23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER UNICEF 1999 yılı raporuna göre son 10 yılda savaşlar nedeniyle 2 milyon çocuk öldü 'Banş eğitimi verflmelT HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Sistemler ve İnsanlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bırleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNI- CEF), "Eğitim hakkının vaşamageçirilmesi'" ko- nusuna aurdığı 1999 \ılı Dünya Çocuklannın Durumu raporunda, savaşlar ve silahlı çatışma- lar nedeniyle son 10 yılda dûnyada 2 milyon ço- cugım yaşamını yıtırdığı belirtıldı. "Banş eğiti- mir> nin koşul oldugu vurgulanan raj>orda. banşı öğretmenın en ıyı yolunun. banşı yerleştiren dav- ranışlarda bulunmak olduğu kaydedildı. Rapor- da, çocuklar ıçin banşçı ve varsıl bir gelecek ya- ratılabılmesi içın yapılabılecek en iyi yatınmın eğitım olduğu ve bu konudakı sorumluluğun ulu- sal hükümetlere düştüğü vurgulandı. UNICEF'ın 1999 yılı raporu çocuklann eğiti- mı konusuna aynldı. 1997 yılı raporunda "çocuk işçiliğini". 1998 yılı raporunda da "beslenmeyi" konu alan UNICEF, tüm bu konulann eğitımle doğru orantılı olduğunu saptayarak, 1999 yılı ra- porunu herkes için eğitim hakkının yaşama ge- çirilmesı konusuna ayırdı. Silahlı çatışma ve sa- vaşlardan en çok zarar görenlerin çocuklar oldu- ğu vurgulanan raporda, son 10 yılda savaşlar ne- deniyle 2 milyon çocuğun öldügü, 6 milyon ço- cuğun cıddi biçimde yaralandığı ya da kalıcı bi- çimde sakatlandığına dikkat çekildi. 12 milyon çocuğun evsiz, 1 milyondan fazla çocuğun da annesiz-babasız kaldığı, yaklaşık 10 milyon çocuğun ise ağır psikolojik sarsmtı geçir- diği belirlendi. Banşı öğrenmenin en iyi yolunun "uygulama" olduğu belirtilirken, bu yaklaşımın tüm dünyada olumlu sonuçlar verdiğine işaret edildı. Tüm dünyada 300 bin kadar çocuğun ye- tişkınlerin savaşında çarpıştığı kaydedilen rapor- da, '•Silahlı çaüşmalardan etldlenen çocuklann haklannın konınması devletin ivedi sorumluluk- lan arasmdadır. Ancak bu arada, genç kuşağın hem öğretmen hem de öğrenci olduğu banş eğiti- mi süreci, uyuşmazlıklann çöriimüne \önelikda- ha akılcıj oüargeiiştirilmesine katkıda bulunmak- tadır" saptamasına yer verildı. Banşçı bir dünya yaratabılmek açısından eği- timin son derece önem taşıdığı belirtilen rapor- da, özetle şu bilgiler yer aldı: • Getişmekte oian filkeierde 130 milyon çocuk okuma-yazma hakkmdan yoksun bırakılmıştır. Bu çocuklann üçte ikisini kızlar oluşnırnıaktadır. • KJZ çocuklannın erkeklere göre okula gıtme oranlaruıın düşüklüğünün yanı sıra kırsal alanda yaşayan çocuklann kentlerdekilere göre, etnik azınlıklara mensup çocuklann da başat etnık gru- ba göre okula gitme oranlan daha düşüktür. • Birçok ülkede görülen geleneksel eğitim sis- temleri. cinsivet, etnik durum ya da yoksulhık ne- deımle okula erişim olanaklan sınırtı çocuklara ulaşabibne açısmdan fazla katıdır. Ancak bu ko- numdaki çocuklara ulaştlmadığı sürece, herkes için eğitim hedefine ulaşmak da nıiimkün ofana- yacakür. • Özürlülerin eğitim gereksinimleri pek dik- kate alınmamaktadır. Acil durumlar nedeniyle özel koşullarda yaşayan çocuklann eğitimleri yıl- larca kesıntiye uğramaktadır. • Geüşmekte olan ülkelerde tam ya da yanm zaman çalışan 250 milyon çocuğun bulunduğu tahmin edümektedir. Bir işte çalışma, birçok ço- cuğu eğiümin sağlayacağı yararlardan yoksun bt- rakmaktadır. İstanbul merkez konumda 'Uyuşturucu ücareti tetvrizmeyarıyor' İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul'un uyuşturucu tıcare- tinde merkez bir konumda ol- duğu, son bir yılda polisin 4 ton 510 kilo uyuşturucu, 1275 litre asit anhıdnt, 253 bm 385 • adet hap ele geçırdığı bıldıril- di. Eminönü Beledıyesı'nın Cumhunyetın 75. yılı etkmlık- lerı kapsamında düzenledığı "Sağuklı toplum için uyuştu- rucuyla mücadele'" toplantıla- nndan dördüncüsü, dün Cağa- loğlu Anadolu Kız Meslek Lı- sesi'nde yapıldı. tstanbul Narkotik Şube Baş- komiseri Sami Güneş, yaptığı konuşmada, uyuşturucuyla mücadele ıçin, uluslararası bo- yutu olan madde kaçakçılığını ve iç piyasada sokak satıcıla- nnın dağıtımını engellemeye çalıştıklannı anlattı. Güneş, Türkiye'nın, uyuşturucu tıca- retınde merkez konumda yer aldığını belırterek bu ranttan elde edılen paralann terorizm faalıyetlenne gıttığını, bundan daeniazla PKK'nın yararlan- PKKye yönelik operasyon- larda 40 ton uyuşturucu ele ge- çırildiğını kaydeden Güneş, "Son bir yılda Istanbul'da4 ton 510 kilo uyuşturucu, 1275 litre asit anhidrit 253 bin 385 adet hap, 75 adet de tabanca ele ge- çirildi. İstanbul geneh'nde bin kişi üzerinde vapnğımız anke- te göre. uvuşturucu kullanma- da. 16-25 vaş gençler risk altın- dalar. Lyuşturucuya başlama- da ise merak ve özenti yüzde 43'lük, arkadaş ve çevır vüzde 36'lık bir orana sahip. Eroin kullanımı yüzde 52, esrar kul- lanımı yüzde34. Bunlann yüz- de 48'inin annesi ve babası var, yüzde 26'sının yok. Yüzde 74'lük bir oranda hiçbir teda- vive başvurubnamış. Son 8 yıl- da 260-280 kişinin eroinden öl- düğünü büiyoruz" dedı. AMATEM psikıyatnstlenn- den Dr. Sema Aytaçlar da uyuşturucuya giden tek yolun "sadece bir kez denemek" ol- duğunu vurgulayarak başla- ması, denemesı çok kolay olan uyuşturucuyu bırakmanın zor Bağımlılığa karşı savaş EBRU TOKTAR ANKARA - Sayılan giderek artan "ti- nerci çocuklar" ve lise çevTelerinde etkin- lik kazanmaya başlayan "uyuşturucu mad- de saocüan", Milli Eğitim Bakanlığı'nı ha- rekete geçirdi. Ergenlik çağmdakı gençle- ri uyuşturucu bağımlılığtndan korumak için "uyuşturucufleMücadefe Uhısal Stra- teji ve Mitika Belgea" adlı birprogram ha- zırlayan bakanlık, personelini eğitimden geçirerek, risk gruplanna ulaşmayı karar- l«^rdjt Varoşlaıda "liBer, übu ve zamk", varsıl kesimlerde u esrar ve eroin" kullanı- mınınartması, Milli Eğitim Bakanlığı'nda "Uyuşturucu Kullanımı ik Mücadele Ta- ldp ve Yönlendirme Üst ve Alt KuruDa- n"nm oluşturulmasına neden oldu. Özel- likle sokaklardakı tinerci gençlerin sayısı- nın artması ve buna bağlı suç oranlaruıın yükselmesini dikkate alan bakanhk, uyuş- turucu bağımlıhğına karşı ulusal strateji benimsenmesıni kararlaştırdı. "Madde Bağırnlıhğı ile Mücadelede Egirici Eghimi Programr hazırlayan kurullar, tüm genç- len uyuşturucuya karşı korumayı hedefle- di. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı merkez teşkilatı birimleri, eğitici eğitimden geçi- rilerek, risk gruplarma ulaşacak. Eğitim programı, bakanlıktan 25, Aile Araştırma Kururau'ndan 5. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden 5 kişinin kaülımıyla ger- çekleştirileceL Programda, "ErgenlikDö- nemi Özellikleri Madde Kullanun Riskini Artnran Etmenler, Madde Bağınüıltğı ve AIDS, Gençlerin Sosvo-Kültürel Gelişme- leri ve Toplumsal Yaşama Kaotımı, lkti- şim, Endüstriyel Tüketim Maddeteri" ko- nu ları ele alınacak. Yeri geldikçe hep söylenir, İn- sanlann kusurunu sisteme yûk- lemeyin" diye.. Çörçil, "Demokrasi en sakın- calı rejimdir" demiş ve eklemiş: "Eğer tüm diğerterini hesaba katmazsanız." Demokrasi sadece insan onu- runa en uygun bir yönetim biçi- mi değil, aynı zamanda da, erde- mi "en çok", sakıncaları ise "en az" olan yönetim bıçimi. Yöneticilerin en ıyı denetlendi- ği.. en çok sayıda bireyin katkı- sını sağlayan.. ve insanlara en çok özgürlük veren bir yönetim ve "yaşam bıçimi" demokrasi. Eğer yönetıcıler iyi denetlene- miyorlarsa.. Eğer yönetime katılmak zor- sa.. Ve eğer özgürlükler kısıtlıysa.. Şu soruyu sormak gerekir: - Kabahatkimde?.. Sistemde mi? Yoksa, o sistemi işletmek durumunda olanlarda mı? • • • Türkiye'de demokrasinin iyi ış- lediğini söylemek çok zor. Yönetenlerin yolsuzluğu, hır- sızlığı, yalancılığı yeterince de- netlenemiyor. Yapanın, yaptığı yanına kâr kalabiliyor. Başanlı, kişilikli, dürüst kişiler arasında, sıyasete etkin katılım hevesi çok düşük. Kitlelerle, o kitlelen temsil etmek savındaki partiler arasındakı eğılim farkı ise çok yüksek. Ve demokrasımizin ayıplan, haklarveözgüriükler ko- nusundadaaz değil.. Peki, kabahat kimde? Kabahat toplumumuzun yapı- sında ve kültüründe mi? "Her toplum layık olduğu yönetime kavuşur" deyıp işin ıçınden sıy- rılabilir miyiz? Kabahat siyasetin köşe başla- nnı tutmuş olanlarda mı? Yoksa, o kişilerin, ne yaparlar- sa yapsınlar, orada kalmalarını sağlayan kurum ve kurallarda mı? • • • Sistemin kusurlan çok açık. Partilerın yapısı demokratik değil.. Toplumdaki eğilimleri ikti- dara yansıtması gereken seçim sistemi yanlış.. Yönetenlerin de- netimini düzenleyen kurallar, toplumsal gerçeklere uymuyor. Sıyasal yaşamda yozlaşma var. Kitlelerde siyasetçilere güven- sizlik var. Sivil toplum örgütlerine yöne- lişin nedeni de bu.. Askerterin saygınlığının ve ağırlığının artma- sının nedeni de bu.. Öyleyse önce sistemdeki bo- zukluklan düzettmek gerekir. On- lar düzeltilmelidir ki, demokrasi- nin "ayıklama" süreçleri doğru ışleyebilsin.. Onlar düzeltilmeli ki, başarısızlann yerini başanlılar, oyunun kurallanna uymayanla- nn yerini dürüstler alabilsin.. Ama sistemdeki o bozuklukla- n kim düzeltecek? Gene bugün o sistem içinde önemlı görevlere gelmış olanlar. Eğer kişileri degiştirecek ve sistemi düzeltecek bir "darbe" beklenmek ıstenmiyorsa, yapıl- ması gereken şey bellidir: Işe ki- şılerden başlamak! Bir yandan işbaşında olanlara başkı yapmak.. öte yandan da, "iyi" kişilerin ışbaşına gelmesı için özenle çaba göstermek! • • • ÇYDD Genel Başkanı Prof. Türkân Saylan, bir anlamda bu yolu somutlaştırdı. Pazar günü Cumhuriyette çıkan yazısında, son hükümetteki "iyi" kişilerin adlannı bir bir sıraladı. Ltstesin- de DSP'li bakanlann çoğunluğu ve ikj bağımsız bakan vardı. Şimdi, "siyasalhiçbirgeçmişi ve bağımlılığı olmayan" bir gaıp vatandaşın girişimi gündemde. Sozcülüğünü Avukat Şevket Çizmeli yapıyor. Siyasal ya- şamdaki tıkanıklığı açmak ve aş- mak ıçin, "üderlen Milletvekili Seçtırmeme Kampanyası" baş- latılıyor. Siyasetçiler, yanlış seçim sis- teminde de ısrarlı.. fazla bir şey değıştirmeyeceği açık otan bir seçimde de.. Düşünen kafalar ise, karanlıktabloda umut mum- lan yakmaya çalışıyorlar. ••• Sıyaset, siyasal partilere bıra- kılamayacak kadar cıddı bir iştir.. Demokrasi ise, demokratik ol- mayan partilerleyürüyemeyecek kadar duyarlı bir yönetim bıçimi- dir. Iş "sivıl toplum'a düşüyorî Işçileri, işverenlen, esnafı tem- sil eden 5'li girişım.. ADD'ler, ÇY- DD'ler, kadın örgütlen.. Bu ör- gütlen temsil eden saygın, yıp- ranmamış ısımler.. Bir masa etrafında toplanma- lılar. Önümüzdeki seçımlere âğır- lıklannı koymalılar.. Tıkanan de- mokrasiye yeni bir "kulvar"âç- malılar.. Ve umut vermeyen se- çimleri umut verici kılmalılaıv PHLPSDUD Uideoda geteceğin standardı Elektronik dünyasında binlerce yeniliğin yaratıcısı Philips, şimdi de evlerinize DVD'yi sunuyor. Evde gerçek sinema ortamı ilk kez şimdi yaşanıyor. Philips DVD, CD'nin müzik için gerçekleştirdiğini filmler için gerçekleştiriyor. Daha önce hiç tatmadığınız bir deneyime hazır olun. Philips'in yeni DVD videosu çok yakında evinizin yıldızı olacak. 5 DUD FllfTll HEDIVG • Ancak sinema ortamında karşılaşabileceğiniz kalitede dijital görüntü ve ses • 8 farklı lisanda dublaj ve Türkçe dahil 32 farklı lısanda aityazı seçeneği • Seyretmekte olduğunuz sahneyi değışik açılardan îzleyebılme olanağı • Di|ital ortamda kaydedilen ses ve görüntuyu bozulmadan nesıller boyu saklayabilme 1 Aynı DVD disk üzerinde, seyretmekte oidıığıınuz sahnenin kamera aıkası görüntuleri ve kritikleri PHİLİPS DVD 730 286 680 000 TL / DVD 930 314.490.000 TL fliüitd! Uııleu Dısc Player P H I L I P Ş 'TUKETICI D»NISMA Ptıilips rom tr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear