Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMB
12 KULTUR
Hayatım daha uygar yannlara adayan Nejat Eczacıbaşı, bir dizi etkinlikle anılıyor
'Yaşamın anlamı sanatla kavranır'Kültûr Servisi- Dr. Nejat F. Eczacıba-
şı, beşinci ölüm yıldönümünde. yaşa-
mında titizlikle bagli Kaldıgı değerlere
ve yaşam felsefesine uygun bir dizi et-
kinliğin yer aldığı program ile anılacak.
Anma etkinlikleri kapsamında, yaşa-
mı boyunca toplumsal yarar iiretmeyi
ekonomik etkinliklerinin aynlmaz par-
çası olarak gören ve bunu gerçekleşti-
ren Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın kurucu-
su olduğu Istanbul Kültür ve Sanat Vak-
fı tarafindan düzenlenen bir "konser" ve
bir "seramik sergfci" yer alıyor. Dr. Ne-
jat F. Eczacıbaşı Vakfı ise kurucusunun
yazı. konuşma ve söyleşilerinin seçkisi
niteliğini taşıyan bir "kitap" ile anma
progTamına katılıyor. Anma programın-
da aynca, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı 'nın
sosyal sorumluluk anlayışı örneğinden
yola çıkılarak düzenlenmiş bir "sem-
pozyum" da bulunuyor.
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı. Eczacıbaşı
Toplulugu'nun sponsorluğunu üstlen-
digi 26. Uluslararası Istanbul Müzik
Festivali kapsamında 27 Haziran 1998'de
gerçekJeştirilecek olan "Paris Orkestrası
Konseri" ile anılacak. Piyanist Hüseyin
Sermet ve şef Rafael Frühbeck de Bur-
gosyönetimindeki orkestranın Lütfl Kır-
dar Uluslararası Kongre Salonu'nda ve-
recekleri konserde, Stravinsky'nin "Ateş
Kuşu", Ravel'in "Sol El Piyano Konçer-
tosu" ve Berlioz'un "Dameile Kloe"su-
nun 1. ve 2. süitleri seslendirilecek.
6 Ekım 1993 günü aramızdan aynlan
Dr. Nejat F Eczacıbaşrnın ölümünün be-
şinci yıldönûmü nedeniyle düzenlenen
anma programı kapsamında yer alan se-
ramik sergisi, 2 Ekim-20 Kasım 1998 ta-
rihleri arasında fbrahim Paşa Sarayı-
Türk ve Islam Eserleri Müzesi'ndeger-
çekleşecek.
Yaklaşık 90 eserin yer alacağı sergi-
de Picasso ve Miro gibi yüzyıl başı avant-
garde sanatçılann ve Barcelo gibi çağ-
daş seramik ustalannın eserlerinin yanı
sıra bu eserlere perspektif oluşturması
amacıyla tarihi parçalara da
yer verilecek.
Sergilenecek eserlerin se-
cimi, farklı etkilerin çarpış-
tıği, kültürlerin birbirine kay-
naştığı ve seramik sanatının
zengin geçmişini günümüz
sanatına baglayan bir köprü
olan -AkdenizBoJgesT temel
alınarak gerçekleştirildi.
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı
anısına düzenlenen seramık
sergisinde, geleneksel avant-
garde arasındaki diyaloğun
bir sonucu olarak yeniden
yorumlanışının ve çagdaş
sanatın icine yerleştirilişi-
nin öyküsü sergileniyor.
1 Vejat
Eczacıbaşı,
ölümünün
beşinci yılında
önce Paris
Orkestrası'nın
festival
kapsamında
vereceği bir
konserle daha
sonra da seramik
sergisi, yazı ve
söyleşilerinin
seçkisi
niteliğini taşıyan
bir kitap ve
sosyal
sorumluluk
anlayışından yola
çıkılarak
düzenlenmiş bir
sempozyumla
anılacak.
cıbaşı (1913-1993). "Özel girişimde ger-
çek ölçü, toplumun varlığını arttırmada-
kibaşandiizeyidir
<
'diyordu. Dr. Ecza-
cıbaşı. kalıcı başarılann nasıl elde edi-
lebileceginı de şöyle açıklamıştı: "Ba-
şan, kolay yolian değiL yeni ve daba ı'le-
ri yöntemleri göze alabilenlerindir."
Yaşama daima bılimsel, sistematik bir
evrensel bakış açısıyla eğilen Dr. Ecza-
cıbaşı yöneldiği. gerçekleştirdigi her iş-
te, yaratıcı bireyın girişim özgürlügü ile
toplumun ve dünyanın uzun süreli ge-
reksinimleri arasında. sosyal sorumluk-
lan bürünleşriren en uygun çözümleri ara-
dı.
Ugraşlannda. "daha sağhklı bir ya-
şam''* için katkıda bulunmak. Dr. Nejat
Eczacıbaşının vazgeçilmez ılkesiydi.
Çağın en ileri teknolojileriyle, uluslara-
rarası düzeyde kalıteli ürünler sunmak,
ilk adımlann atjldıgı 1940'lann başın-
dan itibaren Eczacıbaşı Toplulugu'nun
kurum. kimlık ve kültürünün aynlmaz
bir kesitini oluşturuyordu.
Türkiye Cumhuriyetı'ni, bir impara-
torlugun yıkıntılan arasmdan yeniden va-
reden "kurucular kuşağı"nın özlemle-
rini. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı tüm yaşan-
tısında uygulamaya çalıştı. Türkiye'nin
ilk ilaç fabrikasının kurucusu olan Dr.
'Yeni Bir Türkiye'
Anma programı kapsa-
mında düzenlenen "tşada-
mııun Toplumsal Sorumlu-
hığu" konulu uluslararası
sempozyum, 6-7 Ekim
1998'de Hyatt Recency Ote-
li'nde gerçekleştirilecek. Yer-
li. yabancı çok sayıda aka-
demisyen ve işadamının ka-
tılacagı sempozyumda, Bo-
ğaziçi Üniversitesi öğrerim
üyeleri tarafindan yürütül-
mekte olan "Türkiye'de İşa-
damının Toplumsal Sorum-
iuluğu" konulu kamouyu
araştırmasının sonuçlan da
değerlendirilecek.
Yine anma etkinlikleri çer-
çevesinde Dr. Nejat F. Ecza-
cıbaşrnın yazı, konuşma ve
söyleşi metinlerinden olu-
şan bir seçki niteliğindeki
"Yeni Bir Türidw" adlı ki-
tap Dr. Nejat F. Eczacıbaşı
Vakfi tarafindan kurucusu-
nun ölümünün beşinci yıldö-
nümünde kamuoyuna sunu-
luyor. "Yeni Bir Türkiye",
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın
"Kuşaktan Kuşağa" ve "İz-
lenimJer, L'mutlar" adlı öz-
gün yapıtlannı bütünleyen
bir başka ana kaynak olma
özelliğini taşıyor.
Eczacıbaşı Topluluğu'nun
kurucusu Dr. Nejat F. Ecza-
Paris Orkestrası. festivaldeki iki konserin ardından Paris'te üç tenora eşlik edecek
•• •
Once Istanbul'da sonra Dünya Kupası'ndaKültür Servisi - Istanbul Kültür
ve Sanat Vakfı tarafindan düzenle-
nen 26. Uluslararası tstanbul Mü-
zik Festivali kapsamında Paris Or-
kestrası Rafael Früchbecfc de Bur-
gos yönetiminde 26 ve 27 Hazi-
ran'da Lütfl Kırdar Kongre ve Ser-
gi Sarayf nda iki konser verecek.
Mezzo sopranodaire Bruanın so-
listolarak katılacagı 26 Hazıran'da-
ki ilk konserde Bizet'ın 'Carmen
Süitleri', Berlioz'un 'Faust'un La-
netlemesi', Ravel"in mezosoprano
ve orkestra için 'Şehrazat'. De-
bussy'nin 'Deniz' adlı yapıtlan ses-
lendirilecek. Hûseyin Sermet'in so-
list olarak katılacagı ıkincı konser-
de ise Ra\el'in 'Dafnis ve Kloe 1.
ve 2. suitler', 'Sol El !çin Piyano
Konçertosu' veStravinskv nın 'Ateş
Kuşu' adlı yapıtlanna yer \ erilecek.
Dünya Kupası heyecanı tüm hı-
zıyla Fransa'da sürerken. opera dün-
yasının üç büyük ismi LucianoPa-
varotti, Placido Domingo ve Jose
Carreras. 10 Temmuz geeesi Pa-
ris'te Eyfel Kulesi'nın bulundugu
Champ de Mars meydanında büyük
bir konser verecek. Üç tenora. fes-
tivalde iki konser verecek olan Pa-
ris Orkestrası eşlik edecek. "Yüz-
yıun Konseri" olarak nıtelendiri-
len olayda Paris Orkestrasrnı Ja-
mes Levine yönetecek. Cç ünlü te-
nor, bu konserde şimdiye dek ver-
dikleri konserlerden ayn olarak ye-
ni bir programla sev irci karşısına
çıkacaklar.
1967 yılında Fransız Kültür Ba-
kanı yazar AndreMalraıu v e Mar-
ceJ Landowsld tarafindan kurulan
Paris Orkestrası. Paris'in \e ülke-
nin yaşamında önemli bir rol oy-
namak ve yurtdışında Fransa'nın
saygın müzikal simgesinı geliştir-
mek amacıyla kuruldu. Temeli.
1828de kurulan ve dünvanın en
eski orkesrralanndan biri olan Kon-
• Paris Orkestrası 26 ve
21 Haziran'da Rafael
Früchbeck de Burgos
yönetiminde iki konser
verecek. Orkestra, 10
Temmuz «da ise Paris'te
Dünya Kupası nedeniyle
verilecek konserde
Pavarotti, Domingo ve
Carreras'a eşlik edecek.
ladelphıa Senfoni Orkestrası'yla
verdıgi ilk konserden sonra tüm
önemli Amerikan orkestralanıı yö-
neten De Burgos. Berlın. ^mlnin
\e Hamburg Flarmoni, Alman-
ya'daki birçok radyo orkestrası ve
Londra'daki beş önemli orkestra-
nın konuk sefliğini yapıyor.
Müzik egitimine Nice konser-
vatuan'nda Albertl^nce'nin sını-
fında başlayan Claire Brua. 1989
yılında VV7Uiam Christie'nin sını-
fında egitim gördüğü Paris L'Iusal
Yüksek Müzik Konservatuvan'nda
birincilik odülü kazandı. Sanatçı.
Les Arts Florissants tapluluğunun
birçok ülkedeki etkinligine solist
olarak katıldı. Degişik dönemler,
stiller ve bestecilerden oluşan ge-
niş bir repertuvara sahip olan sa-
natçı özellikle Haende). Mozart ve
Rossininin operalanna daha yat-
kın. Claire Brua'nın yaptığı kayıt-
lar arasında Charpentier'in 'Le
MaladeJmaginaire". Monteclair'ın
"Jephte" (Almasie). Rameau'nun
'CastoretPbBux' (Minerva ve Ve-
nüs). VVHliam Chirstie ile PurceJI' in
'DidoveEneas'ı (Büvücülyeralı-
vor.
servatuvar Konserleri Dernegi'ne
dayanan orkestra, kuruluş kadrosun-
daki 30 müzis>eni hâlâ banndın-
yor. Orkestranın ilk müzik direk-
törü. I968vıhndakibaşanlıkuzey
Amerika turnesi sırasında ölen
Charles Munch'dı. Munch'ı, hem
bırinci şef hem de müzik danışma-
nı olarak üç yıl görev yapan Her-
bertvon Karajan. 1972 y ılında Ge-
orgSolti. l9"'5-89 yılla'n arasında
Daniel Barenboim \ e 1989 yılından
itibaren de dokuz yıl bo> unca Sem-
yon Bychkov izledi. Orkestranın
yaptığı yüzden fazla kav ıtta Mo-
zart'tan DutiBeuxVe kadar geniş bir
repertuvaryeraldı. EvgeniOnegin.
Don Carlos, Berlioz'un Faust'un
Lanetlemesi ve Fantastik Senfoni
gibi birçok kayıt da ulusal ve ulus-
lararası ödül kazandı.
Şef Rafael Früchbeck De Bur-
gos ise Bilbao ve Madnd Konser-
vatuvan'nda piyano. keman. teori
v e kompozisyon dersleri aldı. 1991
yılında Nippon Omiuri Orkesrrası
Onur Şefi unvanını aldı. 1992 vı-
hnda Berlin Alman Opera^ı Genel
Müzik Direktörlüğü'ne getirilen
Rafae! Früchbeck De Burgos. 1994
yılında da Berlin Radyo Senfoni Or-
kestrası 'nın birinci şefi oldu. Phi-
Müzik egitimine vedi yaşında
başlayan Hûseyin Sermet, 1965 yı-
lında girdigı Ankara Dev let konser-
vatuvarfnda Ferhunde Erkin. l'l-
\i Cemal Erkin v e Adnan Saygun
ilebirhkteçalıştı. 1968 yılında dev-
let bursu> la gittıği Pans'tekı Con-
servatoire Superieure Musique"te
eğıtim gören Sermet, piyano, oda
müziği, koııtrpuan \e müzik ana-
lızi dallarında birincilik ödülü al-
dı. Sanatçı. bugüne dek katıldığı
uluslararası yanşmalarda da bir-
çok ödûle deger bulundu. Hüseyin
Sermet'e, 1988 yılında Boğaziçi
L'niversitesi Onursal Doktoru, 1991
yılında da Devlet Sanatçısı unvanı
verildi.
Eczacıbaşı'nınöncügirişileriyle. Ecza-
cıbaşı Toplulugu'nun 1950'lerden
1990'lara kadar ilaç, yapı gereçleri, te-
mizlik kâgıtlan ve sağlık bakım ürün-
lerinden sermaye piyasası, dışsatımlar ya
da bilgi iletimine kadar uzanan geniş
bir dizi alandaki atılımlan yarım yüzyıl
boyunca birbirini izledi.
Türkiye'de ekonomi ve endüstrinin
yanı sıra etkin bir sivil toplum yapısı-
nın gelişimine katkıda bulunmak da. Dr.
Eczacıbaşı'nın ana amaçlanndan birisiy-
di. Eczacıbaşı Toplulugu'nun iş dünya-
sında yaptığı her büyük atılımı.ülkenin
kültür. bilim. sanat, egitim ya da genç-
ligiyle ilgili bir başka katkı izledi.
Girişimcüik ve kurumsaUaşma
Türkiye Cumhuriyeti'nin ellinci yılı,
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın toplumsal
katkılannda bir başka dönüm noktasını
oluşturuyordu. Dr. Eczacıbaşı'nın öncü-
lük ettigi Istanbul Kültür ve Sanat Vak-
fı, Istanbul'u çagdaş bir "dünya kültür
başkenti"ne dönüştürmeyi amaçlayan
Uluslararası Istanbul Festivaileri'ni
1973"te başlattı. Istanbul Festivali. yir-
minci yıldönümünde. bu nedenle L'NES-
CO Büyük Kültür Ödülü'yle onurlandı-
nldı. 1978'de kurulan Dr. Nejat F. Ec-
zacıbaşı Vakfı ise sanat, kültür, bilim-
sel araştırma ve egitim alanlarında top-
luma yıllardır hizmet sunuyor.
Dr.Nejat F.Eczacıbaşı, "Yaşamın an-
lamı, her şe>den çok sanat yoluy la ka>-
ranabilir. İnsanı yücelten değerlerin ba-
şuıda sanat ve kültür gefir" demektey-
di. Yarım yüzyılı aşkın sürede Eczacı-
başı, Türkiye'de toplumsal yaşam ve
kültür ile özel girişim arasındaki köprü-
nün eşsiz bir simgesine dönüştü.
2000'li yıllareşigindeki küreselleşen
dünyada Dr. Nejat F. Eczacıbaşı. özel-
likle girişimcüik ile kurumsaUaşma ara-
sında. gıderek en uygun dengelerin oluş-
turulması gerektigine inanıyordu. Jnanç-
lannı şöyle açıklıyordu:
" Eski çağlarda, dünyanın
üerlemesi daha çok 'kahra-
man' kişilerin olumlu rolle-
ri> leaçıklanırdı. Modern ya-
şam, kişilere yine önemli bir
pay lanımakla bilikte, kök-
lü atılımlan daha çok °ku-
rumsal' vada "yapısal" dü-
ze>lerdegercekleştirmey'e yö-
nefiyor. 'Kahramanlık'. rast-
tannsaklır. Uygar bir toplum
ise gelecegini yalnız rastlan-
triarabağlayamaz. 'Kurum-
salla^ma'. u> gar bir yaşam-
da bu kez tüm toplum ça-
pında yeni bir düşünce, de-
ğerlendirme ve yaratma gü-
ciine ulaşılmasını da simge-
ler."
Dr. Nejat Eczacıbaşı, anı-
larını "Kuşaktan Kusaga"
(1982). görüşlerini ise dün-
yadan aynlışından kısa sü-
re önce bitirdiği "lzfcnim-
ler, Umutlar'" (1994) adlı ya-
pıtlannda dile getirdi.
Özellikle Cumhuriyet'ten
sonra ekonomik, sosyal, po-
litik ve kültürel yapısmda
köklü degişimleri gerçek-
leştiren Türkiye'nin 2000'li
yıllar için gündemine yeni
hedefler koyduğuna deginen
Nejat Eczacıbaşı. bu hedef-
lerin en önlerinde ise "dün-
ya çapındaki çağdaş eğilim-
lerle uvumlu, dışa açık bir
Türkiye ortamının yaratıl-
ması" geldigini v urguluyor-
du.
"Türk halkının uzun sü-
reli amacı. Avrupa'yı var
eden külrüru. uvgarlığı. dün-
ya görüşü ve felsefeyi de ken-
di vaşamı içinde tümüylege-
çerli kılmakör*' görüşünde-
ki Eczacıbaşı'nın, Ayaza-
ga'daki Istanbul Kültür ve
Kongre Merkezi 'nin gerçek-
leşmesi en büyük dilegiydi.
Cumhuriyet'in 75. yılında
en çok değer verdigi özlem-
lerini hep başaran bir öncü-
nün bu dıleğinin gerçekleş-
mesi de hepimizin isteği.
DEFNE GOLGESÎ
TURGAY FİŞEKÇİ
Akşamüstleri
Ağır bir işim var. Olağan koşullarda sabah do-
kuzda başlayan çalışma günüm, akşam dokuza dek
sürüyor.
Kimi zaman bu süreç arkadaş-yazar buluşma-
larıyla kesintiye uğruyor ya da daha erken bitiyor.
Çalışma günümün kepengım sık sık birlikte ka-
pattığımız üç yazar var: Uğur Kökden, As/ı Er-
doğan ve Yaşar Kemal.
Uğur Kökden'le komşuluktan ağır yaşam ko-
şullarımıza, kitaplardan uzak özlemlere dek pay-
laştığımız çok şey var. Yayınevindeki buluşmala-
nmız genellikle Nişantaşı'na dek yürüyüşle sürer.
Aslı Erdoğan, kendi deyişiyle sopası olarak "ka-
lemine tutunmuş birip cambazı'6\r bu dünyada.
Karşımda oturan bir insanın yazarlık gizilgücüyle
bu denli dolu olması şaşırtır beni. "Kalemikuvvet-
li" denilen yazarlardan. Okurunu yere yıkmak is-'
teyen bir boksö'r gibi yazıyor. Sanki bu dünyaya
gelme nedenlerinden biri de çay içmektir. Elinde
bir çorba kasesi büyüklüğündeki çay fincanı hiç
boş kalmaz. Yayınevinden çıktığımızda köşebaşın-."
daayrılıryollarımız. Onun Beyoğlu'ndageçirilecek'
birkaç saati daha vardır.
Bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım ise Yaşar Ke-
mal'den söz etmek.
Bir kucak kitapla gelir çoğunlukla. Çeşitli ülke- #
lerde son aylarda basılmış yeni kitaplarıdır bunlar.
Masaya serip yayıncı-yazar gözüyle birer birer ba-'
kanz, kapaklarından ciltlerine, baskılarından say- •
fa düzenlerine... Varsıl sayfalarla dolu uzun yaşam .
deneyiminden parçalar aktarılır sonra.
Onunla yasanacak en ilginç deney ise Istiklal Cad-,
desi'ne çıkıp Taksim'e dek yürümektir.
Işte o anda, bir ülkenin ve bir halkın yazarı ol-
manın nasıl bir şey olduğunu anlanm: Caddede yü- •
rüyenler içinde Yaşar Kema/'i tanımayan yoktur
sanki. Seyyar satıcılardan ögrencisine, yetişkinin--
den gencine... Bu tanışıklık medyatik bir tanışıklık'
değildir. Karşıdan gelen insanlann onu ayrımsadık-
larında yüzlerinde beliren ışıklı gülümsemeden an-
lanm bunu. Gözlerinin önünden akıp giden bir tan-'
sık gibi bakartar ona. Kimi hafifçe selam verip ge-
çer, kimi gözlerini dikip fısıidar gibi "saygılar" der;'
kimi durdurup elini sıkar, hal hatır sorar, kimi boy-
nuna sarılır...
Olağan günlerde beş dakika süren Taksim'e yü-
rüyüş, Yaşar Kemal'le en az yarım saattir.
Bu sıradan insanlann çoğunun onun okuriarı ol-
duklarını hiç sanmam. Hatta onu bu denli tanıma-
larına da şaşarım. En çok satılan romanı, diyelim
Ince Memed 1, kırk yedi yılda korsanıyta yasalıy-
la en fazla bir milyon basılmıştır. Bunca ölenin ve
doğanın olduğu altmış milyonluk ülkede nedir!
Hem sonra bir yazan tanımak başka, sevmek baş-
kadır. Öteki ünlü yazarlarımıza yollarda böylesi il-
gi gösterildiğine tanık olmadım.
Oyleyse nedir Yaşar Kemal'i böylesine ilgi ve
sevgi odağı yapan?
Bunun yanrtı sanınm yazarlıktan çok bir aydın so-
rumluluğu içinde elli yıldır ülkesi ve yeryüzü üstü-
nedüşünceferını sakınmaclan söyleyebilmiş ve sa-
vunabilmış olmasında. Bunu yaparken de günü-
birlik değil, evrensel doğrulann izinde olması.
Yeryüzü ne denli değişse de doğanın ve toplum-
lann yasaları değişmiyor. Evrensel gerçek her ko-
şulda kendini dayatıyor.
1965'te küçük bir çocuktum. Radyoda seçim ko-
nuşmalannı dinlerdim. Hepsi çoktan silindi gitti. Tür-
kiye Işçi Partisi adına konuşan Yaşar KemaPin se-
si hâlâ kulaklarımda.
Kral mezarlarında tiyatro
• Kültür Servisi - Izmit Büyükşehir Belediye \
Tiyatrosu Töre adlı oyunu yann saat 20.30'da 6.
Uluslararası Kâhta Kommagene Festivali kapsamında;
Nemrut Dağı'nın zinesinde sahneleyecek. Turgut •
Özakman'ın yazdıgı. Şakir Gürzumar'ın yönettigi
oyun kan davasına farklı bir bakış açısı getiriyor.
Özdemir İnce'den seçme şiirler
• Kültür Servisi-Adam Yayınlan ülkemiz şiirinin
Önde gelen adlannın yapıtlannı seçme şiirler dizisi
altında yayımlamayı sürdürüyor. Bu dizinin son
kitabı Özdemir Ince'nin şiirleri. şiir üzerine
düşünceleri, yaşamı ve yapıtlanndan oluşuyor. Şiir
kitaplan 1963'ten bu yana yayımlanan, yazdıgı
şiirler kadar yaptığı şiir çevirileriyle de adından söz
ettiren Ince, ülkemizin sanat elçisi olarak
uluslararası kuruluşlarda çalışmalannı sürdürüyor.
Gülnur Payzanoğlu'nun sepgisi
• Kültür Senisi - Gülnur (Tuzcuoğlu) Payzanoğlu'nun
'Cam' başlıklı sergisi Kadıköy Belediyesi
Caddebostan Kültür Merkezi'nde dün açıldı.
Payzanoğlu 1971 'de Rize'de dogdu. 1992 de Hacertepe
Cniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam
Bölümü'nde lisans eğitimını tamamladı. Aym yıl
Çanakkale Seramik'in düzenlediği 'Su' konulu sergiye
katıldı ve Paşabahçe Cam Sanayii'nde cam
çalışmalanna başladı. 1996'da M.Ü. Güzel Sanatlar
Fakültesi Cam Bölümü'nde yüksek lisans egitimine
başladı. Buradaki eğıtimi devam etmekte olan
Payzanoğlu'nun sergisi 29 Haziran'a dek sürecek.
ŞefJesus Lopez-Cobos, gençlerin küçükyaşta müziğe alışmaları gerektiğini savunuyor
'Artık klasik müzik dinleyicisi yaşlandı'
K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K
Cobos'a göre gençler klasik müziğe Ugisiz. (K.ADER TL'ĞLA)
NURDAN CİHANŞÜMLL
26. Uluslararası Istanbul Müzik
Festiv ali çerçevesinde şef Jesus Lo-
pez-Cobos yönetimindeki Lozan
Oda Orkestrası. İstanbullu mü-
zikseverlerle buluştu.
1990 yı lından bu yana orkestra-
nın sanat yönetmeni ve birinci şe-
fi olan Jesus Lopez-Cobos. Mad-
rid ve Granada üniversitelerinde
egitim almış ve telsefe üzerine dok-
tora yapmış. "Muzik önceleri be-
nim için yalnızca bir hobiydi. Ço-
cukken korodaydım. üniversitede
de koro yönettim" diyen Lopez-
Cobos. Italyada FrancoFerrara. Vi-
yana'da da Hans Swarowsky'den
şeflik dersleri almış. Sanatçı. insan-
lık ve düşünceyi geliştirme adına
felsefenın oldukça yararlı olduğu-
nu belirterek en ünlü bestecilerin
de felsefeden etkilenmiş oldukla-
rını vurguluyor.
1968 yılında düzenlenen Besan-
çon Yanşması'nda •birincilik iklü-
lü'nü alan Lopez-Cobos, Ispanvol
hükümeti ve kraliyet tarafindan ve-
rilen 'Austrias Ödülü Prensi' ödü-
lüne değer görülen ilk sanatçı. A>-
nı zamanda Alman hükümeti ja-
rafından verilen "l.dereceden Cs-
riin Hizmet Madahası' nişanının da
sahibi. 1990 yılından önce Berlin
Alman Operası Genel Müzik Di-
rektörlüğü'nü yürüten ünlü şef,
Lozan Oda Orkestrasrnı şöyle de-
ğerlendirivor: "Bundan önce bir-
çok opera ile çalıştim. 90 yılında
bana oda orkestrası yönetme tek-
lifi geidiginde benim için çok büy ük
bir değişiklik oldu. Repertuvar açı-
sından da değişimler oldu. Lozan
Oda Orkestrası, gerçek anlamda
klasik bir orkestra. Yalnızca klasik
dönemin yapıtlannı değil, 19. ve
20. yüzy ılın y apıtlannı da seslendi-
riyoruz. Lozan Oda Orkestrası be-
nim için yaratıcı anlamda bir şans
oldu."
"Artık tiim dünyada klasik mü-
zik dinleyicisi yaşlandı. Gençler kla-
sik müziğe pek de fazla ilgi göster-
miyor" görüşündeki Lopez-Co-
bos'a göre klasik müzik bilgisi
okullarda verilmeli: "Gençler kü-
çükyaşta müziğe altşüklannda böy-
le bir problem kalmaz. Gençlerin
klasik müzik konseıierine ilgi gös-
termemelerininnedeni.yaşanssız-
lıkya da alışkanlıklannın olmama-
SL Ben İspanva'nın güneyinde bü-
yüdüm ve orada hiçbir orkestra
yoktu. Ancak babam klasik müzi-
ği çokseviyordu ve ben de onun sa-
yesinde dinleme alışkanlığı cdin-
dim." Jesus Lopez-Cobos. Cincin-
nati Senfoni Orkestrası ve Lozan
Oda Orkestrası ile Hajdn'ın sen-
fonilerini içeren 11 CD'nin yanı sı-
ra, Sev il Berberi ve Cezayir'de Bir
Italyan Kız operalannın, Jennifer
Larmore ile Mozart ve Haendel
operalanndan aryalann kayıtlan-
nı gerçekleşnrmiş. CD'Ierin dinle-
yiciye ulaşmak için iyi bir yol ola-
bileceğini belirten Lopez-Cobos"un
tercihi canlı konserler: "Yalnızca
CD dinlemek insana soğuk gelebi-
lir. En azından gerçek bir konser-
den alacağı nız zevki, enerjiyi ver-
mez."
'Dünyada orkestralar arasında
büyük bir yans* olduğuna dikkat
çeken sanatçı, "şeflikyalnızca mü-
zik bilgisi gerektirmiyor. AVTII za-
manda müzisyenlerle ve seyirciyk
de iyi bir iletişim kurmak" diyor.
K A
j
9
M I L
r
\ \ (v/J
M A S A R A C I
0
o