Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4OCAK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
R u v H n
yapıtaşma ile
mücadele
• İstanbul Haber Servisi
- Kadıköy Belediyesi
İmar Müdürü Sadık
Semih Kayhan, kaçak
yapılaşmanın önüne
geçilebilmesi için devletin
kaçak yapılara prim
vermekten bir an önce
vazgeçmesi gerektiğini
söyledi. Kayhan,
yasalann yetersizliği,
yönetimlenn oy ya da
bağtş gibi kaygılarla taviz
vermeleri, belediyelerin
plan yapmamalan. yeterli
donanım ve yetkili
personel olmaması,
personeli teşv ik edici
yasalann bulunmayışı ve
imar affının. kaçak
yapılaşmayı teşvik eden
nedenlerin başında
geldiğine dikkat çekti.
Hizöullahçılar
tutuklandı
• BATMAN
(Cumhurivet) - Batman'da
1994-1996 yıllan
arasında işlenen 12 faili
meçhul cınayete adlan
kanşan 12 Hizbullah
mensubundan 6'sı
çıkanldıklan mahkemece
tutuklandı. Batman Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
önceki gece 24.00'e dek
süren duruşmada. cinayet
ve yaralama eylemlerine
kanştıklan tespit edilen
Seyfı Bademci, Mehmet
Keskin, Seytan Ekinci, M.
Salih Aslan. Resul
Güngör ve Mehmet
Güngör tutuklanarak
Batman Cezaevi'ne
gönderildi. Sanıklann,
örgütsel faaliyetlerde
bulunmak ve adam
öldürmek fiillerini içeren
suç dosyalan Diyarbakjr
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ne sevkedildi.
'Şeytan
üçgenine hayıp'
• İstanbul Haber Servisi
- Emeğın Partısı Genel
Tüzel,
gglitikasımn iflasının
ardından oluşan ABD-
Türkiye-lsrail 'şeytan
üçgeni'ne karşı
olduklannı bildırdı.
Partisinin Ortadoğu
halklanyla kardeşliğe
önem verdiğini belirten
Tüzel. 5 Ocak'ta
Akdeniz'de başlayacak
askeri tatbikatı protesto
ettiklerini ifade etti.
EMEP îstanbul tl Başkanı
Mehmet ldlınçaslan da,
yann istanbul Israil
Konsolosluğu önünde bir
basın açıklamasıyla askeri
tatbikatı protesto
edeceklerini açıkladı.
SİP üyelerine
saldırı
• İstanbul Haber Servisi
- Beyoğlu tstıklal
Caddesi'nde Sosyalist
Iktidar gazetesi satışı
yapan SİP üyelerine,
MHP'lı olduklan ileri
sürülen kişilerce bıçaklı
saldın yapıldığı bıldirildi.
Yapılan yazılı
açıkJamada. saldında SİP
üyesi Yüksel Erdem'in,
aldığı bıçak darbeleri
sonucu ağır yaralandığı
ve durumunun ciddiyetini
koruduğu kaydedildi.
Anne-çocuk
eğitiminin önemi
• İstanbul Haber Servisi
- Anne Çocuk Eğıtım
Vakfi (AÇEV) Genel
Koordinatörii Ayla
Göksel, okul öncesi
eğitimin insan hayatının
en önemli devrelerinin
bıri olarak
değerlendirildiğini
belirterek, Türkiye'de
çocuklann yüzde 92'sinin
okul öncesi eğitim
almadîğinı ve her dört
anneden birinin de
okuma-yazma
bilmediğini söyledi.
Dudullu'da
yangın
• İstanbul Haber Servisi
- Ümraniye/Aşağı
Duduflu'da, plastik eşya
ûreten 4 katlı bir
fabrikanm çatı katında
çıkan yangın, çevreye
yayılmadan söndürüldü.
Elektrik kontağından
çıktığı tahmin edilen
yangında can kaybı
olmazken fabrikanın çatı
katı kül oldu.
Başbakan Yılmaz, Kutlu Savaş'ın çalışmasını önümüzdeki hafta içinde teslim alacak
Susurluk için geri sayımANKARA (ANKA) - Başbakan Mesut
Yılmaz, Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı
Susurluk Raporu'nu önümüzdeki hafta
içinde teslim alacağını belirtirken,
hükümet olayla bağlantılı kamu
görevlilerinin pişmanlık göstermesi
halinde affını içeren ve TBMM
gündeminde bekleyen yasa teklifıni geri
çekerek tasan haline getirmeye karar
Cüneydoğu sorunu
verdi. Yılmaz, partisinin son Başkanlık
Divaru toplantısında kurmaylannın
sorulannı yanıtlarken, "Rapor bitmek
üzere. Getirip bana verecekler. Raporun
ne kadan açıklanabilir, ne kadan
açıklanamaz, buna raporu inceledikten
sonra karar vereceğiz" dedi.
Raporla olayın bütün karanhk
noktalannın aydınlanabileceğine ilişkin
şüphelerini dile getiren Yılmaz, "Ben
raporun gereğini yerine getireceğim.
Yani savcüara teslim edeceğûn" dedi.
Mehmet Ağar ile Sedat Bucak'ın
dokunulmazlıldannın
Susurluk olayı ile bağlantılı olarak
kaldırılmasının ardından, tüm yönleriyle
ortaya çıkmasını sağlamak üzere olaya
bir biçimde kanşmış kamu
görevlilerinin pişmanlık göstermeleri ve
itiraf etmeleri halinde affinı içeren yasa
tasansınm hazırianmasına
hız verildiği belırtildi.
Hükümetin TBMM gündeminde
bulunan aynı içerikteki yasa teklifinı
geri çekmeyi ve yasalaşmasına hız
kazandırmak için tasan haline getirmeyi
planladığı ifade edildi. Söz konusu yasa
çıkmaksızın savcılık soruşturmasının
istenilen sonucu vermeyeceği de
belirtildi.
Kozakçıoğlu Kürtçe
eğitime destek verdi
ANKARA (ANKA)
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı ve eski OHAL va-
lilennden Hayri Kozakçı-
oğlu, Güneydoğu sorunu-
nun çözümü için "gerçek
demokrasinin ve insan
haklannuı uygulanması-
m" isterken "berkes iste-
diği dilde eğitim, istediği
dilde radyo yayını yapabil-
sin" önerisiyle Kürtçe
radyo ve Kürtçe eğitim is-
teklerine destek verdi.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği de yapan Hayri
Kozakçıoğlu, Güneydo-
ğu'da boşaltılan köylerin
sorunlannı incelemek
üzere oluşturulan araştır-
ma komisyonunda çeşitli
önerilerde bulundu. Ko-
zakçıoğlu'nun önerilen
komisyon raporunda da
yer aldı. Kozakçıoğlu,
köyünü terk edenler ara-
sında ciddi bir araştırma
yapılarak geri dönmek is-
teyip istemediklerinin be-
lirlenmesini istedi. Ko-
zakçıoğlu, araştırma so-
nucu ne kadar insanın kö-
yünü boşaltıp nereye gıt-
tiğinin saptanmasını, ya-
şama koşullannın belir-
lenmesini, köyüne geri
dönmek isteyenler belir-
lendikten sonra ekono-
mik bakımdan kendileri-
ni doyurabilecekyerleşim
bınmlerinın saptanması-
nı istedi. Kozakçıoğlu,
Güneydoğu sorununun
çözümünde "mutlaka
gerçek demokrasinin ve
insan haklannuı uygulan-
masından yana olduğu-
nu" belirterek şu görüş-
lere yer verdi:
"Türkiye'de yaşayan
insanlann büyük bir bö-
lümü muhtetifetnik grup-
lara sahip, ben dahil. Or-
ta Asya da dahil benim gö-
rüşüm, Türk yok. Bakın
Tûrkmen var, Kırgız var,
Kazak var. Azcrilerin dı-
şında hiçbiriyle Tiirkçe de
konuşamrvoruz. Vani, bu
Anadolu insanı Kürdüy-
le, Çerkeziyle, Abazasıy-
la, Gürcüsüyle ayn bir u-
lus, ayn bir millet ounuş.
O nedenle burada yaşa-
yan insanlann bence or-
tak değerlerine göre öz-
gürtüklerin hepsinde her-
kesle başla>an cümleler
kurmak lazım. Nedir;
herkes istediği dili kullan-
makta serbesttir. Herkes
istediği dilde eğitim yapa-
bilir. Herkes istediği dilde
radyoyaraı yapabilir. Bu-
nu kovduğunuz zaman
bütün eknik gmplar ara-
sındaki probkmi de kal-
dınrsınız. İsteyen,dinlete-
biiecekse ghsin Çerkezce
rad>T) kursun, isteyen din-
letebflecekse Abazca rad-
yo kursun."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Promosyon çılgınlığı televizyon kanallarına da sıçradı.
çeteye muhalefet yasak
Tahliyeistemeyen
hâkime soruşturma
ANAP'lı Yaşar Okuyan, DYP Genel Başkanı'na yüklendi
'Çifler'in başı fena dertte'
DEVRÎM SEVİMAY
_ Adalet Bakanlığı,
Ömer Lütfü Topal davası
sanıgı özel timcilerin tah-
liye karanna muhalefet
şerhi koyan Hâkim Suzan
Yaltı hakkında "basına
demeç verdiği'' gerekçe-
siyle soruşturma başlattı.
Kamuoyunda kumar-
haneler kralı olarak tanı-
nan Ömer Lütfü Topal'ın
28 Temmuz 1996'da San-
yer'de öldürülmesiyle il-
gili Beyoğlu 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde göriilen
davada yargılanan Özel
Timci Ayhan Çartan,
Oğuz Yorulmaz, Ercan
Ersoy ve Topal'ın iş orta-
ğı Ali Fevzi Bir, 24 Ka-
sım'da göriilen son duruş-
mada 250 milyon lira ke-
falet karşılığında tahliye
edilmişlerdi. Başkanlığı-
nı, katliam sanığı Haluk
Kırcı'nın firanna neden
olan polisler hakkında da
beraat karan veren Hâkim
Neylan Feke'nın yaptığı
mahkeme heyeti, tahliye
gerekçesini "delillerin
toptanmıs ounası"na da-
yandırmıştı. Susurluk da-
vasında son tutuklu sanık-
lann da salıverilmesi ne-
deniyle kamuyoyunun
büyük tepkisini çeken
tahliyelere mahkeme he-
yetinde tek karşı çıkan
üye Hâkim Suzan Yaltı
ise "kanıtlann tam olarak
toplanmamış olması" ne-
deniyle tahliye karanna
muhalefet şerhi koymuş-
tu.
Adalet Bakanlığı'nca
hakkında soruşturma açı-
lan Yaltı, konuyla ilgili
sorulanmıza yanıt verme-
di.
İstanbul Haber Servisi - ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan,
1998'in DYP Genel Başkanı Tansu
ÇSDer için, Yargıtay'da görülen Parsa-
dan davası ve eşi Özer Uçuran ÇU-
ler'in Ankara'da yargılandığı resmi ev-
rakta sahtecilik davası ile TBMM'de
mart ayında gündeme getirilecek mal-
varlığı dosyası nedeniyle çok sert ge-
çeceğini söyledi.
Yaşar Okuyan, dün ANAP İstanbul
ll Merkezi'nde bir basın toplantısı dü-
zenledi. Türkiye'nin 1991'den bu ya-
na kısır iç çekişmeler yüzunden önem-
li uluslararası gelişmelerin dışında kal-
dığını belirten Okuyan, 1998'de ülke-
nin önümüzdeki 50-100 yılını etkile-
yecek Bakü-Ceyhan petrol boru hattı
ile Türkmenistan'dan Türkiye'ye do-
ğalgaz boru hattı gibi "mega projeter"
üzerinde önemle durulacağını söyle-
di. Bu projelerin gerçekleşmesi halin-
de Türkiye'nin bölgesinde siyasi ağır-
lığınm artacağını vurgulayan Okuyan,
mart ayında bu konuda da yeni geliş-
melerin gündeme geleceğini belirtti.
YaşarOkuyan, hükümetin yüzde 70
• ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Yaşar Okuyan,
enflasyonun yüzde 90'lara
tırmanmasında asıl suçlunun
•REFA.HYOL hükümeti olduğunu
belirtti. Okuyan, 1998 yılınm
Tansu Çiller için çok sert
geçeceğini söyledi.
olan enflasyonu yüzde 90'lara çıkar-
masını nasıl değerlendirdiği yolunda-
ki soruyu da, "REFAHYOL hüküme-
tinin denk bütçe di\ e ortaya çıkmasın-
dan sonra 25 katrilvnn lira açık oldu-
ğu görüidü. Aslında ortada denkdeğiL
bütçe de katananuşü. 55. hükümet bu
nedenie ek bütçe çıkarmak zonında
kalnuşür. Enflasyonun yüzde 90'lara
çıkmasının sorunüusu REFAH-
YOLdur" biçiminde yanıtladı.
Okuyan, DYP tarafından Genelkur-
may'a verilen muhtırayı anımsatarak,
"Muhûra 3-4 gün ortada kakh. Sonra
Tansu ÇillerJan Darkgibi orta>a çıka-
rak'Bengönderdim' diye kahraman-
uk yapmaya kalkb" dedi. Çiller'ın
1991 ile 1997 arasında edindiği mal-
lannın mutlaka hesabını vereceğini be-
lirten Okuyan. şunlan söyledi:
"Saym Çilkr'in başı hakikatendert-
te. Parsadan ile ilgili Yargıtay'da devam
eden, muhtemelen de 16 Ocak'ta kara-
rmı açıklaması beklenen bir da\ ası var.
Eğer Çiller'in Parsadan tarafından ör-
tülü ödenekten 5^ mihar lira dolandı-
nlması ^argıta) Genel Kurulu tarafın-
dan kabul edilirse. Çiller'in yargı önü-
ne çıkması kaçınılmazdır. Susurluk ile
ilgili Çiller ailcsine neyin uzanabflece-
gini henüz bflmiyoruz. Ama çok önem-
li bilgi ve bulgular içeren Başbakanhk
Teftiş Kurulu raporu, ocak ortalann-
da Başbakanlık'a sunulacakor."
Okuyan, TBMM Genel Kurul Sa-
lonu'nda yapılan tadilatlarda eski TB-
MM Başkanı Mustafa Kalemli hakkın-
daki yolsuzluk iddıalarn la ilgili olarak
da "Bwm için hiç fark etmez. Genel
Başkanımız kcndisi hakkında ileri sü-
rülen iddialann bile araşnnlmasını is-
tcmistir. Kalenüi ile ilgili iddialar araş-
bnlacaktu-. Ancak bunun siyasi mal-
zeme yapılmasuıın da karşısmda>ız"
diye konuştu.
IRMIKIAYDIN ENGİN
Gazetetira/lanndan, yaşamı-
mıza çöken yeni promosyon
dajgasından söz edeceğiz.
Once iddialı bir cümle: Bu
yazıyı başka hiçbir gazetede
okuyamazsınız!..
Marifet yazanda değil, gaze-
tede.
Gazetelerin mutfağına kadar
ulaşan tiraj raporlan çarpıcı bir
fotoğraf sunuyor.
TV ekranlannda her gün beş
vakit, bilmem kaç rekât, "Tür-
kiye'nin en iyi gazetesi! Bun-
dan iyisi yok! En kıyak gazete
bizim gazete" çığırtkanlıklannı
dinliyoruz da tirajlardaki utanç
verici (vurgu: utanç verici) dal-
galanmalar üstüne tıs yok. 01-
mayacak da.
Eğer bugünlerde örneğin Sa-
bah ya da Hürriyet'm TV rek-
lamlannda "37 Âralık Çarşam-
ba günü gazeteniz Sabah, tam
2.113.807 sattı" ya da "Gaze-
teniz Hürriyet 30 Aralık Salı gü-
nü satış rekonj kırdı: Net
2.472.235" diyen sevinç çığ-
lıklan işrtirseniz, bir önceki pa-
ragraftaki yargımızın yanlışlığı-
na hükmetmeyin. Onun yerine
"Peki o şişindiğiniz 31 Aralık
gününden tam bir hafta önce-
ki salı günü niye Hürriyet sade-
N'olcak Bu Medyanın Hali?
ce 373.119 ve Sabah sadece
429.407 net satışla yetinmek
zorunda kaldı" diye sorun.
Yanrt gelmeyecektir.
Eğer bir yanrt gelirse bu bir
"gazetec/"den gelmeyecektir.
Belki bir işadamından, bir "ma-
nager'den, bir "marketing" uz-
manından, ama asla bir "gaze-
fec/"den değil...
Gazeteci biraz keder, biraz
utançla gülümseyecektir. Eğer
biriikte birdeniz kıyısındayurü-
yorsanız, birçakıl taşınasavur-
duğu tekmeyte öfkesini dizgin-
lemeyi deneyecektir. "Boş ver"
diyecektir. Boş ver, denizden,
göçmen kuşlardan, bak şura-
da denizle öpüşen zeytin ağa-
cından söz edelim. Ya da su-
salım..."
Arkadaşınıza anlayışlı davra-
nın. Ömeğin üstelemeyin. Su-
sun...
•••
Gelelim olası yanrta.
Bir hafta önceki satışın (Hür-
riyet: 373.119, Sabah 429.407)
bir hafta sonra, Hürriyet'te tam
2.099.116, Sabah'ta ise
1.683.980 artış sağlamasının
açıklanmayacak yanı yok.
Hürriyet'in amiral gemisi ol-
duğu medya grubunun televiz-
yon kanalı (KanalD) yılbaşında
55 otomobil veriyordu ve çeki-
lişin biletleri de Hürriyet'le (ve
aynı gruba dahil Milliyet ve Ra-
dikal'la) biriikte dağıtılıyordu.
Aynca tabak çanak dağıtımın-
da da yıl sonu temizliği başla-
mıştı. Bir gazete alan bir koca
servistabağı, çorbatası, kom-
posto kâsesi filan alryordu.
Öteki büyük medya grubu-
nun amiral gemisi Sabah için
de durum farklı değildi. O gru-
bun televizyon kanalı atv de yıl-
başı akşamı 55 otomobillik bir
çekiliş yapryordu ve biletler Sa-
bah'la (ve Yeni Yüzyıl'la) dağı-
tılıyordu.
Tamam. Üstelik bunu bilme-
yen de yok. Ama tartışılmaya
çalışılan da zaten bu.
Kimse kalkıp, "Ne varbunda
eleştirecek? Yoksul halkımız
piyango bileti ile umut, gazete
fiyatına da tabak çanak aldı.
Kötü mü oldu? Umut, çanak,
çömlek, Barbie bebek, lego fi-
lan derken hiç gazete alma-
yanlarbile gazete satın aldılar.
Belki biri bir makale, bir önem-
li haber okumuş, bilgilenmiştir.
Kültürel kısırlığın aşılmasına
böylece dolaylı bir katkı sağ-
lanmıştır. Aynca..."
O managerler, marketing uz-
manları bu masalı külahımıza
anlatsınlar.
31 Aralık Çarşamba sabahı,
ömeğin Kadıköy Deniz Oto-
büsleri iskelesinde "Parasın-
nan değel mi lan, 15 tane Hür-
riyet istiyorum" diye böğüren,
sıradakilere dirsek atıp kendi-
ne yol ve yer açan yarma, bas-
tırdı parayı, 15 Hürriyet aldı. Bi-
letleri cüzdanınayerleştirdi. Ta-
bak çanağı kucakladı... Gaze-
teleri de brtişikteki çöp yığınına
olduğu gibi fırlatıp attı.
31 Aralık Çarşamba günü,
sabahleyin, Okmeydanı SSK
Hastanesi'ne açılan yollardan
birindeki bakkal-gazete bayii,
"Bir Sabah verir misiniz?" di-
yen müşteriyi "Sabah kalmadı
dayı" diye yanıtladı. Müşteri
koca Sabah tomannı gösterin-
ce, bakkal omuz silkti:
- Yani otomobil bileti kalma-
dı. Sırf gazete istersen al or-
dan bir tane işte...
••*
O çöpe atılan ya da bakkalın
para bile istemeden verdiği ga-
zeteler için gencecik haberciler
gün ve gece boyu koşturmuş-
lardı. Bir trafik kazasını haber-
leştirmek için saatlerce bekle-
mişlerdi. Üşümüşlerdi. Haberi
eksiksiz toparlamak için geç
kalmışlar, servis minibüsünü
kaçırmışlar, yama tutmaz büt-
çelerine kıyıp yol parasını cep-
lerinden ödemişlerdi. SayfaJan
düzenleyen yazıişleri emekçi-
leri kendi meşrep ve hünerie-
rince "kusursuzu" yakalamak
için çabalamışlardı. Yazarlar kı-
lı kırk yarmışlar, sözcüklerfe bo-
ğuşmuşlar, kendilerince önem-
li olanı okuyucuyla bölüşmek
için kafa patlatmışlardı.
Üşümüş habercinin, yorul-
muş sayfa sekreterinin, başı
çatlarcasına ağnyan yazann el
emeği, göz nuru, bilgisi, biriki-
mi şimdi çöp yığınında yatıyor,
bakkal dükkânının önünde SE-
KA fınnlannda hamur olmak
üzre bekliyor...
Türkiye'nin gazetecileri bu
utancı ve bu hoyratlığı hak et-
medi.
POLİTtKA GUINLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
'Anla, Seni Özledim!./
Masmavi birgökyüzü...
Sakalları uzamış, kır saçlı bir adam kaybolan yıl-
lann ardından sesleniyordu belki...
Diyordu ki:
"Bu kent benim yalnızlığımı giderek çoğaltı-
yor..."
O kent bir karmaşanın içinde uyanıyor...
Sokaklar bomboş... Çocuklar ortalıkta görün-
müyor...
Bir tuhaf duygu kaplıyordu o anda içini. Zilzur-
na sarhoş olduğu sabahlan anımsıyordu.
Artık soluksuz rüzgârlarda koşmaktan yorul-
muştu, hüzünlü akşamları çoktan unutmuştu...
Yıldızlar kaybolup aşk uykuya yattığında o dur-
madan ağız mızıkası çalardı. Argos Kralı İnak-
hus'u kızdırır, Argos kentinin Hera Tapınağı'nda
Zeus'un, lo'nun saçlarından tutup ateşli öpüşler-
le seviştiğini anımsardı...
Gözlerinin kül rengi ışığında Cesare Pavese'nin
gülümsemesi, Czeslavv Milosz'un büyücülerini
bile baştan çıkarırdı...
Hani ay ışığının lyonya Denizi'ne düşüşü vardı
ya, hani yasak sevişmelerin derinliği su üzerinde
gölgeler çizerdi ya.. öyle bir şeydi onun yaşamı...
Birden irkildi mavi göğün altında...
Tanıdık bir ses kulağına bir şeyler fısıldadı:
"Anla seni özledim, anla sevgin dayanılmaz..."
Güneş ısrtmıyordu...
Üşümüştü...
Bir adım atıp durdu. Elleri ceplerindeydi...
Dedi ki:
"O acılı geceden çok şey kalmadı geride.
Biraz dizinden azıcık boynundan..."
Ahşap binanın kiremitlerine serçeler konup ko-
nup havalanıyordu...
Bir eski öyküyü anımsadı. Gecenin karanlığının
yüzüne vurduğu saatlerde dolaştı...
Aşk, haydutluk ve sarışınlık konularını tartıştık-
ları günler sanki uzaktaydı...
Bir terazinin durgun pirinç kefesine konulan
ağırlıkları düşündü, süt gibi gökyüzünden turna-
largeçirdi...
Sakallan uzamış, kır saçlı adam onu seyrediyor-
du. Elini omzuna koyup konuştu:
"Benimki çok eski bir sevda masalı. Yüreğim
hep hüzünle, terk edilişlehe dolu. Dipsiz bir uçu-
rumda arayıp da bulamadıklanm var. Inan ki var
olmaktan şaşkın ve endişeliyim..."
• • •
Günlerden 'bir gün' elinde 'bir gül dalı' vardı
adamın...
Kıpkırmızı 'bir gül' ona gülümsüyordu...
O gün hava yağmurluydu...
Saçlarını gülümsemelerle donatmış kadını ilk
kez Moskova Metrosu'nda görmüş, bir karlı ak-
şamda buluşmuştu...
Yıl1926'ydı...
Devrimden tam 9 yıl sonra...
Göğüsleri dalgalı bir deniz gibi sarsılıyordu ka-
dının. Gözleri durmadan açılıp kapanıyordu...
Sevdası yüreğindeydi...
O anda kadının ayak bileklerine baktı ve şöyle
dedi:
"Ne kadar ince, kınlacak gibi!.."
Artık gözleri biracıyı konuşturmuyordu... Göz-
leri bir güvercin gibi özgürtüğe kanat çırpıyordu...
Pablo Nenıda'yla başlayan bir öykü müydü
yoksa tüm anlattıkları?
Issız öpüşlerde büyüyordu her ikisinin de yal-
nızlıklan; sevdalan yıldızlara yenik düşmüyordu...
Bir kırmızı gülle başlayan sevda masalı onlan bi-
linmedik mevsimlere sürüklüyordu...
Issızlıkta ve karanlıkta sürgün gibiydi aşklan iki-
sinin de...
Aleksandr Puşkin'in 'O'na' haykırışına benzi-
yordu boğuntusunda umutsuz can sıkıntıları...
Mihail Yuryeviç'in kurnazlığı ve kötülüğüyle
Tamara'yı anlatışını anımsatıyordu...
Kenetlenmiş, sımsıcakellerdokunuyordu... Ye-
ni öpüşler ve okşayışlar ise arkasından geliyordu...
• • •
Sakallan uzamış, kır saçlı adam masmavi gök-
yüzüne bakıp konuşmaya başladı:
"Ben yalnızlığımı giderek çoğaltan bu kentten
kaçıp gitmek istiyorum..."
Kimse umursamadı onu...
O yürüyüp uzaklaştı...
Benimse önüme bir fotoğraf, yüreğime hüzün
düştü...
Bir kırmızı gül... Bir kadın, iki erkek...
Artık bu oyun bitmeliydi!
Aynı kadını seven iki adam sessizliğin içinde
buluşup mavi balıklı afışin önünde durdular, elle-
rinde kırmızı gül olan başka adamlara baktılar...
Budapeşte'de Bristol Oteli'nde üç gece kaldı-
lar...
Uzak bir aşkın renginde olan kadınları anımsa-
dılar, gençlik yıllanndan kalan resimleri yırttılar...
Yağmur ertesi gün başladı...
Yağmur tanecikleri balkonu ıslatırken Attila
Jozsef'in ölüm haberini duydular...
Şopen Sokağı'nda kadınlar ve çocuklar ağlı-
yordu...
Bense güleç yüzlü bir kadına menekşeler ver-
dim.
Masmavi gözleriyle gülümserken "Seni seviyo-
rum" dedi...
Hava sanki buz kesiyordu...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (n raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Yasa tasarısı hazırlanıyor
ParasiTİık mahkemelere
kilit vurduracak
ANKARA (ANKA)-
Pul parası bile bulama-
maktan yakınan Adalet
Bakanı Oltan Sungtuiu,
ilçelerde mahkeme kur-
makta zorlanınca çareyi,
iş yükü az olan ilçe mah-
kemelerinin kapatılmasi-
nı öngören bir yasa tasa-
nsı hazırlamakta buldu.
Mevcut mahkemeler için
yer bulmakta zorlanan
Bakanhk, adalet reformu
çerçevesinde köklü deği-
şiklikler getiren bir yasa
tasansı hazırlayarak bu
soruna kısmi bir çözüm
arayışı içine girdi.
Adalet Bakanlığı tara-
fından TBMM'ye sunu-
lan Adliye Mahkemele-
rinin Kunıluş ve Görev-
leri Hakkındaki Yasa Ta-
sansı'nda, il merkezle-
rinde mahkeme teşkilatı
kurulması zorunlu hale
getirilirken, her ilçede
mahkeme kurma zorun-
luluğu ortadan kaldınla-
rak, mahkeme kurulma-
sı iş yükü esasuıa bağlan-
dı.
Tasan yasalaşırsa iş
yükünün yoğun olduğu
ilçelerdeki mahkemeler
korunurken çevre ilçeler-
deki davalann buralarda
görülmesi sağlanacak.