23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TEKZİP Ilılas kanimlara saygılı bir kuruluştur Cumhuriyet Gazetesrnin 23 Haziran 1997 tarihlı nüshasının, 3 sahıfesınde, müvekkıl holding ile ılgılı gerçek dışı ve hukuka aykın bir yaym yapılmıştır. Bu ya- yını bütünü ıle reddedıyoruz thlas Holdmg ticari bir kuruluştur. Hic- bir tarikat, cemaat. grup, partı ve zümre ile, hiçbır şekılde bağlantısı yoktur. İhlas Holding, 60"a yakın şırketı ve 23 bıni aşan çalışanı ıle, ülkemızm hızme- tinde, mılletımizın yanmda ve dev letimi- zin emnnde tıcan faalıyet ıcra etmekte- dir. Bu sebeple, hiçbır kuruluştan destek almamış, beslenmemış, yağma vapama- mıştır. Dürüst \e çalışkan yapısı ıle ay- dın bir düşünce ıçınde ve venmlı saha- larda çalışmış ve 27 yıllık bir gayretın sonucu olarak, bugünlere gelmıştır. Bu gayret her türlü takdınn üstündedir. Ihlas Holding 12 Ey lül döneminde bes- lenmedığı gıbı. Ozaltarafından da yardı- ma mazhar olmuş değıldır. Özellıkle son zamanlarda TSK'ya atfen yayınlanan am- bargo haberlen de gerçek değıldır. Çün- kü, îhlas Holding'ın hiçbır ırtıcaı faalı- yet ile, hiçbır şekılde bağlantısı yoktur. On- lara finansörlük yapmamıştır. Zıra, thlas Holding. dev letımızın ılelebet muhafaza- sı ve yükselmesı ve halkımızın mutlulu- ğu ıçin gayret sarfeden kuruluştur. Cumhuriyet Gazetesi'run Yenibosna'da- ki thlas konutlan hakkındakı yayınlan da gerçek dışıdır. Hadisenin doğrusu şu- dur: thlas Yuva Sitesi. 45 dönüm üzerine ku- ruludur. Bu yenn arsası, Bursa'da yapıl- mış bulunan konutlar ıle takas edılmiş ve üzerine de aynca parada venlmiştır. Her- şey meşru ve kanunı zeminlerde olmuş- tur. Yapılan yuva ıçin, ruhsat alınmış ve çevreci bir sıte ınşa edılmiştır TGRT'nin bınası, thlas Holding'e ait değildır. Bu yer kiralık olarak tutulmuş- tur. Ihlas'ın bınası ıse, para ıle satın alın- mış bir yer olup, dava konusu dahi edil- memıştır. thlas Yuva'nm yen ise 100 dö- nüm değıldır. Yazı, bu sebeple gerçek dı- şı ve yanlış bılgiler üzenne oturtulmuş ve yaym hukuka aykın bir şekılde venlmış- tir. Bu yayını bütünü ile reddedıyoruz. Kamuoyuna bılvekale saygı ıle duyu- ruruz. İnsan haklan örgütleri hükümetin atılımlannı 'vitrin düzenlemesi' olarak değerlendirdi Demokratikleşıııe sözde kahnasınANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Hükümetin, insan hak- lan atılımlannı "^itrindüzen- lemesi" olarak değerlendıren srv ıl toplum örgütleri, bugün- kü İnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu toplantısında "ka- lıcı önlemler" isteyecekler. Avrupa Bırlığı'nin aralık ayındakı zirvesi öncestnde de- mokratikleşme paketinı uygu- lamaya koymayı planlayan 55. hükümet, insan haklan örgüt- leriyle dıyalog arayışına girdi İnsan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk başkanlığında gerçek- leştirilen İnsan Haklan Koor- dinatör Üst Kurulu"nun 6. top- lantısına, İnsan Haklan Der- neği (İHD), Türkıye tnsan Haklan Vakfı (TİHV). Türk Tabıplen Birlığı (TTB), Maz- lum-Der ve Ankara-lstanbul- tzmır Barolan insan Haklan • Avrupa Birliği sınavına hazırlanan Türkiye'nin, kaçınılmaz olarak insan haklan konusuna el attığmı savunan İHD Genel Sekreter Yardımcısı Nazmi Gür, demokratik açılımlarda bulunan iktidann öncelikJe Güneydoğu sorununu siyasal yöntemlerle çözeceğine ilişkin irade bildirmesi gerektiğini söyledi. Komısyonlan katılacaklar. İHD ve TİHV yöneticılen kurula, Türldye'dekı insan hak- lan ihlalleri haritası ve çıkış yo- lunu gösterecek somut bir pa- ket sunmayacaklannı bildir- dıler. Toplantıya İHD Genel Başkanı Akın Birdal, TİHV Başkanı Yavuz Önenin katı- lacaklan bıldinldi İHD Genel Sekreter Yar- dımcısı Nazmi Gür, hüküme- tin, insan haklannı ıyıleştir- me konusunda attığı adımla- nn "paryatif" önlemler oldu- ğunu söyledi. Avrupa Birliği sınavına ha- zırlanan Türkiye'nin. kaçınıl- maz olarak insan haklan ko- nusuna el attığını savunan Gür, demokratik açılımlarda bulu- nan iktidann öncelıkle Gü- neydoğu sorununu siyasal yön- temlerle çözeceğine ilişkin ira- de bildirmesi gerektiğini söy- ledi. Toplantıya Ankara Barosu adma katılacak avukat Ahmet Toptan. hükümetin hızla "özeJ hukuk uygulamalannı" sona erdirmesı gerektiğini söyledi. Devletın, sadece kendinı ko- rumaya yönelik önlemler al- masınm sıkıntı doğuracağını belirten Toptan. kurula genel ve objektif hukuk kurallannın uygulanmasını engelleyen Devlet Güvenlik Mahkeme- leri (DGM) ve Olağanüstü Hal'in (OHAL) kaldınlması önensinı götürecekJerini kay- detti. tzmir Barosu adma toplan- tıya avukat Ahmet Okyay'ın katılacağı bıldirildi. tzmır Ba- rosu'nun toplantı masasına. işkence, Terörle Mücadele Ya- sası, gözaltında kayıplar. faili meçhul cinayetler. Memurin Muhakemah Yasası, cezaevle- rindeki koşullan getıreceğı be- lırtildı. Istanbul Barosu'nu temsilen toplantıya katılacak olan avu- kat Osman Ergin. "Toplantı- nın göstermelik olmamasını dilhoruz. Av rupa'dan gelecek gözlemcileri aldatmacaya dö- nükolmaması gerekhor. Eğer öyleyse bizi kuUamnalanna da izin \ermeyiz" dıye konuştu. Kurula, insan haklan ıhlaline ilişkin bir dizı konuyu taşıyacaklarını belirten Ergın, insan haklan ıhlallerinin önünün alınabileceğini, önem- lı olanın "myet" olduğunu vur- guladı. Mazlum-DerGenel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu. kurulun yapısında açıklığa kavuşturul- ması gereken konular ol- duğunu söyledi. Türkiye'de her alanda insan haklan ihlal- lennin yoğun biçimde yaşan- dığını söyleyen Ensaroğlu, Türkiye'de öncelikle yapıl- ması gerekenın "insan" tanımı olduğunu kaydettı. Belediye işçisi tstanbul HaberServisi- Hükümetin art ar- da yaptığı zamlara, belediye ışçılerinden sert tepki geldi. Belediye-lş Sendikası tstan- bul Şubesı üyeleri adına konuşan sendika- nın Anadolu Yakası Şube Başkanı ŞabanTö- ren hayat pahalılığı ve yoksulluğun nede- ninın ızlenen yanlış politikalar olduğunu belirtti. Hükümetin fînansman açığı ve 8 yıllık kesintısiz temel eğıtimi gerekçe gös- tererek yaptığı zamlara Belediye-tş Sendi- kası'na bağlı işçiler kitlesel bir basın açık- lamasıyla karşı çıktılar. Dün Sırkeci Gan önünde toplanan ışçıler adına bır açıklama yapan Tören. Türkiye'de 12 Eylül hukuku- nun egemenlığını sürdürdüğünü ve TBMM'nın saygınlığını kazanabılmesı ıçin gereken anayasa değişikliklerini yapması gerektiğini sö> ledi. Tüm sendikalann ve sı- vil toplum örgütlerinin banşçıl ve demok- ratik çözümler aramalan gerektiğini vur- gula> an Tören şunlan söyledi "Türkiye'de baskı ve şiddet poütikalan bilerek oluşturu- luyor. Hükümetin gerçek amacı ortaya çık- mışür. Bu hükümeti destekleyen shil toplum kunıluşlan ve 5'li L'zlaşma Konseyi bugün- kü saJdınlann ve zamlann sorumlulandır." zamprotestosu İKİ YILDA OKULDAN PROFESYONEL YAŞAMA! Üretime yönelik mesleki eğitim. Donanımlı, başarılı, kazanan bireyler... Cazetecilik Bölümü Araştırmacı gazetecilık, haber toplama ve yazma teknikleri, fotoğrafçılık, iletişim kuramları, medya hukuku, iletişim teknolojisi, dergicilik. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 50 kişi. İsletme İletisimi/PR PR (halkla ilişkıler), ış ıdaresi, pazarlama teknikleri, insan kaynakları, işletme, ekonomi. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 50 kişi. Radyo/Televizyon Program yapımı - yonetimi, TV teknikleri, iletişim kuramları, iletişim yönetimi, sinema sanatı, metin yazarlığı, reklam prodüksiyonu, drama. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 75 kişi. Reklamcılık Reklam ve pazarlama, reklam ve yaratıcılık, reklam yazarlığı, müşteri ilişkileri, medya planlama ve satmalma, reklam teknolojisi. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 75 kişi. • Tüm bölümlerde Kültür - Sanat, Bılgisayar, İngilizce, işletme temel derslerdir. • Tüm bölümlere mülâkat / yetenek sınavıyla öğrenci kabul edilir. • İngilizce seviye tespit sınavı her gün 11.00 - 17.00 arasında yapılır. Crafik Temel grafik, desen, görsel anlatm, reklamcılık, grafik uygulama ve bilgisayar atöryesı. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 20 kişi. International Business Studies Yoğun ticari İngilizce, büro yönetimı, muhasebe, pazarlama. 1 yıl.. tam zamanlı. Kontenjan: 66 kişi. Dil Okulu Tümüyle Amerikalı ve ingiliz eğitmenlerden oluşan eğitim kadrosu. Yoğun İngilizce programı. Hazırlık sınıfı, hafta sonu - aksam dil kurslan. Kontenjan: 120 kişi. Animasyon Radyo - TV ve turizm endüstrilerinde eğlence teknikleri, ritmik, modem dans, şan, dans, animasyonda yaratıcılık, kültür - sanat, mim, 2 yabancı dil. 2 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 50 kişi. Plastik Sanatlar Resım, seramık, heykel atölyeleri, sanat kuramları, desen, stil ve teknik, bılgisayar destekli uygulama çalışmaları. 2 + 1 yıl, tam zamanlı. Kontenjan: 20 kişi. Bale ve Dans Klasik bale, modern bale, salon dansları, caz dans, tap dance. 5 yıl, tam zamanlı ve yarı zamanlı programlar. Müzik Rock, caz, pop, blues, klasik... Citar, piyano, davul, şan, klavyeli çalgılar, nefesli çalgılar, yaylı çalgılar, solfej, armoni, ensemble, müzik kültürü, müzik kayıt teknolojisi. Tam ve yarı zamanlı kredili sistem. Kontenjan: 50 kişi. Tiyatro Oyunculuk sanatı, atölye sistemi, kuramsal eğitim. 3 yıl, tam zamanlı. AKADEMI I S T A N B U L O s m a n l ı S o k a k N o : 1 9 T a k s i m 8 0 0 9 0 İ s t a n b u l T e l : ( 0 2 1 2 ) 2 5 1 7 4 8 4 ( 1 0 H a t ) F a k s : ( 0 2 1 2 ) 2 5 1 7 4 8 4 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Nefret Kusmak mı, Eleştiri mi?.. Türkiye'de çok şeyin aksadığı ve zaman za- man insanı isyan ettiren gelişmelerin yaşandığı konusunda hiçbir kuşku duymuyorum. Bu sü- tunda da bunları dile getıriyorum. Zaten bu sü- tunda bunun için yazıyorum... Ancak bazı yazarlarımız öyle şeyler yazıyorlar ki bunları eleştiri olarak değerlendirmemiz mum- kün degil. İçlerindeki kin ve nefretı kusuyorlar. Gençliğimizde bu tür yazılar laik cumhuriyeti- mize düşman olan kimi islam şeriatçılarının ka- leminden çıkardı. Daha sonra etnik bir ayrılıkçı- lık güden kalemler, benzer şeyleri yazmaya baş- ladı. Son beş on yılda da Atatürk aydınlanma- sının ürünü olan, fakat bunun farkında olmayan kimi "süperzekâlılar" nefretlerini kusmaya baş- ladılar. Çoğu kez bu tür yazılara, "Olur böyle şeyler" diyerek önem vermiyorum. Ama 8 ağustosta Ye- ni Yüzyıl gazetesinde çıkan bir yazı, benim ta- hammül ölçülerimi de aştı. Kartel medyasının kimi keskin Atatürkçülerinin bu yazıyla ılgilı bir şeyler yazmalarını boşuna bekledim. Amaonlar kendi "takımlanndan"olanlara pek ilişmıyorlar... Söz konusu yazının başlığı "Yalan Bunlar". Ve ilk paragrafta şu inciler dökülüyor: "Bana uy- gariık tarihinin yarattığı ve bu toplumun küçüm- semediği bir tek kavram söyleyın. Insanoğlunun ortak kabulüne mazhar olmuş bir tek değer söyleyin ki bu topraklarda aşağı- lanmamış olsun. Bana bir tek fikir gösterin kı bu ülkede bır fik- rin cıddıyetıne uygun bır bıçımde, küfürle, de- magojiyle, yalanla, safsatayla çarpıtılmadan tar- tışılmış olsun. Insanlık tarihinin üstüne bina edildiği bütün kö- şe taşları, sınırlanmızdan ıçeri girdiği anda ha- maset balyozlanyla unufak edilip tozu dört bir yana savruluyor. ... Kültürün herrengıne duyulan bu barbarca öfke; hiçbir icada ımza atmamış, hiçbır kent ku- ramamış, hiçbır felsefi görüş yaratamamış olma- nın getirdiği o yakıcı aşağılık duygusu, kaçınıl- maz olarak kendi putunu yapıyor: Güç ve silah. Devleti güce ve silaha sahip olduğu için böy- lesine yüceltiyorlar." Bu satırtarı yabancı bir gazeteci kaleme alsa, "Haksız yere Türkıye düşmanlığı yapıyor" dıye Dışişleri devreye girerdi. Ama bu "düşmanlık" bir Türk gazeteciden gelıyor. Ve "sonsuz cehaletı" öylesine yakıcı bir aşağılık duygusu yaratmış ki nefret kusuyor. Ve üstelik bu fukara toplumda, hayranı olduğu anlaşılan "uygar toplumların" standartlarında yaşayarak... Aslında, yukandaki satırlardatartışılacak çok şey var. Silah ve güce tapınan toplumlarda (kı, bunu ben de şiddetle eleştiriyor ve kınıyorum) bu tapınmanın ardındaki nedenleri boylesıne bası- te almak için, dünya tarihinin yakın çağlarından "bihaber" olmak gerek. Fakat benim asıl üzerin- de durmak istediğım nokta başka. "Uygarlığı ve kültürü beraberce reddederler" diyor daha ılerde. "llericilik ve gericilik ölçütlerini düşüncede. felsefede, ekonomide göstermezse sakalda, türbanda, kıyafette gösterir. Ilericilikleri de gericil'Meri de gorüntuseldir. llerici denilenleri, daha mutlu ve özgür bir ha- yat yaratmak ıstediklen ıçin ilencı değildır. Gencidenilenleri, dinin 'Ahlaklı olacaksın, dü- rüst olacaksın, adaietli olacaksın' emirlerıne uy- mak istediklerinden dine sahip çıkmış değildir. Ne dindan dindar ne çağdaşı çağdaştır. Yalandır bunlar. ... Silahlan siyasete, imamlan siyasetten çıkar- mak için soktuklarını söylerler manşetlerinde, sütunlannda, demeçlerınde. Halbuki sılahlar siyasette olduğu için girmış- tir imamlar siyasete. Silahı siyasetten çıkanr, sı- lahın iktidarda olmasını sağlayan iç savaşı dur- durursanız, imamlar siyasetten kendiliğinden çekılir, hayat iter onları siyasetten dışarı. Tarih boyunca böyle olmuştur bu. Nerede silah siyasete girdiyse orada dın adam- lan da girmiştir siyasete." Tarihe biraz meraklı ortaokul öğrencileri bile, bu arkadaşın dayanaksız bir biçimde "uçtuğu- nu" anlar. Din adamlarının siyasete girmelerinin nedenini "silaha" bağlarsanız çok sözünü etti- ğiniz "uygarlığın" tarihi hakkında en ufak bir bil- giniz olmadığı anlaşılır. Dine dayalı iktidarlar, tarihin hiçbir aşamasın- da ve dünyanın hiçbir ülkesinde, "zorlama" ol- maksızın, yani silah kullanılmaksızın "kovalana- mamışlardır". Bunun bir tek örneği yoktur. Acaba nefret insanın gözünü bu derece karar- tabilir mi? Acaba insanların kinleri, gözlerini de körleştirir mi? Bilemiyorum. Ama bacak kadar çocuklann bile bildikleri birtakım gerçeklen boy- lesine saptırmak istemek, acaba nasıl açıklana- bilir? Yazının son bölümünde şu satırlar var: "Silah- la çözeceğiz diye tutturduğumuz Kurt sorunu ne hale geldiyse din sorunu da o hale gelır, ama din meselesi daha da çetrefil ve tehlikelidir. Zaten sokaklarda ürkütücü ihtimallerin ilk işa- ret fişekleri atılıyor." Silahın her şeyi çözemediği, hatta daha çet- refil bir hale getirdiği doğrudur. Ama kullanılma- sı gereken yerde, silah da kullanılır. Beni bugün, olduğumdan çok farklı bir yerde görmek isteyen ve o zamanlar değerli buldu- ğum eski bir dostum, yukandaki satıriarın yaza- nnı entelektüel düzeyde "/a//ürro/na/7/"yazmak- la itham etmiş ve kalemini bir süre ıçin sustur- muştu. Küfür romanından sonra, şimdi sıra küfür ya- zılarına geldi anlaşılan. "Kör ve topal" da olsa bir demokraside bunları yazmak elbette ser- besttir. Ama meydanın boş olmadığının bilinme- sinde yarar vardır. Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi konıyTin. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear