25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 5 AĞUSTOS 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 •• •• '^feni Oneriler/Yeni Onermeler II' sergisi 19 Eylül'e dek Borusan Sanat Galerisi'nde Türldye gerçelderi bu sergideESRA ALİÇAVUŞOĞLU Bonısan Sanat Galerisi'nin düzen- lediği 'Yeni ÖneriJer/ Yeni Önermeler F sergisinın devamı niteliğindeki ser- gi 19 Eyfü! tarihine dek sürecek. 'Ye- ni Öneriler/Yeni Önermeler II' sergi- sinde yine Marmara Üniversitesi'nde Şükran Mertcan. Şeyda Cesur, Başir Barlakov ve Deniz Akaydın'ın çalış- malan yer alıyor. Türkıye'nin güncel gerçeklenne değinen çalışmalanyla dikkat çeken genç sanatçılar bu ser- giyle birlikte göç, birey olmak, top- lumsal ve bireysel bellekgibi kavram- Ian değişik sanatsal söylem ve biçim- lerle ele alıp yonımluyorlar. Aynı atölyede çalışmalannı sürdüren Şeyda Cesur ve Denız Akaydın çalış- maJanndagöçolgusunu işlıyorlar. Her ikı genç sanatçı için göç, birey olarak da yaşadıklan bir kavram aslında. Şey- da Cesur, ınsanlann her ne kadar yer- lerini yurtlannı çeşitli nedenlerden do- layı terk etseler ve yeni yerleşim kül- türünü yaşamaya zorlansalar da kendi kültürlerinden vazgeçmediklerine ina- ruyor. Cesur' un 'Metropolden Kesit- ler' başlıklı işı 224 adet gazete pake- tinden oluşuyor. Her pakette Türki- ye'nin çeşitli il. ilçe ve köylerinin adı yazılı. Antalya/lı, lzmir/li, Bursa/lı vs. biçiminde damgalanan paketler. sanat- çı tarafindan yapılan kâğıtla kaplanmış. Sanatçı bu çalışmasıyla hem zihinsel göçe hem de Türkiye'nin korkutucu bir gerçeğine göndermede bulunuyor. Çağdaş Yaşamı Desteldeme Demeği ta- rafindan toplanan gazetelerden oluştu- rulan çalışma, sergi sonrası SEKA'ya satılacak ve elde edilen gelir doğuda- ki çocuklara gönderilecek. Gazetenin Türkiye'nin en ücra köşesine dek gi- debilen bir iletişim aracı olduğuna de- ğinen Şeyda Cesur, bu işiyle iletişim- sizlik kavramını da irdeliyor. Göç olgusunu işleyen diğer sanatçı Deniz Akaydın, atık demir, plastik, tahta gibi malzemeyle çalıştıgı yapıtın- da kendi yaşadığı gerçeklerden yola çıkıyor. Çalışmanın bütününü oluştu- ran bavullar kapalı form biçiminde gö- rünseler de içleri izleyici tarafindan seyredilebiliyor. Her biri farklı malze- melerden oluşan bavullar tüketim eş- yasını da temsil ediyor. Malzemede post- modern birtavırsergileyen sanat- 'Yeni ÖnerilerA'eni Önermeler II' sergisinde yine Marmara Üniversitesi'nde Şükran Mertcan, Şeyda Cesur, Başir Barlakov ve Deniz Akaydın'ın çaüşmaları jer alıyor. çı bu çalışması ıçın "Benim sundu- ğum yeni bir aravış, sunuş"diyor. Bilgisayar teknıklerinden yararla- narak, bilim ve teknolojinin konusu olan insan gövdesini (kendi bedenini) çalışmasına temel alan Başir Barlakov, özellikle tek bir kavram üzerinde yo- ğunlaşmadan güncel ve genel olanı ya- kalamayaçalışıyor. önemli olanın kim- ]ik sorunu olduğunu vurgulayan Bar- lakov, kimliğin insanlann maskesi ol- duğunu, ancak gün geçtikçe bu mas- kenin kalkarak altındaki hiçliğin orta- ya çıktığıru belirtiyor. Kendi gerçeğinden yola çıkarak ge- nele ulaşan Şükran Mertcan bu sergi- de bir sokak performansının sonuçla- nnı sergiliyor. 1996 Genç Etkinlik ve 1997'de Amenas Zindanf nda gerçek- leştirdiği çalışmalarda da taşı birim öğe olarak ele alan sanatçı burada da taşı mimari öğe olarak kullanıyor. Yer- leri birbirine kanştırmak ve bağlantı kur- mak gıbi birtakım sorunlan olduğunu vurgulayan sanatçı, bu işinde yönleri bulup, işaretleyerek bireysel yaşam ile sanat arasındaki bağın birbirinden ay- nlmazlığını ortaya koyuyor. Bellek ve belleksizlik üzerine yoğunlaşan bir in- celeme niteliği taşıyan çalışma, Istik- lal Caddesi ile Tünel çevresinde 24 so- kağın belirlenerek fotoğrafla belgelen- mesi üzerine kurulu. Ancak sanatçının belleği üzerine odaklanan çalışma be- lirienen mekânlardaki değişim sonucun- da fotoğraflann belge olarak kalması- nı zorunlu kılmış. Deniz Akaydın, Şeyda Cesur ve Şük- ran Mertcan; BeraiMadra'nın küratör- lüğünü üstlendiği 'Labirent'te Yofcu- luk' adlı sergide tekrar bir araya gele- cekler. Sergi 2-8 Eylül tarihleri arasın- da Berlin'de Pozzo Pozozza'da gerçek- leştırilecek. (fi»öğn*flan KADER TLĞLA) Simon de Beauvoir'ın Nelson Algren'e yazdığfme^tüprâr"ldîap halifte'"g$îif11di VaroluşçunungidimektuplanKültürServisi -Simone de Beauvoir kadın hareketinin öncüsü, tartışılmaz bir ente- lektüel, seks ilişkılerinde öz- gürlüğün yılmaz savaşçısı mıydı? Şüphesiz evet. Varo- luşçuluğun temalanna edebi bir uyarlama getiren filozof ve yazarlar grubu- nun üyelerinden De Beauvoir, tarihe adını ka- zıyan enderkişiliklerden bin kuşkusuz. Peki Sart- reile yaşadıklan? Herhalde hiç kimse Beauvo- ir'ı.Sartre'ın gölgesinde yaşayan, âşık, küçük bir kurbağa olarak görmeye yeltenemez. Efsane kadın Simone de Beauvoir'ın beş yıl süren transatlantik gezileri sırasında büyük aş- kı N'elson Algren'e yazdığı mektuplar kıtap ol- du. 'BetovedOıkagoMamLettersto Nelson Alg- ren" adlı kitap. yazann Nelson'a 1947-1964 yıllan arasmda fngilizce olarak kaleme aldığı mektuplardan oluşuyor. Fransızlann düz man- tığı, Beauvoir'ın mektuplannda yumuşak, tut- kulu. cilveli ve aşka doymayan bir duygu yo- ğunluğu biçimini alıyor. Kitapta Beauvoir'ın gizli kalmış pek çok ya- nı gün ışığına çıkıyor. 'fkinci Cins' adlı ince- lemesindeki ebedı kadın efsanesinin yıkılma- sına yönelik titiz ve tutkulu bir savunma nite- liği taşıyan tavır, mektuplarda da kendini gös- teriyor. *Aşık bir kadın sürünerekyaşar. tnsanın ken- .l^ransızlann düz mantığı, Simon de Beauvoir'in 1947-64 yıllan arasında Ingilizce olarak kaleme aldığı aşk mektuplannda yumuşak, tutkulu, cilveli ve aşka doymayan bir duygu yoğunluğu biçimini alıyor. dini başka bir insana kavıtsc şartsız adamasın- dan daha büyük bir suç vok denecek kadar az- dır." De Beauvoir, Algren ile 1947 yılında Ame- rika'ya ilk seyahatinde tanıştı. O zamanlar Si- mone 37 yaşındaydı ve tüm dünyada tanınıyor- du. Konferans turlanna başlamıştı ve New York- lular ondan 'sevimli varohışçu' diye bahsediyor- du. Simone, Amenka'da. yiyip içiyor, yürüyor ve tehlıkeli bir dünv a olan Harlem'e ziyaretler- de bulunuyordu. Amenka'da geçirdiği her gün notlaralıyordu. "Ortalama bir göz Amerikan emperyaiizminin yardırnseveıiik kisvesi alnn- da olduğunu anlar. Onlar başkalanıun üzerin- den geçinmeyi aşk saıuyor." Simone'un düşüncelerini bilen. sol eğilimlı yazar Nelson Algren, o sıralar Chicago'da otu- ruyordu. Algren'in öyküsü eleştirideki başan- sıylaortaya çıktı. Simone, Amerika'nın varoş- lanndan uyuşturucu tiryakisi, kumartutkunu ve fahişelere özel ilgi duyan Algren'i görmek ıs- tedi. Algren onun vurgulu sözcüklerini anlamak- ta güçlük çekiyordu. Sonunda tanışma gerçek- leştı. Birlikte yürüyüp. sohbet ettıler. Polonya Doğu Avrupa Shakespeare'i yeniden keşfediyorKüitfir Servisi - Doğu Avrupa sonunda borcunu ödüyor. Ancak bu kez söz konu- su olan IMF ya da Dünya Bankası'na olan borç değil, dünyanın en tanuınuş oyun ya- zanna olan edebi borç. 19. yüzyıldaki ba- ğımsızlık mücadeleleri sırasında kültürel bağımsızlıklannı da kanıtlayabilmek için Shakespeare'in yapıtlannı kendi ana dil- lerine çevirmiş olan Polonya va Macaris- tan gibi ülkeler. polıtik ve ekonomik de- ğişim içinde bulunduklan bugünlerde ün- lü ozanın yapıtlannı yeniden ele alıyorlar. Tıpkı Londrahlargibi Polonya'nın Bal- tık kıyısındakı kenti Gdansk'ın halkı da kentlerinde Shakespeare'in Globe tiyatro-- sunu yeniden canlandırmayı planlıyor. Da- yanışmanın doğum merkezi olan bu kent, Shakespeare'le kurduğu yakın bağlantılar- la da tanınıyor. Kentte geçen ay da binler- ce kışinin katıldığı bir Shakespeare festi- vali düzenlenmişti. Gdansk Tiyatro Mer- kezi temsilcilerinden Imva Cnelmowska Shakespeare oyunlannın yaşadıgı dönem- de bile Gdansk'ta sahnelendiğini ve iki yüz yıldır Ingiltere'deki Shakespeare top- luluklannm düzenli olarak Gdansk'ı ziya- ret ettiklerini hatırlatıyor. Tiyatro Merke- zi şu anda bu topluluklann oyunlannı sah- leledikleri salonun restorasyonunu üst- lerunış durumda. Polonya halkı Shakespeare'e özel bir ^akınlık duyuyor. tkinci Dünya Savaşı'nm ırdından düzenlenen ilk büyük kültürel etkinlik. Varşova'daki Shakespeare Festi- vali olmuştu. Kentin henüz harap bir hal- de olmasına ve savaşın yaralannı sarama- mış olmasına karşın 1947'de düzenlenen bu festivale halk büyük ilgi göstermişfj. Gü- nümüzde de Polonyaîdaki 100'e yakın özel tiyatro yılda en az yirmi Shakespeare yo- rumu sahneliyor. Polonya'daki Ingiliz Kültür Heyeti de ül- kedekı Shakespeare düşkünlüğünü des- tekliyor. Maly Tiyatrosu geçen yıl yaza- nn Bir Kış Masalı adlı yapıtını tamamen Jngiliz Kültür Heyeti'nin desteğiyle sah- nelemişti. Heyetin temsilcilerinden Sally CnnvHng Shakespeare'in kültürler arasın- da bir köprü işlevi gördüğünü söylüyor. Crowling aynca özellikle Doğu ve Orta Av- rupa'da Shakespeare'in yapıtlanna büyük ilgi duyulduğuna dikkat çekiyor. Dünyada Tngiltere dışında Shakespe- Gdansk'ta '12. Cece'yi sahneleyen Soho Topluluğu'nun oyunundan bir sahne. are'e en büyük ilgi gösterilen bölge Do- ğu Avrupa. 19. yüzyılda yazann yapıtla- nnı kendi dillerine çevinneyi ulusal kim- liklerini kanıtlamak için bir araç olarak görüyordu bu ülkeler. Birülke dünya ede- biyatını hakkıyla kendi dilinde ıfade ede- biliyorsa bağımsızlık iddiası için büyük bir adım atmış sayılıyordu. Bu dönemde Po- lonya'dan Gürcistan'a kadar uzanan alan- da Shakespeare çevirileri bağımsızlık gös- tergesiydi. Shakespeare, komünizm yıllannda da Doğu Avrupa için ayn bir anlam taşıyor- du. Tek parti yönetimleri bile sanata kar- şı baskı uyguladıklan yönündeki eleştiri- leri bastırmak için Shakespeare oyunlan- nı destekliyordu. Sorun Shakespeare'in sahnelenip sahnelenmeyeceği değil nasıl sahneleneceğiydi. Ozanın yapıtlan bu dö- nemde Bolşeviklerin davası için savaşıyor- du. Hamlet örneğin kararsız bir entelek- tüel değil baskıya karşı savaşan bir sosya- Iisttı. 1950'lerde bu oyunlar kapitalizm ve feodalızmle mücadele aracına indirgen- mişti. Doğu Avrupa şimdi güç, ihtiras, iha- net gibi evrensel Shakespeare temalannı yeniden ele alıyor. Politik ve toplumsal işlevlerinden kurtulan Shakespeare Avru- pa'nın doğusunda sanatıyla yaşamayı sür- dürecek. Doğu A\ rupa'nın her türlü dava- sında Shakespear'le olan bağını güçlendir- mesi usta yazann ölümsüzlüğünü kanıtlı- yor sanınz. barlannda içki içtilerve öpüş- tüler. Simone, Algren'e ilk mektubunda, gızlennı açıklı- yordu: "Seninle birliktejken çok mutluyum. Sana hoşcakal demekten hiç hoşlanmrvorum. Bella de seni bir daha hiç gö- remeyeceğim.'' Bu buyurgan not, ılişkiye büyük birdarbe vur- du. Hoşçakallar merhabalan ima ediyordu. Si- mone'un mektuplan Nelson'un 'Onun gerçek aşkı' olduğunu tekrarlıyordu. Ve Simone 'Tat- lı timsahına' iyi bir kurbağa eş olmayı düşlü- yordu. tlk mektuplarda yaşamını yazar, edıtör ve entelektüel olarak geçirmek için çahştığım yazıyordu. Fransa'daki yaşamında ise bu olay- lann tümünü Sartre'dan saklı tutuyordu. Sartreise 1947'de DoloresVanetti'ylebirlık- teydi. Simone'dan Paris'e gelişinı 10 gün erte- leyip erteleyemeyeceğinı sordu Sartre. Simo- ne. Algren'i görmek için Chıcago'ya gen dön- dü ve fîziksel bir yakmlık başladı aralannda. Ma- yıs ayında Fransa'ya geri dönen Simone. eylül- de Chicago'ya zorlu biryolculukla geri döndü. Birsonraki mayısta Nelson'la birlikte Mexi- co'ya gittiler. Simone bu yolculuğu Sartre için kısa kesti. Paris'e dönüşünde mektuplan umut- suz ve suçluluk hissiyle dolu bir bilmeceye dö- nüştü Simone'un. Simone, Sartre ile olan do- ğal ilişkilerini anlatmaya çalışıyordu. "Eğer Sartre'dan aynlırsam senin ^~~~™"^™" aşkınlaSimoneolamam.Be- ni pi$ bir yarank. kalleş ve kendini düşünen biri olarak anlayabilirsin. Sartre'ın ba- na ihtiyacı \ar. Ben onu an- la\aaona>ardıme<len,onun- la çalışan. onun sağduyusu olan tek gerçek dostu>Tim." Sartre ilkaşkım Üç hafta sonra konuya da- ha aynntılı bir biçimde giri- yordu Simone: "•Sartre be- nim ilkaşkım.-Çokuzun bir zaman dilimini birlikte ge- çirdik. Sanaonun için ne ka- dar endişelendiğimidaha ön- ce söylemiştim. Sartre sekse pek düşkün değil. O sıcak ve ha> at dolu, ama vatakta buz- dan farksH™" Simon ile Nelson"un iliş- kileri. Nelson'un kabalaş- mayabaşladığı 1950'yedek sürdü. Simon, Paris'e dön- dükten sonra fıziksel birçö- küş yaşadı. Bundan böyle kendini yazmaya verdi ve en ünlü kitaplanndan biri olan ve II. Dünya Savaşı ertesin- de aydınlann mandarin ko- numunu terk edip politik et- kinliğe katılma girişimleri- ni anlatan 'Mandarinler'ı kaleme aldı.Bu mektuplarla birlikte Simone De Beauvo- ir'ın bilinmeyen \e ilginç bir çok yönü daha okuyuculara sunulmuş oluyor. Meral nüsari Yavi'mn sergisi • Kültür Senisi- Meral Nısari Yavi'nin Bodrum'daki AD Oassis Kültür Merkezi'ndeki resim sergisi bugün sona eriyor. Yavi, 1986- 1991 yıllan arasında tzmir Resim Heykel Müzesi Şeref Bigalı Atölyesi'ne devam ettı. 1987yılındaİzmir Sanatçılar Derneği'nde Ali Rıza Hiti ile suluboya çalışmalannı sürdüren sanatçı, akrilik kanşık ve suluyboya resimlerini kendi atölyesınde yapıyor. 2. Antalya Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu • Kültür Servisi - Antalya Büyükşehir Belediyesi, Hacettepe Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültcsi Heykel Bölümü, Çağdaş Heykeltıraşlar Derneği ve Mimarlar Odası Antalya Şubesi'nın işbirliğiyle düzenlenen 2. Antalya Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu 2-8 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Etkinliklere Türk, Macar, Litvanyalı ve Israılli olmak üzere 37 heykeltıraş katılacak. Türkiye'den Mümtaz Demiralp, Ayla Turan Tan, Hakan Uzuner, Turhan Çetin, Remzi Savaş \e Ercan Sağlam'ın katılacağı sempozyumda ortaya çıkacak yapıtlar Hasan Subaşı Kültür Parkı'nda sergılenccek. Sempozyumun son günü olan 28 Eyfül'de ise bir panel gerçekleştirilecek. VVhoopi Goldbepg'in yeni filmi • Kültür Servisi - Whoopi Goldberg, şu sıralar Kevm Rodney Sullivan'ın yönettiği "HowStellaGatHer Groove Back" adlı filmde rol alıyor. Filmde aynca Angela Basset de oynuyor. Filmin yönetmeni Sullivan, Goldberg'in çekimler sırasında ekibe bir anne gibi davrandığını ve herkese ilgi gösterdiğini söylüyor. Hollyvvood yıldızlapından ağaç korumaya destek • Kültür Servisi - Aralannda Julia Roberts, Harrison . Ford, Madonna gibi sanatçılarında da bulunduğu 16 Hollyvvood yıldızı, Headwaters Ormanf nın korunmasi • için bir imza kampanyası başlattı. San Francisco'nun " • 500 kilometre kuzeyinde bulunan ormanda dünyanın * - en yaşlı ağaçlan bulunuyor. Pacific Lumber Şirketi ise " şu günlerde bu ormanı ele geçirmek için çalışıyor. Sanatçılar ormanın korunmasi için imzaladıklan ,^. mektubu yetkililere gönderdiler. Lennon'un çorba kaşıfiı satılıyor • Kültür Servisi - John Lennon un en sevdiği çorba • • kaşığı, kasım ayında Barcelona'da düzenlenecek bir açık arttırmayla satılacak. Çorba kaşığı 66 dolardan satışa sunulacak. Aynı açık arttırmada ayrıca Rolling Stones üyelerinin de eşyalan koleksiyonerlerin beğenisine sunulacak. Aîyon ÇYDD'de Kurtuluş dizisi • Kültür Senisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Afyon Şubesi etkinlikleri kapsamında bugün saat 20.30'da TRT'nin Kurtuluş dizisi Beledıye Sarayı'nda gösteriliyor. Al Pacino'nun yeni filmi • Kültür Servisi - Canlandırdığı kötü adam rolleriyle tanınan Al Pacino, yeni fılminde bir sigara fabnkasma karşı savaşan bir gazeteciyı canlandınyor. Lo\vell Bergman'ın yapımcılığını üstlendiği filmde olaylar New Orleans'ta geçse de filmin çekımleri Alabama'da gerçekleşti. Anmegeddon, Saraybosna Film Festivali'nde gösterilecek • Kültür Servisi-4. Uluslararası Saraybosna Film Festivali başladı. 30 Ağustos'a dek sürecek olan festivalde 20 ülkeden toplam 98 film gösterilecek. Bruce Willis ve Liv Taylor'ın rol aldığı Anmegeddon da festival kapsamında gösterilecek filmler arasında yer alıyor. Bu yılki festival iki ana bölüme aynlmış: Bosna filmleri ve diğer Balkan ülkeleri filmleri. Festival yöneticisi Mirsad Purivatra, Bosnalı yönetmenJerin savaş sonrasında canlandırmaya çalıştıklan sinema sektöründeki geüşmeleri göstermek amacıyla beş kısa, iki belgesel ve bir animasyon filmin de festival kapsamında izlenebileceğini belirtti. İstanbul Güzel Sanatlar Bale Bölümü açılıyor - • Kültür Servisi - Akademik sanat eğitimine farklı bir bakış açısı getirmek amacıyla kurulan Özel İstanbul Güzel Sanatlar; müzik, tiyatro, resim ve güzel konuşma dallannda verdiği eğıtime baleyi de ekliyoı>,. Evrensel ölçülerde, nitelikli bale sanatçısı yetiştirmejt; ve bale kültürünü oluşturmak, müziksel işitme ve rithii''' duygusu ile beden estetığini geliştirmek amaçlı bir , eğitim programı uygulanacak. Eğitim programının ! içenğini ise klasik bale, ritmik jimnastik, modern danS, repertuvar dans, piyano eğitimi oluşturuyor. Eğitim programına 4 yaşından itibaren her yaştaki öğrenciler giriş smavı ile alınacak. (Aynntılı bilgi için: 216-414 40 90-91) BUGÜN •ENKAVAKFI'ndasaat21.15'teHaldun : Dormen'in Türkçeleştirdiği ve yönettiği 'Kaımakanşık' adlı oyun sahneleniyor. - , •Rl MELİHİSAR1 KONSERLERİ kapsamında ; • saat 21.00'de Cem Yılmaz izleyenlerle buluşacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear