Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 OCAK 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
llv IY c
Istanbul
Edirne PB
14 Sınop
9 Samsun
PB 12 Adana 19
PB 17
Kocaeli PB 13 Trabzon PB 18
Çanakkale PB 14 Giresun PB 17
Izmir 19 Ankara 12
Manisa A 14 Eskişehir 11
Aydın PB 18 Konya 11
Denızli PB 16 Sıvas
Zonguldak PB 13 Antalya 19 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
PB
PB
PB
PB
PB
PB
17
2
14
8
25
0
5
PB
Bütünbölgeleraz
bulutlu ve açık,
Marmara ile yur- Osio
dun iç ve doğu Heisinkı
kesimleri yer yer Stockholm
K Budapeşte
K 4 Madrıd Y 11
sisli geçecek. Ha- Londra
va sıcaklığı biraz Amsterdam
artacak. Rüzgâr, Boiksel
_Y 10 Viyana
Y J 0 Belgrad
K
PB 14
güney ve oatı Paris
yönlerden hafif Bonn
olarak esecek. Münih
Y 10 Sofya PB 12
Y 10 Roma Y 16
Y 13 Atina PB 16
7 Mılano Y 15
Taşkent
•Tahran
ÂİYÂ
Moskova K -10
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
B
Y
Y
PB
PB
PB
6
-1
7
8
6
10
19
Şam PB 15
QAÇ>R / " ^ Paryalı bulutlu Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu ı Gök gürultulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Sonuçta; bu, gayri resmi uygulamalann durdu-
rulmasını istiyorlar.
Okuldaki egitimle dinsel gelenekleri birbirine ka-
rıştıranlara tepki, istanbul'un büyük ilçelerinden
yükseliyor.
Bu olayı çeşitli çağrışımlar yapacak "oysa" ile
başlayan bir paragrafın izlemesi kaçınılmaz oluyor.
Evet; oysa, geçen yıl ramazan ayında devlet da-
irelerindeki çalışma saatlerini iftara göre ayarlayan
"zihniyete elbirtiği ile karşı" çıkıldı.
O kadar ki, RP'yi kapatma istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne dava açan Cumhuriyet Savcılığı id-
dianamesinde devlet dairelerindeki çalışma düze-
nini iftar saatlerine göre ayarlayan "hükümet ka-
rarnamesini irticaya yönelişin bir delili olarak" kul-
landı.
Okullarda eğitimi ramazana göre ayarlayan zih-
niyete, devlet dairelerinin çalışma saatlerini iftara
uyarlamaya yönelen radikal siyasal davranışa kar-
şı çıktıktan sonra, önemli bir gelişme "rejimin kal-
bi TBMM'de" izlendi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi ramazan ayı bo-
yunca "mesai saatlerini" iftar saatine uyarladı ve
çalışma düzenini iftara göre ayarladı. Sessiz seda-
sız uygulamaya giren bu kararın basit bir öyküsü
var:
TBMM Danışma Kurulu, Meclis'in 8 Ocak 1998
Perşembe gününden başlayarak saat 12.00-16.00
arasında çalışmasını TBMM Genel Kurulu'na öner-
di. CHP'nin muhalif oy verdiği bu karan öteki par-
tiler onayladı ve uygulama yürürlüğe girdi.
Öykü kısa ve basit. Basit ama içeriği anlamlı. Zi-
ra; TBMM, laik cumhuriyet denilince -hele 28 Şu-
bat 1997'den sonra- mangalda kül bırakmıyor.
Sonra hayret verici öyle bir davranış gösteriyor ki;
âleme veriyor talkını, kendi yutuyor salkımı!
Açıkçası; TBMM'nin bu davranışı ülkenin ikilem-
ler arasında bocaladığına hem taze, hem de ibret
verici bir örnek oluyor.
Hem de önemli bir rejim sorununda...
Çürümüşlük
llk bakışta bu türden şaşırtan olaylar genelde
"çifte standart" diye niteleniyor. Oysa, son olaylar
bu nitelemenin bile artık geride kaldığını gösteri-
yor. Gelişmelere bir çeşit "çifte rejim anlayışı"n\n
örnekleri demek daha doğru olacağa benziyor.
Ne var ki, ülkemizde hemen her gün karşılaştı-
ğımız tezatlar, ikilemler bir değil, iki değil, üç de-
ğil
Orneğin; RP davasını görüşen Yüksek Mahke-
. m e adına Ikinci Başkan Güven Dinçer'in iki gün
' önceyapüğı açıklamaya göre, "Karar, g&iecekhaf-
taya sarkabilir"ö\.
*'" Ama, bir gün sonraki açıklaması, "karann bu
hafta sonunda çıkmasına olanak tanıyor"du.
Demek oluyor ki; Anayasa Mahkemesi, bir gün
gibi kısa sürede ve birdenbire "karar aşamasına"
gelip dayanmıştı.
RP ise ya "içerden aldığı" ya da "dışardan göz-
lediği" olaylara bakarak, kapatma karan çıkacağı-
na inanmış olacak ki, bu nedenle parti içinde baş-
layan kaynaşmayı artık saklama gereğini bile duy-
muyor.
Birlik ve beraberlik gösterilerinin altında gençler-
le yaşlılar arasında acaba hangi koşullarda uzlaş-
ma yatıyor? Bugün yann ortaya çıkabilir.
Fakat, Takkeli ile toplanan genç RP'liler dikka-
ti çeken bir karardan söz ediyor. Gül Abdullah,
"Anayasa, partiyi kapatmaya neden olanlar için
beş yıllık bir yasak öngörüyor. Oysa Siyasi Parti-
ler Yasası, kapatılan partilerin yöneticilerinin bir
daha parti kuramayacaklannı söylüyor" dedikten
sonra, bu yasayı ve yönetici olmalannı önleyen ki-
mi maddeleri değiştirmeyi hedef aldıklarını açıklı-
yor.
Üstü örtülü de olsa, bir biçimde Takkeli'ye yeni
partide yönetici olmayı kabul ettirdiklerini duyuru-
yor.
Ya Parsadan davası?
Şaibe Hanım'ın adını davadan çıkarmaya dö-
nük çabalar ve hazırlıklar...
Son günlerde Yargıtay'da karan bozdurmak için
üyelere 500 milyar rüşvet önerildiği söylentilerine
ne dersiniz?
Çürümüşlük kol geziyor.
Abartılı bir saptama mı acaba?
Çiller'e ilk 6
onbaşı'
• Baştarafı 1. Sayfada
kullanarak beyanda bulun-
ması bizim gururutnuzu in-
citti. Doğnıdan Mesut Yıi-
maz adını kullanarak ken-
disine söyleyebilirdi. Köye
izine gftnüştim. Bana asker-
de ne olduğumu sordukla-
nnda onbaşı olduğumu söy-
lemiştim.
Köydeki amcamın 'vah
yavrum vah! Sen de mi şe-
refsiz oldun' dh-e konuşma-
sı üzerine şoke oldum! Tan-
su Çfller'üı askerdeki onba-
şı riitbesine hakaret cttiğini
anladım. Bundan doiayi çok
üzüklünı. Millet ile vekili söz
konusudur. Davan da mı'Det-
vekili olduğuna göre bana
hakaret etmiş, yani vekil
millete hakaret etmiştir."
Davacı onbaşı daha son-
ra aralannda Cumhuriyet'in
de bulunduğu 27 Eylül
1997 tarihli bazı gazeteler-
de yeralan haber kupürleri-
ni delil olarak mahkemeye
sundu.
Tansu Çiller'in avukatla-
nndan DYP Kayseri II Yö-
netim Kurulu üyesi SevgiE-
sen, bu sözlerin davacı on-
başı ile ilgisi olmadığıni
öne sürerek, "Onbaşılann
bu sözii kendi üzerine aia-
rak dava açmalan bizleri
son derece üzmüştür. Bu
sözlerin muhatabi dcgüler-
dir, reddini talep ediyoruz"
dedi.
Karan açıklayan Hâkim
VeliKaradağ, birörıceki du-
ruşmada istenen Tansu Çil-
ler'in maaş bordrosu ve de-
lil teşkil eden konuşma met-
ninin geldiğini belirterek,
davacı Onbaşı ldris Çift-
çi'nin açtığı 101 milyon li-
ralık manevi tazminat dava-
sını haklı buldu.
MahJceme, gerekçeli ka-
ran daha sonra acıklanmak
üzere, Çiller'in 101 milyon
liralık manevi tazminat
ödemesine karar verdi. Çil-
ler'in avukatlan karan tem-
yiz edeceklerini söylediler.
24 Eylül 1997 tarihinde
Samsun mitinginde yaptığı
konuşmasında kullandığı
"şerefsiz onbaşı" sözlerin-
den ötürü yurt genelinde
çok sayıda onbaşı tarafın-
dan mahkemeye verilen
Çiller ilk kez mahkûm oldu.
Kayseri'de 11 onbaşının
Çiller aleyhine açtıklan taz-
minat davalan da devam
edivor.
Her yerden Sıısurluk çıkıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
cı üzerinde toplanmasına neden ol-
du. Ancak Kırcı ve Gedikli hak-
kında bu cinayet dolayısıyla her-
hangi bir soruşturma açılmadı.
Gedikli ve Kırcı'nm Çatlı ile
birlikte ihracat işlerine de girdiği
ve uyuşturucu parasımn aklanma-
sı amacıyla paravan şirketler kur-
duklan da iddia edildi.
TEM katliamı zanlısı olarak
aranan Selahattin Büvüközte-
kin'in de 12 Eylül öncesi Çukuro-
va bölgesinde gerçekJeştirilen kat-
liamlar nedeniyle Adana MHP da-
vasından yargılandığı ve 200 yıl
ceza aldığı ortaya çıktı. Cezaevin-
de 15 yıl yattıİctan sonra tahliye
olan ve işlediği faşist cinayetler
nedeniyle 'Tarsus canavan' laka-
bıyla tanınan Büyüköztekin de
TEM cinayetinde 51 plakalı beyaz
renkli Şahin marka arabayı kul-
landığı için polis tarafından her
yerde aranıyor.
TEM cinayetini yönlendirenle-
rin, Çatlı'nın ortaklan ve eski fa-
şist arkadaşlan çıkması üzerine
gözler Susurluk çetesinin üzerine
çevrildi. Çatlı'nın ortağı Sami
Hoştan'ın ölen kişilerle ilişkileri-
nin basında yer alması ve ölenler-
den Avhan Fındık'ın Çath'nm
kuryesi olması, olayın çete içi he-
sapla^ma olduğu görüşüne ağırhk
kazandırdı. TEM katliammda öl-
dürülen kişiler arasında yer alan
Ayhan Fındık, Abdullah Çatlı'nın
eşi MeralÇatlı'mn da ortağı oldu-
ğu Sultan Tekstirin uzun süre kur-
yeliğini yapmış, yurtdışından
transfer edilen paralann bir kısmı-
nın Fındık adına getirildiği belge-
lenmişti.
Tüm bunlann yanı sıra olayda
tetikçi olarak rol alan özel timci
CengizAndırmak'ın Istanbul Em-
niyet Müdürlüğü sırasında Meh-
met Ağar'ın korumalığını yapmış
olduğunun belirlenmesi, cinayete
yeni bir boyut daha kartı. Yetkili-
ler, Yüksekova'dan Yalova'ya
gönderilen ve Kapıkule'deki bazı
görevlilerin yardımıyla Varşo-
va'ya ulaştınlan uyuşturunun Sab-
ri Bektaş ve Sait Biiy ükbayrak ta-
rafından Avrupa ülkelerine dağı-
tıldığını kaydettiler. Varşova'da 50
minibüslük bir filo oluşturan ve
polis tarafından aranan Bektaş ve
Büyükbayrak'ın, Avrupa ülkeleri-
ne sattıklan uyuşturucunun para-
sını ticari yollardan akladıklannı
belirten yetkililer, uyuşturucu pa-
rasından elde edilen büyük rantm
paylaşımında meydana gelen an-
İaşmazlığın, çeteyi birbirine dü-
şürdüğüne ve 6 kişinin öldürüldü-
ğü TEM katliamına neden olduğu-
na dikkat çektıler.
tstanbul Emniyet Müdürlüğü
Asayiş Şubesi'nde gözaltında tu-
tulan 7 kişinin sorgulaması sürer-
ken olayla ilişkisi olduğu belirle-
nen Nuri Çalışkanın aranmasına
da devam ediliyor. Emniyet Genel
Müdürü Necati Biücanın Polon-
yalı Renata VV'esolovvska'nın da
olaylann içinde olduğu ve Türki-
ye'ye getirilmesinin kesin olduğu
yolundaki sözleri, katliamı araştı-
ran Edirne Savcısı Ali Sami Arlı
tarafından yalanlandı. Emniyet
Genel Müdürü'nün sözlerinın
kendilerini "bağlamadığuıı" söy-
leyen Arlı, "Renata otobüstebulu-
nan yolculardan biriydi ve görgü
tanığıydj. Onun suçlu olduğuna ve
saldırganlara yardım ettiğine dair
hiçbir kanıt bulamadık. zaten çıka-
nldığı mahkeme tarafindan da ser-
best bırakıldı" diye konuştu.
Refah PartİSİ Iimudlinu
DYP
, CHP'yegüveniyor
• Baştarafi 1. Sayfada
tu belirterek şu görüşleri savundu: "Zaten
moraller bozuk olacağı için böyie bir durum
çöküntü yaranr. Kitleleri süriikleyecek, da-
ğınıkiığa izin vermeyecek bir İSİFII lazun. Bu
noktada Erbakan'ın da karşı çıkacağını san-
mıyorum. Çünkü, partiyi yenklen iktidara
taşıyacak bir lider, tüm partüilerin olduğu
gibi Erbakan'ın da yaranna olur. RP iktida-
ra geürse Erbakan'u siyasi yasağı da kakb-
nhr." Davanın açılmasından itibaren ısrar-
la kamuoyu önünde "kapatma karan veril-
meyeceğmi" sa\Tinan RP kurmaylan. Ana-
yasa Mahkemesi'nin karar aşamasına gel-
mesi üzerine ilk kez kapahlma olasılığından
ve sonrasında izleyecekleri stratejiden söz
etmeye başladılar. RP Grup Başkanvekili
Saiih Kapusuz, dün parlamentoda düzenle-
diği basın toplantısında, parti içi çekışmele-
ri yansıtan gazete haberlerini eleştirerek
medyayı "tetfkçiKkle" suçladı.
Bir çok il ve ilçedeki RP örgütlerinde
'olası bir kapatma karanna yönelik önlem-
ler alındığı" öne sürüldü. Bazı il ve ilçe
merkezlerindekı 'partilik'rden emaneten
alındığı' belirtilen bilgisayar, televizyon,
faks ve benzeri eşya binalardan çıkanldı.
Bazı il ve ilçe merkezlerinde ise masa ve
sandalye dışında eşya kalmadı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Aiımet
NecdetSezer, dün öğleden sonraki toplan-
tıdan sonra mahkemeden aynlırken, gaze-
tecilerin, "Yann karar çıkar mı?" sorusu-
nu, "Umuyoruz" diye yanıtladı. Anayasa
Mahkemesi kaynaklanndan alınan bilgiye
göre Başkan Ahmet Necdet Sezer'in baş-
kanlığında saat 10.00'da toplanacak olan
heyet, dava ile ilgili sav ve delilleri son bir
kez daha yeni baştan gözden geçirip oyla-
ma yapacaklan konulan saptayacaklar.
Yargıtay'dan rüşvet iddiasına yalanlama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı-
tay 6. Ceza Dairesi, örtülü ödenek dolandı-
ncılığı davasında karannı bugün açıklaya-
cak. Daire Başkanı Necdet Mutiş, DYP Ge-
nel Başkanı Tansu ÇiDer'e, başbakan oldu-
ğu dönemde örtülü ödeneği amaç dışı kul-
landığı gerekçesiyle yargı yolunu açabilecek
karar öncesinde mahkemeye yönelik baskı-
larla ilgili iddialara gülüp geçtiğini söyledi.
Çiller'i başbakanhğı döneminde örtülü
ödenekten 5.5 milyar lıra dolandırdıklan ge-
rekçesiyle yargılandıklan Ankara 9. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde hapis cezalanna mah-
kûm edilen CeJalettinSelçuk Parsadan ile ar-
kadaşlannın temyiz istemını görüşen Yargı-
tay 6. Ceza Dairesi, karannı bugün açıkla-
yacak. Parsadan'ın avukatlanndan Şenol
Özel, mahkûmiyet karannm Yargıtay tara-
fından onanması durumunda, dönemin baş-
bakanı sıfatıyla Tansu Çiller ile Özel Kalem
Müdurû Akuı Lstanbullir rıun Türk Celîa Va- *
sası'nın "görevi suiisnmal" suçunu düzen-
leyen 240. maddesi uyannca yargılanmala-
n gerektiğini belirterek suç duyurusunda
bulunmuştu. Çiller, daireye gönderdiği di-
lekçede. "davanın sanıklanyla görüşmediği-
ni" savunarak, eksik inceleme ve soruştur-
ma gerekçesiyle karardan adının çıkanlma-
sını istemişti. Yoğun baskı altında olduğu
ve rüşvet teklif edildiği iddialarına hedef
olan daırenin başkanı Necdet Mutiş, iddiala-
ra ilişkin olarak AA muhabirinin sorulannı
yanıtladı. Mutiş, karann bozulması için da-
ire üyelerine 500 milyar lira rüşvet teklif
edildiği ve avukatın kızı Ozden Mutiş'm,
Tansu Çiller'in eşi Ozer Çiller'in avukatiy-
la yakın ilişki içinde olduğu iddialarına gü-
lüp geçtiğini söyledi.
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'in ör-
tülü ödenek davası ve yeni
malvarlığı soruşturması için
tanınan bir yıllık sürenin şu-
batta dolması nedeniyle Yü-
ce Divan hesaplan yapan
DYP yönetıcileri, CHP'ye u-
mut bağladılar.
Çiller'in Yüce Divan'a
gönderilmesi için CHP ile
temasa geçen ve TBMM
Genel Kurulu'nda yapılacak
oylamada ANAP'ın tam
kadro bulunmaması için he-
sap yapan DYP; RP ve
BBP'nin desteğini cebine
koydu.
DYP yönetıcileri; DTP,
ANAP'a giden eski DYP'li-
ler ve bağımsızlan dikkate
alarak oylamada ancak 232
rakamma ulaşabileceginı id-
<dia- ettiler. DYP'lilerin,
CHP'nin oylamaya girme-
yeceği konusundaki emin
tavn dikkat çekti.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasan Ekinci. Bay-
kal'ın, çeşitli açıklamalann-
da, ANAP'ın siyasi hesap-
lanna alet olmayacağı sözü
verdiğini belirterek "Sayın
Baykal, 'Yüce Divan konu-
sunda da destek olmayız' de-
di. Bu sözünden niye geri
dönsün" yorumunu yaptı.
Parsadan'ın dolandıncı
olduğunu, yargının bu kim-
liği bir yana bırakarak Çil-
ler'e yönelik bir operasyona
KOSEYtBU
CEÇMEK
evet diyeceğini sanmadığını
kaydeden Ekinci. "Dolandı-
ncının sözieriyle Çiller'i suç-
lamaya vicdanlan el verir
mi? Adam cumburbaşkanı-
nı dolandırnu^. Kimi suçla-
yacaksını/'.' Odemeyi özel
kalem yapmış" dedi.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı NahitMenteşe, Par-
sadan'ın Cumhurbaşkanı ve
önemli isimleri de dolandır-
dığını belirterek. ''Bir adam
çıkıyor, dolandırdım. diyor.
Konu, oradan örtülü ödene-
ğe getiriliyor. tlle bir çorap
örülmeye çauşıhyor" dedi.
Hiç kimsenin bir dolandın-
cıya itibar etmeyeceğinı
kaydeden Menteşe. "Yargı-
ya da Çillerkr baskı yapıyor.
lobi yapıyor diye tezgâh ha-
zuianıyor. Bu yolla kurulan
bir baskıya kim dayanır ki.
BD yargıyı etküemez de ne
e&âer?" dedi.
Menteşe, DYP ve
CHP'nin birbirlerini rakip
olarak görmediğini, bu ne-
denle Yüce Divan'da iktidar-
la ortak tavır sergilemeyece-
ğini belirterek "Sayın Bay-
kal vicdan muhasebesi ya-
par" dedi.
DYP Grup Başkanvekil-
leri Saflet Ankan Bedük ve
Mehmet Gözlükaya TB-
MM'de basın toplantısı dü-
zenledi. Bedük, Parsadan'la
ilgili kararaşamasında med-
yanın, Çiller'i kasıtlı olarak
hedef aldığını öne sürdü.
Bedük, "Bir kısım medya
grubu tarafından Türki-
ye'deki siyaseti şekiliendir-
mekmaksadıyla, Refah Par-
tisi'nin kapahlnıası ile birlik-
te Parsadan olay ı diye adlan-
duılan adi bir dolandınalık
dosyası hakkında yargının
vtreceği karar üzerinde yo-
rumlar yapüarak DYP Ğe-
nel Başkanı Çiller'in de siya-
si bayattan çekibnesini temin
edeceksenaryolar yazumak-
tadır" dedi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Aşağıda arz buyurulan sorunlar ise Aczmendi
arkadaşlanmızın ortak sorunlan olup ilgilerinizi
önemle rica ederim."
Yazı RP Izmir Milletvekili Ismail Yılmaz'a ait.
Dönemin Adaleti Dağıtma Bakanı Şevket Kazan'a
yazılmış.
Adalet Bakanlığı arşivterinde buna benzer yüz-
lerce, belki binlerce belge var. RP Milletvekili ce-
zaevindekilerin sağlığıyla ilgilenebilir. Insani bir du-
rum. Ama sadece bir kesimle ilgilenmesini ve on-
lar için "arkadaşlanmız" demesini okurun yorumu-
na bırakıp, konuya girelim.
Anayasa Mahkemesi RP davasının son aşama-
sına geldi. Mahkeme üyelerinin her birinin kendi-
ne özgü çalışma biçimi var. Bunu, süreyi uzatma-
kısaltma girişimi olarak yorumlamayalım. Hermah-
kemenin bir karar verişi vardır. Mahkemenin çalış-
malannı eski Başkan Yekta Güngör Özden dö-
neminde kendi ağzından net ve ayrıntılı biçimde alı-
yorduk. Yeni Başkan, Vekili Güven Dinçer'in açık-
lama yapmasını yeğliyor. Öyle anlaşılıyor ki, yeni
başkan konuşmayı sevmeyen bir kişi, dileriz aynı
sevgisizlik hukuka karşı da yoktur.
Karar uzadıkça RP'liler "ger/"liyor. Ikili, üçlü,
dörtlü tavırları daha iyi görülebiliyor. Bu tutumlan
eskiden izlenemiyordu, şimdi gizlenemiyor.
Erbakan'ın son bir hafta içinde verdiği demeç-
ler alt alta konunca durum daha net ortaya çıkıyor:
"Anayasa Mahkemesi en yüce mahkemedir."
"Anayasa Mahkemesi yanlış karar almamalıdır."
"Anayasa Mahkemesi kapatma karan alırsa.. bu,
hukuk cinayeti olur."
"Mahkeme üyelerinin her biri güzide insanlar-
dır."
"Sız ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Kapatma de-
mek, RP'yi tek başına iktidara getirmek demektir."
Ne diyelim?
Şaştı Hoca yön getir...
Doğru olmazsa dön getir...
Kapanmaya demokratik hazıriık
RP'nin dışa dönük yüzü böyle ama, içinde baş-
ka kaynamalar var. RP bir hareket partisi, bunu be-
reketle de besleyip güzel güzel gidiyorlardı. Mah-
keme süreci doğal olarak hesaplan değiştirdi. İç
çekişmelerde dışa yansıyan, genç ekibin ak saç-
lılara karşı harekete geçtiği. Bu, ne doğrulanıyor ne
de inandırıcı biçimde yalanlanıyor.
Iktidardan düşen parti bir de kapanma duru-
muyla karşı karşıyaysa, ister istemez oklar içe yö-
nelecektir:
- Bu noktaya gelişin sonımlusu kim?
- Çıkışyolu var mı?
" - Varsâ ne'duruyoruz, yoksa neden aramıyo-
ruz? -. . ••
Parti içindeki çekişme son soruda düğümlü.
Anadolu'dan gelen haberleri şöyle özetleyebili-
riz:
"RP il-ilçe örgütleri kapatmaya hazırdır genel
başkanım."
Tüm binalar kira... İçindeki eşyalar boşaltılıyor...
Bilgisayar, faks benzeri kıymetli eşyalar protokol-
le emanete alınıyor... Olası kapatmada hazine RP
kasasında da para bulamayacak...
Türkiye tipi demokrasinin güzide örnekleri. RP
demokratik bir biçimde kendisıni kapanma süre-
cine hazırlıyor.
Kısacası RP yeni duruma göre hem çekidüzen
veriyor, hem çeke düzen...
RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz un şu tür
demeçlerine alışığız:
"RP'yi kapatamazlar... RP Türkiye'nin partisi-
dir..."
Dün durum değişiktı. Şu tümce Kapusuz'a ait:
"RP kapatılırsayeni biçimimize biz karar veririz."
Bu, RP'nin "yeni duruma hazır" olduğunu gös-
teriyor. Içerde yeni duruma hazırfık. Dışarda, "Ka-
panmamız hukuk cinayeti olur."
RP ile cinayet sözcüğü yan yana gelir mi?
Gelir...
RP'nin bundan sonra da okuyacağı değişmez:
Cinayeti...
KARKAN
Odamızın 2282 sicil no'lu üyesi
Mimarlar Odası 29. ve 33. Dönem Genel Başkanı,
yakın çalışma arkadaşımız
NURDOCAN
ÖZKAYA
(1938-1998)
14 Ocak 1998 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
Tüm örgütümüzün, üyelerimizin ve yakınlarının başı sağolsun.
TMMOB MİMARLAR ODASI ADANA ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI BALIKESİR ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI BURSA ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI ÇANAKKALE ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI DENİZLİ ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI ESKİŞEHİR ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI KAYSERİ ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI KONYA ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI MERSİN ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI ORDU ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBESİ
TMMOB MİMARLAR ODASI TRABZON ŞUBESİ
V- a" *- V