23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Sinemaseverlerin ilgi göstermediği 1. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması'ndan notlar: G'enelde gerçekçiliği ilke edinmiş Lumiere Kardeşler ve düşgücüyle kurmacaya dayanan Melies kanallanndan akan sinemada, seyirciyi düş evrenine yollayan eğlenceliklerden geçilmeyen kurmacanın alternatifi olagelmiştir belgesel sinema. Siııeıııa ldfltürüyle tarihsel büinç Bu haftayı, daha doğrusu son 6 günü, işi gücü bırakıp duyargalanmızı piyasa- ya kapayarak emrivaki bır jûri üyeliği görevini üstlendiğimiz 1. Uluslararası Si- nema ve Tarih Buluşması'nda geçirdik, mecburen. TÜRSAK'la Tarih Vakfi'nın ışbirliğiyle gerçekleştinlerek 4 Aralık'ta başlayıp dün sona eren 1. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması, son yıllarda sa- yılan katlanarak çoğalan alışılmış fılm fes- tivalleri yelpazemize zengin içeriği ve programıyla farklı renkler katacak cins- ten, bir haftaya yayılmış da olsa, hakiki bir Sinematek misyonunu yerine getiren, meraklısı için taze, değişik ve önemli bir film festivaliydi kuşkusuz. llk kez düzenlenmenin getirdiği kimi organizasyon, projeksiyon, altyazı vb. gi- bi aksilikleri-kusurlan biryana, Ulusal ve Uluslararası yanşmalann başı çektiği. Aydınlanmanın Sineması, Doğumunun 100. Yılında Eisenstein, Ustalara Saygı. vb. başlıkh yan bölümlerden bütünlenen bu sinema-tarih buluşması, festıval prog- rammı elıne alanın kesinlikle iştahını ka- bartacak türden birtakım eski ve yeni kla- sikleri, paylaşılacak nice güzellikler ba- nndıran başyapıtlan, her zaman yakala- namayacakcinsten, farklı fılmleri sundu sessiz sedasızca ve~bir hafra~süresince. Eisenstein*dan 'Umut'a-. Ancak 1. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşmasf nın seyirciden hak ettiği ilgi- yi gördüğunü söyleyebilmek cok zor. Yıl- lann ötesinden çıkagelen ölümsüz Ei- senstein klasiklerini, ikı çağdaş ustanın, Alman Mfchael Verhoeven'le yıllar önce 'La Vela lncantata-Büyülü Perde'siyle belleğimize kazınmış Italyan Gianfran- co Mingazzi'nın üçer filmini, Andre Mal- rara'nun İspanya iç savaşında çektiği, unutulmaz ilk ve son filmi 'L'Espoir- Umut'u, insan haklanna ya da Yugoslav- ya'nın parçalanmasından sonra Bosna'da yaşanan çağdaş trajedilere ilışkin kimi fılmleri, Goran Paskaljevic imzalı, Bel- grad'dan ınsan manzaralan sunan trajiko- mik 'Bure Baruta-Banıt FıçısTnı. aydın- lanmanın sınemasını ömekleyen Giuliano Montakio'nun 'GiordanoBruno'su, Ari- ane Mnouchkine'ın '1789'u, Yusuf Şa- hin'm son eseri 'Kader'i, Fransız Robert Enrico'nun iki buçuk saatlik 'Yıllar' ıki- lemesini (Les Annees Lumiere-Aydın- lanma Yıllan ve Les Annees Terribles- Dehşet Yıllan'nı), 30 yıl sonra sinema- da 68 bağlamında göstenlen, Godard'ın Maoculuğa dümen kırdığı döneminin ürünü 'La Chinoise-ÇinK Kız'ı. Alain Tan- ner'ın'Jonas qui aura 25 ans en l'an 2000- 2000 yıhnda 25'ine basacak olan Jonas'ı. günümüzûnyapımcı-dağıtımcısı, eski sı- kı solcu Marin Karmitz'ın yönetmenli- ğinden kalma '7 Jours Ailleurs-Başka Yerde 7 Gün'ü. Romain Goupil'm 'Mo- urir a Trente Ans-30 Yaşında Ölmek'i ya da Chris Marker'ın Simone Signoret, Yves Montand, Jorge Semprun, Franço- is Ferier'nın sesleriyle iktidan ele geçir- me mücadelelerini anlattığı, devrim üs- tüne bir meditasyon niteliğindeki 4 saat- lik 'Le Fond de l'air est Rouge-Göğün Ardı Kınnıa'sı gibı ilgisiz kalınamaya- cakbelgesellerresmen es geçildi sinema- severlerce özetle. Uzun ve zengin bir tarih geçmişine sa- hip olmamıza karşın tarih bilincinin ye- terince geliştiği pek söylenemeyecek ül- kemizde Cumhuriyetimizin 75. yıldönü- mü kutlamalanna tarihle sinemayı bu- luşturan bu festivalle katılan TÜRSAK, zaman içinde serpilip büyüyerek gele- Belgesel yanşmasında StYAD'ın ödülünü. devrimci fotoğrafçı Tına Modotti'nin hayatını anlatan 'Yaşasın Tina!' kazandı. nekselleşmesini umduğumuz ve dıledi- ğimiz, kuşkusuz tarihsel bilinci geliştıre- cek ve sinema kültürünü yaygınlaştıracak nitelikteki bu önemli etkinlıkten kesinlik- le vazgeçmemeli bizce. Festıvalde gösterilen, dünyanın dört köşesinden seçılmiş, zamanı aşarak ülke- lerinın tarihini ya da aydınlığa kavuşma- mış kimi dönemlerinı sorgulayıp dıdik- leyen, yaklaşık 130 kadar kurmaca ya da belgesel fılm, seyirciye birtakım yeni bil- giler aktanrken genellikle bildığimızi zannettığimiz bazı karanlık olaylan da farklı açılardan görmemızi sağladı son 6 gün süresince. Uluslararası belgesel yanşması Festıvalde SİYAD (Sinema Yazarlan Derneği)jürisinde seyredip değerlendir- dığimiz fılmler. yakın dönem dünya ta- rihinin ilginç olaylanna, 20. yüzyıla dam- gasını \ıırmuş ünlü liderlere, politika ve sanat adamlanna ihşkin yapılmış belge- sellerden oluşuyordu. Genelde yaşam- daki birebir gerçekçiliği şiar edinmiş Lu- miere Kardeşler ve düş gücüyle kurma- ca hikâyeler anlarmaya dayanan Melies kanallanndan akan sinemada, seyirciyi bir- iki saatlik bir düş evrenine postalayan ve çoğu kez eğlencelik düzeyinden öteye geçemeyen öykülü (kurmaca) sinemanın öteden beri vazgeçilmez bir alternatifi olagelmiştir belgesel sinema. Gerçeğı, kurmaca bır öykünün yörüngesinde de- ğil, gerçekliğinin kendi dramatik gerili- mi içinde aktararak seyircinin gerçek dünyaya yeni bir gözle bakmasını sağlar belgesel film. Oykülü sınemadaki gibi, olaylar-kişi- lerle kendini özdeşleştirmek yerine, bel- geselin gerçekçi bir tarzda ele aldığı so- runlar üstüne dile (görüntüye) getirdiği bazı bılgi-yorum-değerlendirmeler bek- ler seyirciyi. Sinemalanmızda ve tele- vizyonlanmızda yıllardır hak ettiği yen hiç bulamamış belgesel sinema. bizde çoğu kez örtüştüğü Walt Disney tarzı. hayvan-bitki dünyasına egilen doğa-çev- re belgeselleriyle örtüşüp çakışmaktan pek öteye geçememiştir. Festivalde bel- gesel sinemanın en eskisi 1994 yapımı olan son birkaç yıllılc, ilginç ürünlerinden se- çilmiş, orta ve uzun metraj belgesellen İcarşımıza getiren Uluslararası Belgesel Film Yanşması'nda toplam 16 belgesel izledik. Nesnel ve ciddi bir aydın yaklaşımıy- la gerçekleştirilmiş belgesellerdi bunlar. Özellikle yakın tarihin önemli olaylannı her yönüyle toparlayıp derleyerek Afien- de, Tito, Statin, Enver Hoca ya da Fran- kocularca katledilmiş Lorca vb. gibi, ün- lü politik lıderleri ya da çok sevılen şair, yazarlan anlatan, ARTE kanalının ciddi yapımlannı anımsatan ve genellikle an- tikomünist bir bakış açısına sahip bu bel- gesellen izlemek, sinemanın yalnızca ti- cari sinema demek olmadığmı duyumsat- tı bize yine. Belgesel film yanşmasında bizim ak- hmızı, gönlümüzü, 'Que YTvaMericoî'yla açıhşını yaptığımız festivalin son günle- rine denk gelen 'Que Vıva Tîna.'-Yaşasın Tina!' çeldı son anda. 1. Uluslararası Si- nema-Tarih Buluşması'na katılarak ağır- lanan yabancı konuklardan, Paris'te ya- şayanitalyanSüvanoCastano'nun. 1896- 1942 arasında dolu dolu, saygın bir ömür sürmüş, fotoğrafçı ve efsanevi güzel dev- nmcı TinaModotti'nin gerçekten roman- dan farksız hayatını anlattığı 'Que Vrva Tina!' belgeseli, kenarda köşede unutul- muş, ilginç bir kadın devrimci-sanatçı kişiliğini karşımıza getıriyordu. Tina Modotti: Güzel devrimci Avusturya'da doğup halya'da büyü- dükten sonra 1913 "te 17 yaşında Ameri- ka'nın yolunu tutarak Kalifornıya'ya pos- tu seren sosyalist babanın kızı Tina Mo- dotti, sessiz sinema döneminde Holry- vvood'da 3-4 fılmde başkadını oynar ama rahat hayatı, ünü, zenginlığı iterek Di- ego Rhera, Orozco, Siqueiros gibi komü- nist ressamlann yakın çevresine gırece- ği, 1920'lenn ihtilallerle, EmitianoZapa- ta'larla fokur fokur kaynayan Meksika'sı- na yollanır. Stalin'in Moskovası'ndan tspanya iç savaşına kadar yaşadığımız yüzyılın bütün kargaşalı dönemlerinde, ön saflarda yer aldığı saygın bir ömür sürmüş. gönüller fethetmiş, inançlanndan taviz vermemiş bir efsaneydi. Nice badireler atlatmış ve tekrar dön- mek durumunda kaldığı Meksika'da, ara- bada hareket halindeyken 45 yaşında kalp krizine yenik düşmüş bu yürekli ve gü- zel devrimcı-fotoğrafçıya ilişkin 'Yaşa- sın Tinaî'yı görene dek yanşmadaki fa- vorimız 'Saygonlu Bayan'la 'Salvador Alknde'nin Son Sa\aşTydı. Şılılı yönetmen Patricio Henrkjuez'in Kanada-Fransa yapımı olarak kotardığı '11 Septembre 1973i Le Dernier Combat de Salvador ADende-SahadorAIkndeıun SonSavaşı', şimdilerde Ingıltere'de başı beladaki tabut kaçkını general Pinoc- het'nin başkan Allende'ye karşı yaptığı darbeyı, korumasız, silahsız, yalnız Al- lende'nin uçaklarca bombalanan La Mo- nade başkanlık sarayındaki umutsuzca direnişinı ve daha fazla kan dökülmesi- ni engellemek için başkanın sonunda in- tihan yeğlenjesini, göz pınarlannı hare- kete geçıren bir dokunaklılıkla ve çarpı- cı görüntülerle aktanyordu. Saygonlu bayan: Dr. Hoa Tanınmış Fransız kadın belgeselci Jo- celyn Saab'ın 'La Dame du Saigon-Say- gonlu Bayan'ıysa, Ho Amca'nın yanında katıldığı bağımsızhk mücadelesinm ar- dından kuzeyle güneyi birleşen Viet- nam'daki ilk hükümette sağlık bakanlığı yaptıktan sonra iktidar ve politik kariye- rinden vazgeçerek kendini kocasıyla bir- likte ormanda açtığı bir çocuk hastane- sine adayan, hem oğlunu yitirmiş acılı bir anne hem de rejimin yanlışlannı fark eden bır muhalif aydın olan doktor Hoa'nın öyküsüydü. Hayatının sonbaha- nnda hâlâ çevresine enerji yayan, ufak te- fek ama erkekleri elinde oynatmış, akıl- lı ve güzel ve mutlu bir Viernamlı kadı- nın kanzmasına kapılmamak elde değil- di 'Saygonlu Bayan'da. Madrid'deki genç- lik yıllannda, ressam Salvador DaM'yle aşın sıkı fıkılığınm öteki yakın arkadaşı sinemacı Luis Bunuel'i kıskandırdığı, za- man içinde faşızme karşı tspanyol dıre- nişinin simgesine dönüşen, dönemin nam- h Hollwoodjönlerinden Tyrone Pw»er'i hatırlatan yakışıklılıktaki ünlü şair-oyun yazan Lorca'nın ölümsüz yaşamını 47 da- kikalık bir belgesele sığdıran 'Federico Garcia Lorca'yı, eski filmlerin, soluk, sepya görüntülerini kullanan, kimi tanık- lıklara da başvuran MagaliNegroniyaz- mış ve yönetmiş. Henri Colomer'in 1997 Fransa-lsviç- re yapımı 'La Montagne de la Verite- Monte Verita'sıysa, festivalden aklımız- da kalan bir başka önemli belgeseldi ka- nımızca. 20. yüzyıl başlanndabüyük met- ropollerden kaçıp doğaya sığınarak Mon- te Verita-Gerçekler Dağı dedikleri bir bölgeye yerleşen, belki de çiçek çocuk- lan kuşağının ilk ömekleri diyebileceği- miz, birtakım çevreci, anti militarist ve aynksı kişilerin egzantrik hikâyelerini yüzyıl başına özgü ütopyalarla harman- layarak yansıtan bu belgeselin baş kah- ramanı olan Grasser'in, 'Damian' roma- nını yazarken Herman Hesse'ye de il- ham verdiğini de 'Monte Verita'dan öğ- rendik. Uluslararası belgeseljürisinin so- nuçta ödülü 'Lorca'yla paylaştırdığı 'Cbe'nin Yoklaşlan: Bolivya'ya Dönüş' ise bizce laf (görüntü) olsun torba (film) dol- sun kabilinden, uyanıkca tezgâhlanmış, tipik bir Che ticareti örneğiydi nostaljiy- le kanşık. Fransız kameraman Jean-Luc Coben'le montajcı Varietj' Moszynski'nin yönettiği 'Les Compagnon du Che: Re- tourenBoüvie-Che'nin Yoldaşlan: Boliv- ya'ya Dönüş', Che'nin hâlâ sağ olan ve Benıgno lakabıyla bilinen yakın arka- daşlanndan Daniel Alarcon Ramirez'in. Bolivya'da gezip dolaşarak kameraya an- lattığı anılanndan bütünlenen ve aralara grup ya da ikili, üçlü eski Che görüntü- lerinin eklendiği bu film, Che sevgisini sömüren. vasat bir belgesei. Genelde antikomünist bir havanın yan- sıdığı filmlerden geçilmeyen belgesel ya- nşmada Türkiye'yi de '12 Eyiül Belgese- li' temsil etti. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... Kraliçe Elizabeth Yaşadığı yıllarda halkını sö- mürmekten başka bır etkinligi ve amacı olmayan Kraliçe Mjıry'nin ölümünün ardından tahta geçen Kraliçe Elizabeth, yorgun ve öfkeli halk için umut güneşi olmuştur. Henüz 3 yaşın- dayken 8. Henry'nm gayrimeş- ru çocuğu ilan edilen, 21 yaşın- da} ken vatan haıni olmakla suç- lanan ve 25 yaşında Kralıyet ta- cıııı giyen Elizabeth, çocukluk aşlj Lord Robert Dedley içinse onı» el değmemiş tutkulan yaşa- targüçtür. Oysa kraliçenin baş danışma- nı Sir VVHliam Cecil'e göre Eli- zabeth bu topraklann kraliçesi- dir ve aşka ayıracak zamanı ol- mayan güçlü bir kadındır. Avru- pa'nın en güçlü krallığını kuran genç kraliçe komplolar, baskı- lar, suikastlar ve duygusal çeliş- kilerle dolu dünyasına meydan okumasını sürdürür. Dün sona eren I. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması'nın da açılış filmi olan 'Elizabeth' bu- gün gösterime giriyor. Yönet- menliğıru Shekhar Kapurun üst- lendığı Kraliçe Elizabeth'te Ca- te Blanchett, Geoffrey Rush. Christopher Eccleston. Joseph Fiennes, Sir Richard Attenboro- ugh, Fann>r Ardant \e Eric Can- tona rol alıyorlar. Tatlı Kaçamaklar Lionel, kadınlan baştan çıkar- madakı olağanüstü maharetin- den dolayı çevresi tarafından ol- dukça kjskanılmaktadır. Bir gün yakın arkadaşı Alain, ona bahse girmeyi teklif eder. Buna göre, Lionel on gün için- de genç ve güzel bır kadmı baş- tan çıkaracak ve bir gece geçire- ceği bu kadınla asla sevişmeye- cektır. Peşınden gidilecek av ise son derece aklı başında bir kadın olan Claire'dir. Lionel'e göre bubir şe- yi değiştirmez; genç kadın geç de oisa Kazanovanın çekıciliğine kapılacaktır. Ancak beklenenin aksine, koyun postunun altında özgür cinselliğiyle bir 'femme fatale' gizlidir ve Lionel de her- kesin sandığı gibi karşı konulmaz bir Kazanova değildir. Baştan çıkarmamn ya da baş- tan çıkarmayı oynamanın çatal- lanan yollanndaki iki erkeğın öyküsünde, erkek cinselliğinin kadının özgür cinsel yaşamı ta- rafından sabote edildiğine hü- küm verilmiş bir dünyayı ironik bir dille ele alan yönetmen Oli- ver IVray, aynı zamanda 'çağ- daş' erkeğin kışkırtıcı bir portre- sini çızıyor 'Tath Kaçamalar'da. Başrollerde Bruno Putzulu, Vincent Elbaz ve Smadi Wolf- man var. Akbank Oda Orkestrası konseri • Kültür Servisi- Akbank Oda Orkestrası 16 Aralık'ta Sabancı Center'da, 17 Aralık'ta Marmara Üniversitesi'nde konser verecek. Cem Mansur'un yöneteceği konserlere solist olarak viyolonsel sanatçısı Selma Gökçen katılacak. Konserlerde Alfred Schnittke'nin klasik dönemin büyük ustalanna göndermeler yaptığı "Moz-Art a la Haydn" adlı yapıtı, Haydn'ın Do Major Viyolonsel konçertosu, Mozart'ın 33. Senfoni ve Edvard Grieg'in 'tki Ağıtsal Melodi'sı yorumlanacak. Moskova Sanat Tiyatrosu'nun 100. yılı kuttanıyor • Kültür Servisi - lstanbul Amatör Tiyatrolar Çevresi, Moskova Sanat Tiyatrosu'nun 100. yılını çeşitli etkınliklerle kutluyor. 19 Aralık'ta lstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Çapa'daki Hulusi Behçet Kitaplığı altındakı tiyatro salonunda 'Stanislavski, Çehov ve Dramatik Tiyatro' başlıklı bir panel gerçekleştirilecek. Panale konuşmacı olarak Cengiz Gündoğdu, Mehmet Esatoğlu ve Bora Tanyel katılacak. Panel sırasında Moskova Sanat Tiyatrosu'nun sergılediğı oyun bölümlennden görüntüler sahnede yer alırken, Tiyatro Simurg, Çehov'un Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Ivanov ve Uç Kızkardeş oyunlanndan bölümler sahneleyecek. Moskova Sanat Tiyatrosu'nun 100. yıl etkinliklen, 26 Aralık"ta İTÜ Ayazağa Kampusu, ocak ayında ise Kartal Sanat Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek panel ve toplantılarla sürecek. Melih Şur'a Shumbun Karikatür Yarışması'ndan ödül • Kültür Servisi - Japonya'da düzenlenen Shumbun Kankatür Yanşması'nda Türkiye'den ilkokul ikinci smıfa giden Melih Şur, 'Special Overseas Junior Prize' ödülüne layık göriildü. Yanşmaya, amatör ve profesyonel 8 bm 623 kışı katıldı. Halit Refig filmleri • Kültür Servisi - lstanbul Kültür Üniversitesi, Cumhuriyetin 75. yılı etkinlıkleri kapsamında 'Cumhuriyet Kültüründe Halit Refığ Fılmlen' başlıklı sinema günleri düzenliyor. Bugün Gurbet Kuşlan adlı fılmle başlayacak olan gösterime Halit Refığ ve Cüneyt Arkın da katılacak. Sinema günleri çerçevesinde Bir Türk'e Gönül Verdim, Vurun Kahpeye, Aşk-ı Memnu, Yorgun Savaşçı, Hanım, Kanlar Koğuşu, tki Yabancı ve Köpekler Adası adlı filmler izlenebilecek. (Aynntılr-Bilgi için 639 30 24) Fujifilm Avrupa Basın Fotoğraf Ödülleri sahiplerini buldu • Kültür Servisi- 6-7 " Şubat tarihinde Londra'da düzenlenecek olan ve tüm Avrupa'dan 20 ülkenin bınncilerinin katılacağı 1998 Fujifilm Avrupa TahsinAydoğmuş'unfotoğrafi. Yanşması'nda Türkiye'yi Tahsm Aydoğmuş temsil edecek. Haber dalında Skylıfe dergısınden Erdal Yazıcı, röportaj daluıda Gezı Traveller dergisinden Tahsin Aydoğmuş ve spor dalında ABC Ajansı'ndan Kerem Saltuk'un ödüle layık görüldüğü 1998 Fujifihn Türkiye Basın Fotoğrafçısı Yanşması'nın ödül töreni, önümüzdeki günlerde Istanbul'da gerçekleştirilecek. BUGÜN • CRR'de IV Uluslararası Pıyano Festivalı kapsamında Namık Suhanovun Brahms, Chopin ve Rahmaninov'dan yapıtlar sunacağı dinleti saat 19.30'dan itibaren izlenebilir. (232 98 30) M tDSO, şef Alesander Rahbari yönetiminde ve Peter WDey (viyolonsel) eşliğinde Rossini, Haydn ve Stravinski'den yapıtlar sunacak. (251 56 00) • BORUSAN KtJLTÜR MERKEZİ'nde saat 17.30'da John Lennon'm 'Svveet Toronto' adlı belgeseli gösterilecek. (292 06 55) • BtLGİ ÜNTVERSrrESİ'nde, yönetmenliğini Jim Jarmusch'un yaptığı, başrollerini Johnny Depp ve Crispin Glover'ın paylaştığı 'Dead Man' adlı fılm 18.00'de izlenebilir. (216 00 00) • JOSE CARRERAS, Lütfı Kırdar Salonu'nda bir konser verecek. (212 95 30) • BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞl'nde Neylan Işık'ın yönettiği 'Yaşayan Taş' adlı film 13.00'ten 19. 00'a dek her saat başı gösterilecek. (292 39 84) • İLERİGÖZETLEME KÜLTÜR EVİ'nde Aziz Nesın'in kaleme aldığı 'Hazır Ol!' adlı oyun saat 18. 00'de sahnelenecek. (251 76 81) • BEKSAVda saat 18. 30da ClaudeLelouch'un yönettiği 'Sefiller' adlı fılm izlenebilir. (349 91 55) K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear