25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 ARALIK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ocaktaki yüzde 30, temmuzdaki yüzde 20 ve ekimdeki yüzde 10'luk artışlar yetmedi Meımır maaşı eridiBANU SALMAN ANKARA - Hükümetin, toptan eşya flyat endeksinde öngördüğü yüzde 50'Iik enflasvon hedefıne bağladığı memur maaşlan, ocak aymdaki yüzde 30, tem- muz ayındaki yüzde 20 ve ekim ayında- ki yüzde l O'luk artışlara karşın koruna- madı. Ocak I998'de verilenyüzde30'luk zamdan sonra 100 düzeyinde kabul edi- len memur maaşlan, 3 kez yapılan ar- tışlara karşın yıl sonunda 76.4 düzeyi- ne geriledi. Vergi indirimiyle birlikte yüzde 27.5 öngörülen Ocak 1999 zam- mıyla bu düzey 97. l 'e çıkabilirken reel gerileme kalıcılaştınlıyor. Böylecerefah payı dışında enflasyon karşısmdaki kay- bı bile karşılanmayan maaşlann düzeyi, 1999'un ilk 6 ayındaki enflasyon da dik- kate alınmayarak geriletiliyor. Kayıp karşılanamadı IMF'ye ücretleri gelecek yıl enflasyon hedefıne bağlama sözü veren, ancak bas- kılar sonucunda ekim ayında yüzde 1 O'luk ek artış yapan hükümet. 1998 yılı enf- lasyon hedefıni revize etmesi üzerine memurlara 1 puan borçlu oldugunu be- lirterek 1999 yılırun ilk 6 aylık dönemi için yüzde 25'lik zam öngörmüştü. Bu zam oranmm vergi oranlanndaki indi- rimiyle yüzde 27.5'e çıkacağı bildirilmiş- ti. Ancak, tüm partiler, seçim kaygısıy- la oranlann yukan çekilmesini isterken memurlar da öngörülen artışın kayıpla- rtnı karşılamadığını bildirdiler. ANAP'ın Başbakan Yardımcısı Ecevit: Memur da, devlet de sıkıntı icinde Geçîcibütçe bugün TBMM'de ANKARA (Cınnhuriyet Bürosu) - Memur maaş zammırun arttınlması istemleri üzerine geri çekilen bütçe yasa tasansı yerine hazırlanan geçici bütçenin yasalaşma süreci bugün baş- hyor. Geçici bütçeyle tüm ödenek kalemleri için ayn ayn 1998 bütcesinin belli bir oranında arttırıma gidilecek. TBMM Ge- nel Kurulu'nda da, Danışma Kurulu'nun önerisi üzerine 1999 bütçe tasansının bugün görüşülmestne ilişkin karar kaldml- dı. Başbakan Yardımcısı BülentEcevit, kamugörevlilerinin ay- lıklannın yetersiz oldugunu, bundan dolayı üzüntü duyduğu- nu belirtirken vergi indirimiyle birlikte yüzde 27.5 lik zam dı- şında enflasyon rakamı konusunda çahşanlarla hükümet ara- sında anlaşma sağlanması gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Işın Çelebi de yıl sonunda belli olacak enflasyon rakamlanna göre aradakı farkın giderilmesi konusunda sözlerini yerine getireceklerini bildirdi. Yazımı dün tamamlanarak Bakanlar Kurulu onayından ge- çirilen geçici bütçenin yasalaşma süreci bugünden itibaren başlayacak. Geçici bütçenin 6 ayhk olmasım isteyen Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Biltekin Ozdemir'in açık- lamalanna göre, geçici bütçede hükümete bazı kalemlerde oy- nayabilme yetkisi tanınıyor. Kamu çahşanlan, memur, işçi ve esnaf emeklilerinin tem- sikilerinden oluşan heyet dün de Başbakan Yardımcısi Ecevit, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı NamiÇağan ve Devlet Ba- kanı Işın Çelebi ile görûştü. Ecevit, enflasyon rakamlan konu- sunda kendisinin de zihninin kanştığını, bu konuda uzlaşma sağlanması gerektiğini belinirken "Ne kadarakınoda olduğu- nuzu bdiyorum, ama devlet de sıkıntı içjnde" dedı. Çelebi de Türkıye'de enflasyonun yükselmesinı isteyen "flgnçbir kesm" bulunduğunu söyledi. Türkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti Genel Başkanı Ethem Ezgü ise "Memleketi yönetenler. çöpÜükten ek- mek toplayıp suja katıp çocuklanna yedirmiş mi? Esnafin tez- gâh altına aldıgı ıskata maBan çocuktonmpaı yedmfigfaniz bir vakıadır. Bunaraeydanvereo devlet utansm" dedi. yüzde 40 zam ıstediği belirtilirken me- mur maaş zammıyla ilgili kavga geçici bütçeyekaldı. Hükümetin Ocak 1998'de verdiği yüz- de 30'luk artış ve özel indirim tutannın yüzde 200 arrtınmla 9 milyon 450 bin liraya çıkanlması sonucunda en düşük memur aylığı alan 15. derecenin 1. ka- demesindeki bir hizmetlinin eline 49 milyon 80 bin lira geçmeye başladı. Ocak 1998'de memur maaşı 100 olarak kabul edilirse ilk 6 ayda yaşanan enflasyon karşısında 11 milyon 183binliralıkalım gücünü yitirerek 37 milyon 896 bin lira oldu. Hükümetin temmuz ayında verdi- ği yüzde 20'lik artış vergi dilimındeki dü- şüşle birlikte en düşük memur maaşına 9 milyon 886 bin lira olarak yansıdı. Böylece ilk 6 aydaki gerileme karşılan- madı. Temmuz zammıyla 58 milyon 966 bin lira olan en düşük memur maaşı, yılın 3. çeyreğinde yaşanan enflasyon karşı- sında gerileyerek 52 milyon 270 bin li- raya düştü. Hükümetin açıİdamalannagö- re, ekim ayında verilen yüzde 10'luk ek artış da en düşük memur maaşına, 5 mil- yon 991 bin lira olarak yansıdı. Yine ka- yıp tam olarak karşılanmazken yılın son 3 ayında da gerileme devam etti. Hükü- metin yüzde 68 olarak revize ettiği kü- mülatifTÜFE hedefine göre, aralık ayın- da enflasyonun yüzde 3.7 düzeyinde ger- çekleşmesi bekleniyor. Böylece, ekim ayı zammıyla 64 milyon 957 bin lira ol- duğu bıldinlen en düşük memur maaşı, son 3 ayda yaşanan enflasyon karşısın- da 56 milyon 604 bin liraya kadar geri- lemiş olacak. Düşüş ekimde de sürdü Bu hesaplamalara göre, Ocak 1998'de yüzde 30'luk artıştan sonra 100 kabul edi- İen reel maaş düzeyi, haziran sonunda enflasyon karşısında 76.4'e kadar düş- tü. Hükümetin verdiği yüzde 20'lik zam- ma karşuı kayıp karşılanmayarak tem- muz ayında reel maaş düzeyi ancak 92.6'ya çıkabildi. Reel maaş düzeyinde gerileme ekim ayma kadar sürdü. Eylül ayında 81.2 olan reel maaş düzeyi, ve- rilen yüzde 10'luk artışla 89.3 olda Ekim ayından sonra da yaşanan gerilemeyle re- el maaş düzeyi aralık sonunda 76.4'e kadar indi. Memur maaşlanna ocak ayında veri- lecek yüzde 27.5'lik artış ise reel maaşın, Ocak 1998'deki lOOdüzeyınegelmesi- ni sağiamayacak. Vergi indirimi de ıçın- de olmak üzere bu artış oranıyla reel dü- zey 97.4 olabileceği gibi gelecek 6 ay- lık enflasyon da dikkate alınmamış ola- cak. îşsizlik toplumsal şiddeti arttınr İSTANBUL (ANKA) - Ekonomik krizle birlikte baş- layan işten çıkarmalann top- lum ruh sağlığını olumsuz et- kilediğine dikkat çeken psi- kiyatristler, ruhsal çöküntü- nün toplumsal şiddete dö- nüşebileceği uyansında bu- lunuyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Öz- can Köknel. işsiz kalan in- sanlann toplumdaki roileri- ni, beklentilerini kaybettiği- ne dikkat çekti. "İnsanlann toplumlarda durumu, rolü ya da yeri o insanın birey ota- bilmesi için mutfak gerekü- dir" diyen Köknel, insanla- nn beklentılerine ulaşama- masının ruhsal sorunlan or- taya çıkardığmı kaydetti. tş- çilerin yanı sıra patronlann da, ekonomik krizden olum- suz etkilendiklerini vurgu- layan Köknel, patronlann daha çok bireysel olan bazı ruhi sorunlar yaşayacakla- nnı kaydetti. Köknel, birey- sel sorunlar yaşayan işadam- lannın şeker, tansiyon, kalp ve kroner hastalıklanna ya- kalanabileceğini söyledi. Asıl tehlikeli gelişmenin işsiz kalan insanlarda yaşa- nabileceği uyansında bulu- nan Köknel, işsiz kalanlann toplumsal rolünü kaybetme- lerine bağlı olarak içlerin- deki öfkeyi dışanya yansıta- bileceklerini kaydetti. "Bu sonmlann dışa aktanlması durumunda o zaman bir- çoktoplumsal sorunlar orta- ya çıkacak" diyen Köknel, konuşmasını şöyle sürdür- dü: "tnsanlar arasındaşiddet olaylan artacak, en ufacık tartışma itişme-kakışmaya, yaralamaya. öldürmeye yol açacak." DlSK'te 'kriz' toplantısı tstanbul Haber Servisi - DlSK Başkanlar Kurulu, ekonomik kriz ve ülkedeki siyasi gelişmeleri değerien- dirmek için bugün toplanı- yor. DlSK Genel Merke- zi'nden alınan bilgiye göre DlSK Genel Başkanı Rıd- van Budak'ın başkanlığın- da bugün saat 10.30'da top- lanacak Başkanlar Kurulu, ülkedeki siyasi ve ekono- mik krizi değerlendirecek. Değerlendirmeden sonra basın toplantısı gerçekleş- tirilecek. Toplantıda Türki- ye'de yaşanan ekonomik krizin çeşitli işkollannda yoğunlaşan yansımalan ve alınması gereken önlemler ele ahnacak. Toplantıya DlSK'e bağ- lı sendikalann yöneticileri ve işyeri temsilcileri de katılacak. Bir süre önce oğlunu trafık kazasında vitiren Eren Güvener, şimdi deeşinin acısını yaşıyor. (HATlCE TUNCER) Gazeteci Eren Güvener'in eşi Yrd. Doç. Zehra Güvener toprağa verildi Yaşam arkadaşına son görev lstanbul Haber Servisi - lstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden ve Türk Mikrobiyolojı Derneği Yönetim Kurulu üyesi Yrd. Doç. Zehra Güvener (53) Çapa Tıp Fakültesi"nde düzenlenen anma töreni ve Levent Çamiı'nde kılman cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Mılliyet Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Eren Güvener'in eşi olan Yrd. Doç. Zehra Güvener için dün sabah ilk olarak Çapa Tıp Fakültesi 14 Mart Amfısi'nde bir tören düzenlendi. Törende konuşan IÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ozdem Ang ve Çapa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin. Güvener'in mikrobiyoloji dalındaki çalışmalanna değmerek ölümünün insanlık ve Çapa Tıp Fakültesi için büyük kayıp oldugunu belirttiler. İmam eşliğinde okunan duadan sonra Güvener'in cenazesi Levent Camii'ne götüriildü. Çapa Tıp Fakültesf ndeki törene eşi Eren Güvener. kızı Zeynep Güvener, öğretim üyeleri, ögrencileri ve yakmlan katıldı. Daha sonra Levent Camii'ne götürülen Zehra Güvener için ikindi namazının ardından cenaze namazı kılındı. Cenaze arabasına kadar polis bandosu eşliğinde taşınan Güvener, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Levent Camif ndekı törene Güvener aılesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Nai) Güreli, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ziya Sonay. Türki>e Gazete Sahipleri Sendikası Başkanı Nezih Demirkent Doğan Holdıng Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan. gazetemız Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun, gazeteciler ve dostlan katıldı. Devlet Bakanı Cavit Kavak, Zehra Güvener'in ölümü nedeniyle Eren Güvener'e başsağlığı mesajı gönderdi. lstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan açıklamada da ailesine, öğrencilerine, üniversite ve bilim camiasına başsağlığı dileğinde bulunuldu. Doç. Dr. Zehra Güvener tedavi görmekte olduğu Florence Nightingale Hastanesi'nde önceki gün beyin kanaması sonucu hayatını kaybetmışti. Iki çocuğu olan Güvener çiftinin oğullan Onur, geçen yıl bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirmişti. TCCden elestiri 'Frekans tahsisi başbakana bırakılamaz' lstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK). radyo ve televizyon üst kuruluşlanna frekans tahsisi için ilgili yönetmelikte yaptığı değişikliği iletişim özgürlüğü açısından endişe ile karşıladıklannı belirtti. Güreli, yaptığı yazılı açıklamada, RTÜK'ün yönetmelikte yaptığı değişiklikte frekans tahsislerinin başbakan gibi bir siyasi otoritenin eline bırakıldığını belirterek "Bu yetki, iktidann siyasi görüşlerine ve çıkarlanna uygun biçimde kullanılması tehlikesine açıkör" dedi. Kamuoyuna çağn Güreli şu görüşlere yer verdi: "RTÜK'ün oluşum şekline baştan beri karşı çıkarak siyasal etkUerden uzak, daha demokratik ve bağımsız bir kurul oluşturulmasını savunuyorduk. Şimdi ise iktidara doğnıdan doğruya bağımülık getirebilecek bir güişimle karşı karşıyayız. Bu uygulama demokratik rejim açLsından büvük sıkuıülar doğuracaktır. Yönetmelik henüz Resmi Gazete'de yayımlanıp jürürlüğe girmeden kamuovunun, özelükle basın vayın kuruluşlaruun dikkatini bu noktaya çekiyor. duvarlı davranmaya çağınyoruz." Önlem alınmazsa karısıklık olacak 2000yüı sorunu insanlan korkutuyor ANKARA (AA) - 2000 yılı sorunu, önlem alınma- ması durumunda bilgisa- yarlann yanı sıra, haber- leşme sistemleri. kredi kart- lan, sağlık cihazlan ve tra- fık ışıklan gibi birçok ko- nuda yaşamı etkıleyebıle- cek. 2000 yılı sorunu, kısaca bilgi ve iletişim teknoloji- lerini kullanan sistemler- de. tarihle ilgili bilgılerru- tulurken yılın 4 rakam ye- rine iki rakamla gösteril- mesi nedeniyle, 2000 yı- lında doğabilecek hatalara verilen ad olarak biliniyor. Sorun bilgisayarlardan ve yeni teknolojilerden fay- dalanan her kuruluşu etki- leyebilecek. Programcıla- nn genel olarak bılgısayar- larda hızlı işlem ve yer ta- sarrufu yapabilmek ama- cıyla yılı dört haneli yeri- ne iki haneli (1998 yerine 98) kullanmalan nedeniy- le. 2000 yılı hesaplamalar- da 1900 yıh olarak değer- lendirilecek. Ömeğin 1997 yılında başlayıp 2002 yılında bi- tecek olan 5 yıllık bütçe planı ile ilgili hesaplama yapılırken iki rakamlı yıl ifadesi 02 alınacağından 02-97=95 gibi yanhş bir sonuç verecek. Tüm bunlara ek olarak 2000 y ılı, aynı zamanda bir artık yıl olma özelliğini ta- şıyor. DPT konuya ilişkin ola- rak kamuoyunu bilgilen- dirmek amacıyla 2000 yı- lı Ulusal Eylem Planı 'nı hazırlıyor. SELAHATTİN TARAN 1918 - 1986 VEFATININ ON İKİNCİ YILINDA RAHMETLE ANIYORUZ. AİLESİ - ÖĞRENCİLERİ - ARKADAŞLAR1 HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI CHP'nin Akıllı Düşmanları! Genel destek gören bir şeye karşı çıkmak kolay değildir. Böyle bir durumda, akılsız ya da fazla dürüst olan kişi, açıkça "Ben karşıyım" der. Kurnaz olan- sa tam tersi davranır. Örneğin konu Kızılay'a kadar bir "protesto yû- rüyüşü" mü yapmak.. O "fazla kurnaz" olan he- men ortaya fırlar: - Ne demek Kızılay? Kızılay'a kadaryürûmenin hiçbiranlamıyok!.. Yapacaksakya tam yapalım ya hiçyapmayalım.. Kızılcahamam'a kadar, hatta ls- tanbul'a kadar yürüyelim! Elbette, sonunda Kızılay işi de yatar. Ve de siz, "en kahraman" olarak kalırsınız. • • • Kurnazlık belki o anı kurtanr, ama geleceği kur- tarmaz. CHP'nin ağır ağır erimesinden acı duyanlar, ger- çeklerin altını çizmeyi bir görev sayıyorlar. Ama CHP'nin akıllı düşmanları ya da akılsız dostlan ise, yanlışlara alkış tutuyorlar. EğerSayın Baykal evet deseydi; Ecevit'in baş- kanlığında bir azınlık hükümeti kurulabilecekti.. EğerSayın Baykal evet deseydi: Ecevit'in başkan- lığında -CHP'nin de yer alacağı- bir çoğunluk hü- kümeti de kurulabilecekti.. Ama Çiller'le ve Fazilet'le kol kola; seçimlere birkaç ay kala, çok bunalımlı bir dönemde ülkeyi hükümetsiz bırakan Sayın Baykal ne yaptı? Daha "hızlı" bir öneriyle çıktı Ecevit'in karşısına: - Azınlık hükümetini birlikte kuralım.. Siz önce bizi, sonra da bütün solu birieştinn! Ecevit istese bile, Meclis'te hiçbir sağ partinin böy- le bir oluşuma destek vermeyeceğı peşinen bel- liydi. Üstelik de daha o gün, CHP kendi örgütüne, Ecevit'i çok ağır biçimde eleştiren bir genelge yol- lamıştı. Öyleyse, gerçekleşme şansı hiç olmayan ve as- lında gerçekleşmesi de "hiç istenmeyen" bir öne- ri niçin yapılır? Olumsuz bir tutuma "olumlu bir kılıf" giydirmek için.. "Herkesi kör âlemi sersem" yerine koymak için!.. • • • Ecevit'in DSP'yi yönetme biçiminin demokratik hiçbir yanının olmadığı açık. Hatta DSP'nin "ger- çekanlamda" bir partı sayılmasının bile tartışma- lı olduğu da açık.. Ecevit'in solun birleşmesini is- temediği de bilinmeyen bir şey değil. Ve bunlan eleştirmemek de olanaksız. Ama Ecevit, küçük ortak olarak girdiği hükümet- teki yerini çok iyi değerlendirdi. Gerek kendi tutu- muyla, gerekse bakanlannın olumluluğuyla puan topladı. Arkasındaki toplumsal desteğı arttırdı.. In- sanlar DSP'nin yapısındakı olumsuzluklan görmez oldular.. Ecevit hep kararlı yürüdü, Baykal ise hep karar- sız. Kararsızlık.. Erken seçimi sürekli gündemdetut- mak.. Yılmaz'la Çiller'i aynı kefeye koyarak, Çil- ler'i yargının elinden kurtaracak yolu açmak.. Fa-. zilet.ve Çiller'le köl kola görünmek.. Çokzor bir dö- nemde ülkeyi hükümetsiz bırakma sorumlıHuğu- nu üstlenmek.. Sonuçlarını iyi hesaplamadan yıkmak, ama ye- nisini yapamamak!.. Kim bunların doğru olmadığını söyleyebilir? Eğer bunlar doğru değilse.. Kim, muhalefette iken bile, CHP'nin niçin sürekli kan kaybettiğini açıklayabilir? • • • Eskilerin bazı sözlerini giderek daha çok seviyo- rum. "Halep orada ise, arşın burada!" CHP'yi sevenler, eleştirilere kızmadan önce, çı- kıp halkın arasında biraz dolaşsınlar. Otobüste, kah- vede, devlet dairesınde, arkadaş toplantılannda ve özellikle de "bakkalda, kasapta, manavda" ko- nuşulanlara kulak versinler. Ve ondan sonra da, "birtakırn köşe yazarlan "nın yazdıkları ile kendi gördüklerini, duyduklannı kar- şılaştırsınlar.. Neyi mi anlayacaklar? CHP'nin dostunun kim, düşmanının kim oldugu- nu.. "Akılsız dost" ile "akıllı düşman"\n nasıl bu- luştuğunu.. Ve de.. Sayın Baykal'ın çıkarı ile CHP'nin yararı arasında, nasıl yollann aynldığını!.. Atalarımız gene güzel söylemiş: "Son pişmanlık fayda vermezi." Cenelkurmay'a patent brifingi Eczacı odaları erteleme istedî MUTLU SERELİ ANKARA - İlaçta pa- tent uygulamasına geçi- şin ertelenmesi için yap- tıklan tüm çabalar so- nuçsuz kalan eczacı oda- lari. uygulamaya 1 haf- ta kala Genelkurmay Başkanlığı 'na başvıırdu. tstanbul ve Ankara Ecza- cı Odalan tarafından ha- zırlanan dosya, eski Mil- li Birlik Komitesi (MBK) üyesi Suphi Karaman ta- rafından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüse- yin Kıvnkoğlu'na iletil- di. Dosyada ilaçta paten- te geçiş tarihinin yeni- den 2005 yılına ertelen- mesi isteğine yer verildi. Genelkurmay'ın, uygu- lamanın doğuracağı sa- kıncalara duyarlı oldu- ğu ve Genelkurmay Lo- jistik Daire Başkanlı- ğı 'nın da ilaçta patent uy- gulamasıyla ilgili bir dos- ya üzerinde çalıştığı öğ- renildi. ilgili sivil toplum ör- gütlerinın tüm uyancı ça- lışmalanna karşın hükü- metin 1 Ocak 1999'da geçilecek ilaçta patent uygulamasını erteleye- cek bir girişımde bulun- maması, eczacı odalan- nı başka bir yol aramaya ıtti. lstanbul Eczacı Oda- sı kısa süre önce konuy- la ilgili olarak Genelkur- may Başkanlığı'na baş- vurdu. Genelkurmay'ın bilgi istemesi üzerine de lstanbul ve Ankara ec- zacı odalan tarafından hazırlanan dosya. önce- ki gün 1961 yılında yine gündeme gelen patent uygulamasına karşı çı- kan Suphi Karaman ta- rafından. doğrudan Ge- nelkurmay Başkanı Kıv- nkoğlu'na sunuldu. Dos- yada, patent uyguıama- sına geçişi öngören KHK süreci, uygulamanın do- ğuracağı sakıncalar ve Genelkurmay'ı ilgilen- diren unsurlar yer aldı. Patent sahibi ülkelerle ortaya çıkabilecek uyuş- mazlıklarda ilaç ambar- gosunun silah olarak kul- lanılabileceğinin vurgu- landığı dosyada, Irak'ın durumu örnek olarak göstenldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear