Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 EYLÜL 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 17
istanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB -
A
A
A
A
21
24
20
24
24
26
28
24
Sinop
Samsun 19 Mersin 25
Trabzon Y 17 Diyarbakır PB 26
Giresun
Ankara
Y 20 Şanlıurfa PB 24
PB 19 Mardın PB 23
Eskişehir PB 19 Sıirt
Konya
PB 22
PB 17 Hakkâri Y 19
Sıvas
Zonguldak Y 19 Antalya
16 Van
27 Kars
22
18
Yurdun kuzey ve do-
gj kesimleri çok bu-
utlu. Batı Karadeniz _ ,
rtiyıları Orta ve Doğu u s l
°
Karadeniz, Iç Anado- Holsınkı
AVRtlPÜ
Y 11
B 10
lu'nun kuzeydoğusu, Stockholm B 13
Doğu Anadolu yağ- (_ondra PB 24
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığın- Paris
da önemli bir değışık- Bonn
lık olmayacak.
PB 21
PB 27
PB 23
PB 23 Mılano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
22
22
26
22
21
20
26
27
PB 25
A5YA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
A
A
A
Y
A
Y
A
11
27
25
30
18
28
16
29
Şam PB 25
0Açık u l u t l u Sısli Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurlu
"ı^^ftf
Karl jkar > Gok gurûltülu
r
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Yeni kuralın konusu, "kimilerinin dün söyledik-
lerinden bugün sapma, çark etme ya da kaçma
huyu" diye özetlenebilir.
"Böyyük siyaset adamlanmızın yakın yıllarda sü-
rekli yineledikleri ilkeleh, söylemleri; birsüre son-
ra, tam tersini büyük bir gönül rahatlığıyla söyle-
mehri siyasal ahlaka sığar mı, sığmaz mı?"
Bu soruya yanıt aranmıyor. Siyaset adamlan bir
yana. Medyada da soruyu yanıtlamaya heves yok.
Nedeni çok basit: Zira, ünleri tirajlara endeksli ya-
zartardan kimileri de böyyük siyasetçilere benziyor.
Bugün övgüyle söz ettıkleri kimi kişiler hakkında
dün yazdıkları olumsuzlukları anımsamak bile is-
temiyorlar.
Böyyük devlet adamı da aynı yolun yolcusu za-
ten.
Böyyük adam gazeteciyi, gazeteci böyyük ada-
mı kendi çıkarı uğruna, "kullanıyor".
Bunun adı da çağdaş yaşam ve gelişen Türki-
ye'nın yeni adımları oluyor.
Oysa aynı görüşleri öne süren "bir başkasına"
dün söylemlerinde sürekli saldıran kişinin. aynı kol-
tuğa oturduktan sonra, yadsıdığı görüşleri bugün
yeni bir malmış gibi sahiplenmesi dürüstlük ve iç-
tenlik kitabının hangi sayfasında yazılı acaba?
1992'de başkanlık sistemini isteyen, "Çankaya
sakini" diye adlandırdığı Turgut Özal'a karşı söze
"Önce 'sistemi' işlet" diye başlıyordu Demirel.
"Türkiye, özal'ı ciddiye alacak mı" diye sürdürü-
yordu.
Bugün ise Özal'ın aynı gerekçelerine sanlıyor ve
başkanlık sisteminin hararetli savunucusu kesili-
yor.
Demirel, biryanına Ertuğrul Ozkök'ü, öteki ya-
nına Derya Sazak'ı oturtuyor; ileriki günlerde kul-
lanacağı siyasal motifleri sıralarken, önerilerine ye-
ni bir öğe katıyor. "Idarede reform, DYP'nin 1991
seçim beyannamesinde yazılı" diyor.
Başkanlık sistemini 1991 seçimlerinden berisa-
vunduğunu söylemek istiyor.
Anımsatma
Oysa "idarede reformu" öneren Demirel,
1991'de "başkanlık sistemini" savunmuyordu.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinı
istıyordu. Amacı ise parlamentodan Özal'ın Çan-
kaya'ya çıkmasını engellemekti.
Tepkiler sert gelince bugünden hafif değişimle-
reaçılıyor. Başkanlık sistemi sözcüklerini kullanmı-
yor, ama "idarede ya da devlette reform" adı al-
tında tartışmalara geniş bir yelpaze açıyor.
Bugün "hükümet çıkaramayan ve çözüm ürete-
meyen parlamentonun sıkıntı yaratacağından " söz
açıyor. lyi ama, çok yakın günlere kadar TBMM'nin
"rejimin kalbi" olduğunu hemen her fırsatta söy-
««/ih'feynt Oemirei'di. *
•Başkanlık sistemi tartışmalannı teoriden pratiğe
Jfidirgemek gerekiyor. Soldan sağa, önde gelen si-
yasetçilerimizin hangisi başkanlığa liyakatli ve la-
yık acaba? Öncelikle soruna, bu sorunun yanıtını
arayarak yanaşmak gerekiyor.
Orneğin işte "biraday": Erdal inönü! Demirel'i
Çankaya'ya SHP oylanyla çıkardı. Elbette "vefa-
kâr" Demirel, borcunu ödemek için Erdal Bey'ı
Çankaya'ya başkan olarak çıkarabilir!
Aa, az kaldı unutuyorduk:
1992'de parlamentersistemin avukatlığını yapan
zamanın başbakanı Demirel, Özal'ın, "başkan se-
çilince 3 yılda enflasyonu yüzde 15'e düşürece-
ğint" öne sürmesine fena halde takmıştı.
"Parlamentoda 290 milletvekiliyle 8 yıl iktidar-
da kaldı. O zaman aklı neredeymiş? Türkiye doğ-
ru yoldadır" diyordu.
Bir hafta önce Hırvatistan'da "güçlü yönetimin"
hiperenflasyonu yüzde 15'e düşürdügünü ömek
göstererek başkanlık tezini kuvvetlendirmeye ça-
lıştı da...
Böylece Demirel ile ilgili dünden bugüne uzanan
birtezatı...
Anımsatalım dedik.
w
Iran uçakları
Irak'ı bombaladı'
• Baştarafı 1. Sayfada
iki askeri üssüne saldın dü-
zenlediği ileri sürüldü.
Halkın Mücahitleri'nin
Sözcüsü AU Safavi, dün sa-
bah Irak sınınnı geçen lran
Hava Kuvvetleri'ne ait 9
adet F-5 ve F-4 savaş uçak-
lannın düzenlediği saldın
sırasında 2 Iraklı sivilin ya-
ralandığını, üslerde de
maddi hasar meydana gel-
diğini açıkladı.
Safavi. aynı anda düzen-
lenen saldında 5 savaş uça-
ğının Kut, 4 savaş uçağının
ıse Celula yakmlanndaki
askeri üsleri bombaladığı-
nı bildirdi. Halkın Müca-
hitleri'nin dış ilişkiler so-
nımlusu Muhammed Mu-
haddesin ise saldın sırasın-
da bombalardan birinin as-
keri üs yakınlanndaki bir I-
rak yerleşim birimine isa-
bet ettiğini ve Iraklı siviller
arasmda yaralananlaroldu-
ğunu kaydetti. Saldın. ba-
ğımsız kaynaklar tarafın-
dan henüz dogrulanmadı.
Halkın Mücahitleri gru-
bu, 1965 yılında kuruldu.
tran'daki Islami rejime kar-
şı mücadele eden grubun,
Irak'ta 30 bin kişilik aske-
ri gücü bulunuyor.
Çetelere karşı ayduılık
I Baştarafı 1. Sayfada
ni destekliyoruz" dedi.
Demokratik Mücadele
'latformu da çeteler yargı-
anana kadar sokaklarda
)lacaklannı kaydetti.
Ankara'da da yurttaşlar.
)U2Ün akşam saat 20.00'de
* JıSokak'taUğurMum-
u Anıtı önünde toplana-
ak "Sürekli Ayduılık İçin
lir Dakika Karanuk"
ampanyasını yeniden baş-
ıtacaklar. Aydınlık İçin
urttaş Gırişimi'nin, "Çe-
?lere dokunulması için,do-
unulmazlıklarm kaldınl-
ıası için, sürekli aydınlık
için, bir mum anp Mumcu
Sokağı'nagjdiyorum" baş-
lıklı çağrı metninde şöyle
denildi: "Ben,çeteüyesiol-
makla suçlananlara Tür-
kiye seninle gurur duyu-
yor' diyenlerden değilim.
Suç örgfitleri kuranlann,
onlara görev verenlerin
yargı önüne çıkartılması
konusundaki ısrarunı sfir-
dürüyorum. Çünkü bellek-
siz, vicdansız, sessiz, kayrt-
sız değüim."
Hak-lş IConfederasyonu
da bugün yeniden başlaya-
cak olan eyleme destek ve-
receğini bildirdı.
6
Atma terörü desteldiyor'
• Baştarafı 1. Sayfada
getireceklerini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bü-
yükelçi Ömer Akbel, Yunan resmi
yetkililerüun, PKK"nın elebaşısıy-
la onlann merkezlerinde temaslan-
nın olduğunun ve Yunan parlamen-
tosunun onaylanmayacak çeşitli
da\Tanış biçimlerine girdiğinin her-
kes tarafından bilindiğini vıırgula-
\ arak "Konunun gefmişi de dikka-
te alındığında. PKK itirafçısııun İn-
giliz gazetesinde yer alan ve Ytına-
nistan'ı teröre destek ve teş^ik ver-
mekle suçlayan ifadelerini ciddiye
almak gereldr" diye konuştu. Dı-
şişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükel-
çi Akbel. gazetecılerin sorusu üze-
rine, Pangalos'un son açıklamasın-
da yer alan ifadelerinin Türkiye-Yu-
nanistan ilişkileri bakımından "ne
flk ne de son uygunsuz ifadeler" ol-
duğunu kaydederek "Sanınm, Sa-
v ın Pangalos'un tarih bilgisi fazlaca
uzağa ghmemektedir" dedi.
Yunanistan'ın Ankara Büyükel-
çisi Dimitrios Nezeritis. Dışişlen
Bakanlığı'na davet edilerek Yuna-
nistan'ın terör örgütü PKK'ye des-
tek verdiği yolunda. Ingiltere'de ya-
yımlanan Observer gazetesinde çı-
kan iddialar konusunda bilgi isten-
di. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Büyükelçi AH Tuygan
ile yaklaşık yanm saat görüşen Bü-
yükelçi Nezeritis, gazetedekı ifade-
lerin yeni olmadığını belirterek
"Hükümetim daha önce de benzeri
iddialar konusunda Türki\e'ye bil-
gi verdi" dedi.
Nezeritis, Pangalos'un sözleriy-
le ilgili olarak medyada çıkan ha-
berlerin doğru olmadığını belirte-
rek Dışişleri Bakam'nın Türkıye'yı
aşağılamak için bir amacı olmadı-
ğını söyledi.
Yunanistan'dan yalanlama
Yunanistan hükümet sözcüsü Di-
mitri Reppas. dün düzenlediği ba-
sın toplantısında. söz konusu haber-
le ilgili olarak Atına'nın görüşünü
soran The Observer'a, iddialann
asılsız olduğunu söylediklerıni be-
lirttı. Reppas. Yunanistan'ın Lond-
ra Büyükelçiliği'ne, gazetede yer
alan haberle ilgili olarak yasal iş-
lemlere başlanması talimatının ve-
nldiğıni söyledi. Gazetenın haberi-
nı "Türk propagandasının kabaca
tekran" olarak niteleyen Reppas.
Türkıye'nin propaganda çalışmala-
nnın, yayıîmacılık politıkasını ört-
me amaçlı olduğunu öne sürdü.
Reppas. "Karşdığında ne alındı de-
mek istemiyoruz, ama bazı gazete-
ciler, bazı amaçlara hizmet etmek
için bu tür yaalar yaayorlar" dedi.
Yunanistan Dışişleri Bakan Yar-
dımcısı Yannos Kranidiotis de
Brüksel'de yaptığı açıklamada, The
Observer gazetesinin haberinin.
"yalan ve kötü niyetü" olduğunu id-
dia etti.
Yunanistan hükümet sözcüsü ve-
Mahkeme belge isteyecek
• Baştarafı 1. Sayfada
n Çatlı'nın casinoya gelerek eniş-
tesi Sami Hoştan ve Ömer Lütfu
Topal'la görüştüğünü belirtti.
Daha sonra söz alan Ercan Er-
soy'un avoıkatı Kemal Ökke, basının
bu olayın üzerine çok fazla gittiğini
söyleyerek, "Medyayagöremi,yok-
sa dos> a>a göre mi savunma yapaca-
ğız bilemiyoruz. Detiller toplanmıs-
ür. Müvekkilimin tahlhesini isti>o-
rum" dedi.
, Oğuz Yorulmaz'ın avukatı Birsen
Ulu ise Topal sorus,turmasını yürüten
Sanyer Cumhunyet Başsavcısı \eB
Engin Arslan'ı eleştirdi. Savcının
Topal cinayeti konusunda bilgi sahi-
bı olduklannı öne süren ve hâlâ An-
kara Merkez Kapalı Cezaevı'nde ya-
tan Çatlı'nın iki arkadaşının ifadele-
rini hâlâ bu mahkemeye gönderme-
diğini bildiren Ulu. Topal'ın çocuk-
i lannuv da •mahkeajfiye^tamloolarak
gelmemelenne tepki gösterdi.
Sanıklann tutukluluk hallerinin
devamına karar veren mahkeme he-
yeti. Topal cinayetiyle ilgili olarak
açıklamalarda bulunan Başbakan
Mesut Yılmaz'dan. elinde belge ya
da delil bulunup bulunmadığının so-
rulmasını kararlaşrırdı.
Topal'ın öldürüldüğü yerde bulu-
nan silahlardan Abdullah Çatlı'nın
parmak izinın çıktığını, ancak tuta-
nak hazırlayan polis memurlanmn
Mahkeme, sanıklan tahliye etmedi. (Fotograf: UGUR GÜNYÜZ)
bu ayrıntıya yervermediğini belirten
VmaKkeme heyetı. lTer îkı rapbru ha-
zırlayan polis memurlanmn önü-
müzdeki celse tanık olarak dinlen-
mesinı de kararlaştırdı.
Heyet, Topal cinayetiyle ilgili ola-
rak talimatla Sanyer Cumhuriyt:t
Savcılığı'na ifade veren ve Ankara
Merkez Kapalı Cezaev i "nde bulunaiî
iki sanığın ifadelerinin ıstenmesırıe
karar vererek duruşmayı 28 ekimıe
erteledi.
Bu arada Ömer Lütfü Topal'ın ni-
kâhsız ikinci eşi Birsu Uilal Altıntaıs..
avukat Ekrem Marakoğlu'nun.
'Menmet özfiay'a (Abdullah Çatlı)
dnayetten 2 ay sonra Topal'ın kızı ve
oğlu tarafından 535 bin dolar ödeme
yapıldığı*' ıddıasına ılışkın olarak.
Sanyer'den sonra İstanbul DGM
Cumhunyet Başsavcı1ığı'nda da ifa-
de verdi.
Mehmet Özbay'a 535 bin dolar
ödeme yapıldığı konusunda bılgısı-
nin olmadığını belirten Altıntaş. avu-
kat Ekrem Marakoğlu'na da herhan-
gi bir belge vermediğini sövledi. Al-
tıntaş. "Verdhsem ispat etsin" dedi.
kili Yannis Nikolau da haberi komp-
lo olarak değerlendirdi.
Yunan basını ise söz konusu P-
KK'linin MtT ajanı olduğunu öne
sürdü.
Simitis-Pangalos tarüşması
Yunanistan Dışişleri Bakanı Te-
odoros Pangalos'un Türkiye'yi he-
def alan ağır ifadelerle yüklü açık-
lamasının. Başbakan Kostas Simitis
ile arasını açtığı bildirildi.
Yunan basınmda yer alan haber-
lere göre, Simitis" in en yakın da-
nışmanlanndan ve PASOK lcra Ku-
rulu üyesı Teodoros Çukatos, bir
partı toplantısında yaptığı konuş-
mada Pangalos'u sert bir dille eleş-
tirdi.
Çukatos. "Hükümetin dış politi-
kasuun iki üç cümlelik bir açıkla-
ma>ı temel alarak değerlendirilme-
si haksızhktır. Ancak, bu tür açıkla-
malaria da dış politika yürütüle-
raez" dedi
Beyaz saray
Tüzelerden
bizde
rahatsızız'
WASHINGTON (AA) - Beyaz
Saray Sözcüsü Mike McCurry,
Kıbns'ta gelişmiş Rus yapımı S-
300 fuzelerinin Rum tarafinca ko-
nuşlandırılmasının ABD'yi ra-
hatsız edeceğini söyledi.
McCurry. Türkiye ile Yunanis-
tan arasındakı anlaşmazlıklar ko-
nusunda taraflı davrarunadıklan-
nı belirtti. McCurry, Rum tarafı-
nın adada konuşlandırmak istedi-
ği S-300 fuzelerini "gelişmiş si-
lahlar"olarak niteledi, ancak bu
silahların adaya götürüldüğüne
• ilişkin bir bilgtye sahip olmadık-
lannı ifade etti.
McCurry. "Boyle gelişmiş silah-
lann bölgede yeri yoktur. Aktif bir
şekilde gerginliğin giderilmesine
çalışıyonız. Gerilimi tırmandıra-
cak olaylara son derece olumsuz
bakryoruz" dedi.
iABD'nın Kıbns'ta çözüm için
çaba gösterdığine de işaret eden
McCurry, "Ancak, bu tür gelişmiş
füzelerin adaya yerleştirilmesi bi-
zi son derece rahatsız eder
5
" dedi.
Başbakan Yılmaz, Kohl'ü ikııa etmeye gitti
• Baştarafı 1. Sayfada
Yılmaz, ziyareti sırasında, Türki-
ye'nin AB genişleme sürecine da-
hil edilmesi konusunda girişimler-
de bulunacağını belirterek "Al-
manya'nuı AB'de de beürleyici ül-
ke" olduğunu söyledi.
tkinci yurtdışı ge2dsmi Alman-
ya'ya yapan Başbakan Yılmaz,
dün Almanya Sanayi ve Ticaret
Odalan Birliği'nde (DİHT) düzen-
lenen toplantıya katıldı. Burada
Türk-Alman işadamlanyla bir ara-
ya gelen Yılmaz, yaptığı konuşma-
da. Türkiye'nin bunalımlı bir dö-
nemi geride bıraktığını söyledi.
Türk ve Alman işadamlanna ya-
tınm çağnsı yapan Yılmaz, "20O0
yihna kadar iktidardayız. Bize gü-
venin" dedi. Yılmaz, Türkiye"de ir-
tica tehlikesinin hâlâ geçmediğini
belirterek kurduklan hükümetin
temel görevinin demokratik ve
anayasal kurallar içinde çağdaş
Türkiye'yi rayına tekrar orurtmak
olduğunu bildirdi.
Ağırlaşmış olan sorunlara kal ıcı
çözümler getirmek istediklerini
vurgulayan Yılmaz, ekonomik ve
siyasal a]anda gecikmiş olan re-
formlann gerçekleştirilmesini is-
tediğmi anlattı.
Yılmaz, önümüzdeki aylarda
Türkiye'nin sorunlu bölgesi olan
Güneydoğu Anadolu'da bir dizi
ekonomik ve sosyal tedbirleri uy-
gulamaya başlayacaklannı da an-
lattığı konuşmasında, uzun yıllar
devam eden olağanüstü halin de
kaldınlacağmı açıkladı.
Yılmaz. konuşmasında, Türki-
ye-AB ilişkileri hakkında da ko-
nuştu. Türkiye'nin, gümrük birliği-
ni yürürlüğe koyarak bu yönde
adımlar attığma dıkkati çeken Baş-
bakan. ancak AB'nin gümrük bir-
liğine ilişkin Türkiye'ye olan veci-
belerini halen yerine getirmediği-
ni hatırlattı. AB'nin Türkiye'ye ta-
ahhüt ettıği fonlann gelmeyişihin
ve ithalattaki hızlı artışın, Türk
ekonomisinde güçlükler yarattığı-
nı kaydeden Yılmaz. AB'nin ge-
nişleme sürecindeki aday ülkelere
önemli mali kaynaklar aktaracağı-
nın bilindiğini hatırlattı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Tencere-tava da iyi hava olur ama, önce küçük bir
çıt. Evinizdeki elektriğin düğmesini bu gece saat
21 .OO'de bir dakikalığına söndürün. Siz 0 uyanyı yap-
mazsanız, daha nelerimiz sönecek, şöyle bir baka-
lım.
Susurluk'un ardından ortaya sadece perdeler çık-
tı. Şimdi duruma bakıp, "Ne çok perdemiz var" di-
yoruz. Eğer bu perdeler aralanmazsa onlaria başımı-
za çorap örecekler.
Nasıl çorap örecekler?
Şunu söyleyecekler:
"Bakın bize 0 kadar suç yûklemeye kalktınız de-
mek ki suçumuz yok. Şimdi siz hesap vereceksiniz.
Söyleyin bakalım, bizi niçin suçlu ilan etmeye kalktı-
nız?"
Yani, her şey açığa çıksın diyenler, suçluya çıkan-
lacak...
Bunun ipuçlan şimdiden görülüyor.
Bu sürecin devamında giderek şöyle bir yapı yer-
I©Ş6CSK.
Cezaevine gırmesı gerekenler, Meclis'e girecek...
Adam, yargılanıyor. Suçlu olup olmadığı belli de-
ğil. 74 gün cezaevinde kalmış, tahliye edılmiş.
Memleketine ziyarete gidecek. Akrabalanndan ön-
ce medyaya haber veriliyor. Tabanca atışlan eşliğin-
de karşılamadan sonra soruyorlar:
- Efendim siyasete girecek misiniz?
O da on yerden çağrılıyormuş da reddediyormuş
edasıyla karşılık veriyor:
- Hayır şimdilik düşünmüyorum. Ama, bu ilgi kar-
şısında ben mesleğime dönmeyi daha çok arzu edi-
yorum...
Cezaevine girmesı gerekenler Meclis'e girerse ne
olur, sorusuna yanıt ararken küçük bir "çıt" çıkarın...
Türkiye'de yerleşen bir başka geleneği de şöyle
sloganlaştırabiliriz:
- Ellerdeki kan alınlara...
Kimi alan gösterileri, aklın değil silahlann konuştu-
ğu, sevgi selınin değıl kanın aktığı yerler haline geldi.
Ustelik de bunu yapanlar utanmadan yakalanna şu
yaftayı yapıştınyorlar:
"Demokrasi için..."
Ne diyelım?
"Kan"a "kan"a demokrasi için...
Demokratik mafya cumhuriyeti
Perde sayısının giderek arttığı günlerde, yeraltı dün-
yasına bulaşmış kişilerin verdiği demeçlere, televiz-
yon programlarında elde ettikleri izlenirliklere baka-
rak şunu söylemiştik:
"Devlet-mafya ilişkileri demokratik hale getihlmiş.
Düzenin de adını koymuştuk:
"Demokratik mafya cumhunyeti."
Aralannda öyfesine sağlam bağlar kurulmuş, öyle-
sine sıkı ilişkilere gırilmiş ki bu kadar demokratik olur.
Bu ilişkinin giderek değişmekte olduğunu görüyo-
•ruz. . ' " '•
1
'
41
-'
1
' Mafya, devleti tehdit ediyor. Devlete, kendisini bir
miktaryargılamaözgürlüğü veren mafya, "İleri gider-
sen kanşmam" demekten çekinmıyor.
Tam yeri değil. ama vurgulamadan geçmeyelim. Ne
olursa olsun devlet küçülsün diyenler, devletin az
içınde-çok dışında örgütlenenlerın yaptığına bakarak
bunun nereye varacağını bir kez daha düşünsünler.
Sessiz yığınların bu gidişe seyirci kalmadığını gös-
termesi için bu akşamdan itibaren küçük bir "ç'r"--
Her evden küçük bir çıt çıksın, bakın ortalık nasıl
çatırdayacak.
Cezaevi yerine Meclis'e girmeye kalkanlara karşı...
Elindekı kanı alnına sürenlere karşı...
Bakarsınız Meclis de harekete geçer...
Bakarsınız onlar da uyanırlar...
Meclis'in çatısını düzeltirken...
Demokrasinın çıtasını da yükseltelim derler...
En uzun yol bile küçük bir adımla başlar...
En yüksek sese küçük bir çrt ekleyin...
Yasa taslağı hazırlandı
Memurayine
dernek tipi sendika
BANU SALMAN
.\NKARA - Çahşma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
1995 yılında yapılan anaya-
sa değişikliği çerçevesınde
memurlara tanınan sendika
haklanna ilişkin düzenleme-
leri içeren yasa taslağı çalış-
masını tamamladı. REFAH-
YOL döneminde olduğu gi-
bi 55. hükümetin hazırladığı
taslakta da memurlara grev
ve toplusözleşme hakkı ta-
nınmıyor Taslağın bu haliy-
le yasalaşması durumunda,
Asım-Sen. Yargı-Sen gibı
halen kurulu bulunan bazı
sendikalar da kapatılacak.
Çalışma ve Sosyal Güven-
hk Bakanı Nami Çağan,
Cumhuriyefe yaptığı açık-
lamada, grev ve toplusözleş-
me hakkına ilişkin olarak
-\na>asa>a rağmen nasıl ko-
jacağız? Anayasal sınırlar
içerisinde hazırlandı. Toplu
görüşme yeniden tanımlan-
dı" dedi.
Bakanlığm diğer bakan-
lıklara görüş almak üzere
gönderdiği taslakta. toplu
görüşmenin yetkili kamu
sendikalan konfederasyo-
nuyla Kamu tşveren Kurulu
arasında yapılması öngörül-
dü. Yeni taslakta memurlara
siyaset yasağı getirilirken
toplu görüşme düzenlemesi
de anayasa dışına taşılmama-
sı kaygısıyla sınırlandınldı.
Toplu görüşme -ekonomik,
sosyal, kültüreL mesleki hak-
lar ve vükümlülükler''le ta-
nımlanırken çalışanlann öz-
lük haklanyla ilgili düzenle-
meler dışanda bırakıldı.
Sendikalann üyelık aidat-
lannın bordroda kesilmesini
öngören check-off sistemi
bu taslakta da yer alırken
yüksek yargı organlan, üst
düzey yöneticiler. mülki ida-
re amirleri. Türk Silahlı
Kuvvetleri, emniyet, kamu
kuruluşlan özel güvenlik bi-
rimleri. Mılli Istihbarat Teş-
kilatı. Mılli Savunma Bakan-
lığı. Genelkurmay Başkanlı-
ğı ve kuvvet komutanlıkla-
nndakı siviller ile ceza-infaz
kurumlannda çalışan kamu
göreviilerinin sendikalara
üye olmalan yasaklanıyor.
Taslağa, konfederasyon
yöneticilerinın ücretlerinin
genel bütçede belırlenen
ödeneklerle sınırlandınlma-
sı hükmü konuldu. Kamu
emekçileri sendikalannın
idari ve mali denetimi, ana-
yasa değişikliği çerçevesin-
de işçi sendikalan açısından
yapılan düzenlemeye koşut
duruma getinlerek sendika-
lann kendi denetçilen tara-
findan denetlenmesi. ancak
raporlann Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığfna da
gönderilmesi öngörüldü.
REFAHYOL döneminde-
ki taslakta. Danıştay. Yargı-
tay ve Sayıştay temsilcılerin-
den oluşturulması öngörü-
len. ancak bu ^ksek yargı
organlarının kabul etmedıği
Uzlaştırma Kurulu düzenle-
mesi değiştirildi.