25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 5 AĞUSTOS 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /cumek(& turk.net 11 IŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞİTCRAN SONER Yılmaz Çoplu'ya Neden Gelemedi? Geçen cumartesı günü Başbakan Mesut Yılmaz'ın programında Çorlu da vardı. Orada bir toplantıya ka- tılacak, açılış yapacaktı. Günlerceduyurulmuştu. Mey- danda toplananlar boşuna beklediler Başbakan Çor- lu'ya neden gelemedi? Çorlu meydanmda Başbakan için toplananlann ağır- lıklı işçı oldukları, özellikle de geçen hafta işten atıldık- lan içın, bir haftadır fabrıka önünde, sıcakta beklemek- ten dudakları kavrulmuş direnıştekı Zümrüt işçılerinin geldikleri öğrenıldi. Anlaşılan Başbakan'ın, canı yanmış direnışteki ışçilerin öncülüğünde işçi ağırt/klı kalabalık tarafından yuhalanacağı kaygısı duyulmuş olmalı. Oy- sa fabrika kapısının önünde 8 gündür direnen Zümrüt örme Sanayn işçilerı. "Yapıldılar, yuhalamak için değil, derdimızi anlatmak, çözüm istemek için gıtmiştik" di- yorlar DlSK'ın sendikal nedenle işten atılmalara karşı, bir yılda tek tek on binlerce ışçinin yasadışı işten atıl- masına karşı yaptığı Ankara yürüyüşünün sonunda, başta Başbakan Mesut Yılmaz'ın, bütün sıyasi partı li- derlerının kendılerine hak ve önlem almak üzere söz verdiklerıni anımsatıyorlar. Zümrüt Örme Sanayii işçilerı Çorlu'ya gelmeyen Başbakan Yılmaz'ı görmek üzere kendilerinin Anka- ra'ya gıdeceklennı söylüyoriar. Direnişlerinin, yasadışı lokavt, sendikal nedenle yasa ve hukuk dışı işçi çıkar- malara karşı bir dönüm noktası olacağına inanıyorlar. Gerçekten de Çerkezköy'de yaşanan, yıllardır gün- demde olan sendıkasızlaştırma, sendikal örgütlenme- ye karşı yasadışı işçı çıkarma uygulamalarının tipık bir örneğı. Zümrüt örme Sanayıı'nın 400'e ulaşan işçile- rinin tamamına yakını DlSK'e bağlı Tekstil sendikasın- da örgütlenip, sendıka toplusözleşme masasına otur- mak üzere yetki alınca, işçiler işten atılıyor. Ondan son- rasında yine çok bildık bir senaryo gündeme gelıyor: Atılan işçiler sokakta, sıcakta beklerken, yasadışı lo- kavtı uygulayan işveren ve fabrikası, polis-jandarma korumasına alınıyor. Sendikanın ıstemı üzenne ış ye- rinde inceleme yapan Çalışma Bakanlığ müfettışleri, sendikal nedenle, yasadışı işçı çıkarılmasını resmı ra- porla belgeliyorlar. Sendıkalar Yasası'na aykın bu uy- gulama karşısında, sendikanın işveren aleyhıne yargı- ya başvurma hakkını anımsatıyorlar. Ama değişen bir şey olmuyor. İşveren, devletin korumasında pervasız, Çorlu'da bez ılanlaria duyuru yaparak yeni işçi almaya çalışıyor. Oysa sendıkaya üye olduklan için ışçilerin iş- ten atılmaması yasağı yanında, yasal toplu işçı çıkar- mada bıle, 6 ay süre ile yenı işçı alamama yasağı bu- lunuyor. Şımdi sendika, işverenin ikinci bir yoldan yasalan çiğnemesini, çıkanlan işçiler yerine kaçak işçi çalıştı- nlmasını belgelemeye çalışıyor. Yasadışı işveren uygu- laması, polis-jandarma güvenlığinde, devlet desteğin- de sürüyor. Işçilere, Tekstil sendikasına, işletme dışın- da sokakta direnış ıle, yargıda hak arama kalıyor. Yar- gıda davalann yıllarca süreceğı, yasadışı lokavt, işçi çı- karma kanıtlansa dahi işverenin kazançlı çıkacağı bili- niyor. Yargıtay, Sendikalar Yasası'ndaki işçinin biryıl- lık ücretı tutanndakı tazminatı bile çogunlukla çok gö- rerek, ış yasasındaki üç aylık kötü nıyet tazminatı ce- zası ile yetinıyor. Işverenler ıçın ıstenmeyen sendika- dan kurtulmak, var olan hukuk düzeni ve çarpık siya- set, polisıye uygulamalar nedeniyle çok da zor olmu- yor. Işçilerin, sendıkaların, siyasi ıktıdarlan alınması ge- reken yasal önlemler ve taraflı polisiye uygulamalarına karşı, işverenleri caydıncı yeni eylemler, direniş ve da- yanışma yöntemleri gelıştirmeleri bir zorunluluk haline geliyor. Çünkü yürürlükteki yasal düzen ve uygulama, sermayenin sendikasızlaştırma için yasa tanımazlığı karşısında, 12 Eylül sonrası süreçte, yenı bir işyerinde sendıkalaşma fiilen olanaksız hale gelmiş bulunuyor. 12 Eylül öncesi sağlanmış sendıkalaşma hareketı de hız- la eriyor, sendikalar üye kaybetmeye devam ediyorlar. Bu gidişe birbıçimde "dw"denılemezse, sendikal hak- lann tükenişıne, uçuruma dogru hızla yol alınıyor. Medya, kamuoyuna yansıtmıyor. Sendikal hak kav- ramının, küreselleşme, tek ideolojide, öyle yeri pek ol- madığı için de kamuoyu, ayrımına bile varamıyor. Ama uzun bir dönemdir Türkiye'de sanal sendikal haklar düzeni gündemde bulunuyor. Bunu da en iyi sermaye ve siyaset, sıyasi iktidarlar, liderier bilıyortar. Mesut Yıl- maz Ankara'ya bu gerçegi kamuoyuna duyrmak üze- re yürüyen DİSK'ın yönetimine "Haklısınız, ğerekenıya- pacağız" demek zorunda kalıyor. Bütün siyasi liderier, medya, DlSK'e hak veriyor. Aradan aylar geçiyor, de- ğişen bir şey olmuyor. Işte bu nedenle Zümrüt Örme Sanayii özelinde işçi- ler, sendika bir dibe vurma, durumu değiştirme olayı- nı yaşamak istiyoriar. Şendikalaşan işçilerin işten atıl- ması uygulamalarında işverenleri caydıracak, sıyasile- re, ıktidara ders olacak bir hak arama savaşımını ba- şarmaya çalışıyoriar. Yılmaz, cumartesı günü programlanmış Çorlu zıya- retıni atlayarak bu işten sıyırdı mı dersınız? Zümrüt Ör- me Sanayii ışvereninın yasadışı lokavt uygulaması. ya- sadışı işçi çıkarması, yasadışı yenı işçi alması yanına kâr kalacak mı? Yoksa olay sendikasızlaştırma, yasa- dışı işçı çıkarma uygulamalarına karşı işçinin, emeğin, sendikal hak aramanın bir dönüm noktası olacak mı? Zümrüt Örme Sanayii ışyerindekı direnışi, bundan sonrakı gelişmeleri yakından ızlemeliyiz. SİRKETLERDEN • PINAR, ballı yoğıırt tadını, crunch ile birleştirip, Pınar Canım çekti adı altında tüketici beğenısine sundu. 160 gramlık tekli \e ikilı ambalajlarda satışa sûrülen ürün, iki bölümlü özel kapakta bulunan crunch, bal ve yoğıırt kanştınlarak veya ayn ayn tüketiliyor. • PAKSOY, dünyada en sağüklı yemeklik yag olarak anılan Kanola'yı Türkiye piyasasına sundu. Daha önce de Kanada, Amerika ve Avrupa "da sunulmuş olan Paksoy Kanola. çocuk gelişimi için gerekli olan linoelik yağ içeriyor. Paksoy kanola'nın toplam yiizde 93 doymamış yağ oramyia sağlıkü olduğu belirtiliyor. • ADİDAS üretıci şirketi Adidas- Salomon AG, 1998 yılının ilk yansına ait mali sonuçlannı açıkladı. En yüksek büyüme oranını yiizde 85 le Kuzey Amerika'da elde ederken Asya-Pasifik ülkelerindeki knz nedeniyle satışlann yüzde 17 oranmda düştüğü bildirildi. • SCHOLL, yüzde 100 indirim sloganıyla. Altunizade, CapitoL Göztepe. Etiler, Bakırköy, .Nişantaşı, İzmir Kordon ve Bursa Çekirge'de kampanya başlattı. Kampanya kapsamında, bir çift ayakkabı alana, istediği bir çift ayakkabının da bedava verileceği belirtiklL • MCDONALD'S, eğlence şirketi Disney ile gırdiği pazarlama aktivitelennin bir parçası olarak McDonald's Özel Çocuk Mönüsü ile birlikte çocuklann ilgisini çekecek oyuncaklar sunuyor. Kampanya 22 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında uygulanacak. • TELSİM, ortopedik engelliler için başlartığı yardım kampanyası kapsamında, ikinci parti tekeriekü sandaKelcrin dağrtımına Ankara'da başlayacağını bildirdi. Deutsche Bank, krize ayn tepki veren Rusya ve Türkiye'yi inceledi Bunalımla ayrdan yollar LONDRA / ANKARA (AA) - Dünyanın önde ge- len yatınm bankalanndan Deutsche Bank, Asya krizi çerçevesinde, Türkiye ve Rusya'yı krize götûren an- cak Türkiye'yi krizden ko- ruyan nedenlen mceledi. "tki Ülkenin Hikâyesi" başlıfını taşıyan çalışmadan derlenen bilgiye göre, Tür- kiye ve Rusya, gelişmekte olan iki büyük pazar olarak, yabancı yatınmcılar açısın- dan aynı yatınm grubunda değerlendiriliyor ve her iki ülkenin ortak ekonomik özellikleri bulunuyor. Rusya'nın moratoryum i- lan etmesinden sonra, Rus- ya'da, yabancı bankalar adı- nahükümetle görüşmelere katılan banka olan Deutsc- he Bank tara- fından yapı- lan çalışma- da, Rusya ve Türkiye'nin 1997yıhnda. ıç ve dış borç faizleri açı- sından ben- zer maliyet- ler içinde ol- duğu, hatta Rusya'nın ratinginin Türkiye'den daha iyi bir derecede ol- duğu anımsa- tıldı. Dış borçlanmada ise Rusya'nın Ekım 1997 önce- sinde, lOyıllık ABDDolan cinsinden Eurobond tahvil- lerine uygulanan faizın 384 temel puan, aynı smıf Türk tahvıllerinın ise 375 temel puan olduğu, her iki ülkenin de benzer risk maliyeti öde- dıği ıfade edildi. Her iki ülkenin de kısa va- deli ve yüksek faizlı hazine bonosu satışı gerçekleştire- bıldiklen, gelen tekliflerin de hep yüksek faiz yönünde, yüzde 1 OO'lenn üzennde ta- lep bulduğu belirtildi. Çalışmada, her iki ülke- nin de dış finansmana daya- h bir borçlanmamodelini de ağırlıklı olarak yürijttükleri, ama gerek Türkiye'nin. ge- rekse Rusya'nın 1997'de, yüksek kur politikası izie- mediği vurgulandı. Deutsche Bank'ın çalış- masında, Türkiye ve Rus- ya'nın, ekonomik koşullar itibanyla, 1998'in başına kadar aynı kefede değerlen- dirildiği, hatta bazı yatınm- cılar açısından, bu değerlen- dinnenin Haziran 1998'e kadar devam ettiği belirtilir- ken, iki ülkenin yollarını ayıran unsurlann, Asya kri- zinin derinleşmesinden son- ra belirginleşmeye başladığı anlatıldı. Aynı kulvarda yanşa baş- layan iki ülkenin, Asya kn- zi sonrasın- • Deutsche Bank tarafindan yapılan çalışmada, Türkiye ve Rusya'nın, ortak ekonomik özelliklere sahip olmasına rağmen, Asya krizinin etkilerini gidermek amacıyla uygulanan yöntem farkı nedeniyle, Rusya'nın krize girdiği, ancak Türkiye'nin başanh bir şekilde yolunda devam ettiği vurgulandı. da, knze kar- şı uygulanan yöntemlerde farkhhklar nedeniyle, iki ülkenin yol- larının daha da ayrıldıgı vurgulandı. Ruble, As- ya knzi kar- şısında koru- namazken, Türk Lirası istıkrarlı bir yapı içindey- di. Mart 1998'de, Tür- kiye'nin yüz- de 125 faiz düzeyinde olan Hazine bonolannm fa- iz oranı, daha sonra düşüş trendine girdi. Bono faizleri, vergi dü- zenlemelerinden kaynakla- nan bazı ek yükler nedeniy- le. bir ara yüzde 95'len geç- mesıne rağmen, vergı mali- yeti dışında genelde düşük seyretti. Çalışmada, Türkiye'nin çeşıtlendirilmış bir ıhracat yapısıyla, Asya knzinin olumsuz etkılennı bertaraf edebildiği belırtilirken. Rus- ya'nın önde gelen ihracat gelirlennden petrol ve metal fiyatlarının düşmesi nede- niyle, ihracat gelirlennin düştüğü vurgulandı. restinigördü Borsa Yelîsin'in !Vfoskova Bonan,on-L>unsu Leıusın ın c e | d g ü n V i k t o r çer _ nomırdin'in yeniden başbakanlık görevine getirilmesine yüzde 6 oraıunda yükselişle tepki verdL Borsadaki yükselişin bir ara yüzde 20'ye yaklaşması, seansın geçici olarak kapatılmasma yol açtı. Avrupa borsalan da cuma günkü sert düşüşe tepki vererek dü- nü genelde yükselişle tamamladı. Başta Paris Borsası ounak üzere tüm Avrupa borsalan, Rusya'dan gelen açıklamalara bağlı dalgalı seyirier izJeıierken Asya borsalannda sert düşüşler yaşandı. RuUe ise Mosko- va'da 7 dolann üzennde işlem gördü. Rusya'nın dış borçlanma programıyla ilgili açıklamamn Çernomır- din'in görüşmelerinden sonra yapılacağı bildirildL Taner Rusya'da ANKARA (AA) - Dev- let Bakanı Güneş Taner. Merkez Bankası Başkanı Gazi ErçeJ, Hazine Müs- teşar Yardımcısı Cüneyt Sel'in de yer aldığı bir he- yetle, resmi ziyaret ama- cıyla dün özel bir uçakla Rusya'ya gitti. Taner, Rusya'ya hare- ketınden önce yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya arasmdaki ılışkile- rin iyi olduğunu belirte- rek. bunun arttınlması ge- rektığını söyledı. Rusya'nın bir ekono- mik kriz içinde olduğuna dikkatı çeken Taner, Rus- ya'ya her türlü yardımın yapılması için çalışmalar içinde olduklannı ve bu amaçla Moskova'ya gıttı- ğinı bıldırdı. Taner. Moskova'da ya- pacağı göriişmelerde, Tür- kiye'nin ne gibi katkılan olacağının belirleneceği- ni, bu ülkedekı gelişmele- n de yakından görme im- kânı bulacağını kaydetti. Türk bankalarının bu ülkede şubcler açtığını da hatırlatan Güneş Taner, doğalgazın da Rusya'dan alındığını halırlatarak, ti- caretin geliştırilmesınde yararolduğunu yineledi. Turkishbank, enflasyon hedefinin tutmayacağını belirtti 4 Yüzde 65'în ahı hayal' • Turkishbank, hükümetin ister istemez seçim yatınmlanna girişeceğini, Hazine'nin çok ciddi finansman sorunlan yaşayabileceğini, yüzde 65'in altında bir yılhk enflasyonun ise hayal olduğunu bildirdi. ANKARA (ANKA) - Ekonominin iyiye gittiği yönündeki gene! kanıya karşın. bankacılık kesımınden yıl sonu makroekonomik hedeflere ılişkin olumsuz gönlş geldi. Turkishbank, hükümetin "ister istemez" seçım yatı- nmlanna yöneleceğıne, Hazine'nin çok ciddi finansman sıkmtısı ile karşılaşa- bileceğine dikkat çekerek yıl sonunda yüzde 65'in altında bir enflasyon raka- mının hayal olduğunu savundu. Tur- kishbank'ın aylık ekonomik raporun- da. ilk altı aydakı bütçe gelişmelerinın hedefler içinde kaldığı, ancak bu duru- mun hedeflenn çok yüksek tutulmasın- dan kaynaklandığı ve yıl sonu gerçek- leşmeleri konusunda fazlaca iyimser olunamayacağı vurgulandı. Kamu çalışanlanna yapılan ek zam ile tanm destekleme alımlannın peşin Enflasyon hedefinezorlu koşul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 1998 sonunda ıstifa edecek olan hükü- metin, memur maaşian ve destekleme ahmlannı düşük tutarak siyasi gelecegi- ni bağladıgı enflasyon hedefıni gerçek- leşürebilmek için 5 aylık zamanı kafdı. Toptan eşya fıyat endeksinde (TEFE) ara- lık ayından itibaren temmuza kadar yüz- de 29.6'lık kümülatif artış oranına ulaşı- hrken; hedefin tutturulraası, önümüzde- ki 5 aylık dönemde aylık enflasyonun or- talama yüzde 2.98'de olarak gerçeklcş- mesinebağlı bulunuyor. Bu dönemdeay- lık enflasyon geçen yılki düzeyinde sey- rederse, yıl sonunda enflasyon yüzde 72.3'eçıkıyor. Hükümetin yüzde 50'lik yıl sonu enf- lasyon hedefine göre, gelecek 5 aylık dö- nemde enflasyonun tutulması gereken düzeyi hesaplandı. Yılın ilk 7 aylık döne- minde kümülatif toplamda yüzde 29.6'ya ulaşan TEFE artışımn, yıl sonunda yüz- de 50'yi aşmaması için. gelecek dönem- de aylık enflasyonun ortalama yüzde 2.89'u aşmaması gerektiği hesaplandı. Temmuz ayında TEFE'nin yüzde 2.5 çıkması nedeniyle, üçüncü 3 aylık dönem için ortaya konulan yüzde 9.5'lük hede- fin nıtturulabilmesi için. ağustos ve eylül- de TEFE'de artış oranınm yüzde 3.2'yi aşmaması gerckiyor. Ancak, laşa hazırlık ve okullann açılış dönemi olan eylülde enflasyonun, 4 yıldır yüzde 4.1 'in altma düşmediği görülüyor. yapılmasından bütçeye 150'şertrilyon, faizlerin yükselişi nedeniyle faiz öde- melerinden de 200 trilyon ek yük bine- ceğj anlatıldı. Hazine'nin,feunedenlerle ve hükü- metin "ister istemez seçim yannmlan- nagirecekolması*' dolayısıyla önümüz- deki günlerde finansmanda zorlanaca- ğı öne sürüldü. Raporda. -Her nc kadar Merkez Bankası'nda Hazine'nin 500 trihonun üzennde bir kaynağı \ar gö- züküyorsa da bu kaynağın faizler tekrar gevşeyene kadar idare edip etmeyecegi beürsiz" denildi. Raporda. "Dış konjonktür değJşmez ve Telekom ve santral ihaJele- ri gerçekleşmezse Hazine çok ciddi finansman problemleri- ne gebcgibi gözüküjor" görü- şüneyervenldi. Dış konjonktürdeki olum- suzluklar, hükümetin sıkı büt- çe politikası izleyememesi, enflasyon ve faızlerdeki artı- şın Merkez Bankasf na fazla- ca manevra alanı bırakmadı- ğı ifade edilen raporda, ban- kanın faizleri düşürme-döviz rezervini azaltma politikasın- dan vazgeçtiği öne sürüldü. Raporda, "Merkez Banka- sı'nın sıcak para poütikasını seçimlere kadar devam ettire- cegini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yüzde 65'in altında bir tüke- tici fıyat arnşı ise sadece ha- \T al" denildi. 'Gıda güvenliği çevreden önemli' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekmeğin fınnlar dışındaki yerlerde ambalajla satılmasmı zorunlu kılan uy- gulamanın tartışması sürerken, Tarım ve Köyişleri Bakanhğı Koruma ve K.ontrol Genel Müdürü Celal Özcan. gıda güvenliğinin çevTeden daha önem- li olduğunu söyledi. Özcan, ekmeğin ambalajlanması için kullanılacak mal- zemenin Türkiye'de kışı başına kulla- nan plastik miktanru 0.7 kılogram art- tıracağını belirterek, "Bu da insan sag- hğı için ihmal edilebilir bir düzeydir" dedi. Özcan, Çe\Te Bakanı İmren Ay- kufa, Tanm ve Köyişleri Bakanı Mus- tafa Taşar tarafindan konuyla ilgili ay- nntılı bir mektup gönderildiğini bildir- di. Özcan, ambalajla ilgili bazı eleştiri- leri yanıtlamak ve gelinen noktayı de- ğerlendirmek üzere dün basın toplan- tısı düzenledi. Özcan, ekmekle ilgili düzenlemenin yalnız ambalajlama ko- nusunda olmadığına ışaret ederek, ek- meğin üretim aşamasının da sağlıklı koşullarda gerçekleştınlmesı amacıyla 9 Temmuz 1998 'de fınnlar için de stan- dart getirdiklerini söyledı. Özcan, fınnlarla ilgili standartın geç yayımlandığı yönündeki eleştirilere, "Gıda kodeksi yayımlandığuıda finn- larla ilgili standart da düşünülmüştü. Yalnız onlann yazüı hale getirilmesi ge- rekiyordu. F.ksik olan yön, iiretimu tü- ketiıni ve denetlenmesine yönelik yö- netmeliğin geç çıkması" yanıtmı verdi. AvTupa'da ve diğer gelişmiş dünya ülkelerinde kullanılan kodeks ılkelen- ni Türkiye'ye getirdiklerini söyleyen Özcan, ambalajın yalnızca "poşet" an- lamına gelmediğini kâgıt, alüminyum folyo gibi malzemelerin de kullanılabı- leceğini belirtti. Ekmeklerin yalnızca ambalajlanmasını değil, kullanılan am- balajın gıda kodeksine uygun olup ol- madığını da denetleyeceklerini beiir- ten Özcan, şu görüşleri dile getirdi: "Fınncılar ilk önce ucuz olana gide- cekler. Ama serbest piyasa ekonomtsi var. Yann rekâbet ve çevre şartlanmn zoıiamasıyla belki kâğıda geçecekler. Çevre olay ı çok önemli ama bundan da önemli şey gıdanın güvenliğL tnsan sağ- hğını birinci derecede etkileyen şey gı- da güvenirliğidir. Çev reden dahaönem- lidir." Özcan, Ekmeğin poşet içinde satıl- ması, Türkiye'de kişi başına kullanılan plastik miktannı 700 gram (0.7kg) art- tıracağını belirterek, bunun ınsan sağ- lığı için ihmal edilebilir bir düzey ol- duğunu öne sürdü. Özcan, diğer mal- zemelerde kullanılan plastik miktan çevre için ne kadar nsk yaratıyorsa, ek- mek için kullanılan miktann da o ka- dar yaratacağını savundu. İ f I i s 3 fs = X Sakın haa! Gidip de televizyona, müzik setine para vermeyin! Philips onları bedava veriyor. Şimdi Philips'ten 70 ekran TV alan herkese 37 ekran TV ya da portatif müzik seti hediye! 14 PT 13 37 ekran HEDİY AZ 110 portatif müzik Ustelik tüm Philips müzik setleri ve televizyonlar peşin fiyatına 4 taksitle. Sakın kaçırmayın. Amman ha!^800 211 40 36 X 0800 2| I *TTF>( 0800 2)141 13 ) | Unııılcnıaız. saiij >e ienıs noktaljrımu hıkkında dıhı jynntıh bıljı ıçın Tnrkıye'nm h«r ytnnim ÜCIETSIÎ arayıbılırsıım. P H I L I P S TÜKETİCİ DANIŞMA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear