Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 EYLUL 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bunahm peşinde koşan şeriatçılann provokasyonlanna karşın rektörler geri adım atmayacak
Türban kararlıhğından dönüş yok
ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet)
- Ünıversıte kayıtlan başladı. Kimlik
kartı yenilenmesi ve kayıt
yaptınlmasında "başörtüsüz" fotoğraf
uygulanacağını duyuran Yüksek
Öğretim Kurumu (YÖK), alman
karardan kesinlikle geri adım
atılmayacağını duyurdu. Öğrencilerin,
son 6 ay ıçınde çekilmış, başı ve
boynu açık fotoğraflannın
kullanılacağını belirten YÖK.,
üniversitelerde şeriatçı kesimin tüm
provokasyon \e kışkırtmalanna karşı
temkinli olunmasını istedi.
Tarikatlann \e şeriatçı örgütlerin
sürekli provokasyon yapmaya çalıştıgı
1 arikatlann ve şeriatçı örgütlerin sürekli provokasyon yapmaya çahştığı Istanbul Üniversitesi'nde
türbanlı öğrenciler, kılık-kıyafet kurallanna uymalan yönünde ikna ediliyor. Daha sonra üniversite
senatosunun karanna uyacaklanna dair bir taahhütname imzalatılıyor.
Istanbul Üniversitesi'nde (lU) basın tarafindan hedef göstenlmesinı
türbanlı öğrencilere; özel görüşme de "Ülkede iç huzuru bozmak
odasında kılık-kıyafet kurallanna isteyenler var" diye değerlendirdi.
uymalan yönünde ikna edildikten 11 Eylül'e kadar sürecek üniversite
kayıt işlemleri başladı. Kayıtlarda,
Öğrenci Yerleştirme Sınavı
Kılavuzu'na alınan ve üniversiteyi
kazanan öğrencilere gönderilen
broşürlerde belirtilen "başörtüsüz
sonra üniversite senatosu karanna
uyacaklanna dair bir taahhütname
imzalatılıyor. lstanbul Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu, kılık kıyafet
öğrencilerin kaydı yapılmayacak.
Üniversite kimlik kartı ve kayıt
yenileme işlemlerinde de türbansız
fotoğraf istenecek.
yönetmelığinin ödünsüz
uygulanacağını yinelerken şeriatçı
fotoğraf" esas alınacak. Başı ve
boynu önden açık fotoğraf vermeyen
Türban için ikna yöntemi
Türbanlr öğrenciler, YÖK karan
gereği başı açık çekilmiş fotoğrafla
kayıt yaptınyorlar. Türbanla kayda
gelen öğrenciler özel görüşme
odasına alınarak kılık-kıyafet
Milli Eğitîm Bakanı uiuğbay: Kent işsizlerinin yiizde 3 5 i lise ve Üniversite mezunu
A3SKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ko-
nusu mesleki ve teknik egitim olarak be-
lirlenen 16. Milli Egitim Şûrasf nm ön
komisyon çalışmalannda konuşan Milli
Egitim Bakanı Hikmet l luğbay, kentsei
işsizlerin yüzde 35'inin lise ve üniversite
mezunlanndan oluştuğuna ve lise çağın-
daki gençlerin yüzde 46.8'inin egitim dı-
şında bulunduguna işaret ederek, *Bu
gençfcre ülke otârak yaşamlannı üretken
olarak sürdürecekteribeceriyikazandn-a-
madık Mevcut tabkmı tersine çevirmek
gerekiyor. O nedenJe Şubat 1999 tarihin-
de bir mesleki ve teknik egitim şûrası ya-
pdması, ortaöğretimin yenkten yapılandı-
nlması zorunlu ve kaçınılmazdır'* dedi.
Şubat 1999"dayapılacak 16. Milli Egi-
tim Şûrası'nın ön komisyon çalışmalan
BaşkentÖğretmenevi'nde başladı. 12 gün
sürecek çalışmalarda. sendika, işyeri, sa-
nayi ve üniversite temsilcileri. mesleki ve
teknik egitim sorunlannı masaya yatıra-
rak çözüm önerilerini tartışacaklar. Ön ça-
lışmalar öncesinde bir konuşma yapan
Milli Egitim Bakanı Hikmet Uluğbay,
mesleki ve teknik egitim gören öğrenci
oranının Türkiye'de yüzde 36.9 iken Av-
rupa'da yüzde 65 olduğuna işaret etti.
Mesleki ve teknik egitim oranının art-
tınlmadıkça işsizlik ve istihdam sorunla-
nna çözüm bulunamayacağma dikkat çe-
ken Uluğbay. "lise öğrenim çağında bu-
lunanlann yüzde 46.8'i egitim dışında bu-
lunuyor. Bu kabul edüecek bir durum de-
ğiidir" dedi. Kentsei işsizierin yüzde
35'inin de lise ve üniversite mezunlann-
dan oluştuğunu vurgulayan Uluğbay,
"Tüm veriler, mesleki ve teknik eğitimJe
daha yakından ilgilenmemizi gerektiri-
yor" diye konuştu.
Uiuğbay, gelişmiş ülkelerde sanayi ve
hizmet sektörlerindeki gelişmeye bağlı
olarak mesleki ve teknik eğitimi teknolo-
jiye uyarlama çalışmalan yapıldığını be-
lirtti. Uluğbay, komisyondan "mesleki ve
teknik eğffimde tam gün-tam yü uygula-
masına geçüerek okullardaki atiüye, tez-
gâlt vc makineferin kullanınıa açıimas;
meslek becerisi olmayan yetişkinlerin egi-
tiimesi, kız çocuklanna da ftrsat eşitüği
sağlannıasj" içın çözüm önerileri üretme-
sini istedi.
STFA Holding kurucusu 90 yaşındaydı
Sezai Türkei
yaşaırum
yitirdiEkonomi Servisi- Geçırdı-
ğı rahatsızlık sonucu önceki
gece vefat eden Sezai Tiir-
keş'in 2 Eylül Çarşamba gü-
nü, Levent Camıı'nde kılı-
nacak öğle namazından son-
ra toprağa venleceği bildiril-
di. Türkeş'in, okul arkadaşı
Fevzi Akkaya ile kurduklan
"Sezai Türkeş-Fevzi Akkaya
(STFA) Holding AŞ" 1971
yılında Libya'da aldığı liman
ihalesi ile "yurtdışına açılan
ilk Türk müteahhitlik şirke-
ti" unvanını kazanmıştı.
STFA Holding'den alınan
bilgiye göre 1908 yılında
Kıbns Lefkoşa'da doğan
Türkeş. 1932 yılında, o dö-
nem adı Yüksek Mühendis
Mektebı olan Istanbul Tek-
nik Üniversitesi Inşaat Fa-
küttesı 'ni bitirdi. 1934-193 8
yıllan arasında serbest çalı-
şırken Doğu ve Orta Anado-
lu'da demiryolu, havayolu ve
köprii inşaatlannda görev al-
dı.
1938 yılında sınıf arkada-
şı Fevzi Akkaya ile "Yüksek
TEAŞ'ta
200 memur
iş bırakıyor
SABİTÖZKESER
ADANA - Adana, Os-
maniye, Içel ve Hatay'ın
tamamı ile Kühramanma-
raş'ın bir bölümünü kap-
sayan elektnk dağıtımı-
nın Uzanlar'ın deneti-
mindeki Çukurova Elekt-
rikAŞ'ye(ÇEAŞ)devre-
diknesine tepki amacıyla
Enerji-Yapı Yol Sen üye-
si yaklaşık 200 memur
bugünden iöbaren iş bt-
rakıyor. Sendikanın 70
kişiden oluşan Temsilci-
ler Kurulu'nun da bugün
Adana'ya gelecegi ve
olağanüstü toplanacağı
büdirildi.
Enerii-Yapı Yol Sen
Adana Şube Başkanı tl-
yas Turan,TEDAŞ'ınpeş-
keş çekOmesine trin ver-
mevecekfcrini befirterek,
tt
lEylûIka>am1akuru-
nradevralacakÇEAŞyö-
netimini TEDAŞ'a sok-
mayacağız. Üyeterknizde
süresiz iş bırakacak. Bo
konuda kamuoyu oluş-
üırmakiçin ne gerekiyor-
sayapacağız"dcdL Ener-
ji-Yapı Yol-Sen Genel
Başkanı Cengiz Fayda-
h'nın da aralannda bu-
lunduğu 70 kişiden olu-
şan Temsilciler Kurtt-
lu'nun da bugün Ada-
na'ya geleceğini ve kuru-
m\ın özelleştirilmesini
protesto edeceğini bildi-
ren Turan, kurulun aynca
olağanüstü toplanacağını
dakaydetti.
Mühendis Sezai Türkeş-Fev-
zi Akkaya İnşaat Müteahhit-
liğj"ni kurdu. Günümüzde
bünyesinde taahhüt, endüst-
ri, ticaret ve turizm alanla-
nnda faaliyet gösteren 4O'ı
aşkın şirketin yer aldığı
STFA Holding AŞ, iki arka-
daşın ortak girişiminden
doğdu.
tki arkadaş, inşaat ve taah-
hüt alanında, Türk iş haya-
tında "Ahnan işi mudakaza-
maıunda ve iş kalitesinden fe-
dakârhk etmeden bitirmek,
her işi yeni bir teknolojik
yaklaşımla daha kaliteli, da-
ha erken ve daha ucuz yap-
maya yönelmek ve alınan her
işte dürüstlükten taviz ver-
memek" gibi ilkelere imza
attılar.
Aynca, bu yaklaşımlan
sayesinde, ış hayatlan bo-
yunca mühendislık sektörü-
ne 500'ün üzerinde yeni bu-
luş getirerek adlanna patent
aldıiar. Bu buluşlann bir kıs-
mı mühendislik literatürüne
geçerken bazılan ise Türk te-
zı olarak tanındı. STFA Gru-
bu, mühendislik alanında
Türkiye'yi dış ülkelerde
temsil etme konusunda ön-
cülükdeyaptı. I971 yılında
Libya'da kazanılan Tripoli
Limanı ihalesi ile STFA,
yurtdışına açılan ilk Türk
müteahhiti unvanını kazan-
dı. Projeyi, bu ülkede ger-
çekleştirilen birçok iş takip
etti. Libya ile Suudi Arabis-
tan, Tunus, tran, Mısır, Lüb-
nan, Türkmenistan'da birçok
proje başanyla tamamlanır-
ken, 1992 yılında Pakis-
tan'da yol ve deniz inşaatla-
n ihalesini kazanan STFA,
bu ülkede iş alan ilk Türk
müteahhidi de oldu.
STFA grubu tarafindan
yurtiçi ve yurtdışında baraj-
lar, otoyollar ve havaalanla-
n, limanlar gibi büyük yatı-
nmlann da içinde bulundu-
ğu 100'e yakın projeye imza
atıldı.
tstanbul Galata Köprüsü.
Kınah-Sakarya Otojolu'nun
çeşitli bölümlen. Kuzey Ha-
liç kolektörlen tamamlanan
projeler arasında bulunurken
Sazlıdere Barajı inşaatı gibi
halen yurtiçi ve yurtdışında
20'yi aşkın projenin çalış-
ması da sürdürülüyor.
Sezai Türkeş. bilimsel ça-
lışmalan ve iş hayatındaki
başarılan nedeniyle 3 üni-
versite tarafindan doktora
unvanına layık görülürken
devlet tarafindan kendisine
a\Tica "Üstün Hizmet Ma-
dalyası" verildı. Türkeş. kay-
bettiği eşi İnanç Türkeş'in
adma. kızı Tomris Taşkent
ile 1990 yılında. "raaddiim-
kânsızhklan nedeniyleyeter-
li egitim fırsatı bulamayan
çok üstün zihinsel >etenelde-
re sahip çocuklara" özel egi-
tim sağlamak amacıyla,
tnanç Vakfı'nı da kurdu.
Üniversitekaytilartnda 'çözüm masası' kuruldu
tÜ'de bu yıl başlatüan tek merkezden ka>ıt
uygulaması ve öğrencilerin ilk gün yoğun ilgi
göstermesi nedeni\le kayıtlann yapüdığı Avcılar
Kampusu'nda uzun ku>ruklar oluştu. Sabah
kampusa gelen öğrenciler, 3 saatte ka\ıtlann \apıjdığı
tÜ Öğrenci Kültür Merkezi binasına girebildi. İÜ'ye
ka\ıt yaptıracak öğrencilere \apılan organi/as%on
kapsamında özel kıyafetü görevliler \ardımcı olu\or.
Esenler Otogar, Taksim. Eminönü ve Kadıkö) 'den
özel otobüslerle kayıt merkezine taşınan öğrencilerin
her türlii sorunlannı çözmek için kurulan "Çözüm
Masası" öğrencilere hizmet veriyor. Kayda gelen ve
gecelemek isteyen öğrencOere yurtiarda yer yerilij'or.
lİ'deki kayıtiar sırasında her öğrenciye tÜ logolu
bir çanta içinde tişört kalem. kent rehberi, öğrenci
yönetmeliğj gibi armağanlar >eriliyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde ise izdihamı önlemek
amacıyla öğrencilere kayıt için randevu veriliyor.
Bugün Türkiye kıyılarında 100den az Akdeniz foku kaldı. Duzensız turizm gelışmesı, çarpık kentleşme ve denız
kırlıliğı yüzünden, yaşam alanları her geçen gun daralıyor Akdeniz Foklarını Koruma Projesi, 1997 yılından berı, bu
güzel canlıların üreme bölgelenni ve yaşam alanlarını korumayı amaçlıyor Foça'da SAD/AFAG (Sualtı Araştırma
Derneğı-Akdenız Foku Araştırma Grubu) ile Mersın'de ODTU Denız Bılımlerı Enstıtüsü öğretim üyelerının işbirlığıyle,
ıki proje yürütülüyor Sonuçlar alınmaya başlandı. Foça ve Mersın kıyı bandının bir bolumu, Kultur ve Tabıat Varlıklarını
Koruma Kurulu tarafından Doğal Sıt Alanı ılan edildı Daha yapılması gereken çok şey var. Sız de bu nadır canlıların
korunmasına katkıda bulunmak ıstiyorsanız, lütfen bızı arayın Bir Akdeniz fokunu evlat edinin. Projenın nasıl gittiğı
konusunda sureklı bılgılendırılecek, çevre korumacılar ve gönüllulerle
görüşme fırsatı bulacaksınız Acele edin, bızi arayın Bir Akdeniz
fokunu da siz kurtarın. "Akdeniz Foklarını Koruma Projesı 24 Mart
1998de başlarken, Türkiye sulannda 100'den az fok yaşıyordu Sız bu
ılanı okurken, çevre korumacılar ve gönüllüler, şu anda hayatta kalan
son fokları kurtarmak ıçın çalışıyorlar.
Ad/Soyad
Adres
i
Cumhunyet'e katkılan ıçın teşekkür edenz.
Telefon
Faks
Ayrmblı bılgi ıstiyorsanız bızı arayın ya da bu formu
aşağıdakı faksa göndenn
Tel (0 800) 211 50 60 Faks fO 212) 528 20 40
konusunda Anayasa Mahkemesi,
YÖK ve 10 Senatosu kararlanna
uymalan yönünde ikna edilmeye
çalışılıyor. Bu sırada öğrencilerle
yapılan görüşme video banta
kaydediliyor.
lÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur
Serter, öğrencilerin tümüne hoşgörü
ile yaklaştıklannı belirterek, türbanla
kayıt yaptırmaya gelen öğrencilerle
görevlilerin özel bir görüşme yaparak
ikna ermeye çahştıklannı söyledi.
Bu öğrencilere yasa ve
yönetmeliklerle belirlenen kılık
kıyafet kurallannı anımsattıklannı
vurgulayan Serter, birçok türbanlı
öğrencinin kılık kıyafet
kurallanna uyma
konusunda ikna olduğunu
ve başlannı açacaklannı
söylediklerini vurguladı.
Üniversite öğrenimleri
süresince öğrencilerin her
türlü sorunlannın
danışman hocalarca
çözülmeye çahşılacağını
kaydeden Serter, türban
takmama konusunda ikna
ettiklen öğrencileri,
ileride eski öğrencilerin
etkisinden korumak üzere
görüşmeler yapılacağını
söyledi. Prof. Serter, "Bu
öğrencilerünizin yaşlan
çok küçük, hepsine sahip
cıkmamız gerekiyor.
fhtiyacı olan öğrencilere
burs, yurt ve kredi
verflmesini sağlayacagE"
dedi.
4
Uygulama sürecek'
Istanbul Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu, kılık
kıyafet yönetmeliğinin
yeni öğretim döneminde
uygulanmaya devam
edileceğini vurguladı.
"ÖSYMsmıriançizdi"
diyen Alemdaroğlu, kılık
kıyafet yönetmeliği
doğrultusunda hareket
edileceğini anımsatarak,
"Değişen bir şey yok.
Değişmesi için de neden
yok" dedi.
Hedef gösterildi
Alemdaroğlu, kenÖisini
hedef gösteren yayınlar
hakkında şu görüşleri dile
getirdi:
"Ülkede iç huzuru
bozmak isteyenler zaman
zaman böylesi yayınlar
yapıvorlar. Bunlann
takdirini halka
bırakıyorum. Damstay'ın,
anayasanın kararlan
ortada iken başka türlü
davranılamaz. Istanbul
İdare Mahkemesi'nin
karanna karşı bölge idare
mahkemesine başvurduk.
Bunun sonucunu
beküyoruz."
Alemdaroğlu, kılık
kıyafet yönetmeliğine
uymadıklan için
üniversiteye alınmayan
Cerrahpaşa ve Çapa Tıp
fakültelerinden 7 öğrenci
tarafindan başlatılan
"beyaz yürüyüşün",
uygulamalannı
değiştirmeyeceğini
sözlerine ekledi.
"Özgür bir ülkede
yaşıyoruz. Herkes
yürüyebflir" diyen
Alemdaroğlu,
uygulamalannın anayasal
dayanaklan olduğunu
vurguladı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Silahlı Kuvvetler
Pazar günü, 30 Ağustos Zaferi'nın 76. yıldönü-
mü idi. Sabahleyin televızyon kanalları arasında
uzaktan kumandayla dolaşırken Genelkurmay
Başkanlığı'nda, yeni Genelkurmay Başkanı ve
kuvvetkomutanlarının, 'tebrikleri kabullerini' gör-
düm. Oturdum sonuna dek izledim. Bu subayla-
nn, yani tebrikleri kabul edenlerin ve tebrik eden-
lerin, o andaki ruh yapılarını ve duygularını düşün-
düm.
Hemen tüm kurumlann kokuştuğu ve işlevinin
gerisine döndüğü bir Türkiye'de, eğer Silahlı Kuv-
vetlerimiz olmasa, başımıza neler gelebileceğini
düşündüm. Silahlı Kuvvetlerimizin laik ve çağdaş
Türkiye konusundaki kararlılığı bilinmese, orta-
çağ karanlığının temsılcilerinin nelere cüret ede-
bileceklerini düşünmek tüylerimi ürpertti.
Sadece Islam şeriatçılan değil, eğer Silahlı Kuv-
vetler'in (pek de arzu etmeyeceğimiz), 'müdaha-
le' olasılıkları olmasa, Türkiye'yi 'soymak' iste-
yenlerin ihtiraslarına bir gem vurulabilir mi? Bu-
günkü, 'diz boyu' yolsuzlukların ve yetki suiisti-
mallerinin, o günlerde nerelere uzanabileceğini
tahmin edebiliyor musunuz?
Türkiye'de gerçekten kimi kurumlar, işlevlerinin
çok gerisine düştüler. Adalet mekanizmasındaki
yavaşlık, çek ve senet mafyasının önünü açtı. Mil-
li eğitimdeki şeriatçı kadrolaşma, eğitimde düzel-
tilmesi zor bir yozlaşma ortaya çıkardı. Egemen
kılınmak istenen 'Türk-lslam sentezi', en çok eğı-
tim alanında etkili oldu. Istihbarat örgütlerı, emni-
yet güçleri, ülkücü çeteler, siyasetçiler ve kimi işa-
damlan arasındaki 'kirli berabeıiikler', devletimı-
zi bir ur gibi saran hastalıklar ortaya çıkardı. Kimi
bölgelerde (mevzii de olsa), Silahlı Kuvvetlerimiz
bile bu kirlenmenin dışında kalamadı.
Silahlı Kuvvetler sürekli 'kan tazeledıği' için, bu
kirlenmenin önünü bir ölçüde alabildi. Fakat ma-
alesef, sivil kurumlarımız bu tazelenmeyi becere-
medi.
Katı bir disiplin içinde görünen Silahlı Kuvvet-
lerimizdeki 'şeffaflık' ve 'nesnellik', sivil kurum-
lanmıza oranla çok daha fazla. Atanan, ne zaman
nerelere atanacağını bilir. Terfi eden, terfi edece-
ği zamanı, emekli olan emekli olabıleceğı zama-
nı bilir ve kendini ona göre ayarlar. Buna karşılık
ne hâkim ve savcı atamalannda bir nesnellik ve
şeffaflık vardır, ne öğretmen atamalannda, ne di-
ğer sivil memurların atamalannda. En ilerı kurum-
lar olması beklenen üniversitelenmizin iç yapıla-
nnda bile, bu şeffaflık ve nesnelliği bulamazsınız.
Örneğin bizim fakültede, bölümlerin 'boş ve kul-
lanılabilir' kadrolarını yöneticiler dışında kimse bil-
mez ve kolayına öğrenemez. Eski fakülte sekre-
terimiz rahmetli Şinasi Sunat'tan ben, kurşunka-
lemle yazılmış bir liste vardır. Canlannın istediği gi-
bi siler ve yeniden düzenlerler. Siz bölümünüzde
kadro olduğunu bilirsiniz. Ama sorduğunuz za-
man 'sizin kadronuzyok', yanıtını da alabilırsiniz.
Israr ettiğiniz zaman da kurşunkalemle yazılmış bir
liste gösterirler. Ve bu, bizim üniversitede böyle
olursa, varın siz taşra üniversitelerinin halini dü-
şünün.
Gene bizim fakültede, yurtckşına gönderilen
asistanlar hep aynı bölümden seçilir. "Bunun lis-
tesiyok mu" diye sorduğunuz zaman, gene kur-
şunkalemle yazılmış bir liste vardır...
Silahlı Kuvvetler'deki 'tutarlılıktan' bahseder-
ken söz nerelere geldi...
Sabahleyin Genelkurmay Başkanlığı'ndaki tö-
ren bende binbir düşünce çağrıştırmışken aynı
gün akşamüstü de Kara Harp Okulu'ndaki dıplo-
ma töreninin 'geçit resmi' bölümünü izledim.
Genç subayların ve Harp Okulu öğrencilerinın, ai-
lelerinin görüntüleri de veriliyordu. 'Annelerin' bir
kısmının başı kapalıydı. Ama onlar 'Müslümanlı-
ğı' siyasete alet etmek niyetınde değıllerdi. Halkı-
mızda sürekli olarak 'Silahlı Kuvvetler düşmanlı-
ğı' oluşturmaya çalışanların görmesi gereken bir
görüntü idi bu...
Kutlamaya katılan ve daha sonra diploma töre-
nini izleyen sivil siyasetçilere baktım. Bunlardan
hiçbiri 'atamayla' gelmemişlerdi ve eğer 'demok-
rasiye inanıyorsak' asla gölge düşürmememız ge-
reken insanlardı. Aralannda çok değerli olduğu-
nu yakından bildiğim siyasetçiler de vardı. Ama
değerli olduklannı ne kadar bilirsem bileyim, on-
lara olan 'güven duygum', önemli ölçüde zede-
lenmişti. Ve eğer Silahlı Kuvvetlerimiz olmasa, çığ-
nndan çıkmış olan 'devlet'\ yeniden toparlayabi-
lecekleri konusunda ciddi 'kuşkulanm' vardı.
Demokrasiye yürekten bağlı, insanlann 'eşitlik'
ve 'özgüriüğüne' tartışmasız bir biçimde inanan
bir insan olarak farklı bir düşünce ve yaklaşım
içinde olmam gerekir. Fakat ne yapayım ki Türki-
ye'nin 'gerçekleri', beni bu düşünce ve duygula-
ra itiyor.
Ülkeyi bu hale sokanlar utansın...
Doğu ve Güneydoğu'da
boşanmalar daha az
SEYFt ÇELİKKAYA
YOZGAT - Devlet Istatistık Enstitü-
sü'nün (DÎE) raporlanna göre, evlenme
yaşının 21. boşanma yaşmın ise 25 olarak
saptandığı Türkiye'de her 100 çiftten 7'si-
nin boşandığı belirlendi.
Raporda, boşanmanın Marmara ve Ege
bölgesinde daha çok yaşandığı, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise da-
ha az olduğu görüldü. Eşlerin birbirlerini
aldatması, aile içi şiddet, geçimsizlik, al-
kol ve çocuk sahibi olamamak boşanma
gerekçeleri olarak gösterildi.
Türkiye'de özellikle kırsal bölgelerde
gençlerin 18 ve daha küçük yaşta evlenme-
lerine karşın, resmi nikâhlannı yaptırma-
malan nedeniyle DlE'nin raponında res-
mi evlilik yaş ortalaması erkeklerde 21,
kadınlarda ise 19 olarak yer aldı. Kurulan
yuvada başlayan huzursuzluklar, evliliğin
ilk beş yılına rastlıyor ve çiftler boşanmak
için mahkemelere koşuyorlar.
DlE'nin raporuna göre, kırsal kesimde
yaşayanlar evlilik kurumuna daha sadık.
Marmara ve Ege bölgelerinde boşanma
olaylan daha çok yaşanırken, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu bölgelerinde boşanma
olaylanna daha az rastlandı. Marmara Böl-
gesi'nde erkeklerin yüzde 0.8'i, kadınla-
nn da 1.2 'si boşanmak için mahkemelere
başvururken Ege Bölgesi'nde bu oran er-
kekler için yüzde 0.8. kadınlar için de 1.1.
Akdeniz Bölgesi'nde erkeklerin yüzde
0.6'sı. kadınlann 0.74'ü. İç Anadolu Böl-
gesi'nde erkeklerin 0.4'ü, kadınlann 0.8'i.
Karadeniz Bölgesi'nde erkeklerin ve ka-
duılann 0.4'ü. Güneydoğu'da erkeklerin.
0.2'si kadınlann 0.3'ü. Doğu Anadolu'da
ise erkeklenn 0.2'si. kadınlann 0.3'ü bo-
şandı. Bölgelerdeki bazı illerde ise boşan-
ma olaylan ele alındığmda da kırsal kesim-
deki eşlerin birbirlerine daha sadık olduk-
lan ve evlılığm devam etmesi için her tür-
lü soruna göğüs gerdikleri ortaya çıktı.
Adana'da erkeklerin yüzde 0.6 "sı, kadın-
lann 0.8'i, tzmir'de erkeklerin yüzde 1.6'sı,
kadınlann yüzde 1.8'i. Istanbul"da erkek-
lerin 0.9"u, kadınlann 1.6'sı, Antalya'da
erkeklerin 0.7"si, kadınlann 0.9'u, Anka-
ra'da erkeklerin 0.5'i. kadınlann 1.2'si.
Trabzon'dakadınlann 0.4'ü. Adıyaman'da
erkeklerin 0.1 'i. kadınlann O.İ'si, Yoz-
gat'ta erkeklerin 0.5'i. kadınlann 0.4'ü.
Hakkâri'de de erkeklerin yüzde 0.1 'i, ka-
dınlann 0.l'i boşandı.
DİE araştırmasında, boşanma olaylan-
nın gerekçeleri eşlerin birbırlerini aldat-
ması, alkol, ailevi geçimsizlik. aile içı şid-
det ve çocuklannın olmaması olarak sıra-
landı. Boşanma olaylannda en önemli et-
ken ise eşlerin birbirlerini aldatmalan.