25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1998 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER •• • Ulkemiz İçin Çıkış Yolu... AYŞE ŞlRlN ATABAY/fa imdi, "46ruhu"na bağ- lı Amerika'da uzman- laşmış "prens"ler ve "prenses"ler, gerçekıe bu ruhun ürünü olan ve _ "karadeBk" benzetme- si yaptıklan iç ve dış borçlardan ya- vuz hırsız örneği şikâyet etmekte- ler. Bir de çığ gıbi büyüyen 3-4 kat- rilyon TL yakınında iç, haydi ulu- salı dışlayalım, 90 milyar dolara yaklaşan dış borçlarla kritik dü- zeyde dengelenen bu açıklann, te- melde "kamu iktisadi kunıluşla- n"nın finansman gereksinimi ve ve- rimsizliğinden kaynaklandiğmı id- dia edıyorlar. Bu tür uzmanlann Türkıye gerçeğinden kopukluğu, sürekli olarak yaptıklanyla söyle- dikleri arasında inanılmaz çelişki- ler doğmasına neden olmakta, söy- lemlen kendi içlerinde bile tutar- sız görünmektedir. Bir yandan "serbest pıyasa"nın en venmlı biçimde, gizemli bırel- le sorunlan çözeceğini ileri sürüp günübirlik önlemlerin yeterliliği savunulurken, öte yandan da deği- şim ve yenileşme programlan ha- zırlanmaktadır. Daha da ileri gidip "kapitalistsistem"in Ikinci Dünya Sav aşı sonrası yarattığı uluslarara- si k^uruluşlann, artık bugünün lcü- resölleşme sorunlannı yanıtlaya- madığını, uluslararası düzenin iş- leyebilmesi için "yeni bir dünya ısatçı düzeni" kurülması gerektiğini söy- leyip "sihirli el"e hıç de güvenme- diklerinı göstermektedirler. Çokuluslu şirketler düzeninin ideolojisi ile konuya bakmayanlar, yaşamın öğrettıklenni düşünüp bu tür söylemlerin arkasındaki ger- çekleri ortaya çıkarabilirler. Son 10-15 yıl içmde dünya tıcareti dün- ya üretiminin arttığından daha hız- lı artmıştır. Fakat aynı süreçte dün- ya sermaye hareketlerinın hızı dün- ya tıcaretininkinden daha büyük olmuştur. Bu süreç halen devam ermektedir. Bu, finans merkezlerinde çok hızlı karar alımlannı zorunlu kıl- maktadır. Bu nedenle de kıyısından köşesinden demokrasının bulaştı- ğı, ne kı yaşayanlannın gereksin- melerini yetennce karşılayamadı- ğı "ulus-devlet" kümelerinın var- lığı yenı dünya düzeni'nın (YDD) bu çarpıtıcı hızının önünde kambur- lar oluşturmaktadır. Her şeyi yutan asıl büyük "kara deük", küreselleşen finans serma- yesidir. Bu sermaye, bu kara delik, ulus devletlerinı her noktada zor- lamaktadır. Bu durum, "bilgi ça- ğı" söylemleriyle örtülmeje çalı- şılmakia ise de "büyükinsanhk" için artık görüntüde bile bir şey yapa- maz duruma düşmüş sistemin ya- banıl (vahşi) istekleri kendi iç di- namiklerinin kaçınılmaz sonucu oluyor. Yaşadığımız yüzyıldaki önemli teknolojik gelışmelere kar- şın, gelir dağılımındaki korkunç bozulmayı düzeltmek, YDD açı- sından artık hem gereksizdir, hem de olanaksız. Tersıne giderek, ge- lir dağılımı böyle daha da hızlı bo- zulmakta, üretim düşmekte, dünya- mız, "finans kapital"in cendere- sinde daha da sıkışmaktadır. Ancak zayıflatılmış olsalar da ve bugün ısteneni ıyi yapamasalar da kamusal üretim ve hizmet kurum- lan, hâlâ toplumun gerçek istem- lenni karşılayan yerleri, gelir dağı- lımının düzeltilebilme olanaklan- nı temsil etmektedirler. Işte daya- nılmaz güç nokta buradadır ve tam da bu özellikler son 10-15 yılda daha büyük çapta yıkıntıya uğra- tılmışlardır. Dünyada toplumsal kalkmmayı esas alan sosyo ekonomik politika uygulamalan büyük yenilgilere uğ- ramışrır. Böyle ıken ve sermaye bi- nkımınin insanlık haynna kulla- nılması gerekirken (sosyalizm), YDD tam tersi amaçlarla ulusal devletlerin devirlenni tamamladık- lan gibi yanlış bir savuncayı (tezı) ileri sürmektedir. Bunu yaparken de geri kalmış ülkelerdeki temel gereksinmeleri karşılanmamış yığınlann istekle- rinı yok saymaktadır. Sermayenın bugünkü gücü karşısında milyarlar- ca insanın ne önemı olabilir? lşte uluslararası sermayenin dün- ya egemenliğı peşmdeki birkaç dev - İetinin gücünün arttığı şu zaman- da, birikmiş yaşamsal sorunlanmı- zı onlann çözemeyeceğini gören insanlar olarak, kendi gözlükleri- mızle "kara delik" çözümlemele- ri yapmak zorundayız. Ülkemız için çıkış yolu arayan çağdaş beyin- ler bugün de az değıl. lkıncı Dünya Savaşı'nın yarattı- ğı iç ve dışdinamiklersonrası Tür- kiye birçok alanda olduğu gibi, sa- nayileşme tarzında da ciddi bir çiz- gı değişimine girdı. Artık esas olan öz gücümüze da- yanarak ülke kaynaklannı hareke- te geçırmek değil "dtş kaynaksc kal- kınılmaz" düşüncesine ınanarak yönetmektir. Kamu kuruluşlannın sanayileş- menin motoru olmasmı terk edip on- lan özel sermaye birikimi için kul- lanmaktır. Sürekli düşük fıyatlan- dırma ile ucuz gırdiyi özel sektöre sunarken nitelikli iş gücünü v e iha- leler kanalıyla fonlan aktarmaktır. Bütün bunlann KlT'ler için so- nucu modemızasyon yatınmlannı yapamama ve arpalık durumuna düşmektir Bu bır "kötû yöne- tim"dır. Buna, sistemin doğal ola- rak hızla işsizlik üretmesı, politı- kacılann da oy kaygısıyla kamu kuruluşlarını "adama iş bulma" mekanizması biçiminde kullanma- sı eklenince "yanlış" ortaya çık- maktadır. Ideolojık olarak kamu kuruluş- lannın varlığına tahammülü olma- yan, ama onlan partizanlanna iş bulma deposu diye gören yönetim- ler ve onlann bürokrat yardımcıla- n, tepeden aşağı verimsizlık kültü- rünü yerleştirmede çok başanlı ol- muşlardır. Bütün bu gelişmeler 1986'dan bu yana hız kazanırken sol partiler ve sendikalar sanal dünya üretme ustası medya bombardıma- nı karşısmdaki kitlelere ulaşma ve uyarma başansını gösterememişler, yaşamdan, halktan kopuk soyut ka- Iıplar irinde hareket etmişlerdir. Kimi yurtsever yazar ve düşünür- lerimız, akademik olarak iç ve dış dinamiklerin etkileşımıne dogru saptamalar yapmış iseler de onla- nn bu duyurusu, öğrenmenin ne olduğunu öğrenememiş ve işsız- lik, enflasyon vb. altında bunalmış, uyutulmuş, uyuşturulmuş kitlelere tam ulaşamamıştır. Kökleri çok eskı tarihlere daya- nan horrumlama ve talanın sorum- lulan tek tek ortaya konmadan, ka- mu kaynağı ısrafının nasıl oluştu- ğu bilgi ve belgelenyle kamuoyun- da açıkhk kazanmadan, yanı top- lumsal bilınç oluşup da gerçek hu- kuk uygulanmadan, sorunlan orta- ya doîcüp çözüm üretme konusun- da birleşik bir sol yurtsever cephe " iradesi göstermeden kimsenin ar- kasına milyonlar düşmez, ıkı üç söz olsun sloganj kurtuluş yaratmaz. Seçim sonuçlannın somut gerçeği de bunu göstermektedir. Çürüyen ve insanı kirleten siste- min takınacağı hiçbır "yeni" mas- ke, yanlışı ve haksızı çözemez, çağ- daş gerçekçi dünyamızı bize ka- zandıramaz. Çağdaş, gerçekçi, hak- lı dünyayı kurmak yine bize düş- mektedir. PENCERE Solcu Olmak ya da Olmamak Cumhuriyet okuru, ınceeler... Sık dokur. Hıçbir yazıyı atlamaz, hiçbir yazarı kusurundan ötürü ba- ğışlamaz, hiçbır satın gözden kaçırmaz; hele ayağımız bır sürçsün, başımıza gelecekleri Allah bilir, okur, tatlı belamız- dır... Sürekli denetçimizdir... Yakın dostumuzdur. • Attila Hakan Ganimgil, ba- na yazdığı mektupta bir yaza- rımızı eleştinyor; gazeteye bır kahve ıçmeye gelırse, bu ko- nuyu tartışınz; ben bugün oku- rumuzun mektubundan btraln- tı yapmak istiyorum. Attila diyor ki: "Ey solcu! Özelleştırmeye karşt çıkma, Karşı çıkarsan devletyanlı- sı olursun. Şeriatçılığa karşı çıkma, Çıkarsan demokratolamaz- sın. Sevrdayatmasına karşı çık- ma, Milliyetçi olursun. Eşcinsellik ya da lezbiyen- lik dayatmasına karşı çıkma, Maço olursun." • Ne yapacağını şaşınyor sol- cu, sağına soğan, soluna sar- mısak koysan da kâr etmiyor; ••• istersenız Ganimgil'in listesini uzatalım: Ey solcu.'.. Sakın vatansever olma, Dinozor olursun. Laıklığı savunma, Atatürkçü olursun. Irtıcaya karşı çıkma, "Laikçi" olursun. Tankatlara karşı çıktın mı, Sıvil toplum kuruluşlarına saldırmış olursun. Sosyalizmı savundun mu, Demokrasiye karşı çıkmış olursun. Empefyalizmden soz açma, Küreselleşmeye karşı çık- mış olursun. Türkiye Cumhuriyetı'ni sa- vunma, Faşıst olursun. Lozan'ı savunma, ' Halklara karşı olursun. Sınrfsal çelışkıden söz açma, Kürt sorununu örtbas etmış otursun. Yoksullan savunma, 3'üncü Dünya solculuğu yapmış olursun. Emekçiyi savunma, Popülist olursun. • Pekı, nasıl solcu olacaksın?.. adaııayı endiniz yapmanıza nıaaşınız^ kiraya ve faturalara yetıştı hak ettiğiniz Inlıyİaçlannızı erteleme;, çektiğİFtiz: tat ile t ıkııiiiR için norç aıman avans çekmenize cte gerekyok. Iş Bankasrn biı- hesabı olan HeİPfeesin, otomatik Jkrectili Ek Hesabı* da var. öelin, hesiil>ııny;cIiiJki hitmis olsıı oile ankamatik^ten mik.it kullunı I e s a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear