25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17EKİM1998CUMARTI HABERLER Cezaevlerinde göpüş • ANKARA (AA)-29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla ceza ve tutukevlerinde buJunanlara açık ve kapalı görüş yaptınlacak. Açık görüşten. Kurban Bayramı dolayısıyla verilen açık görüş ızninden sonra firar edenler. firar teşebbüsünde bulunanlar, cezaevi idaresine karşı isyan edenler \ e sıyasi tutuklu ve hükümJüler yararlanamıyor. Siyasi tutuklu ve hükümlüler kapalı görüş yapacak. CHP'nin Türkiye Projesi • ANTALYA(AA)- CHP'nin. "Türkiye Projesi' adı altındakı çalışma gruplannın oluşturduğu 'Sosyal Güvenlik ve Sağlık Raporlan', yann Antalya Tenis Ihtısas Kulübü tesislennde tartışmaya açılacak. CHP ll Başkanı Mustafa Çetın Kaya. konu ile ilgilı kuruluş temsılcılen. meslek mensupları. sendıka temsılcılen \e ilgili oda temsilcilennın katılımını sağlayarak görüş ve önerilennı almayı amaçladıklannı bıldirdı. fiazeteciler konferansı • ANTALYA (AA) - 'Türkıye-Avrupa Bırlıği Gazetecıler Konferansı'nın şekizincisi, 22-23 Ekım'de Ântalva'da yapılacak. _Avrupa Komısyonu Türkiye Temsılcısi Büyükelçi Karen Fogg'un başkanlık edeceği Jconferansın açılışına Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de katılacağı bildınldi. Antalya Ticaret ve Sanayı Odasrnın (ATSO) destek ve gınşimlen, Avrupa Bırliği Komisyonu Türkiye Temsılcılıği'nin organızasyonuyla Türkiye ve Avrupa Birlığı Tilkelerinden yaklaşık 30 gazetecının katılacagı konferansta Türkiye-Avrupa Birlığı ilişkılerinin siyasi. ekonomik, bölgesel ve •kühürel yönJeri tartışılacak. KaraSes' operasyonu • BURSA (Cumhuriyet) - Bursa Emnivet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekıplen, ıki gün süreyle>aptiklan operasyonlarla 'Kara Ses" Cemalettın Kaplan'ın adamlan olduğu bildırilen 7 kişiyı gözaltına aldı. Yılmaz'ın yoğun günü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz. MtT Müsteşan Şenkal Atasagun ile l .5 saat süreyle göriişürken Genelkurmay Harekât Başkanı Büyükanıt ve îş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu'yu kabul ettı. Korukçu. 28 Eylül günü emeklı olacak. Alptekin'e dava • İstanbui Haber Servisi - Millı lstıhbarat Teşkilatı'na (MlT) aıt belgeyi \e Terörle Mücadele Şubesı'nde görevli polislenn hüv ıyetlenni açıklamak. MlT"in manevi şahsiyetım alenen tahkjr ve tezyif ettıgı gerekçesiyle 16 Mart davası avukatlanndan Cem Alptekın hakkmda Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nca dava açıldı. 5. Ahilik Haftası • Haber Merkezi - Mersın'de dözenlenen Geleneksel 5. Ahilik Kültür Haftası ve Esnaf Bayramı törenlerinde konuşan Çalışma ve Sosyal GüvenJık Bakanı Nami Çağan. Kültür Bakanı Istemihan Talay toplumdakı dayanışma, birlık ve bütünlüğü sağlayan önemli bir kültür varlığımız olan Ahiliğin. esnaf ve sanatkârlann bünyesınde yaşayarak sürdüğünü belirttiler. 12-18 Ekım Ahilik Kültürü Haftası nedeniyle Trabzon'da. kutlama etkinlikJerı çerçevesinde "Ahi Pilavı" dağıtıldı. MÜ İletışim Fak. 1996-97 yılı öğrencı kimliğımı kaybettim, hükümsüzdür. ÜMİT KARAASLAN Pasomu kaybettim. hükümsüzdür. ÖZGÜR ÛZDEMİR Soruşturma Komisyonu Başkanı Tanık, DYP liderinin yasak savdığını ileri sürdü ÇüHerikı ıa edemecKAYŞE SAYIN / DÜRDANE KIRÇUVAL ANKARA-TBMM Malvarlığı Soruştur- ma Komisyonu. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in "kaçamak" yanıtlardan oluşan sözlü ve yazılı savunmasını yeterli bulma- dı. Sorulann yüzde 80'ini "şirketleresorun, yazılı cevap vereyim, kayıtlarda vardır" di- ye geçiştiren Çiller, 5 Nisan sürecinde ba- tan bankalara kaynak aktanmı, ve vergı be- yanlanndaki '•uçurum l1 derecesındekı çe- lışkıler konusunda "Bana verilen rakamlar öyteydi. Şirkedere birdaha sorayım" demek- le yetindı. Komisyon Başkanı Süha Tanık, Çiller'ı üyelerle yapacağı görüşmenin ardından ye- nıden ifade vermeye çağırabileceğinı bıldir- dı. Tanık, Çiller'in kendisıne sunulan çok önemli savunma fırsatını kaçırdığını belir- terek "Sanki yasak savar bir tavırda konuş- fu ve gitti. Övle bir tavır sergiledi ki komis- vona. aldığı ayakkabının, elbisenin fîyannı sormaktajı başka fırsat bırakmadı" dedı. Tanık, Çiller'in bırçok soruyu "şirketfcri- • Süha Tanık, Çiller'in kendisine sunulan çok önemli savunma fırsatını kaçırdıgını belirterek "Sanki yasak savar bir tavırda konuştu ve gitti. Öyle bir tavır sergiledi ki, komisyona, aldığı ayakkabının, elbisenin fiyatını sormaktan başka fırsat bırakmadı" dedi. me sorun" dıye geçiştırmesının anlamsız olduğunu \ urgulaş arak "Biz zaten şirkede- re, bankalara gerekü sorulan sorduk. Bu bir nihai toplanrndı. Orada. şirkederin cevap vermediği sorulann karşılığını sayın genel başkandan du\alım istedik. Ama Sayın Çil- ler. kendisine tanıdığımı/sav unma hakkı ko- nusunda bile başmdan smar gibi cevaplar verdigtttrdedı. Komisyon üyelennin sorulan ve Çiller'in verdigi yanıtlar tutanaklara göre özetle şöy- le: Tuncay Karaytuğ (CHP)-Sizin veeşinizin >a da ortağı bulunduğunuz şirketlerin >urt dışındaki herhangi bir bankada me\ duat \a da kredi hesabı var mı? Çiller. Doğaldır olması. bunlann muha- tabı ^.ırketler.. Karaytuğ: Kredi Uis.ki.si olduğu. Ameri- ka'da ya da bir başka AvTupa ülkesinde kre- di ilişkiniz olduğuna ilişldn herhangi bir be- vanat vokru bize bugiine kadar ulaşan kay ıt- lar içerisinde... Çiller. Bızım maUarlığımızın beyanı açık. Şırketlenn nesi olup olmadığının mu- hatabı da şırketlerdır. A n a d o l u İnailÇ Önderlerİ ToplanbSl C c m Vâkfi'nca düzentenen "Anadolu İnanç Önderleri Birinci5 Toplanrjs"lstaııbui"daba'}ladı.Toplanrjda[>e%letBakanıCa\itKa\ > ak, erken secim tartışmalanyla ilgili olarak Meclis karar vermedikce seçimlerin 18 Nisan'da vapılacağını belirtti. Kavak, Türkiye'de rejim tartjşması yaratmaıun, rejim bunalımı dogurmanın. bu devietin ve milletin belini bir daha kolay kolay doğrultamajıiasına neden oJa- cağını söyledi. Cem Vakfi Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan. Atatürk'ün ölümünden ve özellikk çoğulcu detnokrasinin Türkiye'de uygulanmaya başianmaandan sonra deviet yetkifcrini kullananlann; Alevi Bektaşi ve Mevle\ileri görmezlikttn geldiğini belirtti. tedavi edildiMeis Adası'ndaki hâsta Yunanlı kız acil öîarak sığındı| Komşu kızjıuı uzanan barış elitZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - Hastalanan kızını Meıs Ada- sı'nda tedavi ettiremeyen \e heli- kopter talepleri de Yunan makamla- nnca gen cevrilen Yunanlı Temizte- mistoklis Zavasia çareyi kiraladığı teknevle Türkı\e'ye geçerek Kaş Devlet Hastanesı'ne sığınmakta buldu. Yunanlı bir babanın. kızını Türk doktorlanna tedavi ettirmesi- ni sındiremeyen Yunan makamlan da adaya dönen babayı ülkeyi ızın- siz terİc etmek suçundan sonjştur- maya aldı. Meıs'ten öncekı gece saat 23.00 dolaylannda kiraladıgı balıkçı tek- nesiyle Türkıye'ye gelen Yunanlı Zavasıa, apandısit kuşkusuyla ge- tırdıği kızını Kaş De\let Hastane- sı'nde tedavi ettirdikten sonra dün ülkesıne döndü. Kaş Kavmakamı Mehmet Göbekmerdan, olayı doğ- rulayarak Pbpi Za\Bsia (10) adlı kız çocuğunun babasıyia bırhkte önce- ki gece Kaş Devİet Hastanesı'ne geldiklerini belirterek. "Hastaya Meiste apandisit teşhisi konulmuş. Babası Yunan yetküüerden heh'kop- ter istemiş. \ncak. Rodos \aliliği ge- ceolduğu gerekçesiyle bunaiân ver- memiş. Çaresiz kalan Yunanlı baba da Meis'ten tuttuğu bir balıkçı tek- nesiyie ada\ı terk ederek hastane- mize başvurmuş" dedi. Yunanlı Popi Zavasia'nın apan- dısit değil. bagırsak enfeksıyonuna yakalandığını belırten Kaş Devlet Hastanesı Başhekımi Opr. Dr. Ser- dar Turgut gerekli teda\ ınin uygu- landığını ve hastanın dün taburcu edilerek babasıyia birlikte adaya döndüğünü belirtti. Popı Zavasia ve babası Temizte- mıstoklis Zavasia hakkında kaçak olarak yurtdjşına çıktıklan gerek- çesı>le Meis'teki Yunan makamla- nnca soruşturma başlatıldığı öğre- nildı. Baba Za\asıa. yetkilılerin ve Yunan ıe\e\ ızyonculannın sorulan- nı. "Kızım hastalandı. Acılariçinde knranıyordu. Adada tedavisini > ap- tıramadım. Çareyi Türkiye'ye, Nafiz Karacan, DCM'de gasp suçundan tutuklandı Kulaksızoğlu'nun sorgusu sürüyor Kaş'a grtmekte buldum. Türkler ba- na insanlık gösterdiler. kınmı sağlı- ğma kavuşhırdular. Aynıdurunıda kalsam yine Türki\e'\e geçerim" dedı. Turgut, Popi'nın babasıyia birlik- te öncekı gece saat 23.00 sulannda ve acılar içinde hastaneye geldiğini belirterek. dahılıye servısıne sevk edildiğını. burada Dr. Giray Üçkök tarafından yapılan muayenesınde bagu"sak ıltihabı teşhısı konulduğu- nu belirtti. Opr. Dr. Turgut. Meis'te yaşayan Yunanlılann daha önce de hastanelenne sık sık başvurarak te- davilenni yaptırdıklannı anımsata- rak. "Yıllardan beri Meis'te yaşa- yanlar, Kaş'a gelerek hastanemizde tedavi oiuyor. Yunan makamlan şimdi bunu niye >adırgadıJar, anla- yamadık. Popi iki gün boyunca has- tanemizde kaldı. Dahiliye senisinde kan ve idrar tahlilleri \apıldı. Acı çektiği bagırsak iltihabı giderildi ve sağlıklı olarak taburcu edildi. Baba- kız adaya geri döndüler" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) - İHD Genei Başkanı Akm Birdal'a suikast olayına adı kanştığı gerekçesiyle gözaltına alınan Nafiz Karacan dün tutuklandı. Karacan, çete bağlanhsı olduğu gerek- çesiyle gönderiidiğı DGM'de gasp suçundan tutuk- lamrken arkadaşı Kazancı serbest birakıldı. Suikast olayının azmettiricisi olduğu gerekçesiy- le gözaltına alınan ve "Yeşfl" kod adlı ÎSÎahmut Yıl- dırun'm arkadaşı olduğu ileri sûrülen Mehmet Ce- mal Kuiaknzoğlu'nun sorgusuna da devam edilı- yor. Kulaksızoğlu'nun Yeşil'le buluştuğunu belirt- tiği işyerinin telefonlanntn MİT'e aıt olduğunun saptandıgı öğrenildi. Kulaksızoğlu'nun dışında 4 kişi daha gözaltmda bulunuyor. Bu kişilerin gele- cekhafta içindemahkemeye sevkedilecegi öğreni1- di. 9 Ekim Cuma günü gözaltına alınan Karacan. dün erken saatlerde Kazancı ile birlikte sıkı güven- lik önlemleri altında DGM Başsavcılığı'na getiril- di. Karacan, savcıhk sorgusundan sonra tutuklanma istemiyle yedek hâkimliğe gönderildi. Karacan, yaklaşık bir saat süren sorgusundan sonra .Ankara 2 No'lu DGM yargıcı Mehmet Maraş tarafından tu- tuklandı. Ankara Emniyet Müdürlöğö Terörle Şube Mü- dürlüğü"nde sorgulaması süren Kulaksızoğlu'nun MtT'le bağlantısının olduğunu, Karacan ve Yeşil'le birlikte sık sık buluştuğunu söylediği öğrenildi. Ku- laksızoğlu'nun, Ankara Gazi Mustafa Kemai Bul- \an üzerinde büyük bir iş merkezinde bulunan Röz- gâr Güvenlik Şirketi'nde Yeşil'le sık sık bir araya geldiğini söylemesi üzerine, polis söz konusu işye- rine ait telefonlann Telekom'dan kayıtlannı istedi. Gelen bilgiler doğrultusunda işyerinin telefonlanrun MİT'e ait olduğu saptandı. Erkan Mumcu (ANAP): Sayın Çiller, biz 1991 yılından iübaren TBMM'ye >erilen bö- tün beyannameler arasında yapılan değer- iendirmelerde kavnağı açıklanamayan bir değer tesbit ediyoruz™ Çiller: Sizin iddianız yanlış değerli üye, yani böyle bir şey yok. Mumcu: Cevap alamadığım sorumu tek- rar sormak istiyorum. 1991 yılında TB- MM'ye sunduğunuz malbildirimi beyanna- mesinde bevan dışı bıraknğınız herhangi bir ekonomik değer var mıdır, yok mudur? Çiller: Şimdiye kadar söylediğım şeyier cevabuıızı kapsıyor. Mumcu: Bugünkü değerte 11-12 milyon dolarük değere sahip şirketinizin (Marsan). ciddije alınabilir hiçbir sergi ödememiş, o^ masınu hiçbir kâr bevan etmemiş olmasuu nasıl açıklıyorsunuz? Çiller: ...Vergıye ilişkin sorduğunuz soru- lar ise tekrar ediyorum, bunlan sormayla yetkili olan kişiler vardır. Başkan: İs>içreveLüksemburg'daki her- hangi bir kredi kuruluşun- dan kredi kullandığını/ doğ- rumu? Çiller: Bu konuda muha- tap GCD, ben bunlann kim- lerle kredi alıp almadığını... Başkan: Ama şirket sizin genel başkan- Çiller: Efendim, şırketin bizim olması, oranın yöneti- cilerinin ne yaptığı konu- sunda bizim, illa bilgi sahi- bi olmamız veya bunu takip ediyor olmamız gereğini or- taya koymaz. Abdullah Akarsu (ANAP): Parti gnıbunuzda "5 Nisan ekonomik kararla- n sonucu aileme ek vergi yü- kü 1 milyar 800 milyon lira- ya yakındır" dediniz. Yapn- ğım incelemelerde, gayri- menkulleriniz için ödediği- niz yekûn ekonomik denge vergisiyle beraber net aktif verginiz 185 milyon lira. Si- zin ifadeniz >anlış mıdır. \ok- sae\raklarda bir eksiklik mi vardır? Çiller: Ben şirketlerden aldığım bilgiyi ilettim. Akarsu: "Eşimın doku- nulmaziığı yok" dediniz.Ai- legeieneğinizde bütün herşe- yin ortakolduğunusa> ın eşi- nizin \esizin iladenizden an- Iıyonız.Sayın Özer Uçuran 3 tane evrak sahtedliğinden vesaireden mahkemeden. Bu sizi de bağiar mı? Çiller: Bu evTak sahtecili- ğı, aslmda son derece yanlış bir iddiadır. Şu anda yargı- dadır ve kesin bir karara va- nlmış değildir. Bir mesele- nin aslı olduğu zaman buna sahtecilik denemez. Nuri Yabuz (ANAP): ABD'de kurulan GCD INC şirketinin son olarak 1995 yı- lında gönderilen 425 bin do- laıia birlikte toplanı serma- yesi 925 bin dolara çıkmış. Sermaye arrünmı isjemleri için yapıldığı deklare edilen bu transfer, Amcrika'dan 1997 yıiında doğrulanıyor. 4 yılhkbirfarkvar- Çiller: Ne zaman gönde- rildi denilıyorsa o zaman gönderilmiştir. Mumcu: 12Temmuz 1993 tarihinde Banka Kambiyo Genel Müdürtüğü'nün TYT Bank hakkmda soruşturma yapüması talebini neden red- dettiniz ve Bankalar Kanu- nu'nun 64. maddesindeki yetkinia bu yazıdan sonra neden kullanmadmız? Çiller: 13 Hazıranl 993'te genel başkan seçildim ve 7 Temmuz gibi bir dönemde de Başbakan oldum. 12 Temmuz 1993"ü o kadar günlük olaylanmın içinde, 12 Temmuz 1993 'te ne yap- tığımı, buna ilişkin ne yap- tığımı soruyorsanız bu be- nim mesuliyetim içinde o zaman olacak bir olay değil. Başkan: YeterlideğiL SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR calislar(a cumhurryetcom.tr FRANKFURT - Hürriyet ga- zetesinin Avrupa baskısını oku- dukça şaşkınlık içinde kalma- mak mümkün değil. Özellikle seçimlerden sonra Yeşiller Par- tisi'nden yeniden başanyla mil- letvekili seçilen Cem Özdemir ve önümüzdeki ay Yeşiller Par- tisi'nden Avrupa Parlamento- su'na girecek olan Ozan Cey- hun, Hürriyet'in Avrupa baskıla- rında tam anlamıyla topa tutulu- yor. Iki genç ve başaniı siyaset- çi, Almanların şaşkın bakışlan arasında kendi uluslanndan bir gazete ve onun bazı yazariann- ca inanılmaz suçlamalarla yüz yüze geliyorlar. internet'i açıyorum, Türki- ye'de yayımlanan Hürriyet ga- zetesinde de Cem'e ve Ozan'a yönelik heıtıangi bir olumsuz tu- tum göremiyorum. Aynı gün Al- manya'daki gazetenin sürman- şetinde ise Ozan Ceyhun 'cina- yet sanığı' olarak suçlanıyor, ak- Hürriyet'in Avrupa Baskısında... Ia hayale gelmedik saldınlara uğruyor. Cem Özdemirne ilgili yayın ise daha ilgi çekici. Yeşil- ler'den yabancılan temsil ede- cek bakanlık düzeyinde bir mil- letvekili önümüzdeki günlerde belirienecek. Bu yer için basına yansıdığı kadanyla iki aday var: Claudia Roth ve Cem Özdemir. Düne kadar 'fahişe', 'bölücü', 'PKK'nin maşası' diye suçlanan Claudia Roth, şimdi Hürriyet'in Avrupa baskısında Cem'e karşı desteklenen aday haline geldi. Hürriyet, Cem'e saldınrken Cla- udia'yı övüyor. Claudia Roth ise kendi partisinden bir arkadaşına yapılan saldırıya isyan etti. bu konuda yürütülen kampanyayı üzüntüyle karşıladığını bir basın açıklamasıyla belirtti. Cem Özdemir'i de Ozan Cey- hun'u da tanımasam 'acaba' söyledikleri doğru mu diye şüp- heye düşebilınm. Cem'le birlik- te birçok uluslararası toplantıya ve sempozyuma katıldım. Top- lantılarda onu dınlemek ve uzun uzun tartışmak olanağı buldum. Cem, Almanya'da büyümüş, kendisini lyi yetiştirmiş, pırıl pırıl genç bir politikacı. ••• Almanya'da çok seviliyor. Bir ay öncekı seçimlerde kendi böl- gesinde partisinin oylarından yüzde 1.2 oy daha fazla tercih oyu aldı. Ustelik böyle birtalebi de olmadığı halde böylesıne yüksek bir oranı tutturdu. Cem'ın aleyhınde yürütülen kampanya Almanya'da ve Al- man politikacılar arasında da tepkiyle karşılanıyor. Alman- ya'nın en çok satan gazetesi Bild, ciddi gazetelerinden TAZ, Cem'i savunan yazılar yazıyor. Birçok sosyal demokrat, hatta Hıristiyan-demokrat politikacı bu yayınlardan rahatsızlıklannı dile getiriyorlar. Almanya'da yaşayan aklı ba- şında Türklere sorduğumda Cem'le ilgili çok olumlu sözler söylüyorlar. Sıradan yurttaşlar arasında da ona sempatiyle ba- kıldığını belirtıyorlar. Ozan Ceyhun, yazar Demir- taş Ceyhun'un oğlu. 12 Eylül askeri darbesınde yurtdışına kaçmak zorunda kalan gençler- den. Bu süre içinde, Avrupa Par- lamentosu'na girecek kadar kendisini gelıştirmiş, sevdirmış bir genç politikacı. Türkiye'nin bu başarılı politikacılarla gurur duyması ve Avrupa'da bu ola- naklan kullanması gerekirken Hürriyet'in öfkesi neden? Cem Özdemir'e sordum. Şunlan söyledi: "Ben, Türki- ye'nin Avrupa Biriiği'ne girme- sindenyanayım. Bunuherplat- formda dilegetiriyorum. Aynca, Almanya 'da yabancı düşmanlı- ğına, Alman ırkçılığına karşı ka- raıiıbir mücadele yürütüyorum. Yabancılann haklannı savunu- yonım.Ancak, Türkiye'deinsan haklannın çiğnenmesine de, o ülkenin çocuğu olarak duyarlık gösteriyorum. Eleştirilerimi açıkça dile getiriyorum. Ben, anavatanımda demokrasi ve öz- gürtükdolubiryaşam istiyorum. Bazı gericiler, benım özgürlükçü tutumumdan rahatsız oluyorlar. Ne dinciliğim kalıyor, ne bölücü- lüğüm." Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısmın mülkiyeti Erol Sima- vi'ye ait. Acaba bütün bunlar- dan Simavi'nin haberi var mı? Çok merak ediyorum. CITMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU • ••İstanbul'a Dönüş Geçen haftaki cumartesi yazım karamsar dizı lerle bitiyordu. Oysa aynı gün Paris beni yalanla casına güneşler içindeydi. Böylece hem iki unı tulmaz sanat şölenini (Gustav Moreau, Mille Van Gogh sergileri) hem de Paris'in özlediğim gi zünü tek bir günde yaşayabildim. Güz güneşi a tında pırıl pınl ışıldayan köprüden geçerek Orsa Müzesi'ne yürürken bizim Galata Köprüsü'nün iç leracısı durumunu düşündüm. Istanbul'un herg€ çen gün nasıl dayanılmaz, yaşanmaz bir kent ol duğunu görmek için yurtdışına gitmeye gerek yol' Fakat bu yolculukJardan dönüşlerde karşıtlık ço daha çarpıcı duyumsanıyor. (Galata Köprüsü'nür Eminönü'ndeki ait geçitlerin, genel olarak o yöre lerin dayanılmaz pisliğini ancak "korkunç" sözü ni teleyebilir.) • • • Sergilerini gezdiğim ressamların ışığında yıkan dıktan bir gün sonra, İstanbul'a dönmek üzer* bindiğim THY uçağında, Türkiye beni, gazeteleri- mizdeki "tecavüz" ve "cinayet" haberleriyle kar- şıladı. Bizde böylesi olaylar mı çok yaşanıyor, yok- sa ("Cumhuriyet" dışında) gazetelenmiz bu tür ha- berleri (ve fotoğraflannı) yayımlamaktan özel bir haz mı duyuyor? Sanırım, her ikisi de... • • • Yaklaşık altı yıl kesintisiz yaşadığım sürgün ken- tim Paris'ten 1989'dadönüşümde, İstanbui bana bu kadar dayanılmaz görünmemişti. Bunun öz- lemle ilgili olduğu kuşkusuz. Fakat sadece o ka- dar değil. 1992 ya da 93'te başka yazar arkadaş- larla Türkiye Edebıyat Günleri için gıttiğimiz Pa- ris'ten ya da yurtdışına sonraki yolculuklarımdan dönüşlerimde de böylesine çarpıcı bir karşıtlık ya- şamamıştım. Ülkemizde ve özel olarak da Istan- bul'da yaşanmakta olan hertürlü kirlenmenin gün- den güne değil, belki saatten saate arttığını bu kez çok açık gördüm. Bizler, bu ülkenin insanları buna layık mıyız? • • • İstanbul'a döndüğüm pazar gününün gecesi, ertesi gün Edirne Belediyesi'nce düzenlenen ki- tap şölenine katılmak üzere Edirne'ye hareket et- tim... Pazartesi günü Trakya Üniversitesı'nin bü- yük bir salonunu tıklım tıklım dolduran lise ve üni- versite öğrencilerine, Edirneli aydınlara şiir-müzik dinletimizi sunduk... Şölenin açış konuşmasını ya- pan Erdal Inönü de dinletimizi izlemek inceliğini gösterdi... Sonra Sayın Inönü, Trakya Ünıversite- si Rektörü Sayın Osman Inci, Belediye Başkanı Sayın Hamdi Sedefçi. başkaca Edirneli aydınlar ve konuklarla, kısa bir süre önce Karaağaç'ta açı- lan Lozan Anıtı'nı ve Lozan Müzesi'ni görmeye gittik... Trakya Üniversitesi sayın rektörünün yanı sıra Prof. Metin Sözen, Prof. Tamer Başoğlu gi- bi seçkin sanatçı ve bilim insanlarımız başta gel- mek üzere birçok kişi ve kurumun çabalarıyla ya- şatılan bu görkemli barış anıtı, bu ışıklarla dolu ba- nş müzesi, kitap şöleninin yarattığı iyimserlikten sonra içimi bir kez daha sevinç ve umutla aydın- lattı... Bir önceki paragrafın sonundaki soruyu ya- nıtlıyorum: Bu ülkenin aydınlık bir gelecek özlemiy- le dolu gençliği, gerçekten özverili ve çahşkan hal- kı, alçakgönüllü ve yurtsever aydınları, gittikçe da- yanılmazlaşan bu çirkin yaşama biçimini, bu kir- lenmeyi hak etmiyoruz... Diyarbakır Infazçetesinde jandarmasubayları DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbaİcır'ın Ergani ilçesinde ölü olarak bulunan Fethi lpek'in katil zanhsı olarak 3 jandarma uzman çavuş yakalanırken, bir subay ve bir astsubay için tutuklama emri çJcanldı. Jandarmanın, bir kan davalısımn öldürülmesinde taşeron olarak kullanıldığı öne sürüldü. Pamuk tartasmdaki ceset Bıçaklanarak öldürüldüğü belirlenen emekli memur Fethi Jpek'in cesedi önceki gün Diyarbakır-Ergani Karayolu'nun Dokuzçeltik köyü yakınlannda bir pamuk tarlasında bulundu. Cesedin bulunmasmm ardından güvenlik kuvvetlerince gerçekleştirilen geniş çaplı soruşturmalar sonucunda. Çermik ilçesinde jandarmaya yakınlığı ile tanman Ali Yıldız gözaltına alınarak sorgulandı. Yıldız, sorgusunda. cinayeti bir subay, bir astsubay ve üç dejandarma uzman çavuşu ile birlikte işlediğini itiraf etti. Yıldu'ın itirafirun ardından yapılan operasyonlarda jandarma uzman çavuşlan Serdar Karabulut, Mehmet Yüksek ile Levent Korkut gözaltına alındı. Sanıklar çıkanldıklan Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca tutuklandı. lpek'in katil zanhsı olarak Çermik Ilçe Jandarma Komutaniığı 'nda görevli Jandarma Yüzbaşı Coşkun Bayar ile Astsubay Mustafa Alnak için de gıyabi tutuklama karan çıkanldı. Fethi lpek'in öldürülmesi olayını araştıran Diyarbakır cumhunyet savcılanndan Hasan Baykal. sanıklardan Ali Yıldız'm katil zanhsı olarak aranan ve tutuklanan jandarma görevlileri) le birlikte çalıştığını itiraf ettiğini belirterek "Ancak ben onu ökiürmeseydim, o beni öldürecekti'' şeklınde ifade verdiğıni kaydetti. Olayla ilgili soruşturma devam ederken. kaçak samklann yakalanması için ilgili bırimlerin harekete geçtiği öğrenildi. Fethi lpek'in eşi Servet tpek, kocasının öldürülmesi ile ilgili bazı iddıalar ortaya attı. Yüksekkaya ailesıyle aralanndakı kan davası nedeniyle 15 kişınin öldüğüne dikkat çeken Ipek, şunlan söyledi: "Yüksekkaya aüesi kocamın öldürülmesi için Ali Yıldız'a 23 milyar lira para verdi. Jandarmaya yakınlığı ile bilinen Yıldız, adı geçen askerierden yardım alarak Fethi Ipek'i öldürdü. Yüzbaşı Coşkun Bayar, önce eşim Fethi Ûe >akınlık kurdu. Bir gece saat sabaha karşı 03.00 sıralannda telefonla kendisini yanına çağırdı. O da Coşkun Ba>ar'a güvendiği için evden çıktı ve bir daha cesedi bulunana kadar kimse kocamı görmedL Şimdi ise cesediyle karşılaşbk."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear