23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4EYLÜL1998CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Cumhuriyet Sıvas'ta Doğdu Prof.Dr. BEDİA AKARSU "Milli tarihin büyük TürkRöne- sansı, ihtilal ve kurtuluş kongresi diye anacağı Sıvas Kongresi gele- cekteki her 4 Eylül günü bir milli bayram günü olarak kutlansa ye- ridir". Mazhar Müfit Kansu (*) B u yıl Türkiye Cum- huriyeti'nin 75. yı- lını kutluyoruz. Ama aslında 79 yıl önce kurulmuştu Cumhu- riyet. Egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusun olduğu il- kesi daha 4 Eylül 1919 Sıvas Kong- resi'nde belirlenmiş, 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi ku- rulduktan sonra, 20 Ocak 1921'de de yasalaşmıştı. Ama Atatürk'ün her zamanki "zamanlamayı gözet- mesi" sonucu adı ancak 29 Ekim 1923 'te konuldu. Nitekim 29 Ekim- de Cumhuriyet, Meclis'te kabul edi- lirken bu belirtilir. Abdurrahman Şercf, konuşmasın- da "Egemenlikulusundurdenince, kime sorarsanız sorunuz, bu cum- huriyettir" diyecektir. (Nutuk, 1934, -Jt. II." S. 274) Gerçi bir buçuk ay önce toplanan Erzurum Kongresi 'nde de (23 Tem- muz 1919) Sıvas Kongresi'nde ile- ri sürülen ilkelerin çoğu kabul edil- mişti. Ama çok önemli bir değişik- lik yapıldı. Sıvas'ta, halk hareketi ve direnişi ile kurulmuş olan der- neğin adı Erzurum Kongresi'nde "Şarkın Anadolu Müdafaa-yı Hu- kukCemiyeti'' idi. Oysa Sıvas Kong- resi "doğu ve baö illerinin ve Trak- ya'nın". yani bütün yurdun birliği- ni sağlamak amacını güdüyordu. Sıvas Kongresi'nin bütün temel- lerini çok daha önce belirlemişti Atatürk. 18 Haziran 1919'da Trak- ya'da verdiği yönergede değindiği u _Trakya veAnadohTdaki ulusalör- gütleri birieştirmeve ve ulusun sesi- ni bütün gürlüğü ile dünvaya duyu- racak güvenilir bir yer olan Sıvas'ta birleşik vegüçlü bir kurul toplama- ya karar verilmiştir" sözünün uy- gulama zamanı geldiğine inanarak 21 '22 Haziran 1919 gecesi, yaveri Cevat Abbas Bey' e söyleyip yazdır- mıştı ünlü Amasya Ğenelgesi'ni. O genelgede söz konusu olan yur- dun bütünlüğü ve ulusal bağımsız- lığının saglanması idi. Bu da yer yer direnişlerle gerçekleştirilemezdi. Bu kararla Atatürk yurdun her yanında baş kaldıran güçleri bir- leştirip ulusal birliği sağlayarak ve ulusal bir ordu kurarak saldırgan- larla savaşmış ve 30 Ağustos 1922'deki kesin zaferiyle de bu sa- vaşı sonuçlandırmıştır. Bu zafer Atatürk'ün inandığı hal- km zaferi idi. Bunu kendisi de her fırsatta söylemiştir. Hiçbir karannı da halkın dışında gerçekJeştiımemişti; bütün devrim- lerini de hep Meclis karan ile ba- şarmıştır. Sıvas Kongresi günlerinde Ahmet Rüstem'le Mustafa KemaJ arasın- da geçen bir konuşmayı şöyle nak- lediyor Necip Ali (Kiiçüka) "Haü- ralar"ında: "- Pasa, siz şimdi her şeyi yapabi- Krsiniz. l nutmayıntz ki, burada Ce- miyetler Kanunu'na göre teşekkül eöniş bir heyet değiliz. Bizim bir ih- tilal heyetinden başka bir hüviyeti- miz yoktur. Mahjyetimizin bize ver- diği cüretle her şeyi yapabiliriz, de- di Mustafa Kemal 'Hayır beyefen- di, ben bunu yapamam' diyecevap verdl" Evet, Atatürk TBMM'yi kurma- dan hiçbir ülküsünü gerçekleştir- meye girişmemiştir. Ancak Meclis kurulduktan sonra çok önceden planlaması ile bu yöresel hareket- leri birleştirmesini bilmiş, ulusun bü- tünlüğünü sağlayarak zafere ulaş- mış ve ulusal devletini, demokra- tık, laik ve sosyal hukuk devletini kurmuştur. Günümüzde ulus dev- let'in artık sona erdiğini öne süren ve böyle düşünmeyi ilericilik sa- nan kimi aydınlar kötü niyetli de- ğillerse, biraz daha geniş düşünse- ler de dünyada olup bitenleri değer- lendirebilseler, görecekler ki ulus devlet hiçbir yerde kalkmamıştır. Avrupa Birliği bunun en çarpıcı örneği. Uluslar bu birlik içinde da- ha da belirginleştirmeye çalışıyor- lar kendi kimliklerini. Son futbol şampiyonası gösterge oldu ulusal- lığın silinmediğine; bütün Fransız- lar, etnik gruplar da içinde, hep bir- likte ulusal marşlarını söylediler coşkuyla. Almanlar da, Helenler de, biz de aynı şeyi yapardık hiç kuşku yok. Toplum içinde birey nasıl kay- bolmuyorsa, aslında ancak toplum içinde birey olunabiliyorsa. ulus- lar da ancak evrensellik içinde -bu- na isterseniz bütünleşme, global- leşrne, küreselleşrne ya da dünya bir- liği deyiniz - gerçek kimliklerini bulabilirler. Önemli olan ulusal bencilliklerin ortadan kalkmasıdır, insanlık, insan- olma bunu gerektirir. Ulusal bencilliklerin de kişisel bencillik gibi kötü görülecek bir şey olduğu gün insanlık kurtula- caktır. Asıl yapılacak olan Atatürk'ün da- ha 1920'lerde söylediği "Bütün uluslann içinde eşit haklarla yer al- dığı yeni bir dünya düzenini" kur- maktır, bugünkü yalnızca ekono- mik çıkarlara dayalı yeni bir sö- mürgecilik olan globalizmi değil. Böyle bir Dünya Birliği'ni kur- manın bugün için ütopya olduğu- nubiliyorum. Ama ütopyalar da bir gün gerçekleşebilirler. 1918'lerde Türklerden de ulusal bir devlet çıkabileceği, Türklerce bi- le beklenmiyordu. Ama işte bu halk kendi içinden bir Mustafa Kemal çı- kardı ve bu ütopya gerçekleşti. Şim- di önemli olansa onu koruyup ge- liştirebilmemizde. (*)M. M. Kansu: Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Bera- ber; T.T.K. 1966 C. 1. S. 211 jÖrnek Kütüphaneci: Sami Nabi Özerdim ÎLHAN kuduğum ilkokulun adı: 'Feyz- iMeşnıtiyet'ti. Kurtuluşun gü- neşi ülkeyi ışıtınca 'Feyz-i Cumhuriyet' oldu. O okulu- mu ve sonrakileri düşünce da- _ ha güçlü biçimdeşu yargıya\a- Jıyorum: Öğretim kurumu demek, öğretim jfcadrosu demektir. Yoksa siyasal amaçlarla (il- jfcinden üniversitesine değin) bol okul açmak jjğitim-öğretim düzeyini (öğretmensizlikten) jjlabildigine düşürüp tezgâhlarda tarikatlara ^aydırılmış beyinler dokumak değildir. Mec- jjSsimizde (TBMM) adına hiç yakışmayan bir <nozayik oluştu; kazıdıkça içinden müritler Içıkıyor. Nedir bu siyasal fslam azgınlığı?.. Gü- îjencemiz ordumuz olmasaydı rezaletlerin ne îörtaya döküleceği, ne de irticanın azgın boğa- 3ar gibi koştuğu.... Uzağı gören pek dirayetli îGenelkurmay Başkanımız giderayak boşuna Jnı konuşuyor; boşuna mı silkeliyor toplu- jnu?.. $ Evimdebirhazinem var: Bilgi Yayınevi'nin yılbaşı armağanı olan duvar takvimi: Ata- sîcyen ftüyflk boy resimleri. canımı sıkan olaylarbelirdikçe onun ışık Sgözlerinebakjpyakınıyprum. Banaka- blmıyor; çünkü olasılıklan, olacaklan öngör- müş; kurtuluş yollannı göstermiş... İşte o so- lukla bizim kuşak gericiliği en büyük felaket olarak görmüş, hele tarikatlan uyuşuklar yu- vası, çıkarkapısı saymıştır. Sözünü ettiğim il- kokulumuza yakın bir Şeyh Nurettin Efendi Tekkesi vardı. Şeyh, üstü kapalı bir koridor- dan geçerek tekkeye giderdi; sanınm Nakşi idi- ler. Ayin akşamlan, toplanan yobazlar, şeyhin yönetiminde bir daire oluşturup kolkola höy- İcürüp pöykürerek döner, kendinden geçme sahneleri görüntülerdi. Biz cin gibi bücürler, tekkenin balkonundan özellikle, mahallenin ün- lü çapkını Kocabıyık Ahmet Efendi amcayı sey- rederdik. Kansı herkesin sevdiği sakin, akıllı, koca- sının deliliklerine bayağılıklanna katlanan Fatma Hanım teyzemizdi. Yan yana oturdu- ğum sınıf arkadaşım Nezaket'le (Altan-Ör- san Oymen'in annesi) ne çok gülerdik. llko- kul ögVetmeni olarak çalışma yaşamına baş- layan arkadaşım, Erenköy Kız Lisesi'nin son sınıfında iken, nişanhsı Hrfzırrahman Bey'le birljkte beni ziyarete gelmişti. Parasız yatılı îdiriı. Nakıjgjbi işfenmiij Rjdvan P5. Köşku'aun zıyaretçiodasındatatlıtathkonuifmuştuk. Ev- lenme karan verince nasıl da büyüyüvermiş- ti çocukluk arkadaşım. Aynlırken bana birar- zum olup olmadığını soımuştu güzel gülüşü ile. Bu vefalı davranışı hiç unutmadım. Habsburg Hanedam'ndan 18. yüzyılda ya- şamış olan II. JoseFin, aydınlanma çağına ayak uydurarak, gerçekleştirdiği sayısız dev- rimler arasında geliri ve yaran olmayan tari- katlan kapatmak girişimi de vardı. Yirminci yy'ın sonunda biz nereye gidiyoruz? Biricik, eşsiz gazetem Cumhuriyet'i hafta- da iki gün, (salı, cuma) ikişer adet alıyorum; sokağımızda oturan ve iyi okuyan iki öğren- ciye sıra ile kitaplarla birlikte armağan olarak vermek üzere... Ne denli sevindiklerini bilse- niz! Son çıkan kitaplardan biri Milli Kütapha- ne 'den çalışma arkadaşım, bir ara müdür ve- kilimiz, baş danışman Sami N. Özerdim'in... Biz bir grup uzman 'Eski Harfli Türkçe Eser- ler' Servisi'nde katalog hazırlıyorduk. Sami Bey, çalışkanlığı, kütüphanecilikteki derin bil- gisi, referans konusunda başvurulacak en yet- kin kişiliği ile tüm çalışanlarca sevilirdi. Bir anımı anlatacağım. Bir ara, gerektiği için, eski harfli Türkçe eserler deposunda bir- tikte çalıştık. Ikiden f.ula-sayıd.ıkieşkıtapla- rı ayınyor; raflardakı sıra bozukluklannı (al- febetikrf) düzeltiyor, ayırifiklannua başka kü- tüphanefere yolluyorduk. Hızlı tempoda yü- rüttüğümüz halde, iş epeyce sürdü. Soluklan- dığımız sıralarda birçok konuyu özellikle din- leri tartışıyorduk; bilgisine hayran kalmıştım. Kütüphanede görevli bir arİcadaşımız, yine orada çalışan kocasını kaybettikten sonra kü- çük kızı ile birlikte tüm kurumda düşünülen, kollanan kişiler olmuşlardı. Küçük kız servis- lerde rahatça dolaşır, sevilirdi. Çok şey öğren- mişti; konuşkan birbücürdü. Çalıştığımızde- poya da geliyor; bizi lafa turuyordu. Bir gün Sami Bey ona se\ gi ile bakarak "Kız çok ka- rasın be!" demişti. Küçük parmaklan ile sa- ya saya "Annem kara, dayım kara. anneannerru teyzelerim, halalanm hepsi kara; ben nasıl be- yazolurum?" demişti. Çok güldük. Aile Er- zincanlı idi. Söz yayıldı; kız nereye gitse ona "Kız,çokkarasınbe!"diyorlardı. Sami Bey'i anımsadıkça öylesine çalışkan bir kişinin, ay- nı derecede güler yuzlü olması karşısında be- ğeni ve sevgi duygulanyla doluyorum. Bir gün de bizim serviste çalışmaya başlayan genç bir arkadaşımız, fişini hazırladığı eski harfli Türkçe bir kitabı yerine koymaya gelmişti. Fi- şi gösterdi. Sami Bey'le hafifgülümsedik. Ki- tabın adı, 'Parakoti' idi arkadaşa göre... Sami Be> nazikce ",irtıko Para Kuvvetı olsunî"^ mıştı. Bu çoçuk dörtyı! ki'^üphanecılık bölü- mündeokurken eskijMrtiende ogrenmiştı^Sö ulus Atatürk'ünasılbastacı etmesin! PENCERE Olayın Ardındaki Gerçek Nedir?.. Medyamız ömür... Dünkü gazetelerin man- şetlerini okuyan kişi aptal değilse kahkahalarla gü- ler: "Krize demiryumnık..." "Krize çözüm adımı..." "Fırtınadindi..." "Piyasa rahatladı..." "Yüzler gülüyor.." "Tehlikeyok..." Evet, dünyayı saran eko- nomik kriz Türkiye'nin sı- nırfannadayandı, hükümet dört noktadatoplananpa- rasal karartar aldı; ama, bu- nu çocuksu bir sevinçle manşetlere geçirmenin ar- dında yatan gerçek nedir?.. Cumhuriyet gazetesi ne diyor: "Sermaye, Vergi Yasa- sı'nı deldi." Sakın gerçek bu olma- sın?.. • Bir ülkede 'devrim' bir yana 'reform' yapmak bi- le kolay iş değildir. 1923'te kurulan Cumhu- riyet, o günün koşullann- da, toprak reformu yapa- caktı... Yapamadı. Toprak ağalanna dokun- mak kolay değildi; 1929 Kasımı'nda Ismet Paşa açıkladı: "- Işledikleri arazi kendi mallan olmayan vatandaş- lan toprak sahibi yapmak için bu yıl bazı doğu ille- rinde işe başladık. Bizim bu işte mesleğimiz, topraksız köylüye kendi malı yapa- cağımız tarlasında çalış- mak imkânı hazırlamaktır. Bunun dışında büyük çift- lik işletmekte olan gayret ve servet sahiplerine do- kunmak şöyle dursun, ter- sine bunlann da iyi çalış- tıklarını ve kazandıklannı görmekten memnun olu- ruz." Ancak bu güvenceye karşın, tek partili rejimde toprak reformu yapılama- dı; çok partili rejimde de rafa kalktı. Ağalar ve eşraf ^ecüs'tegüçtüyckiler. Yal» - nız toprak reformunu en- gellemekie kalmadılar; köy- lüyü uyandıracak 'KöyEns- titüleri'nl de yıktılar. Ülke tarım toplumu ya- pısındaydı; bu toplumsal yapının sınıfsal niteliğin- den doğan siyasal gücü, ekonomik altyapının yüze- ye doğru dışavurumuyla belirleniyordu. • Peki, bugünkü Türki- ye'de ekonomik güç kim- de?.. Bu ekonomik gücün adı- nı koyan Refahçı Necmet- tîn Erbakan'dır. Hoca ne demişti: "Rantiyeci!.." Yapısallaşan ekonomik düzende rantçılar ağır ba- sıyor. İSO (Istanbul Sana- yi Odası) "Türkiye'de En Büyük 500 Sanayi Kurulu- şu"nu açıkladı. Bu sanayi kuruluşlarının toplam gelir- lerinın yarısından çoğufa- izden geliyor; üreterekde- ğıl 'paradan para kazana- rak' ayakta duruyor sana- yici... Sanayiciyi bile rantiye- leşmeye zorlayan bu eko- nomik düzenin adı nedir?.. Geçerli düzen bu olun- ca, Maliye Bakanı Zekeri- ya Temizel ne yapsın?.. Hazırladığı Vergi Yasası de- lındiğı zaman, ancak se- yırci olabilir. • Siyasal gücün ağırlığı dün toprak ağasındaydı; bugün rantiyecidedir. Hükümetler toplumda en ağırlıkh siyasal gücün karşısında bükülürler; is- ter tek partili rejimde ol- sun, ister çok partili dü- zende olsun, birtoplumun yapısal bozukluğu politi- kaya yansır. Küreselleşen dünyada globalleşen krizin kapımı- za dayandığı bir gerçektir; ama, bu krizi bahane ede- rek istediğini hükümete da- yatan gücü de göz ardı eder İ N D İ R İ M L İ A L I Ş V E R İ Ş G Ü N L E R İ B A Ş L A D I ! American Express ll günler % 25'e varan günler EXPRESS American Express Kart'ınızla, 1-30 Eylül tarihleri arasında seçkin mağazalardan yaptığınız her alışverişte %25'e varan indirimlerle karşılaşacaksınız. Tüm alışverişlerinizde Kart'ınızı kullanın, hem bu özel indirimden hem de American Express Kart sahiplerine özei ödeme kolaylıkları ve Amex Puan sistemi avantajlarından yararlanın. Alışveriş keyfini her an ^ yaşayın. Cards AKBANK G ü v e n i n i z i n E s e r î İşt« Amarlcaıİ E x p r • s s Indirimlerinden yararlanacağınız seçkin mağazalar İSTAMBUL 40 Ambar • AtaJ ilotışım-K.V.K Shop • AHuğ Kozmeiık Ophk • Arun Optik • AsBu*-Ataiar-Ban*ıCo«ec6on • Bısse • Bısse-Kent Shop • Bona Pars • Sofsnarche • Bu* Afa • Bu* Türkan • Cacharel • Cartaş Saraciye • Cartier (Yeşilköy) • CNcco-Pınar Tıc • Cosmo Shop • Çjkas Çiçak • Dak* Saat • Decorum • Dtba Veivet Touch Gûzelük Merkszı • Doğa Oyuncak • Oûndar Partumefi • E» Oyuncak • Emsan Shop (Caprto)) • Fabto Lucottt • Goteks - Göi Opbk • Göze A.Ş. • Gusto-Gusto Sissımo • Halley Oyuncak- Infinity Oesign • İGS • Karaca • Ker* Shop • Levts-Geoç Çugi • Levıs-Gosa • Levîs-Gmp Shop • Uogerie Termin • Littie Bıg • Mik Tekstfl-Stefane! • CNI Company-Owks»wr • Opal Opdk • Panço-Pınar Tıc • Parfc Bravo • Parks Foot Vtesr • Part OJ Me • Poft* Unçıorio * Sarar Butik * Gafirn Triko • S«v8 ParfOfnen » Seydan Ptaza • Solay Partümeri • Sttoes Cantor • Sflk Cashmır • Steten^- Ogvza' Stetanal • Tıck Tack • Uda Parfümeri « Yan< Moda Çanta - vssni Moda Food St^> İZMİR AK Optık • Aibey Konfeksiyon • Aftuner Drugstore • Armani O p * • Barangers - Benny Mavi Jsans • Beni Butfk • Erol Gıyım • Efs«r Elektronik • Erşen Ayakkabı • Fon-El«kîronîk • Hakfcı Tosyatı • Hangsy Opfik • İGS • Kaan Op» • KafyoncuÇorapÇamaşjr-Kardeş Optik • KİP • Kuzen Çanta • Levis-Mertcan • Metay Kundura • Muraî KuyumcukA • Oi) Con^any • Özusta Kuyumcuiuk • Peker Kfftasıye • Sedef Pariümen • Şute Partümeri • Tokdemir Konfeksîyon • UKi-Karya • Yttdız 2000 Sport • ANKARA Anteks A.Ş • Antik Tuğra • AynH Mağazası • Baby Care • Baron • Betîy • Çıvgm • Decooım • Enjpn Ayakkabı • Ezterci LW ŞS. • Güneş LW ŞS • İGS ikbal • İnterOptik • Kardeien Abiye • Karmsn • Kumruiar Partümeri • Lateks Aksesuar • Lateks Art Story • Mmyon Kuyumcuiuk A.Ş. • Nur Saat • Orem Ltd. Şti. • Oteks Giyim • Podyum Kundura • Print Net Store CaJe • Salim Tuhafiye • Serra • Smite • Verona • VVhite House
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear