25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın KoonJınatörü: Hikmet Çe- tinkaya 0 Yazıişlen Müdürü İbrahim Yüdız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz • Habcr Merkezi Müdürü. Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Danışoğlu • laıhbarat Cengiz Yüdınm • Ekonomı: Mehmet Saraç • Kültür Handan Şenköken 9 Spor Abdûlkadir Yücdman • Makaleler Sami Karaören • Düzetane Abdıübb Yancı» Fotoğraf. ErdoğanKöseoğlıı »Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberien Mehmet Faraç Yaym Kunılu. İDuııı Setçuk(Başkanl Orhan Eriırç, Oktay Kurtböke. Hikmel (, etinkaya. Şfikran Soner. Ergun Bakı, Dinç Tayanç. İbrahim Yüdız, Orhnn Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcisr Mustafa Balbay Atatiirk Bulvan Ncr 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara fel. 4195020 (7 hat), Faks 4195027 •lzmirTemsılcısı Serdar Kıak, H Zıya Blv. 1352 S.2 3Tel.4411220, Faks.4419117»Adana Temsilrisı.ÇetiııYiğeııoğlıı, tnönüCd 119S.No:lKatl, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü Ûstön Akmed • Koordınator Ahmet Korulsao 0 Muhasebe Bûfenl \ener#ldare Hüsevm Cûrer • Işletme. Önder Çdik • Bılgı- Işlem. Nail tnal 0 Bılgısayar Sıstem Murövet ÇilerCSatış FaziktKaaa MEDYA C: • Yönetım Kurahı Başkanı - Gene) Mudur Gûlbia Erduran • Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı. SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 51395 80-5138460*1, Faks: 5138463 Ya}l(Dİa>an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A Ş Türkocağı Cad 3941 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 lstanbul f el (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks. (0/212) 513 85 95 7ŞUBAT1998 Imsak: 5.34 Güneş: 7.02 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.08 Akşam: 17.34 Yatsı: 18.57 Atatürk fotoğnafları sergisi • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Yardımseverler Derneği'nce düzenlenen 'Fotoğraflarla Atatürk Sergisi' 9 şubatta Harbiye Kültûr Merkezi Askeri Müze'de açılacak. Sergide, Atatürk'ün özel fotoğrafçısı Cemal Işıksel'ın çektiği ve hiçbir yerde yayımlanmamış fotoğraflar yer alacak. İstanbul'a kardeş kent • İstanbul Haber Servisi - lstanbul ıle Arnavutluk'un Durres kenti. dün Büyükşehir Beledıye Başkanı Tayyip Erdoğan ile Arnavut Belediye Başkanı Arqile Gorea arasında imzalanan protokolle kardeş kent ilan edıldi. Erdoğan ve Gorea, birbirlerine kentlerinin tanıtıldığı kitap \ehatıraberatıhediye ettiler. Roche'tan çocuklara destek • İstanbul Haber Servisi - Roche ilaç fırması, yeni yıl kartlanndan elde ettigi gelirle, Türkiye Sokak Çocuklan Vakfı'nın Zeyrinbumu'nda açılacak olan yeni e\ ınin yemekhane, çalışma odası. atölye ve erzak odasının mobilya gereksinimlerini karşıladı. Basın Konseyi 10 yaşında • İstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, dün 10. yılını dolduran Basın Konseyi'nin, daha özgür ve saygın bir basına kavuşmak için yoğun çaba harcadığını söyledi. Ekşi aynca, kurum olarak iletişım özgürlüğü kavramının benimsendiğini belirterek, 'halkm gerçekleri öğrenme hakkı'nın anayasal bir hak olarak tanınmasını öngören anayasa değişikliği önerisi hazırlandığım söyledi. Vardiyalı çalışma zararlı • ANKARA (UBA)- Vardiyalı çalışma sisteminin, çalışanlarda uyumsuzluk sorunu yarattığı, fizyolojık ve psıkolojik sorunlara neden olduğu belirlendı. Milli Prodüktivıte Merkezi (MPM) Danışmanhk Bölümü Uzmanı Gülten tncir'in yaptığı araştırmada, vardiyalı çalışmanın, çalışanlar üzenndekı etkısı incelendi. Araştırmada, yemek yeme, uyuma ve çalışma zamanlannın değişmesi durumunda biyolojik ntmın, yeni düzene uyum sağlamasının çok zor olduğu vurgulandı. Ev sahibi haksc bulundu • ANKARA (AA)- Yargıtay, daha sakin ve sessiz bir hayat sürmek amacıyla, kıracısının oturduğu diğer evine geçmek isteyen ev sahibinin ıhtıyacını zorunlu bulmadı. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, oturduğu evden daha sakin bir konumda bulunan kiradaki evine geçmek istediğini öne sürerek, kiracısının tahliyesıni talep eden ev sahibinin bu istemini reddetti. Prof. Dr. Mesut Gülmez tek adım bile atılmadığını söyledi 4 Bakanlık insan lıaklan eğitiıııiııi savsaldıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tür- kiye ve Orta Doğu Amme Idaresi Ens- titüsü (TODAlE) eski başkanı Prof. Dr. Mesut Gülmez, Türkiye'de insan hakla- n eğitimi konusunda tek bir adım bile atü- madığını belirterek, Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın da bu konudaki çalışmalan savsakladığını söyledi. Eğitim-Sen tarafından düzenlenen "DemokratikEğitim Kurultayı"nda ko- nuşan TODAlE eskı başkanı Prof. Dr. Mesut Gülmez - İnsan Haklan Eğitimi HakkT adlı bir bildiri sundu. Vatandaşlık ve insan Haklan Eğitimi programının 3 yıldırtamamlanamadığı- ru anımsatan Gülmez, "Çahşmalar sav- saklaıuyor" dedi. Türkiye'de insan hak- lan eğitimi konusunda tek bir adım bi- le atılmadığını söyleyen Gülmez, "Ça- uşmalar Talim Terbiye Kurulu'nda ya- • Prof. Mesut Gülmez, "insan haklan eğitimi, insanı edilgen kimliğinden kurtararak etkin ve katılımcı bir yurttaş haline getirmek için gerekli. Sivil toplum örgütlerini geliştirerek güçlendirmek için de insan haklan eğitimi şart" dedi. pıldı. Ama bu dersieri verecek öğretmen- ler yetiştirUmedi. İnsan haklan eğhimi- ni öngören genelgeye karşuı en küçük çahşma olmadı" diye konuştu. 'Zorunlu ders yeterü değiT Gülmez, bakanlığın kendi önerilerine de sıcak bakmadığını belirtirken, insan haklan eğitiminin zorunlu derslerle ve- rilmesinin yeterli olmadığına dikkat çek- ti. İnsan haklan eğitiminin en önemli in- san hakkı olduğunu vurgulayan Gülmez, "İnsan haklan cğitimL insanı edilgen kimliğinden kurtararak, etkin ve kaü- lımcı bir yurttaş haline getirmek için ge- rekli. Srvil toplum örgütlerini geliştire- rek, güçlendirmek için de insan haklan eğitimi gerekli" diye konuştu. Gülmez, insan haklan eğitiminin biryaşam biçı- mi haline dönüştürülmedikçe amacına ulaşamayacağına işaret etti. İnsan haklan eğitiminde başanya ula- şılması için Ulusal Eylem Planı oluştu- rularak. Ulusal Komite'nin kurulması gerektiğini belirten Gülmez, kapsamlı, sistemlı, ulusal düzeyde resmi ve gönül- lü kuruluşlann da katılımıyla yapılacak çalışmalann başanya ulaşabileceğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Oğretmenler insan haklan konusun- da bilgilendirUmemişse. okul yöneticile- ri insan haklan ilkelerini uygulamazsa, istenen amaçlara ulaşılamaz. Başka bir deyişle okul ve sınıflann insan haklanna yönelik ihlalci davranışlan sergilediği alanlarda, insan haklan eğitimi hiçbir anlam ifade etmez. İnsan haklan eğitimi tutum ve davraıuşlarda da kendini gös- termeli. Bu nedenle insan haklan eğiti- mi kesinthe uğramamalı. tünı yaşamı kapsayacak şekilde gerçekleştirflmelidir. Eğitim alanında çahşan sendika, dernek ve vakıflara bu konuda daha çok sorum- luluk düşüyor." Devlet Bakanı Türk 'Zina ceza hukuku konusu olmamalı' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - İnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu, 10 kadın kuru- luşunun temsilcilerinin de katılımıyla dün top- landı. Kurul, "rinanın eşler arasında sadece bir boşaıuna nedeni olarak kahnası, bir ceza huku- ku konusu olmaması" için çalışma yapılması- nı kararlaştırdı. Devlet Bakanı Hik- met Sami Türk, toplan- tıdan sonra yaptığı açık- lamada, hâlâ bazı yasa- larda çağın eşitlik anla- yışıyla bagdaşmayan hükümler bulunduğuna dikkat çekerek toplum- sal nedenlerle kadınla- nn, yasalann verdiği haklardan tam olarak yararlanamadıklannı vurguladı. Kadınlann başlıca so- runlannm hukuk, eği- tim, siyasal katılım ve toplumsal konularda yo- ğunlaştığını anlatan Türk, toplanüda üzerin- de durulan sorunları şöyle sıraladı: "Medeni hukukta, özeltikle evlüikteki mal rejimi kadının aleyhine işlemektedir. Medeni Kamın'un boşanmayla Dgtti hükümlerinde va- püan değisiklikier, özet- likle 3 yübk aynhktan sonra boşanma karan verilmesi; kadın aleyhi- ne işleyen bir hüküm- dür. Mirasta kaduun in- tifa hakkımn kaldınl- ması da yine kadınlan mağdureden bir durum olarak ortaya çıkmışür. Sadece dini nikâhla ye- tinilmesi de kadın aley- hine işleyen bir durum- dur. Bunun giderumesi için yürürtükteki yasa veyönetmeükhükümle- rini haürlatan bir genel- ge,önümüzdeki günter- detçişleri Bakanbğı'nca yayTjuanacakûr." D a n ı ş t a y k a r a r ı Bekâret kontrolü okul müdürünün insafına bırakıldı HAKAN DİRİK İZMİR - Kız öğrencilerin "iffefi, okul müdürlerinin insafına bırakıldı. Okul mü- dürlerine kız öğrencileri "be- kâret kontrolü"ne göndere- bilme yetkisi tanıyan Milli Eğitim Bakanlıgı Ortaöğre- tim Kurumlan Ödül ve Disip- lin Yönetmeliği'nin iptali is- temiyle açılan davayı Danış- tay, " Bekâret kontrolü, öğ- rencileri koruyucu nitelikte- dir" dıyerek reddetti. Da\a- yı açan Çağdaş Hukukçular Derneği'nden öğrenci velisi avukatlar, karann temyizi ve "zararlannm telafisi olanak- 500 milyon dolarlık min Iisa Marie Preslev, 1 Şubat 1998 tarihinde 30 yaşına basarak, babası Elvis Presky'in 500 milyon dolarlık (yaklaşık 110 trihon TL) mirasını almaya hak kazandL Ancak annesi Priscilla Presle> bundan hiç memnun değil. Anne Preslev. paraya son derece düşkün olarak tanınan Mkhae) Jackson'ın, mirası dola>ısr\ la kıa LJsa Marie'y tekrar yanaşacağuu düşünüyor. lstanbul Çevre Platformu, orman alanlannın talan edilmesine tepki gösterdi 'Erdoğan kamuoyunu yanıltıyor' e-posta: tan @ prizma.net. tr İstanbul Haber Servisi - lstanbul Çevre Platformu, "kamıı yaran" gerekçesiyle orman alanlannın ki- şi ve kuruluşlara tahsis edilmeme- sini ve Haliç'te "Sadabat eski ha- line kavuşuyor" aldatmasına son ve- rilmesini istedi. 26 kuruluş tarafindan oluşturulan lstanbul Orman, Çevre ve Kültür Varlıklannı Koruma Platformu'nun Yürütme Kurulu Başkanı ve lstan- bul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. MeBh Boydak ile platform sekreteryası başkanı Prof. Dr. UçkunGeray ortak imzasıyla ya- pılan yazılı açıldamada; temizlen- mesi için büyük paralar harcayan çevrelerin, Haliç'in elden çıkanlma- sına seyirci kaldığına dikkat çeki- lerek "Bu savurganltğa lstanbullu- nun tez elden engel olması zonınlu- luk haline gelmiştir" denıldi. Prof. Uçkun Geray, öncekı gün yaptığı ba- sın toplantısıyla lstanbul 'daki 8 or- manlık alanın turizm bölgesi ilan edilmesini eleştıren Büyükşehir Be- lediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ı da "ikfli oynayarak kamuoyunu va- nıhmakla" suçladı Prof. Geray, Er- • Çevreciler, Istanbul'daki 8 ormanhk alanın turizm bölgesi ilan edilmesini eleştiren Büyülcşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ı 'ikili oynaymakla' suçladı. Erdoğan'ın biryandan turizm bölgeleri uygulamasını eleştirdiği, bir yandan da tarihi değeri olan Sadabad'da Teras Evleri ve Sadabad Evleri adı altında meyilli arazide konut yaptırdığı ileri sürüldü. doğan'ın bir yandan turizm bölge- leri uygulamasını eleştirdiğini, bir yandan da tarihi değeri olan Sada- bad'da Teras Evleri ve Sadabad Ev- leri adı altında meyilh arazide bin- lere varan sayıda konut yaptırdığı- nı söyledi. Platformun ortak açık- lamasmda, orman alanlannın bir doğa sömürüsü bıçimınde tunzm tesisleri ve maden işletmeciliği gi- bi etkınlıklere tahsis edılmesi zin- cirine son zamanlarda \ akıfüni\er- sitelerinin de katıldığı belirtilerek bu tür uygulamalann. her ne kadar yasalarda yer alan hükümlere uygun gıbi görünse bile. uluslararası çev- re hukukuna ve anlayışına aykın olduğu vurgulandı. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2. maddesi uygulamasıyla günü- müze kadar 400 bin hektann üze- rinde orman alanının orman sınır- lan dışansına çıkanldığının, özel- likle büyük kentlerde satılan orman alanlannın arazi mafyasının eline dü- şeceğinin bilindiği savunulan açık- lamada şöyle denildi: "Bir başka ka> T gdandUna geüs- me de, Orman Bakanhğı bünyesin- de faaliyet gösteren fîdanlıklann özel girişime de%redilmesi \önün- deki çabalanhr. Kuşkusuz, özel fi- dan üretimi desteklerımelidir. Ancak. bunun me\cut orman fidanlıklan- nın devri yolu\la >apılması bir an- lamda Orman Bakanlığı'nuı görev, yetkivesorunıluluklaninkâreüne- si anlamuıa gelmektedir." Özellikle Kâğıthane deresi hav- zasında büyükşehır belediyesinin izin verdiği ve ortak olduğu bırta- kım yapılaşmalar yaşandığı ifade edilen açıklamada, daha sonra şu de- ğerlendirme ve uyan yapıldı: " Elden büyük ölçüde çıkmış bu- lunan bu havzanın mutlak anlam- da korunmasıve bitkilendirilmesi ge- reklidir. Ha> r zadald betonlaşnu ve kazı etkinlikleri su ve toprak reji- mindeki bozulmalan olağanüstü bmutlara taşunaktadır. Bu olum- suztuklar, Haliç'in elden çıkanhna- sı anlamına da gelmektedir. Oysa aynı çevreler. Haliç'in çamurunun temizlenmesi için de bü\ ük paralar harcamaktadırtar. Bu savurganhğa ve kamuojunun. 'Sadabat eski ha- line kavuşuyor' biciminde >anılal- masına İstanbuDunun tez elden en- gel olması zorunluluk haline geüniş- tin" Şehır Plancılan Odası lstanbul Şubesi'nce yapılan açıklamada da söz konusu Bakanlar Kurulu kara- n, yerel yönetimin ıradesıni ipotek altına alan antidemokratik bir karar olarak nitelendi. Karann aynca, planlama ilkelerine, anayasaya, Kül- tür ve Tabiat Varlıklanm Koruma Kanunu'na, lmar Kanunu'na ve Bo- ğaziçi Kanunu'na da aykın olduğu vurgulanarak yürürlükten kaldınl- ması ıstendi. SE" yönetmeliğe, yürütmenin durdurulması istemiyle Da- nıştay Başkanlığı'na başvur- du. 31 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımlanarakyü- rürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlıgı Ortaöğretim Ku- rumlan Odül ve Disiplin Yö- netmeliği'nin 5, 12, 16, 17, 18,19 ve 24. maddelerinin ıp- tali için öğrenci velisi ve es- ki ÇHD tzmir Şubesi Baş- kanı Murat Yıldınnı Danış- tay'a gjtmişti. Bu süreçteokul müdürlerine, kız öğrencile- ri "bekâret kontroHTne gön- derme olanağı sağlayan yö- netmelik, kamuoyunda bü- yük tartışmalara neden ol- muş ve bekâret kontrolüne gönderilen bazı kız öğrenci- lerin "intihar" etmesine yol açmıştı. Danıştay 8. Da- iresi'ne göre, yönetmeliğin 17. maddesinde yer alan "if- fetsizüğitespitedİlenlerokul- dan aülır" hükmü, aslında öğrencileri korumaya yöne- likti. Kaldı ki, MEB de yö- netmeliğe karşı oluşan tepki- nin ardından yayımladığı ge- nelgeyle okul müdürlerine "kızlan bekâret kontrolüne göndermejin" demışti. Danıştay, iptali istenen di- ğer maddeleri de yerinde bul- muyordu. Danıştay'a göre, öğrencilerin siyasi faaliyet- lere değil de sosyal faaliyet- lere katılmalan "öğrencflik anlayışına" daha uygundu. "tffetsizfik" yüzünden okul- dan atılan çocuklar açıköğ- retim liselerine gidebilirler- di. Disiplin kurallanna uy- mayan öğrencilerin "fişlen- mesi r nde de bir sakınca yok- tu. Hollanda Göçmenler kızlık zarlannı diktiriyor LONDRA (AFP) - Hol- landa'da doktorlann, evlen- meden önce bekârerini kay- beden göçmen kadınlan şid- det ve dışlanmadan kurtar- mak için kızlık zan dıkme operasyonlan yapmayı kabul ettikleri bildirildi. lngiltere'de yayımlanan The New Scientist dergisin- de yer alan rapora göre, Hol- landalı doktorlar nbbi birge- rekçesı olmadığı halde, be- kâretını kaybeden genç ka- dınlan; utanç, dayak ve top- lum dışı bırakılmaktan kur- tarmak için kızlık zan dik- me operasyonlan yapıyor- lar. Rotterdam'daki Daniel den Hoed Kliniği 'nde 5 araş- ürmacıdan oluşan ekip, özel- likle göçmenlerin, kızlann evlenirken bakıre otmasında ısrar ettiğini belirtiyor. Ekıbın u Eğergelin.evten- digi gece kanlı çarşan yakın- larına göstermezse, kadın şiddete maruz kauyor ya da toplum dışı bırakıhyor" şek- lindeki sözlerine yer veren The New Scientist dergisin- deki habere göre, kızlık za- nnı diktırmek isteyenlerin yansı, zorla girdikleri iliş- kilerde kızlığını kaybettikle- rini söylüyorlar. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK A man da aman, el elden yaman. y± Koskoca fili yuttu minnacık bir yılan. Nereden mi nereden, su- lar gelir dereden. Bir bakarsın ha- vadan, bir bakarsın karadan. Sen verirsen avuçla, o da yutar kaşıkla. Şimdi bunlar da nereden çıktı de- mezsiniz umanz. Havalar öyle aşı- n sıcak değil. ama Körfez'in sula- n ısınıyor. Yeni bir Körfez savaşının eli ku- lağında. Bu arada bizim sularda olup bitenlere bakıyoruz ki, "aman da aman, el elden yaman" Dünya umurumuzda değil, biz kendi dal- gamıza bakıyoruz. Haftanın pano- ramasına bakalım mı? Bili'nin zurnası... A merika Bili'nin zurnasıyla ön- Jı. ce sarsıldı, sonra kendine gel- di, heyecanlandı. Bili'nin zurna me- rakı öncelerden de biliniyordu. Eh, çevresinde de zurna heveslisi kadın- lar oldukça Bili bu merakını hobi- ye dönüştürmektegecikmedi. Özel zurna derslerinin müdavımleri uzun zaman hiç yakınmadan kurslara git- tiler, zurnanın girdisini çıktısını iyi- ce öğrendiler. Sonra ne olduysa ol- du, bu zurna konusundan yakmma- lar başladı. Bir kadın çıktı, kendisine zurna dersieri aldırdıgını söyledi. Birbaş- kası çıktı, o da Bili'nin zurnasını bil- diğini anlattı. Amerika'da bir zur- na lafıdır başladı. Bu Amerikalılar tuhaf insanlardır, bir şeye sardırdı- lar mı artık onlan kimseler durdu- Bili'nin Zurnası-Körfez'in Kurnası., ramaz. Bili baktı ki iş biraz takın- tıya dönüşüyor, yakında zurnası- nın intemette gezinmesi tehlikesi gö- rünüyor, ortaya daha sıcak bir iş çı- karsak nasıl olur dedi. Işte bir riva- yete göre Körfez sulan bundan ısı- nıyor. Olabilir de bizim durumu- muz sanki daha mı farklı? Biraz içe dönelim. Kumkapı'nın dullan... Oimdi önemli meselemiz Kum- O kapı'nın dullannın inanılmaz yukselişidir. Biliyorsunuz. Kum- kapı'da bir cinayet olmuştu. Bir lo- kantada yemek yiyen üç kadınla birkaç erkek arasında -erkeklerin yol açüğı- bir sorun çıkmış, olay kav- gaya dönüşmüş, Zeynep Uludağ adındaki genç bayan da masadan kaptığı bıçakla adamlardan birini öl- dürmüştü. Bu bayan, olayın yol açtığı san- sasyondan sonra dizilerde rol aldı, medyatik oldu. Ölen adamm kan- sı da -başı bağlı, ağzı laf yapar bir bayandı- epeyce kızıp köpürdük- ten sonra imaj değiştirdi. Başını açtı, dudağını boyadı, kır- mızı sutyen takıp cömert pozlar ve- rerek o da 'medyatikoldu'. Gördü- nüz mü büyük rabbimin işlerini? Hani bir ölünün ardından organla- n alınır da birisi yeni böbrekle. öte- ki yeni bir kalple hayata döner ya, bu da tıpkının aynısı. Adam hakkın rahmetine ka\'uşuyor, birisi hiç ta- nımadığı, öteki yakından tanıdığı iki bayan •medyatik' oluyor, yeni ha- yatlara başlıyorlar. Dergiler, televizyonlar bu top- lum mucizesinin peşine düşmüş, fotoğraflar. çekimler, röportajlar birbırini izliyor. İnsanın aklı kan- şıyor. Yani şimdı o adamcağız ar- kadaşlanna uyup da o akşam Kum- kapı 'da yemek yemeye gitmeseydi bu bayanlann hayatı ne sıkıcı geçe- cekri. Zeynep'i kimsecikler tanımaya- cak. Gülten de gündelik hayatını sürdürüp arkadaşlanyla dedikodu yaparak yaşayıp gidecekti. Işe ba- kın ki, şimdi kimler nerede? Ne de- mişler "Neoldum dememeü,neola- cağun demeü". Tatlıses'e nazar mı değiyor?.. nemli bir meselemiz de Ibra- him Tathses'in başına gelen- ler. Bu büyük sanatçımız, türkücü, ışadamı, radyocu, sinemacı ve her bi şeyci büyüğümüz, ünlümüz, ca- nımız ciğerimiz herhalde nazara geliyor. Işyerleri kurşunlamyor, üzü- lüyor, sıİulıyor. O da yakınlanyla karşıhk verip birkaç kurşun da sı- kıyor olabilir de bunlar için üzül- meli mi? Böyle bir cevahirimiz bu kadar küçük işler için sıkılmalı mı? Baksanıza, televizyonlarda en önem- li konularyerbulamazken, ibrahim Tatlıses rekorlar kınyor. Yıllarca müzik eğitimi görmüş ses sanatçılan Tatlıses şovda yer alabilmek için birbirini paralıyor. Şimdi böyle bir kültür sanat hazi- nemize bunlar mı yapılacak? O si- lah atmak isterse atar. Vurmak is- terse vurur. Canı ne isterse yapar. Çünkü o bizim canımızdır, kanı- mızdır ve her şeyimizdir. Ona uza- nan eller kınlır, ona ilişen diller ko- panlır. Sen çok yaşa İbrahim. Sami Hoştan teslim oldu... Onlar öyledir. Onlar yakalan- maz, kendileri istedikleri za- man teslim olurlar. Bili'nin zumasımn lafi mı olur? Bizde ne zurnalar var, ne zurnacı- lar var. Amerikan zurnası bize vız gelir vız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear