29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 1998 ÇARŞAMBA HABERLER Basbakan Yılmaz'a 27 öneri İllegal ilişkiler tasfiye edilmeli' Başbakanlık Teftiş Kuru- lu Başkanı Kutlu Savaş ta- rafından hazırlanan Susur- luk Raporu"nda de\ let için- deki çete oluşumlanna kar- şı Basbakan MesutYılmaz'a 27 öneri sunuluyor. Bu öne- riler özetle şöyle: 1) Sayın Basbakan'a arz edilecek birinci teklif, Em- niyet Genel Müdürlü- ğü'nün, çete oluşumlanna karşı genel bir mücadeleye sevk edilmesidir. Bu konuda kesin karar alınmalı ve gelişmeler Baş- bakanlık'ça periyodik ola- rak izlenmeli. teşkilatm bu konudaki acıl. gündelik ve çoğu hemen karşılanabilir ihtiyaçlan giderilmelidir. Emniyet Genel Müdürlü- ğü üst yönetımine verilecek zarrian tablosunda başan sü- reci de sadece 3 ay olmalı- dır. 2) Emniyet Genel Müdür- lügü merkezli çalışmalann, başan içın MlT'in tüm ım- kânlanyla desteklenmesini sağlamak üzere ciddi ve Başbakanlık'ça gözetilen ve kontrol edilen bir koordinas- yon kanalı da açılmalıdır. Genelkunnay Istihbarat Başkanlığı'ndan bilgı akışı da sağlanmalıdır. 3) Poiisiye çatışmalar, çe- teleri ve gruplan bir süre sessizliğe itecektir. Ancak ortada olan ve bilinen fi- nansman kaynaklannın da yok edilmesi ve hesabinın sorulması da icap eder. Poiisiye çatışmalann ma- li araştırmalarla takviye edilmesi gerekmektedir. 4) Susurluk merkezli. çe- te ve illegal kazançlarla ilgi- li sınırlı bir itiraf yasası çı- kanlmah. ancak; Güneydo- ğu'da problemlere yol açan itiraf yasası tcrübesinden faydalanılmalıdir. 5) Özel Harekât Dairesi sadece OHAL bölgesiyle sı- nırlı kalacak şekılde daraltıl- malı. Özel Harekât persone- li sadece OHAL bölgesinde bu sıfah taşıyabilmeli, böl- ge dışındaki tüm Özel Hare- kât birimleri lağvedilerek polis teşkilatına entegre ol- malan sağlanmalıdır. 6) Başbakanlık genelge- siyle Interpol ilişkileri hariç Emniyet Genel Müdürlü- ğû'nûn dış servis veya teşki- latlarla ilişkilerinin Dışişle- ri Bakanlığı ve MİT kana- lıyla tesis edilebilecegi, dış istihbarat ve operasyonlann bu kanallar dışında yasak- landığı ve durdurulduğu, emirolarak iletilmelidir. 7) Millı Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri tarafından birkaç yıl önce hazırlanmış olan "Kamu Güvenliği Ku- rumu" kanun taslağı, ince- lenmeli ve hükümetin de- ğerlehdirmesine sunulmalı- dır. 8) Uyuştunıcu kaçakçılı- ğı ile mücadele. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün rutin faalıyetlerinden bin olarak değil. öncelikli ve acil ko- nulanndan en önde geleni olarak ele alınmalıdır. 9) Uyuşturucu kaçakçılı- ğı konusu. özelliği olan bir mücadele alanı olarak seçil- meli ve mali araştırmalarla birlikte kişi ve aileleri hedef alan özel bir çalışmaya ön- cehkle başlanmalıdır 10) Devlet arşivlerinde çeşitli kaçakçılık \e illegal faaliyetlerin bilgisi, hatta şe- malan vardır. Devletin ilgi- li birimleri bu konuda işbir- liği yapmalıdır. 11) Jandarma Genel Ko- mutanlığı'nın MtT'in ve Emniyet'in kayıt ve bilgile- rı koordineli bir şekilde de- ğerlendirilerek her 3 teşki- latta mevcut ve Batı bölge- lerinde de illegal ilişki ve oluşumlara dahil olmuş per- sonel kısa sürede tasfiye edilmelidir. 12) Itirafçı kullanımı sü- ratle sınırlandınlmalıdır. 13) Mevcut Geçici Köy Koruculuğu (GKK) kadro- lan sayı olarak dondurulma- lı. boş veya boşalan kadro- lar iptal edilmelidir. GKK'den isteyen ve du- rumu uygun olanlann özel güvenlik görevlisi olarak ça- lıştınlmalan sağlanmalıdır. Bölgede mevcut yan-fe-4 odal yapının daha da güç- lenmesine sebep olan. aşi- retlere dayalı GKK sistemi sebebiyle bölgede aşiret ya- pısının çözülmesi durmuş. hatta daha tesirli hale gel- miştir. Uygulamalara Urfa yöresinden başlanması öne- rilecektir. 14) Turizm Bakanlığı'nın talih oyunlan salonlanyla il- gıli işlemleri kapsamlı bir soruşturmaya konu olmalı- dır. Bakanlık kumarhanelere hangi prosedürle izin ver- miştir? 15) Kumarhane ışleticile- rinin vergi ve muhasebe ka- yıtlan da incelenmelidir. 16) TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun suçu ve soruşturmayı belir- leyen tespitleri. Başbakan- lık'ça ilgili mercilere duyu- rulmalı ve gereği takip edil- melidir. 17) Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nün hibe silahları konusunda genel müdürlük- te ve Gümrük Müsteşarlı- ğı 'nda mevcut karmaşık bil- gi yığınını aydınlatmak üze- re kapsamlı bir inceleme- değerlendirme yapılmalıdır. 18) Abdullah Çatlı'nm durumu ve konumu, bir so- ruşturma kapsamında ele alınmalıdır. Çatlı'nın 8O'!ı yıllar öncesi ve sonrası iliş- kileri araştırılmalıdır. 19) Azerbaycan'da darbe girişimi ve Türk tarafinın tu- tumu ayn bir soruşrurmaya konu ohnalıdır. 20) Koruculara yapılan ödemeler ve bu ödemelerin yöneldiği kişi. aşiret ve aile- ler detaye edilmeli ve aksak- lıklar kapsamlı birçalışmay- la değerlendirilmeli, gere- kirse yöre üniversitelerin- den yararlanılmalıdır 21) Talih oyunlan salon- lannı işletenlerle ilgili kap- samlı bir gelir-vergı araştır- ması koordineli bir şekilde başlatılmalı; kara para iş- lemleri, mali polisin de des- teğinde takip edilmelidir. 22) Mehmet Ali Yaprak ve kaçırılması olayı, tekrar ve mali araştırmalarla bir- likte yürütülmek üzere so- ruşturulmalı. Coptagon tica- reti ve imalatı konusu özel bir polis ekibince ele alın- malıdır. 23)NesimMalkiveYener Kaya'nın öldürülmesi olay- lan mali araştırmalarla bir- likte tekrar soruşturulmalı. adı geçen tefecilerin alacak- lı olduğu kişi ve firmalar. ci- nayet soruşturması ve mali araştırmalar kapsamına alınmalıdır. 24) Yeten kadar bilgi top- lanan ve itirafçı İbrahim Ba- bat'ın açıklamalanyla da or- taya çıkan bilgiler çerçeve- sınde. Bodrum Sun Club olaylan ve 40 bin dolann ha- raç olarak alınması ve pay- laşımı iddialan ile Hikmet Babataşcinayetı yeniden so- ruşturulmalıdır. 25) tlgilı bölümde yer al- dığı üzere, Eximbank-Türk- menistan ve Emperyal şir- keti ilişkileri detayı ile araş- tınlmalı ve gerekiyorsa so- ruşturulmalıdır. 26) Ömer Lütfü Topal'ın ölümünden sonra ortaya çı- kan 105 milyon dolarhk bor- cun sebebi ve hangi şirket bilançosunda yer aldığı müstakilen araştırılmalı. Emperyal yöneticilerinin açıklama yapmalan sağlan- malıdır. 27) Bankalarla ilgili so- ruşturmalann sonucu için yasal düzenleme yapılması hususu karara bağlanmalı- dır. SUSURLUK RAPORU'NUN TAM METNİ 4 Halk çeteden rahatsız' Bu rapor, Sayın Başbakan'ın 13.08.1997 tanh. TEFTİŞ. M:139 sayılı onaylanna istinaden hazır- lanmıştır. Mezkur onaydan da an- laşılacağı üzere Sn. Başbakan'ın konuyla ilgi şifahi talimatlan, son- ra da yazılı emirleri alınmıştır. Bu konunun kamuoyunda ya- rattığı heyecan ve ilginin yanı sıra teftiş kurullan açısmdan değerlen- dirilmesi önem taşıyacaktır. Çün- kü kamuoyunda Susurluk kaza- sı olayı adı altında bilinen ve tartı- şılan konu hukuken bir trafik ka- zasından ibarettir. Bu konu da yar- gıya intikal etmiştir ve yapılacak bir iş veya bürokratik işlem kal- mamıştır. Oysa kamuoyu. siyaset- çi-yeraltı'dünyası- kamu kuruluş- lan ilişkisi ve kişisel menfaat etra- fında yoğunlaşan ve büyük ölçüde para. menfaat ve güç sağlamaya dönük illegal faaliyetlerden rahat- sızdır. Kamuo>-unun paylaştığı bu çer- çe\e. gerçekte "SusurlukolayTnın da genel çerçevesini oluşturmakta- dır. Geçtiğimiz aylarda Basbakan Erbakan'ın çalıştırdığı müfettiş- ler. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu da bu çerçe- vede çalışmış ve raporlannı bu ze- minde oluşrurmuşlardır. Beklenti de bu yöndedir. Sayın Başbakan'ın temayülü ve muhtelif konuşmalar- da altını çizdiği çerçeve de bu kap- samdadır. Başkanlığımız da görev alanını, bu yaklasımın belirlediği bir muhteva içinde düşünmüş ve çabalannı bu noktalara teksif et- miştir. Bu yaklaşım doğru ve genel ka- bul gören bir çerçeveyi oluşturdu- ğu gibi yeni görevlendrrmelerin de hukuki zeminini teşkil etmektedir. Aksi taktirde Susurluk olayı ile ir- tibatlı konulann hemen tamamı- nın yargıya intikal etmiş olması. Başbakanlığımızın yeniden görev - lendirilmesini imkânsız kılacak bir mahiyet arz edecektir. Sadece tçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca 18, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 16 adet in- celeme- soruşturma yapılması, Su- surluk kazasınm trafik yönü itiba- riyle bir mahkemede, çete oluştu- rulması yönüyle DGM'de, Topal cinayetine ilişkin davanın bir baş- ka mahkemede, konuyla ilgili bir- çok davanın da değişik yargı mer- cilerinde yürümekte olması, Mali- ye, Adalet ve Turizm bakanlıkla- nnca kendilerini ilgilendiren ko- nularda inceleme-soruşturma ya- pılması, dolaylı konulann ilgili ku- rumlannca ele alınmış olması gö- zönünde tutularak, gerçekte Susur- luk olayına girmek için maddi ko- nulann tümünün ele alınmış olma- sı sebebiyle, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı konunun dışın- da bırakılabilirdi. Ortada olan tek alan, yukanda arzedilen ve kamuoyunun da bek- KİRLİ İ LİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASIİSTENDİ - Kutlu Savaş tarafindan hazırlanan Susurluk Rapom'nda kamuo>unun siyasetçi-yerarfı düması- kamu kuruluşlan iüşkisinden rahatsız olduğu vur- gulandı. Tansu Çiller'in Başbakanlık yapüğı dönemde meydana gelen yasadışı olaylara dikkat çekUen ra- porda Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı. Hüseyin Kocadağ ile Sedat Bucak'ın ilişkilerinin araşb- rüması gerektiği vurgulandı. Sa\aş'ın raporunda\aprak T\"nin sahibi MehmetAli Yaprak'uı sccinı kam- panyası sırasında Mehmet Ağar'a 500 milyar lira yardımda bulunduğu iddiasına da yer verildL ••* -• Çete örgütlenmelerinin çok sayıda dış olaya kanştığı belirtildi i Mtr,lmn için adam öklünliV ANKARA (Cumhuriyet Bfiro- su) - Başbakanlık Teftiş Kuru- lu'nun Susurluk raporunda, çete örgütlenmelerinin Azerbaycan ve Türkmenistan'daki petrol-doğal- gaz projelerinden, lranlı rejim mu- haliflerine düzenlenen operasyon- lara kadar pek çok dış olaya da ka- rıştıklan kaydedildi. Raporda. lranlı rejim muhaliflerini öldüren bir lranlı ile MİT'in ortak çalıştığı açıklandı. Dış politikayla ilgili bazı çete örgütlenmelen konusunda Susur- luk raporunda geçen bölümlerden özet şöyle: - Hospro firması, Ingiltere'de kurulmuş bir limitet şirkettir. Şir- ketin sahibi veya ortağı olarak gö- rünen Ertac Tinar. bılahara KK- TC tabıyetine girmiştır. Adı geçen daha sonra KKTC'nın Cenevre Fahrı Konsolosluğu'na talip oldu- ğunda referans olarak Adalet Ba- kanı Sayın Mehmet Ağar'ı göster- miştir. Hospro. tngiltere'de kurulu bir tabela şirketidir. Sermayesı 100 pounddur. - Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nün o dönemde üzerinde durdu- ğu esas konuysa MOSSAD'la iliş- ki kurmaktır. Ödemelerin. Ertaç Tinar'ın devreye girmesinin Isra- il'e yapılan ziyaretlerin esas ama- cı, MOSSAD ilişkisi ve Abdullah Ocalan'a karşı yapılacak operas- yondur. - Abdullah Ocalan'a düzenle- nen operasyonda, Suriye askeri bir- likleri operasyon mahallini ablu- kaya almış. bu operasyon Sunyeli ilgililer tarafından CIA ve MOS- SAD'a mal edilmiştır. - MOSSAD başkanınm emniyet genel müdürü'nü. keza CIA yetki- lilerının emniyeti ziyareti bir baş- ka olumsuzluğun sebebi olmuştur. -23 Kasım 1996'daMlT'indip- lomatik pasaport taşıyan Murat Tunç \e Gürcan Bora kod isımli mensuplan. beraberinde Metin At- maca (Yeşil) \ e Yahdet Özer'le ts- tanbul'dan Beyrut'a gitmişlerdir. VİP Başbakanlık işaretiyle uçan bu 4 kişınin hangi devlet görevini ifa ettiği sorusu. haklı ve yerinde su- aldır. - Kumarhanelerle ilgili olarak önemli bir gelişme de >-urtdışı fa- aliyetlerıdir. Topal'ın tsraıllı orta- ğı Ruven ve yardımcısı Ba> Eli ku- marhanelere gelen lsrailli \e diğer yatınmcılann ödemelerini vurtdı- şında yapmalannı sağlamaktadır. - Emperyal şirketi Kıbrıs ve Azerbaycan'da da etkili olmuştur. Topal'ın kumarhane projesini ger- çekleştiren Cumhurbaşkam'nın oğlu llhan Aliyev'dir Kendisinın Topal'a 500 bin dolar kumar bor- cunun ve otelin gizli ortağı olduğu iddialan öne sürülmektedir. - Türkmenistan ise adeta Em- peryal tarafından işgal edilmiş gi- bidir. Basbakan Yardımcısı Gur- banmurodov'un tabiriyle Türkme- nistan'ın sosyal programının icra- cısı durumuna gelmişrir. Önemli olan husus şudur: Türk- menistan doğalgaz ve petrol proje- lerine Emperyal de müdahil ola- cak konuma gelmiş ve Türkmen yetkilıleri vasıtasıyla etkili olmaya başlamıştır. - Askar Smhko (MİT için çalışıyor) emniyet istihbaratının yazılanna ve tespitlerine göre bir- çok >asadışı faaliyetinin yanı sıra tran'ın Humevni rejiminden. o günün şartlanna göre çok büyük meblag ile çok miktarda silah al- mış. Istanbul'daki rejim muhalif- lerini lran gizli servisine haber ver- erek öldürtmüştür. Emniyet bu kişiyi sınırdışı etmek istemiş MİT, 5-6 yıl devamlı yazışmalarlaengel olmuştur. Ocak 1995'te kaçınlması ve öldürülmesine kimse engel ola- mamıştır. lentisine cevap olacak illegal iliş- kilerdi. Bu noktada bir özel konuya te- mas etmekte yarar vardır. Susurluk kazasında yer alan ki- şilerin kazanın oluş mahalline ka- dar değişik yerlerde -Istanbul, Ya- lova. Izmir, Kuşadası aynı günler- de birliktelikleri, hatta Sedat Edip Bucak'ın beyanına göre koruma polislerinin takip edildiklerine ilis- kin endişeleri nedeniyle önce Iz- mir'i, sonra da Kuşadası'nı terk et- meye karar vermeleri sonuoı Is- tanbul'a dönerlerken Susuriuk'ta- ki trafik kazası vuku bulmuş, an- cak kamuoyunun ve medyanın tep- kisi ile kazanın öncesi günlerdeki birliktelikler ve kazanın oluşumu önemli ölçüde her yönüyle ele alı- narak yargıya intikal ettiğinden ra- porumuzda bu konular, bilindiği ve tekrara yer vermemek için ele alınmamıştır. Bu konuda bir başka temel düşüncemiz, "Susurluk ola- yı" adı altındaki kapsamlı ve ço- ğunlukla illegal ilişkiler ağını dik- kate getirmek olduğundan, özel- likle poiisiye olaylar noktasında kaybolmadan, olayı bütünüyle tak- dim etmektir. Aslında bir bütünlük içinde ele alınması gereken Susurluk konusu, yukanda kısaca sunulduğu üzere parçalara aynlmış işin özü ve esa- sı özellikle yargı safhasında göz- den kaçmıştır. Mehmet Ali Yaprak kaçınlmış, olay adliyeye intikal etmiş, Gazi- antep Savcılığı, Istanbul savcısının ifadeleri alıp göndermesini talep etmiştir. lfadeler alınmış, gönderilmiş ve takipsizlik karan verümiştir. Gaziantep savcısı ise yüzleştir- me karannı yazmış, ancak daha sonraki safhalarda bu husus da ger- çekleştirilmemiştir, Mehmet Ali Yaprak'ın kaçınl- dığı araçta Müfit Sement'in par- mak izi bulunmuş, ama konunun adliyeye intikal etmemesi sağlan- mıştır. Bu kuruluşun üst düzey yet- kilisi devreye girmiştir. Şubat 1997'de Başbakanlık bu konunun takibini Adalet Bakanlığı'ndan ya- zı ile talep etmiş, Bakan Şevket Ka- zan talimat vermiş, konu Ceza Iş- leri Genel Müdürlüğü'nde bekle- meye bırakılmış, Eylül 1997'de ya- zılı talebimizle konu ancak hatır- lanmıştır. Içişleri Bakanlığı kayıp silahlar konusunda soruşturma yapmış, nedense tüm bilgi ve bel- geler toplanmış olmasına karşıhk konu 10 adet Baretta ile sınırlı ru- tulmuştur. Jçişleri Bakanlığı'na yazılan ve "bilgüeri için" Danıştay'a da gön- derilen yazımız. dosyaların henüz kendilerine intikal etmemiş olma- sına rağmen, "Danıştay'ın incele- mesi safhasındadır" ibaresi sebe- biyle Danıştay'ın tepkisini çekmiş- tir. (Açıktır İci fezlekenin bakan- lıkta onayını takip eden safha Da- nıştay incelemesidir). Neticede su- çu ve suçluluğu su gorürür 5 em- niyet mensubu yargıya sevkedil- miş, milyonlarca dolarhk silah alı- mı konusu ortada kalmış, eksik araştırma, hatalı değerlendirme yönündeki ikaz Bakanlıkça dikka- te alınmamış, aksine yeni bir ra- porla ilk çalışmanm doğrulugu id- dia edilmişse de Danıştay'ın özel harekât mensuplan hakkmdaki suç duyurusu Bakanlrğın eksik soruş- turmasının delili olmuştur. Ama halen de milyonlarca dolarhk si- lah alımı konusu Bakanlıkça so- nuçlandınlmamıştır. Raporun değerlendirme safha- sında bu ömekler çoğalacak va de- taye edilecektir. Üzerinde durulan husus, bütünün parçalara ayrıldığı, hiçbir makam ve mercide birleştir- menin yapılamayacağı bir noktaya gelinmiş olduğudur. SÜRECEK SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR 1968'li yıllar, Türkiye'de ABD'ye karşı mücadelenin yükseldiği yıllardı. Gençlik, an- tiemperyalist mücadelenin ba- şını çekiyordu. O dönemde dünyanın her yanına el atmış vVashington'ın başı dertteydi. Özellikle Vietnam-Laos-Kam- boçya'nın Hindiçini'ndeyürüt- tükleri bağımsızlık savaşları, uluslararası bir etki yapıyordu. Bunedenle Türkiye'de ve dün- yanın diğer yerlerinde verilen mücadeleler, evrensel bir nite- lik taşıyordu. Bu dönemde Türk milliyetçi- leri (Bozkurtlar-Ülkücüler), yü- rütülen antiemperyaltst müca- deleye karşı devlet tarafından örgütlendiler ve gençlerin üze- rine saldırtıldılar. MHP tarafın- dan örgütlenen ve solu bastır- mak için devletçe desteklenen Ülkücülerin 0 günkü sloganla- rı, saldırdıkları hedeflerin he- men hepsi ABD yanlısı bir içe- rik taşırdı. O günkü evrensel kamplaşma ABD saldırganlı- ğına karşı olup olmamaya gö- re şekillenirdi. Türk milliyetçi- leri, Batı'ya bağımlı devletin 0 Türk Milliyetçiliği ve Antiemperyalizm dönemde militanlığını yapar- lardı. Iç hedef solu ezmek ol- duğu için, bu amaçla kullanı- lırlardı. Bu çizgi, hiç değişmedi. Türk milliyetçileri her dönem- de merkezi devlet politikaları- na bağımlı hareket ettiler. 12 Mart'tan önce Süleyman De- mirel'in Adalet Partisi onları yönlendiriyordu, 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra ise cuntanın militanı haline geldi- ler. 12 Eylül öncesi, 1970'lerin ortalanndan itibaren, solun yükselişini önlemek isteyen ABD'nin ve iç gericiliğin örgüt- lediği suikast ve kitle kırımla- rında yine onlar vardı. Kahra- manmaraş katliamından Ipek- çi'nin öldürülmesine uzanan darbe hazırlıklannda kullanıl- dıkları, artık reddedilemeyecek bir gerçek olarak ortaya çıktı. Kürt sorununun patlak ver- mesi de Türk milliyetçilerinin misyonunu değiştirmedi. On- lar herzamanki gibi 'bölücülü- ğe' karşı merkezi devlet politi- kasının militanıydılar. Yalnız bu kez Kürt sorunu milli bir iç so- run olduğu için 'milliyetçilik' geçmişten daha fazla prim yapmaya başladı. Solun bazı kesimleri de 'yeni milliyetçilik' dalgasının etkisine girdiler. Devletin temel ittifaklarında ise bir değişiklik yoktu. Devlet, özellikle askeri alan- da geçmişten daha fazla ABD ile işbirtiği içindeydi. Son dö- nemde bölgedeki Islamcı akımlar ve ülkelere karşı İsra- il-Türkiye ittifakı gelişmeye başladı. Iki ülke arasında dü- zenlenen askeri manevralar, silah alım-satımı hızlı bir artış gösterdi. Türkiye-lsrail ilişkile- ri. askeri-ekonomik bir hatta ileriemeye devam ediyor. Bu ilişkinin böylesine gelişmesin- den en çok memnun olan ve bunu teşvik eden ülke ise ABD. ABD'nin bölgedeki iki te- mel müttefikini birbirine iyice yakınlaştırarak bölgeyi tahkim etmeyi planladığı görülüyor. Bu ilişkide ABD'nin özellikle i- ki ülkenin ordusunu teşvik et- tiği de biliniyor. ABD'nin Türki- ye'ye bazı silahlan israil üzerin- den verdiği de gazete haber- lerine kadar yansıdı. Gelelim bizim milliyetçilere: Onlar son dönemde Kürt soru- nu nedeniyle merkezi devletle Batı ve ABD arasında zaman zaman ortaya çıkan sorunlar- da geleneksel, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sloganıyla merkezi devlet po- litikasının yanında saf tuttular. Her dönemde 'yabancı düş- man'a karşı iç gericilikle birle- şen milliyetçiler, bu kez de ay- nı tavırlarını sürdürdüler. Burada dikkat çekici olan, bazı solculann tutumu. Türk merkezi devletinin, Batı'ya ve özellikle ABD'ye olan ekono- mik - askeri bağımlılığını unu- tuverdiler. Bütün savunma sis- temi ve silah gücü ABD'ye ba- ğımlı Türkiye'nin, zaman za- man Kürt sorunu nedeniyle müttefikleriyle başının derde girmesi, bazı solculann bu işi abartmasına yol açtı. Sanki Türk devleti Batı'ya karşı bir bağımsızlık savaşı yürütüyor- muş gibi bir 'uydurma' strate- ji yarattılar. Kürt sorunu nedeniyle milli- yetçilerin peşine takılan ve devletin merkezi siyasetlerine destek veren bu solcular, bu işbirliğine kılıf olsun diye, san- ki bunun ABD aleyhtarı bir ya- nı varmış gibi, yalnızca kendi- lerinin inanacağı bir propagan- daya giriştiler. Siyasi Islamla merkezi devlet ve milliyetçiler arasındaki çelişmeyi de bu kamplaşmanın bir unsuruy- muş gibi takdim etmeye çalış- tılar. Geleneksel Ülkücü Türk mil- liyetçiliği için değişen bir şey yok. Onlar, yıllardır aynı çizgiyi sürdürüyorlar. MHP'ye yana- şan ve milliyetçilikte onlarla ay- nı dili kullanmaya başlayan ba- ZJ solculann nereye kadar gi- deceklerini doğrusu çok me- rak ediyorum. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Yaptımı? VVashington Post'tan Dan Balz'e göre "VVashing- ton böyle skandal görmedi!" iki haftadır, VVashing- ton çalkalanıyor: "Clinton, Levvinsky isımli, 24 ya- şındaki sekreterle cinsel ilişkide bulundu mu?" Hal- buki, daha geniş bir açıdan bakıldığında, çok daha ilginç ve önemli sorular var. Ömeğin, "Neden, dün- yanın önemli siyasi lideh, bir sürü yaşamsal sorun arasında, başını belaya sokacak karmaşık cinsel iliş- kilerden uzak duramaz?" "ABD halkı, büyük birço- ğunlukla neden hâlâ Clinton'un yönetimde kalma- sını istiyor?" "Neden sağcı-dinci politikacılar Clin- ton'u devirmek için adeta bir 'haçlı seferi' içindeler?" Birçok 'erkek' politikacının ağzının suyunu akıtan bu tür 'kaçamaklar' sadece Clinton'a ait zayıflıklar değil. Başkan J. F. Kennedy'nin Marilyn Monroe ile dillere destan ilişkisi bir yana, Capitol Hill'de (par- lamento binasının bulunduğu bölge) özel bir garso- niyeri olduğu biliniyor; Lyndon Johnson'un, bu alandaki marifetleri yeterince meşhurolmadığı için, kıskançlıkla "Sırf tesadüfleri saysam ben bu adam- dan daha çok kadınla yattım" dediği de (Internati- onal Herald Tribune 26/01/97). Ancak bu iki adam maceralan yüzünden, Clinton gibi istifanın eşiğine gelmediler. Bu bilgiler, ofıslerde, yüksek sosyetenin salonlarında dedikodu ve tabii ki kıskançlık kayna- ğı oldu, 0 kadar. Bunda bir gariplik yok. Erkek egemen bir toplum- da siyasi iktidar, yüksek mevki, beraberinde, isten- diğinde kolaylıkla cinsel imtiyaza çevrilebilecek bir güçle birlikte geliyor. Boşuna mı "İktidaren güçlü af- rodizyaktır" demişler. Siyasi olarak güçlü erkekler, çoğu zaman, bu iktidarın doğal bir uzantısı olarak, cinsel kaprislerinin karşılanmasını da bekler, bunu doğal karşılarlar. Bu 'güçlü erkeklerin' etrafındaki 'daha az güçlü' erkekler de bunlara imrenir, göz yu- mar, taklit etmeye çabalarlar. Kadınlara ise bu ikti- dardan faydalanmak için, eş ise göz yummak, ör- neğin sekreter ise katlanmak düşer. Katlanmayan- lar da gözden ve iktidar koridorlanndan uzağa dü- şerler. Amerikan halkı da, tüm muhafazakâr eğilim- lerine rağmen bu durumu olağan karşılamış gibi. Pazar günü yayımlanan bir CNN/Gallup kamuoyu yoklaması, halkın yüzde 58'inin hâlâ Clinton'u des- teklediğini; yüzde 71 'inin ise her şeye rağmen istifa etmemesi gerektiğine inandığını gösteriyordu. Ne ki eleştiriler "Clinton, Lewinsky'yi mahkemede yalan söylemeye teşvik etti mi?"ye dönüşünce ve ataer- kil toplumun bir tabusu devreye sokularak, Le- winsky'nin, Clinton'un kızı Chelsea'den sadece bir- kaç yaş büyük olduğu vurgulanmaya başlayınca, hava değişmeye başladı ve pazartesi günü, "İstifa etmesin" diyenlerin oranı yüzde 67'ye düştü. Bu 'skandalda' halkın, ilk refleksinin Clinton'dan yana olmasının çok temel ekonomik, politik ve sınrf- sal nedenleri var ve bunlar, Clinton'u hedef alan kampanyanın arkasındakilerle aynı. Clinton, Re- agan-Bush döneminin muhafazakâr neo-liberal po- litikalanna karşı, daha iyi sosyal hizmet, eğitim, ge- tir dağıltmı vb. isteğiyle yükselen bir değişim dalga- sının üzerinde seçildi. Clinton yönetiminin ilk gün- deme getirdiği sağlık hizmetleri reformu, gerçekleş- seydi, dev sigorta şirketlerinin gelirlerini büyük ölçü- de olurrrsuz etkileyecekti. Büyük şirketlerin oluştur* duğu muhafazakâr lobi, yaklaşık yanm milyar- dolar harcayarak yalan ve çarpıtmalara dayah bir medya kampanyasıyla Clinton'u teslim aldı ve bu reform gi- rişimini püskürttü. Clinton yönetiminin ordudaeşcin- sellerin haklarını genişletmeye ve genel olarak ka- dın haklanna ilişkin, örneğin kürtajla ilgili reform de- nemeleri de aynı dindar muhafazakâr lobi tarafından, yerel radyolarda Hilary Clinton hakkında lezbiyen suçlamalarına kadar varan saldınlaıia püskürtüldü. Buna rağmen başkanlık seçimlerinde halk, muhafa- zakâr adaya hayır dedi ve bir kere daha Clinton'a oy verdi. Clinton ne zaman baskı altına girse, hep muhafa- zakâr politikaları benimsedi, ama Gore Vidal'a gö- re (The Observer, 25/01/98) Bush gibi, mali serma- yenin ve Wall Street'in en yakın çevresinden ve Cum- huriyetçi Parti'den değil; hatta bir ara Vıetnam sa- vaşına karşı çıkmıştı. Bu yüzden hiçbir zaman bu çevrelerin güvenini kazanamadı. Bu resmi tamamlayan bir yoruma göre, Demok- rat Parti içinde, senatör Gephard liderliğinde, küre- selleşmeye karşı ve sendikalardan yana yeni bir mu- halefet yükseliyor. Gephard'la Al Gore arasında ya- şanacak biraday adaylığı yanşından, hem bu çekiş- me gündemi belirfeyecek, hem de Al Gore 'aşın so- la' karşı set çeken politikacı olacak. Bu dinamik için- de, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı yine ilgi çekeme- yecek. Mali sermaye, ABD büyük ştrketler lobisi, so- lu durdurmak için yine kendilerinden olmayanların yönetimine katlanmak zorunda kalacaklar. Eğer Clinton şimdi devrilirse, yerine geçecek olan Al Gore, hem Clinton ile olan bağından dolayı, hem de seçime kadar yönetimde kalacağı için yıprana- cak, ama bu arada Gephard'a karşı avantajlı bir ko- numdan, devlet başkanı olarak, mücadele edecek. Diğer taraftan Al Gore tümüyle karizmadan yoksun olduğu için de bu dönemde yeni bir Cumhuriyetçi aday yetiştirmek mümkün olabilecek. Bunlar yaşa- dığımız toplumun ekonomik, siyasi ve ahlaki ilişki- lerinin karanlık köşelerine, biraz olsun ışık tutan, bu yüzden de 'skandalın' cinsel aynntılanndan çok da- ha ilginç sorunlar değil mi? Ben de ne diyorum? Tabii ki değil! 24 yaşındaki sekreterle 60'lık siyasetçinin ilişkileri varken kim ta- karsiyaseti... Bayramdan sonra toplanacak Hükümette Susurluk Raporu zirvesi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Basbakan Mesut Yılmaz'ın bay- ramdan sonra Adalet. tçişleri. Maliye ve Sağlık bakanlan ve Jandarma Genel Komutant ile bir araya gelerek Susurluk raporundan sonra neler yapılması gerektiğıni ka- rara bağlayacağı bildiril- dı. Adalet Bakanı Oftan Sunguıiu. "Susurluk'la ilgili çete davalannın tek bir mahkemede birieşti- rilmesi için daha kolavlaş- üncı bir hükiim getiriie- bilir mi" diye bürokratla- nndan görüş aldığını söy- ledi. Bu davalann mutla- ka bir mahkemede birleş- tirilmesi gerektiğıni \xir- gulayan Sungurlu. bu ko- nuda basbakan ve basba- kan yardımcısının aynı görüşte olduğunu, ancak yargılama için özel bir mahkemeye gerek bulun- madığını bildirdi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Aydm Erdoğan da dün yaptığı yazılı açık- lamada. açıklanan Susur- luk Raporu doğrultusun- da biran önce işlemlere başlanması gerektiğıni belirtti. Erdoğan, Susur- luk çetesinin idare için- deki uzantılan hakkında derhal idari önlemlerin alınması gerektiğini bil- dirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear