23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20EKİM1998SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Duvarın tuval üzerinde yansıması ALİAKAY Burtıan Doğançay'ın yıllar önce AKM'deki sergısinden beri Türk sanat- severleri, sanatçmın kişisel sergisini görmek firsatını edinememışti. Bukez, yeni kurulan ve 1998 sezonunda ilk sergisini Burhan Doğançay'a ayıran Galeri G, hem sanat ortamına giriyor hem de îstanbullulan Burhan Doğan- çay gibi bır isimle yeniden buluşturu- yor. Bu ikili görev nihuyla başlayan Ga- leri G'nin ilk sergisi 15 Ekim'de açılı- yor. Duvar resmi terimini, yıllardan be- ri, "çağdaş sanaon Niganna sokmaya ça- nşan" Burhan Doğançay bu kez New York'un 3. caddesınde 58. sokagın kö- şesinde bulunan Alexander's adlı alış veriş merkezinin yeniden düzenlen- mekte olan duvarlannın resimlerini Is- tanbul'a taşımakta: Duvann tuval üze- rindeki yansımasını. Duvarlann üzerin- deki afişler, graffiti'ler onlann üzeri- ne yansıyan güneş ve şehrin kirliliği, yağmurun getirdiği pislik Doğançay'ı ilgilendiren malzemelerarasında. Kent kültürü ile yakından ilişkilendirilen duvarlar, eski dönemlerden beri res- samlann ilgisini çeken yüzeylerolarak kalmıştır. Mağara resimlerinden (Lascaux) be- ri. duvarlar, dış ve iç mekânlar sanatın "support"lan, destekleyicileridir. Zen- ginlerin veya orta sırufın evlerindeki di- ni tasvirler, boyanın kullanımı hep res- samlara ısmarlanan sanat eserlerini ta- şımıştır. Sanayi toplumlanyla birlikte gelişmekte olan popüler tüketım nes- neleri 20. yüzyıl içinde duvarlar saye- • Duvar resmi terimini, yıllardan beri, "çağdaş sanatın lügatına sokmaya çalışan" Burhan Doğançay bu kez New York'un 3. caddesinde 58. sokağın köşesinde bulunan Alexander's alışveriş merkezinin yeniden düzenlenmekte olan duvarlannın resimlerini Istanbul'a taşımakta: Duvann tuval üzerindeki yansımasını. sinde tüketıcilere reklam edilmiştir. Bu reklamlann göstergeleri, kapitalizmin gelişme aşamasından beri, sistemi hem desteklemiş hem de sisteme karşı çık- mıştır. Kurulan modern dünyanın içinde, ürerilen mallann reklamlan kentin yü- zeyini oluşturan duvarlara ve çahşan- lann taşınmasını sağlayan metro ve otobüs duraklannın duvar yüzeylerine yerleştirilirken, aynı zamanda, bu rek- lam unsuruna karşı direnme gösteren sokak sanatçılanna malzeme oluştur- muştur. Modern dönem resminde Kübizm ile başlayan bir hareket, gazete kupür- lerini tuval üzerine taşırken. "devrim- ci" Kızıl Çın'de duvar gazetelerinın okunacağını acaba hayal etmiş miydi? Merz'lenyle Kurt Schwitters, benzer tip bir işi gerçekJeştirirken, yine ulus- lararası situasyonistlerin kentin ve met- rolann reklam panolannı saptırmaya başlayacaklannı düşünebilmiş miydi? Robert Rauchenberg, 1950'Ii yıllarda geliştirmiş olduğu sanatının kolajlan ile günûmüz sanatının içindeki tasanm- cılan etkileyeceğini bilebilmiş miydi? Tüm bir sanat ve toplum tarihi duvar- lann kentsel kültûrün oluşumundakı rolü üzerinde dûşünmüştür. Burhan Doğançay da kendi sanatsal ve yaşamsal tekilliğı içinde, enderrast- lanan bir süreklilikle, kendi sanannı, bu kültûrün sanattaki yansımasını gerçek- leştirmeye adamış biri olarak karşımı- za çıkıyor. Tuval üzerine yılardır ger- çekleştirdiği kolajlan ve duvar resim- leri bu bakimdan bır hayat macerası- nmparçalan olarak duruyor. 1960'lıyıl- lann başından beri başladığı bu tür sa- natmı Burhan Doğançay seyahatleriy- le ve dünyanın çeşitli kentlerinde aç- tıgı sergileriyle pekiştirmekte, tanıt- makta, kendine açtığı yoldan ilerle- mekte. Duvarlann üzerine kaplanan afışlerin, onlann üzerine yapılan du- var yazılannın çok yönlü anlamını araş- tınrcasına tualine bunlan geçirerek, aynı zamanda duvar kültürünün sürek- liligine şahit olmakta Burhan Doğan- çay. Bu şahitlik Fransız filozof Jean Fran- çois Lyotard'ın deyişiyle "postmodern zamanlarda" düşünen kişinin yapabi- leceği tek şey. Her şeyin karmaşıldaş- tığı, siyasi kodlann kendi iç anlamla- nnı yırtarak "sapkın" anlamlara doğ- ru kaymaya başladığı; anlamlann yer degiştirdiği (Ekolojistlerin içinde grup- Ian muhafazakâr mı yoksa devrimci mi göreceğiz? Veya her ikisi birden nasıl olabilecek?) dünyamız, kültürü- nü ve bunun sanatsal ifadesini nasıl gösterebilecek? Bir vizyoner olan sa- natçı bu eyleminde sanannı kullanarak, ileriyi görmekten çok, belki de günde- lik yaşamın şahitliğini yapmaya baş- layacak. Burhan Doğançay da postmo- dem zamanlarda, Nietzsche'ci bir şe- kilde, "trajik kahraman" rolünü bu şahitlikte görmekte. Aşksızlaşan, dep- resif dünyalanmızı geçirebileceğimiz sanatsal yüzey, anonim insanlann me- kânı olan sokaktaki duvarlarla kesiş- mektedir. Bu duvarlar ki, dünyanın bir- çok kentinin "gizliaşklannı" ifşa ettik- leri yüzeylerdir. Türkçe veya Ingilizce, her şekilde, renk renk kalplerin ve aşklann birleş- tiği yüzeylerdeki yönü tayin eden ok, sevginin sembolü gibi durmakta. Hat- ta, belkı de "Detour" adlı çalışmasm- da, Burhan Doğançay'ın kullandığı ok resmi de kalpleri birleştiren simgesel ok ile aynı ifadeyi taşımaktadır. 1994 yılındaki çalışması "aşkm hiyeroglifi- ni" belirleyen gösterge ile birleşirken. bunun Galeri G'de açılacak olan ser- gisinin bir ucunu oluşturacağını, Bur- han Doğançay, acaba, biliyor muydu? lşte, belki de, bu bilinmezliktir ki, ka- deri ortaya çıkarmıştır. Geleceğini kendi ellerinde tuttuğu- nu zanneden bir varoluşçudan çok, ha- yat, trajik kahramanı ve sanatçıyı Ni- etzsche'nin "Amor fati" diye adlan- dırdığı cinsten birkadere doğru taşımak- tadır: Bu, Doğançay'ın rengârenk im- zalannınkidir. Royal Opera'da sorunlar bitmiyor Kültür Servisi - Ingilte- re'nin en önemli opera top- luluğu The RoyalOpera Ho- nse, önce salonunu kaybet- ti. Covent Garden Salo- nu'nun tamirat nedeniyle ka- panmasmdan sonra çalışma- lannı başka salonlarda sür- dürmeyi deneyen toplulu- ğun bir yıllık programı ıptal edildi ardından. Ekonomık durumunu toparlayabilmesi amacıyla Royal Opera Ho- use'ın 16 Ocak-31 Aralık 1999 tarihleri arasında et- kınliklerine ara vermesı ka- ran alındı. Ancak toplulu- ğun sorunlan bununla da sı- nırlı kalmadı. Bütün bu ge- lişmelerin ardından son ola- rak da topluluğun müzik dı- rektörü Bernard Haitink is- tifa etti görevinden. Bu isti- fa, operadaki krizin daha da büyüyerek süreceğinin bir göstergesi aslında. Şimdi sa- natseverler kurumun ışıkla- -ının tamamen sönüp sön- neyeceğini sorguluyor. Kısa sürede çok kayıp Haitink'in aslında prog- -anun iptal edileceğinin açık- anmasının hemen ardından, ju karan protesto etmek için stifa ettiğl ancak istifanın bir jy süresince basmdan gız- endiği söyleniyor. Geçen iki «tl boyunca opera çatısında- d istifa ve kovulmalara ba- aldığında kurumun bu ka- larkısa bir sürede iki başkan. ki yönetim kurulu başkanı. am kadro bir yönetim kuru- u ve düzinelerce yönetici iyeyi yitiıdiği görülüyor. An- :ak Hollandalı şefHaitink'in stifası kurum içın özellikle )u noktada büyük bir kayıp )larak değerlendiriliyor. Covent Garden çansı alün- ia gelişen bütün olaylar. kriz- er sırasında değişmeyen tek «y topluluğun müzikal stan- Iartlan ve kalitesinin erişil- nezliğiydi. Bunda en büyük >ayı elbette Haitink'in ça- )alan oluşturuyordu. Önü- nüzdeki yıl 70 yaşına basa- akolan sanatçı, bütün çalış- nalan boyunca kurumun po- itik işlerine hiç bulaşmadı, 'Müzisyeıı müzisyendir'' di- 'erek yönetimle hiç ilgilen- neden orkestrasını dünya tandartlannda erişilmez bir loktaya taşıdı. Sanatçı, cid- li bir kalp ameliyatı geçir- mesinin hemen ardından Edinburgh Festivalı'ne ka- tılarak Verdi'nın Don Cartos operasıyla müzikseverleri büyüledi adeta. Sanatçının yönetıme kanş- mama konusundaki tavn bır yandan gücünü bıryandan da güçsüzlüğünü sergıliyordu aslında. Müzıği üzenne yo- ğunlaşarak orkestra ve koro üyelenne büyük hizmetler sundu, dünya çapında tanı- nan sanatçılar haline gelme- lerini sağladı. Ancak yöne- timin oyunlanyla başa çık- ması gerektiğinde çok ha- zırlıksız yakalandı. Topluluğun müzik direk- törü olmasına karşın progra- mın biryıllığına iptal edildi- ğini, çalışmalara bir yıl ara vereceklerini, neredeyse ba- sınla aynı zamanda öğrendi. Karar alınırken tek bır kişi bi- le fikrinı sormamıştı Ha- itink'e. Sanatçı. operanın yöne- tim kurulu baskanı Sir Co- lin Southgate ve kültür ışle- n sekreteri ChrisSmith ile ar- ük mücedele etmesi gerek- tigini anladığında ise elinde kullanabileceği tek koz ola- rak istifa etmek kalmıştı. Ro- yal Opera House eskı gücü \^e saygmlığını koruyorolsay- dı Haitink'in istifası daha karizmatik, genç bir dahinin atanması için bir firsat ola- rak görülebilirdi. Böylelik- le 1999'da taptaze bir kanla başlıyoruz sloganmı kullan- ma şansını da elde etmiş olur- du kurum, ancak öncelikle yönetim kurulunun bu tür stratejik kararlan alabilecek güce sahip olup olmadığını hangi üstün nitelikli şefin Covent Garden'a giderek ününü ve kariyerini riske at- mak isteyeceğı sorgulanma- lı şu aşamada. İstifasında ısrarlı Bernard Haitink'in duru- muna bakılacak olursa 35 yıldır Londra'da sürdürdü- ğü çalışmalanyla Ingilız mü- ziğiyle özdeşleşmiş olan sa- natçı, Londra'dan aynlmayı düşünmüyor. Önümüzdeki sezon Lond- ra Senfonı Orkestrası 'yla bır- kaç konser vererek Strauss ve Mozart yorumlayacak. Opera kapalı kaldığı sürece de istifasını gen almayacak. İstanbul DT'su Shakespeare'in 'Kısasa Kısas' adlı oyununu sahneliyor Iktidar el değiştirdiğinde• Nesrin Kazankaya Türkçeye aktardığı Shakespeare'in tartışmalı oyunlanndan Kısasa Kısas'ın yönetmenliğini de üstleniyor. Oyunda bireyde iktidar olgusu, bireyin zaaflan ve toplumsal ahlakı koruyan yasalar arasındaki çelişki irdeleniyor. NURDAN CtHANŞÜMUL Yasalar insanlar için mı vardır yoksa insan- lar yasalar için mi? İktidar neden el degişti- rir? lktidann el değiştirmesi toplumu ve ik- tidarlan nasıl etkıler? VVUliam Shakespeare'in kaleme aldığı ve dünyanın herhangi bir yerin- de geçen Kısasa Kısas adlı oyun ekim ve ka- sım ayı boyunca istanbul Devlet Tiyatrolan Tak- sim Sahnesı'nde sahnelenecek. Oyunda bireyde iktidar olgusu, bireyin za- aflan ve toplumsal ahlakı koruyan yasalar arasındaki çelişki irdeleniyor. Shakespeare'in en tartışmalı oyunlanndan biri olan Kısasa Kısas, iktidann el değiştirmesi ve eski biryö- netimce askıya alınan yasalann yeniden uy- gulanmasıyla başlar. Yeni iktidann ilk tutuk- lamasıyla birlikte ilk ıdam cezası karan top- lumsal karmaşaya ve sancılı bır döneme ne- den olur. Nesrin Kazankaya' nın çevirisini üstlendi- ği v e yönettiği Kısasa Kısas'ta Nihat tleri, Yet- kin Dikincilcr, Gönen Aykaç, Nişan Şiriman, Ali Düşenkalkar, Zühtü Erkan, Ayşe Lebriz, Seval Gökçe, Hidayet Erdinç, Sema Çeyrek- başu Gülen Çehreli, Macit Sonkan ve Cengiz Daner rol alıyor. Oyunun sahne ve kostüm ta- sanmı Gürel Vbntan'a, ışık tasanmı YükseJ Ay- maz'a müzikleri ıse Babür Tongur'a ait. Toplumsal trajediyle karşı karşıya Nesrin Kazankaya. bu proje- yi gerçekleştirmeye karar verdi- ğinde oyunun gerçek bir çeviri- sinın olmadığını gördüğünü be- lirtiyor: "Bu proje üzerinde uzun süredir çauşıyomm ve ge- çen yıl üzerinde dramarurji ça- lışması \-apum. Zeynep Avcı'nın Fransızca ve Ingilizce'den uyar- laması Bovirt Y^inlan'ndan çık- ü. Bir de Şehir fiyatrolan'ndan Ali Taygun'un uyariaması var- dır. Ben gercek metinle buluşmak istedim. Onun için Ingilizceve Al- manca'dan karşılaştırarak bir çeviri yapüm." Nesrin Kazankaya. gerçek- leştinnek istediği projenin içe- riğiyle çevirinin birebir ilişkili olduğunu belirterek "Çeviriyte birlikte dramaturji çalışması da yürüdü. Kısasa Kısas dünyada azm nanan veShakespeare'in en zor o> unlanndan biridir. Kome- di olarak yer almakla birlikte çok tartışmalı bir içeriğe sahip- tir. Komik unsur anlık dunım- lara yönelik veyaşam kadar ko- miklikten öteye gitmez. Benim bakış açuna göre toplumsal bir trajediyle karş' karşıyajız'' di- ye anlatıyor. Shakespeare'in yapıtlannın yüzyıllarca yaşamasının nede- ninin, "günlûkyaşamyada top- lumsal sorunlar diasine bugün- den yanna. dünden yanna uza- nan yanıtlar verebilme özelliği'" ve oyun meminin bugün dün\ a- da yaşananlann hepsini içeren bir yaklaşımı kaldıracak bir me- tin olduğuna inanıyor. Shakespeare sahnelemenın Oyunun sahndenme sürecinde o> uncunun yaraöcıhğı odak noktası olarak ahnryor. hem çok kolay hem de çok zor olduğuna de- ğinen Nesrin Kazankaya "Shakespeare'L, Sha- kespeare gibi sahnelemek" yaklaşımma kar- şı. Bu yaklaşıma bir anlam veremediğıni vur- guluyor: " Ne demek Shakespeare'i olduğu gibi ^hnelemek?O>'un metnivanhr,yorum var- dır. Siz \orurn yapnıadım deseniz bile \arat- cı olarak o anda bile yarancılığuıız vardır. So- nuçta yanlan metinle sahneye çıkan metin iki ayn olgudur. Ben buna tiyatronun metni yeni- den yazması di\orum.*" Kısasa Kısas'ı sahnelerken net bir drama- turjik yaklaşımı olduğunu söyleyen Kazanka- ya, zaman ve mekânda net bir belirlemenin ol- madığı bir yorum bağlamında daha ilk sahne- de iktidar neden el değiştirir sorusunun yer al- dığma dikkat çekiyor : u iktidann el degiştir- diği anda asal toplumsal bir sorun vardır. Bu da üstbaşlıkta faşist bir yaklaşım diyebileceği- miz genel anJamda baskı rejünlerinüı bir iz- dflşûmü." Zaaflann yeni iktidarla buluşması -Baskı rejimleri ister üç gün, isterse 30yd sûr- sün nasıl bir etkitepki sürecini başlatır?'', "So- kaktaki halk ya da iktidardaki yöneticiler bu dönemden nasıl etkilenir" gibi sorulann oyun içinde önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Kazankaya " Herkes faşist, baskı rejimleri sü- recinde bireysel olarak net bir degişim göste- rir. Bu da bireyin içindeki faşist gizfl gücün de ortaya çıkmasma son derecedestek olan bir sü- reçtir" diyor. Nesrin Kazankaya, iktidann befirienmesi', 'insani zaaflann yeni iktidarla buluşması', 'erdem ve aşk olgularının sorgulanması', 'iyi olanın ne demek olduğu', kötücül olanın iyi olanla iç içe yasaması gi- bi sorulann oyunun sahnelenme- sinde ve oyunculuk biçeminde zor- layan olgular olduğunu belirtiyor. 'Sahneleme süreci içinde ovııncu- nun yaratıcılığuun odak noktası' olduğunu ifade eden Kazankaya, "Oyuncunun yaratıcüığı konsepti belirlemez ancak var olan konsept için dayanılacak tek dayanaknr. Do- ğaçlama benim için olmazsa olmaz reji NÖntemidir. Oyuncular kon- septle buluşturulur. konsept konu- sunda ikna edilir ve pratik süreç başlar" diye anlatıyor. Devlet Tiyatrolan'ndaki yaratı- cılık sorununun idari anlamda ya- şanan sorunlar olduğunu ve bunun nedeni olarak oyuncularuı sorum- lu tutulamayacağını vurgulayan Kazankaya, "Istanbul'daki en iyi tiyatrolardan biri Devlet Tiyatrola- n. Biz genel olarak kaliteyi hedef- Kyoruz. Kalite tarüşmalı bir nokta- daki başanyı getirir mi getirmez mi zamanlagöreceğiz. Kitk kuyTuk- çuluğunun bizi ne noktalara getir- diğini ve genelde Türk tiyarrosuna nasıl zararlar verdiğini hepimiz gö- rüyoruz ve yaşıyoruz" dıyerek dü- şüncelerini dile getiriyor. Devlet Tiyatrolan repertuvannın iyi oyunlann kâğıt üzerinde yan yana gelmesiyle değil, yorum ve yo- rumcular bazında oluşturuldugunu söylüyor: "Böylebaküğunızda asal sorun- salın oyunlann nasıl yan yana gel- diği ve sahnelendiği olduğunu gö- riirüz. Gercek repertuvar anlayışı- nın bu olduğuna inanrvonım." 18. Nasreddin Hoca Karikatür Yanşması ödülleri Kültür Servisi - Karika- türcüler Derneği tarafın- dan düzenlenen 18. Ulus- lararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışmasının ödülleri sahiplerinı buldu. Açılış konuşmasını ya- pan Karikatürcüler Der- neği Başkanı Metin Peker, yanşmanın, Türkiye ve dünyadaki benzerlerinin en iyilerinden biri olduğu- nu, bu yılki yanşmaya 56 ülkeden 1627 karikatür- cünün 3000'e yakın eser- le katıldığını belirtti.Seçi- ci kurulun, PavelConstan- tin, Kambiz Deram- bakhsh, Vlilko Dikov, Ka- dir Doğnıer, Ahmet Er- kanh, Muhittin Köroğhı, Ronald Libin, İsmet Lok- man ve Tonguç Yaşar'dan oluştuğu 18. Uluslararası Nasreddin Hoca Karika- tür Yanşmasf nda Büyük Ödülü Çinli karikatürist Zhang Jing kazandı. Ri- cardo Bermudez. Miod- rag Veückovic, Kamil Ya- vuz, Julian Pena-Pai ve Dinçer Pilgir, İstanbul Menkul Kıymetler Borsa- sı tarafından karşılanan Basan Ödülü'ne değer bu- lunduJar. Yanşmada Kültür Ba- kanhğı Özel Ödülü Ciosu Constantin'e. TBMM Özel Ödülü Fero Jablo- novsky'ye, Türkiye Baro- lar Birliği Özel Ödülü Ale- sanderL'myarov'a, Hürri- yet Gösteri Dergisi Özel Ödülü Jin Hui'ye, Milliyet Sanat Dergisi Özel Ödülü Nicolae Ionita'ya, L'mut Vakfı Özel Ödülü David Johny'ye, Esenyurt Bele- diyesi Özel Ödülü AKre- do Lorenzo Martinera Hernandez'e, TGC Özel Ödülü Bahram Arjmand- nia'ya, Basın Yayın En- formasyon Genel Müdür- lüğü Özel Ödülü MediBe- lortaja'ya, Çankaya Bele- diyesi Özel Ödülü \a U- ang'a, tnsan Haklan Der- neği Öze! Ödülü Vahed TaghiZadehe.TGSÖzel Ödülü Oleg Loktiev'e, TMMOB Özel Ödülü Pe- ev Tsochoya, TRT Özei Ödülü Yu Hua Chun'a, Yayıncılar Birliği Özel Ödülü Sergey Savilov'a, Türk-lş Özel Odülü Zhang ZhengTî'ye, Mülkiyeliler Birliği Özel Ödülü Elena Tsuranova'ya, Avrupa Ko- misyonu Özel Odülü Zhang Zhong Dao'ya, Ka- nkatürcüler Derneği Özel Ödülü Angelo Campa- ner'e, İstanbul Büyükşe- hır Beledıyesi Özel Ödü- lü Behiç Yalçın Avrancı- oğhı'na, Cumhuriyet Ga- zetesi Özel Ödülü Aristi- des E. Hernandez Guer- rero'ya, DİSK Özel Ödü- lü Chen Xiu Fen'e, Kari- katür Dergisi Özel Ödülü Oteg Dergatchov'a, Nas- reddin Hoca Özel Ödülü de tsmai Biret'e verildi. Has- let Sojöz, Karikatürcüler Demeği tarafından Yılın Karikatürcüsü seçildi. Tarnrvaim Oduırert vemdi m Liselilerin gözüyle Cumhuriyetimiz Kümîr Servisi - Tarih Vakfi tarafindan Cumhuri- yet'in 75. yılı etkinlikleri çerçevesinde Milli Eğıtim Bakanlığı'nın işbirliğı ve Milli Piyango Idaresi'nin desteğiyle düzenlenen 'li- seli Gençlerin Gözüyle Cumhuriyetimiz' Yerel Ta- rih Yanşması'nda İstanbul bölgesinde dereceye giren öğrencilerin ödülleri veril- di. Türkiye genelinde 1504 öğrencinin 886 araştırmay- la kanldığı yanşmaya İstan- bul'dan katılan öğrenciler bölgelere aynlarak değer- lendirmeye alındı. Doç. Dr. Ayhan Aktar, Prof. Dr. Büşra ErsanlıBehar, Prof. Dr. Kemal Beydilli, Prof. Dr. AB thsan Gencer, Prof. Dr. Stefan Yerasimos ve Yrd. Doç. Dr. Gül To- kay'dan oluşan yerel jüri- nin birçok bölgedeki de- ğerlendirmelerde birinci- liğe ve ikinciliğe değerça- lışma bulamaması dikkat çekti. Adalar, Kadıköy ve Üsküdar'ı kapsayan 1. Böl- ge'den birinciliğe ve ikin- ciliğe değer birçalışma bu- lunamazken 'Bir Cumhu- riyet Doktorunun Hayan' adlı çahşmasıyla Bihter Tömen üçüncülük ödülü- nü kazandı. Beykoz. Pen- dik, Ümraniye, Şile, Kar- tal, Maltepe, Sultanbeyli ve Tuzla'dan oluşan ikmci bölgede yine birinciliğe ve ikinciliğe değer bir çalışma bulunamadı, üçüncülügü 'Hasreun BaşlayTp Bittiği Yer: Haydarpaşa Gan' ad- lı çahşmasıyla Ahu Ozmel aldı. Beşiktaş, Beyoğlu, Eminönü, Fatih, Sanyer ve Şışli'yi içeren üçüncü böl- geden >arışmaya katılan EmirTümen Tarihin Için- den tki Portre' adlı araştır- masıylabınncı, MesutBü- güide 'Cunıhuriyetin Isim- SLZ Kahramanİarı: Ma- raş'ta MiHi Mücadete' ad- lı çalışmasıyla üçüncü ol- du. Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli ve Yalova'dan ka- tılan çalışmalann da İstan- bul bölgesi kapsamında de- ğerlendirildiği yanşmada Kırklareli'nden FuKa Ku- nı'Kırklarefi Kocalîıdır b- köğretim Okuhı' adlı araş- tırmasıyla ikinciliğe, De- niz Yamaner 'Kırkiareti Musevi Tarihi' adlı araş- ürmasıyla üçüncülüğe de- ğer bulundu. Tekirdağ'dan yanşmaya katılan çalışma- lar içinde Güler Şengil'e ait 'Bir MuhacirKövünün Hikâyesi' adlı çalışması ikinci olurken, Sinem Al- kaya,ZeynepNaiçaa, Han- detşkan ve Alper Coşkun- çay'ın ekip çahşmasıyla oluşturduklan 'Aİkav-aAi- lesi ve Tekirdağlı Hiisevin Pehüvan' adlı araştırma üçüncülüğe değer bulun- du. Kocaeli 'den katılan Şe- ner Aktürk'ün 'tzmit-Se- lanikKarşdaşnnnalı Şehir Tarihi Projesi' adlı araştır- ması birinci, Ezgi Oztürk ve Recep Emre Adalı'nın hazırladığı 'Şahbenderler Konağı' adlı çalışma ikin- ci, KevserÖğütçen'in 'Ak- meşe Tarihi' adlı çalışma- sı üçüncü oldu. Yalova'dan LtkuCanTaner 'Yalova Kâğrthanesi' adlı çahşma- sıyla ikinci olurken Erhan - Ergün 'Çoban Mustafa ve Atatürk' araştırmasıyla üçüncülüğe değer bulun-' du. Yeşim Eyüboğhı Belgrad'da • Kühür Servisi - Öykü yazan Yeşim Eyüboğlu, 35. ; Uluslararası Yazarlar Toplantısı için katılımcı olarak Belgrad'a davet edildi. Bu yıl 'Bütünleşme Çağında ; Çok Çeşitliliğin Meydan Okuması', 'Globalleşme ya - da Bireyin Ruhunu Yitinşi' ve açık tema 'Bu Zamanda Ne Söylemek Isterim?' temalan irdeleniyor. 'Geleceğini Biliyorum' adlı kitabı ile 1998 tnkılap Kitabevi Öykü Odülü'nü alan Eyüboğlu'nun kitaptaki . iki öyküsü de Sırpçaya çevrilecek. Rejisör, senarist ve , tjyatro oyuncusu Eyüboğlu, kendisinin kurduğu Tiyatro , Özgün Deneme'de pek çok oyunun rejisörlüğünü yapmıştı. ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear