Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ
4 HABERLER
Petrol-lş'ten
barış broşürii
• İstanbul Haber Servisi -
Türk-lş'e bağlı Petrol Iş
Sendikası. 1 Eylül Dünya
Banş Günü nedeniyle
"Banş Ellerimizde' adlı bir
broşür çıkardı. Banşm
sadece ülkelerin sıcak
saldınlanyla sınırlı
sayılmaması gerektiği;
Irlanda. Ispanya ve
Türkiye'de ölüm
mangalannın şehirlerin
sokakJanyla dağlann kuytu
köşeleri arasında mekik
dokuduklan belirtilen
broşürde savaş ve banşın
tarihsel bir özeti verildi.
AB ilişkilerinde
yeni düzen
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakan Mesut
Yılmaz imzalı yeni bir
genelgeyle Türkıye-Avrupa
Birliği (AB) ilişkilerinin
yürütülmesinde
uygulanacak esaslar ile
kurumsal yapılanma
yeniden düzenlendi.
Genelge kapsamında,
Tiirkiye'nin AB ile
ilişkilerinin koordinasyonu,
çalışmalann yürütülmesinde
etkinlilc birlik, beraberlik
ve ahengin sağlanması ve
gerekli kararlann hızla
almmasının temini amacıyla
yeni düzenlemeler
yapılırken AB ile
ilişkilerden Sorumlu Devlet
Bakanf nın görevleri
belirtildi. AB ile ilişkilerin
düzenli ve sürekli bir
şekilde yürütülebilmesi için
"AB Koordinasyon Kurulu',
AB ile ilgili kamu
kuruluşlan ve özel
kuruluşlar tarafından
yürütülen çalışmalar
arasında gerekli uyumu
sağlamak üzere de "AB
Danışma Kurulu'
oluşturuldu.
Kuran kursları
yönergesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Diyanet tşleri
Başkanlığı, Kuran Kurslan
Yönetmeliği'nde yaptığı
değişiklikten sonra, bu
kurslann nasıl, nerede. ne
zaman ve kim tarafından
düzenleneceğine ilişkin
esaslan belirîeyen
yönergeyi de yayımladı.
Buna göre hafta sonu
kurslan, hafta sonlannda
Kuranıkerim'i ve mealini
ögrenmek ve dini bilgilerini
geliştirmek isteyenler için,
ilgili müftünün tekJifi ve
mülki amirin onayı ile
Kuran kursu binalannda
veya müftülükçe uygun
görülecek yerlerde açılacak.
Yaz kurslan ise yine aynı
prosedürle ve a>Tiı yerlerde,
okullann tatil olduğu yaz
aylannda isteyenler için
açılacak.
ÖİB'nin itirazı
reddedildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı'nın
(ÖİB), Türkiye Deniz
fşletmeleri'ne bağlı Antalya
Limanı'nın özelleştirilmesi
hakkında verilen yürütmeyi
durdurma karannın iptali
için yaptığı başvuru Antalya
Bölge İdare Mahkemesi'nce
reddedildi. Link Ithalat ve
İhracat AŞ'ye 102.5 milyon
dolar bedelle satılan
Antalya Limanı'nın
özelleştirilmesine karşı
Liman-lş Sendikası'nca
açılan davada Antalya tdare
Mahkemesi yürütmeyi
durdurma karan vermişti.
IİHlftuı llloftaa*
• Türkiyc'nin önde gelen
bilim dergileri arasında yer
alan Bilim ve Ütopya dergisi
bugün bir Boğaz gezisi
düzenliyor.
• tsrail Dışişleri Bakanlığı
Mashav Programı'nın bir
parçası olan îsrail Bölgesel
Meteoroloji Eğitim Merkezi
ve Başbakanlık Köy
Hizmetleri altında
çalışmalanna devam eden
Uluslararası Tanmsal
Hidroloji Araştırma ve
Eğitim Merkezi "nin
Izmir'de ortak bir kurs
açacaklan kaydedildi.
• İstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Ferzan Çitici,
Bayrampaşa CezaevTnin
kütüphanesinin
zenginleştirilmesi amacıyla
kitap kampanyası başlatü.
• Sinema sanatçısı Aliye
Rona, ölümünün birinci
yıldönümünde mezan
başında anıldı.
• Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK), bankalann İMKB
Yadeli İşlemler Piyasası"nda
(YİP) işlem vapamayacağına
ilişkin bir ilke karan aldL
• Eğitim Sen 2 No'lu Şube
Başkanı Nazım Alkaya,
ders kitaplannın devlet
tarafından ücretsiz olarak
da5ıtılmasını önerdi.
Çeçenistan skandalı soruşturmasmda 5. gözaltı, Erbakan'm 'sağ kolu'na yakalama emri
Dubai kaynağı buhinduESRA YENER / ALPER BALLI
ANKARA - Çeçenistan skandalı
soruşturmasmda kilit isimlerden
Mehmet Tank Çetin'in Dubai bağ-
lantılı olduğu öne sürülen "'Gulftm-
port Export Ltd." adlı şırketin de sa-
hibi olduğu ortaya çıktı. Milli Istih-
barat Teşkılatı'nın (MİT); "Erba-
kan'ın servetinin bir bölümünün
Dubai'de olduğu ve Çetin'in şirket
kurarken Dubai'den aktanlan pa-
ralan kuüandığT iddialanyla ilgili
incelemesini bu bağlantıya dayan-
dırdığı öne sürüldü. Şirketın ortak-
lan arasında Arap uyruklu Essa El
Gburair adlı kişi ile uluslararası
"Gulf tmport Export Co." adlı bir
şirketin de bulunması dikkat çekti.
"Benfima'1
şirketinin de ortağı
olan Mehmet Tank Çetin ile Cihat
Akahn, Ankara'da sorgulanıyor. RP
Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan'ın Başbakanhğı döneminde
özel kalem müdürlüğü görev ini yü-
rüten Mehmet Karaman hakkında
yakalama emri çıkanldı.
Libya-Çeçenistan hattında RP'li-
lere iletildikten sonra kaybolan 10
milyon dolara ilişkin soruştuıma de-
rinleştirilerek sürdürülüyor. Soruş-
tunnayı yürüten Ankara E>GM Sav -
cısı Nuh Mete Y'üksel'ın talimatı
üzerine gözalüna alma işlemleri hız-
landınldı. 2 gün önce gözaltına alı-
nan Başbakanlık Başdanışmanı Ce-
lalettin Döver ile Ali Fuat Altmdal
adlı işadamının ardından dün de Ci-
hat Akalın, Mehmet Tank Çetin ya-
kalanarak Ankara Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele Şubesi"ne
götürüldü. Olayla ilgili bilgisi bu-
lunduğu belirtilen Selamettin Gül de
Ankara'da gözaltına alındı. Lib-
ya'dan 10 milyon dolan getırdıği be-
lirtilen Amar Abdulselam Hare-
ba'nın Türkiye'deki bürün mali iş-
<
1 C e c e n t e m s i l c i d e n c e l i s k i l i
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi (DGM)
BassavcıhğTnın Çeçen
skandalı soruşturması
çerçevesinde ifadesini almak
istediği Medet Ünhı'nün
kimliğiyle ilgili belirsizlik
sürüyor. Çeçenistan Başbakan
Yardımcısı'nı Türkiye'de temsil
etmek üzere ~vekâletname'*ye
sahip olduğu bildirilen ve
basmda "MedeöıHah" olarak
yer alan Medet Ünlü,
Cumhuriyet'ın telefonla
sorulannı yanıtlarken bütün
iddialan reddetti. Ünlü,
soruşturmayı yürüten Ankara
Devlet Güvenlik Mahkemesi
(DGM) Başsavcılığf na her
zaman ifade vermeye hazır
olduğunu kaydetti.
"Eğer Libya'dan para getmiş
olsaydı, onun peşine önce biz
düserdik" diyen Ünlü, Türkiye
CuTnhuriyeti'nin devlet olarak
kendilerine yardım etmediğini.
yardımın "Tfirk milktinden"
geldiğini söyledi.
Ancak Ünlü'nün skandal
patlamadan önce Dışişleri
Bakanlığı "na başvurarak
açıklama •
paranm verilmesi konusunda
yardım istediği, bir süre önce
de savcıhk yetkililerine verdiği
bilgide de olayian doğruladığı
belirtildi.
Eski Devlet Bakanı. RP
Kayseri Milletvekili
AbduDah Gfll'ün îstanbul'da
düzenlediği basın toplantısında.
Türkiye Cumhuriyeti'nin
Çeçenistan'a yardım
konusunda üzerine düşeni
yaptığına ilişkin sözlerin
anımsatılması üzerine Ünlü,
konuşmayı izlemediğini, yorum
yapmayacağıru söyledi.
lemlerini yürütmesi için vekâletna-
me verdiği, para trafiğınde kilit rol
oynadığı savlanan Benfima şirketi-
nin ortakJanndan Cihat Akalın ile
şırketin diğer ortağı Mehmet Tank
Çetin'in ifadelennin iddialann ay-
dınlatılmasında önemli rol oynaya-
cağı vurgulandı. Cihat Akalın'ın
RP'den Kayseri Milletvekili aday
adayı olduğu. aynı zamanda Milİi
Gazete'nin kuruculan arasında yer
aldığı iddialan da soruşturma sıra-
sında gündeme geldi.
Cumhuriyet, Benfima şirketinin
diğer ortağı Mehmet Tank Çetin'in
Dubai kaynaklı bir şirketin de sahi-
bi olduğunu saptadt. Benfıma ile ay-
nı adreste bulunduğu belırlenen
"Gulfİmport Export Dış Tkaret Li-
mitedŞirketTnın "19Eylül 1989"da
kurulduğu öğrenildi. "Gulfİmport
Export Limited Şirketi"nın Mehmet
Tank Çetin'in dışındakı diğer orta-
ğının Essa Al Ghurair adlı Arap uy-
ruklu bir kişi olduğu Ticaret Sicıli
gazetesinin 3 Temmuz 1995 tarihli
sayısmda yayımlanan ana sözleşme
değişikliği karannda yeraldı. Sana-
yi ve Ticaret Bakanlığı" nda
-258820-206392" sıcıl numarasıyla
kayıtlı olan "Gulf İmportExport Dış
Ticaret Limited Şjrketi"nin 3. orta-
ğı ise aynı adı taşıyan "Gulf tmport
ExportCo." olarak sicil gazetesıne
kaydedildi.
Hareba ile bağlantıyı yürüftüğü
ve toplanan yardım paralannı yö-
nettiği kuşkusuyla soruşturmanm
içine alınan Erbakan'ın başbakanh-
ğı döneminde özel kalem müdürü
olan Mehmet Karaman hakkında
yakalama emri çıkanldı.
Savcı Nuh Mete Yüksel'in, Lib-
ya'da bir çiftlikte gözetim altında
bulunduğu belirtilen Amar Abdul-
selam Hareba'yı Lıbya'dan resmi
kanaldan istemeye hazırlandığı bil-
dirildi. Yüksel'inayncabasındaadı
"Medetullah" olarak yer alan ve Çe-
çenistan Başbakan Birinci Yardım-
cısı'nın temsilcisi olduğu öne sürü-
len Medet Cnhl'yü de tanık olarak
çağırdığı öğrenildi. Ankara'da oldu-
ğu öğrenilen Ünlü'nün birkaç gün
içinde ifade vereceği bildırildi.
Savcıhk, Çeçenistan için topla-
nan yardım paralanndan 250 bin do-
lan soruşturma kapsamında ifadele-
ri alınan kişılerin zimmetlerine ge-
çırdiklerini saptadı.
Örtülüden verildiğı kaydedilen 2
milyon dolan Çeçenistan'a götür-
mekle görevlendirilen Haluk Kuthı
ile Fazıl Özen'in mayıs ayında Trab-
zon'dan hareket ettikleri, daha son-
ra kendilerinden haber ahnamadığı
bildirildi. ANKA Ajansı'nın habe-
rine göre, Ankara'daki Çeçen kay-
naklar, Kutlu ile Özen'in beraberle-
rinde götürdükleri 3 milyon dolann
örtülü ödenekten sağlanmış olabi-
leceğini söylediler.
AA'nın haberine göre de Çeçe-
nistan Başbakan 1. Yardımcısı
Movladi Udugov, iki Türkün Çeçe-
nistan'da rehin olduğunu ve kurta-
nlması için operasyonlann sürdü-
ğünü söyledi.
Eylemleri cami içine de taşıdılarHaber Merkezi - Cuma
namazı çıkışında gösterı
yapmayı alışkanlık haline
getiren şeriatçı gruplar. ey-
lemlerini cami içine taşıdı-
lar. RP Genel Sekreterı
Oğuzhan Asiltürk' ün de bu-
lunduğu Bursa Ulucami'de.
30 Ağustos hutbesini okut-<
mayarak Atatürk'e yuh çe-
ken şeriatçılann çirkin gös-
terisine halk tepki gösterdi.
îstanbul'da üç ayn yerde
gösten yapan şeriatçılar. po-
lise ve gazetecilere saldırdı.
Üsküdar'da 1 Eylül Dünya
Banş Günü etkinliğinin
anonsunu yapan CHP oto-
büsüne de saldıran şeriatçı-
lar, otobüstekilerin yaralan-
masına neden oldu. Yurt ge-
nelınde gösterilere kanşan
çok sayıda şeriatçı gözaltına
alındı. Sultanbeyli'de yapı-
lan şeriatçı gösterinin ardından
tanklar geçiş yaptı.
Bursa'daki olaylar, cuma nama-
zı öncesi başladı. Diyanet Işleri
Başkanlıgı tarafından hazırlanan ve
müftülüklere dağıtılan 30 Ağustos
hutbesi okunurken RP Genel Sek-
reteri Oğuzhan Asiltürk'ün de içe-
ride olduğu Ulucami'den yüksek
sesle konuşmalar duyulmaya başla-
dı. Hutbe içinde geçen 'Mustafa
Kemal" sözcüğünden sonra kök-
tendincilerin "yuh" çekerek ayağa
kalkıp hocayı engelledikJeri bildi-
rildi. Bu sırada camideki diğer va-
tanda^lar da ayağa kalkarak şeriat-
çılarla tartışmaya başladılar. Cami
içindeki arbede. imamın "Sizonla-
ra uymayın, kahramanlanmıza
saygı gösteretinT çağnsıyla önle-
nebildi.
Polisin yoğun güvenlik önlemi
aldığı Ulucami'nin Atatürk'e yuh
çekme eyleminden sonra boşalma-
ya başladığı, yüzlerce kişinin şeri-
atçılan protesto ederek namaz kıl-
madan camiden çıktıklan görüldü.
İstanbuTda da üç ayn yerde gösteri yapan şeriatçılar, polisevebasma saldırdı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Bu arada Emniyet Müdürlüğü'ne
bağlı özel ekipler, slogan atanlan
caminın içinde gözaltına almaya
başladılar.
Oğuzhan Asiltürk'ün ise protes-
tolar alevlenirken camiden çıktığı
görüldü. Gazetecilenn "Cami için-
deki eytemi onay lıyor musunuz" so-
rusuna sınirlenen Asiltürk. "Kış-
kırtmakardeşim,çekUgit''diyeba-
ğırarak yanıt \erdi.
Camiden çıkan militanlar. gös-
terilerini dışanda da sürdürdüler.
Kapalıçarşı'ya giden eylemciler,
burada esnafla tartıştı. Aynalıçar-
şı 'da Atatürk posteri asan dükkân-
lann önünde durarak şenat yanlısı
slogan atan göstericiler. Bursa Em-
niyet Müdürü Kemal Bayrak'ın ta-
limatıyla dağıtıldı.
Gösterilere katılan bazı peçeli ve
çarşaflı kadınlar da gazetecilere
saldırdı. Şeriatçılann eylemi sürer-
ken Orhangazi Parkf nda toplanan
çok sayıda yurttaş da göstericileri
yuhaladı. Emniyet müdürlüğü yet-
kilileri. 1 l'i kadın 40 kişinin gö-
zaltına almdığını bildirdiler.
İstanbul Beyazıt Meydanı'ndaki
olaylarda, Beyazıt Camisi'nden çı-
kan kalabalık bir grup, ellerinde ye-
şil bayraklar, Arapça yazılı pan-
kartlar ve dövizlerle polisin ve ga-
zetecilerin üzerine doğru yürüyüşe
geçti. Bu sırada daha önce TB-
MM'de park ettiği aracının içinde
kendisini kilitleyerek protesto eyle-
mi yapan Ferhat Gedikli isimli bir
yurttaş,, 8 yıllıkkesintisiztemel eği-
timi savunan ve üzerinde Atatürk
resmi olan bir bildiriyi önce gaze-
tecilere dağıttı, sonra da kalabalığa
doğru tuttu. Bunun üzerine galeya-
na gelen kalabalık, Gedikli "ye doğ-
ru harekete geçti. Gedikli, eylemin-
den vazgeçmeyince polısler tara-
fından olay yerinden uzaklaştınldı.
Bu olayın ardından Beyazıt Cami-
si önünde gazetecileri sıkıştıran şe-
riatçı topluluk, sloganlar atarak ga-
zetecilere taş ve bozuk para attı.
Yüzüne taş gelen muhabirimiz Ke-
rem Ilgaz da hafif şekilde yaralan-
dı. Polis ekiplerini yöneten Emni-
yet Müdür Yardımcısı Mehmet
Çağlar'ın, göstericilere nazik dav-
ranması dikkat çekti.
Aynı saatlerde Sultanbeyli Mer-
kez Camisi'nden çıkan bir grup da
gösteri yaptı. Cami önünde geniş
güvenlik önJemleri alan polis. uzun
süre göstericilerin yürüyüş yapma-
sını önledi. Göstericiler ara sokak-
lara dağıldıktan sonra TEM yoluna
çıkarak buradaki trafiği bir süre en-
gellediler. Sultanbeyli Belediye
Başkanı Ali Nabi Koçak, olay yeri-
ne gelerek göstericilerin dağılma-
sını istedi. Ancak göstericiler dağıl-
mayarak gazetecilerin üzerine sal-
dırdılar. Bazı gazetecilerin tartak-
landığı olay sırasmda bir polis miğ-
feri, göstericiler tarafından alına-
rakparçalandı.
Sultanbeyli'de göstericilerin da-
ğılmasının ardından olayın olduğu
bölgede çok sayıda tankın geçit
yaptığı görüldü. Yurdun çeşitli yer-
lerinde de gösteriler yapıldı. Gös-
terilerle ilgili Konya'da 15, Şanlıur-
fa'da da 47 kişi gözaltına alındı.
Örtülü saibesi
RP'yi
DYPde
savunamıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - REFAHYOL hü-
kümeti dönemindeki Çeçe-
nistan skandalına ilişkin şa-
ibeler konusunda DYP de
savunma yapamadı. DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Rıza Akçalı. ödeneğin siya-
si tercihîere yönelik kulla-
nılmasını önleyici düzenle-
meler yapılabileceğini söy-
ledi. CHP Genel Sekreteri
Adnan Keskin. Çeçenlere
gönderilen malzemelerin
Rize Limanfndan çıkanldı-
ğını öne sürerken DTP lide-
ri Hüsamettin Cindonık,
RP lıderi Necmettin Erba-
kan hakkındakı örtülü skan-
dalı konusunda Başbakan
Mesut Yılmaz'm. elindebil-
gi-belge varsa yargıya ilet-
mesi gerektiğini belirtti.
Başbakan Yılmaz ve hü-
kümet yetkilileri, Çeçenis-
tan'a gönderilen yardımla
ilgili soruşturmanın örtülü
ödenek ayağı konusunda
sessizliklerini sürdürürken
Cindonık, hükümetten her
türlü yolsuzluğun üstüne
gitmesinı istedi. Cindoruk,
Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lamada şöyle dedi: "Hükü-
met iddianame hazuiamaz,
ama bir yoLsuzJuk varsa o-
nun araştınlması önündeki
engeli ortadan kaldınr. Ör-
tülü ödenekle ilgili daha ön-
ce gündeme getirilen iddi-
alann da incelenmesi gere-
kir. Devletin önünde imkân-
lar var. Devlet ve Başbakan-
lık yeni bir hükümetin eün-
de. yeni kanıüar bulurlarsa
bunu yargıya intikal ettir-
meliler."
DYP'li Akçalı, TansuÇB-
ler'in de bir dönem hedef
olduğu örtülü ödenek suç-
lamalan konusunda bazı
düzenlemeler yapılabilece-
ğini vurguladı. Akçalı. "Bir
başbakanm tasamıftına her
defasında kuşkuyla bakıl-
ması, siyasetin geleceği açı-
smdan doğru oünaz" dedi.
Akçalı, RP ile ortaklıklan
sürecinde Erbakan'ın örtü-
lü ödenek konusunda bilgi
vermediğini kaydetti.
CHP'li Keskin, RP lide-
ri Erbakan'ın başbakanhğı
döneminde örtülü ödeneği
suiistimal ederek kişisel ve
parti çıkarlan için kullandı-
ğını belirtti. RP'nin Ulusla-
rarası Islami Çağn Cemiye-
ti'yle bağlantısının belge-
lendiğıni anımsatan Keskin.
"RP, Darçın oiayiyla Mercü-
mek skandahnı, Bosna ve
Kaddafi'nin komutan yar-
dımcılığırezaletiniiftira ola-
rak nitelemiş, bu iddialann
'bir kısım medya' tarafın-
dan ortaya atılan yalanlar
olduğunu savunmuştu" gö-
rüşünüdilegetirdi. RizeLı-
manı'ndaki kayıtlann. ger-
çekleri ortaya çıkaracağını
belirten Keskin, şunlan söy-
ledi: "Rize Limanı'ndan
gerçekten Çeçenistan'a tes-
lim edilmek üzere eşya gön-
derilmiş midir? Limanın
resmi kayıtlannda bu tür
belgeler \ur mıdır? \arsa
bunlan kim göndermiştir?
Finansı nasıl sağlanmıştır?
Aynca Çeçen yetkililerinin
yardımla ilgili olarak Dışiş-
leri Bakanlığı'na başvuruda
bulunup bulunulmadığının
da açıklanması gerekir."
CUMARTESt
<SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Aydınlar konusunda yapılan
genellemeleri sevmem. Çün-
kü aydınlar, kendi aralarında
birbütünlükgöstermezler. Ki-
misi devletten gelen baskıdan
korkar, siner. Kimisi her tüıiü
belayı göze alarak inandığını
her koşul altında savunur. Bir
üçüncü tür aydın var ki o, du-
rumu idare edenler sınıfına gi-
rer. Hem çok namuslu(!) kal-
mayı başarır, hem de etkili ve
yetkili kurumlarla dirsek tema-
sını kaybetmez. Başı neredey-
se devletle hiç belaya girmez,
ama herkesten daha kabada-
yı gözükmeyi becerir.
Bu yazımda asıl bu kabada-
yı aydınlar üzerinde durmak
istiyorum. Bunların en önemli
özelliği; kendi ülkelerinde mil-
liyetçi ve devletçi, başka ülke-
lerde ise insan hakları savu-
nucusu olmalan. Che Gueva-
ra onlann kahramanıdır. Latin
Amerika'daki devrim ateşiyle
yürekleri yanar. Çeçenistan'ın
bağımsızlık savaşı onları çok
Aydınlar ve Milliyetçilik
ilgilendirir.
Askeri darbeleri eleştirirler.
Şili'de sosyalist Devlet Başka-
nı Salvador Allende'yi devi-
ren Amerikancı general Pi-
nochet'ye de karşıdırlar. Is-
panya iç savaşından Güney
Afrika'daki ırk ayrımına kadar
her alanda kendilerini kanıtla-
yacak bir çıkışlarını görebiliriz.
Yaldızları, kendi ülkeleri söz
konusu olunca dökülüverir.
Çünkü bu tür aydınlarımız,
devlete eleştiri yöneltmeyi,
milliyetçi önyargılara karşı çık-
mayı nedense kendi görevleri
olarak kabul etmezler. Onlar,
Türklük ve Müslümanlık gibi
genel geçer duygulara sığın-
mayı bir çıkış yolu olarak gö-
rürler. Çünkü tersinin tehlikeli
olduğunu bilirler. Bir kısmı, as-
keri darbelerde kısa süreli de
olsa tutuklanmış, bir kısmı ise
tutuklanma tehdidiyle yüz yü-
ze gelmiştir. Bir kısmı ise da-
ha akıllıdır. Hiç böyle bir soru-
nu olmamıştır.
Tehlikeli zamanlarda önce
susarlar. Kendileri gibi davran-
mayan ve kafa tutan arkadaş-
larının başına gelenlere içten
içe üzülürler. Korkuları, onları
sanki ele vermiş gibidir. Dram-
ları burada başlar. Arkadaşla-
rı direnir, devleti eleştirir, bun-
lar ise öyle davranmaya cesa-
ret edemezler.
O andan itibaren, insanın
kendi kendinin kurdu olması
süreci devreye girer. Aydınımız
içinde bulunduğu duruma uy-
gun bir ruh haliyle ilk adımda
haklı olduğuna kendisini inan-
dırır. Devletin haksızlıklarına
kafa tutan, şoven ve milliyetçi
önyargılara karşı koyan diğer
aydının varlığı onu dehşetli ra-
hatsız eder. Bir süre sonra o-
nun gözünde artık direnen
haksızdır. Bu kritik eşiği aşın-
ca rahatlar. Direnen arkadaşı-
nın aleyhinde konuşmalarya-
par, yazılar yazar. Bu tavrı o-
nun etkili ve yetkili çevrelerde-
ki prestijini arttırır. Sırtındaki
yükü atmanın verdiği rahatlık
onu daha da saldırgan bir ta-
vır içine sürükler. Eski arka-
daşlannı tamamen terk eder.
Milliyetçilik; bu kargaşanın
ve bu ruh yıkıntısının temel sı-
ğınağı olarak şekillenir. Çünkü
bu yolla tatmin olabilir. Batılı-
lar, kendi ülkesiyle ilgili insan
hakları ihlallerinden söz ettiği
zaman, işkence gündeme gel-
diği zaman bu ülkelerin em-
peryalist olduğunu hatırlar.
Hemen anti-emperyalist olur
ve devletin merkeziyle birhkte
iç müdahalelere karşı çıkar. Bu
arada ırkçı-şoven partiyle ay-
nı tepkiyi gösterse de onun
için bir önemi yoktur. O artık
sıkı bir anti-emperyalisttir(!)
Tehlikesiz bir yerde durmuş,
prestij kazanmış, bunu yapar-
ken anti-emperyalizm gibi
önemli bir silahın arkasına sı-
ğınmıştır.
Bu noktadan sonra "Türkün
Türkten başka dostu yoktur"
diyen politikacıyla, sıradan va-
tandaşla bizim aydın arasında
birfark kalmaz. Hepsi aynı şe-
yi söyler. Sıradan vatandaşın
böyle düşünmesi anlaşılabilir.
Siyasetçinin de bu sloganın
arkasına sığınarak kuvvet top-
lamaya çalışması bir yere ka-
dar açıklanabilir.
Ya aydın? Onunkini nasıl
açıklayacağız? Korkaklık,
güçlü olana sığınma ve birçok
kez tanık olduğumuz gibi ce-
halet. Milliyetçi ve Islamcı ön-
yargılara teslim olan aydınlann
çoğunun yüzeysel ve cahil ol-
duğunu görürseniz şaşmayın.
Cilalarını kazıyınca altından
cehalet çıkıyor. Benden söy-
lemesi.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yirmi Yıl Sonra Bir Kez
Daha Struga'da...
STRUGA - "Stnıga Şiir Akşam!an"r\a ilk kez
1977'de katılmıştım. O yıl Struga'ya Oktay Ak-
bal'la gitmiştik. Yirmi yıl sonra bir kez daha, Oh-
rid Gölü kıyısındaki bu küçük Makedonya kentin-
deyim.
"Struga Şiir Akşamlan "nın bu yıl otuzaltıncısı
yapılıyor. Her yıl verilen "Altın Çelenk" ödülünün
bu yılki sahibi Arap dilinin büyük şairi Ali Ahmad
Said Eşber (Adonis). Adonis'i bizim okurumuz da
"Nâzım Hikmet Ödülü" ve ülkemizde yayımlanan
kitaplarıyla tanıyor.
Yirmi yıl sonra bir kez daha gelinen bir kentte in-
san neler hisseder? Ohrid Gölü yakınındaki "Drim"
otelinde, sabahın çok erken bir saatinde bunlan
yazmaktayken, böyle bir sorunun yanıtını aramak
boşuna. Görebildiğim, Üsküp havaalanı küçük ve
tertemizdi. Yirmi yıl önce Oktay Akbal'la geçtiği-
miz Üsküp-Struga arasındaki Makedonya tpprak-
lannı bu kez genç şair arkadaşım Adnan Özer'le
geçmekteyken otobüsün penceresinden gördük-
lerimde de büyük bir değişiklik yoktu. Aynı kırlar,
mısır tarlaları, doğallığını yitirmemiş küçük yerle-
şim merkezleri. Oteldeki odamın balkonunu çev-
releyen ağaçlarda bıldırcın iriliğinde, kimileri güver-
cine benzeyen kuşlar var. Bizde bu tür kuşlara
şimdi kentlerden en uzak kırlarda bile kolay rast-
lanmıyor.
• • •
Uçağımızın geliş saati uymadığı için perşembe
günü sabah 11.00'deki açılış törenine katılamadık.
"Drim" otelinin lobisinde btzi Makedonyalı Türk ar-
kadaşlar karşıladı. Bu yıl Struga'ya elliden fazla şa-
irin çağnlı olduğunu öğrendim. Şiir Akşamları'nın
bu yılki konusu Kore şiiri. Akşam otelin terasında
yabancı konuklar onuruna verilen kokteylde Ko-
reliler geleneksel giysileriyle göze çarpıyordu. Ge-
ce, Ohrid Gölü'nün karşı yakasından göle giren ve
gölü enlemesine geçerek Struga'da yoluna de-
vam eden "Drim Çyornı" (Kara Drim) nehrinin kı-
yısında şiir evinin önünde, nehir kıyısını boydan bo-
ya dolduran halkın, Makedonya Cumhurbaşkanı
Kiro Gligorov'un, UNESCO Genel Direktörü Fe-
derico Mayor'un, Makedonyalı sanatçıların ve
yabancı ülkelerden konukların katıldığı görkemli
törende, beyaz giysili genç kızlar ellerindeki me-
şalelerle "festival ateşi"ri\ tutuşturdular... Daha
sonra, Şiir Evi'nin büyük salonunda, Cumhurbaş-
kanının da izlediği şiir programında şiirimi okuma-
dan önce yaptığım kısa konuşmada, Struga'ya ilk
kez yirmi yıl önce geldiğimi, geçen zaman içinde
insanlarda ve siyasal sistemlerdeki değişikliklere
rağmen Struga'da şiir ateşinin aynı canlılıkla yan-
makta oluşundan ötürü duyduğum mutluluğu di-
le getirdim. iki yıl önceki Bosna yolculuğumdan
söz ederek. Struga'daki şiir ateşine, Balkanlarda
ve dünyada barışa sonsuzluk diledim...
. ...,M
Bir mekâna uzunca bir zaman sonra yeniden
gelmek kişiliğimizdeki değişimleri değerlendire-
bilmemiz bakımından ilginç bir olanaktır... İlk kez
otuzlu yaşlarda, 1970'liyıllarTürkiyesi'ninçalkan-
tılı ortamından çıkıp geldiğim bu küçük sevimli
Makedonya kentinde, bu kez ellili yaşlarda ve
1990'lar Türkiyesi'nden gelmiş olarak böyle bir
değerlendirme yapabilmem için henüz erken...
Buna karşılık değişmeyen şeyleri hemen görebil-
dim: Ülkemiz Türkiye yıne kendi içine sımsıkı ka-
palıydı...Kişiliklerimizleinsanlarıne kadar etkiliyor
olsak da Türk yazarlan olarak yine yalnızdık... Ve
Makedonyalı Türk arkadaşlanmızın sorunlan da
değişmemişti: Türkçe konuşan onbinlerce kişinin
yaşadığı, "Birlik", "Sesler", "Tan" gibi Türkçe ga-
zete ve dergilerin yayımlandığı bu ülkede irili ufak-
lı birçok ülkenin güçlü kültür bağları, kültür mer-
kezleri varken, yıllardır konuşulagelmesine rağ-
men Türkiye'nin hâlâ bir kültür merkezi bile yok-
tu...
Hasan Celal Cüzel davası
DGM'de gizÜ
belge çalışması
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Ankara 2
No'lu DGM'ninyargıçla-
n, Yeniden Doğuş Partisi
(YDP) Genel Başkanı Ha-
san Celal GüzeTın. basın
toplantısı düzenleyerek
kamuoyuna açıkladığı
Genelkurmay ve Batı Ça-
lışma Grubu'na (BÇG) ait
belgelerin gizliliğini araş-
tınyor.
Hakkında. Türk Ceza
Yasasfnın 136' 1. madde-
si uyannca 5 yıla kadar
ağır hapis cezası istemiy-
le dava açılan Güzel'in
yargılanmasına 29 Ey-
lül'de başlanacak.
Ankara Cumhuriyet
Savcısı Nuh Mete Yüksel
tarafından hazırlanan id-
dianamede, Güzel'in, irti-
cai faaliyetlere ilişkin ha-
zırlanmış çok özel ve giz-
lilik arz eden belgeleri
açıkladığı kaydedildi. İd-
dianamede. şöyle denildi:
"Sanığın ibrazettiği bel-
gelerin, Genelkurmay
Başkanlıgı "na ait gizli ve
kişiye özel damgasını taşı-
yan belgeler olduğu ve bu
belgekrde Türkiye Cum-
huriyeti'nin laik, demok-
ratik düzenini yıknıayı
amaçlayan İslami hareket-
lerin Türkiye'de kaydet-
miş olduğu gelişme ile bu
gelişmelerin nedenlerinin
anlatıldığı. alınan tedbir-
lerin belirtildiği, bu konu-
daki çalışmalar ile ilgili ba-
zı emir ve talimaüann bu-
lunduğu görülmüştür. Bu
belgelerin. irtkai tehdit de-
ğerlendirmesine esas ola-
cak niteiikte olduğu tespit
cdilmiştir. Bu belgelerin ir-
ticai faaliyetlerin tespitine
ilişkin gizlilik dereceli ki-
şiyeözel gerçek belgeler ol-
duğu, Genelkurmay Baş-
kanhğı'nın 29 Temmuz
1997 tarihli yaasından an-
laşıldığı gibi, devletin em-
niyeti açısından da gizli
kalması gereken belgeler
olduğu 30 Temmuz 1997
tarihli bilirkişi raporuyla
da sabit olmuştur."
tddianamede. "TürkSi-
lahlı Kuv-vetleri'ndeki
(TSK) Mezhepçi Yapılan-
ma" başlıkJı dokümanın
da. Genelkurmay Başkan-
lığı'na ait olduğu kayde-
dildi. tddianamede, şunlar
belirtildi:
-Baü Çalışma Grubu,
varuğı ve amacı kamuoyu-
na duyunılmuş bir organi-
zasyoD olup ülegal bir ya-
pılanma değildir. Genel-
kurmay Başkanhğı'nın,
yargı mensuplanna verdi-
ği brifmgde bu belgeler
açıklanmaşnr. Bu belge-
lerden birisi Kadir Sarmu-
sak'm Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'ndan aldığı
ve elde ettiği belgedir. So-
ruşturma dosyasındaki
belgelerle ilgisi ve alakası
yoktur. Dolayısıyla bu bet-
geler aleniyet kay betme-
miştir."