23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•20 EYLÜL 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Y A P I K R E D Î S A N A T F E S T Î V A L İ 9 7 Gitarclaldıııavi gezegenYAVUZBAYDAR • Istanbul, bu gece, aşina bir yüzle yeniden bu- •luşuyor. Yapı Kredi Festivali'nin konuğu, yûksek voKajlı jazz gitann kaçınılmaz ismi olarak son yirmi yila damgasını vuran Al Di Meola. - Müzik tutkunlan, bir gece evvel yine gitann egemenliğinde geçen bır gecede Larry Coryefl'i .dinlemiştı. Sanki kronolojik bir çizgiyi izlenniş- çesıue, onu Di Meola izliyor. Neden? Çünkü, Al Di Meola'nın temelden et- kıleyen, onun bugünkü dışa- dönük, adeta "öf- kefi" ve tekniğı abartılı tarzrna esin kaynağı olan müzısyen. •> 42 yaşuıdaki Di Meola, yaratıcıhk alanı gittik- ^e daralan ve "fiısioır diye nam salan türde ayak- ta kalmayı başaranlardan. Bunda, Coryell etki- •siyk Berklee Müzik Okulu'na gitmesine kadar, -onuoradan kapan ChickCorea'mn Return ToFo- JKVW tezgâhından geçmesmin payı büyük. Tek- jıiksıhirbazlığı onu saglam tutuyor, ama zaman _zaman yalpalamasına, kimlik krizlerine düşme- >$ine de engel olamadı. 1980'lerin ilk yansuıa dek onu sert, gözüpek tarzıyla tanıyanlar, önce ^kustik üçlü deneylerine, ardından Pat Met- .heny'nin açtığı Latin Brezilya kulvanna kaydı- ğını görünce şaşırdılar belki. Bence şaşırtıcı değildı bu. "Fusk>n" o sıralar- da epey cephane tüketmiş, olağanüstü Weather Report bile yaratıcıhk bunalımı nedeniyle hav- Iu atmıştı. Armoni ve melodide yenilik alanı, klasik, Endülüs ve Amerika'nın güneyine kay- mıştı. John McLaughHn ve Paco De Lucia ile başa- nlıüçlüakustikalbürnlerini( 1982-84) "Soaring Through a Dream" çalışması ile bir yeni dönem izledi. Aynı zamanda Al Di Meola Project'in de doğuşu oldu bu. Araştırmalan Brezilya'dan başlatan Di Meola, "Cieloe Tierra" albümü ardından coğrafyayı ge- nişletmeye koyuldu. "\Vbrld Sinfonia" ve "He- art of the Immigrants" Güney Amenka'dan, Is- panya'dan, Ortadoğu'dan sesler getirdi müziği- ne. Bu dönemde, çağımızın en önemli besteci ve müzisyenlerinden biri olan Astor Piazzola ile ya- kın bir ilişki geliştirdi. '70'ler Corea'nın, '80'le- rin büyük bölümü de Arjantinli ustanın çizdiği yolda ilerleme anlamına geliyordu onun için. "Orange andBlue" albümü, Arjantineksenin- de gene bütün dünyayı kucaklayan ritmik / armo- nik çeşıtlıliği, çarpıcı lirizmi, güçlü müzisyenle- rin tutkulu yorumlannı içermesiyle, çoğu eleş- tirmen tarafindan onun olgunluk yapıtı olarak gösterildi. Jazz tüm kürenin müzıği: Oradan yo- la çıkanlar, isteseler de istemeseler de gezegeni kuşatmaya yöneliyorlar. Sınırsızlık, sınırla öte- sinde gizlenen ortaklıklar. duygusal akrabalık, bir kesintisiz arayışa dönüşüyor onlar için. Biz- lere de tıpkı bu geceki gibi serüvenlere tanıklık etmek kalıyor. Dünyanın gerçek nabzını tutmak için bir fir- satdaha. Dosthığuyla, kültürüyle hayranLk uyandınrdı • Günümûz kuşağı, Orhan Çağman'ı yardımcı rollerde yetenekJi bir karakter oyuncusu olarak tanıdı ve benimsedi. Oysa sanat dühyasmdaki ' ilk uğraşı tiyatroydu. Oyunculuktan sonra "yönetmenlik, kamera asistanlığı ve görüntû yönetmenliğinden sonra birçok önemli filmde İcısa ama anlamlı rollere imza attı. Son yıllarda ıse televizyon dizilerine yönelmişti. • TURHANGÜRKAN v Tıyatro, sinema ve televizyon dünyası, bir büyük •sanatçısını daha yitirmenin acısını yaşıyor. 54 yıldır tiyatroda. kamera önünde ve arkasmda amansız bir uğraş veren Orhan Çağman, geride büyük bir sev- gi seh, dostluklar ve onurlu bir ad bırakarak aramız- dan aynldı. Yaklaşık iki ay önce karaciğer tanısıyla Cerrahpaşa Hastanesi'ne yatınlan ancak kurtanla- mayan Çağman'ın sarsıcı ölümü, sanat dünyasını . üzüntü ve yasa boğdu. Ondan daha bir çok beklen- i l k l r zamandaykışı, acıjBizı daha da şy Günümüz kuşağı, Orhan Çağman'ı yardımcı rol- lerde yetenekli bir karakter oyuncu olarak tanıdı ve ,benimsedi. Oysa sanat dünyasındaki ilk uğraşı tiyat- iVoydu. ' Çeşıtli sahnelerdeki oyunculuk döneminı kapa- "dıktan sonra onu sinemada önce yönetmen ve kame- ta asistanı olarak gördük. Ardından görüntü yönet- ' menliğınde karar kıldı. Sonra bir çok önemli film de ^-kısa ama anlamlı rollere imza attı. Son yıllarda ise televizyon dizilerine yönelmişti. Televizyonun en uzun soluklu yerli dizisi 'Bizim- Jdkr'dekı Dede, yani emekli yargıç babacan Hüsnü Bey, Orhan Çağman'ı doruğa taşıyan rolü oldu. U- mur Bugay'ın yazıp, Yalçın Yetençe'nin yönetmen- liğıni yaptığı dizide GüzinOzipek'in kocasını oyna- yan, çocuklan çok seven, sevecen, gerçekçi, inandı- ncı, aile başkanı kimliği ile olağanüstü başan sağ- ladı. Oysa sanatçı yaşamı boyunca hiç evlenmemiş, çocuğu da olmamıştı. Gençliğınde tutkulu, ama olumsuz bır aşkla bağlandığı Harem'deki komşu kı- zı Yurdanur'u ıse yaşamı boyunca hiç unutmadı ve -onun üstüne de başkasını sevmedi. • 196O'lı yıllarda fılm setlerinde rastlaştığımız Or- han Çağman'ı kamera arkasında tanıdım. Çalışma- lan titizlikle görüntüleyen bu orta boylu, hafif tom- "bulca, kır saçlı. alçakgönüllü, cana yakın adama ka- nım kaynadı ve onu çok sevdim. Olgunluğu, kültür düzeyi, bohem yaşamı, esprileri ve dostluğuyla bü- yük bır hayranlık uyandırdı. Çağman, hoşsohbet, rintleşmiş, rakı içmeyi seven bir adamdı. 1984'te . 'Bay Alkolü Takdimimdir' dizisinde yarattığı 'Mey- haneci Beton Sadık1 tipi, tüm gerçekliği ve canlılı- .ğıyla belleklerde yer etmiştir. . Orhan Çağman, 1925 'te halı ricareti yapan emek- .li bmbaşı lsmail Hakkı Bey ve Saniye Hanım'ın oğ- ~lu olarak Isparta'da doğdu. Bir süre ticaret lisesinde okudu. Öğrencilik yıllannda atletizmle uğraştı. Sa- ,nat yaşamına 1943'te Isparta Halkevi'nde amatör .tiyatro oyuncusu olarak başladı. tstanbul'a geldik- ,ten sonra da tiyatro aşkını Üsküdar Halkevi 'nde sür- _dürdü. Halkevinden tanıdığı Mehmet Muhtar'ın ( 'önerisiyle 1949'da TurgutN. Demirağ'ın 'Fato-Ya b- tiklal Ya Olüm' filminde ikinci asistan olarak sine- .,tnaya merhaba dedi. Bir süre yönetmen yardımcılı- *ğı yaprıktan sonra dönemin ünlü görüntü yönetme- ni Yuvakim Filmerides'e asistan oldu. Uzun yıllar "birlikte çalışarak 'Auah Kerim', 'Ateşten Gömlek', 'Lüküs Hayat' gibi bir çok filme nefis görüntüler ka- zandırdı. 1953'te 'Yağma Hasan'ın Böreği' ile görüntü yö- netmenliğine başlayan Çağman. bu alanda da yete- neğini kanıtladı. DuyguSağıroğlu'nun 'BHmeyenY- ol' fihninin geçirdiğı ağır sansür çekişmesinden yı- larak 1965 'te bu filmdeki çalışmasından sonra küs- kün ve geçici olarak sinemadan uzaklaştı. 1965'te yeniden tiyatroyla buluşarak Gen-Ar sah- nesınde 'Cephede Piknik", 'AşkZinciri', 'Havagaa', 1968'de Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) Gûner Sümer'le 'Durand Burvan', 'Sanpınar 1914', 'Esld- ci Dûkkânı', 'Vlctor 5 gibi yapıtlarda tiyatro oyuncu- luğunu da kanıtladı. Bir süje reklam filmlerinde çalıştıktan sonra 1981 'de OmerKavur'unçağnsıyla 'AaahhGüzelİs- tanbui' filmiyle bu kez oyuncu olarak sınemaya dö- nüş yaph. Bu yönetmenin 'Kınk Bir Aşk Hikâyesi' .filmiyle 1982'de 19. Antalya Film Şenliği'nde , 1987de Nisan Akman'ın 'Bir Kınk Bebek' filmiy- le 1 .Ankara Film Şenliği'nde iki kez yardımcı oyun- cu ödüllen kazandı. 1993'te 30. Antalya Fihn Şen- liği'nde Onur Ödülü'yle onurlandınldı. Orhan Çağman'ın 1981'den bu yana herbirinde çok başanlı kişilikler yarattığı fihnleri arasında 'Çi- çek Abbas', 'GöP. 'Kardeşim Benim', 'Bekçi', 'Ana- yurtOteö','Değirmen','SesyGeceYolcıılıığu', 'Ha- nım', 'ÜçüncüGöz'/UzunlnceBirYol'ile'Biziın- kiler", 'Yazlıkçılar' gibi TV dizileri bulunuyor. Orhan Çağman için AKM'de düzenknen anma toplanfjsına sanatçılar ve yakmlan kaükü. (Fotoğraf: KUBtLAY TÜNTÜL) 'SanaU, yaşamı özümsemiş olgun, nüktedan bir insandı Kültür Servisi- Tiyatro ve sinema sanatçısı, arkadaşımız DenizTeztel'in dayısı Orhan Çağman, dün Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma toplantısının ardından, Karacaahmet Şehitlik Camii'nde öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Çağman için AKM'de düzenlenen anma toplantısına; Engin Şenkan, Tank Akan, Serra Yılmaz, Erdal Ozyağcdar, Güzin Özipek, Müjgan Ağrah, Rutkay Aziz, Selim Naşit, Ercan Yazgan ve Ayşe Sankaya gibi sanatçılar ve yakınlan katıldı. Toplantıya, Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL Başbakan Mesut Yılmaz ve Kültür Bakanı İstemihan Talay, başsağlığı mesajlanyla katıldı. Anma toplantısmda söz alan ve Bizimkiler dizisinde Orhan Çağman'ın en küçük torununu canlandıran Atılay Uhnşık, gerçek dedelerini kaybettiklerini, yerinin kolay kolay doldurulamayacağını ifade ederken, Çağman'm hem dizi, hem de sinemamız için büyük bir kayıp olduğunu belirtti. Engin Şenkan ise, Çağman'ın sadece kamera önünde değil kamera arkasında da önemli görevler üstlendiğini, Umur Bugay'ın onun için yazdığı kûçücük bir rolü bile olağanüstü içtenlikle oynadığını, kaybmın bütün sanatçılar için çok üzücü olduğunu ifade etti. Ayşe Sankaya, Orhan Çağman'ın büyük bir sanatçı olduğunu, 'Bizimkiler' dizisinde bütün sanatçı arkadaşlara tıpkı bır baba ve dede gibi davrandığını söylerken, yerinin kolay kolay doldurulamayacağını vurguladı. Selim Naşit, "Çağman'ın ölümünûn çok erken olduğunu düşünüyorum. O tiyatrma ve sinemaya gönül vermişti. Çoğu insan onu BizimkJkr'deki dede olarak tanısa da o hep sinemanın ve tiyatronun jçindeydi"dedi. Ercan Yazgan ise dedelerini kaybettiklerini ye çok üzgün olduklannı söyledi Erdal Özyağcılar "Orhan Baoa'yı kaytıettik. O önce sinemanın sonra televizyon dizflerinin babasıydL Sadece setin önünde değil, arkasında da tüm bentiğiyle yer aldı. O, sinemanın karakter oyuncusu, babasıydı" diyerek üzüntüsünü belirtti. Tank Akan "Orhan Çağman çok güzel bir dosttu. Ölümü beklenrvordu, ancak kaybı çok büyük bir aa" dedi. Selim tleri, Orhan Çağman'ı Kınk Bir Aşk Hikâyesi'nin çekimi sırasında tanıdığını, ve onun gerçek bir Istanbul beyefendisi olduğunu söylerken, Ayvalık'ta bir buçuk ay sofrasında olmaktan çok büyük bir mutluluk duyduğunu da sözlerine ekledi.Ömer Kavur "Çok sevdiğim ve saydığım bir sanat emekçisiydi. Sinema ve tiyatroyla geçirdiği yıDann ardından bir süre reklamcılığa soyundu. 80'H yıllarda tekrar başanlı sinema yaprtlannda rol aldı. Sanatu havatı özümsemiş olgun, nüktedan bir insandL Hepimizin ağabeyi, babasıydL Kimilerimiz ona dede derdi Ölümü herkes için büyük kayıp" dedi. Hütya Uçansu Chicago Jürisi'nde • Kültür Servisi- ı Uluslararası Istanbul Film Festivali yönetmeni Hülya Uçansu, 9-19 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan 33. Chicago Fihn Festivali Jürisi'ne davet edildi. Amerika Birleşik Devletleri'nin eskı ve saygın festivallerinden biri olarak kabul edilen Chicago Festivali'nin jürisinde, Berlin Fihn Festivali yönetmeni Moritz de Hadeln, Cannes Fihn Festivali 'Quinzaine des Realisateurs' bölümünün yönetmeni Pierre Henri Deleau, Amerikalı film yönetmeni Jerry Schatzberg ve Italya'nm önemli sinema kurumu tnstitute Luce'nin temsilcisi Guglielmo Biraghi de yer alıyor. Geçen yıl Venedik Film Festivali Jürisi'nde de yer alan Uçansu, 1950'de Bandırma'da dünyaya geldi. Istanbul Oniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Ingıliz Dih ve Edebiyatı bölümünden mezun olan Uçansu'nun sinemaya ilgisi, 1971 'deki Sinematek üyeliği ile başladı. Uçansu 1983'ten bu yana, Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi bünyesinde Uluslararası Istanbul Fihn Festivali yönetmenliğini sürdürüyor. Anton» Tabucchi bugün okurlarıyla buluşuyor • Kültür Servisi- 24 Eylül tarihıne kadar İstanbul'da bulunacak olan Italyan yazar Antonio Tabucchi Türk okurlanyla buluşuyor. Tabucchi bugün saat 17.00'de Beyoğlu'ndaki AFA Kitabevi'nde kitaplannı imzalayacak. San Sebastian FBm Festivalfnde 15fHmyarışıyor • SAN SEBASTİAN (AA) - Ispanya'nın en önemli film festivali olarak adlandınlan San Sebastian Film Festivali başladı. Julia Roberts'ın başrolünü oynadığı ve Paul Hogan'm yönettiği 'My Best Friends's Wedding' adlı filmle açılan festivalde 15 fılm yanşıyor. Festivale katılacak fılmlerden bazılan şöyle: Alan Rudolph'un yönettiği 'Afterglow', Arjantinli yönetmen Adolfo Aristarians'ın yönettiği 'Martin Hache', Fransız yönetmen Claude Chabrol'un 'Rien ne va plus' ve Ispanyol yönetmen Mario Camus'un 'Elcolor de Las nubes'. Festivalde aynca, ünlü oyuncu Michael Douglas'a Donostia Odülü'nün verilmesi bekJeniyor. 'Cabare Konser' Aya • Kültür Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) 'Kültürel Destek Etkınlikleri', bugün Aya Irini'de gerçekleştinlecek konserle başlıyor. ÇYDD burs projesini yaygınlaştırmak ve projeye destek sağlamak amacını taşıyan konser, Kurt Weil ve Bertolt Brecht'in tiyatro şarkılanndan oluşuyor. Zeliha Berksoy'un solistligini yapacağı 'Cabare Konser'de sanatçıya piyanoda Erol Erdinç eşlikedecek. '••• • •<- Diana Ross'un yeni fibni • Kültür Servisi - Dıana Ross'un 'Hot Show' başlıklı son film projesi tkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'da bir toplama kampında kalan zenci bir trompet sanatçısı ve dansçımn yaşamım konu alıyor. Craig z^adan'm yapımcılığını üstlendiği fihnin yönetmeni henüz belirlenmedi. Ross fihnin ilginç bir proje olduğunu belirtırken kısa bir süre sonra da sinema ya da televizyon için kendi yaşamım fihn haline getirebileceğini belirtti. Nicholas Cage ve Brian De Palma, Montrearde • Kültür Servisi - Oyuncu Nicholas Cage ve yönetmen Brian de Palma, Montreal'de en son fihnleri "Snake Eyes" ili ilgili sorulan cevaplamak üzere bir basın toplantısı düzenlediler. Film, bugüne kadar Kanada'da çekilen en pahalı film. YAPI KREDİ SANAT FESTİVALİ '97 BUGUN • AL DI MEOLA saat 21.00'de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilir. YARIN • GIUSEPPE DI MARE org resitali saat I6.0O'da St. AntoineKilisesi'nde yeralacak. • CRISTINAHOYOSFlamenko Dans Topluluğu sa- at 21 .OO'de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebi- lir. Monica Vitti'nin kitabı üniversitede okutuluyor Kültür Servisi - Italyan sinemasının en önemli si- nema oyunculanndan Mo- mcaVım'nin "ABedisU- ke a Rose - D Letto e Una Rosa" adlı yeni kitabı Ital- ya'da en çok satan kitaplar listesinde. 66 yaşındaki Vitti'nin kitabı, ttalyan okullannda ve üniversitele- rinde okutulan bır kitap ol- du. Vitti'nin şimdiden 20 bin satan "A Bed is Like a Rose- D! Letto e Una Rosa" isimli kitabında cınsellik ve şehvet üzerine açıksözlü- lükle yazılmış paragraflar yer alıyor. Kitap, Italyan okul ve üniversiteleri tara- fından Italyan sineması, drama ve edebiyat üzerine eğitim gören öğrenciler için uyarlandı. La Republica gazetesine yaptığı açıkla- mada, kitabının klasiklerin arasına girmesıne şaşırdı- • îtalyan sinema oyuncusu Monica Vitti'nin şimdiden 20 bin satan 'A Bed is Like a Rose-IILetto e Una Rosa' adb kitabında cinsellik ve şehvet üzerine çarpıcı paragraflar yer alıyor. grnı belirten Vitti'nin ilk ki- tabı, "Seven Petticoats" da otobiyografi niteliğinde i- di. Vitti el yazısı ile yazdı- ğı yeni kitabı hakkında şun- lan söylüyor: "Bu kitap ta- mamen kendi çahşmam. Bu başan, binlerce kez Os- car ödülü kazanmaktan bi- le daha heyecanlandıncL" Kitabın ısmı ıse Vitti'nin çocukluğunda uyumadan önce annesinin söylediği birninniden alıntı. "Olgun- laşbğmızzaman görüyorsu- anz ki uyku yıtaİGtsid ikuv- d iş. Yatakta iken çok güzel şeyler olur, aynı zamanda korkunç şeylerde" diye ya- zan Vitti, yatagı şöyle ta- nımlıyor: "Aşkın >aşandığı ya da umursamazhğuı ya- şandığı yer, taruşüğınız, aş- ku nefreti yaşadığınız. bazı şe>1eri haürlayıp diğerierini unuttuğunuz yer. ÇifUerin seviştiği ya da birbirlerini aldatnğıbiryer'' Yeni kitabında çocuklu- ğundan ve bir dramaöğren- cisi olarak verdiği mücade- leden bahseden Vitti, 16 ya- şında bir sanatçıyken aile- sınin Meksika'ya gittiğini ve kendisiyle hiç ilgilenme- diklerini söylüyor ve geri döndüklerinde kızlannı ti- yatro ödülü kazanmış, aynı zamanda da iyi bir sinema oyuncusu olarak buldukla- nnda ailesınin yaşadığı şaş- kınlığı anlatıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear