25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA KUBA İZLENİMLERİ 11 Hepsi sendikalı, ücretler arasmda uçurumlar yok ve dansı çok seviyorlar Şeker fabrikasının şeker gibi işçileriKüba'nın en önemlı sanayı tesislen şekerkamışı ürünlen üzerine kurulu. Kübalılar şekerkamışını çok venmli kullanıyorlar. Şeker elde etmenin yanında en çok şekerkamışından elde edilen ekmek tüketiliyor. Meyve suyu içtikleri kâğıt bardaklar, kibrit gıbi şeyler hep şekeıiamışından üretilıyor. Şekerkamışı bıtkisinin değerlendirilmeyen hiçbir parçası yok. Aynca şekerkamışının bır silındir içinde ezilmesıyle elde edilen guayaba denen bir içkileri var Tadı bızdekı şerbetlere çok benzeyen guayaba en çok romla bırlikte içıliyor. Havana çevresınde Türkiye delegasyonuna gezdirilen fabrikalar eski teknolojılerin kullanıldığı çok büyük atölyeler görûnûmünde olmasına karşın ürün kaliteleri yüksek. Konteyner ve kamyon kasası üreten ve 105 işçinin çalıştığı fabrika Havana'nın önemli işletmelennden. 10 yıllık bir fabrika ve ış saati sekiz saat. Işçıler 300 peso aylık alıyor. Işçi temsilcilerinin gezdirdiği fabnkada üretimin kalitesıne göre ışçilere pnm de verildiğı anlatılıyor. Ziyaretin sonunda Küba'da üretılen Troph Cola ve salamlı kaşarpeynirli sandvıçler ikram ediliyor. Guanabao'da bulunan kraker fabrikasının ürünleri tüm Küba'ya dağıtılıyor. Kübalılar krakeri ekmekten çok tüketiyorlar. Yıllık üretimi 1600 ton, 195 işçinin 95'i erkek ve çalışanlann çoğu genç ve 165 peso aylık alıyor. Komünist Partili 16 kişi çalışıyor. Fabrikada çalışma 8'er saatlik vardiyalar halinde. Işçiler, aynlırken ikişer paket kraker hediye ediyorlar Gerilla liderlerinden Rafael Trejo'nun adını taşıyan fabrikada ıse ihraç edilen meyve sulannın depolandığı vanller üretiliyor. Sanayi Bakanlığı'na bağlı fabrikayı bölge halkı işletiyor. Yılda 300 bin varil üretilen fabrikada 357 işçi çalışıyor. Komünist Partili 36 işçi var. Komünist Parti üyesi olacak işçiler, günlük yaşamına, ilişkılerine, üretim durumuna ve arkadaşlannın raporlanna göre seçiliyor. Çalışanlann yüzde48'ı kadın. İşçiler 168 peso aylık alırken müdürler 355 peso, teknik personel 300-340 peso arasuıda aylık alıyor. Biz arka arkaya sorulanmızda işçi temsilcilerini bunaltırken onlar da Türkiye'de işçilerin durumlanna, maaşlanna ılişkin sonılarla bizi sıkıştırdılar. Özellikle kadın işçilerin durumuyla ilgili bilgi istediler. Planta Herros ise inşaatlarda kullanılan demirleri üreten bır ışletme. Hammadde olarak hurda demir kullanılıyor. 1986'da kurulan fabrikada işçi, teknisyen, yöneticı \e servıs görevlilenyle birlikte toplam 677 işçi çalışıyor 451 erkek ve 226 kadın çalışanın bulunduğu fabrikada yaş ortalaması 35. Cretimin kalıtesi ve venmliliğı nedenıyle fabrika. Komünist Parti'nın Emek Ödülü'nü hak kazanmış. Bütün çalışanlar sendikaya bağlı ve sendika temsilcileri işçiler tarafindan seçiliyor. Fabrika döner sermayeli ve kâr işçiler tarafindan paylaşılıyor. Ziyaretimizin sonunda fabnkanın büyük kantıninde bize pasta, karpuz. portakal. muz ve meyve suyu ikram ediliyor Fabrika işçılerinden oluşan müzik grubunun çaldığı parçalar eşlığinde işçilerle dans ediyoruz, Guantanamera şarkısını söylüyoruz. Aynca hepimize bırer tişört ve çerçeve hediye ediyorlar. "Vîva sosyalismo" sloganlan ve alkışlarla işçilerin oluşturduğu koridordan geçerek fabnkadan aynhyoruz. UNESCO'nun insanlık mirası kabul ettiği Küba'nın başkenti Havana'da turistik bir gezi Atatürk devrimcilerle el eleHATtCE TUNCER - BARIŞ DOSTER "Zapata Caddesi De Sarvador ADende Bulvan'nm kesiştiği yer" gibi adreslerin tanımlandığı, devrimci bır geleneğin ve antiemperyalist ruhun her sokakta hıssedildiği Havana'nın en önemli caddelennden bırinde, bır başka büyük devrimcinın, Atatürk"ün büstü bulunuyor. Büstün üzennde Atatürk'ün Türkıye Cumhunyeti'nın kunıcusu olduğu belirtilmiş. Doğumtarihi olarak 19.5.1881 yazıyor. Kaidede aynca "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözlerinin Türkçesi ve Ispanyolcası bulunuyor. UNESCO tarafindan insanlık mirası olarak koruma alanı ilan edilen eski Havana'nın kalbi, kölelerine bağımsızlık hareketinde destek veren ve kölelerini serbest bırakan büyük toprak sahibi Carios Manuel de Cespedes'üı heykelinin bulunduğu La Plaza de Armas'da (Sılahlar Meydanı) atıyor. Alanda bulunan parkın kenanndaki mermer setlere bağdaş kunıp çevreyı keyifle seyrederken ihtiyar temizlikçi kadınlar kirlettiğimizi işaret edip ayaklanmızı indirmemizi istiyor. Parkın çevresi kitap satıcılanyla dolu. Tezgâhlarda Fidel ve Che'nin ünlü konuşmalannın toplandığı kıtaplardan sanat tarihi kitaplanna. bıyoteknoloji kitaplanndan atlaslara kadar her türlü yaym, posterler, kartpostallar dizili. Parkın arkasmdakı Kaptanlar Sarayı'nın (Palacio de los Capitanes Generales) önünde öğlenden sonra eski Ispanyol askerleri gibi giyinmiş bir grup oyuncu turistik bir gösteri yapıyor. Bandolanyla geldikleri binanm önünde bir bıldiri okuyorlar. Che hediyelikleri Biraz ileridekı Katedral Meydanı'nda, bizim Ortaköy'dekı "entel" pazannın bır benzeri kurulmuş. Hediyelik eşyalann büyük bir kısmı Che silueti taşıyor. Anahtarlıklar, çerçeveler, Che'nin ünlü yıldızlı beresi, sloganlannı taşıyan panolar tezgâhlar üzerine sıralanmış. Isviçre'nin ünlü Swatch firmasının dahi Che amblemli saat ürettiği bu dönemde, Che'den biraz para kazanmak, Kübalılann daha çok hakkı dıye düşünüyoruz. Rengârenk tablolannı bir köşede satışa sunan ressamlann en çok işledıği konu da Che. Tablolann ebatlanna göre fiyatlar 10 dolardan 40 dolara kadar değişiyor. 18. yüzyıl kıyafeti giymiş kızlaria hatıra fotoğrafı çektirmenin bedeli 1 dolar. Üç dolara hemen ölçü alıp bambu dallanndan şapka yapanlara ilgi büyük. Kapitol haürası 1929'da senato binası olarak yaptınlan Capitolıo Nacional günümüzde kültür merkezi ve müze olarak kullanılıyor. Basamaklann karşısında körüklü müzelik makineleriyle bekleyen fotoğrafçılar "Kapitol haürası''sını bir dolara çekiyor. Fotoğraflar beş dakıka içinde negatifiyle birlikte veriliyor. San Rafael Bulvan, Havana'nın en ünlü ve eski caddelennden. Tarihi olduklan kadar yıkık dökük evlerinin önünde sokağı seyredenler, kaldınma masa koyup domino oynayanlar, şekerkamışından yapılmış kahverengı bardaklara doldurduklan buzun üzerine meyve suyu doldump satanlar ve bulunan erkek kardeşinin getirdiğini anlatıyor. Birlikte yaşadığı erkek kardeşinin o sıralar bir konser için Penı'nun başkenti Lima'da bulunan Küba Ulusal Senfoni Orkestrası'nda müzisyen olduğunu öğreniyoruz. Evinı onaramamaktan yakınan Senyora Mana'nın ikram ettığı buzlu meyve sulanyla sennledikten sonra Havana'yı dolaşmaya devam ediyoruz. Devlet mağazalan dışında ticaretinın yasak olmasına karşın sokak aralannda el altından daha ucuza puro satılıyor. îki gencin "Puro almak ister misiniz'" sorusuna olumlu yanıt verince takip etmemizi isteyip ara sokaklarda yıkık dökük bır binanm girişine götürüyorlar. Yasadışı alışveriş Kübadaki renkli yaşamı en iyi fotoğraflar anlatiyor. pızzacılanyla rengârenk bir cadde. Penceresinden görüp hayran kaldığırruz e\e. demir parmaklıklardan objektifımizi uzattığırruz sırada bağıran bir kadının sesiyle irkılıyoruz. lngılizce bılen bir genç kız koşup, kadının "Pencereden böyle fotoğraf çekmek a>ip değil mi. içeri gelsene"' dediğini anlatiyor. Tarihten gelen güzelliği olan ama bakımsız bır binanın ginş katı. Çok yüksek tavanlı kare biçiminde salon, pancurlu kapıdan avluya açılıyor. Sanya boyalı avluya saksılarda kauçuk ağaçlan konulmuş. Senyora Maria salondaki ahşap sallanan koltuklan devrim sırasında Nikaragua'da Babalannın Florida'ya kaçtığını anlatıyorlar. gitmek istiyor musunuz" sorumuzu "Kesinlikle hayır. Biz Fkfcn seviyonız" diye yanıtlıyorlar. Dışandaki nöbetçinin "poBda" diye bağırması üzerine koşmaya başlıyoruz. Havana'nın ara sokaklannda elimizde yasadışı aldığımız purolarla polisten kaçıyoruz. Yakalandığımızda antiemperyalist dayanışma festivali sırasında Küba'da bulunduğumuz sırada yaptığımız bu yasadışı alışveriş nedeniyle düşeceğimiz durumu düşünüp utanıyoruz. Bir çekçeke binip uzakJaşmak istiyoruz. Bir süre gittikten sonra bisikJetin tekerleklerini döndüren kayış kopuyor. Çekçekçi kayışı yerine takmasma rağmen yol boyu kayış ikide bir yerinden çıkıyor. tniyoruz ama yorgunluktan ter içinde kalan çekçekçimiz bizi istediğimiz yere götüremediğı içın tüm ısranmıza karşın para almıyor. Devrim Müzesi Küba halkının Ispanyol sömürgeciliği döneminden Ocak 1959'daki devrime kadar mücadelesi Devrim Müzesi'nde sergilenen krokiler, resimler, fotoğraflar, silahlarla. giysilerle anlatılıyor. Che ve adını oğluna verdiği 1959 Ekimi'nde bir uçak kazasında ölen gerilla komutanlanndan Camflo Cienfiıegos'un balmumundan yapılmış heykelleri canlı gibi duruyor. Fidel Castro ile birlikte 81 devrimcinin Meksika sahillerinden 2 Aralık 1956'da Küba'ya ulaştıklan Granma isimli tekne müzenin bahçesinde dev bir camekân içinde sergileniyor. Son akşamımızda Liman Caddesi'nin tam karşısında eski Havana'nın içine doğru sokulmuş körfezin oluşturduğu burunda, 1630 yıhnda lspanyol sömürgecilerinin yaptırdığı Morro Kalesi'nin ışıklandınlmış görüntüsünü izliyoruz. Her akşam 21.00'de atılan toplarla sanki düşmana meydan okunuyor. Kentın içinde petrol rafinerisi bulunması rahatsız edici olsa da bacadan fışkıran alevlerin suda yansıması, körfezin kirliliğini örtüyor. Bizim için "Comandante Che Guevara"yı söyleyen sokak çalgıcılanna eşlik ediyor ve "gönlûmüzden ne koparsa" uzattıklan naylon torbaya atıyoruz. Taksiyle Jose Marti Havaalanı'na giderken çevremize son kez bakıyoruz. Bir caddenin duvannda Che'in siluetinin altında Fidel'in ünlü sözleri yazılı: "Patria o muerto - Ya vatan ya ölüm." Mohitu Küba'nın en ünlü kokteyli "mohitu"nun tarifi: Uzun tnce bir bardağa üçte biri kadar rom dotdurulur. Üç . kaşık şeker ve soda ile kanştınlır. Bir dilim limon, birkaç nane yaprağı ve biraz buzla gerçek bir serinletici, hoş lezzetfi bir içecek hazırlannnş o!ur. Küba'da yoksulluğun anlamı ALİER Küba'da yoksulluğun anlamı farklı Şunun içın farklı; eğer yoksulluk aç ve açıkta kal : maksa, eğer yoksulluk hastane kapılannda sürünmekse ve eğer yoksulluk eğiümden yok- sun olmaksa Küba ve Küba halkı yoksul de- ğil. Ama yoksulluk, bir dolara satılan coca co- la veya benzeri ithal içecekler ile dolarla sa- tılan dığer ürünlen alamamaksa, Küba halkı yoksul, hem de çok yoksul. Ve Küba halkı, dünya çapındaki bılım adamından işçisine ka- dar her vatandaşıyla bu yoksulluğu paylaşı- yor. Madolyonun bir yanına baktığımızda, ge- lışmiş ülkeler düzeyinde ve üstelık tümüyle ücretsiz bır sağlık sistemıniyle karşılaşıyor- sunuz. Eğtimde tam bır fırsat eşitiliği var \e bütçenin önemli bır bölümü eğıtime aynlmış. Castro'nun sokak ve bina duvarlannda göze çarpan çevirtebildığimiz sözlerinin çoğu ço- cuklara ve eğıtime verilen önem ile ilgiliydi. Lada marka özel otomobiliyle bize Küba'nın iç bölgelerinı gezdıren rehberimızin, eğitime verdıklen öneme örnek olarak gösterdiğı köy okullan ve Çocuk Kültür Merkezi'nde tanık olduğumuz manzara bu sözlerin boşuna söy- lenmediğının kanıtıydı. Küba yönetimimn "Özel dönem" olarak nıteledıği, 1990'dan sonra baş. gösteren ekonomik knzle birlikte bazı temel gıda maddeleri kame ile dağıtılma- ya başlanmış. Ancak bu sıkıntı aşılmak üze- re Ingilizce yayımlanan VVorld Almanac'ın 1995 venlerine göre, Küba'da, okur - yazar oranı yüzde 99, bebek ölüm oranı bınde 10. ortalama ömür kadınlarda 79, erkeklerde 75 yıl olarak venlmış Aynı \enlerde her303 kı- şiye bir doktor(Kübalılar göre bu rakam 200) düşüyor. Bu rakamlara az savıda gelışmiş ül- kede rastlanabiliniyor. Ama tüm bunlar, Kü- ba'nın sıkıntılannı aşrruş ve gelışmiş bir ül- ke olduğunu kuşkusuz göstermiyor. Madol- yonun diğer yanında çokça sorun var. Kenti- çi ve kentler arası ulaşım büyük sıkıntılarla yapılabiliniyor. Eski Havana'ya gitmek üze- re saat 20.00'de beklemeye başladığım bele- diye otobüsü ıki saat sonra gelebildi. Durak- ta uzun süren bekleyişte zar zor anlaşmaya çalıştığım yolcular bu durumu "çok az oto- büsümüz var"diyerek açıklamaya çalıştılar. Şehırlerarası yollarda ıse kamyonlar üstü tı- kabasa dolu yolcu taşıyor. Havana ile Santa Clara'yı birine bağlayan otoban önemli bir yatınm. Ancak. hiçbir aydınlatma sistemi yok. Hatta otoban üzennde bulunan bir ben- zin istasyonun girişi bile kapkaranlıktı. Bu nedenle az kalsın kıralık otomobilimızle ben- zinlik yerine tarlaya dalıyorduk. Dünyanın en güzel plajlan arasında gösterilenValedero ile doğa harikası vadileriyle ünlü Viııalesı Hava- na arasında gördüğümüz karayollannm tümü asfalt kaph ve oldukça iyi durumda. Ama gerçek şu ki, pek çok başanlmış güzel şeyle, pek çok sıkıntı yan yana. İşte bu çelişkiler kar- şısında kafası kanşıp doğru bir değerlendir- me yapmakta zorlananlara bence Küba Ko- münist Partisi'nin önde gelen kadın yöneticı- lerinden Cannen Elena'nın şu yanıtı çok yar- dımcı olacaktır: "Bizi gelişmiş üikelerie layas- lama yankşlığına düşmeyin. Kulvarunızdaki üikelerie kıyaslaym." Cannen'in bu yanıtı üze- nne Küba'yı etrafındaki Latin Amerika ülke- leriyle karşılaştrdığınızda gerçekten o zaman Küba sosyalizminin neler başardığı çok net görülebiliyor. Unutulmamalı kı, Küba 1902 yılına dek sömürge bir ülkeydi. Diktatörler ve darbeciler yönetimınde geçen 1902-1959 yıl- lan arasındaki sözde bağımsızlık döneminde koloniyel üretim ilişikileri aynen sürdü. Fidel ve arkadaşlannın 38 yıl önce kaderine el koy- duklan topraklar böyle bir ülkeye aitti. KÜBA 'da sağlık Herkese ücretsiz hizmet • Her semtte 200 kişiye 1 doktor ve 2 hemşire düşüyor ve hepsi de uzman olan bu doktorlar bir anlamda aile hekimliği hizmeti veriyorlar. Daha sonraki evre, poliklinikler. Gerekli durumlarda doktorlar hastayı buralara gönderiyorlar. Eğer semtpoliklinikleri de ' J ' -'!, hastanın sorununu çözemezse devreye hastaneler giriyor. Ambargonun kıskacına umutlan, neşeleri, coşkulan ve emekleriyle direnen Kübalılann yaşamlannda teknoloji çok fazla egemen görünmüyor. Fakat okullarda ve devlet dairelerinde oldukça yaygın şekilde bilgisayar bulunuyor ve bu araçlar en verimlı şekilde kullanılmaya çalışılıyor. Küba'da halkın en hoşnut olduğu ve gururlandığı şeylerin başında sağlık sistemi geliyor. Aile hekimliği Sağlık hizmeti tüm Kübalılan kapsayan ücretsiz bir hizmet. Her semtte 200 kişiye 1 doktor ve 2 hemşire düşüyor ve hepsi de uzman olan bu doktorlar bir anlamda aile hekimliği hizmeti veriyorlar. Daha sonraki evre, polikliniİder. Gerekli durumlarda doktorlar hastayı buralara gönderiyorlar. Eğer semt poliklinikleri de hastanın sorununu çözemezse devreye hastaneler giriyor. Hepsi de tam donanımlı olan hastanelerde tüm sağlık hizmetleri veriliyor. Uzmanlık enstitüleri Sağlık zincirinın son halkasını ise Kübalılann tnstitut dediklen uzmanlık enstitüleri oluşturuyor. Bu enstitülerin hepsi tıbbın farklı bır dalında uzmanlaşmışlar ve gerektiğinde hasta bu kurumlarda tedavi ediliyor. Eldekı son \enlere göre Küba'da 284 hastane, 440 poliklinik, 165 tıbbi merkez, 168 dış kliniği, 280 hamile kadın bakım evi, 182 yaşlılar için bakımevı. 26 bedensel engelliler için bakımevi, 11 araştırma enstitüsü ve kan bankası bulunuyor. Kübalı yetkililerm verdiği bilgiye göre 1958'de yüzde 62'sı Havana'da olan sağlık kurumlannın bugün yalnızca yüzde 39'u başkentte bulunuyor ve gerisi tüm ülkeye yayılmış durumda. Sokaktaki Kübalının oldukça sağlıklı, zinde ve neşeli görünmesinin bir diğer önemli nedenınin de Kübalılann çok fazla alkol ve sigara alışkanlıklannın olmaması diye düşünüyoruz. Kaldı ki, bu alışkanlıklan olsa bıle altından kalkabilecek bütçelen bulunmuyor. Fakat yine de bira ve rom yanında kendilerine has birkaç tane kokteyllerinin olduğunu belirtmek gerek. Yargı sistemi Eğıtim ve sağlık sistemınden başka, yargı sistemi de Kübalılann yüzünü ağartıyor. En uzun süren davalann 5 ay içinde sonuçlandığını belirten Kübalılar. özel mülkıyetın çok smırlı olmasının. zengın ve rantiye bir sınıf olmamasının bunda etkili olduğunu söylüyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear