25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 EYLÛL 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 PB 21 Edırne 24 Samsun PB 22 Kocaeli PB 22 Trabzon PB 22 Çanakkale PB 23 Giresun PB 21 Izmir 26 Ankara A 22 Manisa A 26 Eskişehir A 21 Aydın A 28 Konya A 22 Denızli A 26 Sıvas 19 Zonguldak PB 19 Antalya 30 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A A PR 32 29 30 31 28 31 25 24 18 Yurdun kuzeybatısı ile kuzeydoğusu par- çalı bulutlu, ötekı yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava Helsinki PB 11 sıcaklığı doğuda bı- Stockholm PB 16 raz artacak, diğer Londra PB 21 AVRUPA PB 17 g "S S ycak. Rüzgâr, kuzey ve doğu yönlerden Paris PB 21 PB 24 hafifaraaraortakuv- Bonn vette esecek. PB 23 PB 21 Milano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB Y PB 2U 21 29 18 23 20 25 24 B 27 ASYA Moskova Aşkabat Aimatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y PB PB PB Y PB Y PB 8 29 26 29 24 30 22 29 Şam PB 30 f ^ Parçalı bıiutkj i Stsiı , Bd jtİL k Çok bulutlu Yağmurlu Kariı Sulukar . Gok gûaıltüKİ 'Erken üyelîk mümkün değiP I Baştarafı 1. Sayfada bu özel stratejiyi hak edi- yor. Avrupa Konferansr na dabil edilirse bu özel statü- sü zedelenir. Türk-Yunan sonınlan bu platformlara gelir, üyelik süreciniz daha dagecikir"' dedi. Vergau, Başbakan Me- sut Yılmaz'ın 30 eylülde Almanya'ya yapacağı zi- yaret öncesinde Cumhuri- yet'in, Türkiye-AB ilişki- leri ve Almanya'nın bu konuya bakış açısına iliş- kin sorulannı yanıtladı. AB.SSCB'nindağılma- sının ardından 10 eski Do- ğu Bloku ülke ve Rum ke- simi ile ilişkileıini kurum- sallaştırma sürecine girdi ve temmuz ayında yayım- ladığı Gündem 2000 rapo- ru ile de bu ülkelere tam üyelik perspektifıni açıp, 34 yıllık ortaklık ilişkisi bulunan Türkiye'yi bu sü- recin dışında bıraktı. AB'nin genişleme planı- nın somutlaşmasıyla bir- likte Türkiye'nin birliğe üyeliği yolunda önemli engel olarak gösterilen Yunanistan'ın yerini de Almanya aldı. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. bu ay başın- da Macaristan'a yaptığı zi- yaretten dönerken uçakta, Türkiye'nin AB'ye üyeli- ği önündeki sorunun Al- manya olduğunu söyledi. Demirel, ülkesinde en faz- la Türk nüfusu banndıran Almanya'nın serbest dola- şıma karşı çıktığmı anım- satarak, ancak Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri sürecinde yurtdışına işçi göndenneîye^ gerek duy- mayacak bir sanayileşme- ye kavuşacağını belirtmiş- ti. Almanya'nın hiçbir çe- kince koymadan 1963 An- kara Anlaşması"na destek olduğunu anımsatan Bü- yükelçi Vergau, ancak AB Komisyonu'nun birkaç yıl içinde tam üyelik ölçütle- rini yerine getirecek 11 'ler arasına, zorlukları daha uzun sürede aşacak Türki- ye gibi ülkeleri almadığı- na işaret etti. Türkiye'nin Avrupa ai- lesine ait oldugunu da vur- gulayan Vergau, "Türkiye her zaman tam üyeliğe a- day ülketer araında yer al- dı. Bu bir gerçek. ApeMo- orn'da da bu teyit edildi" dedı. Bölgesel bir öneme sa- hip olan Türkiye ile Al- manya arasındaki gele- neksel ticari ilişkilerin ya- nı sıra ülkesinde 2 milyo- nu aşkın Tüıi nüfusu ne- deniyle iki ülke arasında kültürel, özel ılışki bulun- duğunu anımsatan Vergau. "Bu nedenkrte Türki- ye'nin AB'ye iyeliği bizim lehimizedir"" görüşünü sa- vundu Vergau, Türkiye'nin tam üyelik içn ekonomik, demokrasi veir.san hakla- n ölçütlenni yerine getir- mes*gerektiğXLn AB üye- si 15 ülkenin ortak bir ka- ran olduğura da işaret ederek, şöylededi: "Niye bu crtık karann dışına Almaıva'vı çıkanp bizi scrun olarak görüyor- sunıu?. Sayn Demirel'e, 'Niye bizi ö:e bir sorun olarak gördüıüıü' sorun? Türlcye'nin rken üyeliği- nin raümküı olmadıgını söyleüği için Vknanya'nın zor olarak nıeendirilme- sini aniamal güç. Çünkü Apeldoorn'dı bu konuda biziiT de katnlıiımız ortak karar alındı ASBA Türld- ye'nh Almaıvs'ya yönelik suçlanalanu» lİışuk." Yümaz'a fcgfi Btyükelç:V;rgau, Tür- kiye'nin AvBil; bütünleş- me sirecini akvime bağ- lamakonusuKnki ısrann- dan vazgeçifi yolunda açıkkma yaıaı Başbakan Yılnaz'ı ö'di. Vergau, konıya ilişliT soruya şu y a n n verdi: **Iaşbaka Yılmaz,Av- rufKİşleri kmısuna en de- rincfan ve ıklcı bakan Töniye'de aııdığım tek potitikacı. Ydmaz bu sözle- riyle. kesinlikle AB'ye tam üyeüğin Türk dış politika- sının öncelikli konusu ol- maktan çıkbğını söyiemi- yor. Bu konuda Yılmaz di- ğer Türk liderlerinden ay- n düşmüyor. Ancak ken- disi. AvTupa'nuı en büyük ortağı olarak Türkiye'nin özel bir durumu olduğunu anlryor. Bu nedenle de kü- çükölçekn ülketerin AB'ye üyeliğinden bağunsız ola- rak, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin zamanlaması konusunda daha esnek bir yöntemin uygulanması egilimi içinde.'' 'Türkiye'nin erken üyeliği imkânsız' Avrupa Birliği'nin, Tür- kiye'nin tam üyelik ölçüt- lenni yerine getirmesi için daha fazla zamana gerek- sinimi olduğu gerçeğini ortaya koyduğuna dikkat çeken Büyükelçi Hans- Joachim Vergau, şu görüş- leri dile getirdi: "Almanya'nın, Türld- ye'nin üyeliği önünde zor bir ülke olarak tanımlan- dıgını gözardı etmiyorum. Bu tammlamada, aramız- daki bağlar nedeniyle Al- man kamuoyıınun diğer Avrupa ülkelerindeki ka- muoyuna göre daha du- yarh olduğu gerçeği de ya- nyor.Türkiyefleekonomik ilişküerde birinci sıradayTZ. İkinci yakui bağımın da 2 mityonu aşkın Türk oluş- turuyor.Türldye'nin bü- yüklüğü ve sorunlannın boyutlan örneğin Slovak- ya'dan çok daha zor. Bizbu gerçekleri yansıtarak A\- ğerlerine göre daha dürûst da\ r ranıyoruz." Türkiye'nin tam üyeliği yolunda ortaya konulan en yaşamsal ölçütün ekono- mik kalkınma olduğunun altını çizen Büyükel- çi,"Türkiye'de bölgeler arasında ciddi dengesizlik- ler var. Şayet ekonominizi düzelttiğiniz anda Kürt so- runu ve insan haklan uy- gulaması daha kolay çö- zümlenecektir''dedi. Ver- gau, Türkiye'nin ağır eko- nomik sonınlan nedeniyle Gündem 2000 raporunda Türkiye'nin erken üyeliği- nin mümkün olmadığına işaret edildiğini anımsattı. "Uzerimizde ağu* göç baskısı var" Almanya açısından ö- nemli bir sorunun, üzerin- deki göç baskısı olduğuna işaret eden Büyükelçi Ver- gau, "Çünkü Türkler Al- manya'yı cazip buhıyor. 2 milyondan büyük bölümü ülkemizde kalmak istiyor. Almanya'da sıklıkla görül- memekle biriikte yabana karşıtı eğilimler dahi Türkleri Almanya'da ya- şamaktan caydırnuyor" görüşünü dile getirdi. Türkiye'deki ekonomik ve sosyal sorunlar yüzün- den Almanya üzerinde da- ha fazla göç baskısı bulun- duğunu savunan Vergau, bu nedenle Almanya'nın, Türkiye'nin ekonomik ko- şullan yerine getirmesine daha duyarlı baktığını be- lirtti. Büyükelçi Vergau, şöy- le dedi: "Türkiye'de birliğe üye- Bkîürecinde serbest dola- şımın bir süre askrya ahn- ması önerisi getirildi. An- cak bu yapaydır. Normal- de her Türk'ün ekonomik geleceğini kendi ülkesinde araması önem taşımakta- dır. Önemli olan kriter bu- dur. Serbest dolaşımın as- krya aunması yasadışı göçü özendirecektir. Biz Alman- ya'da artan işsiz Türk gö- rüyoruz. Göç baslasından daha fazla etkileniyoruz. Ve daha duyarlı hale geü- yoruz, bu yüzden Türki- ye'nin üyeliğine engel ola- rak gösteriliyoruz. Biz gü- nah keçisi durumundayız. Diğer bazj AB üyesi üJke- ler de ise kamuoyu çok faz- la Türk nüfusu bannmadı- ğı için daha az duyarlı.'' Demirel: Deıııokı*atik tophnn lıala tehHkede B Baştarafı 1. Sayfada gerçek demokrasi mücadeie- sini sürdürdüğünü" kayde- den Pavletic, "Çokyakınbir geçmişte de bu tür girişim gözlemledik" dedi. Pavletic, Demirel'in bu girişimi önle- mek için de bütün güçlerini kullandığını ifade etti. Parlamenterler tarafindan ayakta alkışlanan konuşma- sında bölgedeki banşa deği- nen Demirel, Türkiye ve Hırvatistan'ın Boşnak-Hır- vat Federasyonu'nun kurul- masına önderlik ettigini ve zor aşamalardan geçen bu iş- birliğinin savaşın sona erme- sini sağladığını vurguladı. Hâlâ hassas olan bölgede güçlü ve demokratik bir Hır- vatistan'ın istikrar ve banşın anahtan olduğunu vurgula- yan Demirel şunlan söyledi: "Oluşturulan federasyon Bosna-Hersek'teki banş için başanya ulaşmabdır. Çünkü iyi işleyen bir federasyon çok etniklu çok dinli Bosna-Her- sek dev leti için vazgeçilmez bir role sahiptir. Tür- kiye kendi adına federasyon ve Bosna-Hersek için koşulsuz desteğini venneye devam edecektir. Ya- landa Tüna bölgesinin de ülkeyle bütünleşmesiy- le Hn*vatistan'uı toprak bütünlüğü tamamlannuş olacaknr. Tuna bölgesinin en kısa sürede Hırva- tistan'la bütünleşmesini desteklediğimizi ifade et- mek isterûn. Uzun \adede banş, refah, hoşgörü, işbirügi ve dayaıuşma bölgedeki ülkenin halklan arasmdaki tayin eden ilkeler ohnahdır. Bugün, ta- rih bize bu alön firsatı değerlendirmek için bir im- kân sunmaktadır. Bu nrsaü en iyi şekikte cesaret ve ileri görüşlülükle degeriendirmelryiz." Demirel, Hırvatistan gezisinde yaptığı tüm ko- nuşmalarda iki ülke arasında siyasi ilişkılerde ya- şanan canhlığın giderek ekonomik, sosyal ve kül- türel ilişkilere de yansıması gerektiğinin altını çi- zerken, geziye katılan kalabalık heyetin oluşumu da aynı mesajı güçlendirdi. Heyet. Devlet Baka- Hffvatistan'a yaptığı resmi ziyaretinde yoğun ilgiyie karşılanan Demirere Zagreb L nrversitesi'nce fanri doktoriuk unvanı verildL nı Işın Çelebi, Ulaştırmaflakanı Necdet Menzir, Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın yanı sıra gezi- ye dışişleri uzmanlan, ekonomik bürokrasiden temsilciler, sanayi ve ticaret odalan başkanlan, ta- rihçi ve sanatçılar, üniversite rektörleri ve çok sa- yıda işadamından oluşuyor. Yeni tehükeler Hırvatistan Parlamentosu'nda yaptığı konuş- manın ardından Demirel, Türk-Hırvat Ekonomik Işbirliği Konseyi'nin açıhşını yaptı. Demirel, da- ha sonra da Zagreb Üniversitesi tarafindan ken- disine fahri doktora unvanı verihnesi için düzen- lenen törene katıldı. Hırvat Parlamentosu'ndaki konuşmasından farklı olarak Demirel, üniversi- tede yaptığı konuşmada daha global sorunlara değindi. Dünyanın yepyeni ve dinamik gelişme- lerle biriikte yeni bir yüzyıla girdiğini, demokra- silerin coğrafyasının genişlediğini, ideolojik ça- tışmalann yerini ortak değer, ilgi ve hayallerin al- dığını vurğulayan Demirel, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Bugün her birimizin banş ve refaha, hepimi- zin banş ve refahı olarak sayılmaktadır. Khle im- ha tehlikesinin azalmasıy la ümit vaat eden bir ge- lecek aruk daha iyi görülebiliyor. Ancak içimizin tamamen rahat olması için henüz erkendir. Yeni tehükeler demokratik toplum ve kurumlann ya- pısını tehdit etmektedir. Terorizm, yabancı düş- manlığı ve etnik milliy etçilik. örgütlü suç, silah ve uyuşturucu madde kaçakçüığı, çev re kirliliği bu tehdirJer arasında bulunmaktadır. Hiçbir ülkenin bunlardan bağışık obnaması ve sınırian aşan et- küerinin bulunması bunlan daha da tehlikeli ku- maktadır. Bu sorunlara ancak etkili uluslararası işbirügi ile çare bulunabilir. Hepimizin pay laşma- yı öğrendiği şu günlerde daha iyi bir dünya yarat- manın tek anlamh yolu budur." Yaşadığımız dönemin ilerleme, uzlaşma ve bir- birlerinin endişelerini paylaşma günü olduğunu vurğulayan Demirel, Avrupa'daki tüm ülkelerin ait olma ve seslerini duyurabilme duygusuna sa- hip olması ve yalnızlığa itilmemesi gerektiğini belirtti. Demirel "Kıtamızın bir daha bölünmesi- ne izin verilmemeli. Artık hiçbir nedenle yeni duvariar örülmemeli,yeni ayrun çizgi- leri çizflmemelidir. Aksi tak- dirde, karşüıklı bağım lılık ve ortak idealler kavramlan or- tadan kalkar" dedi. Ekonomik işbirliği Demirel, Hırvatistan tş Konseyi'nde yaptığı konuş- mada ise Türkiye ile Hırva- tistan arasında bir serbest ti- caret anlaşması için görüş- melere başlanması konusun- da ortak bir niyetin karşılık- lı olarak ortaya konulduğunu vurgularken ekonomik işbir- liğinin siyasi ilişkiler düze- yine getirilmesi zamanının geldiğini söyledi. Dünyada soğuk savaşın sona ermesiy- le biriikte küreselleşme rüz- gârlannın yeni ufuklar açü- ğını ve dünyanın tek bir eko- nomiye doğru hızla yöneldiğini vurğulayan De- mirel, bugün ve yann arasındaki köprüleri doğ- ru kurabilen ve insanın ortak gelceğinin inşasına katkıda bulunabilen uluslann önümüzdeki yüz- yıl dünyasında etkili ve güçlü bir yere sahip ola- cağını belirtti. Hırvaristan Cumhurbaşkanı FVanjo Tudjman ile önceki gün çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması imzalayan Demirel, iki ülke arasında- ki ticaret hacminin arttınlması için ödeme kolay- lıklannın ve bankacılık ilişkilerinin geliştirilme- si gerektiğini söyledi. Demirel'in vurguladığı ikinci bir nokta ise Hırvatistan'da sürdürülen alt- yapı ve toplu konut inşaat projelerine Türk fir- malannın katılımı konusu oldu. Bu alanda da fi- nansman sorununun çözümlenmesi halinde kar- şılıklı olarak büyük işbirliği olanaklannın ortaya çıkacağını söyledi. Demirel, akşam da Suna Kan'ın solist olarak katıldığı ve şef RengimGökmen'inyönettiği Hır- vatistan Senfoni Orkestrası'nın konserine katıl- dı. Yıllık eğitimin bedeli 10 bin dolara ulaşıyor • Baştarafı 1. Sayfada tstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakülte- si öğretim Uyesi ve Üni- versite Öğretim Üyeleri Deraeği Genel Başkanı Burhan Şenatalar vakıf üniversitelerinin eğitim- deki fırsat eşitsizliğinin nedeni degil, sonucu ol- duğunu belirterek "1980'den sonra egemen olan 'Özel olan her şey ıyıdir' manögı çok yan- hş. Vakıf üniversitelerinin çok iyi bilinmesi. tarûşıl- ması, anlaşüması ve ona göre değerlendirflmesi gerekir''dedi. Vakıf üniversiteleri arasında yer alan Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ÖnderÖztuna- h ise kamu üniversitelerini olumsuz etkileme- diklerini savunarak "Verimli değerlendirileme- yen bilim adamlannı ve devlet ünKersitelerinin potansiyelini en iyi şekflde kullanmak istiyoruz" diye konuştu. GazeteleTe verdikleri ilanlarla öğrenci ara- yan ve kontenjanlannı doldurmak için 29 Ey- lül'de ÖSYM'nin açıklayacağı Ek Yerleştirme Kontenjanlan'nı bekleyen vaîüf üniversiteleri- nin akademisyen açüdannı kamu üniversitele- rinden kapatmaya çalışmalan ve teknik dona- nım, kütüphanenin zenginliği, laboratuvar ve bilgisayar olanaklan gibi konularda ayduılatıcı bilgi veraıemeleri kaygı uyandınyor. Sayılan 16'ya ulaşan ve yıllık öğrenim ücretleri üniver- site, fakülte ve bölümüne göre 3 bin 500 ile 10 Astronomik ücretler Beykeat Üniversitesi: Hazırhk sıflıfı ücreti 3 bin sterlin (834 milyon TL), üni- versite için 3 bin 700 sterlin (1 milyar 28 milyon TL). Yeditepe Üniversitesi: Meslek Yüksek Okulu ile Fen Edebiyat Fakültesi için 5 bin dolar (867 milyon TL), îletişim, îk- tisadi Idari Bilimler ve Hukuk Fakülte- leri için 6 bin dolar (1 milyar 40 milyon TL), Mimarlık Mühendislik ve Güzel Sanatlar Fakülteleri için 7 bin 500 dolar (1 milyar 300 milyon TL), Diş Hekim- liği ve Tıp Fakülteleri için 10 bin dolar (1 milyar 734 milyon TL). Bilgi Üniversitesi: Tüm bölümler içkı 6 bin 350 dolar (1 milyar 101 milyon TL). Kültür Üniversitesi: Hazırhk sınıfı için 6 bin dolar (1 mityar 40 milyon TL), mühendislik bölümlen için 6750 dolar (1 milyar 170 milyon TL), işletme bö- lümü için 6250 dolar (1 milyar 84 mil- yon TLl. Koç Üniversitesi: Hazırhk dahil tüm bölümler 5 bin 650 dolar (980 milyon TL). Atıhm Üniversitesi: Yıllık eğıtim üc- reti 4 bin dolar (694 milyon TL). Çag Üniversitesi: Tüm bölümler 5 bin dolar (867 milyon TL). Işık Üniversitesi: Tüm bölümler 6 bin dolar (1 milyar 40 milyon TL). bin dolar arasında değişen vakıf üniversiteleri- nin bir süre sonra kendi aralannda çok iyiler, or- ta düzeyliler ve kötüler olarak aynşacağı kay- dediliyor. Kayıt için yalnızca ÖSS'den 105 ta- ban puan ile, bölümle ilgili ÖYS puanı arayan vakıf üniversitelerini değerlendiren Prof. Dr. Şenatalar, bu üniversitelerin fırsat eşitsizliği- nin yansıdığı bir afan olduklannı söyledi. Bu üniversitelerden geliri daha yüksek olanlann yararlanabileceğine dikkat çeken Şenatalar ge- lir dağılımı, nüfus artışı ve devlet üniversitele- rinin kapasitesinin de bu üniversitelere olan ta- leple doğrudan ilintili olduğunu kaydetti. Şena- talar gerek kamu üniversitelerinin, gerekse va- kıf üniversitelerinin çok iyitanınması ve anla- şıhnası gerektiğini belirtti. Şenatalar, buralara giden öğrencilerin ve ço- cuğunu yollayan velile- rin bu okullan çok iyi ta- nımak durumunda ol- duklannı söyledi. Şenatalar, "80 sonra- sında oluşan 'Devlet ya- parsa kötü, özel sektör yaparsa iyidir' mantığı ne yazık ki sağhkta da, eğitimdf de bir önyargı- y'a dönüştü. Bu üniversi- telerin teknik, laboratu- var ve bilgisayar olanak- lannın. kütüphanelerin- de kaç khap olduğunun, kaç süreli yayına abone olduklannınçokiyi bilin- mesi ve ona göre tercih yapünıası lazjm" dedi. Eğitim hizmeti isteyen öğrencilerin gelirdüzey- leri ve niteliHerinin çok farklı olduğunu anımsatan Şenatalar şöyle ko- nuştu: "Dolayısryla bu hizmeti veren kurumlann da kalitesi ve fiyat düzeyi farklı olacaknr. Bu açı- dan tektek ek alındığında talepte bir sorun çık- masa bifc, bu kurumlara bu ücretleri verebile- cek olan toplam aile sayısı sunrbdır. Bu parayı ancak üst ve üst orta gelir grubuna mensup ai- leler verebinr. Aynca bu üniversiteler Türid- ye'nin en iyi 10 devlet üniversitesinden belli bir göç yaşanmasına neden oldu. Devietin hocasma verdigi paranın az olması bunda önemli bir et- ken. Aynca üntversitelerimizden Kıbns'a da bir göçvar.Bunun sonucu ITÜ, ODTLI, Boğaziçi gi- bi başanh devlet üniversiteleri de çeşitii önİem- ler almak durumundalar." 8 yıl: Akıl çağuıa îlk adım I Baştarafı 1. Sayfada TÜ'de 1997-1998 öğrenim yılı, dün törenle başladı. Saygı duru- şu, Istiklal Marşı'mn okunması ve yaylı sazlar grubunun verdiği konserle başlayan törende ilk ko- nuşmayı yapan Prof. Sevük, 8 yıllık kesintisiz temel eğitime geçiş yasasmm TSK'nin baskı- sıyla çıkmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Sevük, "An- cak, hepimiz kabul etmeliyiz ld, böyle bir baskı olmasaydı parla- mentomuz da bu yasayı çıkara- mazdı" dedi. 8 yıllık kesintisiz temel eğitime karşı çıkanlan "skolastik kafa" olarak niteleyen Sevük, imam-hatip okullannın meslek ve teknik okullarparava- nası arkasına saklanarak açılma- ya devam ettiğine dikkat çekti. Sevük. mesleki ve teknik eğitim-* deki toplam 353 bin 112 öğren- ciden 318 bin 775 'inin imam-ha- tip okullannda öğrenim gördü- ğüne işaret etti. tmam-hatip lise- lerindeki öğrenci sayısının mes- leki ve teknik okul öğrencileri içindeki oranının 1992'den son- ra yüzde 16'dan yüzde 20'ye yükseldiğini bildiren Sevük, "İş- te bu nedenlerden dolayı 8 yıllık eğhime geçflmesi bizi en çok se- vindiren ve umutlandjran getiş- me ohnuştur" diye konuştu. Sevük, Türkiye'deki din görev- lisi, din öğretmeni ve ilahiyat fa- kültesi öğretim üyesi gereksini- minin 2 bin civannda olmasına karşın, imam-hatip liselerinin yılda 50 bin, ilahiyat fakülteleri- nin de 1300 öğrenci mezun etti-, ğini kaydetti. 8 yılhk kesintisiz temel eğitimin imam-hatip orta- okullannm kapanması ve öğre- tim birliğinin sağlanmasmı he- deflediğini vurğulayan Sevük, " Yasanın siyasal,ideolojik içeriği, teknik ve pedagojik içeriğinden çok daha önemli ve önceliküdir" diye konuştu. llköğretimdeki olumlu başlangıcm parlamento- şehit oldu • Baştarafı 1. Sayfada' ettiler, 4 polisi de yaraladılar. Hakkâri'nin Hantepe bölgesin- deki operasyondan dönen askeri bir araç önceki gece teröristlerin yola döşediği antitank tipi mayı- na çarptı. Patlamada. uzman ça- vûş Doğan Uçar ile erler Bülent Keskin, Aydın Boran, Zafer Korkmaz, DuraliAydın, Erol Çe- Kk, Mehmet Şenlik, tsa Topal ve Kâzun Çetin şehit oldu. Bölge- de geniş çaplı bir operasyon baş- latıldı. Askeri helikopterlerle dün Van Havaalanf na getirilen şehit as- kerler için tören düzenlendi. Van'ın Çatak ilçesine bağlı Dö- lek Köyü Yonga mezrasına bas- kın düzenleyen teröristler İsken- der Eraslan ile thsan Şavat adlı köy koruculannı şehit ettiler. Saldında Hasan Şavan adlı ko- rucu da yaralandı. Aynı saatler- de bir gnıp teröristin Çatak ilçe merkezinde zırhh bir araca dü- zenlediği roket saldınsında da 4 polis memuru yaralandı. Adana ve Kocaeli'nde düzenlenen ope- rasyonlarda da eylem hazırlığı içinde olduklan bildirilen 12 PKK'li yakalandı. nun önderliğinde diğer eğitim ka- demelerine de yansımasını iste- yen Sevük, Kuran kurslannda eğitim gören öğrenci sayısının meslek, okuma-yazma ve sosyal etkinliklerle ilgili kurslardaki toplam öğrenci sayısının iki katı olduğuna dikkat çekti. Sevük, köktencilik-darbe sarmalından kurtulmanın, devleti zayıflatan ve yıpratan çetelerin kamuoyun- da tarhşılmaya başlanmasmın ve 8 yıllık eğitime geçilmesinin Türkiye'nin akıl çağına geçmesi yönünde olumlu adımlar olduğu- nu söyledi. Törende konuşan Çağan, cum- huriyetin kuruluşundan sonra ge- çen 74 yılda teokratik devlet öz- lemcilerinin ve din istismarcıla- nnın artmasından duyduğu üzün- tüyü dile getirdi. Üniversitelere bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü vurğulayan Çağan, "Ozgür ve çağdaş bir toplum, öz- gür ve çağdaş düşünen bireylerin varuğı ile oluşturulabilir. Yükse- köğrctim, böyiesi bireylerin top- luma ve ülkeye kazandınhnası için yönlendirilmelidir" dedi. Bitlis'iıı uçağı bilirkişide ANKARA (AA)-Mahke- me, eskı Jandarma Genel K.omutanı Orgeneral Eşref Biüis'in uçağının düşmesi sonucu meydana gelen kaza- da şehit olanlardan Pilot Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in ailestnin, düşen uçağı yapan firma aleyhine açtığı 4 mil- yar liralık maddi ve manevi tazminat davasında, uçağın düşüş nedeninin tespiti ama- cıyla dava dosyasının ikinci kez bilirkişiye gönderilmesi- ne karar verdi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkeme- si'nde görülen davanın bu- günkü duruşmasına, taıafla- nn avukatlan katıldı. Duruşmada söz alan dava- cı şehit yüzbaşının ailesinin av ukatı Nusret Senem, delil- lerin toplandığını ve dava dosyasının hukuk davası açı- sından tamamlandığını belir- terek. konuyla ilgili açılacak ceza davasında yapılacak so- ruşturmayla konunun daha da açıklığa kavuşacağını söyledi. Daha önce gelen bi- lirkişi raporunun kendileri açısından tatminkâr olduğu- nu ifade eden avukat Senem, dava dosyasının ikinci kez bilirkişiye gönderilmesine gerek olmadığrnı savundu. Davalı avukatı ise eğer ye- niden bilirkişi incelemesi ya- pılacaksa, incelemenin, uça- ğın imalatında bir hata olup ohnadığı konusuna açıklık getirmesi amacıyla yapıhna- sı gerektiğini kaydetti. Mah- keme hâkimi. davada açıklı- ğa kavuşması gereken bazı konulann bulunduğunu, bu nedenle ikinci kez bilirkişi raporu istenmesinin yararlı olacağını belirtti. Hâkim, ODTU'den seçilecek konu- nun uzmanı öğretim görevli- leri ile Anadolu Üniversitesi Havacılık Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hida- yet Buğdaycı'dan oluşacak bilirkişi heyetine dava dos- yasınuı gönderilmesini ve uçağın motoru ve mevcut parçalan üzerinde inceleme yapıldıktan sonra bilirkişi ra- poru düzenlenmesine karar vererek duruşmanrn baska bir güne ertelendiğini açık- ladı. 12 Eylül zflıniyeti • Baştarafı 1. Sayfada sını eleştirdi. Sağlar, dün yaptığı yazılı açıklamada, " 12 E> hil darbecilerinin so- lu tasfıye etmek için gerici güçlere destek verdiğme" dikkat çekti. Sağlar. de- mokratik ve Atatürkçü bir çizgide eğitim veren Mer- sin Üniversitesi'ne karşı YÖK tarafindan uygulanan baskının ırkçı ve şeriatçı kadrolaşmaya zemin hazır- lama amacma dayandığını belirterek, "Busaldınlarve engeUemelersadece Mersin Üniversitesi ya da özel de- mokratik ünivershe özfemi- ne değü, başta Mersin halkı ve aydınük Türkiye müca- delesinde cumhuriyet dev- rimlerine hağhlığını kanıt- lamış tüm halkunıza ve üni- vershelerimize gözdağıdn*" görüşünü kaydetti. ÖDP'li Kaya, siyasal ik- tidarca atanan üyelerden olusan YÖK'ün çoğulculu- ğa, demokrasiye, bilimsel ve sorgulayıcı eğitime kar- şı olduğunu söyledi. YÖK'ün, "eğrami yaygın- laştinyoruz'' adı altında alt- yapısı olmayan üniversite- ler açtığmı belirten Kaya. "Taşrada. değil üniversite, yüksekokul büe olamayacak "nitelikteki YÖK üniversite- leri, gerici-şeriatçı, faşist kadrolaşmalann yaşam ala- nı ohnuştur" dedi. Kaya, YÖK'ün tasfıye edilmesini isteyerek, şunlan söyledi: "YÖK, şeriatçı, faşist kadrolaşmalara ses çıkar- mazken, özerk ve demokra- tik bir üniversite mücadele- siveren Mersin ve \akuı Do- ğu üniversiteleri üzerinde 12 Eylül anlayışıy la baskıcı sal- dırtlannı sürdürmektedir." Mersin muhabirimiz Nazmi Akdağ'ın haberine göre Mersin Üniversite- si'nin YÖK'e karşı verdiği mücadeleye Kıbns'tan ge- lerek destek veren Ya- kın Doğu Üniversitesi'nin (YDÜ) de benzer sıkıntılar içerisinde olduğu ortaya çıktı. YDÜ Rektörü Prof. Dr. Suat Günsel. Kıbns'ta boşluğu hissedilen hukuk fakültesinin kuruhnasına tıpkı Mersin Üniversitesi örneğinde olduğu gibi YÖK tarafindan izin veril- mediğini açıkladı. YDÜ Rektörü Günsel, üniversitelerinde seçkin hu- kukçuların hazırladığı rapor doğrultusunda bir hukuk fa- kültesi açılmasına karar ve- rildiğini ve durumun YÖK'e iletildiğini belirte- rek şunlan söyledi: "25 Mart 1997 günü YÖK'e başvurduk. YÖK Başkam Kemal Gürüz, hiçbir gerek- çe göstermeden fakühemi- zin kuruhışuna ohunsuz ya- nrt verdL YÖK Başkanı'iun anlaşılmaz tutumu yü/ün- den üniversitemizde hukuk fakültesinin kuruhışu engeJ- lenmişor.''
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear