22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4OCAK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 Şükran TEMA Vakfi ile tarikatçılar arasındaki ilişkiler konusunda giderek yaygınlaşan iddialara bugüne dek bir açıklama yapılmadı. Açıklama yapılmadı ama iddialara konu olan ilişkiler de giderek açıklık kazanmaya başladı. TEMA Vakfı Kayseri Şube Başkanı Erdoğan Doğan, başta laiklik olmak üzere Atatürk ilkelerini benimseyen insanlara karşı içindeki kin ve nefreti eksik etmediği mahkeme kararı ile kesinleşen Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'ye TEMA adına "şükran plaketi" verdi. Etektronilc posta: Oeniz.Somdraksnet.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Televizvonlar türkücülere ezan okutuvormuş... "Allah revtinglerini versin!" m stanbul'da aynı kamu kurumunda çalışan karı- kocadan, tayini başka bir ile çıkarttlan koca, idarenin yanlı tutumunu gerekçe göstermekle birlikte aile düzeninin de bozulduğunu öne sü- rerek idare mahkemesinde açtıği davayı kazanarakta- yınini durdurmuştu. Ancak idarenin itirazı üzerine Da- nıştay 5. Dairesi mahkemenin karannı bozmuş ve ka- rarda kadının da kocasının atandığı yere tayinini is- teyebileceği gibi bir ifade yer almıştı. Kocasının atandığı yere gitmesi istenin kadın, Da- nıştay Başkanı Firuzan İkincioğullan'na dilekçe gön- dererek, "Ben eşimin kölesi değilim. Şahsımı renci- de ettiğinizin farkında mısınız?' demişti. Yanıt, Danıştay 5. Daire Başkanı Nuri Alkan'dan bi- ze geldi: "Danıştay'dan evli kadınlara şok karar başlıkh ya- zınızla ilgili karar örneği ekte sunulmuştur. Dikkatli bir değerlendirme ile Danıştay'ın aile birliğinin korunma- sı konusunda ne kadar duyarlı davrandığı ortaya çı- Danıştay'dankacaktır. Aile birliğinin mutlaka belli bir yerde, örne- ğin Istanbul'dagerçekleştirileceği konusunda düzen- leyici bir kuralın bulunmadığı hususunu önemle vur- gulamak isterim. Aksi halde ülke düzeyinde kamu hizmetini yürütme olanağı bulunamayacağı açıktır." Nuri Alkan'ın gönderdiği karar örneğinde altını çiz- diği satıhardan: "Anayasanın amir hükmü gereğince, aynı kurum- da çalışan eşlerden birinin yine aynı kurumun başka bir yerdeki birimine naklen atanması halinde memur olan diğer eşinin de isteği var ise aynı yere atanma- sı veya niteliğine uygun münhal bir görev bulunma- ması durumunda izin hakkından yarartandınlması yi- ne idare için bir yükümlülüktür. Dolayısıyla Anayasa ile getirilen ilke uyarınca ye- niden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atama- larda aynı kurumda çalışan eşlerin durumunun da gözetileceği tabii bulunmakta olup, bu konuda düzen- leme olmamasını aksine yorumlamanın anılan ilke karşısında mümkün bulunmadığı açıktır. Ancak aynı kurumda çalışan eşin eş durumu nedeniyle naklen atan- ması için herhangi bir isteğinin bulunmadığı durum- larda, idarenin eş durumunu gözetme yükümlülüğü- nün bulunmadığını da burada vurgulamak gerekir. Davacının Istanbul'dan Tekirdağ'a naklen atanması üzerine, istanbul'da sözleşmeii olarak görev yapan eşi- nin, isteği halinde davacının atandığı yere atanması mümkün olduğu gibi, Tekirdağ'a naklen atanması için bir isteğinin bulunmadığı da dosya içeriğinden anla- şıldığından, olayda eş durumunu gözetme yükümlü- lüğü bulunmayan davalı idarenin eş durumunu dik- kate almadan davacıyı naklen atadığından bahisle mahkemece dava konusu işlemin iptaline hükmedil- mesinde hukuki isabet görülmemiştir." CHP Parti Meclisi üyesi Mustafa Gazalcı, TEKEL'in nasıl sattşa getirildiğini tek cümlede özetliyor "Meclis'e sormadan, Bakanlar Kurulu karanyla TEKEL'e kendini satma yetkisi verdiler." Ö M Ü R i L I K Mesut Yılmaz, top sektirmiş... lcraatın reytingi kötü gidince tele-vole formülünü deniyor. Ömür E. Kurum SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE BUSÜN ME yA-Z/Zid BfZl/HLE BU SrZ/NLE GUGUtZ vatc SJze Cfi. ÛZA77HAAS/A/ Elazığ'daki katliama Ankara'dan bakınca Elazığ'ın Maden ilçesinde CHP' Belediye Başkanının, başıboş köpekleri öldürterek ilçe meydanında 500 bin liraya satın almaya başlaması üzerine Istanbul'daki Hayvanların Yaşam HaMarını Koruma Derneği'nden M. Ali Özankça. önce bir araştırma yapıyor. Halkın başıboş köpeklerin öldürülmesi konusunda kaymakamlığa, sağlık müdürlüğüne herhangi bir başvurusu olmadığı anlaşılıyor. Halkın sahipsiz köpeklerle ilgili bir şikâyeti olmadığı gibi Elazığ'da uzun yıllardır kuduz olayına rastlanmadığı görülüyor. Televizyon haberleri ile kamuoyuna yansıyan Maden'deki köpek katliamı karşısında sivil toplum kuruluşları da belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Ozarıkça sonunda, CHP'li belediye başkanına "dur" demesi için CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı anyor. Baykal'ın Özel Kalem Müdürü Nesrin Baytok'a ulaşabiliyor. Baytok, konuya vakıf olduğunu belirtiyor, ancak konuya yaklaşımı oldukça farklı oluyor: Doğu'nun koşullarının Istanbul ile karşılaştırılmaması gerektiğini söylüyor. Özellikle çocukların elierinde silahla sürek avına çıkmasının bile olağan sayılmasını örgörüyor, çünkü "orada" çocukların belinde Kalaşnikof bulunuyor. PALAS PANDIRAS Artık kaz, tavuk, horoz gibi uçamayan kuşlara da borcumuz var... Müfit Bozacı ÇED KOŞESI OKTAY EKİNCİ Fidanlıklar ve 33. madde... Geçen yaz ÇEKÜL grubuyla birlikte Gökova'dakı Orman Fi- danlığı'nı ziyaret etmiştik. Yan- gın alanlannın da yeniden ağaç- landınlmasında 'hazır kuvvet' gibi bekleyen bu fidanlıklann ne denli emek ve özveriyle yaşatıl- dığını'yakından görme fırsatını bulmuştuk. O akşam ormancılarla vedala- şırken bu bakanlıktaki yurtsever kadrolarla 'rantsever' sıyasiler arasında ne denli talihsiz bir 'hi- yerarşi' olduğunu bir kez daha düşündüm. Bakanlığın merkez ve taşra bi- rimlerindekı sayısız gerçek or- mancı, yıllardır Türkiye'nin ye- şilini korumak için tüm yaşam- lannı adarcasma bir çaba içinde- Ier. Buna karşın onlann başına 'seçimle' gelen siyasetçiler ise aynı yeşili şu veya bu şekilde yağmaya açmaktan başka bir 'ic- zı korumak için geniş birkamu- oyu oluşmaya başlarken SOS ts- tanbul Çevre Gönüllüleri de bir başka benzer tehlikeli süreci durdurmak üzere önemli bir kam- panya sürdürüyorlar. K.imi yerel yönetimlerin elinde 'yeşil düş- manlığına' y&-M$cfeyanak olarak kullaıulmaya başlanan Imar Ka- nunu'nun '33. maddesini' ip- tal ettirmeye çahşıyorlar... Geçici izinle, kalıcı yağma... Yasadaki bu madde. imar plan- lannda 'umumi hizmetlere' ay- nlan, ancak 5 yıllık imar prog- ramına alınmayan yerlere, 'geçi- ci ruhsatla' inşaat izni verilme- si olanağmı sağlıyor. Planlarda- ki 'yeşil alanlar' da bu tür ka- musal yerlerden sayıldığı için, henüz düzenlenmeyen park ve ağaçlandırma sahalan bile aynı Yıllardır bu fidanları "alkışlarla" yok ediyoruz... dikiyoruz, yasalarla da raat' pek göstermıyorlar. Üste- lik bu vefasızlık, hemen tûm hü- kûmetlerdeki farklı partilerden bakaniar arasında da sanki gizli bir 'consensus' olarak yıllardır hep süregeliyor... Nitekim şimdi de satış sırası, sonunda 'fıdanlıklara' kadar da- yandı. Ormancılann hakh ola- rak gözleri gibi baktıklan fidan- lıklar üzerinde öylesi 'oyunlar' oynanmaya başlandı kk ömeğin Istanbul'da bunlara müşteri olan Büyüksehir Belediyesi bile engel- lenerek. 'ille de özel şahıslara satılacak' saplantısı içine giril- di. Aralannda Atatürk'ün İstan- bul'a armağanı olan Büyiikde- re ve Beykoz gibi 'doğal SİT içinde yeşil alan' konumunda- ki çok özel fidanlıklar da son günlerde pazarlanmak isteniyor... Oysa. duyarlı ormancılar diyor- lar ki; "Bunlar özel fırmalara geçince, ülke ormancılığı ve ağaçlandırma çalışmalarına yönelik değil, kendi piyasa ve kazanç politikalarına göre iire- timi yeğleyecekier..." Satışa çıkartılan fidanlıklann 'arazi değerlerinin' üretim de- ğerinin çok üstünde olduğunu gören 'deneyimli gözlemciler' de diyorlar kı; "Bu nedenle bir siire sonra araziyifidanlıkola- rak kullanmayı bırakıp imara açmaya çalışacaklar... Bunda da zaten çok zorlanmayacak- lar..." Işte bu gibi 'tehlikeli ni- yetlere' karşı da fidanlıklanmı- madde kullanılarak yağmalana- biliyor... 33. maddenin işte böylesi uy- gulamalannaen çarpıcı ömekle- rinden biri de Çerkezköy yakın- lanndaki Kumlugeçit mevkiin- de yaşanıyor. Yüzlerce yetişkin meyve ağacının bulunduğu yük- sek vasıflı bir tanmsal alan, imar planında 'umumi hizmet ala- m'(!)gösterilerek, 10 yıllık'ge- çici'(!) ruhsatla bir 'betoniama tesisine' arsa olarak veriliyor. Böylece Kafaoğlu Atılım inşaat AŞ adlı firmanın yatınm alanı- na dönüştürülen bu ağaçlık böl- ge 'kalıcı bir betonlaşmanın' kurbanı oluyor... SOS tstanbul Platformu, iş- te bu 'yasal yağmayı' ve benzer diğer uygulamalan durdurabil- mek için Kasım (1997) ayında bölgede eylemlerdüzenledi. Şim- di de 33. maddenin iptali ya da değiştirilmesi için TBMM'ye baskı yapmak üzere bir imza kampanyası yürütüyorlar. Eğer 'dokunulmazuklanna' çok düş- kün olan milletvekillerimiz, ay- nı duyarhlığı 'ülkemiz yeşiline de dokunulmaması' yönünde gösterebilirlerse, hem Çatalca'nın Kumlugeçit ağaçlan kurtulacak hem de tmar Yasası'ndaki bir 'yağma tuzağı' artık ortadan kalkacak... Kendilerini izliyoruz... (Kampanyaya kaülım için: Tel: 0216-338 55 11 -Faks:414 67 98) HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ 0MJMA HttH (J Offlti&N OJuR KİM KİME DUM DUMA BEHtçAK behicak(a turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 4Ocak ÜNLU BİR GMF/KSANATCISI.. BUGÜN, ÜULÜ POUHIYAU HATÇtSt J*N C£A/fCÂ OOĞMUŞTU. ÖNCE MÜ- MMAı4üt.X. ÖĞ&€MrMi 60- LSNfCA, 6İDEB&Z. <ZeAFİ*Z ÇAUÇ- MACABfNA YÖAIELMİÇ, StAIEMA AFİŞ- OilCKArı ÇSKMİŞrİ. APlŞLE ÇİZGi FİLML£K. P£ YHPAN , SfGÇ*?/C ÖDÛL ICAZAUAAIÇTt.. GBMeLLİtİLB tCAfZAMSAe BİR BAK.IÇ AÇlSlMA SAHİP OLAN LSfJ/CA, SÜKKEAUsT^Ve KLa£-neor=OBİK<A ÖGeLE& BOL. BOL KUCAMPf- 1963'TEN SON&4 SArt AUAAUYA'yA YEftLBÇEKI GKAFfKBB, BİGÇOKL KJÇİ^EL SEKGt AÇT7, AFİÇ VE ÇÛCUtC KfrtlPtA&l /S££ıML£MEYİ SÛ&OüieDÜ i AC/ocfmfot»: Kapah yenie kalma fcorkuSU. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Bizim Masa' Tarihçiler, 'Cite de Pera'öa ilk meyhaneyi 'Yorgo Efendi'nin açtığını yazıyorlar. 1870 yılındaki büyük Be- yoğlu yangınında yok olan Hoca Nazım Tıyatrosu'nun yerıne Hiristaki Zagrofos Efendi tarafından mimar Cleanthe Zanno'ya ınşa ettirilen Cite de Pera 1876 yılında hizmete gırmış. Şimdi 'Çiçek Pasajı' olarak bi- linen bu mekân zamanının ünlü tuhafiyecileri, zücca- ciyecileri, mücellıthaneleri, şarküterileri, terzihanele^ ri, tütüncüleri ile İstanbullu levantenlerin uğrak yeri olmuş. ilk yıllardaki çiçekçi dükkânlarına 'Mütareke yıllan'nöa yenılen de eklenince pasaj 'çiçeklenip renk- lenmiş'. Ekim Devrimi'nden kaçan beyaz Rus kadın- lan, baronesler, düşesler burada çiçek satmışlar. Yor- go Efendi'nin meyhanesinin kapanmasından sonra uzunca bir süre '/ceyf-/mey'den yoksun kalan pasaj- da. 1930'lu yıllarla birlikte binanın Istiklal Caddesi yüzündekı ünlü 'Degüstasyon Lokantası'mn yaz ay- lannda pasajın içine açılan arka çıkışına 'masa atma- ya' başlamasıyla 'Âlâ ıstanbul Rakısı'nm, 'Âlâ Boğa- ziçi Rak/sı'nın, 'Hususi Fevkalade Rakı'nm anason kokusu çıçek kokularına karışmaya başlamış. Aynı yıllarda tuhafiyeci Mastoraki kapanıp da ye- rine Nektar Birahanesi açılınca pasaj 'şen/enm/ş', Is- tanbul'un 'mey erbabı' buraya akın etmeye başla- yınca yenı yeni meyhaneler açılmış. O yıllara kadar genellikle Hiristaki Pasajı' olarak anılan, ancak Çi- çekçiler Kooperatifi'nın buraya taşınması ve günlük çiçek mezatlarının burada yapılmasıyla birlikte istik- lal Caddesi ile şimdiki Sahne Sokağı'nı bırleştiren çarşı, 'Çiçek Pasajı' olarak tanınır olmuş. Ne var ki anason kokusu çiçek kokusuna baskın gelince 1950Tı yıllarda çıçekçiler yan sokağa taşınmışlar. Her boşa- lan dükkânın yerıne bir meyhane açılmış ve pasaj gi- derek bugünkü kimliğine bürünmüş. Eski bir Cihangirli olarak Çiçek Pasajı'ndaki 'son çiçekçi' Rus Milinski'yi ve onca meyhane arasında sıkışıp kalmış Kristidis'in 'nota dükkânı'nı anımsıyo- rum. Şimdi bunlan yazarken 'en sıkı varoluşçu hava- larda' Stop'un üst katında Ayberk Çölok, Mehmet Ulusoy ve başka 'genç' tiyatrocu arkadaşlarla yap- tığımız sonu gelmez, 'Niçin Sartre, niçin Camus' gi- bi tartışmalar gözümde canlanıyor. 1960 !ı yıllann ıkinci yansından sonra 'pasajın se- rüven/'ni ancak uzaktan izleyebildim. Murat Bel- ge'nin deyimıyle, 'bir müşteriye üç çalgıcı düştüğü' yıllan yaşamadım. 1978 yılında pasajın çöktüğünü duy- duğumda bunun, 'doğanın özsuyunu simgeleyen meytannsı Bacchus'un gazabı olabileceğini düşün- düm. 199O'lı yıllarda yeniden buluştuğum bu mekâ- nın 12 Eylül'ün 'üniformist estetıği'ru bire bir yansı- tan 'askeri masanizam'tru yadırgadım. Buraya bir da- ha adım atamayacağımı düşündüm. Yanılmışım. Günlerden bir gün Fethi Naci ağabe- yin, 'Bizim masaya biruğra' demesıyle her şey yeni- den başladı... Yazın dünyasının bu ünlü, huysuz ve tatlı insanının kurduğu 'ö(2/mmasa'nın neredeyse25 yıllık bir tarihi var. Suttanahmet-Nevizade arası 'şan- lı birgeçmiş ten sonra masa bundan 7-8 yıl önce şim- diki mekânına, Çiçek Pasajı'ndaki 'Sevinç Meyhane- s/'ne ya da masa sakınlennin deyimiyle 'Bayram'ın Vten'ne taşınmış. Ibrahim Yolyapan, Nuri Akay, - eğer q sıralar yurtdışında değilse- Cevat Çapan, Atilla Özkırımlı, -Parıs'ten dönmüşse- HıfzıTopuz, Aydın Boysan, Selahattin Hilav, Ziya Şav, Ferruh Doğan - tıyatrodaki işi o güne rastlamamışsa- Ke- mal Bekir, Naim Tirali, -o gün Beyoğlu'nda ise- Mü- cap Ofluoğlu, -Hindistan, Nepal, Afrıka gibi dünya- nın başka bir ucunda değilse- Aydın Çukurova, -Es- kişehir'den kaçabitmişse- Naci Güçhan haftada bir gün bu masada, 'öğle rakısı'nöa buluşuyorlar. 'Ho- calann hocası' Salim Rıza Kırkpınar, Şener Şen, Tek- taş Ağaoğlu gibi 'arada bır uğrayan' dostlara sevi- niyoriar. Bu masada acılar ve sevinçler paylaşılıyor. Mtıhabbetlerin 'en koyusu', dedikoduların 'en ağın' yapılıyor, küfürlerin 'en sunturiusu' savruluyor. Bu masada insanlar birbirlerini özlüyorlar, birbirle- rini merak edıyorlar. Yasamın tekdüzeleştiği, ınsan iliş- kilerinin sığlaştığı, değerlerin altüst olduğu günümüz- de 'bizim masa', haftada bir bırkaç saatlığine de ol- sa sığınılacak bir 'liman'. Fakat bu limanda sadece, 'yüzde 70 alkol/yüzde 30 mezeye fit', 'ikıyumurtalı me- nemen'le ya da 'pilav üstü kuru'y\a yetinen 'adab-ı bezm-i mey' sahibi 'erkân'a yer var. 'Bizim masa' gende bıraktığımız yılda kederli ve se- vinçlı günler yaşadı. Sevgılı Atilla Ergür'ün aramız- dan ayrılışı ile yüreğımız yaralandı, üzüldük. Kemal Bekir'in, Ferruh Doğan'ın, Aydın Boysan'ın kıtapla- rına, Aydın Çukurova'nın fotoğraf sergısine sevındik, gururlandık. Yeni yılda da paylaşacağımız sevinçler olacak. Aydın Ağabey, yeni bir kitap yayımlayacak, gazete promosyonlarına inat, kitap başına bir 'ufak' dağıtacak. Hrfzı Ağabey izmir'de görkemli bir sem- pozyum daha düzenleyecek. Fethi Naci Ağabey on- larca kitap okuyacak ve yazarlann 'en iyisini' seçe- cek. Aydın Çukurova belki bir sergı daha açacak... Bayram Aydındoğan'ın garsonlan Cemil, Ersin, Se- lami ve Suat da 'bizim masa' ıle birlikte sevinecek- ler. Bu yılın ilk buluşmasında 'bizim masa'ya, kadeh- lerimizi 'Yorgo Efendi' için kaldırmamızı önereceğim. Kadehler bır kere de onun ıçın kalkacak. Yaşam öy- le güzel ve yaşama sevincını paylaşmasını bilenler için öylesıne umut verıci kı... iletişim için faks: 0216-418 84 10 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 4 5 6 B 9SOLDA* SAĞA: 1/Güreşte,ayak- .. ta yapılan bir oyun... Osmanlı- 2 lar'da gece bek- o çisı. 2/ Soylu... Denizgiysisi.3/ 4 Italya'nın en r uzun ırmağı... Düşmanlık. 4/ 6 tskambılde -, koz... Kamuya ilişkin hızmetle- 8 rintümü. 5/Taf- lan ağacının çu- buklanndan yapılan ve resim çıziminde kulla- nılan kömür kalem. 6/ Buğday, nohut. fasulye ve çeşıtli yemişlerin pi- şirilmesiyle yapılan tat- lı... Ağız mukozasında 5 oluşan yüzeysel yara. 7/ En büyük ustası Mon- taigne olan yazı türü... Rütbesız asker. 8/ Iran- 8 Ularaverilenbırad...Dü- 9 güne çağnlanlara düğün sahibince verilen armağan. 9/ Halk dilinde anahtara verilen ad... Yanağm alt kısmı. YUKARIDAJS AŞAĞIYA: 1/ Toprağı işlemekte kulla- nılan bir tanm aracı... Atıf Yılmaz'ın bir filmı. 2/ Halk dilinde bibere verilen ad... Yüreklı. yığit. 3/ Matematık- te kullanılan sabit bir sayı... Pis koku. 4/ bir göz rengi... Crenin kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık. 5/ Bir dizede ya da notada, ses özellıklerınin düzenlı bir bi- çimde yınelenmesinden doğan ses uygunluğu. 6/ Bir ışi yapmaya hazır... Büyük erkek kardeş. II Ekvator kuşa- ğındaki genış çayırlara verilen ad... Ses. 8/ Binek hay- vanlannın sırtındaki oturmalık... Cevher va da kayaç ıçınde kazılan yüksek eğimli ve dar çaplı galeri. 9/ Bir tür et yemeği... Sınemada teknık ustalıkla vapılan hile.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear