Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 EYLÛL 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
PB 21
Edırne 24 Samsun PB 22
Kocaeli PB 22 Trabzon PB 22
Çanakkale PB 23 Giresun PB 21
Izmir 26 Ankara A 22
Manisa A 26 Eskişehir A 21
Aydın A 28 Konya A 22
Denızli A 26 Sıvas 19
Zonguldak PB 19 Antalya 30
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
Kars
A
A
A
A
A
A
A
A
PR
32
29
30
31
28
31
25
24
18
Yurdun kuzeybatısı
ile kuzeydoğusu par-
çalı bulutlu, ötekı
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava Helsinki PB 11
sıcaklığı doğuda bı- Stockholm PB 16
raz artacak, diğer Londra PB 21
AVRUPA
PB 17
g "S S ycak. Rüzgâr, kuzey
ve doğu yönlerden Paris
PB 21
PB 24
hafifaraaraortakuv- Bonn
vette esecek.
PB 23
PB 21 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
2U
21
29
18
23
20
25
24
B 27
ASYA
Moskova
Aşkabat
Aimatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
Y
PB
Y
PB
8
29
26
29
24
30
22
29
Şam PB 30
f ^ Parçalı bıiutkj i Stsiı , Bd jtİL k Çok bulutlu Yağmurlu Kariı Sulukar . Gok gûaıltüKİ
'Erken üyelîk
mümkün değiP
I Baştarafı 1. Sayfada
bu özel stratejiyi hak edi-
yor. Avrupa Konferansr na
dabil edilirse bu özel statü-
sü zedelenir. Türk-Yunan
sonınlan bu platformlara
gelir, üyelik süreciniz daha
dagecikir"' dedi.
Vergau, Başbakan Me-
sut Yılmaz'ın 30 eylülde
Almanya'ya yapacağı zi-
yaret öncesinde Cumhuri-
yet'in, Türkiye-AB ilişki-
leri ve Almanya'nın bu
konuya bakış açısına iliş-
kin sorulannı yanıtladı.
AB.SSCB'nindağılma-
sının ardından 10 eski Do-
ğu Bloku ülke ve Rum ke-
simi ile ilişkileıini kurum-
sallaştırma sürecine girdi
ve temmuz ayında yayım-
ladığı Gündem 2000 rapo-
ru ile de bu ülkelere tam
üyelik perspektifıni açıp,
34 yıllık ortaklık ilişkisi
bulunan Türkiye'yi bu sü-
recin dışında bıraktı.
AB'nin genişleme planı-
nın somutlaşmasıyla bir-
likte Türkiye'nin birliğe
üyeliği yolunda önemli
engel olarak gösterilen
Yunanistan'ın yerini de
Almanya aldı.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. bu ay başın-
da Macaristan'a yaptığı zi-
yaretten dönerken uçakta,
Türkiye'nin AB'ye üyeli-
ği önündeki sorunun Al-
manya olduğunu söyledi.
Demirel, ülkesinde en faz-
la Türk nüfusu banndıran
Almanya'nın serbest dola-
şıma karşı çıktığmı anım-
satarak, ancak Türkiye'nin
tam üyelik müzakereleri
sürecinde yurtdışına işçi
göndenneîye^ gerek duy-
mayacak bir sanayileşme-
ye kavuşacağını belirtmiş-
ti.
Almanya'nın hiçbir çe-
kince koymadan 1963 An-
kara Anlaşması"na destek
olduğunu anımsatan Bü-
yükelçi Vergau, ancak AB
Komisyonu'nun birkaç yıl
içinde tam üyelik ölçütle-
rini yerine getirecek 11 'ler
arasına, zorlukları daha
uzun sürede aşacak Türki-
ye gibi ülkeleri almadığı-
na işaret etti.
Türkiye'nin Avrupa ai-
lesine ait oldugunu da vur-
gulayan Vergau, "Türkiye
her zaman tam üyeliğe a-
day ülketer araında yer al-
dı. Bu bir gerçek. ApeMo-
orn'da da bu teyit edildi"
dedı.
Bölgesel bir öneme sa-
hip olan Türkiye ile Al-
manya arasındaki gele-
neksel ticari ilişkilerin ya-
nı sıra ülkesinde 2 milyo-
nu aşkın Tüıi nüfusu ne-
deniyle iki ülke arasında
kültürel, özel ılışki bulun-
duğunu anımsatan Vergau.
"Bu nedenkrte Türki-
ye'nin AB'ye iyeliği bizim
lehimizedir"" görüşünü sa-
vundu
Vergau, Türkiye'nin
tam üyelik içn ekonomik,
demokrasi veir.san hakla-
n ölçütlenni yerine getir-
mes*gerektiğXLn AB üye-
si 15 ülkenin ortak bir ka-
ran olduğura da işaret
ederek, şöylededi:
"Niye bu crtık karann
dışına Almaıva'vı çıkanp
bizi scrun olarak görüyor-
sunıu?. Sayn Demirel'e,
'Niye bizi ö:e bir sorun
olarak gördüıüıü' sorun?
Türlcye'nin rken üyeliği-
nin raümküı olmadıgını
söyleüği için Vknanya'nın
zor olarak nıeendirilme-
sini aniamal güç. Çünkü
Apeldoorn'dı bu konuda
biziiT de katnlıiımız ortak
karar alındı ASBA Türld-
ye'nh Almaıvs'ya yönelik
suçlanalanu» lİışuk."
Yümaz'a fcgfi
Btyükelç:V;rgau, Tür-
kiye'nin AvBil; bütünleş-
me sirecini akvime bağ-
lamakonusuKnki ısrann-
dan vazgeçifi yolunda
açıkkma yaıaı Başbakan
Yılnaz'ı ö'di. Vergau,
konıya ilişliT soruya şu
y a n n verdi:
**Iaşbaka Yılmaz,Av-
rufKİşleri kmısuna en de-
rincfan ve ıklcı bakan
Töniye'de aııdığım tek
potitikacı. Ydmaz bu sözle-
riyle. kesinlikle AB'ye tam
üyeüğin Türk dış politika-
sının öncelikli konusu ol-
maktan çıkbğını söyiemi-
yor. Bu konuda Yılmaz di-
ğer Türk liderlerinden ay-
n düşmüyor. Ancak ken-
disi. AvTupa'nuı en büyük
ortağı olarak Türkiye'nin
özel bir durumu olduğunu
anlryor. Bu nedenle de kü-
çükölçekn ülketerin AB'ye
üyeliğinden bağunsız ola-
rak, Türkiye'nin AB'ye
üyeliğinin zamanlaması
konusunda daha esnek bir
yöntemin uygulanması
egilimi içinde.''
'Türkiye'nin erken
üyeliği imkânsız'
Avrupa Birliği'nin, Tür-
kiye'nin tam üyelik ölçüt-
lenni yerine getirmesi için
daha fazla zamana gerek-
sinimi olduğu gerçeğini
ortaya koyduğuna dikkat
çeken Büyükelçi Hans-
Joachim Vergau, şu görüş-
leri dile getirdi:
"Almanya'nın, Türld-
ye'nin üyeliği önünde zor
bir ülke olarak tanımlan-
dıgını gözardı etmiyorum.
Bu tammlamada, aramız-
daki bağlar nedeniyle Al-
man kamuoyıınun diğer
Avrupa ülkelerindeki ka-
muoyuna göre daha du-
yarh olduğu gerçeği de ya-
nyor.Türkiyefleekonomik
ilişküerde birinci sıradayTZ.
İkinci yakui bağımın da 2
mityonu aşkın Türk oluş-
turuyor.Türldye'nin bü-
yüklüğü ve sorunlannın
boyutlan örneğin Slovak-
ya'dan çok daha zor. Bizbu
gerçekleri yansıtarak A\-
ğerlerine göre daha dürûst
da\
r
ranıyoruz."
Türkiye'nin tam üyeliği
yolunda ortaya konulan en
yaşamsal ölçütün ekono-
mik kalkınma olduğunun
altını çizen Büyükel-
çi,"Türkiye'de bölgeler
arasında ciddi dengesizlik-
ler var. Şayet ekonominizi
düzelttiğiniz anda Kürt so-
runu ve insan haklan uy-
gulaması daha kolay çö-
zümlenecektir''dedi. Ver-
gau, Türkiye'nin ağır eko-
nomik sonınlan nedeniyle
Gündem 2000 raporunda
Türkiye'nin erken üyeliği-
nin mümkün olmadığına
işaret edildiğini anımsattı.
"Uzerimizde ağu*
göç baskısı var"
Almanya açısından ö-
nemli bir sorunun, üzerin-
deki göç baskısı olduğuna
işaret eden Büyükelçi Ver-
gau, "Çünkü Türkler Al-
manya'yı cazip buhıyor. 2
milyondan büyük bölümü
ülkemizde kalmak istiyor.
Almanya'da sıklıkla görül-
memekle biriikte yabana
karşıtı eğilimler dahi
Türkleri Almanya'da ya-
şamaktan caydırnuyor"
görüşünü dile getirdi.
Türkiye'deki ekonomik
ve sosyal sorunlar yüzün-
den Almanya üzerinde da-
ha fazla göç baskısı bulun-
duğunu savunan Vergau,
bu nedenle Almanya'nın,
Türkiye'nin ekonomik ko-
şullan yerine getirmesine
daha duyarlı baktığını be-
lirtti.
Büyükelçi Vergau, şöy-
le dedi:
"Türkiye'de birliğe üye-
Bkîürecinde serbest dola-
şımın bir süre askrya ahn-
ması önerisi getirildi. An-
cak bu yapaydır. Normal-
de her Türk'ün ekonomik
geleceğini kendi ülkesinde
araması önem taşımakta-
dır. Önemli olan kriter bu-
dur. Serbest dolaşımın as-
krya aunması yasadışı göçü
özendirecektir. Biz Alman-
ya'da artan işsiz Türk gö-
rüyoruz. Göç baslasından
daha fazla etkileniyoruz.
Ve daha duyarlı hale geü-
yoruz, bu yüzden Türki-
ye'nin üyeliğine engel ola-
rak gösteriliyoruz. Biz gü-
nah keçisi durumundayız.
Diğer bazj AB üyesi üJke-
ler de ise kamuoyu çok faz-
la Türk nüfusu bannmadı-
ğı için daha az duyarlı.''
Demirel: Deıııokı*atik tophnn lıala tehHkede
B Baştarafı 1. Sayfada
gerçek demokrasi mücadeie-
sini sürdürdüğünü" kayde-
den Pavletic, "Çokyakınbir
geçmişte de bu tür girişim
gözlemledik" dedi. Pavletic,
Demirel'in bu girişimi önle-
mek için de bütün güçlerini
kullandığını ifade etti.
Parlamenterler tarafindan
ayakta alkışlanan konuşma-
sında bölgedeki banşa deği-
nen Demirel, Türkiye ve
Hırvatistan'ın Boşnak-Hır-
vat Federasyonu'nun kurul-
masına önderlik ettigini ve
zor aşamalardan geçen bu iş-
birliğinin savaşın sona erme-
sini sağladığını vurguladı.
Hâlâ hassas olan bölgede
güçlü ve demokratik bir Hır-
vatistan'ın istikrar ve banşın
anahtan olduğunu vurgula-
yan Demirel şunlan söyledi:
"Oluşturulan federasyon Bosna-Hersek'teki
banş için başanya ulaşmabdır. Çünkü iyi işleyen
bir federasyon çok etniklu çok dinli Bosna-Her-
sek dev leti için vazgeçilmez bir role sahiptir. Tür-
kiye kendi adına federasyon ve Bosna-Hersek için
koşulsuz desteğini venneye devam edecektir. Ya-
landa Tüna bölgesinin de ülkeyle bütünleşmesiy-
le Hn*vatistan'uı toprak bütünlüğü tamamlannuş
olacaknr. Tuna bölgesinin en kısa sürede Hırva-
tistan'la bütünleşmesini desteklediğimizi ifade et-
mek isterûn. Uzun \adede banş, refah, hoşgörü,
işbirügi ve dayaıuşma bölgedeki ülkenin halklan
arasmdaki tayin eden ilkeler ohnahdır. Bugün, ta-
rih bize bu alön firsatı değerlendirmek için bir im-
kân sunmaktadır. Bu nrsaü en iyi şekikte cesaret
ve ileri görüşlülükle degeriendirmelryiz."
Demirel, Hırvatistan gezisinde yaptığı tüm ko-
nuşmalarda iki ülke arasında siyasi ilişkılerde ya-
şanan canhlığın giderek ekonomik, sosyal ve kül-
türel ilişkilere de yansıması gerektiğinin altını çi-
zerken, geziye katılan kalabalık heyetin oluşumu
da aynı mesajı güçlendirdi. Heyet. Devlet Baka-
Hffvatistan'a yaptığı resmi ziyaretinde yoğun ilgiyie karşılanan Demirere Zagreb L nrversitesi'nce fanri doktoriuk unvanı verildL
nı Işın Çelebi, Ulaştırmaflakanı Necdet Menzir,
Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın yanı sıra gezi-
ye dışişleri uzmanlan, ekonomik bürokrasiden
temsilciler, sanayi ve ticaret odalan başkanlan, ta-
rihçi ve sanatçılar, üniversite rektörleri ve çok sa-
yıda işadamından oluşuyor.
Yeni tehükeler
Hırvatistan Parlamentosu'nda yaptığı konuş-
manın ardından Demirel, Türk-Hırvat Ekonomik
Işbirliği Konseyi'nin açıhşını yaptı. Demirel, da-
ha sonra da Zagreb Üniversitesi tarafindan ken-
disine fahri doktora unvanı verihnesi için düzen-
lenen törene katıldı. Hırvat Parlamentosu'ndaki
konuşmasından farklı olarak Demirel, üniversi-
tede yaptığı konuşmada daha global sorunlara
değindi. Dünyanın yepyeni ve dinamik gelişme-
lerle biriikte yeni bir yüzyıla girdiğini, demokra-
silerin coğrafyasının genişlediğini, ideolojik ça-
tışmalann yerini ortak değer, ilgi ve hayallerin al-
dığını vurğulayan Demirel, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Bugün her birimizin banş ve refaha, hepimi-
zin banş ve refahı olarak sayılmaktadır. Khle im-
ha tehlikesinin azalmasıy la ümit vaat eden bir ge-
lecek aruk daha iyi görülebiliyor. Ancak içimizin
tamamen rahat olması için henüz erkendir. Yeni
tehükeler demokratik toplum ve kurumlann ya-
pısını tehdit etmektedir. Terorizm, yabancı düş-
manlığı ve etnik milliy etçilik. örgütlü suç, silah ve
uyuşturucu madde kaçakçüığı, çev re kirliliği bu
tehdirJer arasında bulunmaktadır. Hiçbir ülkenin
bunlardan bağışık obnaması ve sınırian aşan et-
küerinin bulunması bunlan daha da tehlikeli ku-
maktadır. Bu sorunlara ancak etkili uluslararası
işbirügi ile çare bulunabilir. Hepimizin pay laşma-
yı öğrendiği şu günlerde daha iyi bir dünya yarat-
manın tek anlamh yolu budur."
Yaşadığımız dönemin ilerleme, uzlaşma ve bir-
birlerinin endişelerini paylaşma günü olduğunu
vurğulayan Demirel, Avrupa'daki tüm ülkelerin
ait olma ve seslerini duyurabilme duygusuna sa-
hip olması ve yalnızlığa itilmemesi gerektiğini
belirtti. Demirel "Kıtamızın bir daha bölünmesi-
ne izin verilmemeli. Artık
hiçbir nedenle yeni duvariar
örülmemeli,yeni ayrun çizgi-
leri çizflmemelidir. Aksi tak-
dirde, karşüıklı bağım lılık ve
ortak idealler kavramlan or-
tadan kalkar" dedi.
Ekonomik işbirliği
Demirel, Hırvatistan tş
Konseyi'nde yaptığı konuş-
mada ise Türkiye ile Hırva-
tistan arasında bir serbest ti-
caret anlaşması için görüş-
melere başlanması konusun-
da ortak bir niyetin karşılık-
lı olarak ortaya konulduğunu
vurgularken ekonomik işbir-
liğinin siyasi ilişkiler düze-
yine getirilmesi zamanının
geldiğini söyledi. Dünyada
soğuk savaşın sona ermesiy-
le biriikte küreselleşme rüz-
gârlannın yeni ufuklar açü-
ğını ve dünyanın tek bir eko-
nomiye doğru hızla yöneldiğini vurğulayan De-
mirel, bugün ve yann arasındaki köprüleri doğ-
ru kurabilen ve insanın ortak gelceğinin inşasına
katkıda bulunabilen uluslann önümüzdeki yüz-
yıl dünyasında etkili ve güçlü bir yere sahip ola-
cağını belirtti.
Hırvaristan Cumhurbaşkanı FVanjo Tudjman
ile önceki gün çifte vergilendirmenin önlenmesi
anlaşması imzalayan Demirel, iki ülke arasında-
ki ticaret hacminin arttınlması için ödeme kolay-
lıklannın ve bankacılık ilişkilerinin geliştirilme-
si gerektiğini söyledi. Demirel'in vurguladığı
ikinci bir nokta ise Hırvatistan'da sürdürülen alt-
yapı ve toplu konut inşaat projelerine Türk fir-
malannın katılımı konusu oldu. Bu alanda da fi-
nansman sorununun çözümlenmesi halinde kar-
şılıklı olarak büyük işbirliği olanaklannın ortaya
çıkacağını söyledi.
Demirel, akşam da Suna Kan'ın solist olarak
katıldığı ve şef RengimGökmen'inyönettiği Hır-
vatistan Senfoni Orkestrası'nın konserine katıl-
dı.
Yıllık eğitimin bedeli 10 bin dolara ulaşıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
tstanbul Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakülte-
si öğretim Uyesi ve Üni-
versite Öğretim Üyeleri
Deraeği Genel Başkanı
Burhan Şenatalar vakıf
üniversitelerinin eğitim-
deki fırsat eşitsizliğinin
nedeni degil, sonucu ol-
duğunu belirterek
"1980'den sonra egemen
olan 'Özel olan her şey
ıyıdir' manögı çok yan-
hş. Vakıf üniversitelerinin
çok iyi bilinmesi. tarûşıl-
ması, anlaşüması ve ona
göre değerlendirflmesi
gerekir''dedi.
Vakıf üniversiteleri
arasında yer alan Kültür
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. ÖnderÖztuna-
h ise kamu üniversitelerini olumsuz etkileme-
diklerini savunarak "Verimli değerlendirileme-
yen bilim adamlannı ve devlet ünKersitelerinin
potansiyelini en iyi şekflde kullanmak istiyoruz"
diye konuştu.
GazeteleTe verdikleri ilanlarla öğrenci ara-
yan ve kontenjanlannı doldurmak için 29 Ey-
lül'de ÖSYM'nin açıklayacağı Ek Yerleştirme
Kontenjanlan'nı bekleyen vaîüf üniversiteleri-
nin akademisyen açüdannı kamu üniversitele-
rinden kapatmaya çalışmalan ve teknik dona-
nım, kütüphanenin zenginliği, laboratuvar ve
bilgisayar olanaklan gibi konularda ayduılatıcı
bilgi veraıemeleri kaygı uyandınyor. Sayılan
16'ya ulaşan ve yıllık öğrenim ücretleri üniver-
site, fakülte ve bölümüne göre 3 bin 500 ile 10
Astronomik ücretler
Beykeat Üniversitesi: Hazırhk sıflıfı
ücreti 3 bin sterlin (834 milyon TL), üni-
versite için 3 bin 700 sterlin (1 milyar
28 milyon TL).
Yeditepe Üniversitesi: Meslek Yüksek
Okulu ile Fen Edebiyat Fakültesi için 5
bin dolar (867 milyon TL), îletişim, îk-
tisadi Idari Bilimler ve Hukuk Fakülte-
leri için 6 bin dolar (1 milyar 40 milyon
TL), Mimarlık Mühendislik ve Güzel
Sanatlar Fakülteleri için 7 bin 500 dolar
(1 milyar 300 milyon TL), Diş Hekim-
liği ve Tıp Fakülteleri için 10 bin dolar
(1 milyar 734 milyon TL).
Bilgi Üniversitesi: Tüm bölümler içkı
6 bin 350 dolar (1 milyar 101 milyon
TL).
Kültür Üniversitesi: Hazırhk sınıfı
için 6 bin dolar (1 mityar 40 milyon TL),
mühendislik bölümlen için 6750 dolar
(1 milyar 170 milyon TL), işletme bö-
lümü için 6250 dolar (1 milyar 84 mil-
yon TLl.
Koç Üniversitesi: Hazırhk dahil tüm
bölümler 5 bin 650 dolar (980 milyon
TL).
Atıhm Üniversitesi: Yıllık eğıtim üc-
reti 4 bin dolar (694 milyon TL).
Çag Üniversitesi: Tüm bölümler 5 bin
dolar (867 milyon TL).
Işık Üniversitesi: Tüm bölümler 6 bin
dolar (1 milyar 40 milyon TL).
bin dolar arasında değişen vakıf üniversiteleri-
nin bir süre sonra kendi aralannda çok iyiler, or-
ta düzeyliler ve kötüler olarak aynşacağı kay-
dediliyor. Kayıt için yalnızca ÖSS'den 105 ta-
ban puan ile, bölümle ilgili ÖYS puanı arayan
vakıf üniversitelerini değerlendiren Prof. Dr.
Şenatalar, bu üniversitelerin fırsat eşitsizliği-
nin yansıdığı bir afan olduklannı söyledi. Bu
üniversitelerden geliri daha yüksek olanlann
yararlanabileceğine dikkat çeken Şenatalar ge-
lir dağılımı, nüfus artışı ve devlet üniversitele-
rinin kapasitesinin de bu üniversitelere olan ta-
leple doğrudan ilintili olduğunu kaydetti. Şena-
talar gerek kamu üniversitelerinin, gerekse va-
kıf üniversitelerinin çok iyitanınması ve anla-
şıhnası gerektiğini belirtti. Şenatalar, buralara
giden öğrencilerin ve ço-
cuğunu yollayan velile-
rin bu okullan çok iyi ta-
nımak durumunda ol-
duklannı söyledi.
Şenatalar, "80 sonra-
sında oluşan 'Devlet ya-
parsa kötü, özel sektör
yaparsa iyidir' mantığı
ne yazık ki sağhkta da,
eğitimdf de bir önyargı-
y'a dönüştü. Bu üniversi-
telerin teknik, laboratu-
var ve bilgisayar olanak-
lannın. kütüphanelerin-
de kaç khap olduğunun,
kaç süreli yayına abone
olduklannınçokiyi bilin-
mesi ve ona göre tercih
yapünıası lazjm" dedi.
Eğitim hizmeti isteyen
öğrencilerin gelirdüzey-
leri ve niteliHerinin çok
farklı olduğunu anımsatan Şenatalar şöyle ko-
nuştu:
"Dolayısryla bu hizmeti veren kurumlann da
kalitesi ve fiyat düzeyi farklı olacaknr. Bu açı-
dan tektek ek alındığında talepte bir sorun çık-
masa bifc, bu kurumlara bu ücretleri verebile-
cek olan toplam aile sayısı sunrbdır. Bu parayı
ancak üst ve üst orta gelir grubuna mensup ai-
leler verebinr. Aynca bu üniversiteler Türid-
ye'nin en iyi 10 devlet üniversitesinden belli bir
göç yaşanmasına neden oldu. Devietin hocasma
verdigi paranın az olması bunda önemli bir et-
ken. Aynca üntversitelerimizden Kıbns'a da bir
göçvar.Bunun sonucu ITÜ, ODTLI, Boğaziçi gi-
bi başanh devlet üniversiteleri de çeşitii önİem-
ler almak durumundalar."
8 yıl: Akıl çağuıa îlk adım
I Baştarafı 1. Sayfada
TÜ'de 1997-1998 öğrenim yılı,
dün törenle başladı. Saygı duru-
şu, Istiklal Marşı'mn okunması
ve yaylı sazlar grubunun verdiği
konserle başlayan törende ilk ko-
nuşmayı yapan Prof. Sevük, 8
yıllık kesintisiz temel eğitime
geçiş yasasmm TSK'nin baskı-
sıyla çıkmasının üzüntü verici
olduğunu söyledi. Sevük, "An-
cak, hepimiz kabul etmeliyiz ld,
böyle bir baskı olmasaydı parla-
mentomuz da bu yasayı çıkara-
mazdı" dedi. 8 yıllık kesintisiz
temel eğitime karşı çıkanlan
"skolastik kafa" olarak niteleyen
Sevük, imam-hatip okullannın
meslek ve teknik okullarparava-
nası arkasına saklanarak açılma-
ya devam ettiğine dikkat çekti.
Sevük. mesleki ve teknik eğitim-*
deki toplam 353 bin 112 öğren-
ciden 318 bin 775 'inin imam-ha-
tip okullannda öğrenim gördü-
ğüne işaret etti. tmam-hatip lise-
lerindeki öğrenci sayısının mes-
leki ve teknik okul öğrencileri
içindeki oranının 1992'den son-
ra yüzde 16'dan yüzde 20'ye
yükseldiğini bildiren Sevük, "İş-
te bu nedenlerden dolayı 8 yıllık
eğhime geçflmesi bizi en çok se-
vindiren ve umutlandjran getiş-
me ohnuştur" diye konuştu.
Sevük, Türkiye'deki din görev-
lisi, din öğretmeni ve ilahiyat fa-
kültesi öğretim üyesi gereksini-
minin 2 bin civannda olmasına
karşın, imam-hatip liselerinin
yılda 50 bin, ilahiyat fakülteleri-
nin de 1300 öğrenci mezun etti-,
ğini kaydetti. 8 yılhk kesintisiz
temel eğitimin imam-hatip orta-
okullannm kapanması ve öğre-
tim birliğinin sağlanmasmı he-
deflediğini vurğulayan Sevük,
" Yasanın siyasal,ideolojik içeriği,
teknik ve pedagojik içeriğinden
çok daha önemli ve önceliküdir"
diye konuştu. llköğretimdeki
olumlu başlangıcm parlamento-
şehit oldu
• Baştarafı 1. Sayfada'
ettiler, 4 polisi de yaraladılar.
Hakkâri'nin Hantepe bölgesin-
deki operasyondan dönen askeri
bir araç önceki gece teröristlerin
yola döşediği antitank tipi mayı-
na çarptı. Patlamada. uzman ça-
vûş Doğan Uçar ile erler Bülent
Keskin, Aydın Boran, Zafer
Korkmaz, DuraliAydın, Erol Çe-
Kk, Mehmet Şenlik, tsa Topal ve
Kâzun Çetin şehit oldu. Bölge-
de geniş çaplı bir operasyon baş-
latıldı.
Askeri helikopterlerle dün Van
Havaalanf na getirilen şehit as-
kerler için tören düzenlendi.
Van'ın Çatak ilçesine bağlı Dö-
lek Köyü Yonga mezrasına bas-
kın düzenleyen teröristler İsken-
der Eraslan ile thsan Şavat adlı
köy koruculannı şehit ettiler.
Saldında Hasan Şavan adlı ko-
rucu da yaralandı. Aynı saatler-
de bir gnıp teröristin Çatak ilçe
merkezinde zırhh bir araca dü-
zenlediği roket saldınsında da 4
polis memuru yaralandı. Adana
ve Kocaeli'nde düzenlenen ope-
rasyonlarda da eylem hazırlığı
içinde olduklan bildirilen 12
PKK'li yakalandı.
nun önderliğinde diğer eğitim ka-
demelerine de yansımasını iste-
yen Sevük, Kuran kurslannda
eğitim gören öğrenci sayısının
meslek, okuma-yazma ve sosyal
etkinliklerle ilgili kurslardaki
toplam öğrenci sayısının iki katı
olduğuna dikkat çekti. Sevük,
köktencilik-darbe sarmalından
kurtulmanın, devleti zayıflatan
ve yıpratan çetelerin kamuoyun-
da tarhşılmaya başlanmasmın ve
8 yıllık eğitime geçilmesinin
Türkiye'nin akıl çağına geçmesi
yönünde olumlu adımlar olduğu-
nu söyledi.
Törende konuşan Çağan, cum-
huriyetin kuruluşundan sonra ge-
çen 74 yılda teokratik devlet öz-
lemcilerinin ve din istismarcıla-
nnın artmasından duyduğu üzün-
tüyü dile getirdi. Üniversitelere
bu konuda büyük sorumluluk
düştüğünü vurğulayan Çağan,
"Ozgür ve çağdaş bir toplum, öz-
gür ve çağdaş düşünen bireylerin
varuğı ile oluşturulabilir. Yükse-
köğrctim, böyiesi bireylerin top-
luma ve ülkeye kazandınhnası
için yönlendirilmelidir" dedi.
Bitlis'iıı uçağı bilirkişide
ANKARA (AA)-Mahke-
me, eskı Jandarma Genel
K.omutanı Orgeneral Eşref
Biüis'in uçağının düşmesi
sonucu meydana gelen kaza-
da şehit olanlardan Pilot
Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in
ailestnin, düşen uçağı yapan
firma aleyhine açtığı 4 mil-
yar liralık maddi ve manevi
tazminat davasında, uçağın
düşüş nedeninin tespiti ama-
cıyla dava dosyasının ikinci
kez bilirkişiye gönderilmesi-
ne karar verdi. Ankara 13.
Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nde görülen davanın bu-
günkü duruşmasına, taıafla-
nn avukatlan katıldı.
Duruşmada söz alan dava-
cı şehit yüzbaşının ailesinin
av ukatı Nusret Senem, delil-
lerin toplandığını ve dava
dosyasının hukuk davası açı-
sından tamamlandığını belir-
terek. konuyla ilgili açılacak
ceza davasında yapılacak so-
ruşturmayla konunun daha
da açıklığa kavuşacağını
söyledi. Daha önce gelen bi-
lirkişi raporunun kendileri
açısından tatminkâr olduğu-
nu ifade eden avukat Senem,
dava dosyasının ikinci kez
bilirkişiye gönderilmesine
gerek olmadığrnı savundu.
Davalı avukatı ise eğer ye-
niden bilirkişi incelemesi ya-
pılacaksa, incelemenin, uça-
ğın imalatında bir hata olup
ohnadığı konusuna açıklık
getirmesi amacıyla yapıhna-
sı gerektiğini kaydetti. Mah-
keme hâkimi. davada açıklı-
ğa kavuşması gereken bazı
konulann bulunduğunu, bu
nedenle ikinci kez bilirkişi
raporu istenmesinin yararlı
olacağını belirtti. Hâkim,
ODTU'den seçilecek konu-
nun uzmanı öğretim görevli-
leri ile Anadolu Üniversitesi
Havacılık Bölümü öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Hida-
yet Buğdaycı'dan oluşacak
bilirkişi heyetine dava dos-
yasınuı gönderilmesini ve
uçağın motoru ve mevcut
parçalan üzerinde inceleme
yapıldıktan sonra bilirkişi ra-
poru düzenlenmesine karar
vererek duruşmanrn baska
bir güne ertelendiğini açık-
ladı.
12 Eylül zflıniyeti
• Baştarafı 1. Sayfada
sını eleştirdi. Sağlar, dün
yaptığı yazılı açıklamada,
" 12 E> hil darbecilerinin so-
lu tasfıye etmek için gerici
güçlere destek verdiğme"
dikkat çekti. Sağlar. de-
mokratik ve Atatürkçü bir
çizgide eğitim veren Mer-
sin Üniversitesi'ne karşı
YÖK tarafindan uygulanan
baskının ırkçı ve şeriatçı
kadrolaşmaya zemin hazır-
lama amacma dayandığını
belirterek, "Busaldınlarve
engeUemelersadece Mersin
Üniversitesi ya da özel de-
mokratik ünivershe özfemi-
ne değü, başta Mersin halkı
ve aydınük Türkiye müca-
delesinde cumhuriyet dev-
rimlerine hağhlığını kanıt-
lamış tüm halkunıza ve üni-
vershelerimize gözdağıdn*"
görüşünü kaydetti.
ÖDP'li Kaya, siyasal ik-
tidarca atanan üyelerden
olusan YÖK'ün çoğulculu-
ğa, demokrasiye, bilimsel
ve sorgulayıcı eğitime kar-
şı olduğunu söyledi.
YÖK'ün, "eğrami yaygın-
laştinyoruz'' adı altında alt-
yapısı olmayan üniversite-
ler açtığmı belirten Kaya.
"Taşrada. değil üniversite,
yüksekokul büe olamayacak
"nitelikteki YÖK üniversite-
leri, gerici-şeriatçı, faşist
kadrolaşmalann yaşam ala-
nı ohnuştur" dedi. Kaya,
YÖK'ün tasfıye edilmesini
isteyerek, şunlan söyledi:
"YÖK, şeriatçı, faşist
kadrolaşmalara ses çıkar-
mazken, özerk ve demokra-
tik bir üniversite mücadele-
siveren Mersin ve \akuı Do-
ğu üniversiteleri üzerinde 12
Eylül anlayışıy la baskıcı sal-
dırtlannı sürdürmektedir."
Mersin muhabirimiz
Nazmi Akdağ'ın haberine
göre Mersin Üniversite-
si'nin YÖK'e karşı verdiği
mücadeleye Kıbns'tan ge-
lerek destek veren Ya-
kın Doğu Üniversitesi'nin
(YDÜ) de benzer sıkıntılar
içerisinde olduğu ortaya
çıktı. YDÜ Rektörü Prof.
Dr. Suat Günsel. Kıbns'ta
boşluğu hissedilen hukuk
fakültesinin kuruhnasına
tıpkı Mersin Üniversitesi
örneğinde olduğu gibi
YÖK tarafindan izin veril-
mediğini açıkladı.
YDÜ Rektörü Günsel,
üniversitelerinde seçkin hu-
kukçuların hazırladığı rapor
doğrultusunda bir hukuk fa-
kültesi açılmasına karar ve-
rildiğini ve durumun
YÖK'e iletildiğini belirte-
rek şunlan söyledi: "25
Mart 1997 günü YÖK'e
başvurduk. YÖK Başkam
Kemal Gürüz, hiçbir gerek-
çe göstermeden fakühemi-
zin kuruhışuna ohunsuz ya-
nrt verdL YÖK Başkanı'iun
anlaşılmaz tutumu yü/ün-
den üniversitemizde hukuk
fakültesinin kuruhışu engeJ-
lenmişor.''