23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1998 PAZARTESİ HABERLER •I TYS'den sağduyu çağnısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Ataol Behramoğlu, ttalya'nın son olaylardaki tutumunun kabul edilemeyeceğini belirterek "Busonucunasıl sorumlusu, Türkiye'de gerçek bir demokrasinin gelişmesine olanak tanımayan ve böylece haklı davalarda da ülkeyi haksız duruma düşüren devletin kendisidır" dedı. Behramoğlu, protestolann soğukkanlı, ağırbaşlı ve tüm ülkeyi kucaklaması gerekirken aşın bir grubun tekeline bırakıldığına dikkat çekti. Perinçek'in yargılanması • Haber Merkezi - Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından tP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Genel Sekreter Mehmet Bedri Gültekin hakkmda "PKK'ye silah yardımı yapmak ve PKK"nin gizli ilcrnci liden olmak" suçlamasıyla açılan davarun ilk duruşması yann yapılacak. Yazılı bir açıkJama yapan tP Genel Başkan Basm Danışmanı Hüseyin Karanlık, duruşmada 400 avukat tarafindan savunulacak olan Perinçek'in önemli açıklamalarda bulunacağını belirtti. DYP'nin hesabına • ANKARA (AA)- Anayasa Mahkemesı, DYP'nın 1995 yılı hesabını, şerhli onayladı. Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Karan'nda, DYP'nin 1995 yılı kesın hesabında gösterilen 1 trilyon 544 milyar 663 milyon 662 bin 760 lira gelir ile 1 trilyon 478 milyar 398 milyon 815 bin 122 lira gıderin eldeki bilgi ve belgelere göre doğru ve Siyasi Partiler Kanunu'na (SPK) uygun olduğu belirtildi. Yasaya uygun olarak düzenleraneyen belgelere dayanan yada belgeleri bulunmayan 342 bin 599 lira gider karşılığı mal varlığının Hazine'ye gelir kaydedilmesine hükmedilen kararda. gelirlerin SPK'ye uygun olarak alındı belgesi karşılığında tahsili. alındı belgelerinin düzenlenmesi, defter kayıtlanna geçirilmesi ve saklanmasında gerekli özenin gösterilmesinirt DYP'ye bildirilmesi öngörüldü. Veterinerler BiPliği seçimlepi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Vetennerler Birliği'nın dün yapılan 38. olağan genel kurulunda, birlik başkanlığma veteriner hekim Nesrin Alpaslan seçildi. Yönetim kurulu üyeliklerine ise Gürbüz Ertürk. Muzaffer Çelebi. Ömer Beşaltı ve Naci Önal seçildi. İstanbul'da operasyon • İstanbul Haber Servisi - Fatih Belediye Başkanı Saadettin Tantan'ın da aralannda bulunduğu ve kamuoyunda tanınan kişilere suikast düzenlemeyi planladıklan savlanan sekiz kişi, tstanbul'da düzenlenen bir operasyonda yakalandı. Ayvaz Korkmaz'm adamına tadbikat • İstanbul Haber Servisi - Gıyabi tutuklu olarak aranan organize suç örgütü lideri Ayvaz Korkmaz'ın adamı olduğu gerekçesiyle gözaltına alman Burhan Kocaoğlu'na da yaklaşık 3 ay önce Gazıosmanpaşa'da bir infaz koruma memurunu silahla yaraladığı yerde tatbikat yaptınldı. Trenetaşlı saldıpı: 5 yaralı I İstanbul Haber Servisi - Halkalı-Sirkeci seferini yapan banliyö treni, Kumkapı istasyonu civannda tinerci çocuklann taşh saldınsına uğradı. Olayda beş yolcu hafif yaralandı. Felsefe okumalam • İstanbul Haber Servisi - istanbul Liseleri Felsefe Kulüplen Platformu, çeşitli üniversitelerden akademısyenlerin katılacağı felsefe okumalarına. bugün Galatasaray'daki Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde başlıyor. Harp Akademileri raporu: Siyasal îslamm devletten tek eksiği ordu 'MGV deriet içindeSERTAÇ EŞ ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'nrn kapatma iste- miyle dava açmaya hazırlandığı Milli Genç- lik Vakfı (MGV) hakkında Harp Akademi- leri Komutanlığı da çalışma yaptı. Harp Aka- demileri, geniş kapsamlı raporunda, yurtdı- şında 250 milyon marklık taşınmaza sahip olan Avnıpa Milli Görüş Teşkilatı (AMGT) ile MGV'nin "devlet içindedevletgörünûmü verdiğini" vurguladı. Komutanlık. "Bu olu- şumda eksik olan tek husus askeri kanafür ki, bu nedenk gerid İslanıi kesim, imam-ha- tip lisesi mezunlannuı harp okullanna alın- ması mücadelesi vermektedir" uyansında bulundu. Harp Akademileri Komutanlı- ğı'nın 1 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle ha- zırladığı araştırmanın MNP-MSP-RP hare- keti ve MGV ile ilgili bölümlerinde özetle şu saptamalarda bulunuldu: - MNP-MSP-RP çizgisinin ülke içindeki en önemliyan kuruluşu isc Milli Genclik Vak- fi'dır (MGV). \aknn yurrJannda \e evlerin- de kalan öğrencilerin İslamcı çizgide yetiş- melerine önem verilerek, İslamcılann alt gençlik kadrolannı oluştunnası sağlanmak- tadır.MSP-RPyi7gixinin örgüt >apısıbunlar- lasınırlı kalmamaktadır. Kendisinidestekle- yen yan kuruluşlaıia adeta bir devlet görü- nümündedir. Ban meslek kuruluşlan da İs- lamcı kesime destek vermektedirler. Bu ku- ruluşlar Türk-İslam sentezini savunmakta- dırlar. Birçok basm kuruluşu, İslami ktsimin görüşleri doğrulhısunda yayın vapmaktadır. MSP-RP çizgisinin yayın organlan dunı- mundaki bu kuruluşlardan baalan İslam dünyasının CNN'i olmak hevesindedir. - Yurtdışmdaki işçilerın örgütlenmesi ve MSP saflannda yer alması için de özel bir program yapılmış, buradaki işçilere dinin, kültürün ve milletin önemini anlatarak işe başlayan MSP, RP'li dönemde İslam Devle- ti olmak için çalışma başlatmıştır. Bugün Av- rupa'da gayri resmi üyesi 1 milyonu bulan "Avrupa Milli Görüş Teşküan", İslamcılann para kâynaklanndan bırisidir. Teşkilatın ta- şınmaz mallannm değerinin 250 milyon markı geçtiği bilinmektedir. Yurtdışmdaki ekonomik boyutu bu ölçülere ulaşan hareke- tin, yurtiçinde Faisal Finans Kurumu. Al Ba- raka Özel Finans Kurumu, İslam Kalkınma Bankası ve sayılan bvnin üzerinde ticari şir- ketler dikkate alındığında siyasal tslamın, kadrolaşmanın yanı sıra ekonomik güç ola- rak geldiği seviyenin yadsmamayacak bo- yutlara ulaştığı açık olarak görülmektedir. -Özetlesiyasal fslamın 1970'H yülardayap- bğı çok yönlü yatmmlaıia bugün geldiği çiz- gi, tabanıyla. gelir kaynaklanyla, şirkeüeriy- le, \akiflamla, basın-yayın kuruluşlanyla devlet içinde devlet olma durumundadır. Bu oluşumda eksik olan tek husus askeri kanat- ür ki, bu nedenle gerici İslami kesim, imam- harip lisesi mezunlannın harp okullanna ahnması mücadelesi vermektedir. İmam-ha- tip lisesi mezunlannı mülki idare. >argı. ma- Bye ve emniyet güçlerine yerieştiren hareke- tin, kurumlaşma ve kadrolaşmasını tamam- lamak için tek eksiği olan askeri kanada çen- gel atmak ve böylece devlet içinde oluşnırdu- ğu devletin tüm yönlerini tamamlamak iste- mektedir. - 1983'te kurulan RP, liderlerin siyasi ya- saklannın kaldmldığı referandumun ardın- dan eski MSP'nin bir uzantısı olarak yoluna devam etmiştir. RP'nin kuruluşundan sonra İslamcılann bazı yeni taktikler uyguladığı görülmektedir. Zaman içerisinde oylannı, az gelişmış ve kırsal kesimlerden gelişmiş böl- gelere ve büyük kentlere doğru kaydırma ça- bası içinde olmuşlar ve kadınlara, kadınlar- la ulaşma yöntemini uygulamışlardır. Bir di- ğer önemli degişim ise seçim propaganda yöntemlerinde yaşanmıştır. Önceleri cami cemaatine geleneksel vaazlarla ulaşan RP, artık sosyal demokrat politikalan da dillen- dirmektedir. Adaletsizükten ve sistemin ken- dilerini ezdiğinden yakınan insanlan kendi- sine hedefkitie olarak tayin etmiş, köylerden göç eden ve varoşlarda oturanlara yönelik politikalar üretmeye başlamıştır. - RP'nin degişim projesi farklı bir strateji üzerine oturtulmuş, partililer sanki her an seçim varmış gibi çahşmıslardır. Bire bir pro- paganda yöntemiyle partinin tabanı geıüşle- tilmiştir. RP lideri hedefe giden her yol mü- bahür.düşüncesi ik Atatürk'ü Refahcı ilanet- toiş ve diğer partüerin mensuplan için "Bu taklitçiler Atatürk'ün gençliğe beyanname- sini okuyamazlar" sözieri ik rejimle tartış- maya girmeden, takıyy% yapma yoluna gh- miştir. RP, iilkede İslamivet için cihat çağn- lan yaparkcn. her toplumda olabilecek fa- kiriik. rüşvet hırsızhk, kumar, fuhuş, uyuş- turucu kullanımı gibi olumsuzluklann so- rumlusunu laiklik ve tek çaresini de tslami- yet olarak gösterme çabası içerisine girmiş- tir. Merkezdeki sağ ve sol paıiikrin ciddi po- litikalar üretememesi de \atandaşı etkilemiş ve bu husus RP'ye oy kazandıran en büyük etkenkrden biri olmuştur. Yeni kurulan sivil toplum örgütü ICG, sorunlu bölgelerde başanlı görev yapıyor Dünyada kriz çözme grubu LEYLA TAVŞANOĞLU Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group- 1CG) yeni yeni yerleşmeye başlayan knz yönetimi kavramına uygun olarak kurulmuş, yeni sayılabilecek bir sivil toplum kuruluşu. Dünyanın çeşitli kriz bölgelerinde alan çalışmalannı etkili biçimde yapıyor. raporlar hazırlayarak yetkili mercilere ulaştınyor. ICG. Kuzey lrlanda sorununun çözümünde, Bosna için vanlan Dayton Anlaşması'mn uygulanış aşamasında da çok etkili olan bir kuruluş. Bütün dünyadan tanmmış siyasetçiler, devlet adamlan, düşünürler, işadamlan bu kuruluşun yönetim kurulu üyeleri. Türkiye'den ise sadece bir kişi yönetim kurulu üyesi. Adı Ersin Anoğlu. Anoğlu, İstanbul Teknik Üniversitesf nden yapı statiği uzmanı olarak mezun olmuş bir mühendis. Yapı Merkezi. Bilim Merkezi Vakfı başkanlıklannın yanı sıra Slovenya'nın fahri konsolosluğunu yürütüyor. Anoğlu'yla 30 Kasım'da Ankara'da, 1 Aralık'ta da lstanbul'da yapılacak olan ICG toplantısı öncesinde kuruluşun etkinlikleri, etki alanlan, hedefleri ve amaçlannı konuştuk. Anoğlu'yla konuşmamız şöyle gelişti: - ICG'ye neden ilgi duydunuz ve bu işe girdiniz? ARIOGLU-1997'deABD Konsolosluğu'ndan, bir Amerikalı parlamenterin benimle konuşmak istediği haberi geldi. Bu kişi Stephen Solar2'dı. Benim kunıluşa girmemı istediklerini söyledi. Çok etkilendim. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımıza danıştım. Çok olumlu karşıladı. Hatta bana yardımcı olacak belgeler de verdi. Bundan sonra ICG üyeliğini kabul ettim ve çahşmalanmız başladı. - Uluslararası alanda bu çahşmava neden gerek duyuldu. ARIOGLU -Zaman değiştikçe dünyada bilgi ön palana çıktı. Ulus devletler bugün hem alttan, hem üstten sıkıştınlır oldular. Bu arada bölgesel antantlar kuruldu. Bu bölgesel kümeleşmeler, uluslar arasındaki bilginin artması. dünyanm küçülmesi, haberleşmenin çok ciddi biçimde ileriemesi nedeniyle her yer birbiriyle iletişim içinde olma gereğini duyuyor. Bir yerdeki bir değişiklikten her taraf etkileniyor. Ve önce bilgi transnasyonal oluyor. Yani uluslann üstüne çıkıyor. Sınır, bayrak tammıyor. Küreselleşiyor. Ulusal devlet kendi para birimini kurup bunu korumak üzere kurulmuş bir kavramken para bu küreselleşmenin etkisiyle bayrak, smır tanımaz bir duruma geliyor. Iş bununla da kalrmyor. Dünyada terör odaklan birleşmeye, transnasyonal olmaya başlıyor. Böylece ulus devlet yukandan gelen baskılar altında zayıflamaya başlıyor. Bir de ulus devleti alttan baskı altında tutan konular çıktı. - Nedir bu konular? ARIOĞLü - Bunlar kendi içinde bölgeselcilik ve etnik yapılaşma. Insanlar bilgiyi çok fazla kullanmaya başladıkça bilgi sınır tanımaz bir duruma • Uluslararası Kriz Grubu'nun tek Türk üyesi Ersin Anoğlu, ICG'nin çalışma alanlannı şöyle açıkladı: Birincisi Balkanlar, yani Bosna-Hersek, Makedonya, Yugoslavya ve Kosova. Sonra Orta Afrika'da Burundi, Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda. Asya'da ise Kamboçya gündemimizde. bir öneriler paketi hazırhyor. Ama bu öneriler paketini hızarlamak da yetmiyor. Önerilerin anlatılması, savunuhnası ve gerekli mercilere iletilmesi gerekiyor. Elde edilen raporlar bütün toplumlara, bütün insanlığa açık olarak Internet sayfalannda yayımlanıyor. Ikinci olarak. uluslararası karar mercilerine, taraflara anında iletiliyor. Böylece ortaya öneriler paketi çıkmış oluyor. Bakın, karar vericiler olay geliyor. Bu olunca da topluluklar kendi emik kimliklerini korumak ve ben de vanm diyebilmek için ulus devlete eleştiriler yöneltiyor. Bu durum dünyanın her yerinde böyle. Oysaki bugün insanlığın elinde o devlet yapısından başka demokrasi, demokrasiye yönlendirilmiş, kuvvetler aynlığını benimsemiş olmak var. Bundan başka da bir araç yok. Ulus devletin sürekliliğinin ve bu ilkelerin korunabilmesi için bazı uluslararası kuruluslara sırasmda taraflar arasında bir konsensüsü sağlamayı BM başardı. Yoksa ikinci bir Irak harekâtı olacaktı. Bakın, Atatürk, Osmanlı Imparatorluğu'nun külleri arasından bir ulus devlet yarattı. Aynı tarihlerde Avrupa'da Birinci Dünya Savaşf ndan sonra birçok ulus oluşru. Benzer gelişmeler Asya'da da gerçekleşti. Biz, Misak-ı Milli sınırlan içinde daha önce ekonomik kalkınmaya yöneldik. Ama Avrupa bir MussoUni, bir Arkadaşunız Le>1a Tavşanoğlu, Uluslararası Kriz Grubu'nun tek Türk üyesi Ersin Anoğlu ile dün- yanın bu yeni örgütü üzerine söyfcsti. (Fotograf: KAAN SAĞANAK) ihtiyaç duyuluyor. Bölgesel bazı anlaşmazlıklan ortadan kaldırmak, demokrasiler zayıfsa oralarda daha güçlü demokrasiler kurmak. zayıf olan ekonomileri güçlendirmek ve böylece insanlığa insan eliyle verilmiş.olan zararlar engellenmek, ya da ortadan kaldınlmak amaçlanıyor. Bir etnik aynşma hareketi başladığı zaman ilk ortaya çıkan sonuç insamn insanı öldürmesi, ya da bazı haklanm elinden alması. Ancak insan o şekilde öbür insamn üzerine üstünlük kurduğunu düşünüyor. - Bir örnek verebiKr misiniz? ARIOĞLU - Ömeğin Afrika'da. Ruanda'da iki aşiret kavga etti ve bunun sonucunda bir milyon kişi öldü. Bugünkü insanlık anlayışında, "O bölgede bu tür oJayİar olduysa da biz bir şey yapamayiz'' diyemeyiz. İnsanlık bu olaylara çare bulabilmek için Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Cemiyet-i Akvam, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslarüstü birlikler oluşturdu. Ama zaman içinde bu kuruluşlann çalışmalan hantal kaldı. Fazla bürokrasi nedeniyle hızla hareket edemediler. Bir de bu kuruluşlar iki süper gücün savaş alanı gibi davrandılar. - Peki, BM'nin hiç faydah olduğu alanlar vok mu? ARIOGLU - Olmaz olur mu? Örneğin son Körfez krizi Hitier, bir Franco, bir Salazar çıkardı: ne aşamalar ve gelişmelerden geçti. Bu liderlerin her biri ülkelerine büyük zararlar verdi. Atatürk'ün büyüklüğü buradaki kurmuş olduğu devlet, devletin ilkeleri, devletin yapısı bizi bugüne kadar hem dış çatışmalardan korudu, hem de bizim hiç olmayan bir endüstrimizin yaratılması için büyük bir olanak sağladı. Ulus devietler kurulur kurulmaz sınırlannı genişletme eğilimi teorisini de Atatürk bozmuştur. Ben bu konuda bütün Türkiye'nin konsensüs içinde olduğuna inamyorum. Bu sağlam prensiplerle de kendi banşımızı çok uzun bir süre koruyabileceğimizden kuşku duymuyorum. Bütün bunlardan dolayı da hızlı hareket edebilen uluslararası bir kuruluşa ihtiyaç duyuldu. - ICG'nin alanında çanşan başka uluslararası kuruluşlar yokmu? ARIOĞLU - Var tabii. Ama ICG'yi tek kılan uygulamakta olduğu yöntem. Bir yerde bir anlaşmazlık çıktığı zaman o anlaşmazlığın gerek tarihsel, gerek siyasal, gerek ekonomik kökenine inip yerinde araştırma yapan bir kuruluş. ICG yerinden bilgi topluyor, bütün taraflan dinliyor, bütün olasılıklan göz önünde bulunduruyor ve bütün bu çalışmalan yaptıktan sonra yerindeki şartlan anlamakta güçlük çekebilirler. Yeri, yerel koşullann neler ifade ettiğini, orada yaşayan insanlann düşüncelerini hiç bilmiyorlardır. Şimdiye kadar yaptıklan maddi yardımlardu-. Ama artık o devir geçti. Işte, Uluslararası Kriz Grubu'nun metodolojisi bilgi çağının ihtiyaçlanna uygun olarak bilgi açığını kapayacak bilgiler üretmek, bunlan da karar mercilerine hızla ulaştırmaktır. Karar mercileri bazen karar oluşturmakta da gecikebiliyorlar. lşte. o sırada ICG o karan hızlandırabilmek için bu sefer karar mercileri nezdinde harekete geçiyor. Yani eylemin zamanlamasma da yardımcı olmaya gayret ediyor. - Bildiğimiz kadamia ICG hem Kuzey İrlanda sorununun çözümünde, hem de Dayton Anlaşması'nda önemli görevter vapo_ ARIOĞLU - Kuzey lrlanda olayında Ingiltere hükümeti de, trlanda'daki hükümetler de ICG'nin Başkanı olan George Mitchefl'in toplantılarda başkan olmasını istediler. Süreç gerçekten başanlı oldu ve çok uzun süren bir anlaşmazlık ortadan kaldınldı. Burada başkan, ICG şapkasını kullandı. - Yani Geogre MitcheD orada ABD Senatörü kimliğini kullannıadı mı? ARIOĞLU - Evet, tamamıyla ICG Başkanı olarak toplantılarda bulundu. Dayton Anlaşması konusunda da, anlaşma oluşmuştu ve yakın sürede imzalanacaktı. Tam o sırada ICG kuruldu. ilk direktörü Nichobon'dı. Nicholson görev başında, Saraybosna'da kalp krizi geçirip öldü. Ona bir tür banş şehidi diyebiliriz. Daha sonra geçici olarak görevi Morton Abramovvitz üstlendi. Prosedür tamamlanmca da direktör olarak Belçikah senatör Alain Desteshe getirildi. Yönetim Kurulu Başkanmız da Amerikalı senatör George Mitchell'dir. ICG, Dayton Anlaşması'nm uygulanmasının izlenmesinde çok büyük başan sağladı. Uygulanamayan yönleri için taraflara derhal çözüm kriterleri getirdi. - Bir örnek verir misiniz? ARIOĞLU - Bosna'da seçimler daha erken yapılacaktı; tarihi bile ilan edilmişti. Ama henüz seçim şartlan oluşmamıştı. ICG adil ve açık bir seçimin gerçekleşemeyeceğini anlayınca bazı kanunlann, yardımlann, göç hareketlerinin tamamlanmasından sonra seçimlerin yapılmasını önerdi. Seçimler ertelenip daha sonra yapıldığında da elde edilen politik sonuçlar ülkenin istikrara doğru gitmekte olduğunu gösterdi. Aynca Dayton Anlaşması'nın uygulanmasından çıkan her türlü sorunda ICG'nin alan çalışması yapması nedeniyle bütün dünyaya bilgilerin zamanında ulaşması sağlandı. - ICG bUdigimiz kadanyia bir sKü toplum kuruluşu. Ama bu kadar yayguı olan çalışmalan > apabflmesi için hangi fonlardan vararlamvor? ARIOĞLU - ICG'ye yardım eden hükümetler var. ICG'nin doğru ve iyi çalıştığına güvendikleri için destek veriyorlar. Bunlar başta ABD, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, lrlanda, Isveç, Isviçre, Kanada, Norveç ve Tayvan. tkinci olarak sivil toplum kuruluşu niteliğindeki bazı vakıflar destekliyor. Üçüncü olarak da bazı büyük şirketler ve şahıslar da bağışta bulunuyorlar. Bazı hükümetler de proje bazında destek veriyor. - Bu toplantryı neden İstanbul'da yapıyorsunuz? ARIOĞLU - Bundan bir beklentimiz Türk hükümeti bu çalışmalanmıza ilgi duyarsa bize destek vereceği. İlk toplantı 30 Kasım'da Ankara'da, 1 Aralık'ta İstanbul'da olacak. Böylece ICG'nin bu etkınliklerini Türk kamuoyuna tanıtacağız. - ICG'nin 12 aytkgündemini açıklar mısuuz? ARIOĞLU-Birincisi Balkanlar, yani Bosna-Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti. Şu anda bölgede banşı tehdit eden ve hızla genişlemesi mümkün gözüken Kosova da gündemde. Sonra Orta Afrika'da Burundi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda var. Güneydoğu Asya'da ise Kamboçya gündemimizde. Kuzey Afrika'da ise Cezayir'de basına büyük bir sansür var. ICG o konuda bir rapor hazırladı. BIZBtZE. ERDAL ATABEK Tepki Biçlmleri... Tepki, uyancı etkiye karşı gösterdiğimiz davranış- lann bütünüdür. Tepkinin biçimini de kişinin kültür birikimi, içinde yer aldığı grubun nftelikleri, beklentileri, o andaki ruhsal durumu belirler. Italya'ya gösterilen tepkiyi anlayabilmek için de bütün bu etkenleri dikkate almak gerekir. Italya, Ab- dullah Öcalan'ı geri vermeyeceğini açıkladığı za- man bu tavır, Türkiye'ye karşı düşmanca bir tutum olarak kabul edildi, bu kabul de toplumsal bir onay gördü. Şimdi, bu olaya gösterilecek tepki beş biçimde olabilirdi: 1. Italya'yı çağnştıran her şeye saldırmak, aşağı- lamak, ezmek, yok etmek. 2. Saldırgan özellik taşımayan protestoda bulun- mak, mallanna boykot uygulamak. 3. Bu tavnn yanlışlığını kitle haberieşme araçlany- la Türk ve Italyan yetkililerine iletmek. (Mektup, tel, Internet vb. yollanyla). 4. Türk yetkililerin gereğini yaptığını bilmek, onla- nn çalışmalannı desteklemek ve beklemek. 5. Durumun neden buralara vardığını, Italya'nın böyle davranışmın nedenlerini anlamaya çalışmak. Bu tepki biçimlerini sadece bu olayda degil, ken- di takımının yendiği ve yenildiği maçlarda taraftar- lann tutumlannda da görebiliriz. Kimin ya da kimlerin hangi tepki biçimini seçece- ğine ilişkin bir öngörümüz olabilir mi? Böyle durum- larda 'ilkel tepki" ya da 'uygar tepki' deyimleri ne an- latır? Tepki biçimlerini anlamanın bir yolu, sosyal psikolog Abraham Maslovv'un 'GereksinmelerPi- ramidi'nl anımsamak olabilir. Mas!ow, davranışlanmızın özünü gereksinmeleri- mizin karşılanması olarak tanımlar. Bu gereksinme- lerin de basamaklarla açıklanan bir piramit biçimin- de olduğunu belirtir. Bu piramitle, yukanda belirttiğimiz tepki biçimle- rini karşılaştırdıgımız zaman ilginç bir yaklaşım go- rürüz: 1. Piramidin tabana en yakın bölümünde 'fızyolo- jikgereksinmelerimiz' yeralır. Bu gereksinmeler; aç- lık, susuzluk, cinsellik gereksinmeleridir. Maslovvteorisinde, bu gereksinmeler doyurulma- dıkça ikinci basamağa çıkmak zortaşır. lşte, bu bi- rinci basamakta gereksinmeleri doyuma ulaşmamış kişilenn tepkilen genel olarak saldırganlık biçiminde görülür. Çünkü doyumu engellenen kişinin tepkisi saldırganlık biçiminde gelişir. 2. Piramidin ikinci basamağında 'güven gerek- sinmesi' yer alır. Birinci basamaktaki gereksinme- leri doyurulmuş, ancak güven gereksinmesi doyu- rulmamış ya da ortadan kaldınlmış kişiler, gruplar saldırganlık göstermez, ancak güven yitimini toplu protestolarla açıklarlar. 3. Piramidin üçüncü basamağında 'sevgiveait ol- ma gereksinmesi' yer alır. Bu basamakta yer alan kişiler ve gruplar, tepkilerini ileterek durumu paylaş- madıklannı belirtirler. 4. Piramidin dördüncü basamağında 'sosyal ka- bul gereksinmesi' vardır. Bu basamakta yer alanlar, sosyal kabul gereksinmelerinin arttığını görerekyet- ki verdikleri kişilenn çalışmalannı izlerier. Onlann,va- racağı sonuçlan bekleıier. 5. Beşinci basamakta 'kendini gerçekleştirme'y- er alır. Bu duruma gelmiş kişi, gereksinmelerinin doygunluk düzeyine ulaşmıştır. Onun tepkileri gerek- sinmelerinin doyumu için olmayacaktır. O nedenle de bu basamağa ulaşmış kişi ve gruplar 'bu davra- nışlann nedenlerini anlamaya' yönelik tepkilerde bu- lunuriar. Okurlar, dinlerler, düşünürler, tartışırlar ve 'neden böyle olduğunu' anlamaya çalışırlar. • * • Davranışlanmızın temelinde gereksinmelerimizin doyumunu amaçlayan yönelişler vardır. Onun için de insanlann davranışlannı anlamanın yolu, onlann gereksinmelerini anlamaktan geçer. Saldırganlığın temelinde de gereksinmelerini sağ- layamamış, kendine değer vermeyen, kimliğini ne- rede bulacağını bilemeyen, hedef seçememiş insan dürtüleri vardır. Bu olguda tek başına saldırganlığa cesaret edemeyen insanlar, bir araya gelerek grup oluşturduğu zaman, hayatlannı bütün yetersizlikle- rini kaba güce dönüştürerek saldırganlaşırlar. Saldırgan insanın gelişerek neden-sonuç ilişkisi- ni düşünen insan aşamasına gelebilmesi için de te- mel doyumlannın sağlanması gerekmektedir. Bu gerçekler, olayın eğitimden bağırnsız yönünü de açıklamaktadır. Kimi zaman eğitimli kişilenn de neden saldırgan olduğunun anlaşılması bu yolla ko- laylaşmaktadır. Demek ki işimiz daha çok güç, yolumuz daha çok uzun. 'Berber Yaşar'ın dosyası kabarık EVtNGÖKTAŞ ANKARA - Yeralü dün- yasını hedef alan operas- yonlar sonucu İstanbul'da yakalanan "BerberYaşar" lakaplıYaşarAktürk'ünde Altrnoluk'ta yakalanan "San Avni" gibi polisteki dosyasının oldukça kaba- nk olduğu öğrenildi. "San Avni" adıyla tanı- nan Avni Musullulu'nun, 12 Eylül öncesi sağ ve sol eylemcilere çok sayıda si- lah satarak ülkenin kan gö- lüne çevrilmesinde önemli rol aldığı ileri sürülüyor. Hakkında çok sayıda uyuş- turucu ve silah kaçakçıhğı davası açılmışbulunan Sa- n Avni'nin, sattığı silahlar nedeniyle Nihat Erim ve Kemal Türkler'in öldürül- meleri gibi iki siyasal cina- yetin işlenmesine neden ol- duğu kaydediliyor. Emniyet Genel Müdür- lügü Kaçakçılık ve Orga- nize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı yetkilile- ri, bu tür silah ve uyuşturu- cu kaçakçıhğı işi ile uğra- şanlann kendilerini çok iyi kamufle ettiklerini beürte- rek "San Avni" ve "Ber- ber Yaşar" gibi daha bir- çok kişinin önümüzdeki günlerde birerbirer yakala- nacağını söylediler. Yetkililer, bu kişilenn kimler olduğunu açıkla- maktan kaçınırken, "geç- mişte snah ve uyuşturucu kaçakçıhğı yaparak yükü- nü tutan bu kişikrin şimdi- lerde kara para aklama işi>1e uğraşuklannı" belirt- tiler. Berber Yaşar, 26 Kasım Perşembe günü tstan- bul'un ülkücü babalann- dan Ayvaz Korkmaz'ın adamlannın ifadesi üzerine yakalandı. Cemal ve Kemal Santaş isimli kişilerin öldürülme- sini azmettirdiği gerekçe- siyle yakalanan Berber Ya- şar, daha sonra sevk edildi- ği DGM'de tutuklandı. Emniyet Genel Müdürlü- ğü'ndeki dosyasına göre, uluslararası uyuşturucu madde kaçakçıhğı suçun- dan 12 Eylül döneminde yakalanan Halim Civelek, polisteki ifadesinde Berber Yaşar'm yaptığı uyuşturu- cu, altın ve döviz kaçakçı- hğı hakkmda önemli açık- lamalarda bulunmuştu. Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ya- şar Aktürk'ün de aralann- da bulunduğu 34 kişi için Nöbetçi DGM'den 3 gün ek gözaltı izni alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear