23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN 1998 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Frankfiırt'ta yağmurlu bir geceIsîanıyor muyum toz halinde üstüme dökülen yagmurla9 Hayır. fçimdeki sevinç. yalnız bu zararsız yağmurdan değil; hıç sevmedigim Frankfiırt'ta sevılebilecek bir köşe buldum sonunda. ondan. Aslında Frankfurt'u sevmem ben, çünkü burnu büyük bir şehırdir. Gökdelenleriyle güzelim nehnni bıçaklamış bir cmayet suçlusudur. Ama Gürsd, Gisela ve Osman'Ia kenti gezerken benim pek çok sevdiğim sokaklarla, sokaklann tarihi ile ilgili sözler, hikâyeler dolanıyor dilimde. Gürsel, bana sokaklan anlatıyor. Bockenheim'da Goethe Cniversıtesi'nin hemen yakınında, alçakgönüllü Jordan Strasse'de ayakta kalmakta dırenen Karl Marks Kıtabevı. 68'den kalan bir müze gibi görünüyor gözüme. 68'de sokaktan ne büyük isyan bayrakları geçmişti; ne büyük bir coşku yansıdı bu sokağın kaldınmlannda. Gürsel anlatıyor: Haftada birkaç kez şu sokaktaki manavdan alışveriş eder Kızıl Dany. Şimdi Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili. Devrimi çok sevmişti. Şımdi bilmiyorum. Sonra anlatıyor: Şehir merkezinde eski opera binasmın hemen yakınındaki KJeinhoch Strasse'deki Clup VValterde ayakta hâlâ. 68 "de üniversiteliler VValter'de toplanıp kararlar alırlar, sonra şehrin dört bir yanına dağılırlardı. Şimdi orîlar, ağaran saçlanyla dik durmaya çalışır, Walter'de FRANKFURT GÜRAY ÖZ biralannı parlatırken eski günJeri anarlar. Sonra Osman anlatıyor: 68'e ve 68'lilere dudak bükerek o zaman düzenin gereğini yerine getirirlerdi, şimdiyse birer küçük adam olarak anılarla yaşıyorlar. Sonra ben anlatıyorum: 68'de bizim de bir Kızü Rudi'miz vardı. Cniversite işgallerinde kızıl saçlanyla bir ba)Tak gibi dolaşan bu arkadaşımız o günierin sag gazeteleri, Kızıl Rudi Türkiye'ye geldi, üniversite işgalini yönetiyor, diye yazdıklan için hep bu adla anıldı ondan sonra. Sonra susuyoruz. Herkes kendi mahzenine iniyor bu arada besbelli. Frankfurt biraz daha güzelleşiyor incecik yağan yağmurun altında. Akşamın alaca karanhğı yavaşça şehre inerken biz cafelerde uygun bir köşe anyoruz Cafelerin camlannda arada bir gözlerini ıslak sokağa çevirengüzel kızlar saçlannı tanyorlarelleriyle. Küçücük bir köpek yağmur damJalarını yakalamak için sıçrayıp duruyor. Ali'yle buluştuktan sonra girdiğimiz Türk Iokantasında Türkiyeyen gelme bir grup meşkte. Aralarında tanınmış bir şarkıcı ya da türkücü bayan var. Ali fotograf çekerken "Siz paparazzi misiniz ağabey" diye soruyor. Sonra başladığı "Sen gamlı hazan" şarkısı, biz yağmura çıkarken yine incelerek, boğularak uzaklaşıyor bizden. Ben yine 68'in kaldınmlanna dönüyorum. Yaşlanma belirtileri bunlar diye geçiriyorum içimden. Saat sabahın dördü. Gece ıslak. içimde beceriksiz bir belediye bandosu Mozart'ın 40 numaralı senfonisini çalmaya yelteniyor. Alpay bana bakıyor, ama sesi telefondan geliyor. Neredesin, diyor, geldin mi? Hayır diyorum. uzaklardayım, belkı gelecek ay. "Bugün gel. bırak yannı, gelecek ayı, bugün canım sıkılıyor benim." tki söz arasmda ben tstanbul'a uzanıyorum. Hasıraltı'nda sevgilimı bekliyorum. Sabahm körii. Ucuz pardesüyle kapıdan girerken Grek yüzlü sevgılim... Bende maviler ayaga kalkıyor. Frankfurt'ta, ortalık yavaş yavaş aganyor, yüzüm yanıyor yağmurun altında. Dün gece sevgilisinın aldığı giilü düşürmü$ besbelli genç bir kız. Yerde şikâyetsız ve sessiz duruyor. "Eğilip alıyorum. Solgun bir gül oluyor dokununca." Şehir kendinden memnun ve gururlu. Ben artık uykusuz bir geceden sonra Frankfurt'ta tren istasyonunun yolunu tutmak zorundayım. Gözlerim kapanıyor, anılar giriyor bütün pencerelerden. Peki ama sen nerdesin, çık gel hadi sen de karanlığın içmden. ZamlarHintmuhalefetinibirleşürdiJ * bıledenneyapdan zamlar muhalefetteki siyasaJ partileri avağa kaldınü. Siyasal partilerin dü- zenledikleri ray lann üzerinde oturma eylemleriyle tren seferferi durdu. bin- lerceyolcu gariarda mahsur kaldı. Batı Bengal eyaletindeki Hovvrah istasyo- nunda muhaJcfetteki Hindistan Komünist Partisi üyesi eylemcüer ravlann üzerinde ellerinde kızıl yüdızh bay raklarla gösteri yaptılar. (REUTERS) Polen yağmuru altında kurak sıkıntılar MOSKOVA Bir şiir anyorum. Bir ezgi. Veya bir atasözü, bir özdeyiş. Bilmediğim ya da çoktan unutfuğum bir kitap... Bulamıyorum... Kendim bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Ama her bir sözcük. yansıtabüdiği anlamla rüy kadar hafif. kapladığı yerle bunaltıcı ağirhkta yeni bir isabetsızliğe dönüşüyor... Olmuyor... 1998 haziranı Moskovası'nda, bitkileri pervasızca dölleyen polenleryüzüme gözüme bulaşarak uçuşuyor. Ama beni bunaltan neden çiçek tozlan olamaz; bunu biliyorum. Sıkıntımın derininde başka bir şey olmalı. Belki sevinçlerime de kaynak olan o iki yüzlü özne: tnsan, insanlar. toplum denilen kolay alışkanlıklar ve onaylanmış yalanlar sistemi... Kendistyla tanışmaktan büyük bir keyifsizlik duyduğum sahte bilgin, vurgusuyla dokunulmazlık kazandırdığı bir fikri hemen onaylatmak için önüme sürüyor: "Moskova'da gazetecilik yapmak mükemmel bir fırsat; degil mi?" Sonra yine pahalılıktan Rus kadınlanna kadar uzanan basmakalıp bir yelpazeyı dayatıyor. Cevap vermek istemiyorum. Konuşmayı reddettiğimi söyleyecek enerjim bile yok. Zaten şu polen yağmurunun bezginiyim... Sıkıntım güvensizlik şelalesine dönüşüyor. Duyduğum bütün sözlerden kuşkulanıyorum. Kendi ağzımdan çıkanlardan bile. Bir an için kesin dogrulanmın olmadığını hissetmek beni gûçsüz bırakıyor. Kanım çekiliyor yavaş yavaş. Isının 30 derece civannda gezdiği bir Moskova pazannda kendime uygun ne bir yer ne bir söyleşi ortağı bulabiliyorum. Beyaz tenli, iri gözlü, uzun boyunlu ve kışkırtıcı edalı kızlar bile görmek istediğim tablo degil şu anda. Birdenbire yirmi küsur yıl öncesinın Veliefendisi'nde cüsseli atlan, tıfil cokeyleri, oynadığımız bahislerden HAKAN AKSAY duyduğum çocuksu sevince bulanmış hırsımı hatırlıyorum. Ince bileklerin esterik keyfînden süzülerek yere uzanan uzun bacaklann doruğundan magrur bakan atlan, kederli bakışlannı asla gizlemeyen biçimsiz sütçü beygirleriyle kıyasladığım günleri canlandınyorum hafızamda... Yurttaşlık bılgisi dersinde anlamaktan çok ezberlemekle uğraştığımız tanımı düşünüyorum: "Demokrasi, halk iktidandır." Sonraki yıllarda yalnızca tek bir günün bu tamma benzediğini keşfetmiştim: Halk birkaç yıl içinde yalnızca bir tek gün, hatta birkaç saat iktidara geliyordu; o da seçimier sırasındaydı. Ama iktidar tadı veren bu bölük pörçük özsaygı duygusu, önceki yıllarda durmadan törpülenen beyinlerden geriye kalan az sayıda düşünce ^ — hücresi ile algılanamayacak kadar tadımlıktı... Bu düşünce de acı veriyor bana. Politikayla dolu onlarca yıl... Kalemle kağıtla geçen binlerce gün... Günce, evet günce yazmaktır şimdi beni kurtaracak, yaşama döndürecek olan. Ama o. yıllann sessiz ve cefakâr dostuyla baş basa kalma düşüncesi bile nabzımda yankı bulmuyor bugün. Kendi işlevlerinden uzaklaşıp insanlann ağzına burnuna saldıran polenler sıkıntı yaratıyor 1998 haziranı Moskovası'nda. Düzeysiz konuşmalar, polen yağmurunu bile bastınyor... Sıkıntı, günlük yaşamın sorunlanyla katlanarak büyüyor. Genç yaşta kaybettigimiz bir dost, bir arkadaş eskisinin canlı cenazesi. bir yakının duyarsız sözleri, beklenen iyi haberlerin birtürlü gelmemesi. anlatılması sıkıcı ama unutulması olanaksız sıradan sorunlar... Bir de şu çiçek tozlan... Bir şiir olsaydı, şu sıkıntıyı silecek. Veya bir ezgi. Bir atasözü. bir özdeyiş. Ya da ufku açacak bir kitap... Hiç olmazsa ben bir şeyler yazabilseydim... Mikonos adası haziranda bir başka güzel oluyor...Ege ve Akdeniz kıyılanna alışık şimarmış Türkler için Mikonos adası belki çok olağanüstü değil, ama dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin çoğunluğu farkJı düşünüyor olsa gerek. Kapı ve pencere pervazlan maviye boyalı Bodrum stili bembeyaz evleri, daracık taş sokaklan ve bu sokaklardaki binbir dükkân ve eğlence mekânı ile bu Yunan adası çok şirin, canlı ve kozmopolit. Adayı 1970"Ii yıllarda ilk önce keşfeden, sahiplenen ve o yıllardan itibaren her yaz akın akın gelen homoseksüeller bugün de oradalar, ancak çogunlukta değiller artık. Daha çok genci ve yaşlısı ile her ulustan her çeşit insan bulunuyor Mikonos'ta. Haziranın bu son günlerinde daha bir hoş Mikonos. Kafelerde, restaurantlarda. dükkânlarda çalışan personel temmuz ve ağustos aylarında adayı dolduran binlerce ruristten henüz bunalmadıgı için şimdi daha güleryüzlü, daha istekli ve sizinle sohbete hazır. Türk olduğunu öğrendiklerinde ilk sorduklan Türkiye'nin neresinden geldiğiniz. Yanıtınız Izmir veya Istanbul olursa mutlaka bir akrabalan vardır oralardan göç etmiş bulunan. Izmirli veya lstanbullu değilseniz bile böyle olduğunuzu söyleyin. Havası oluyor. Üstelik hiç bilmediğiniz halde Rum kökleriniz olduğunu bile öğrenebilirsiniz. Örneğin ben. Sedef adı aslında Farsça. ama Sedefi şeklinde Yunanca'da da var. Daha çok Trakya'da kullanılıyormuş, ama olsun. Koray'a gelince, aslında "Korais" (sondaki s harfi okunmuyor). Izmirli ünlü kuyumcu bir Rum ailenin adı. Aile savaş öncesi özellikle pırlanta ve değerli taşlar işi (Sedef'e de uyuyor) yapıyor, savaştan sonra ise Fransa ve Yunanistan'a göçüyor. Eh, geride kalan Korai'larda Koray oluveriyor. Babamın Koray soyadını sonradan mahkeme karan ile aldığını bilmesem ben bile inanabilirdim bu hikâyeye. Neyse önemli olan bir yandan satıcılarla güzel güzel sohbet ederken öte yandan da Mikonos ve çevresindeki adalarda milattan önce 3000'li yıllarda yaşamış uygarlığa ait mezarlarda bulunan kadın heykelciklerin günümüz sanatçılan tarafından yapılan mermer ya da bronz taklitlerini (satıcı günümüzün modern evlerine yakışması için heykellerin artık bronzdan yapıldığını söyledi. gerçekten çok sık duruyor) birazcık pazarlıkla uygun fiyatlarla almanız. MİKONOS SEDEF KORAY Peki ama, buraya tatile geldiniz. Yani herkes gibi güneş. denız ve kum anyorsunuz. Mikonos'un içinden denize girmek mümkün. ancak bu küçücük kumsal daha çok geceleri diskodan çıkıp da otellerinın yerini bulamayan turistler için konaklama yeri olarak işlev görüyor. En iyisi adada bulunan birçok plajdan birini seçin. En güzeli "Paradise" (Cennet) ile "Super Paradise." Benim tercihim ikincisi. Birincisine sık sık kalkan otobüslerden birisiyle ulaşabilirsiniz. Ikincisine ise ya ilk önce Paradis'e otobusle gidip sonra tekneyle geçebilirsmtz ya da dogrudan tekneyle. Başka bir alternatif ise adanın heryerinde vızır vızır dolaşan ve uygun fiyatlara kiralayabileceğiniz mopetler. Bu kumsallarda sizi güzel bir kum, berrak bir deniz, ağaçlann altında kale ve restaurantlar, dolayısıyla güzel yemekler, kokteyller ve çeşit çeşit meyve sulan ile çoğunlukla yüksek volümlü bir mü2İk ve bir insan kalabalığı içinde anadan doğmuş gibi dolaşan kadın ve erkekler de var diye fazla sev inmeyin. Güzel vücutlar daha mazbut. Denizden geldiniz. Piyasa yapacaksınız ya da karnınızı doyurmak istiyorsunuz. Limana yanaşan kocaman yolcu gemilerinden akın akın turcular iniyor adaya. Bir akşam geçirecekleri ve gece geç vakit aynlacaklan bu adaya hepsi bayramlıklannı giyip gelmiş gibi dış görünüşleri ile adada konaklayacaklardan hemen aynlıyorlar. Onlar adayı istila etmeden önce siz limana bakan kafe-restaurantlan değil de meydandaki Yunan taveması ile ara sokaklardaki balık lokantalanndan birini seçin. Buralarda Mikonos usulü peynirli kızarmış ekmek isteyin. Bir de her köşe başında bulabileceğiniz bin bir çeşit krep, dondurma ve Mikonos'un ünlü badem ezmeli kurabiyelerinden uzak durmaya çalışmaym. Boşverin tatildesiniz. Üstelik çay, kurabiye, peynirli börek ve sakızlı dondurma gibi Türkçe konuşabileceğiniz ve üstüne üstlük anlaşılacağınız bu gastronomik alanlan kaçırmayin. Karnınızı doyurdunuz. Eğlenmek istiyorsunuz. Seçenekleriniz çok. Önce küçük Venedik'e gidip kıyıdaki masalardan birinde yer bulmaya çalışın. Sonra yine ara sokaklara dalıp, dayanabilirseniz gürültücü Kuzey Avrupalılann gittikleri Iskandinav barlanna gidin ya da iki gece sonunda nakaratlannı sizin de ezbere söyleyeceğiniz Yunan şarkılan çalan yerlere. Arada disco, techno ve house isterseniz onlar da mevcut. Bir kulübe girmenize de gerek yok aslında. Sokaklar sabaha kadar insan ve eğlence dolu. Çok mu içtiniz? (Jykunuz mu geldi? Allah size kolaylık versin. Birbirine geçmiş bu daracık sokaklardan otelinizin yolunu bulmamz ayık kafayla bile zor. Siz en iyisi kumsalda kendinize bir yer bulmaya bakın. cemradyo Sevginin, Dostluğun Kardeşliğin Sesi Boş konuşmalarfa doldurulmuş programları yok. Henüz çok genç olmasma rağmen, araştırmaya dayalı, nitelikli yapımlara yer veriyor. Dürûst, yansız ve seviyeli. Alevi, Bektaşi inancının sesi. ; '- Miltetvekiliniz Mikrofönda Düşünce Ekserti Taksi/DoJmuş Tüketictnin Günlüğû Sağlık Olsun Gönül Sohbetleri Gecenin Aynası Bir Tanıdık Mısra Arya'dan Senfoniye Dergahlarımız Türk Sanat Müziğinin Unutulmayanları Şairin Dünyası İlçe İlçe İstanbul Gurbet Akşamları Sanatçının Portresi Şiirierden Şarkılara Bizim insanlarımız Papatyalar Zamanı Dünya Döndükçe Radyo GazetesiTürkülerimiz/Deyişlerimiz Herbiri mutlaka sizin için... "Hiçbir insan kendi başına bir ada değildir. Her insan anakaranın birparçasıdır." Böyle diyor John Donne. Peki, şimdi soruyoruz size:"Neden herkes kitap kurdu değildir?" Yanıtlıyorsunuz hep birlikte:"Çünkü kitap kurdu olmak, aydın olmanın bir parçasıdır." 0 halde bugün hemen "Cumhuriyet Kitap Kulübü"nü arayın. f^e olun. Binlerce "Kitap Kurdu" arasma siz de katılın. Yazarlann koskocaman, kalın mı kalın duvarlar ardında çınlayan sesieri, sizin ruhunuzda birleşsin, bütünleşsin. Yaşamınız daha güzdieşsin, yüzünüz hiç asıîmasm. Gözleriab, ,^ Yaşama Artık Dürbüı Tcrsiyle Bakmasın. ECumhuriYet kitap kulübü "Aydmlann BuJuştuğu Kavşak" TQrt(ocağı Cad No: 39/41 (34334)CaöaloğİLi/lstartxıl Tl^0212)514 01 96FakS:(IK12)5U01 95 TEFENNt İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖRNEK 49 ÖDEME E\IRİÎVtN İLANEN TEBLİĞİ DOSYANO-1998,'29 ALACAKLI Muammer A\gûn Vekili Av. E. Ali Arslan. Tefenni BORÇLU: l - Osman Çelik. fijiler Mahallesı - Karamanlı 2- Çelık Sût Saa Tıc. Ldt. Ştı. Karamanlı Alacaklı tarafindan muhtelif tanh ve miktariarda 59ader veresiye saûş fişı ile 2.945765.000 TL. alacak ve 6.3 1998 tanhınden itibaren alacagın yûzde 7 0 faız. icra harç ve mas- raflan ile vekâlet ûcretının tahsılı ıçın yapılan icra takibınde. Adresi- nıze çıkanlan 49 Ömek ödeme etnri gönderilmış teblig edılememiştir. Adresiniz zafaıtaca da tahkik ve tespit ediiemediğınden, ışbu ödeme emrinin ilanen teblığıne karar verilmiştir. Kanuni 7 günlük sûreye 20 gün ilave edilerek ılanın gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 27 gün içinde borcun ödenmesî, borcun bir kısmına veya tamamına veya alacaklmın takibat ıcrası hakkınadairbir itırazınız varsa yine bu mûd- det içinde Tefenni İcra .Müdürlû|ü'nün 1998,29 Es. sayılı dosyasına bıldimıenız. Borç ödenmediği veya ıtiraz edilmedıği takdirde yine bu müddet içinde 74. madde uyannca ma) bej^nında bulunmanız. Haki- kate aykın beyanda bulunulduğunda hapis cezası ile eezalandınlaca- ğmız ilanen tebiiğ olunur. Basın: 2! 575 Gerçek hayvan dosdarı Annesiz kalmış minikleri evlat edinmek, böylelikle sımsıcak, mınl mırıl dostlara sahip olmak istemez misiniz? Kedi 587 93 25 ÇAYIRALAN ASLİYEITUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLtĞt'NDEN Dosya No- 1997 298, Duruşma Günü: 7 9.1998 Mahkememıze davacı Çayıralan Malmüdürlügü tarafından da- \alılarÇaytralan ilçesi Menteşe köyünden Safıye Bor. Emıne Dağ- han, Şükrü Şafak ve Hacı Mehmet Şafak aleyhme Çayıralan ılçe- sı Menteşe köyü Pöhreklı mevkıınde bulunan 3415 nolu parselın davalılar adına olan tapusunun ıptalı ile Hazıne adına tescılı dava- sının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğin- ce; Davalılar Safıye Bor ile Şükrü Şafak adlanna çıkartılan teblı- gatlann bıla tebiiğ iade edıldigi. yaptmlan adres araştırmalannda da adreslen tesbit ediiemediğınden lîanen tebligat yapılmasına ka- rar verilmış olup. adı geçen davalılann mahkememızın yukanda esas numarası yazılı dosyasında durusmanın atılı bulundugu 7.9.1998 günü duruşma salonunda bütün delıllerı ile bırlikte hazır olmaları. hazır olmadıkJan veya kendılennı bir vekılle temsıl et- tirmedıklen takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunarak karar venlecegi 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve müteakip maddelen gereğince tebligat yenne kaim olmak üzere ilan olunur. 27.4.1998 Basm: 20416 GEBZE ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN ESAS NO: 1997/85 Davacılar Melek Duymaz vs. tarafından davalılar Şerife Huriye vs. alevhlenne mahkememıze açılan iştirak halindeki mülkıyetın miişterek mülkiyete dönûştürülmesi davasının yapılan açık yargıla- masında verilen ara karan uyannca: Gebze. Denizli köyünde bulu- nan 4 pafta. 535 parsel sajnlı taşmmazın. davacı ve davalılann muri- i\ Ali oğlu Mustafa adına kayıtlı bulundugunu. ancak bu taşınmazın mırasçılann tasarrufuna engel olduğunu. iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilerek her mirasçının ayrı ayn hisseleraıin ta- puya dercine karar verilmesi talep edilmış olmakla: Davalılar Şerife Huriye. Münevver Demır, Emıne Demir. Hamit Demir, Rıfat Demir, Fatma Yamalı, Melek Layık. Cemile Ersoy'un Mollafenari köyü- Gebze adresıne çıkartılan daveriyeier bila tebfig iade edilmiş, zabıta- ca yapılan araştırmada da adresi meçhul kalmı; olduğundan ilanen tebligine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 8.9.1998 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunmanız HUMK'nin 213. madde- sı uyannca duruşmaya gelmedigı veya kendısini bir vekille de temsil ettirmedıgi takdirde yoklugunda karar verilecegi davetiye yenne ka- ım olmak üzere ilanen teblig olunur. 22.5.1998 Basın: 24957 DİYARBAKIR SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1995/266 Davacı Seıhal Aycan vekili Av. Fılız Varol tarafından davalı Dcypa Lmt. Şt. ve aleyhine mahke- memizde açılmış olan tapu iptalı \ e tescıl davasında: Da\ alılardan Vicdan Kutman'ın Samsun ı!ı Zey- tmcılık Mahl. Kalfa Sk. No: 81 adresme çıkanlan teblıgatlann bila teblig iade edıldi|i. emnıyetçe yap- tırılan tahkıkatta açık adresınin. tespit edilemedığinden dava dilekçesinin ilanen teblığıne karar venl- mıştır. Karar gereğince Vıcdan Kutmanın durusmanm atılı bulundugu 7 7; 1998 günü saat 09 OO'da duruşmada hazır bulunması veya kendim bir vekille temsıl ettımıesi. duruşmaya gelmedigı \ e Dıyar- bakır merkez Kaynartepe Baglan Parsel 138'deki S.S. Serhat Yapı Kooperatifı A Blok 1 nolu daıre ile 38-39^0-41 bürolann ortak ver olarak tescıline ilışkın dava ile ilgili ibraz etmek istediğı belgele- ri. duruşma gününe kadar göndermediği gibi bir vekille temsil ettırmediği takdirde. yargılama yoklu- gunda devam edeceğı ve karar verileceğı keyfıyeti davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olu- nur. 10.2.1998 Basm: 8941 BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1997 631 E. Davacı Hatice Olkü vekiiı tarafindan davalı Mustafa Ülkû alevtine açılan boşanma davasında. Taraflann 1980 >ı- Imda evlendıgı, müşterek 3 çocuklan oldugu, şıddetlı geçımsızlıklen bulundugu, davalı eşm mûşterek hanevi terk et- ti|ı, evınin geçımı ile ılgiJenmedığı. I yıldırayn yaşadiklan, davalı eşin ayda bir gelerek evden eşya satnğı. ıçkı ıçtığı beyan edilerek davacı Haoce Olkü için 10.000.000.- TL. çoçuklar ıçın 5.000.000.- TL'den 15.000.000.- TL olmak üze- re tedbırnafakası islenıldığı belırtılmıştır. Davalı Musafâ Ûlkû'nün Kurfcçüler köyû, Ibrahım ÜDcû yanmda. Bolu ad- resinde kaldıfı bılinmekte. yapılan teblıgatlar bıla tebiiğ iade edıldiğı gibi zabıta manfetıyle de teblıgata yarar açık ad- resı tesprtlenemedığınden, duruşmanm 15.7.1998 günû saat 10.20'ye bırakıldığı ve mahkemeye bızzat gelıp va da bir avukatla kendılennı temsil etnnnedıkleri takdirde davanra yokluklannda neticelendınleceğıne dairdava dılekçesı ve- nne kaim ılanen teblıgattır. Basın: 25515 GAZÎANTEP ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Mehmet ICeskınsoy vekili tarafından davalılar Osman Beyaz ve Tapu Sıcil Müdürlügü aleyhine mahkememıze açılan Tapu kütügündekı Şerhm kaldınlması davasının yapılan yargıla- ması sonunda: Mahkememızce 2.7.1996 tarihınde 1997 95 esas, 1998152 no. ile G.Antep ılı Şahinbey ilçesi Akyol Mahallesi, Pafta: 109. Ada: 1284. Parsel: 405'te kayıtlı taşmmazın beyanlar hanesındekı "Üzenndekı BaJ Mehmet oğlu Osman Beyaz'a aıt- tir" şeklindeki şerhın tapudan terkıne karar venlmiştır. Keyfiyet davalılardan Osman Beyaz "a karar tebligı yenne ka- im olmak üzere DUYURULL'R. Basın: 20667 ANKARA 27. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1997/709 Davacı Vakıflar Genel Müdûrlüğüne izafeten Ankara Vakıflar Bölge Mödüriüğü vekili tarafından dava- lılar Osman Gûndüz ve ark. aleyhine mahkememize açılan Vakfiyet Şertünın thyası davasının vapılan açık duruşması sırasında venlen ara karargeregince: Davalı Aynur Eroglu'nun Esertepe Mah. Ahmet Şefik Ko- laylı Cad. No: 11/4 Keçiören Ankara adresıne çıkanlan dava dilekçesi ve duruşma günü bila teblig dön- mûş. zabıta marifetiyle yapılan araştırmada da adresi tespit edilemediğinden. davetiyenin ilanen tebılgine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 14.7.1998 günü saat 09.30'da davalı Aynur Eroglu'nun mahkeme- mızde bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettiraıesi, davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olunur. 26.5.1998 ' Basın: 25384 BİSMİL KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN ESAS NO: 1978/234 Davacı Hazine tarafindan davalılar Aydm Esma Ocak ve müşterekleri aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacı Hazine'nin davasının reddine. Bismıl ıiçesi Ka- zancı köyünde kain (79) parsel no'lu taşmmazın tespit gibi davalılar adına tapuya tescilme ilişkin 10.7.1997 tarih ve 1997' 10 sayılı karar davacı Hazine tarafından temyiz edilmiş. Yargıtay 17. Hukuk Dairesı Başkan- lıgî'nın 8.12.1997 tanh ve 1997/6075 Esas-5946 Karar sayılı ilamı ile karar bozulmuş. bozma ılamı mıras- çılan tespit edilemeyen Fatma kızı MEDO'ya tebiiğ edilemediğinden gazete ile ilanen tebliği gerekmıştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddelen gereğince işbu Yargıtay ilamının tebligat yerine geçmek üzere ısim ve adresleri tespit edilemeyen Fama kızı MEDO mirasçılan adına ilanen teblığıne. gazete ilanmdan 15 gün sonra tebiiğ edilmiş sayılması ılan olunur. 2.4.1998 Basın: 16424 DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996-187 Davacı SSK Genel Müdürlügü vekili tarafından davalılar Vesi Alak ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan Istirdat davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mehmet Ali Uyan adma çıkanlan teblıgatın adresınde bulunamadığmdan bahisle tebliğsız iade edildiği zabıta marifetiyle yapılan tüm araşürmaya rağmen adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Yukanda adı geçen Davalı Mehmet Ali Lyan'ın mahkememizdeyapılacak olan 3/1 \/\99Sgûnlüduruşmaya gelerek bel- gelerini sunması. aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilecegi ve karar verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olunur. Basın: 17188
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear