, 1998'in sonla- rına doğru TRT'nin Açık Öğretim eğitim yayınlanna at yarışlannı tercih etmeye yeltenmesi "çiğfik* olarak yorumlandı Öte yanda. aynı TRT'nin 1998 ıçınde kitle ıletişim araçlarında şiddete ve trafik canavarına karşı bir kampanya başlatması ve yıl so- nuna doğru da radyolarda ve tele- vızyonlarda kullanılan Türkçenin düzeltilmesi nedeniyle bir danış- ma kurulu oluşturması ıse sonuç- lan 1999'da alınabılecek olumlu adımlar arasında sayılabilirdi. 1998'in sonlannda ve yeni vılın da başlannda TRT'ye olumlu not verilmesini sağlayan bır başka adım da, sinemasal değennin pek de v üksek olmadığı ileri sürülen. ama Cumhuriyet tarihini adım adım ız- lediği belirtilen •'Cumhuriyet*' fıl- mınin aynı anda 61 sinema salo- nunda gösterilerek, T\T yayının- dan önce, çok geniş bir izleyıci kıtlesıne erışmesiydi. Özel televizyonlara gelince. he- men hemen hepsı 1998'de de ha- berlerdeki cıvıklıklara inatla de- vam ettiler. Aynı televizyonlann yapay senaryolar. yapay oyuncu- larla yabancı pembe dizılere öze- nen yerli dizilere ağırlık verrnesi ve ünlülerin dekatıldığı TVyanş- malanyla ortalığı bulandırması ve bir de acayipleşmekte birbıriyle yanşan "talk-show'cular"la ya- ymlan daha da sulandııması dudak- İan uçuklatan etkenleryaratlı. Ne var ki. yıl sonuna doğru özel televizyonların tüm dünyayı ve DUtOUtMAKAXAt1NAKAtflYAfltAMtTİtA2M KAHKONe DAİt VfkOkU KAIAt UYAMNCA YAYtNUUZ, IADYO VIT1UVİZYON OST KUtlHU TAKAFINMN, 20 OCAK \99* TAtMNM KAMMUN 4/M MAODİtİNMKİ "ÇOCUKMMN VI YAMIMAMAST İIKESİNİN İKAllOUÜCÇEShlf Türkiye'yi etkilediğı belirtilen eko- nomik krizın içine düştüğü. bu ne- denle kımı ızlencelen ve yerli dı- zileri yayından kaldırdığı ya da en azından bu türdeki yayınlann üc- retlennı azalttığı ılen sürüldü. Medyada tekelcilik Gerçekte. özel televizyonların parasal bakımdan zordurumdaol- d^ğu^pz^llıklçkadrolan dışında- kı ızlencelen hazırlayanlara doğ- ru dürüst iicret ödeyemediklen, kâr etmeyip kara para aklamaya ve bır de patronlann dev let ve hü- kümetler düzeyınde kendi tecim- sel işlerinı yürütebilmek için bas- kı kurmaya yaradığı ilen sürüldü. Gerçekte, ekonomik kriz mı özel televızyonlan zora koşuyor ya da onların kuruluşundakı çarpıklık mı ışlerı zorluvor. bu durumun iç- yüzübelki 1999'unılerıdekigün- İerinde ortaya çıkacaktır. Özel telev izyonlann 1998'de ge- nellikle nasıl kulianıldığını anla- yabılmek ıçın. '•Türkiye'de med- yada tekelcilik \ar mı" sorusunun yanıtını araştırmak gerekır. Bu soruyu Kurtui Alruğ, "PoJi- tikanm Nabzı1 " adlı iziencesinde sordu. Nezih Demirkent. Nazmi BOgin ve NailGüreli "Var" dıye ya- nıtladılar. Daha sonra, "Dr.Stress" adlı TV izlencesınde Güneri Cıva- oğhıise"Yok"dedı. Prof. Dr. Emre Kongarise Cum- hunyet'te şu gözlemi yaptı: "Te- levizyon sahibi holdingkrin sade- ce reklam pastasından değiL özei- teştirme teşvik kredi tahsis ve ben- zeri işkmlerle halkın vergilerinden >a da me> duanndan toplanmış fon- lan kullanmalan. ancak onlann "kamuoyu oluşturma güçlerıyle orantılı olarak' oianakhgörülmek- tedir." Kürdistan TV'si uyduda~ lşte bu sorunlann yaşandığı dö- nemde ve 1998 sonlannda Türk hükümetinin. Kuzey Irak'taki Kür- distan Demokratik Partisi'nin ya- yın organı Kürdistan TV'nin (KTV) yerel yayından uydu yayı- nına gecmesine olumlu baktığı ha- beri geldı. Milliyet'in haberine gö- re. Turkish Daily Nevvs gazetesi- nın sahibi tlnurÇevik,uyduyayın için teknık donanımla ılgıli ıhale- yi üstlendiğinı. konunun duyarlı- lığı nedeniyle hükümet olurunu aldıktan sonra ıhaleye katıldığını ve Kürtçe. Arapça ve Türkçe ya- yın yapacak KTV'nin uydu yayın- İannınŞubat 1999'da başlayacağı- nı vemerkezstüdyoyapımınınise Nısan 1999"da tamamlanacağını söyledi. Kjsacası. en azından Kürtçe söz- lü müzık yayınına göz yumuldu- ğu ya da yumuşak bakıldığı anla- şılan Güneydoğu'da şimdi de KTV ıle MED TVye rakip çıkılarak PKK'nın etkınliğinın zayıflatılma- sına bir de TV ıle çalışılacak. Bu- nunlabirlikte, Güneydoğu'da 1998 yılında sayısı giderek artan verel radyolann etkin bır şekilde denet- lenmesi amacıyla RTÜK'ün de •birtakım önlemler aldığı biliniyor. RTÜK. geçen yıl Batı Anado- lu'da da önlemler alarak çeşitli özel radyolara ve televizyonlara kapat- ma cezası verdi. Bu kapatma ce- zasından bıri. "CMacakO Kadar" adlı ızlencesinden ötürü Kanal D'ye verilince, Levent Kırca bü- yük tepki gösterdi ve tüm ekıbıy- le Ankara'ya geldi. açlık gTevine başlayacağınıaçıkladı vebirtakım sıyasetçilerden de RTÜK Yasa- sı'nı değişrirme vedemokratikleş- tirme sözüaldı. Medya patronu ve mafya Kırca'nın açlık grevı uzun sür- medı. Ama daha önemlisi. CHP MilleTvekili ErcanKarakaş'm Kır- ca'ya verileTi sözü tutarak RTÜK'ü demokratikleştiren bir yasa tasa- nsı hazırladığı haben 1998in son- lannda Ankara'dan duyuldu. Ba- kalım. böyle bır yasa tasarısı 1999'da TBMM'den geçebılecek mı? 1998. aynı zamanda. özel tele- vizyonlann büyüklerinde ve kü- çüklerinde çahşanlann işlerine son verildıği bir yıl da oldu. Öte yan- da. ıçınde özel televızyonlann da yer aldığı medyada. medya patro- nu-mafya-siyasetçi ilisjkileri hem de kasetlerle kanıtlandı ve daha önce salt sözü edilen bu durum gızlenemeyecek bıçımde sırıttı. Ortaya çıkan bu gerçekler. özel radyolann ve televizyonlann ışa- damlannın eline geçmesınm sa- kıncalannı anımsattığı gibi, kimi gazetecilerın gazetecilik dışında patronlann tecimsel işlerine katıl- dıklannın da belirlenmesine yol açtı. Iş çevrelerinin özel televizyon- lar üzerindeki egemenliklerine \e büyük kulis etkınlığıni ıktidarla beraber yürütmelerine karşın, TBMM 'dekı medya tekelleşmesi- ni daha da güçlendırecek v e TV sa- hiplerine kamu ıhalelenne gırme yolunu açacak 3984 sayılı Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Ya- yınlan Hakkında Yasa'da değişik- lik öngören tasannın maddeleri- ne geçilmesinin TBMM'de 170'e karşı 218 oyla reddedilmesi belki de bu alanda 1998'de görülen en olumlu olaydı. Öte yanda, gazetelenn promos- yon amacıyla çanak-çömlek da- ğıtması yasak ıken. bu uygulama- nın özellikleözel televizyonlarda- ki reklamlarla sürmesı de 1998'in dudak uçuklatan uygulamalann- dan bır başkası oldu. Küçükdevadam dagitti. Petrucciani bu yıl Ellington için konserler vermek istiyordu CUMHUR CANBAZOĞLU Art Tatum'u anımsatan tekniği. Bffl Evans gibitemizyorumu \-anh. Cazın küçük de\ adamı ya da bilınen lakabıy- la 'küçük prens' Michel Petrucciani çarşamba günüNevv York'tabırhastanede>aşama\edaet- ti. Herzamanoespnlıkonuşmalannda.doğumun- dan ben yakasını bırakmavan hastalığa müziğin yardımıyla sürekli gahp geidiğıni, mağlubiyeti ise konser sırasında yaşamak istedığini söy lüvor- du Petrucciani. Ikı yıl önce Bergamo'da v erdıği konserin son- lanna doğru yığılıp kalmış, kendine gelmesine rağmen devam edememişti. çünkü sağ kolu kı- nlmıştı ve o günden sonra serçe parmaginı hiç kullanamamıştı. Hastalığını sürekli küçümsemeye çalışmıştı. ama kemikleri erıdiğınden her konser projesin- den önce korkuyakapılıyordu. bir türlükararve- remiyordu. Hastalığı. sanatını ve kadınlarla iliş- kilenni de etkiliyordu. Bir söyleşide kadınlar üzerine şunlan anlatmıştr "Beniseviyorlar, çün- kü küçüğünı. Bir şekilde annelikduygulannı tat- min ediyorlar." tki kez evlendı Petrucciani. ilk evliliğinı ltal- yan pi> anist Gilda Buttoposarlo'yla >apmış, ama evliliği uzun sürmemişti. Sonra Amenkah hem- şiresi Man'y le e\ lenmiş, iki de çocuk sahibi ol- muşttı. Hastalığı kalıtımsal olduğundan ilk ço- cuğunda da ortaya çıkmıştı... Petrucciani. 36 yıl öcne Orange'da müzisyen bır ailenin bireyi olarak doğmuştu. Kardeşlenn- den bın babası gıbı gitar çalıyor. dığen de kontr- bas eğıtımı görüyordu. Michel doğduğunda vücudundakı sakatlığı gören doktorlar bebeğın hemen ölebileceğini söylemışlerdı. Ancak Michel yaşamayı başar- mış ve daha üç yaşında pıyano ıstemiştı. Anne- babası oyuncak bır pıyanoyla gönlünü almaya ça- lışmışlardı. ama Michel oyuncağı kınpgerçek bir piyanoda ısrar etmış v e küçük yaşta müzığe olan yeteneğıni ıspatlamıştı. 18'ınegeldığindecazda karar krlmış. profesyonel müzığe ise Keith Jar- rett'ı da keşfeden saksofon ustası Charks Lloyd'un yardımıyla başlamıştı. Lloyd o günlerde müziği bırakıp Doğu dinlerinı incelıyordu. Ancak bu özürlü çocuğun müziğini duyunca her şeye ara \ erip onunla Montreux Caz Festivah'nde aynı sah- neyi paylaşmıştı. Böylece uluslararası sahnede gözükmeye baş- layan Petrucciani ABD'dealbümleryayımlamış. ünlü cazcılarla ortak konserler vermışti. Kitleler neden Petrucciani'yi bu kadar tutuyor- lardı? 4O'Iı yıllann büyük piyanısti ArtTatum'u anımsatan tekniği. Bill E\ans'ınki gibi temiz yo- rumu vardı. Virtüözitesı kuvvetli ve yapaylığakaç- madan kolaylıkla romantik bir atmosfer yarata- biliyordu. Cazın en önemli dınamiklerınden svving'i sev iyor ve her sefennde büyük bir ıstek- le çalıyordu. Konserlerinin hepsi bir daha tekrar- lanamayacak ölçüde özgün deneylerdı. Türkiye'de verdiği konserlen ızleyenleranım- sayacaklar, sahneye bir yardımcısının kolunda ge- lir. piyanoya zorlukla ulaşırdı. Piyano özeldi, ayaklannın pedallara ulaşabilmesi için ilavelerya- pılırdı. Kısa bir süre tuşlara baktıktan sonra her şeyi unutur. yalnız müziğin sihrini yaşar ve ya- şatırdı mınık usta. Eylülde çıktığı Avrupa turne- sınde "Fazla vaktim yok. ama y-apacağun o ka- dar çok şe> var kL 1999 çok önemli Duke Elling- ton' ın 100. doğum yılı. Pivano için >a/dıklannı ek- siksiz çaüp konserler vermek istivorum" demiş- ti, ama olmadı... Michel Petrucciani'ninbazı albümleri: Flash, 100 Hearts, Promenade With Duke, Piano Solo, Pianism, Conference de Presse, Marvallous. Po- vver of Three, Both Words Michel Plays Petruc- ciani, Music. Playground, Au Theatre Des Champs-Elysees, Oracle's Destiny, Tcot Suite. 'Canlandırdığım kişinin ruhunun derinliklerine inmeliyim' GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Onu ilk kez Ankara'da, Tunalı Hilmı'deki sine- mada görmüştüm. Ben ve en eski arkadaşım V'arolmanm Dayanıl- maz Hafıfliği filminın başlannda Lena Olin şokunu atlattıktan son- ra. Juliete Binoche'de takılıp kal- mıştık PhilipKaufman'ınfılmin- denbuyana 12yılgeçmışbıle. Ju- liette Bınoche bu arada "Köprüüstü Aşıklan" (Carax, 1991), -Oksiye'' (Malle, 1993), "Üç Renk" (Kies- lovvski, 1993). "DamdakiSüvarr (Rappenau. 1995)veu İngilizHas- ta"(Minghella, 1995)filmlerinde oynadı. HalenParis'inbirdışsem- tinde. 5 yaşındaki oğluyla yaşıyor. Duygulu. gizemli. cinsel çekıcılı- ği tanıdıkça belli olan ve zekı ka- dın tiplerinın başanlı yorumcusu. lngiliz Hasta'dakı rolünden ötürü Oscar alınca Los Angeles'tan ge- len film önerilerini neden geri çe- virdiğini şöyle yanıthyor: - Bir zamaıüar, Hintli film yö- netmeni Satvajit Rav "la yapılan bir söyleşiyi okumuştum. Hindistan'ı asla terkedemeveceğini, >apüğı işin ruhunda bu ülkenin vattığını sö\- lüvordu. Ben dc bu cv duvgusunu içimde şiddetie hissediy orum ve on- dan kopmak istemivorum. Bu nc- denle hep burada kalmayı yeğle- dinı: İngilizcevle didişrim ve asla temelli olarak buradan aynlmayı is- temedim. Julıette Bınoche geçen yıl Lond- ra'da bir tiyatroda bır Pirandello pıyesınde oynamıştı ve Andre Techine'ın fılmi ABce Martin'de yer almıştı. Karakter oyuncusu unvanından hoşnut. Bu nedenle bırbırinden çok farklı rollerı kabul ediyor. Kendi- ne Merh Streep'ı örnek alıyor. - Çok havran olduğum Nlerly Streep, filmden filme değişmeyi gö- ze alabilivor. Bunu Holh-Mood'da Juliette Bınoche, son filmi Andre Techine'in 'Alice ve Martin'inde. vapnıak mümkün,ama action füm- lerinde değiL Son filmi kohusunda Andre Techine'in önerisını, onun hare- ketlerkonusundaki özel ılgısınden ötürü kabul ettiğini söylüyor: - Techine, >eni teknolojinin bir esiri değil: başanlı bir koreograf gibi çalışıyor. A\nı anda iki kame- ra kullanarak hem bütün hem de parça görünrüleri alıvor. Ben, veni şeyleri dcncnıevi. yeni vorumlar ge- tirmeyi seven biriyim. Avnen. faz- la konuşmaa gerekmeyen bir dans- çının müztğc yeni vorumlar getir- mesi gibi. Ama senanoya \azarken her çekim açısını özellikle belirten Cara\'la defalarca tarbşmak zo- runda kaJdım. En çok hangi rolünden etkilen- dıği sorusuna şu yanıtı veriyor: - Kesinlikle lngiliz Hasta filnıin- deki Hanaroiümden. Havaümda hiç bu kadar korkmamrçnm. O uzun çekimin ilk bir av ında sürekli titre- dim. Filmde nasılgözükmediğiııe şa- şınyorum. Aynı zamanda bu film. benim için bir dönüm noktası oldu. Yönetmen .\nthony Minghellabe- ni sürekli olarak riskler göze alma- ya ve kendi sınırlanmı zoriamaya teşvik etti. Sürekli olarak yorumu zor ve sorunlu kadınlar rollerine uygun görülmesi konusunda ise kendi yo- rumu şu: - Benden beklenilen ba/ı şeyler var. aküğım rollerle aramdald ba- o benzeriikler. Ama her karakte- rin bir kendi rrajedisi v^r. Belki bunun nedenL hayatın trajik olma- sı. Çünkü hep ölümle bitiyor. Ben her şeyden önce, canlandınlan ki- şinin ruhunun derinliklerine ine- bileceğim roUeri yeğliyorum. Ne var ki bu benim beürii bir katego- riyi içeren kutuya hapsolmak iste- diğimi göstermez. George Sand'ın dediği gibi, ben ne kadınun ne de erkek. Yalnızca bir çocuğum. Diane Kury'nın y apmakta oldu- ğu film Enfants du Siedede yaza- nn Chopin'le olan ilişkısınin göl- gesınde kalan, Alfred de Musset'yle olan aşkını yaşayan kadını canlan- dıracak. Juliette Binoche'nin Hollywo- od'la hiçbir ilgisı yok. Avusturya- lı Michael Haneke ve Sırp Emir Kusturica, onun gözünde Steven Spidberg'den önce gelıyor.'HoOy- wood beklevebilir." Safinaz'la Temel Reis evleniyor • Temel ReİS'ın 70. yaşına girdiği bugünlerde yapımcılan. çizgi kahramanın öyküsünü daha ilginç hale getirebilmek içi Safinaz'la Temel Reis'i evlendirmeye karar verdi. Bundan sonra öyküler aile için konulardan oluşacak. Bu konular izleyicilenn ilgisini çekmezse yapımcılar iki kahramanın boşanmasına karar verecek. • James Bond fılmlerinin haklan konusunda MGM ve Sony arasındaki davayı MGM şirketı kazandı. iki dev sinema şırketi arasındaki dava 1997 yılında Sony'nin kendılerine bağımlı şirket Colombia Pictures aracılığıyla yeni bir Bond dızisi çekimıne başlayacağını açıklamasıyla başlamıştı. MGM, davalar nedeniyle kendilenne zaman kaybettirdiklen gerekçesiyle Sony'ye dava açacak. • sophie Marceau ve Denise Richards Pierce Brossnan'ın üçüncü kez Bond'u canlandıracağı Bond filminin kızlan olacaklar. Filmın ismi "The World is not Enough' olarak belirlendi. • venedik Film Festivali 1999 yılında 1-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. Festivalin bu yılki başkanının Alberto Barbera olacağı açıklandı. • Alain Delon un yaşamını konualan biyografinin mahkeme denetiminden geçmeden yayımlanması yasaklandı. Alain Delon, Bernard Violet adlı gazetecinin kaleme aldığı kitabın yazımını engellemek için mahkemeye başvurmuştu. Son alınan kararda ise kitabın mahkeme karan olmadan yayımlanamayacağı bildirildi • Jacques Offenbachm 'Hoffman'dan Öyküler' adlı operasının 1993 yılına kadar kayıp olan bölümleri ilk olarak 24 Ocak günü Hamburg Dev let Operası tarafından seslendirilecek. Ancak bu konserin gerçekleşmesi durumunda Fransız müzikolog Jean Christophe Keck ile parçalan Almanya'da yayımlayan Schott International arasında bır hukuk savaşının başlaması bekleniyor. OfFenbach Hoffman'dan Öyküler'in 1881'de Pans'te gerçekleşen prömiyerinde yapıtın çok büyuk bir bölümünü çıkarmıştı. Bubölümler 1993 yılında bulunduğunda • Fransız tıyatro yönetmenı Yvess Josse parçalan düzenlemesi için Keck'e verdi. Schoot ise geçen kasım ayında kayıp bölümün fotokopilenni ele geçırdi ve yayımladı. Keck şu anda kayıp bölümün telif haklannın kendisinde olduğunu savunuyor. • Leonardo Dİ CaprİO nun başrolünü üstlendiği, Danny Boyle'nin yönettiği "The Beach' filmi Tayland'lı çevreciler tarafından protesto edildi. Filmın Phi Phi adasında gerçekleşen çekimleri sırasında set ekibinin çevreyi kirletmesi nedeniyle çevreciler "20 Century Fox' film şirketini dava ettiler. Çevreciler filmin çekimlenne izin verdigi ıçın Tayland Orman Bakanlığı'nı da dava edeceklerinı açıkladıiar. • John Travolta "Family Man'. Denzel VV'ashington 'Lazarus the Hurricane', Arnold Schvvarzenegger da 'Endof Days' filmlenyle yeni sezonda izleyicı karşısına çıkacak. Üç filmin ortak özelliği binyılın sonunu konu alıyor olmalan. Hollyvvood'un ünlü yapımcılan da binyılın sonunu kutlamak için hazırlıklara başladılar. VVarner Bros da Bugs Bunny ve Daffy Dug gibı kahramanlannı bir araya getirdiğı uzun metrajlı bır çızgi film hazırlayacak. • Jonathan Frakhesm yönetmenlığıni üstlendiği 9. Uzay Yolu filmi Star Trek in Surrection 2620 sinemada göstenme gırdıği Amenka'da bir haftada 27 mılyon 300 bın dolar hasılat elde ederek bır rekora imza attı. Uzay Yolu uzun yıllar ülkemizde , televızyonlarda \ gösterilmışti. • Steven Soderbergh Eimore Leonard'ın romanından beyazperdeye aktardığı 'Aşk ve Para' ile Amerika'da51 sinema eleştirmeninin oy kullandığı Ulusal Film Eleştirmenleri Ödülü'nü kazandı. ' Er Ryan'ı Kurtarmak'ın en iyi film seçilmesine kesin gözüyle ! bakılırken Aşk ve Para'nın başansı tam bir sürpriz oldu. Steven Soderbergh aynca Steven Spielberg'i en iyi yönetmen klasmanında da geçerek en iyi yönetmen seçildi. • Nureyev in öiüm yıldönümü nedeniyle Pans'te sanatçının koreografisinı üstlendiği yapıtlar sahnelenecek. 6 Ocak 1993'te AIDS'tenölen sanatçının yeniden izleyicıyle buluşacak koreografilen arası da Don Kişot ve Bayadere ver alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear