23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 1998 PAZAR 8 PAZAR YAZTLARI Almanya'yı dinliyorum STUTTCART George OnveU'in, 1956'da fılmi de çekilen ünlü '1984' romaıu politik-hiciv bir bilimkurgudur. 'Big Brotber' gizli kameralar ve mikrofonlar aracılığı ile tüm toplumu izler, bireyin kendi başına buyruk yaşamasını ve düşünmesini engeller. Almanya'da polisiye olaylar hızla artıyor. Sınırlarda kontrollerin azalması, kimi kapılarda toptan kalkması, özellüde Doğu Avrupalı için ülkeyi ilginçleştirdi! Polisiye olaylann çeşidi çoğaldı, her şeyin mafyası oluştu. Olay, uluslararası konuma girdi. Sanayi casuslugundan otomobil kaçakçılığına, insan ticaretinden uyuşturucu ve silah işine. Vurguncular, vergi kaçıranlar, kara para aklayanlar da cabası. Yasaklardaki kimi boşluklardan 'yararlanan' kapağı Almanya'ya atmış. Takkiye yapmasını iyi beceren 'güleryûzlü' köktendinci bile sırtını Alman Anayasasası'ndaki 'din hürriyeti' maddesine dayanuş. Türkiye'dekinden de daha rahat yüıütüyor gemisini. Herkes bvırada. Küçük hırsızhklan, yankesicilikleri ~~"^™"*~ bile sınır ötesinden gelenler yapıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Alman ordusundaki yabancı düşmam olaylar da hükümeti sıkıntıya düşürdü. Ardından Anayasayı Koruma Örgütü'nün "Ülkede Neo Nazilerin sayısı hızla arüyor, giderek orduya da sızmaktalar" açıklaması çoğu politikacıyı rahatsız etti. Ve geçen hafta dogu Almanya'da Neo Nazi bomba yapım kampfannın ortaya çıkanlması her şeyin üstüne tuz biber ekti. Kısacası, toplum yapısı hızla değişen Almanya'da nereye ı baksanız, suç görüyorsunuz. Artan polisiye olaylann kontrolünden çıkmasmdan ürken Bonn koalisyon hükümeti çıkar yolu, anayasanın 13. maddesini değiştirmekte buldu. Muhalefetin de geniş desteği arkasında. Bu madde, vatandaşın doloınulmazlığını, yaşam hürriyetini bir yere kadar garanti ediyordu. Yasa değişikliğinden sonra ise Almanya'da her insan daha iyi 'iztenebikcek.' Sıradan vatandaştan mafya şefine, doktordan, avukattan, rahiplere, ebelere, gazetecilere kadar. Anlayacağınız, her birey, mesleği gereği elindeki kimi belgeleri savcıya vermekle, açıklamakla yükümlü olmayan avukat ve gazeteciler. hastası üzerine bildiklerinı üçüncü bir kişiye iletmeyen doktorlar da şüphe üzerine yargıç karan ile dinlenebilecek. Meclis'teki kimi sosyal demokratlar henüz dayatıyor olsa da, anayasanın 13. maddesi yakında değişecek. bireyin hürriyeti kısıtlanacak. Eli kulağında. Yönetenlerin gerekçesi toplumun güvenliği ve hızla artan polisiye olaylann önüne birtürlü geçilememesi. Yıllar boyu ülkenin bu duruma düşmesini toplumsal önlemler ve yasalarla engelleyemediler. Şimdi ise vatandaşın telefonunu dinleyerek. yatak odasına kadar evinin tüm odalanna gizli mikrofonlar yerleştirerek çözmeye çalışacaklar. Kısacası. bireyin haklanna çelme atarak. Gerçek suçlular, mafyalar ve çeteler, günümüzün modern tekniğinde kendilerini korumayı yine becerecektir. Kurunun yanında yaşı da yakacaklar. Yapılan açıklamalara göre her yıl daha çok kişınin telefonu zaten AHMET ARPAD dinlenmekte. Sadece geçen yıl yedi bin telefon, yargıç karan ile dinlenmiş. Alman Anayasa Mahkemesi'nin 1987'de aldığı "Gazetecinin topladığı bilgüere el konabilir" karanndan sonra da gazete idare binalanna ve basın mensuplannın evlerine her yıl daha çok baskın arama yapılmakta. Demokratik değerlerin yitirilmesinden korkan elliye yakın düşünür ve yazar geçenlerde yayımladıklan ortak bildiride "Almanya arbk başka bir ülke olacak" açıklamasmda bulundu. Yönetenler gelecek için yatınm mı yapıyor? Bu bir başlangıç, artan polisiye olaylar bir bahane mi? Anayasalann, iktidardakilere topluma hükmetme olanağı verdiğini unutanlar var gibi. Alman insanı telefonlann dinlenmesine, evlere gizli mikrofonlar yerleştirilmesine pek karşı çıkrnıyor. Toplum güvenliği uğruna demokrasi darbe yese de kontrolü kabulleniyor. Son bir kamuoyu yoklaması, toplumun çoğunluğunun anayasadaki 13. maddenın değişiklık geçirmesinden yana olduğunu ortaya çıkardı. îlginç. 'inufaktefek zaaflanBoris Yeltsin adını ilk duyduğum günleri hatırlıyorum. Galiba bundan 12 yıl kadar önceydi. Sovyetler Bırliği Komünist Partisi politbürosunun genç sayılabilecek aday üyesi, halktan yana, bürokrasiye ve ayncalıklara karşı sert konuşmalanyla dikkat çekiyordu. Moskova parti örgütünün başına getirilmesine karşın sokakta halk arasında dolaşıyor, sıradan dükkânlarda alışveriş ediyor, hatta troleybüslere biniyordu. O zamanlar çok daha zayıf ve enerjikti. En çok üzerinde durduğu konu, parti yöneticilerinin gizli lüksleri, yani özel alışveriş merkezleri. özel dinlenme evleri, özel arabalan vs. idi. Bu söylem tuttu ve halk Yeltsin'i baştacı etti. Geçen gün eski komünist lideri eleştiri yağmuruna rutan yeni komünist liderlerden biri. Yeltsin'in 6-7 yerde olağanüstü pahalı dinlenme evleri olduğunu. sık sık çıktığı tatillerin bütçeye pahalıya patladığmı uzun uzun anlattı. Nereden nereye! Halk artık Yeltsin" i adalet timsali olarak görmüyor. Hatta ona isteyerek oy verenler parmakla sayılacak kadar az. Başkan'ı destekleyenler "komünıstlere karşı", "sağın başkaca güçlü bir adayı olmadığı için". "istikrar bozulup tehlikeli bir durumla karşılaşılmaması amacıyla", açıkçası "mecburen" Yeltsin'in liderliğini savunuyor. Kendisi de bu durumun farkında. Epeyce yaşlanmış ve ciddi sağlık sorunlanyla karşılaşmış olmasına karşın yine de kurnaz bir keyifle iktidannın tadını çıkanyor. Yerine geçebilecek adaylan zaman zaman paylayarak kimsenin sivrilmesine fırsat vermiyor. Arada sırada çıkıp çelişkili demeçler venyor: Bir gün "2000 yılında aday olmam mümkün değil; zaten bu, anayasaya da MOSKOVA HAKAN AKSAY aykm" diyor. Birkaç gün sonra gülücükler dağıtarak "Hiç belli olmaz. bakarsınız aday oluveririm" buyuruyor. Milleti heyecanlandırmaktan "haince" bir zevk duyuyor. Aslında bu bir alışkanlık Yeltsin için. Örneğin, son haftalarda "'Hükümetten l-2bakanı harcayacagım: bilin bakalım hangileri?" türü aşın siyasal bir espriyı diline doladı; geçen günkü hükümet denetiminde de aynı kurnaz gülüşle "Şu an aramızda bulunan 3 bakan yakında koltuğunu kaybedecek; ama kim olduklannı şimdi açıklamayacağım" dedi. Ne kadar güzel, değil mi? Bilmece bildirmece, el üstünde kaydırmaca. Varsın herkes hop otursun, hop kalksın. Saltanattan pek farkı kalmayan iktidann keyfi işte burada olsa gerek: tstediğın oyunu oynuyorsun, istediğin kişinin kadenni değiştiriyorsun, istediğin konuşmayı yapıyorsun. Bir şey olmuyor. Artık "Nerede o eski Yeltsin" diyenler pek kalmadı. "Yahu sen eski komünist değil miydin?" diye soran çıkmıyor. "1993 sonbahannda parlamentoyu yakan sen değil miydin?" türünden bir hatırlatma da yok. Hafızalar acmacak kadar kısa. Bırakın birkaç yıl öncesini, birkaç ay öncesini bile gündeme getiren yok: "Hani hükümetin ekonomi politikasmın teslim edildiği Başbakan Yardımcısı Anatoliy Çubays (en az) 90 bin dolar riişvet almıştı; bu konuda hâlâ önlem alınmayacak mı" sorusu bile eskiyiverdi. Ne demişti o zamanlar Yeltsin: "Çubays ahlaki olarak büyük hata yaptı; ama araştırdım, yasalar açısından sorun yok. Görevini sürdürecek. Ona dokundurmam." Bu kadar basit! Ahlaki hatalar önemli değil, yasalarca köşeye sıkıştınlmadıysa mesele yok. Ya Yeltsin'in eski kadrolanndan, rüşvet suçuyla aranan eski danışmanı Stankiyeviç, yolsuzluklar nedeniyle iki yıl içerde yatıp geçenlerde salıverilen eski başsavcısı îlyuşenko, bir zamanlar orduyu arkasına almasını büyük ölçüde borçlu olduğu şimdiki ünlü sanıklardan General Kobets ve daha pek çoğu? Neyse, fazla devam etmeyelim. Bütün bunlar Yeltsin'in ufak tefek zaaflan. Üstelik sorunlar da Rusya'nın sorunlan; eleştirmek bize mi düşer? Biz kendi memleketimize bakalım! Değil mi efendim? boks SeVCr Avustralya'nın smgesi se\1mli kangurular güreşme\e \e boks yapmaya bayıhr. Almanya'mn Münih keııtindeki hayvanat bah- çesinde doğan bu kangurular da günün büyük bir bölümünü birbirleriyle hoplaya zıplaya boks yapmakla geçiriyor. Münih Hayvanat Bahçesi'nde yaşayan alü kanguru, sevimlilikleri ve oyuncuİuklanyla ziyaretçile- rin büyük ilgisini çekiyor. 500 bin dolarlık kartpostalın öyküsü STOCKHOLM Stockholm'deki Ulusal Müze, görülmeye çok değer yerler arasında; Alman mimar August Stüler'in mimarisiyle bu görkemli yapı adını hak edercesine gerçekten ulusal bir değeT oluşturuyor. 1845"te böyle bir müzenin yapılmasına karar verilmiş ve inşaata 1849'da başlanmış. Bitiş ve açılış tarihi 1866. Bu kısa tarih dersinden sonra, işin ilginç yanına gelelim. Değişik ölçülerle değişik ~ ~ ~ " ~ ~ " ve yüksek değerler biçilen bu müzenin bir kartpostal sayesinde 500 bin dolar kazanacağı hiç kuşkusuz kimsenin aklına gelmezdi. Hem de müzeye adımını atmamış, hatta Isveç'in civanndan bile geçmemiş bir Amerikah yüzünden. Amerika'nm Buffalo şehrinde ya$amakta olan marangoz Donald Rockman, brr rastlantı eseri Stockholm'deki Ulusal Müze'nin dış görünüşünü gösteren bir kartpostal görmüş. Adam binaya bayılmış. 26 yıl elinde kartpostal dolaşmış, eşe dosta ve komşulara binanın güzelliğini övmüş. Yolu Isveç'e düşmemiş, ama bu müzeyle ilgili epey bilgi edinmiş. Aynı zamanda, Isveç'in bloksuz bir ülke olması da hoşuna gitmiş. Bu arada, başından olaylı bir boşanma geçmiş. İki yaşındaki oğlu eski eşinde kalmış; eski eşi de hemencecik yeniden evlenince, oğlundan tümüyle kopmuş. Parasını oldukça GÜRHAN UÇKAN tutumlu harcayan marangoz Rockman, öldükten sonra eski eşine zırnık para bırakmamak için gerekli bütün önlemleri almış. Sonunda eceliyle ölmüş ve vasiyemame açılmış: lsveç Ulusal Müzesi'ne 500 bin dolar, öz oğluna da 10 dolar bırakmış! Adamın oğlu derhal mahkemeye başvurmuş. New York Mahkemesi'nde birkaç yıl süren mahkemede müzeyi lsveç Dışişleri •""•""""•^ Bakanlığı'nın avukatlan temsil etmiş. Sonunda marangozun oğluna bir miktar para daha verilmiş, avukatlar hisselerini almışlar ve müzeye yaklaşık 400 bin dolar kalmış. tsveç'teki resmi müzelerden sorumlu makamdan Karin Craftman, karardan duydugu sevinci şöyle dile gerirryör 1 ." '* "Biziın için bu karar büyük bir sürpriz oldu. Aynca duygulandık da." Vasiyetoamede paranın müzenin onanmı ve bakımı için kullanılması koşulu bulunuyor. Hemen öyle de yapıldı. Müzenin girişi restore edilerek daha geniş ve ferah hale getirildi. Içeride de bazı değişmeler yapıldı. Biz bu haberi Dagens Nyheter gazetesinden aldık. Hani "Olmaz obnaz deme" derler ya öyle. tnsanoğlunun aklına neyi neden takacağı belli mi? Yalnız haberde bir eksiklik var: Acaba marangozun eski kansı vasiyemame açıldıktan sonra ne dedi? Bir de bunu öğrenseydik çok iyi olacaktı. Barcelona hepimizin yakından bildiği şu meşhur tspanya kenti. Hatta Ispanya'nın ikinci büyük kenti. öyle değil mi? Hayır yanlış. Barcelona bir Ispanya kenti değil, o Katalonya'nın başkenti. O bir Katalan kenti. Barcelona'da Ispanya'dan söz etmek yasak ya da yasak değil de öyle bir ülke yokmuş gibi davranıyor sokaktaki vatandaş. Çünkü onlar Katalan. Asla lspanyol değiller. Zaten Katalan ahalisi daha önceden düşlediğiniz "lspanyol insanı" beklentisini karşılamıyor. Siz hızlı hızlı konuşan hatta çok konuşan, biraz esmer, şen şakrak Ispanyollarla karşılaşmayı beklerken yanıldığınızı anlıyorsunuz. Etrafınız Katalan dolu. Orta halli. Mütevazı. Çıtı çıkmayan sanşm, yeşil gözlü insanlar(özellikle genç) işlerine, okullanna metroyla gidip geliyor tanımayan aykırıva da ahsveristen metrovla FPnWVWPMHBH Katalan yüya da ahşverişten metroyla dönüyor. Yerin altı onlarla üstü ise turistlerle dolu. Katalonya iktidann hep başbelası olmuş bir lspanyol bölgesi. Karlist dönemden Franko dönemine kadar sürekli ayaklanmalar yaşamış. Bu ayaklanmalar sırasında Katalonya'da kan gövdeyi götürmüş. Buna karşın Katalonya rönesansmın çok kısa zamanda gerçekleştirdiği endüstriyel, sosyo-ekonomik ve kültürel devrim, Barcelona'yı Ispanya'nın en önemli kenti durumuna getirmiş. Katolikliğin ve bölgeciliğin en şiddetli olaylannın yaşandığı, çağdaş sanatın Katalonya'daki kalesi Barcelona Dali, Picasso, Gaudi, JujoL Fakjues, Cadafalch, Montaner, Pujols gibi sanatçı ve fılozoflar yetiştirmış. Ancak yalnız bunlardan biri BARCELONA MEHMET SAJRAÇ kente damgasını vurmuş. Barcelona'da yalnız onu hissediyorsunuz. onu yaşıyorsunuz. Onun adını şöyle dillendiriyor konunun uzmanlan: "Hem Akdeniz duyariuığı, hem İslam külrürü, hem Cotik gelenek, hem Hıristiyan nıistiği ile beslenen, Idmilerince 'art- nouveau'nun ustası, kimilerince gerçeküsrücülüğün pe>gamberi- babası, kimilerince çağdaş Barok anlayışının kurucusu, sonuna kadar Katalan, sonuna kadar özgün ve cesur, sınıflandırüması güç, lspanyolca'da Antonio, Katalanca'da Antoni Caudi y CornetT Ona hem bıtmez tükenmez eleştiriler yöneltilmiş hem imgeleminin zenginliği üstüne övgüler düzülmüş. Ona "Kitsch'in öncüsü" ile "dahi" arasında gidip gelen bir dolu sıfat yakıştınlmış. Derler ki: "Her kentin kendine özgü, dillere destan biraz da göstermelik niyetine kullanılan yapılan vardır." Onun için Katalan yaşam biçiminin coşkulu, sevecen ve ritmik atmosferini yansıtan, iklimi ve 'diyagonal' caddeleriyle tipik bir Akdeniz liman kenti olan Barcelona'yı, muhteşem, hiçbir kaba sığmayan, günümüzde bile alışılagelmişin dışında izler taşıyan gizemli yapılanyla bezediği için 'Gaudi'nin kenti' diye nitelendirmek yanlış olmaz. Barcelona'daysanız Katalanlar'ın size ilk olarak önerecekleri Gaudi'nin yapıtlan olacaktır: "Renk renk ışıklar saçan. kıvnla kıvnla yükseien, boğumlanarak tekrar toprağa yönelen, girintin çıkıntüi, hiçbir kural ve sınır tanımayan. çok katiı bir pastayı ya da oyuncağı andıran yapılar." Gaudi'nin yapıtlan. Vicens Evi, Güell Parkı, Sagrada Familia Kilisesi, Episkopal Sarayı, Botines, Belesguard ve Calvet Evi. Tannyla baş başa kalmaya yarayan küçük bir tapınak, soylu bir yaşamın belki hâlâ sürdürüldüğü bir konak, bir apartman, büyülü bir park, ille de Sagrada Familia. Gaudi'nin ününü Ispanya'mn dışına taşıyan, mimarlıkta uluslararası boyutlarda bir şaşkınlık yaratan Sagrada Familia Kilisesi ünlü mimann 1884-1926 yıllan arasındaki çalışmalannın ürünü. Konuyu bilenler Sagrada Familia için "Bu yapıt belki de yüzyüınuz mimarhğuıın kuraUara, kahplara en büyük saldınsı, en büyük meydan okuyuşudur. Burada Gaudi. klasik dönemlerden beri geçerüliğini koruyan, mimarinin temel kurallanndan birini, 'duvaıiar ve sütunlar taşır. damlar, kuleler, kubbeler taşınır' kuralım yok saydı" diyor. Antoni Gaudi y Cornet, oldum olası dikdörtgenlerden nefret etmiş. Düşüncesini gerçekleştirebilmek için o güne kadar dik inen yüzeyleri parçalanmış seramikle kaplamış, kıvırmış, bükmüş, yuvarlamış girintiler çıkıntılar oluşrurmuş. Tavanlan duvarlann bir devamı haline getirmiş. Gaudi, Barcelona'da o güne kadar yapılmamış olanlan yapmış. Mimarlığı tekdüzelikten değişmezlikten kurtarmış. 7 Haziran 1926 Pazartesi günü Los Cortes Catalunes Sokağı'nda bir adam tramvay altında kalır. Onu kaldınmın üstüne taşıyanlar, patlak pabucunun içinden çıkan çıplak ayaklanna, çengelli iğne ile tutturulmuş, iplerle bağlanmış ceplerinin dibindeki birkaç findık, bir lncil ile katlanmış kağıt parçasına bakarak, onu fakirlerin gittiği Santa Cruz Hastanesi'ne taşırlar. Adam hastanede 10 haziran günü ölür. Cebinden çıkan kağıtta Sagrada Familia'nın(Kutsal Aile) ölüm cephesinin bir eskizi vardır. Adam çağımızın en büyük mimarlanndan Antoni Gaudi y Cornet'dir. Günahkârlann paralanyla yapılan Sagrada Familia hâlâ bitirilmiş değil. Inşaatı yine günahkârlann varlığı biraz da bağışlarla devam ediyor. TÜRKtYE GAZETECİLER CEMİYETt GENEL KURUL ÇAĞRISI Cemiyetraıizın Olağan Genel Kunüu 19 Mart 1998 Perşembe ve 20 Mart 1998 Cuma gûnlen saat 10 00'da Ca|aloglu Tûfkocağı Cadde- sı'ndekı Basın Sarayı Burhan Felek Konfeıans Salonu'nda aşagıdakı gündemı gorüşmek ûzere toplanacaktır Toplantıda gerekli çoğunluk sagtanamadığı takdırde ikinci topUntı 26 Mart 1998 Perşembe günü saat 10 00'da çoğunluk aranmaksızın başla- yacak, 27 Mart 1998 Cuma gunü aynı yerde devam edecekör Seçımler toplanünın ikinci gûnü yapılacak ve sandık 10 00 - 17 00 sa- atlennde açık tutulacaktır Cyelenroızm bılgılenne sunar. katılmalaruıı nca edenz YÖNETtM K I J R U L U GÜNDEM: 1 Açılış, Başkanlık Dıvanı seçımı ve saygı dunışu, 2 Ceımyet BaşkanTnm açı; konuşması. 3. Oy Ayınmı Kunılu'nun seçımı ve 2. gün yapılacak seçimler hak- kında bilgılendirme. 4 Yönetım FCurulu çalışma ve hesap raporlan ile Denetieme Kunıhı raponınun okunması, görûşûbnesı ve dilekler, 5. KuruUann ıbrası. 6. 1998-1999 bütçe usanlannın uıcelenmesı ve kabulü, 7 Yönetim Kurulu, Denetieme. Onur Kurulu ve Balotaj KunUu'nun seçımleri (toplantının 2 günü yapılır), 8 Kapanış SUSURLUK TUTANAKLARI Meclis Araştırması Komisyonu'nda anlatılanlann tümü aynen bu tutanaklarda... Yasa dışı olaylar hakkında yetkililerin verdiği tüm bilgiler olduğu gibi bu tutanaklarda... Birdönemin ibretverici belgeseli... Pazartesi gününden itibaren 'de Bayiterde bulamayanlara abone için: Tel: 0212-511 08 75 ANADOLU LtSELERl VE KOLEJLERE H.AZIRLIK KURSLARINDA BAŞAR1YA GİDEN YOLDA "SEÇENEKLERİN EN İYİSİ" İSTANBUL ERKEK LİSESİ HAZİRAN 1998'de yapılacak olan Anadolu Li- seleri, Kolej, Fen Liseİeri Merkezi Giriş Sınavı için (Ilköğretim 8. Sınıf) Hazırlık Kurslarımıza KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDtR. İSTANBUL LİSESİ KORUMA DERNEĞİ İSTANBUL LİSESİ TÜRKOCAGl CADDESİ NO. 4 CAĞALOĞLU 3444O''İSTANBUL TELEFON. (0 212) 527 01 52, 514 15 70 4 Hat İNGİLİZCE'DEN TÜRKÇE'YE Yayınevimizin, oluşturulan yeni departmanında yer alacak, kitap çevirisinde deneyimli, tam zamanlı - yanm zamanlı çevirmenler aranıyor. ROTA YAYINLARI Ortaklar Cad. No: 29 Mecidiyeköy - ISTAVBUL Tel: (0212) 212 89 68 (3 hat) Faks: (0212) 212 52 30. ÇATALCA SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1996/661 Davacı Resıde Kurtan tarafindan mahkememıze açılan veraset davasının yapılan açık yargılaması sırasmda venlen ara karan gerefjnce; Murısı olan ölü Ahmet ve ölü Fatma o|iu 1298 do- gumlu Recep Onat'm vanslennı göstenr bir kıta \eraset ılamı çıkartılmasına talep ve davaetmekle: Munsın varislerinden Hatıce oğlu Cemıl eşı Hanıfe Evcen üe Hance oğlu Mustafe eşı Mü- şeiîef Evcen'ın yapılan ıntıfa veya mûlkıvet tercıhı hususunda tebhgatlann bıla tebliğ geldiğı ve da\acı tarafça da adı geçen sağ eşlerin açık adreslen tespıt edılemedığınden ılan j-oluna gıdıl- miş olup, ölû Cemıl eşı. Ismail ve Emme kırı 1944 doğumlu Hanıfe E%cen ile ölü Mustafa eşı Mevlüt ve Havva kıa 1950 doğumlu MûşerTef Evcen'ın eşlennden haklanna düşen mulkıyet ve- ya ıntıfe hususlannda hangısını tercıh ettıgını sorulmak üzere duruşmauin aülı bulundugu 13.3.1998 günü saat 10.00'da Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesı'ne mahsus salonda haaıbuJunrnala- n veya kendılenm bir vekılle temsil etürrneiennı. aksı takdırde M K 'nun rnüteakıp maddelen geregınce mülkiyeo tercıh etmiş sayüacaklan ılanen tebliğ olunut. Basn: 7220
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear