25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ŞUBAT 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edirne Kocaelt Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y B B B PB PB PB PB 7 2 6 2 11 9 11 11 Sinop Y 10 Adana 16 Samsun Y Trabzon Giresun 12 11 Ankara Eskişehir 11 Konya 11 Sıvas K Zonguldak Y 6 Antalya PB 15 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y K K 16 7 10 10 6 1 1 Marmara'nın doğusu, Doğu Akdeniz, Iç Ana- dolu'nun kuzey ve do- ğusu, Karadenız ıle Do- ğu ve Güneydoğu Ana- dolu bolgelen yağışlı, diğer yerier parçaiı bu- lutlu geçecek. Yağışlar Doğu Akdenız ıle Gu- neydoğu Anadolu'da yağmur, ötekı yerterde karta kanşık yağmur ve Kar şeklınde oiacak. AVRUPA Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K Y Y Y Y Y 2 0 4 12 g 5 8 7 Bertin Budapeşte PB Madrıd PB Vıyana PB Belgrad PB Sofya K 0 Roma PB 11 Atına Y 13 Münih 2 Milano PB 10 ASYA Moskova K -12 Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Y K PB PB PB Y Y 21 -6 14 14 10 16 22 Şam B 19 pAçık Parça»ı bulutlu Bulutlu k Çokbukrttj Yağmurtu , Gök gunjltülû G U N C E L CÜÎSEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada "Saddam zabıtlan." Sadece büyük gazete (Hürriyet) değil, büyük ga- zete gibi gazeteler bunu "hep yapıyor". Oysa, Bağdat'a giden büyük gazete muhabiri şi- şire şişire nihayet "tarihi" diye nitelendirilen Sad- dam- Cem görüşmesindeki karşılıklı söylemleri kı- ytsından köşesinden "istihbar eylemiş", aferin iyi çalışmış, haber yapıp gazetesine vermiş. Ama manşet; bu haberi daha Dışişleri dosyalan- na henüz girmeye vakit bulamayan, belki yazılma- sma yeni başlanan görüşme tutanağı diye kamu- oyunaduyuruyor. Üstelik gazeteyeyakışmayan öy- lesi bir sözcükle: "Saddam zabıtlan!" Bir başka medya tutarsızlığı Clinton'ın mektu- buyia ilgili. Büyük gazetenin kardeşi büyük gazete (Milliyet), 4 Şubat 1998'de Başkan Clinton'ın Cumhurbaşka- nı Demirel'e yazdığı mektubun haberini, neredey- se tam sayfa, üstelik çerçeve içine aldığı metniyle veriyor. 6 Şubat 1998: Aynı büyük gazetenin 15. sayfa- sında "Işte Clinton'ın Demirel'e mektubu" başltğı altında yayımlanan haberde, bu kez ABD Başka- nı'ndan gelen mektubun başka bir metni yer alıyor. Üstelik, Milliyet'te bir gün arayla yayımlanan iki mektupta ne cümleler ne de kimi yerdeki ifadeler birbirini tutuyor. Gazete iki günde iki mektup üretiyor. Benzetmek gibi olmasın; Milliyet'in Genel Yayın Müdürü'nün adı sanki gazeteye yansıyor: "Derya gibi gazete!" Üstüne üstlük, yayımlanan ilk mektuptan sonra Ecevit, bu metne dayanarak "ABD bizi tehdit ede- mez" içerikii demeçler veriyor. Oysa, Cumhurbaşkanı, mektubu "gelir gelmez" Başbakan'a iletiyor. Başbakan Yardımcısı, Mesut Yılmaz'dan mek- tubun tehdit içerip içermediğini öğrenebilir ve yok olan ifadeye dayanarak vaımış gibi demeç verme- yebilirdi. Kamuoyunu bu denli umursamayan bir medya ve uyumsuz bir hükümetle önemli konulara nasıl çö- züm bulacağız, lütfen söyler misiniz? Tezatın daniskası Nihayet büyük medya günler sonra bir başka önemli gelişmeye de gözlerini açıyor. Ecevit, demeçlerinde ABD'nin silahlı saldın karar- lılığına karşı çıkıyor. "Çok dikkatli davranılarak, dün- ya sorunu çıkarrnamaya özen gösterilerek ABD po- litikalanna karşı çıkılabilir" diyor. Arada "Saddam dostu olmadığını" söyteme geregjni de duyumsu- yor. Ama; ne çare ki, ABD'nin saldınya dayanak yap- tığı BM kararlanna Irak'ın uymasını hemen aynı sa- atlerde Bağdat'ta bulunan Dışişleri Bakanı Cem, Türk polıtikası olarak Saddam'a anlatıyor: "Krizin aşılması için BM karartanna uyulması gereklidir" diyor. Kısacası; Cem, Amerikan dayatmasının ana öge- si olan "BM kararlanna uyumu ve uyulmasını" Bağ- dat'a götürdüğü önerilere temel yapıyor. Bu arada Başbakan Yılmaz'la Ecevit arasında "I- rak konusunda görüş aynlığı var mı, yok mu" soru- suna DSP lideri ne evet, ne de hayır yanıtı veriyor. Zira Ecevıt'in son demeçleri, konuya yaklaşımı hükümette görüş aynlığını dillendiriyor. Ecevit neden böyte bir yol izliyor? Izlememesi ge- rekiyor diyenler; Irak konusunda 1 Şubat 1998'de Başbakanlık Konutu'nda yapılan "zirveden sonra yayımlanan hükümet bildirisindeki bir cümleyi" gösteriyor. O cümle aynen şöyle: "Hükümet, bu çabalann (banşçıl yoldan çözüm çabalannın) sonuç verebilmesi ve bir askeri müda- halenin kaçınılmaz hale gelmemesi açısından da I- rakhükümetinin BM Güvenlik Konseyi karartannı bir an önce ve tam olarak uygulaması çağnsını yine- lemektedir." Bu gerçeğe karşın Ecevit'in Yılmaz'aters düşen davranışlan ancak şöyle açıklanabilir: Zirvede de söylemiş: "Altı yıldır bugünlerde ver- diği demeçler koşutunda siyaset yapan bir parti DSP." Başbakan Yılmaz ise Ecevit'e, "Bu bildiri hükü- met politikasını açıklıyor. Siz daha önceki görüşle- rinizi 'parti siyaseti' olarak söylemeye devam ede- bilirsiniz" diyor. Ola ki, parti görüşünün devlet ve hükümet politi- kasına dönüşmediğini gören Ecevit, "6 yıldır söy- leyegeldiği DSP'nin Irakpolitikasını bugünlerde yi- neliyor". Pek tutarlı olmamakla biriikte Ecevit'le Yılmaz'ın . görüş aynlığı ancak böyle yommlanabiliyor. Yoksa, bilmediğimiz başka rvedenler de mi var? Perinçek, hükümeti pasiflikle suçladı 'Olayların arkasından sürükleniyorlar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-lşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, I- rak bunalımı konusunda hükümetin uyguladıgı poli- tikayı eleştirerek "Olayla- nn arkasından sürükienen pasif politika, Türkiye'yi ateşe sürülmekten kurtar- maz. O nedenle mesele, ABD'yî saldırmadan önce dizginleınektir. ABD'nin gj- rişimi başından kınlmalı" dedi. Perinçek, ABD'nin tek hedefinin Irak'ı parçala- raak olmadığını öne süre- rek "Türkiye'nin toprak bütünlüğü ve geleeeği de, 'büyük müttefikin" tehdi- di ahındadır. ABD'nin,BM karartannı uygulatmak için bu harekâta giriştiği ya- lan. Irak bütün koşuOan kabul etse ABD yine saldı- racak. Bu saldın, ABD'nin çaresizliğinin bir ifadesi- dir" diye konuştu. Irak'ın Türkiye'yi kim- yasal ve biyolojik silahlar- la tehdit ettiği yönündeki haberlerin gerçek olmadı- ğını belirten Perinçek, "He- le bu yalanı Mesut Yd- maz'ın seslendirmesi, Baş- bakan sorumluluğuyla bağdas.mayan, hafif ve cid- diyetsiz bir davramş" görü- şünü dile getirdi. ABD'nin telaşının, böl- gedeki tüm dayanaklannın çökmesinden kaynaklandı- ğını kaydeden Perinçek, saldırgan tutumun, bölge- de kukla bir Kürt devleti kurma ve denetimi yeniden ele geçirme amacından doğduğunu söyledi. Ankara^dan lojistik destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz'ın, körfezde olası bir savaşta ABD'ye lojistik destekverileceğinisöylediğiöğ- renildi. Başbakan, parti grubunu bilgilendirirken insani amaçU operasyon düzenleme olasıhğı bu- lunan Türk uçaklanna ateş açılması durumunda yanıt verileceğini bildirdi. Alınan bilgiye göre Başbakan Yılmaz, çar- şamba günü parrisinin grup toplantısının basına kapah bölûmünde yaptığı konuşmada, ABD'ye "insani amaçh lojistik destek" verileceğini kay- detti. Amerikan savaş uçaklanmnIraktarafindan vu- rulması durumunda Kuzey Irak topraklanna at- lamak zorunda kalan pilotlann kurtanlması için Türk uçaklannm da devreye girebileceğini belir- ten Yılmaz, "Bu yardım sırasında eğer bizjm uçaklannuza da ateş açüırsa, doğal olarak yanıt verilecektir'' diye konuştu. Yılmaz, aynı konuş- masında, ABD'den Incirlik Üssü'nün kullanımı- na ilişkin bir istem gelmesi durumunda, konuyu doğrudan TBMM'ye ileteceğini, karan kendisi- nin vermesinin söz konusu olmadığını kaydetti. Başbakan Yılmaz'ın, "lojistik destek"ten ne- yi kast ettiği konusunda sorulan yanıtlayan bir ka- bine üyesi. "Gözedemeuçaklankalkmadan. göz- lem yapdmadan ve kesif uçuşlan yapılmadan ABD'nin harekât düzenlemesi ve vurması müm- kün defil. Bu da açıkça lojistik destek anlamına geüyor" dedi. Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili de, Türkiye'nin ABD'ye vereceği lojistik deste- ğin "aktifdestek" olarak değerlendirilmesi gerek- tiğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı'nda oluşturulan değerlen- dirme grubu, gün boyu çahşmalarda bulunarak olası senaryolan ve Türkiye'nin nasıl bir tutum alması gerektiği konulannı ele aldı. Dışişleri Ba- kanlığı'ndan bir başka yetkili, Irak'ta çıkacak yangının Türkiye'ye de sıçraması olasılığı ol- duğunu, ancak savaş tehlikesinin artarak sür- düğünü kaydetti. Dışişleri Bakanı tsmail Cem'in temaslan konusunda Irak'ın diğer komşulanna bilgi veril- diğini kaydeden yetkili, "BM Güvenlik Kon- seyi'nde yaşanan kttidin açümasının zoriaştığuu, Irak yönetiminde bir niyet değişikliği görül- mesinin şart olduğunu" vurguladı. Demîrel: Savaş dengeleri bozar ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyinan Demi- rd, ABD Başkanı BillClinton'ın, I- rak bunalımı ile ilgili olarak ülke- sinin görüşlerini ilettiği mektuba yanıt hazırhyor. Dışişleri Bakanı tsmail Cem ile dün görüşen Cumhurbaşkanı De- mirel'in, "yeni bir savaşın bölge halklanna büyük zarar vereceği, Türkiye'nin banşçı bir çözümden yana olduğu" mesajını vermesi bekleniyor. Irak yönetiminin, Birleşmış Mil- letler (BM) denetçilerinin faaliyet- lerini engellemesi nedeniyle çıkan gerginlik, Ankara-VVashington ara- sındamektup trafığine neden oldu. Cumhurbaşkanı Demirerin, ABD Başkanı Clinton'ın mektubuna ya- nıt vermek için çahşmalannı sür- dürdüğü kaydedildi. Dışişleri Ba- kanı Cem'i dün Çankaya Köş- kü'nde kabul eden Demirel'in mektubunda şu unsuılara yer ver- mesi bekleniyor: - Türkiye, yeni bir savaşın bölge halklanna büyük zarar vereceği kaygısını taşıyor. Irak'ın BM ka- rarlanna tamamen uyması gerek- mektedir. Ancak bunun sağlanma- sı için diplomatik yöntemlerin so- nuna kadar kullanılması şarttır. Türkiye, bu çabalara katkıda bu- lunmak amacıyla Dışişleri Baka- ru'nı Bağdat'a göndermiştir. Bu ça- balann yoğunlaşması, diplomatik bir çözümü kolaylaştırabilir. - Türkiye için en önemli konular- dan biri Irak'ın toprak bütünlüğü- nün korunmasıdır. Olası bir savaş, Irak'taki merkezi yönetimin yıkıl- ması sonucunu doğurabilir. Bu du- rum, Türkiye'nin olduğu kadar tüm bölgenin güvenliği ile ilgili kaygı- lar yaratacaktır. - Bir savaşın yaşanması, bölge- nin tüm ekonomik dengelerini de bozacaktır. Türkiye'nin, 1991 yı- lmdaki Körfez Savaşf ndan bu ya- na hesaplanabilir kayıplan 35 mil- yar dolann uzerindedir. - Irak'layaşanacak yeni bir sava- şın, Irak yönetiminin uluslararası kamuoyuyla ilişkilerinin normal- leştirilmesi sürecini daha da uzata- caktır. Mektup enflasyonu Clinton'ın Demirel'e mesajı ile ilgili olarak Ankara'da mektup tra- fıği yaşandı. Mektubun kamuoyu- naçelişkili yansıtılmasından rahat- sızlık duyan Dışişleri Bakanlığı, Çankaya Köşkü'nden alınan özel izin ile mektubu basma açıkladı. Clinton'ın mektubunda özetle şu görüşlere yer verildi: - Bu kimyasal silahlar, bölgeyi ve aynı zamanda Türkiye'yi de teh- dit etmektedir ve Türkiye, Körfez krizinin etkilerini hâlâ üzerinde his- setmektedir. ABD, Türkiye'ye gü- venmektedir. - Baştan beri diplomatik çözüm aradık, fakat Saddam Hüseyin bizi diplomatik opsiyon bırakmama noktasına getiriyor. - Kuzeyden Keşif Harekâtı ve uluslararası alanda sağladığı deste- ği aracılığıyla Türkiye, Saddam Hüseyin'in BM kararlanna uyması yolunda önemli bir rol oynamak- tadır. Göç K.irak'ta durdumiacak Cem, kabineye bügl verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, ABD'nin olası bir saldınsının ardından yaşanabilecek göç hareketini, Kuzey Irak'ta oluşturulacak 'insanidestek böigesi'nde dur- dıırma karan aldı. Karar, Baş- bakan Mesut Yılmaz ile Ge- nelkurmay Başkanı tsmail Hakkı Karadayı'nın önceki gün yaptığı başbaşa görüşme- de alındı. Körfez bunahmında sıcak çatışma olasıhğının artması Türkiye'yi de çeşitli önlem- lere zorladı. 1991 yılmdaki göç hareketini bir kez daha yaşamak istemeyen Türkiye, saldından kaçmak isteyen in- sanlan Kuzey Irak'ta durdur- ma ve gerekli insani yardımı orada sağlama karan aldı. Başbakan Yılmaz'ın, Genel- kurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı ile ön- ceki gün başbaşa yaptığı gö- rüşmede, Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin daha önce düzen- lediği sınır ötesi operasyon- larda ilerlediği en uzak nokta- larda Mnsani destek bölgesi' oluşturulmasma karar verildi. Destek bölgesinin, Irak sı- nınndan yaklaşık 30 kilomet- re içerideki noktalara kurula- bileceği kaydedildi. Uluslara- rası örgütler, gcrginliğe taraf olan ya da olmayan ülkelerin de yardımının sağlanması, 'ola\ın sadeceTürkiye'yi bağ- lamadığı' mesajı verilmesi amacıyla da bu oluşum tercih edildi. Kızılay'm da, göçmen- lere yapılacak insani yardımı bu bolgede gerçekleştireceği öğrenikü. ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Dı- şişleri Bakanı İsmail Cem'in Irak'taki temaslan nedeniyle dün toplanabilen Bakanlar Kurulu'nda "berhangj bir as- keri müdahalenin. Irak halkı ve bölge ül- kekri açısından lelafi edilemeyecek ka- dar büyükzararlarayol açacağına" dik- kat çekildi. Kabine, herhangi bir müda- hale sonrasında göçün başlaması duru- munda, insani desteğin sağlanması için bir komite oluşturdu. Hükümet, Körfez'de savaş çıkması durumunda izlenecek politikayı gün bo- yu yapılan yoğun görüşmelerde sapta- maya çalışırken Dışişleri Bakanı Cem, Bağdat'ta gerçekleştirdiği ziyaretler ko- nusunda Cumhurbaşkanı Sükyman De- mirel Başbakan Mesut Yümaz, kabine üyeleri ve ABD'nin Türkiye Büyükelçi- si Mark Parris'i bilgilendirdi. Ankara da dünkü diplomatik trafık, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Parris'in fTORKIYE-NİN EN ÇOK DİNLENEN YABANCI MÜZİK İ8TASVONU Tum dunya Powep FM'i seyrediyop!Televizyon dünyasının en iyi müzik kanallarından biri olan MCM, Türkiye'nin en iyi yabancı müzik istasyonu Power FM'İ konuk ediyor! MCM Airplay Ppogramı'nın Şubat ayı konuğu Povver FM! Her ay Avrupa'nın en iyi radyolarından birinin tanıtıldığı MCM Airplay Programı'nın Şubat ayı konuğu Türkiye'nin en iyi yabancı müzik istasyonu Povver FM, ekranda milyonlarca kişiyle buluşuyor. Türkiye'nin en çok dinlenen yabancı müzik istasyonu •Adana 105 »Antalya 100 »Ankara 100 «Alanya 100 »Bodrum 100 •Bolu 100 »Bursa 100 »Çesme 100 «Denizli 100 «Eskişehir 100.5 •Fethiye 100.5 »Göcek 100.5 »Istanbul 100 »Izmir 100 »Kocaeli 100 •Kusadası 100 •Marmaris 100 «Mersin 105 «Sakarya 105 «Samsun 100 http:// www.powerfm.com.tr fek kez bir Türk DJ. yabancı müzik kanalmda ppogram yapıyopl Programm sunuculuğunu yapmak uzere seçılen Povver FM'ın DJ 'lerınden Funky C, yabancı bir muzık kanalmda program yapan ilk Türk DJ. oiacak. • Bı progpanı sakın kaçıpfflayml Yayın tarthleri ve saatlerl... 5 Şubat Perşembe, Saat 13.30 6 Şubat Cııma, Saat. 21.45 8 Şubal Pazar. Saat 16 30 10 Şubat Salı, Saat 00.45 Bağdat'tan dönen Cem ile görüşmesiy- le başladı. Cem'in, Irak yönetimi ile yaptığı temaslarda edindiği izlenimi Parris'e anlattığı kaydedildi. Daha son- ra Başbakan Yılmaz, Başbakan Yardım- cısı Ecevit, Başbakan Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı tsmet Sezgin, Devlet Bakanı Şükrü Sina Cürel ve Dışişleri Bakanı .Cem'in Başbakanlık Konu- tu'nda gerçekleştirdikleri Kıbns-Ege zirvesinde, Körfez bunalımı da değer- lendirildi. Zirvenin tamamlanmasımn ardından İsmail Cem, temaslanyla ilgi- li bilgi vermek için Çankaya Köşkü'ne çıkarken Ecevit ve Yılmaz da ABD'li Büyükelçi Parris'i kabul ettiler. Aynı sa- atlerde, Irak'ın Türkiye Büyükelçiliği Maslahatgüzan Said El-Samarrai. DTP lideri Hûsamettin Cindonık ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la ayn ay- n görüştü. Akşam saatlerinde yapılan ve 4 saat süren Bakanlar Kurulu'nda da ağırlıklı olarak Körfez bunalımı ele alındı. Başba- kan Yılmaz, toplantının açı- lışında yaptığı konuşmada. Körfez bunahmında Türki- ye'nin izleyeceğı politika konusunda hükümette gö- rüş aynlığı olmadığını be- lirterek "Hükümctimiz, en kötü olasüıklan hesap ede- rek bütün önletnleri almıştır ve abnaktadır. Vatandaşla- nmız müsterih olsunlar" dedi. Başbakan yardımcıla- n Ecevit ve Sezgin de yap- tıklan kısa açıklamalarda, hükümetin Irakpolitikasm- da uzlaşma içinde olduğunu vurguladılar. Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, kurul toplantısının ardından yaptığı acıklama- da, alınan 5 karan şöyle sı- raladr. 1- Herhangi bir askeri müdahale, Irakhalkıve böl- ge ülkeleri açısından telafi edilemeyecek derecede bü- yük zarara yol açacaktır. 2- Müdahalenin önlen- mesi, BM kararlannın ek- siksiz uygulanmasına bağlı- dır. Bunun için diplomatik olanaklar sonuna kadar kul- lanılmalıdır. 3- Irak'ın kararian ek- siksiz u\gulaması duru- munda, BM tarafindan uy- gulanan yaptmmlar yumu- şatümabdır. 4-Irak'ın toprak bütünlü- ğü korunmalıdır. 5- Hükümet, bir askeri müdahale durumunda Tür- kiye açtsından ortaya çıka- cak olumsuzluklara karşı her türiü tedbiri alacakür. Kabine, göçün başlama- sı durumunda. insani deste- ğin sağlanması için bir ko- mite oluşturdu. Komite, Devlet Bakanı Gürel'in ko- ordinatörlüğunde İçişleri Bakanı ve Sağhk Bakam'n- dan oluşturuldu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Nedir o demokrasi? RP için her şartta siyasete devam etmelerini sağ- layacak yapı. DYP için kendilerinin iktidarda olması. Bunlar demokrasiyi emzik gibi görüyortar. Sahip oluncasusuyoriar. Alınınca dünyanın merkezi onlar- mış gibi feryadı basıyoriar. Âğlamayan siyasetçiye demokrasi vermezler de- yip devam edelim. Son dönemde iç politikada sık sık dillendirilen bir tanım var - Sine-i millet... Yıne demokrasi için... Sözüm ona RP'den, DYP'den milletvekilleri istifa edecekler, milletin sine- sine dönecekler, erken seçim yapılacak, eze eze ge- RP'liler, RP'nin yerine kurulacak partinin ne yapar- sa yapsın kapatılmamasını sağlayacak anayasa de- ğişikliklerine "evef" denmezse bu sine-i millet ko- zunun dozunu arttıracakmış. DYP'liler geride kalır mı? Genel Başkan Yardım- cısı Hasan Ekinci önümüzdeki haftayapılacak DYP Genel Idare Kurulu toplantısının ardından seçim için düğmeye basacaklannı açıkladı. Ekinci, basılacak düğmeler arasında sine-i milletin de olduğunu söy- ledi. Buna kendisi de pek inanmıyor olmalı ki, ekle- di: "Kimse blöf yaptığımızı sanmasın." Ne münasebet Hasan Bey... Devreye CHP de girdi. Genel Başkan Deniz Bay- kal parti meclisi toplantısında konuya ilişkin düşün- cesini aktardr. "RP'liler sine-i millete dönme karan verirse, isti- faiar Meclis'e geldiğinde kabul oyu verin'z." CHP'nin ne amaçla olursa olsun, RP'nin işine ya- rayacak bir adıma evet demesinin sosyal demokrat taban açısından itici olacağını vurgulayalım. Neden? Çünkü, RP artık takıyyeciliği ele aldı bırakmıyor. Ge- nel merkezi bile takıyyeyle boşaltıyorlar. Binanın sa- hibi Beşir Darçın... RP'ye, "Burayı boşaltın" diyor. RP'liler yanda daha küçük bir yere geçiyor. Asıl RP binası Darçın'a ait işyerlerinden biri oluyor. lleride ay- nı binayı RP'nin devamı olan parti tutarsa resmi ka- yıtta bu RP binasının devri değil, Darçın'a ait işha- nının kiralanması olarak görünecek... Toplumla böylesine "aleni" oynayan bir partiyle CHP'nin yan yana olması elbette düşünülemez. Anayasa ne diyor? Gelelim konunun anayasal boyutuna. RP-DYP si- ne-i milleti neden istiyor? Genel seçim için... Anayasanın konuyla ilgili 78. maddesini aktaralım: "...Boşaian üyeliklerin sayısı üye tam sayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir." Ara seçim için gerekli boşaian üyelik sayısının ait sının var, üst sının yok. Yani, DYP ve RP'liler istifa ettiklerinde Meclis'te kalanlar genel seçim karan alır diye bir kural yok. Sadece ara seçim zorunlu. O zaman da milletin sinesi mi olur, sillesi mi, ona halkımız karar verir. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, "7-8 ay seçim yok" değeriendirmesi, siyasete şöyle yansıdr. "7-8 ay sonra seçim olabilir..." 1991 seçimlerinin ardından da 1993'ten itibaren erken seçim tartışması başlamıştı. Ama hükümet sallana sallana 1995 sonuna kadar gitti. "Yığitlik" edebiyatı olmasaydı seçim 1995'te de yapılmaya- caktı. Geçmişte yaşanan deneyimterin ışığında şu i- ki durum siyasetin yazılı olmayan anayasası haline geldi: - Meclis, üç yıldan önce yenilenmez. - Milletvekilleh yeniden gelme garantisi olmadığı için erken seçimi en son seçenek olarak görür. İki yılda 200'ü aşkın milletvekili parti degiştirdi. Öngörü o ki, yeni seçimde bu Meciis'in yüzde 70'i yeni adlardan oluşacak. Bu durumda sine-i millete dönüş zor görünüyor. Zaten vekillerimiz sağ olsun, zorianmadan her yere dönebiliyorlar... Bir tek millete dönmesi zor oluyor... Afganistan'da deprem EhşHaberterSenisi- Af- ganistan'ın kuzeyinde ger- çekleşen ve Richter ölçeği- ne göre 6.1 şiddetinde ol- duğu bildirilen deprem so- nucu4 binden fazla kişi ya- şamını yitirdi. Büyük can kaybı ve hasann, yapılann sağlam olmayışından kay- naklandığı bildirildi. Afgan lslami Ajansı'nın Taleban'a karşı savaşan it- tifak güçlerine dayanarak verdiği haberde depremin, Tacikistan sının yakınla- nndaki Tahar eyaletini vur- duğubelirtildi. Pakistan'ın Peşaver kentindeki mete- oroloji yetkilileri, depre- min dün TSİ 16.33'te ger- çekleştiğini açıkladılar. Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'deki Afganistan Büyükelçiliği, ölü sayısını 4 bin olarak verirken 15 bin kişinin evsiz kaldığım ve 20'den fazla köyün yerle Yanıt anahtarı bir olduğunu bildirdi. Kurtarma ekiplerinin kurtarma ve enkaz kaldır- ma çalışmalanna başladığı ve karla kaplı bölgede ha- va sıcaklığınm sıfinn altın- da olduğu belirtildi. Taci- kistan ve Özbekistan'dan da çeşitli kurtarma ekiple- riyle Kızılhaç yetkilileri bölgeye gitmek üzere yola çıktı. BM yetkilileri, böl- geden son gelen bilgilere dayanarak yaptıklan açık- lamada, en az4 bin cesedin bulunduğunu belirttiler. Birleşmiş Milletler yetkili- leri. bir BM heyetinin böl- geye gitmek üzere yola çık- tığıni söylediler. Uzmanlar, depremin çok şiddetli olmamasına karşın yüzeye yakın olması ve ya- pılann sağlam olmaması nedeniyle çok fazla can kaybı ve zarar meydana geldiğini belirttiler. Türkçe 1) E, 2) B, 3) C, 4) E, 5) D, 6) A, 7) E, 8) B, 9) D, 10) C, 11) E, 12) B, 13) C, 14) D, 15) E. 16) C, 17) E, 18) B, 19) A, 20) E. Tarih 1) D, 2) C, 3) E, 4) E, 5) A, 6) E, 7) B, 8) B, 9) A. 10) B, 11) A. 12) D. Coğrafya 1) C, 2) B, 3) D, 4) B, 5) E, 6) C, 7) D, 8) C, 9) E. Psikoloji 1) D, 2) B, 3) E, 4) D, 5) C, 6) A, 7) E, 8) E, 9) D Matema- tik 1) B, 2) C, 3) D, 4) B, 5) C, 6) B, 7) B, 8) A, 9) D, 10) E, 11) D, 12) E, 13) A, 14) B, 15) A, 16) E, 17) B, 18)C, 19) A, 20) E. Fizik 1) C, 2) A, 3) C, 4) A, 5) D, 6) B, 7) A, 8) A, 9) A, 10) E, 11) B, 12) D. Kimya 1) A, 2) C, 3) D. 4) B, 5) E, 6) B. 7) C. 8) C, 9) B. Biyoloji 1) C, 2)C. 3) A; 4) D, 5) A, 6) C, 7) A, 8) E, 9) A.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear