23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15ŞUBAT1998PAZAR HABERLER 35 kişinin yakılarak öldürüldüğü 33 idamh Sıvas katliamı davasında gerekçeli karar açıklandı 6 Böyle bir vahşet göriilmedi' • "Türk milleti, tarihte geçirdiği en zor dönemde bile can düşmanı olan devletlerin masum insanlanna silah çekmemiş, onlarla ekmeğinfcpaylaşmış. her alanda yardımcı olmuştur." • "Kutsal kitaplarda, değil bir insanı, bir kanncayı bile yakarak öldürmek, en büyük günah sayılmıştır." • "35 kişi yanarak ölürken, sanıkların vicdanlannda en ufak bir acıma hissi uyanmamıştır." • "Sanıklar, yanan kişilerin ölüm çığlıklan karşısmda kıllannı bile kıpırdatmamış, ölmelerini şeriat yanlısı sloganlar atarak zevkle izlemişlerdir." ANKARA (AA) - Ankara 1 No'lu DGM. Sıvas olaylannı. "Türk-İslam tarihinin en vahim olayı" olarak değer- lendirdi. "35 kişi yanarak ölürken, sa- nıklann \icdanlannda en ufak bir acı- ma hissinin uyanmadığınT vurgulayan Ankara DGM. "samklann sabit olan vahim eylenûnin. anayasal düzeni zor- la değiştinneye eherişH olduğuna" işa- ret ettı. Ankara 1 No'lu DGM, Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 'te meydana gelen ve 3 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak 98 sanığın yargılandığı da- va sonunda 33 sanığın idam, 51"inın çeşitli hapis cezalanna çarptınlmalan ve 14 sanığın ise beraat etmesine ilış- kin karann gerekçelerinı açıkladı. 73 sayfadan oluşan gerekçeli karann ilk bölümünde. Sıvas'ta ölen 37 kişinin isimleri. mağdur-müdahil- müştekiler, samklann kimlik bilgileri, işledikleri suçlar. ilk yargılama sonunda verilen karar. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 'nin boz- ma karan. ıddialar, savunmalar ve de- lıllere yer venldi. Saatler boyu süren e\lemler Gerekçeli kararda, Kültür Bakanlı- ğı ve Sıvas YalıliğYnin katkılanyla Sı- vas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal et- kinliklen sırasında. 2 Temmuz 1993 günü meydana gelen ve 37 kişinin ölü- müyle sonuçlanan olaylara başından sonuna kadar geniş olarak değınildik- ten sonra, saatler boyu süren eylemle- re. sanıklardan bir kısmının baştan so- na. diğerlerinin ise bölümler halinde katıldıklan kavdedildi. Gerekçeli kararda. TCK'nin 146. maddesinm 1 fıkrasmda tanımını bu- lan 'anayasaldüzenizorladeğjştirmeye kalktşma suçu" ile korunmak istenen hukuki değerin, devletin en yüksek dü- zeninin temel kuruluşunu oluşturan ve anayasal düzeni meydana getiren normlar olduğu belirtilerek, şöyle de- vam edildi: "•Hükümetdüzeni, devletkuvvetleri- nin şekillenişi, devletin temel ideolojik yapısı. temel insan haklan ve seçim sis- temi gibi değerler,ister anavasa tarafin- dan düzenlenmiş oLsun, ister olmasın. dev letin temel kuruluş prensipleriniteş- kil ediyorsa, 146. maddenin koruduğu hukuki konu içerisinde mütalaa edil- mesi gerekir. Zİra devlet, yalnızca top- rak ve halk öğelerinden oluşan bir or- ganizasyon değil, tarihi bir gelişim so- nunda gerçekkşen ideal bir birtiktetik- tir. Bu iktidann hukuken şekillenmesi, biçimlenmesi sonucu ortaya çıkan siya- si statüler. devletin anayasaldüzeni kap- samına dahildir. TCK'nin 146. maddesinde 'teşebbüs edenler' deyiminin kullamlmış olması suçun işlenmesi bakımından şahıs itâ- banyla bir ayrun yapümadığını ortaya koy maktadır. Ytne bu suçun işlenmesi için önceden oluşturulmuş silahh olsun veya olmasın, bir örgüt veya çete kurul- masında zomnluluk bulunmadığı gibu Sıkıntı yarattı Göç çelişkisi kabineye geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin, Ku- zey Irak'tan olası göç hare- ketini ülke sınırlan dışında engelleyecegine ilişkin poli- tikasına karşın kabine üye- lerinin çelişkili açıklamala- n. Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak. ABD Büyükelçisi Mark Parris'e bılgi veren Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Türkiye'nin. kesin- likle topraklan içinde göç- men banndıramayacagının altını çizdi. ABD ve Irak arasındaki bunalım tırmanırken kabine üyelerinin Kuzey Irak'tan göç konusunda çelişkili açıklamalar yapması hükü- mette sıkıntı yarattı. Devlet Bakanı Gürel, dün ABD Büyükelçisi Parris'le görü- şerek Türkiye'nin tavn ko- nusunda bilgi \erdi. Gü- rel'in. Türkiye'nin kesinlik- le göçü kabul etmeyeceğini bildirdiği ve olası bir saldı- n durumunda Kuzey Irak'ta uygulanacak "insani destek programı" ıle ilgili bilgi verdiği kavdedildi. Türkiye, göç olasılığına karşı Kuzey Irak içinde ön- lem alınması stratejisi izli- yor. Bu da Türkiye toprak- lanna gırmeden Kuzey I- rak'ta kalmalan sağlanacak göçmenlere burada insani yardım yapılmasını öngörü- yor. Türkiye bu yönde bir po- litika izlerken bazı bakanla- nn farklı açıklamalan yann- ki Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak ve hükümetin tek sesli olması ıstenecek. Başbakan Yardımcısı Bû- lent Ecevft, önceki gün ln- giltere Büyükelçisi David Logan ile yaklaşık yanm sa- at görüşrü. Ecevit-Logan görüşmesinin "tatfı sert" geçtığı belirtildı. Ortado- ğu'nun siyasi haritasının de- ğişebileceği açıklamalanna Ecevit'ten gelen sert tepki üzerine lngiltere Dışişlen Bakanı RobinCook Irak'ın toprak bütünlügünün korun- masını ülkesinin destekledi- ğini bildirmiştı. Ecevit'in Logan'la gö- rüşmesinde Cook'un önce- ki açıklamalannı da geri al- ması gerektigine işaret ettiği öğrenildi. İ V T V 1 Q Q 7 Örlİİİl *»H ^ a ™ Casit Çağlar'ın sahibi olduğu NTV'nin, 1. kuruluş yıldönümünde dü- 1 1 1 ' x ^ ^ « u u i u ı c ı ı zenlediğj"l997Ödülleri"töreni. siyaset dünyasını Ankara'dan İstanbufa taşı- dı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda önceki gece düzenlenen törene, siyaset alanında Türkiye'de Yıun Adamı secilen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Dünyada Yılın Adamı ödülünü alan A/erbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in yanı sıra Başbakan Mesut Yümaz, Başbakan Yardımcısı ve MUli Savunma Bakanı İsmet Sezgin, TBMM Başkanı Hikmet Çetin, çok sayıda bakan ve miHervekili üe Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da katıldı. NTV'nin 5Ocak 1997'dekjaçılışırudayapanDemirel'eödülünüGenelMüdürNuriÇolakoğluverdi. (Fotograf: HATİCETUNCER) HADEP baskınına protesto Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Haklan Anıtı önünde dün gerçekleştirilen protesto gösterisinde HADEP'li yöneticilerin gözaltına alınması kınandı ANKARA / İSTANBLL (Cumhuriyet) - HADEP ve İn- san Haklan Demeğı (IHD), An- kara DGM'nin talımatıyla HADEP Genel Merkezı "nde ya- pılan aramanın ar4ından arala- nnda genel başkan Murat Boz- lak'ın da bulunduğu 7 parti \ö- neticisinin gözaltına alınmasını protesto etti. HADEP'li bir grup yönetici, İHD temsilcileri ve yurttaşlarca Yüksel Cadde- si'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde dün gerçekleştirilen protesto gösterisinde. HA- DEP'li yöneticilerin gözaltına alınması ıslıklar ve alkışlarla kı- nandı. Partililer adına konuşma yapan HADEP Ankara ll Baş- kanı Kemal BülbüL gözaltı ola- yının ardından HADEP il baş- kanlanyla yaptıklan toplantıdan mücadeleye devam karan çıktı- ğını belirttı. Bülbül, HADEP bınalannın. DGM'nin "hukukdışıvekeyfi" kararlanyla aranarak partı genel CÜneVt Aydinlar tailltlhll ^ g y y - - kınlannın bulunması ve faıllennın cezalandı- nlması istemiyle düzenledikleri oturnra eyleminin 144. haftasında. 3 >ıl önce 12 Şubat 1995 tarihinde kaybedilen Cünevt Aydınlar'ı andı. Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklama- da, "Gözaltında kayıplar. hukuksuzluğun tescilidir. Gözaltında kavıplar vasalann gerçekte işlemediğinin kanıtidır. Kayıplar konusunda bir ilerieme sağlamamak, her tüıiü antidcmok- ratik uygulamanın devam edeceğiıün itirafidır" denildi. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) başkanı ve genel merkez yöne- tıcılerınin gözaltına alındıgını anımsattı. Bülbül, "Bir haftaön- ce HADEP Istanbul tl Başkan- lıgı'nın ve Gaziosmanpaşa İlçe Başkanhğı'mn hukuk dışı bir y öntemle basılarak aranması ve yönetkilerimizin gözaltına alın- ması HADEP'e yapılan bu bas- kılann planlandığını açıkça gös- termektedir"dedı. Her yeni gelen hükümetin de- mokratik kural ve ilkelere vur- gu yaparak sözde bu doğrultu- da paketler hazırladığına dikkat çeken Bülbül, paketlerin hep- sinde emekçilerin aleyhinde ba- zı düzenlemelere yer verildiği- nı söyledı. IHD Genel Başkanı Akuı Birdal da gözaltındakı yö- netıcılerin bir an önce serbest bırakılmasını ıstedi. Partililer daha sonra Kızılay Postanesi'ne gıderek Başbakanlık ve Içişleri Bakanlığı'na. yöneticilerin ser- best bırakılması için telgraf çektiler. HADEP'liler dün Be- yoğlu'nda da birprotesto göste- risi düzenledi. Cumartesi Anne- len'nin eylemine katılan yakla- şık 500 kişilik grup. gözaltılan 'keyff olarak niteledi. Grup. açıklamanın ardından "Yaşasm halklannkardeşliği". "HADEP halkör. halk burada" sloganlan atarak Taksım'e doğru yürüyü- şe geçti. olaydan önce Türkiye Cumhuriyea' Devleti'ne ve dayandığı temel ilkelere dayalı açıklamalan da kapsayan bildi- riler dağıtılmış olması, olav sırasında sürekli olarak anlan sloganlann başka olavlarda yasadışı örgüt elemanlannca aülmış bulunan sloganlarla av niyat gös- termesi, bu örgütlerin el işaretlerimn yapümış olması. bu ev lemlerin av nı a- maç ve strateji doğrultusunda ve bir or- ganizasyon dahilinde gerçekleştirildiği- ni ortava k»> maktadır." 'Aziz Nesin bahane edildi' Gerekçeli kararda. Türk inkılabımn temel taşîanndan biri olan Sıvas Kong- resi'nin yapıldığı ve sonradan müzeye dönüştürülen bina ile önündeki Ata- türk heykelinin tahrip edilmiş olması ve olayda kullanılan cebri bir kısım ic- ra hareketlerinin. TCK'nin 146. mad- desinde belirtilen sonucu yararmaya el- verişli olduğu ifade edilerek "Sanıkla- nn eyleminin, Aziz Nesin'in düşünce ve davranışlan bahane edttmek suretiylc anayasal düzenin en önemli ilkekrin- den cumhuriyetçilik ve laikliğin orta- dan kaldınlmasuıa yönelikolduğu tüm açıklığı ile ortadadır" denıldi. 'Sanıkların Q lemi vahimdir' Samklann eyleminin, "anavasal dü- zenizorla bozmaya kalkışmak" olduğu vıırgulanan gerekçeli kararda. şu gö- rüşlere yer \erildi: "Saniklann sabit olan eylemleri va- himdir, anayasal düzeni zorla değiştir- meye elverişlidir. TCK'nin 146/1. mad- desinde belirtilen suçun maddi ve ma- nevi unsurlan oluşmuştur. Hal böyle olunca, 33 sanığın ilgili madde gereğin- ce idam cezası ile cezalandınlmalanna karar verilmiştir." Neden indirim yapılmadı? "Sanıklar. son duruşma hariç diğer duruşmalarda mahkememi/.i hiçe sa- yarak slogan atmışlar. kavga çıkarmış- İar. mahkeme hevetine demir para, çak- mak ve kalem gibi nesneleri atmak su- retiyle hakaret ve tehditte bulunmuşlar- dır. Madımak Oteli' ni v akmak suretiy- le 35 kişiviyakaraköldürmüşlerdir. Sa- nıklar, yanan kişilerin 'Bizi kurtann' çığlıklanna rağmen, bırakın kurtarma- yu güvenlik kuvvetlerinin ve itfaiyenin vanan kişileri kurtarma teşebbüsüne bi- le engel olmuşlardır. Yanan kişilerin ölüm çığlıklan karşısında kıllan bile kı- pırdanıamış. ölmelerini şeriat yanlısı slogan atarak zevkle izlemişlerdir. Türk mifleti. ttıihte gecirtliği en zor dönemde bfle can düşmanı olan devlet- lerin masum insanlanna silah çekme- miş, onlarla ekmeğini paylaşmış, onla- ra her alanda yardımcı olmuştur. Türk- İslam tarihinde böyle vahim bir olav gö- rülmemiştir. Kutsal kitaplarda. değil bir insanı. bir kanncav ı bile vakarak öldür- mek, en büyük günah sayılmıştir. 35 Id- şi yanarak ölürken. samklann vicdan- lannda en ufak bir acıma hissi uyanma- mışur. Bu durunıda. sanıklar hakkında TCK'nin'ındınmöngören' 59.madde- sinin tatbiki mümkündeğildir. Bu mad- de tatbik edildigi takdirde, kamu vicda- nı rahatsız olacakur." Hûkûm Gerekçeli karann son bölümünde, 33 sanık hakkmda TCK'nin "anayasaldü- zeni zorla bozmaya kalkışma" fiılini düzenleyen 146/1. maddesine göre i- dam. 4 sanığın TCK'nin 146 1 ve "•>'aş küçüklüğünü" düzenleyen 55' 1. mad- delen uyannca 2O'şeryıl. akli dengesi yerinde olmayan 1 sanığın TCK'nin 146,1 ve 47. maddelenne göre 15 yıl, 27 sanığın TCK'nin "anayasal düzeni zorlabozmaya kalkışmayaiştirak" hük- münü düzenleyen 146 3 ve 3713 sayı- lıyasanın"cezaarttınınını"öngören 5. maddesine göre 7 yıl 6'şar ay. 2 sanı- ğın TCK'nin 146 3, 3713 sayılı yasa- nın 5. maddesi ve "yaş küçüklüğünü" düzenleyen 55 3. madde gereğince 5'şeryıl ağır hapis cezalanna mahkûm edildikleri belirtiliyor. Gerekçeli kararda aynca, 11 sanığın, kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak suçundan 3 er yıl hapis ceza- lanna çarptınldıklan kaydedilerek 14 sanığın. mahkûmiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandı- ncı deliller elde edilemediğı gerekçe- siyle beraatlerine, 6 sanık hakkındaki dosyanın ise aynlmasına karar verildi- ği açıklandı. ÜFIK NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oral.calislarfa raksnet.com Eski Jandarma Komutanı emekli General Teoman Koman'la TV söy- leşisi sırasında bir gazeteci, "Susur- luk'tan sonra faili meçhuller neden bitti" türünden bir soru sormuştu. Başbakan Mesut Yılmaz ise, "Far- kında mısınız, bizim zamanımızda hiç faili meçhul cinayet olmadı" de- mişti. Susurluk kazasından sonra, iddia edildiğinin aksine faili meçhul çina- yetler, yargısız infazlar sürdü. Özel- likle Güneydoğu'da neredeyse her gün bir faili meçhul cinayet haberi geliyor. ANASOL hükümetinden sonra faili meçhullerin azaldığı da bir gerçek. Çünkü örgütlü cinayet şe- bekesi, kazayla birlikte ortaya çıkan toplumsal tepki nedeniyle darbe ye- di. Mehmet Ağar bakanlıktan istifa etmek zorunda kaldı. Ibrahim Şahin gibi kilit bir isim tasfiye edildi. Özel Harekât Tımi'nin cinayetlere kanşan Son Günlerde Neler Oluyor? üyeleri mahkeme önüne çıkanldılar. Bütün bu nedenlerle profesyonel ci- nayet işleme örgütü eskisi kadar ko- lay hareket edemez hale geldi. Çetenin darbelenmesi, solu ve de- mokrasiyi düşman gören yönetim anlayışının da bir anlamda sorgulan- masını beraberinde getırdi. Bütün bunlar olumlu adımlardı. Devlet ıçı- ne yerleşmiş faşist zihniyetin masa- ya yatırılmasıydı. Biz, çetelerden hesap sorulsun di- ye çırpınırken, iktidarı elinde bulun- duran anlayış, biraz sendelese de yoluna devam edıyordu. Son gün- lerde işte böyle bir anlayışın yeniden ayağa kalktıgının işaretleri ortaya çı- kıyor. HADEP'in Genel Merkez yönetici- lerinin polis tarafından gözaltına alı- nıp sorgulanmasıyla doruğa tırma- nan bu gelişmeleri yeniden gözden geçırmekte yarar var. Bundan kısa bir süre önce Adana'da polisın ıddı- asına göre bir hücre evi basıldı ve üç kişi öldürüldü. Ancak. polisin bu açıklamasının üzerinde kısa sürede ciddi şüpheler belirdi. Örgüt evi de- nilen evde çatışma olduğunu göste- ren fazla bir ize rastlanmamıştı. Çatışmada öldüğü söylenen ve ai- lesine teslim edılmeden alelacele gö- mülen gencin vücudunda sigara ya- nıkları bulunduğunu ailenin avukat- ları açıkladılar. Henüz Adana'da "yargısız infaz" tartışılırken bu kez de Istanbul'dan bir "yargısız infaz" haberi geldi. Fa- tih'teki baskında öldürülen 15 yaşın- daki Gülistan Özdemir, ailesinin an- lattığına göre polis baskısıyla alela- cele ve törensiz gömülüyor. Olayı yü- rüten Fatih Cumhuriyet Savcısı Atil- la Cengiz'in de olayın yargısız infaz olduğu yönünde bir kanaat taşıdığı gazetelere yansıdı. HADEP Genel Başkanı ve diğer parti yöneticilerı. evleri ve parti genel merkezi basılarak gözaltına alınıyor- lar. Ülkenin bırçok yerinde HADEP binaları basılıyor, yöneticileri baskı altına alınıyorlar. Mihri Belli. hiçbir mantığı olmadığı halde, istanbul'da bir TV porgramından sonra Ankara DGM Başsavcısı Nuh Mete Yük- sel'in emriyle apar topar gözaltına alındı, tutuklanmasına ramak kaldı. Eşber Yağmurdereli'nin cezası, sağlık gerekçesıyle bir yıllığına erte- lenmişti. Durumunda hiçbir değişik- lik olmadığı halde bu ertelenmeye son verildi; devlet, 22 yıl hapıste ya- tırmak amacıyla yeniden Eşber'in peşine düştü. Polisin Eşber konusunda özel bir gayret içinde olduğuna ilişkin haber- ler geliyor. Yargısız infazlar, HADEP'e yönelik baskı ve yıldırma girişimleri, Mihri Bellı ve Eşber Yağmurdereli'yi tutuklamaçabaları, HalukGerger'in yeniden hapse atılması dikkat çeki- ci gelişmeler değil mi? Yoksa birileri hazır Körfez krizi gürültüsü içinde fır- sat çıkmışken atağa mı geçti? Çete- ler dışarı, solcular içeri sloganı yeni- den mi gündeme geliyor? HADEP yöneticilerine yönelik giri- şim sıradan bir olay gibi kabul edile- mez. Polisin parti bastığı bir sistem, hiçbir sorunu demokrasi içinde çö- zemez. Son günlerde yeni şeyler mi oluyor? Yoksa birileri fırsat mı değer- lendiriyor? Üzerinde düşünmek ge- rek. MİKRO DİNÇ TAYAIVÇ Baş ve Tıraşı Susurluk; devlet sırrı(!)... Örtülü Ödenek; devlet sırn(!)... Dinlenen telefonlar; devlet sım(!)... Faili meçhuller; devlet sırn(!)... Devlet'in(!) "kahraman- lara" cinayet işlettirip işlettirmediği; devlet(!) sır- n(!)... incirlik'in üs mü süs mü olduğu; devlet sır- n(!)... TSK'nin Irak'tatampon bölge oluşturup oluş- turmayacağı; devlet sırn(!)... Devlet sırianndan geçip, devletlü sırlara dalıyo- rum... Enflasyon "keratasının" nasıl ve ne zaman dü- şürüleceği: sır!.. Anayasa Mahkemesi'nın kapattı- ğı RP'nin, şeriatı hangi ad altında hortlatacağı; sır!.. Şaibe Hanım ve Uçuran ının sırra kadem basıp basmayacaklan; sır!.. istanbul ve Ankara'nın be- lediye dayılanna "dur" denilip denilmeyeceği; sır!.. "Hocaefendi"\\ğ\ kendinden menkul vaiz eskisinin Papa'yla ne amaçla öpüşüp koklaştığı; sır!.. Fe- nerbahçe'nin hangi akla hizmet alandan kaçtığı; sır!.. Devletlü sırtar da kesmiyor; gündelik sırlara ge- çiyorum... Aktaş'tanTürkTelekom'a, özelleştirme "harika- lannın" adam gibi veremedikleri "hizmetlere"® hangi el çabukluğu ile zam üstüne zam yaptıklan; sır!.. Özel TV'lerde görmekten "bık" getirdiğim hatunlar, hatuna özenmış zenneler, zenneye özen- miş eşcinselleri ekranlara kimin ne karşılığında dol- durduğu; sır!.. Gündelik sırtar da kesmeyince, sıra "medyatik" sırlara geliyor... Promosyonlannın yanında gaze- te{!) verme lütfunda(!) bulunan medya tekellerini, yasalara karşı kimlerin koruyup kolladıklan; sır!.. Medya tekellerinin, muhalefetteyken karaladıklan siyasileri, iktidar olur olmaz aklama yanşına ne uğurda giriştikleri; sır!.. Her biri aynı "rating" şir- keti tarafından "en birinci" ilan edilen özel TV'le- rin gerçek izlenme oranlannın ne olduğu; sır!.. "Sır- daş" gazetecilerin(!) devlet ve devletlüler ile yakın ilişkilerinden kaynaklanmış haberleri(!) yaymak için neden yanştıkları(!); sır!.. Medyatik sırlar, kesmek şöyle dursun, merakı- mı körükledikçe körüklüyor. Körükleyince de, en "dehşet" sırra takılıp kalıyorum... Tepeden tırna- ğa sır perdesi ardına gizlenerek kendisini kazıkla- yanları, bu ulusun "neden" yaşattığı ve daha ne kadar yaşatacağı da sır!!! . ı .;..,Ana fikir: Işgüzar berber, tıraş olmaya^şl^n lf>P)ÜşterAsini sünnet etmeye kalkar! , ^^.,l ( «^ • • * Vottaire, insanoğlunun yaşam sürecini anlatıyor: "İnsan, doğduğunda tırtıl gibidir; sürünür. Ço- cuklukta kelebeğe dönüşür; rengârenktir, ama ap- taldır. Gençlik çağında, atlaşır; sanki yaşamın tüm yükunü o taşıyacaktır!.. Olgunluk çağı, tilkilik ça- ğıdır; kurnazlıktan başka şeye çalışmaz kafası... Yaşlandıkça maymuna dönüşür; hen\esi güldür- meye başlar... Ve, ölüme yaklaştığında, yılanlaşır; sürünür, ama tehlikelidir!" Siyasal yaşamımızın yelpazesinde, insanoğlu- nun tüm "evrelerindeki" politikacılan izliyorum. Ki- minin geldiği nokta belli, kiminin geleceği... "Peki, bunları kim getiriyor" diye sonjyorum kendi kendime; ve kendimin hangi evrede(!) oldu- ğumu ya da hangisinde "takılıp kaldığımı" yargı- lamaya girişiyorum... Vardığım sonuç, hiç de iç açıcı olmuyor! "Her- kes benim gibi düşünüyorsa, vardığı sonuçtan korktuğu için çoğunluğa uyuyor olmalı" diye ge- çiriyorum içimden... Sonuç mu? O da benim "sırnm"; bizlerin sımü! Ana fikir Bılgenin yüreğinde her türlü dilek/An- ka kuşu gibi gizli gerek / kum tanesı nasıl incı olur / sedefler içinde gizlenerek. (Ömer Hayyam) • • • Ana fikirlerin ana fıkri: Olanağın sınırlannı keş- fetmenin tek yolu, olanaksızın ötesine geçmektir. (Murphy Yasası) Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85 l ORAL ÇALIŞLAR 1 fethullah Jülen'den ^Km Cemalettin B m Kaplana jl^Jriprçet üzenne söytefBefj PENCERE YAYINLARI S a l k ı m S ö g ü t S o k . 24 C a ğ a l o ğ l u - İ S T A N B U L T e l : 0 2 1 2 5 1 3 27 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear