Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 EYLÜL 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 11
Sendikalarda
otokontrol
dönemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı,
anayasaya uyum yasalan
çerçevesinde "sendika ve
konfederasyonlann idan ve
mali kontrolünde devletin
değıl, sendıkalann iç
denetuninı esas alan"
düzenlemeye göre tüzük
hazırlanması için çalışmalar
başlattı. Sendika ve
konfederasyonlann,
denetleme raporlannı
bundan sonra Malıye
Bakanlığı'na değil, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'na göndermeleri
gerekiyor.
Akdemir'in
tutuklanmasına
itiraz
• Istanbul Haber Servisi -
Bir grup avukat, Gazi
Mahallesi halk meclisi üyesı
Mehmet Akdemir'in
tutuklanmasına itiraz etti.
Avukatlar, adı katliamlara
kanşan "çete kurmak"
suçundan yargılanan
sanıklann serbest kaldığını,
ancak Gazi Mahallesi için
çalışan Akdemir'in
tutuklanarak cezaevine
konulduğunu bildirdi.
İstanbul'un çeşitli
semtlerinde etkinlik gösteren
halk meclisi ve gırişimlerine
üye bir grup Ümraniye
Cezaevi'nde yaptıklan
gösteride Akdemir'in serbest
kalmasını istedi.
Alman gazeteden
saygısızlık
• NÜRNBERG (LAA) -
Almanya'nın Bavyera
eyaletinin en çok satan
gazetelerinden
Abendzeitung'da başlatılan
"Çağın Önde Gelen
Liderleri ve Aşklan" adlı
yazı dizisinde Atatürk ile
ilgili bölümde yanlış bilgi ve
karalamalara yer verildi.
Reinhold Dörrzapf imzasıyla
yayımlanan yazıda.
"Mustafa Kemal sadece
fahişeleri sevmek isterdi.
Cinsel ihtiyacını ucuz
kadınlarla gideriyordu. Ön
sezgisi ıle tngilizleri,
Fransızlan püskürttü,
kahraman oldu. Kemal Paşa
unvanını aldı" gibi çirkin
iddialar yer aldı.
Dağıtım engeline
protesto
• İstanbul Haber Servisi -
Sınır Tanımayan Gazeteciler
(RSF)Örgütü Genel
Sekreteri Robert Menard,
jandarmalann önceki gün
Diyarbakır'da Bırleşik Basın
Dağıtım (BBD) aracını
durdurarak Ülkede Gündem
gazetesinın 7 bin nûshasına
el koymasını Başbakan
Mesut Yılmaz'a bir mektup
göndererek protesto etti.
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC) de
gazetelere el konulmasının
engellenmesi için Içişleri
Bakanı Murat
Başesgioğlu'na telgraf çekti.
fflaraşlı serbest
bırakdsın'
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Yazarlar Sendikası
(TYS) Yönetim Kurulu
tarafindan yapılan yazılı
açıklamada, gazeteci-yazar
Recep Maraşh'nın ölümcül
hastalığina rağmen. Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde
yattığı vurgulanarak
"Düşüncelerini yazılı olarak
dile getiren Maraşlı serbest
bırakılsın. Düşünce yasaklan
bir an önce kaldınlsın"
denildi.
Hac başvurıdarı
başladıİstanbul Haber Servisi -
Önümüzdeki yıl hacca
gıdecekler için ön kayıtlar
başladı. istanbul Müftüsü
Selahattin Kaya hacca
gidecek yurttaşlar için 22
eylül-17 ekim tanhleri
arasmda ıl ve ilçe
müftülüklerinde ön
kayıtlann yapılacağını
belirtti. İstanbul Müftü
Yardımcısı tlyas Serenli, bu
yıl ön kayıtlar için 14 bin
kişinin başvurmasınm
beklendiğini belirtirken
Türkiye Seyahat Acentalan
Bırliği'nın(TÜRSAB)
sayman üyesı ve Hac
Komisyonu Başkanı Çetin
Gürcün. geçen yılkı kaosun
yaşanmaması için
Bakanlıklar Arası Hac
Komisyonu'na gerekli
başvuruda bulunduklannı ve
konuyla ılgilı çeşitli
kararlann almdığını söyledi.
DHKD, yapılması düşünülen köprünün yalnızca otomobillere hizmet edeceğini belirtti
4
3. köprii gerçekçi değiPİstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı
Koruma Dernegi (DHKD), Istanbul'da
mevcut iki boğaz köprüsûnün toplu taşı-
maya dönük bir sisteme entegrasyonunun
planlanmadan 3. köprünün gündeme ge-
tirilmesini "dayatma''olarak niteledi. Da-
ha gerçekçi ve korumacı bir çözüm oldu-
ğu gerekçesiyle raylı tüp geçit seçeneği-
ne destek veren DHKD, ÇED raporu ha-
zırlanmadan yapılmak istenen köprünün
sadece otomobillere hizmet edeceğini be-
lirtti.
DHKD'nin, konuyla ilgili açıklamasın-
da; İstanbul trafiği için 3. köprünün ger-
çekçi ve demokratik olmadığı belırtilerek
"İstanbul'da yoflar özeiotomobillerle nka-
basa doluyken daha fazla otomobili kent
merkezlerine pompalamak, kenti yok et-
menin son adımı olacaktır" denildi. 3.
köprüyle ilgili yapılan her iki planın da ta-
rihi dokunun zarar görmesine ve İstan-
bul'un can daman olan yeşil alanlann ve
su havzalannın yok olmasına yol açaca-
ğının belirtildiği DHKD açıklamasında,
projenin şehircilik ilkelerine de aykın ol-
duğuna dikkat çekildi. Açıklamada şu gö-
rüşlere yer verildi:
"Boğaz'ın demirden kafeslerie kapaül-
ması yerine, mevcut iki boğaz köprüsün-
de belediye otobüsleri için tercihli yol ay-
nlması ve deniz ulaşım sisteminin gelişti-
rilmesi; volcu taşıma kapasitesinin artma-
sını, trafiğin ve buna bağh olarak da çev-
reye verilen zarann daha aza indirgenme-
sini sağlav acakOr. DHKD, toplu taşımaya
yönelik rayh tüp geçidin daha gerçekçi ve
korumacı bir çözüm olduğu konusunda
hemfikirdir."
İP Genel Başkanı Doğu Perinçekise ts-
tanbul Boğazı'na yapılması düşünülen 3.
köprü ile ilgili, yurttaşlara 3. bir intihar se-
çeneği verildiğini belirterek "Bu aynı za-
manda İstanbul'un intihandır. Köprüler
toplu taşımacılıga değil, dünya otomotiv
devlerine hizmet ediyor" dedi.
Uluslararası Belediye-Inşaat Araç ve
Gereçleri Fuan "Belediye-İnşaat '97"nin
açılışmda konuşan Perinçek şunlan söy-
ledi:
"3. köprü bize 1950'lerde day ahlan ka-
rayoUan politikasuıın birdevamıdır. Köp-
rüler toplu taşımacıhğa değil, dünya oto-
motiv devlerine hizmet ediyor. IMF bize
'Tarım ve hayvancılığa sübvansiyonu kal-
dın n' diyor. Oysa yapılan köprü ve otoyol-
lara destek verivor. Bu da dünya otomotiv
sanayicilerine sübvansiyon değil nudir?"
istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı
MehmetYıldınmda Istanbul'a 3. bir köp-
rü yapılmasında üç yıl geç kalındığını sa-
vunarak "3. köprü doğayı bozmaz. Doğa-
yı asıl, kaçak ve plansız yapüaşma bozu-
yor. Sadece İstanbul Boğazı'nda 14 bin
kaçak yapı var" dedı.
Tepki çekti
ÎSKİ'yi
Mercümek'in
avukatları
savunuyor
İstanbul Haber Servisi -
İSKİ'yi. kamuoyunda
RP'nin kasası olarak tanı-
nan Süleyman Mercü-
mek'in avukatlan savunu-
yor. 27 avukatı bulunan İS-
Kl yetkilılen, işlerin yo-
ğunluğu nedeniyle özel hu-
kuk bürolanyla da çalıştık-
larıru söylediler. "Sağıroğ-
lu Hukuk Bürosu" yetkili-
leri, Süleyman Mercü-
mek'in avukatlığını da ya-
pan patronlan Fuat Sağı-
roğlu'nun bir yıldır İS-
Kl 'nin davalanna girdiğini
belirttiler.
Bosna'ya yardım için
toplanan paralann yerine u-
laştınlmadığı iddialanyla
gündeme gelen ve kamu-
oyunda RP'nin kasası ola-
rak tanınan Süleyman Mer-
cümek'ın avukatlannın,
ISKl'nin de avukatlığını
yapmaya başlaması tepki
çekti. ISKl'nınbünyesınde
hukuk bürosu bulunduğu-
nu belirten ve isminin açık-
lanmasını istemeyen bir il-
gili, "İSKİ'nin kadrolu
avukatlan, İSKfrıirt hakla-
nnı savunmaya yeterii gef-
miyor mu? Yeterli gelmeye-
bilir. ama neden Süleyman
Mercümek'in avukatlan
seçiliyor. Başka avukat yok
mu?*İSKİ bu avukatlara
kazanç sağlrsor" dedi.
ISKİ'den ahnan bilgiye
göre tSKİ'nin hukuk büro-
sunda 17'si kadrolu, 10'u
sözleşmelı toplam 27 avu-
kat bulunuyor.
İstanbul 6 No'lu DGM'de görükn davanın oturumuna 11 'i tutuklu, 20 sanık kaüldı. (HÜLYA TOPCU)
Olaylı 19961 Mayıs davası sanıklarından 3 'ü tahliye edildi
'Asıl polisler yargılanmalı'
İstanbul Haber Servisi - Kadı-
köy'de 1996 1 Mayıs kutlamala-
nnda olay çıkararak bir polisı ya-
raladıklan gerekçesiyle istanbul 6
No'lu DGM'de yargılanan sanıkla-
nn sayısı dava dosyalannın birleş-
tirilmesi nedenjyle 248'e çıktı. 25
kişi hakkında idam cezası istenen
duruşma sonrasında cezaevi ara-
basına bindirilen sanıklar, jandar-
ma erleri tarafindan dövüldü.
İstanbul 6 No'lu DGM'de görü-
len davanın dün yapılan orurumu-
na 11 tutuklu, 9 tutuksuz sanık ka-
tıldı. Duruşmada öncelikle bazı sa-
nıklann kimlik tespiti ve sorgusu
yapıldı. Bir polis memurunu yara-
lamak suçundan "idam" cezası is-
temiyle yargılanan Aysel Sanca, 1
Mayıs'a katıldığını, ancak kimse-
yi dövmediğini söyledi. Sanca,
kutlamalarda üç kişinin polis tara-
findan öldürüldüğünü anımsatarak
"Mahkemede biz değfl, onlar yar-
guanmalıvdT dedi. Duruşmada ta-
nık olarak dinlenen terörle müca-
dele şubesinde görevli mernur
Gökhan OraL samklann tainünü
olaydan sonra yer göstermeye gö-
türdüklerini belirtti.
Bu duruma öfkelenen Güven
Akkuş, Oral'ın kendilerine işken-
ce yaptığını söyledi. İnayet Aksu
ise "Bize nasıl işkence vapdğnu da
anlatsana" diye bağırdı. Mahke-
me başkanının sanıklan sessiz dav-
ranmaya çağırması üzerine tekrar
söz alan Aksu. "Size 10-15 gün iş-
kence yapan kişryi karşınızda gör-
düğünüzde sakin olamıyorsunuz"
dedi.
Daha sonra söz alan sanık avu-
katlan, müvekkillerinin "anayasal
düzenideğiştirmek'" suçundan yar-
gılanmalannı eleştırek "cam kır-
ma ve bir kişivi yaralamak suçun-
dan yarKilanmahlar" dedıler. "Çe-
te kurmak" suçundan yargılanan
İbrahim Şahin ile arkadaşlannın
bu mahkemeden tahliye aldıklan-
nı anımsatan avukatlar, bu duru-
mun toplumun adalet duygusunu
zedelediğini ifade ettiler.
Duruşmaya kısa bir süre ara ve-
ren mahkeme heyeti Songül Tim-
tik, Şehriban Biter ve Şahin Er-
can'ın tahliyesine karar vererek
duruşmayı erteledi. Sanıklar ceza-
evi aracına bildirilirken jandarma
erleri tarafindan dövüldü.
Antalya
Baykal:
Sert
muhalefete
başlayacağız
ANTALYA (Cumhuri-
yet)- CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal ANASOL-
D'nin uygulamalannı eleş-
tirerek "Hükümeti yıkma
gibi bir arayış içindedeğüiz,
ama en sert muhalefeti ya-
pacagız" dedi.
Antalya "da partisinm
Kepez belde örgütünün
açılış törenıne katılan Bay-
kal, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel tarafindan or-
taya atılan başkanlık sıste-
mını eleştirdi. Başkanlık
sisteminin tartışılmasının
yanlış olduğunu vurgula-
yan Baykal. hükümetın uy-
gulamalannı da eleştirdi.
Hükümetin görevinin ıyı
icraat yapmak olduğunu ve
marifetini göstermesi ge-
rektiğini vurgulayan Bay-
kal. "Biz bu hükümete gü-
venoyu vererek Türkiye'de
REFAHYOL'dan sonra
mutlak bir krizin ortaya
çıkmamasını sağladık. Enf-
lasyon son iki ayda rekor
kırdL Partizanuk vapülar.
THVye bacanak tayin et-
meyibize nasıl kabul ettire-
biüıier. Yok THY önemli
ihaleler yapacakmış, güve-
necek kimse yokmuş, bu-
nun için bacanağını
THY'ye tayin etmiş. Bunla-
n duynıak istemiyoruz.
Yanlışlan halkımıza anla-
tacağız. En sert muhalefeti-
mizd yapacağız. Hükümeti
yıkma gibi bir araytş içinde
değiliz"' diye konuştu.
Danıstay'dan ret
C UMHURİYET BAŞSAVCILIĞIHAZIRLADI
RP'UKapusuz içinfedeke
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-An-
kara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı VuralSavaş'ın ki-
şilik haklanna yayın yoluyla hakaret et-
tiği gerekçesiyle RP Grup Başkanvekili
ve Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un
dokunulmazlığmın kaldınlması istemiy-
le fezleke hazırladı.
Ankara Cumhuriyet Basın Savcılı-
ğı'nca başlatılan soruşturma sonunda
Başsavcı İlhan Mesutoğlu imzasıyla gön-
derilen fezlekede, Kapusuz'un, Savaş'ın
RP'nin kapatılması istemiyle ,\nayasa
Mahkemesi'ne açtığı davadan sonra. 23
Mayıs 1997tarihliMilliGazete'nin 1. ve
8. sayfalannda yazısının yayımlandığı
belirrildi. Fezlekede, Salih Kapusuz'un,
"Eşi Görülmemiş Hukuk Rezaleti"" baş-
lığıyla yayımlanan yazısında."_ Başsav-
cının... TBMM'yi saymama nezaketsizti-
ği yapüğı_ halkuı birincilik verdiği parti-
ye, bir parti lideri va da kartetci basın te-
tikçLsi gibi davranıp.. aslında bu anayasa-
nın dışına çıkan Sayın Başsav cı"dır_ Baş-
savcu gayri hukuki bir adım attu." şek-
linde ifadelere yer verdiği kaydedildi.
Fezlekenin son bölümünde. TCK'nin
"sövme" fıilini düzenleyen 482/1-4.
maddesine göre yargılanabilmesi ama-
cıyla, anayasanın 83/2. maddesi uyann-
ca Kapusuz'un dokunuknazlığınm kaldı-
nlması istendi. Fezleke, TBMM Başkan-
hğı'na iletihnesi istemiyle Adalet Bakan-
lığı'nagönderildi.
A NAYASA YIDEĞÎŞTİRMEK ELÎNİZDE
Özden, siyasileri uyardı
ANKARA (CumhııriyetBürosu)- Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden. son zamanlarda bazı konuşmacı-
lann Anayasa Mahkemesi'ne güveni sar-
sıcı sözlennden rahatsızlık duyduğunu ve
bunlan üzüntüyle izlediğini söyledi. Öz-
den. "Bir mahkemenin karan isteryüriit-
meyi durdurma. ister yürüriüğü durdur-
ma olsun: sivil va da askeri mahkemeleri-
mizin bir karan olsun; öncelikle ve ivedi-
Hlde yerine getirümesi gerekir'' dedı.
Özden, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada, bu tür kararlarda bir kusurun olma-
sı durumunda öncelikle yapılması gere-
ken işın. bu kurallan değiştirip anayasaya
uygun hale getirmek olduğunu kaydetti.
Siyasetçilere "Anayasa sizi doyurmuyor-
sa değiştirin" diye çağnda bulunan Öz-
den. "Ama anayasayi değiştirmeyip de ya-
salan anayasaya uygun duruma getirme-
de kendi istediğitıiz sonucu almak için ka-
rarlara uymuyorsanız, bu bir hukuk dev-
letinde yaşanılacak olgu degildir" dedi.
Bazı siyasi partı liderlerinin Anayasa
Mahkemesi'ne yönelik eleştirilerde bu-
lunduğunu anımsatan Yekta Güngör Öz-
den şöylededi:
"\nayasa Mahkemesi'ne, anayasa ge-
reğince gösterilen adav lar arasından son
atamayı yapan Cumhurbaşkanı'nı baha-
ne ederek .\nayasa Mahkemesi'nin bağım-
sız mahkeme ohnadığını sö\ lediklerini du-
yuyorum. Anavasa Mahkemesi tam yan-
sız ve tam bağunsız bir mahkemedir."
ÖRÜŞl Prof. Dr. EROL MANİSALI
Ankara birinci tuzağa, 6 Mart
1995'te gümrük birliği belgesi
imzalanırken "Yunan vetosu-
nun kaldırılması karşılığında",
Tansu Çiller hükümetinin ver-
diği ödünle düşürülmüştü. Şim-
di de S-300 füzelerinin Rumlar
tarafindan konuşlandınlmama-
sına karşılık ödün isteniyor.
S-300 krizi 6 martta Ankara'nın
düşürülmüş olduğu tuzağın
ikinci perdesıdir.
Olaylar Türkiye'de çabuk
unutuluyor ve hatalar tekrarla-
nabiliyor. Yunanistan ve Rumlar,
AB'yi de kötü oyunlanna dahil
ederek göz göre gore, 1995'te
sergiledikleri tuzağı tekrarlıyor-
lar. Füze krizi bu nedenle, Mart
1995'te oynanan oyunun deva-
mı, ikinci perdesidir. Bugünü
görmek için iki üç yıl öncesin-
den başlamış olayian hatrlama-
mız çok önemli.
1994'ün son aylanna girerken
Yunanistan, Türkiye-AB güm-
rük birliği belgesinin imzalan-
masına karşı veto koymuştu. Bu
aslında, AB içinde, Türkiye'yi
köşeye sıkıştınp "Kıbns adası-
na, Rum yönetimi altnda, AB
Türkiye S-300 Tuzağma Düşecek mi?
potası içinde eritmek için" bir
fırsattı ve zaten Ankara'da öyle
bir hükümet vardı ki "Hernepa-
hasına olursa olsun, belge im-
zalanmalıdır" diyordu. Yunanis-
tan Şubat 1995'te vetosunu kal-
dırdı. Neyin karşılığında kaldır-
dı:
Türkiye, "AB'nin GKRY ile
adanın tümünü temsilen ve
'Kıbns Cumhuriyeti' olarak tam
üyelik görüşme takvimi belirte-
yecek, bunu bağıra bağtra bû-
tün dünyaya ilan edecek ve
Türkiye, 1960 anlaşmalanna ay-
kın olan bu dunıma, AB nez-
dinde sessiz olarak, dolaylı yol-
dan onay verecekti." Önce AB,
24 Şubat 1994'te, başkanlık
olarak zehir zemberek bir açık-
lama yaptı ve açıklanan yazılı
belgede: "Ben AB olarak, ada-
da sadece Rum yönetimini ka-
bul ediyorum; Türklerbircema-
attir. Rum yönetimini, 'Kıbns
Cumhuriyeti' adına ve adanın
bütününü temsilen AB'ye ala-
cağım. Bunun için de bir takvim
belirliyorum. AB hükümetler
arası toplantıyı takiben altı ay
içinde, Rumlaria tam üyelik gö-
rüşmelerine başlıyorum." Bu-
na, Ankara'dan, Brüksel'e yö-
nelik bir tepki çıkmadı. Çıka-
mazdı da. Çünkü Yunan vetosu,
"Hükümetin, kullanabileceği
yetkiyi kullanmaması ve sessiz
kalması karşılığında" kalkmıştı.
Elindeki yetkiyi kullanmama ve
haklarını karşı tarafa teslim et-
me, 6 Mart 1995 belgesinin için-
de bulunan 16. maddenin ekin-
de de göstere göstere yer aldı.
Hükümet, tanımadığı GKRY ile
hem de 'Kıbns Cumhuriyeti'
olarak 5 yıl içinde serbest tica-
ret yapısına girmeyi AB'ye ta-
ahhüt ediyordu:
Işte, Şubat ve Mart 1995'te,
Türkiye'ye karşı oynanan "Yu-
nan vetosu oyunu" karşılığında
o zamanki hükümetin verdiği
ödün buydu. 6 mart belgesi, im-
za öncesinde, kamuoyundan
ve "ilgili çevrelerden" titizlikle
saklanarak bu tezgâh yürütül-
dü. Birkaç ay sonra durumun
"vahameti" bazı ilgili çevrelerde
anlaşıldı ve Milli Güvenlik Kuru-
lu işe el koymak zorunda kaldı.
Bir ay içinde de işleri düzeltip
hatalan ortadan kaldırabilmek
için ünlü. "Demirel-Denktaş
Deklarasyonu" 28 Aralık
1995'te, vakit geçirmeden ya-
yımlandı. Bu deklarasyon ile
Ankara, Kıbns'a ilişkin hak ve
yetkilerinden vazgeçmediğini,
"Hükümetin dışındaki kurumlar
aracılığı ile" ortaya koyuyordu.
Bugün ise füze krizi ile tuza-
ğın ikinci safhası gerçekleştiril-
mek isteniyor. Rumlar ve Yuna-
nistan, birinti tuzak operasyo-
nu ile elde ettiklerini 1997'ye ka-
dar tepe tepe kullandılar. Gö-
rüşme sürecini belli bir noktaya
getirdiler. Şimdi "son kritik dö-
nemeç, ilan edilen ve takvimi
belihenen görüşme sürecinin fi-
ilen başlatılmasıdır". Fiilen baş-
lama operasyonu için hazırla-
nan tuzak ise S-300 füze krizi-
dır. Eğer Türkiye ve KKTC,
"Rumlar ile AB arasında görüş-
melerin fiilen başlamasına kar-
şılık, almayı öngördüğü önlem-
leri almaz ise füzeler de yerleş-
tirilmez." Bunun Türkçesi şu-
dur: "Rumları 'Kıbrıs Cumhuri-
yeti' olarak AB'ye alacaklar:
Türkler azınlık olacak: KKTC ile
Türkiye arasındaki bağlarhuku-
ki ve siyasi olarak kopanlmış
olacak: 1960 anlaşması orta-
dan kalkmış olacak. Bütün bun-
lann karşılığında da füzeler kon-
mayacak."
Bütün bunlardan sonra füze-
ler konsa ne olur, konmasa ne
olur? Çünkü böyle bir formül,
adanın dolaylı yoldan Yunanis-
tan'a katılması anlamına ve ada
Türkleri de Batı Trakya'daki
Türk azınlığının konumuna dü-
şer.
Açıklamaya çalıştığım dra-
matik gelişmeler gösteriyor ki
Türkiye ve KKTC 6 martın deva-
mı olan bir "füze krizi tuzağı" ile
karşı karşıyadırlar. Önemli olan
Türk kamuoyunun, en azından
bugün gerçekleri görmesi ve
1995'te düşülen tuzağa yeni-
den düşülmemesidir.
Gökova'da
çevrecilerin
bir zaferi daha
• Muğla Barosu Başkanı Avukat Birdal
Ertuğrul, Danıştay'ın karan nedeniyle idarenin
santralı kapatması gerekliğini belirtti.
OZCAN OZGUR
ML'ĞLA - Muğla Ba-
rosu'nun açtığı dava so-
nucu Aydın Idare Mahke-
mesi'nin Gökova Termik
Santralı ıçın verdiği 'ka-
patma" karannı temyiz e-
den Enerjı Bakanlığı'nın.
Danıştay'a yaptığı "yü-
rütmenin durdurulmasr
istemı reddedıldi. Muğla
Barosu Başkanı Avukat
Birdal Ertuğrul, bu du-
rumda idarenin santralı
kapatması gerektiğini be-
lirterek "Daha önce de
idare mahkemesi üç sant-
ral için kapatma karan
vermiş, ancak zamanın
hükümeti Bakanlar Ku-
rulu karanyla santrallan
çalıştırmaya devam etmiş-
ti. Bu bir suçtur. Aynı su-
çu ANASOL-D hüküme-
tinin tşlemeyeceğini unıu-
yoruz" dedi.
tzmır Barosu ÇevTe
Hareketi AvTikatlan'nın
açtığı dava sonucu Yata-
ğan, Yenıköy ve Gökova
(Kemerköy) termik sant-
rallan ıçın kapatma kara-
n veren Aydın İdare Mah-
kemesi. Muğla Baro-
su'nun başvurusuyla Gö-
kova Termik Santralı için
ikinci kez kapatma karan
vermiştı. Üç santralla il-
gili kapatma karan R£-
FAHYOL hükümeti tara-
findan Bakanlar Kurulu
karan ile aşılırken mahke-
menin Gökova ile ilgili
verdiği ikinci karar da
Enerji Bakanı Cumhur
Ersümer tarafindan tem-
yız edildi. Aydın İdare
Mahkemesi'nin karan
doğrultusunda hareket e-
den Danıştay 6. Dairesi
bakanlığın, yürütmenin
durdurulması istemini
reddetti.
Avukat Bırdal Ertuğrul,
idarenin santralı kapatma-
sı gerektiğini belirterek
şöyle konuştu:
"Önümüzdeki hafta
içinde Muğla Valiliği ile
Enerji Bakanlığı'na baş-
vurarak karann uygulan-
masuu ve Gökova Termik
Santralı'nın kapatüması-
nı isteyeceğiz. Karann uy-
gulanmaması, uygulama-
yanlar için suç oluştunır.
Bilindiği gibi daha öncede
bölgedeki üç santralla üjp-
li Bakanlar Kurulu kara-
n var. Aslında yargı kara-
nna karşı hukukumuzda
böyle bir yol yok. Ulkemiz-
de yargıya müdahalenin
ve yargının bağımsız ol-
madığının tipik bir örneği
bu olav la bir kez daha gö-
rülmüştür. Aynı biçinıde
bu hükümettarafindan da
karar alınması halinde or-
taya yine hukuka aykın
bir durum çıkacak. DUeği-
miz Gökova Santralı' nın
toplam enerjiye katkısının
çok az olnıası da dikkate
alınarak bu hukuksuzlu-
ğun ortadan kaldınlması,
santralın kapatümasıdır."
ODTÜ İktisat Kongresi
'Bütçe gelirlerinin
yüzde 3O'unuF ""
KİT'ler üretiyor'
ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Yakup
Kepenek. KlT'lerin ulusal gelırin yüzde 10'unu, bütçe
gelirlerinin de yüzde 30'unu ürettiğini kaydetti. Doç. Dr.
ErolTaymaz, çimento sektöründe özelleştirme sonrasın-
da verimlilikte bir artış görülmediğini belirtti. KİGEM
Genel Sekreteri tlter Ertuğrul, enerji ve telekomünikas-
yon sektörlerinın satış kapsamına alınmasına dikkat çe-
kerek "Özelleştinnede asıl büyük pasta bunlar" dedi.
Prof. Dr. Kepenek, ODTÜ İktisat Kongresi'nin ikin-
ci gününde yapılan "KİT'ler ve OzeOeştirme'" konulu
oturumda, KÎT'lerin büyümesinin, yapılan yatınmlara
bağlı olarak inışli çıkışlı bir grafik çizmesine karşın, ül-
ke büyümesinin çok üzerinde seyrettiğini söyledi.
KlT'lenn GSYlH'dekı payının 1985"te yüzde 12.8'ken
1991 'de yüzde 7.6'ya indirildiğini kaydeden Kepenek,
bu oranın 1994'ten
sonra yeniden yüz-
de 10'lar düzeyine
çıktığını söyledi.
Türkiye'de KİT'ler-
den vazgeçilmesi-
nin mümkün olma-
dığmı vureulayan
Kepenek, "İ985-95
döneminde 'Batı-
yor, zarar ediyor,
Hazine'ye yük olu-
yor' söylemlerine
karşın, KİT'lerin
Hazine'ye katkısı
her zaman po/itif oJ-
muştur. Bütçe gelir-
lerinin yüzde 30'-
unu KİT'ler üreti-
yor" dedi.
Kepenek. KfT'ler
sanlırsa özel sektö-
rün yatınma yöne-
leceğinı savunan
görüşlerin doğru-
lanmadığma dikkat
çekerek "Türld-
ye'de özel yaünm,
kamu yatınmının
bir fonksiyonudur.
Türkiye'de özel sek-
tör. kamunun açtığı
yoldan ilerleyebili-
yor" diye konuştu.
Prof. Dr. Oğuz O-
yan. KlT'lenn özel-
leştirme sonrasın-
daki kurumlar ver-
gisi katkısının çok büyük oranda düştüğünü vurguladı.
Doç. Dr. Taymaz, devletin elindeki fabrikalan sata-
rak, çimento sektöründen tamamen çekildiğini kayde-
derek çimentoda bölgesel tekeller oluştuğuna dikkat
çekti. Özelleştirme sonrasında çimento sektöründe ve-
rimlilik artışı görülmediğini belirten Taymaz, "Özelkş-
tinneye en verimli fabrikalardan başlamü. Bu da ama-
cın verimlilik ohnadığını gösteriyor" dedi.
KİGEM Genel Sekreteri Ertuğrul, ORÜS, Sümer
Holding, EBK ve SEK'ye bağlı işletmelerin özelleşti-
rilmesinden sonra, üretimde çok büyük düşüşler yaşan-
dığını ve birçok işletmenin kapatıldığını vurguladı. Söz
konusukurumlannsektörelpiyasapaylannın yüzde 10-
12 düzeyinde olmasına karşın hem üreticilerin hem de
tüketicilerin korunmasmda önemli işlev gördüğünükay-
deden Ertuğrul, özelleştirme sonrasında hayvancıhkta
da çöküş yaşandığını belirtti.
1Keciören
Halkevi
baskınına
dava
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılı-
|ı, Keçiören'deki Hal-
cevi'ni basarak bir kişi-
yi yaralayan Keçiören
Belediyesi Zabıta Mü-
dûr Yardımcısı Mural
üalçık'm da aralannda
julunduğu 6 sanık hak-
cında dava açtı.
Cumhuriyet Savcısı
Tevfik Akbey tarafindan
asliye ceza mahkemesi-
tıe açüan davanın iddi-
ınamesinde olayın Hal-
cevi Başkanı sanık Ha-
san Yıldınm'ın tahrikı
le meydana geldiği sa-
vunuldu. tddianamede
tutuklu sanık Balçık'm
3.5 yıldan 8.5 yıla ka-
dar, Yıldınm'm 5 aydan
! .5 yıla kadar hapsi is-
tendi.