Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1998 PERŞEMBE
HABERLER
Heyet Lice'ye
sokulmadı
• Dh ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)- -
Diyarbakır Demokrasi
Platformu'nun çağnsı
ûzerine güvenlik güçleri
tarafindan boşaltılan
Lice'nin Çeper köyünde
mceleme yapmak isteyen
sivil toplumörgütü
temsilcilerinden oluşan
heyet Lice'ye sokulmadı.
Aralannda EMEP, ÖDP ve
DBP"nın genel merkez
yöneticilen \e çok sayıda
basın mensubunun
bulunduğu 70 kişiden
oluşan 5 araçlık konvoy.
Lice'nin Mermer
Karakolu'nda jandarma
tarafindan durduruldu.
Taşar: Yasak
eylülde kalkacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tanm ve
Köyışlen Bakanı Mustafa
Taşar. AB'nin Türkiye'den
deniz ürünleri ithaline
ilişkin yasağının eylül
ayında kalkacağını
umduğunu belirterek,
"Önümüzdeki günlerde
balık sektörii sahipleriyle
bir toplantı yapacağım.
Kurallara uymayan
sektörler kapanacak" dedi.
TÜPkiye'den
ABD'ye suçlama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Almanya'nın
tkinci Dünya Savaşı
sırasında Yahudiler ve işgal
ertiği ülkelerde
yağmaladığı Nazi
altınlanndan kâr
sağlamakla suçlanan
Türkiye. "tarih dedikodusu
yapan ABD'nin
bilimsellikten uzak çalışma
yürütîüğünü" savundu.
Türkiye'nin sakladığı ya da
saklamak isteyebileceği hiç
bir belgenın olmadığını
belirten Devlet Bakanı
Şükrii Sina Gürei,
ABD'nin 2. Dünya
Savaşı'na geç girmesinin
savaşın uzamasına ve
Avrupa'ya yayılmasına
neden olduğunu söyledi.
Sivil
havacılık
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hava Kuvvetleri
Komutanlığı'nın
düzenlediği ve sivil
havacılık sektöründe
yaşanan hızlı gelişmenin
ortaya çıkardığı sorunlar ve
bu sorunlann çözümüne
yönelik önerilerin
tartışıldığı Sivil Havacılık
Semineri dün başladı. Hava
Kuvvetlen Komutanı
Orgeneral llhan Kılıç, uçuş
emniyetinin sağlanmasının
en kolay ve ucuz yolunu
herkesin kurallara tam
olarak uyması olarak
açıklarken, ""Kaza
inceleme programı yerine
kaza önleme programı
uygulanmalıdır. Amaç, kan
görmeden evvel önlem
almak olmalıdır" dedi.
ADD'ye baskı
• tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Atatürkçü
Düşünce Demeği Izmir
Merkez Şubesi
etkinliklerine valilik
aracılığıyla çeşitli engeller
çıkanldığı bildirildi. Afiş
asma yüzünden açılan
davalar beraatla
sonuçlanmasına karşın
aynı gerekçelerle valilik
tarafindan çeşitli suç
duyurulan yapılıyor.
Emniyetin de derneğin
Bayrakh'daki lokalıne sık
sık baskın yaparak
'İokalde okuma odası
olmaz, biçki dikiş ve
okuma yazma kursu
açılamaz" gibi
gerekçelerle çahşmalan
engellediği vurgulandı.
'Yeşil'le ilgili verilen gensorunun gündeme alınması oylaması tartışma yarattı
Aşık'tan mııhalefete eleştiriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB-
MM Genel Kurulu'nda önceki gün,
DYP'IiIerin "Yeşil kontroiümüz altmda"
sözleri nedeniyle Dev let Bakanı Eyüp Aşık
hakkında verdiğı gensoru önergesinin gün-
deme alınması oylaması tartışma yarattı.
Muhalefetin tavrını eleştiren Aşık.
"CHP'nin tavn hiç hoş değü. FP sözcüsü,
Aşık'a çok şey borçluyuz dedi. Sonra aley-
hime oy verdiler. Bu tavırlan anlamam
mümkün değil. Herhalde siyasi kabul et-
mek laznn" dıye konuştu.
Başbakan Mesut Yılmaz, "Oturuımı yö-
neten başkan hatalT derken TBMM Baş-
kanvekili UluçGürkan, "Başbakan anaya-
sayı, içtüzüğü ve Anayasa Mahkemesi ka-
rarlannı unutmuş görünüyor" dedi.
"CHP'nin tavn hiç hoş değU""diyen Dev-
let Bakanı Eyüp Aşık "Muhatefet 276'yı
bulabilir mi" sorusuna "Ben 276'ya sığın-
mam" karşılığını verdi. Önerge, 29 Hazi-
ran Pazartesi günü TBMM Danışma Ku-
rulu'nda görüşülecek
Aşık hakkında verilen gensoru önerge-
si üzerindeki görüşmelere geçilmeden ön-
ce toplanan CHP grubunda izlenecek ta-
vır tartışıldı. Grup yönetiminin "Girip ha-
yır diyeUm" önerisine aralannda Fikri Sağ-
İar, Şahin L'lusoy, Ahmet Güryüz Keten-
ei'nin de bulunduğu çok sayıda milletve-
kılinin karşı çıkması üzerine uzayan tartış-
malar sonunda "ANAP da, DYP de Yeşil'i
kullandı. Merkez sağdaki kavgaya kanş-
mayalım.Genel kurul saJonunagireüm, an-
cak oy kullanmayahm" karan verildi.
CHP'nin tavn oylama sonucunu etkile-
di. CHP millervekillerinîn salonda bulun-
ması kararyetersayısı rakamını yükseltti-
ği için karar almmakta zorlanılınca.
CHP'liler salonu terk etti. Salondakı 211
kabul oyuna karşılık 198 ret oyu bulundu-
ğunu dikkate alan TBMM Başkanvekili
Uluç Gürkan da önergenin gündeme ahn-
masının kabul edildiğini açıkladı. Anaya-
sanın 93. maddesi gereğince önergenin
gündeme alınma karanndan sonra en az 2.
en çok 7 gün ıçinde gensorunun görüşül-
mesi gerekiyor. Bir bakanın düşürülmesi
için üye tam sayısının salt çoğunluğu ge-
rekiyor.
Başbakan Yıimaz. oylamayla ilgili ola-
rak birleşimi yöneten TBMM Başkanve-
kili Uluç Gürkan'ın hata yaptığını söyle-
di. Gürkan ise "Uğur Mumcu'nun dediği
gibi, Başbakan da bilgi sahibi olmadan fı-
kir beyan edivor. Anavasanın 96. maddesi
ve içtüzüğün 146. maddesi açık. ANAYOL
kurulduğunda DSP'nin verdiği çekimser
oylar nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin
verdiği iptal karannı da unutmuş görünü-
yor" dedi.
Aşık da dün BakanlarKurulu'na girer-
ken gazetecilerin sorulafı üzerine "Her-
halde Yeşil beraat etti. ben mahkûm oldum
diye yorum yapümaz. Ama iş giderek ora-
yagjdiyor" dedi. Muhalefetin tavrını eleş-
tiren Aşık, "CHP'nin tavn hiç hoş değü. FP
sözcüsü, Aşık'a çok şey borçluyuz dedi.
Sonra alevhime oy verdiler. Fikri Sağlar
hep beni destekkdi. Ama grupta Baykal'ı
ikna ediyor ve oy vermeme karan abyor-
lar. Bu tavirlan anlamam mümkün değil.
Herhalde siyasi kabul etmek laam" diye
konuştu. Aşık, "Muhalefet 276'yı bulabi-
lir mi" sorusuna da "Ben 276'ya sığın-
mam" karşılığını verdi.
Haksız rekabete neden olduğu ve ticarete darbe vurduğu gerekçesiyle durdurulması istendi
4
Promosyonlar engellensin'
Haber Merkezi - Kültürel ürünler dışın-
da kupon karşılığı promosyonun yasaklan-
masına karşın gazeteler dağıtım şirketleri
aracılığıyla promosyon yapmaya devam
ediyorlar. "Gazete sanşlanna katkT adıyla
yapılan promosyonlann haksız rekabete
yol açtığmı ve ticari yaşama büyük darbe
vurduğunu belirten Adana Ticaret Odası;
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'ne başvurarak
promosyonun engellenmesini istedi.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Ka-
, nun'un bazı maddelerini değiştiren 15 O-
cak 1997 tarih ve 4226 sayılı yasa ile basın
kuruluşlannın kitap. dergi gibi gazetecilik
amaçlanyla çelişmeyen kültürel ürünler dı-
şında mal veya hizmet vermeye yönelik
kampanya düzenlemeleri yasaklandı. Yeni
yasaya göre, gazeteler mevcut kampanya-
lannın bitmesinden sonra yeni promosyon
başlatamayacaklardı. Sanayi ve Ticaret Ba-
kanlığı'nca hazırlanan tebliğde promosyo-
nun "haksız rekabet ortanıı yaratarak ilgi-
li sektörieri ve ülke ekonomisini oiumsuz
yönde etkilediği'' belirtildi. Aynca, kam-
panya süresince, süreli yayının satış fiyatı-
nın, ikinci ürün olarak verilmesi taahhüt
edilen mal veya hizmetin yol açtığı maliyet
artışı nedeniyle arttınlamayacağı vurgulan-
dı.
Haber yerine tabak çanakla satışını art-
tırmayı hedefleyen gazeteler, yasağı dağt-
tım şirketleri üzennden delmeye başladılar.
Kanuna karşı hile olarak nitelendirilen bu
yöntemde. gazetelerin kupon veımesi yasak
olmasına karşın gazeteler "taidp belgesr
adıyla kupon vermeye devam ediyorlar.
Basın kuruluşlan arasında dönem dö-
nem ortaya çıkan promosyon savaşı son
günlerde televizyonla sürüyor. Yemek takı-
mı, ütü, müzik seti gibi promosyonlann ve-
rildiği gazetelerin satış fiyatı 170 bin lira
olarak belirlenirken, televizyon veren ga-
zetelerin ek gazeteleriyle birlikte satış fiyat-
lan da 400 bin liraya firlıyor. ^_JT~
Promosyon yapan gazetotojn sanş fiyat-
lan şöyle: , ^ 5
Hürrivet: Promosyonsuz 110 binTf,.'
Hürriyet+Karnaval: 170 bm TL. (AfcTF
1
sine fleur, Biltons yemek takımı. Eurotel
telesekreterli telefon, Polaroid 780 instant
Avrupa Konseyi toplantısı
'Demokrasi
mali özerklikten
geçiyor'
AHMET ŞEFİK
TRABZON - Trab-
zon'da dün sona eren
AvTupa Konseyi-Yerel
Özerklik Şartı Konfe-
ransı'nda yerel yöne-
timlerin mali özerkliği
tartışıldı ve mali özerk-
lik olmadan demokra-
sinin yaygmlaşamaya-
cagı, yerelleşmenin
sağlanamayacağı savıı-
nuldu.
Avrupa Konseyi uz-
manlan ve Türkiye.
Rusya, Bulgaristan,
Ukrayna, Gürcistan.
Ermenistan, Moldova
ve Romanya'dan tem-
silcilerin katıldığı dün-
kü toplantıda "yerel yö-
netimlerin mali özerkli-
ği'' ele alındı. Mali
özerklik konusunda Ye-
rel Özerklik Şartı'nın
ilkelerini anlatan Bar-
selona Üniversite-
si'nden Prof. Joachim
SoleVTllanova, yerel yö-
netimlerin paralannı
nereye harcayacağma
kendilerinin karar ver-
mesi gerektigini, bunun
olmaması halinde
özerkJiğin ve demokra-
sinin gelişemeyeceğini
söyledi. Vergilerih mer-
kezüeştiğini, ancak hiz-
metlerin yerelleştiğini
belirten Villanova,
"Burada büyük bir
dengesizlik var ve bu
dengesiziik artıvor.
Kendi geür vçvergi kay-
naklan ohnazsa özyö-
netimden, özerklikten
söz edemeyiz" diye ko-
nuştu.
Avrupa Konseyi Ye-
rel Demokrasi Uygula-
ma Bölüm Başkanı
Ekkhart MüUcr de,
Türkiye'nin de içinde
olduğu Orta ve Dogu
Avrupa ülkelerinde
merkezi hükümetlerin,
hangi kriterlere göre
paralan dağıttığının be-
lirlenmesi gerektigini,
bunun yapılmaması ha-
linde politik tercihlerin
rol oynayacağını söyle-
di. Toplantıda konuşan
Türk delegasyonu üye-
si ve Bornova'nın
DSP'li Belediye Başka-
nı Prof. Aysel Bayrak-
tarda, Türkiye'de mer-
kezi hükümetten gelen
kaynaklann dağıtımın-
da büyük sorunlar ya-
şandığım, politik tercih
ve kişisel bağlantılann
jbüyük rol oynadığını
vurguladı. Yardımlar
konusunda kurallann
kesinlikle belirlenmesi
gerektigini belirten
Bayraktar, "Burada sa-
dece merkezi hüküme-
tin vesayeti söz konusu
değü. Metropol beledi-
yeleri ile bunlaruı çe\-
resindeki ilçe belediye-
leri arasında büyük so-
runlar yaşanıyor. Yani
metropol belediyelerin
vesayeti de kakhnlmau-
dır" dedi.
Hanefi Avcıyargılandı
Eski Emnhet Genel Müdüriüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardım-
ctsı Hanefi Avcı'nın, MİT'e ait 6 telefon numarasını açıklay arak "giz-
li kalması devtctin emniyeti icabından olan malumatı isrihsal ve ifşa
ettiğj" gerekçesiyle 15 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası iste-
miyle yargılanmasına devam edildi. Ankars 2 No'lu IKjıM'degörü-
len davanın dünkü duruşmasına, samk Avcı ile avukatlan Suat Çele-
bi ve Azamet Erdem katıldılar. Mahkeme Başkanı M. Turgut Ok) a\,
suça konu telefon numaraJanyla yapılan konuşmalara ilişkin kayırla-
nn, Telsim ve Turkcell'den gelmediğini bildirdi. Cumhuriyet Savcısı
Ünal Haney'in, telefon kav ıtlannm beklenmesini talep ermesinin ar-
dından Başkan Okyay, Turkcell ve Telsim'e yazılan vazılann yanıtla-
nnın beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. (Fotoğraf: A A)
camera, Triomphe cam tencere seti, discp-
layer, funtime, ıbrahim Tatlıses 3 CD., Ro-
adstar HIF 9911 CD'li müzik seti ve Roads-
tar 9951 3 CD'li müzik seti)
Hürriyet+Konlbr 400 bin TL. (Roads-
tar HIF 9911 CD'ii müzik seti ve Roadstar
9951 3 CD'li müzik seti)
Ylillivetgazetesi: Promosyonsuz 110 bin
TL.
Millivet+Bahar gazetesi: 175 bin TL.
(Arcopaİ Elise yemek takımı, Arcusine ye-
mek takımı, Vitroflam tencere seti, radyo-
iu mini müzik-Seti, telesekreterli telefon,
"
:
Arcopaİ kahvâltı seti, Rainbovv yemek ta-
kımı, Kumtel setüstü fınn, Minton zayıfla-
ma aleti, Arcopaİ Bahia yemek takımı, Ma-
in Tuna çaydanlık, Profilo 55 ekran TY Pro-
filo 70 ekran TV)
MaHyet+Fıesta: 400 bin TL. (68 ekran
Profilo İ~V ile 70 ekran Profilo TV)
Sabahgazetesi: Promosyonsuz (hafta ara-
sı) 70 bin TL. Promosyonsuz (hafta sonu)
110 bin TL.
Sabah+Pembe gazete/Ahşveriş gazetesi:
160 bin TL. (Telesekreterli telefon, Simfer
setüstü fınn, saten yatak örtüsü, Bella ütü ve
ütü masası, Sümmer Dream yatak takımı.
Forever nevresim takımı, Gardenya yemek
takımı, büyük fotoğraf makinesi, Vestel mü-
zik seti, Philıis müzik seti ve 51 ekran Ves-
•c! T\ )
Sabj»)H-Şok gazetesi: 400 bin TL. (Sım-
Tersetüstü%in, VesteP55 ekran TV, Vestel
63 efcran TV ve Vestel 70 ekran TV)
Radikal: Promosyonsuz 50 bin TL.
Radikat+ArmağanAaşam gazetesi: 160
bin TL. (Polo kol saati, Arcopaİ Traille ye-
mek takımı. bavul seti, çatal bıçak takımı ve
Profilo 37 ekran TV)
Yeni Yüzyıl: Promosyonsuz 110 bin TL.
Yeni YüzyıH-Market gazetesi: 160 bin TL.
(Emsan tava+yemek tenceresi, Duralex ye-
mek takımı, Forever yazlık takım, vvalkman,
Kingtel telefon, uyku seti ve Thomas halı yı-
kama makinesi)
Yeni Yüzyü+Star gazetesi: 400 bin TL.
(Thomas halı yıkama makinesi)
ATO'dan tepki
Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Fetfai Kamışk bazı basın kuruluş-
lannın yasal boşluklardan yararlanıp sür-
dürdüğü promosyon kampanyalannın tica-
ri yaşama büyük darbe vurduğunu kaydetti.
Kamışlı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Tür-
kiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB)
başvurarak promosyonun engellenmesini is-
tediklerini bildirdi.
Promosyona yasaklama ya da sınırlama
getirilmesi için önceki yıllarda da çalışma-
lar yaptıklannı, ancak alınan önlemlerin
amaca ulaşamadığına değinen ATO Başka-
nı Kamışlı, üyelerinin ve yurttaşlann bu ko-
nudaki yakmmalannın gittikçe aıttığını be-
lirterek şunlan söyledi:
"Piyasada çok daha uv gun koşullarda tü-
keticivc sunulan bazı ürünlerin bu tür kam-
panyalarla halka verilmesi. bu ürünkrin br
caretini yapan üyemiz fırmalan zor durum-
da bırakırken okuvucu, aylar sonra sahip
olabileceği üriinün parasını peşin ödemekte,
ama parasının akibetini bilememektedir.
Odanuz, temel görevi halkı bilgilendirmek
olan basın kuruluşlannın. sadece bu görev-
lerini verine getirmelerini beklemektedir. Bu
sebeple ilgili vasada gerekli düzenlemelerya-
pdarak. basın kuruluşlannın her ne v öntem
ve ad alönda olursa olsun promosyon kam-
panyası düzenJemeleri engeilenmelidûf
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Devfet Bakanı Eyüp Aşık "YeşiH
gördü mü görmedi mi? Önceki gün
TBMM Genel Kurulu, Eyüp Aşık hak-
kında Yeşil'le ilişkisi konusunda verdi-
ği detneç nedeniyle gensoru açılması-
nı karartaştırdı. Eyüp Aşık, "Yeşil bizim
denetimimizde" türünden bir açıkla-
ma yapmıştı. Aşık, YeşıTin nerede ol-
duğunu bilen bir hava içinde konuş-
muştu. ANAP'lı Devlet Bakanı'nın söz-
leri o zaman çok önemsenmemişti.
Hatta Mesut Yıimaz, esprili bir dille bu
konuşmayı fazla ciddiye almadığını
belirtmişti.
Akın Birdal suikastı, Yeşil konusu-
nu yeniden gündeme getirdi. Bu kez
de Mesut Yıimaz, Yeşil'i çok yakında
yakalayabileceklerini söyledi. Yıimaz,
"Eğer diğer kamu kuruluşlan yardım-
cı olursayakalayabiliriz" demeyi de ih-
mal etmedi. Ardından Yeşil'in kimlerle
ve hangi kurumlarla telefon görüşme-
si yaptığı basına yansıdı. Aslında Kırt-
lu Savaş'ın hazırladığı Susuıiuk Ra-
poru'nun eklerinde bu liste yayımlan-
'Yeşil'i Kim Gördü, Kim Görmedi?
mıştı. Yani Yeşil'in daha önce kimlerle
konuştuğu, numaralanna kadar devlet
tarafindan bıliniyordu.
Eyüp Aşık hakkında gensoru açıl-
masını karariaştıran Meclisimizin de-
ğerli milletvekilleri, acaba bu haberie-
ri okumadılar mı? O listelerden haber-
leri yok muydu? Kimşe, o listelerde adı
geçen devlet görevlileri hakkında bir
duyarlıkgöstermedi, liste yayımlanmış
olmakla kaldı. Belki de listede ismi ge-
çenlerin bir kısmının hiç ilgisi yoktu.
Kimse bu konunun üzerine gitmedi.
Kafalarda yalnızca bir "Acaba" soru-
su kaldı.
CHP yöneticisi Sinan Yerlikaya,
devlete ait bir emniyet binasında, mü-
dür koltuğunda Yeşil tarafından tehdit
edildiğini de söyledi. Yer ve isim gös-
tererek bunları söyledi. Bu konu da
önemsenmedi. Ömeğin o ilçenin em-
niyet müdürü, jandarma komutanı ve
kaymakamı kimdi? Onlann Yeşil'le iliş-
kileri hangi düzeydeydi, bunu da kim-
se araştırıp soruşturmadı. Yeşil, Birdal
suikastından sonra da açıklamalarına
ve iddialarına devam etti. Yine kimse-
den bir ses çıkmadı.
Eyüp Aşık, bir partinin yöneticisi ve
Devlet Bakanı, söyledikleri eğer doğ-
ruysa çok vahim. Buna rağmen söyle-
dikleri inandırıcı sayılmadığı için, belki
de bazılan tarafindan gülünüp geçildi.
Şimdi iş ciddiye bindi, gidip hesap ver-
mesi gerekecek. Belki de ona Yeşil'i
soracaklar. Fakat Aşık'a gelinceye ka-
dar, Yeşil'le ilgisi olduğu belgelenen
çok sayıda devlet görevlisi hiçbir şey
olmamış gibi görevine devam ediyor.
Bunun bir vesile olmasını dileriz. Mec-
lis'teki gensorunun tartışılması sırasın-
da umanz Yeşil konusundaki belge ve
bilgiler de gündeme gelir ve milletve-
killeri de devlet görevlilerinin Yeşil'le
ilişkisinin ortaya çıkanlması için yeni
bir tavır ortaya koyarlar.
•*•
Eyüp Aşık gensorusu görüşülürken,
bir de fotoğraf gündeme geldi. Önce-
ki gece Flash TV'nin 23. Saat progra-
mına çıkan DYP Denizli Milletvekili Ke-
mal Aykurt, içinde Mesut Yılmaz'ın da
yer aldığı fotoğraf üzerine ilginç yo-
rumlar yaptı. Aykurt, Mesut Yılmaz'ın
yanında Birdal suikastının azmettirici-
si Semih Tufan Gülaltay'ın da bulun-
duğunu açıkladı. Bu fotoğrafa ve Eyüp
Aşık'ın açıklamalanna göre Aykurt, Bir-
dal suikastının ANAP'la ilişkisi olabile-
ceöini iddia ediyordu.
Iddia iddiadır ve onu kanıtlamak id-
dia edene düşer. Ancak bu suikast iş-
lerine kanşanlann, parti liderlerinin ya-
nıbaşında fotoğraf çektirecek kadar
onlara yakın durması pek iç açıcı de-
ğil. Diyebilirsiniz ki zaten bu ülkenin
Adalet Bakanlığı'nı ve Içişleri Bakanlı-
ğı'nı yapmış bir kişi çete kurmaktan
yargılanıyor, uzağa grtmeye gerek yok.
Saptamalannızı daha da genişletebilir,
devletin üst düzey bürokratları ile maf-
ya çetelerinin ne kadar iç içe geçtiği-
ne ilişkin fotoğrafları adreslerimize
postalayabilirsiniz.
Eyüp Aşık'ın, Yeşil'in yerini bilip bil-
mediğini iddia edebilecek verilere sa-
hip değiliz. Onun hakkında verilen gen-
soru önergesi bir fırsat. Şimdi Meclis,
Yeşil konusundaki bütün bilgi ve bel-
geleri yeniden ele alsın. Yeşil'in telefon
zabıtlannı gözden geçirsin, orada adı
geçenlere, bu ilişkinin var olup olma-
dığını, varsa ne düzeyde olduğunu
sorsun.
Yeşil'in telefon konuşma listesi, bir
kez daha hatırlatıyoruz, Kutlu Savaş'ın
hazırladığı raporun eklerinde yer alı-
yor. Haydi Meclis görev başına, bakar-
sın bu kez harekete geçerler. Bizi ya-
nıltıp şaşkınlığa düşürebilirier.
Ne dersiniz, yapariar mı?
PERSEMBE
ORHAN BURSALI
Vahşiliğin Kökleri
Nerede?
Geçen haftakı Kilise başlıkh yazının ardından.
Almanların ünlü haftalıkdergisi Spiegel'in engizis-
yonu konu alan sayısı geldi (23-1998). Derginin en-
gizisyonu gündeme getirmesinin nedeni, Papalı-
ğın, dünyanın en büyük gizli arşivlerinden biri olan
engizisyon dönemi arşivini kamuya açma kararıy-
dı.
önce, yorumsuz, veya sadece Spiegel'in yo-
rumlany'la, 500 yıl Avrupa'yı "ateş ve işkence ile,
psiko-terör, sansür ve yasaklarla" yöneten engi-
zisyon kilisesinin arşivinden özet bilgiler (Engizis-
yon: Papalığın ilan ettiği dini inanç kurallarına uy-
mayanları yargılayan özel mahkemeler):
ArşivlerderVgergekler
• Kurulduğu 1252'den Aydınlanma çağına ka-
dar 500 yıldan fazla süren engizisyon dönemi bo-
yunca, Tanrı ve din adına, çoğu canlı canlı yakıl-
mak siıretiyle sayıları 10 milyon kadar tahmin edi-
len insan öldürüldü.
• Büyücülerin, falcılann, kötü ruhlara inancın te-
pe noktasına ulaştığı o çağda, dini inançlarda da
korkulu bir yaratık olarak hep ortaya çıkan kadın-
lar, kötülüklerin kaynağı, baştan çıkartıcı cadılar
olarak görüldü. Onlar, insan kılığına girmiş şeytan-
lardı. llk "cadı" kadın, 1275'te Toulouse'da yakıl-
dı.
• Sadece 1450 ile 1750 yıllan arasında Avru-
pa'da 1 milyon kadar kadın (ve Jeanne d'Arc) ca-
dı oldukları gerekçesiyle, Tanrı aşkına işkence edi-
lerek, yakılarak öldürüldüler. Sadece Almanya'da
Bamberg'de bir yılda 600 kadın idam edildi.
• Matbaanın keşfıne yanıt olarak, 1571 'de san-
sür makamı kuruldu. Voltaire'den Immanuel
Kant'a kadar, kilisenin beğenmediği yazar ve dü-
şünürlerin 10 bin kitabı veya toplu eseri yasaklar
listesine alındı. Balzac, bütün romanlarıyla liste-
deydi. Bu sansür kurulu 1965 yılına kadar sürdü.
Sartre, Simone de Beauvoir, Malaparte, Mora-
via, Gide, Heinrich Heine de Papalığın yasakla-
n arasındaydı.
• Ispanya'da, 1481 'de, vaftiz edilmeyi reddeden
12 bin Yahudi yakıldı. (Bir kısım Yahudi o tarihler-
de Türkiye'ye göç etti). Domuz eti yemeyen ve şa-
rap içmeyen herkese "sapkın" gözüyle bakıldı.
1609'da 3 milyon kadar Ispanyol Arabı Kuzey Af-
rika'ya sürgün edildi.
• Engizitörler zenginleri "sapkınlıkla" suçlayarak
yaktı ve mallannı kendi üstlerine geçirdi. Bir zen-
gin avı sürdü.
• Büyük infaz sahneleri kuruldu ve birkaç gün
süren büyük ayinler sonucunda yüz kişilik kitlesel
idamlar yapıldı.
• Engizisyonun vahşiliklerinin sınırtarı yoktu.
Suçlu, hiçbir hak sahibi değildi. Suçlayan aynı za-
manda hâkimdi. Çocuklar ana babalarını, kadın-
lar kocalannı, erkekler kadınlarını ihbar etmek zo-
rundaydılar ve işkence yapılmak zorundaydı.
Ve bütün bu vahşilikler, üstelik büyük bir titizlik-
le kayıtlara geçildi ve arşivlendi. Bir idam proto-
kolünden: "İdam sehpasında suçlunun çevresin-
de papazlar çember oldular. Suçlunun yüzüne
meşale tutuldu ve 'pişman olması' için saatlerce
baskı yapıldı.
Sonunda suçlunun ağzından 'Isa'ya inanıyo-
rum' sözleri döküldü. Bütün papazlar çok sevin-
diler ve suçluya sanlıp, doğru yola bir kapı daha
açıldığı için Tann'ya dua ettiler. Ben, suçlunun çok
zor geri gelen bu inancı uçup gitmeden, bu inan-
cıyla biriikte ölmesi için hemen cellata asın diye
bağırdım. O saniyede hiç tereddüt edilmemeliy-
di. Cellat emri anında yerine getirdi. Öldüğüne
emin olunduktan sonra, sehpanın altına konan
odunlarateşeverilerek suçlu yakıldı. Ve bütün vü-
cudu küle dönüştü."
Niçin şimdi serbest?
Papalık arşivinin açıklanması, "kendini temizle-
me hareketi" olarak yorumlanıyor. Polonyalı Pa-
pa Paul II, 1994'te kardinallerine "Din adına da uy-
gulanan şiddetin bütün biçimlerine karşı nasıl su-
sanz? Din savaşlan, engizisyon mahkemeleri ve
insan haklannı zedeleyen bütün diğer biçimler..."
şeklinde mektup yazıyor ve "Engizisyonlarda uy-
gulanan zorbalık yöntemlerinin 20. yüzyılın totali-
ter ideolojilerince benimsendiğini" belirtiyordu.
Spiegel'deki yoruma göre, Papa, kilisesini 21.
yüzyıla hazırlıyor. Iki yıl kala, geçmişteki büyük
ağırlıklan kilisenin sırtından atıyor. Bir yorum: "Ar-
şivlerin açılması bir cesaret değil akıl gösterisü".
"Roma ve Universal Engizisyon Ruhaniler Mec-
lisi", 1908 yılına kadar kalmış. Sonra adı "Heilige
Offizium"a; 1965'ten itibaren de "Din öğretisi
Meclisi"ne dönüşmüş.
Spiegeldiyorki: "Brutal, din polisinin aydınlan-
maya rağmen bu kadar uzun süre ayakta kalma-
sının nedenini şöy/e açıklıyor: Kilise, gerçeği sa-
dece kendi tekelinde tutmak isteğinin yani sıra;
engizisyonla birlikte bütün sapkınlıklan ve kullan-
nı da disipline etmek ve düşünsel baskı altına al-
mak için güçlü biraraç yaratmıştı. Bugün de ger-
çi yöntemler değişti ama amaç değişmedi: Din
öğretisi Meclisı'nin amacı, bütün dünyadaki Ka-
toliklerin Roma'nın gerçeklerini kabul etmesini
sağlamaktır. Bu meclisin başkanı da Papa'dan
sonra en güçlü insandır."
Bugüne pariîelHkler ve biz
Dini, siyasi v e y a idari, her türlü totalitarizmin
kökleri şüphesiz "mutlak doğrulara" dayanır. Mut-
lak doğrulara inanç, zorunlu olarak totalitersistem-
lere yönelir.
Bilim ve akıl değil, inanç topluluklan veya yöne-
timleri işbaşına gelince, engizisyonun türlü çeşidi
ortaya çıkar.
Tanrı veya düryevi diğer kutsal şeyler adına ha-
reket ederek, kendisinden veya kendi grubundan
farklı insanları cezalandıran her türlü insani faali-
yetin temelinde engizisyon çağının esintileri var-
dır.
Almanlar, kendi ülkelerindeki Gestapo'nun, Hit-
ler'in, Doğu Alrran gizli örgütü Stasi'nin köklerini,
Ortaçağa, engizsyona kadar götürüyor. Stasi'nin
arşıvlerinde buçjn 3000 Alman, geçmişinin ger-
çeklerini arıyor.
Peki, bizde oraya çıkan her türlü vahşiliğin kö-
kenlerini neredearayacağız, ne zaman araştıraca-
ğız, bulacağız, 'abul edeceğiz, eleştireceğiz ve
bir akıl ve bilgi t : p | u m u O | m a yO|Una gireceğiz?