22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tekel'den rekor alım fiyatı • TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) - Tekel Genel Müdürlüğü Marmara bölgesinde uygulayacağı 1997 yılı üriinü yaşüzüm alım fiyatını açıkladı. Tekel bu •yıl Marmara bölgesinde 12 .bome üzümün kilosunun türüne göre yüzde 33 bin ile 59 bin lira arasında .satın alacak. Tekel'in geçen yıl bölgede üzümün kılosunu türüne aöre 15 bin 400 ile 27 bin 500 lıradan satın aldığını belirten yetkililer artışın geçen yılm fiyatlanna göre yüzde 105-114 arasında olduğunu bildirdiler. Tüpk-İş'ten eşeh mobil itirazı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Sabn Özdeş, REFAHYOL hükümetinin dayatması olarak gördükleri "eşel- mobil sisteminin" kaldınlması konusunun Ekonomik ve Sosyal Konsey'de görüşülemeyeceğini belırtirken "Topu taca atmanın anlamı yok" dedı. Özdeş, eşelmobilin konseyde ele alınmasına ilişkin değerlendirmesinin yanlış anlaşıldığını savunarak. konunun bir ya da iki haftada çözümlenmesinı istediklerine, konseyin yapı olarak buna olanak tanımadığına dıkkat çekti. İzmip Fuarı para basıyor • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl 66'ncısı düzenlenecek olan tzmir Enternasyonel Fuan'ndan. 6 trilyon 211 milyar lıra gelir bekleniyor. I5gün açık kalacak fuann maliyeti ise 316 milyar lira olarak tahmın ediliyor. Yetkililer bu yılki fuarda, 417 yabancı katılımcının en az 2 kişı ile temsil edilmesi ve sadece 10 gün konaklamalan otellere 59 milyar lıra bırakacağını belirttijej Fuar süresince temızluc. güvenlik ve " teknik eleman "istihdamında da artış olacak. FıskobiıHik'e 30 trilyon destek • ANKARA (AA) - Fındık Tanm Satış •Kooperatifleri Birliği'ne {Fiskobirlik). 1997 yılı fındık aiımlannm finansmanı için, Destekleme ve Fıyat Istikrar Fonu'ndan (DFİF) 30 tnlyon lira kaynak sağlanacak. Bakanlar •Kunilu Karan'na göre, sağlanacak kaynak, Ziraat Bankası tarafından, Fiskobırlik'e, yıllık yüzde 50 basıt faizli kredı olarak kullar.dınlacak. Fiskobırlik'ın 1996 yılı ürünü stoklannın yağlığa verilrnesi sonucu uğrayacağı zarar da, DFİF ten karşılanacak. Kapasite kultanımı arttı • A>KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Imala" sanayınde üretim değer ağırlıklı kapasite kullarım oranı, bu yılın nisanmayıs-haziran döneninde yüzde 79.2'ye yüksddi. Geçen yılın aynı döneninde bu oran, yüzde 77.8 clmuştu DlE'nin açıklanasına göre, bu yılın ikinc:döneminde tam kapaste ile çalışamama nederleri arasında, yüzde 41.8 ie iç pazarda talep yeterszliği ilk sırada yer alırkeı. bunu yüzde 18.2 ile di' pazarda talep yeterszliği izledi. Tantnda peşin ödcme dönemi • A5KARA (AA) - Devla Bakanı Eyüp Aşık, üreticden alınan ürünlere karşı.k ödemelerin peşin yapıhcağını belirterek. "'İnşalah üretıcimizle banş,cağız" dedi. Aşık. bu 2> ı üzüm ve fındık için çok i i fiyat verdiklerini ve ör ödemelerin de peşin yapıLcağını ifade etti. "Sanyorum ayçiçeği öderrîlenni de peşin yapaağız" diyen Aşık, istianak nedeniyle devleten alacağı bulunan 50 %£ kişinin alacaklan faiziyle bırlıkte 90-100 tril^cı lirayı bulan paranın ise > başına kadar ödernceğıni bildirdi. Ikinci akaryakıt zammından sonra üretici firmalar yeni fiyatlannı belirlemeye başladı Zaııı dalgası yayılıyorFATMA KOŞAR ANASOL-D hükümetinin iktidara gelir gelmez temmuz ayında yaptığı yüzde 32'lik akaryakıt zammının şokunu atlatamayan pıyasa hemen ar- dından gelen yüzde 9'luk zamla sarsıldı. Akarya- kıt zamırundan sonra, piyasalarda başta temel tü- ketim mallan olmak uzere tüm ürünlerde yeni fi- yat hazırlıldan da başladı. Henüz bir ay geçmemesine karşın. 15 güne ka- dar yeniden zam isteyeceklerini açıklayan ekmek üreticileri. un ve diğer girdilere yapılacak zam ora- nını beklerken, meşrubata da nakliyedeki artışa göre en az yüzde 10 zam bekleniyor. Süt ve süt ürünleri üreticileri de hammaddeden sonra ürün fiyatlannı etkileyen en önemli kalemin nakliye ol- duğunu vurguluyor. Gıda sektöründe. toptancıla- nn zam oranınm kesinleşmesini bekleyen pera- kendeciler ise zam rüzgÖAnndan etldlenmeme- nin mümkün olmayacağım ifade ediyorlar. tstanbul Ekmek Sanayicileri Sendikası Başka- nı İsmail Hakkı Keçeli, "Ulaşım ve rnıbubata gelecek zamma bağlı olarak sektör temsilcile- riyle birlikte fîyatlan tekrar belirleyeceğiz'' dedi. Üsküdar Fınncılar Kooperatifi Başkanı Ah- met Sarıhan da "Hükümct öyle bir zam yarı- şına girdi ki, sabahı geceden tahmin edemiyo- nız. Akşam 50 kilogramlık bir un çuvahnı yak- laşık 3 milyon liraya alabiliyorken, sabaha fi- yat değişebiliyor. Biz de ona göre fiyat belirle- mek durumunda kalıyoruz" diye konuştu. Ankara'nın hatalannın faturasını halkın ödedi- ğini belirten Reis Gıda Yönetim JCurulu Başkanı Mehmet Reis, tanm ürünleri ithal eden firmala- n denetleyen kurum ve kuruluşlann görevlerini yapmadığını belirterek "tthalatçılar ve toptan- cılar zam yapar yapmaz vatandaşın sofrasına da yansıyacaktır" diye konuştu. Reis, akaryakıt zamlannın piyasadaki denetimsizlik yüzünden vatandaşa katlanarak yansıdığını da belirtti. Süt ve Et Üreticileri Bırlıği (SETBİR) Başka- nı Ahmet Arsan, "Akaryakıt bizi doğrudan et- kiliyor" dedi. Arsan, nakliye ücretlerinin bekle- nenden daha yüksek oranda artmasından endişe duyduklannı da belirtti. REFAHYOL hükümeti döneminde akaryakıt zamlannı taşıma ücretlerine yansıtmamasıyla dik- kat çeken Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağ- lı Ulaşım Koordinasyon Merkezi Genel Müdür Ve- kili Ahmet Yüzbaşıoğlu ise, açıklama yapmak- tan çekinirken "Ancak bu yarın, öbür gün ol- mayacağı anlamına da gelmez" dedi. Akaryakıt zamlannın sektöre kısa süre sonra yan- sımasını beklediklerini ifade eden Yaşar Holding lçecek Grubu Başkanı Cengiz Tekin. "Elimiz- deki stoklan eritmek için satışlan düşürmemek için zam oranını yüksek tutmavacagız. Ancak en az yüzde 10 olacağı kanısındayım" diye konuştu. ÎTO Başkanı Mehmet Yıldınm'ın ortaya attığı eğitime katkı projesi tepki doğurdu Odalarda 'katrilyon' kavgasıFİLİZ GÜMÜŞ tstanbul Tıcaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldınm'ın. " vergi affı" olarak yorumlanan. 8 yıllık eğitime 1.1 katril- yon liralık kaynak projesine diğer,oda baş- kanlan ve işadamlan "vergi disiplini ve ahlakını zedeleyeceği*' endişesiyle karşı çıktı. İşadamlan, Yıldınm'ın projesiyle geçmışe dönük vergi ıncelemesi yapıl- maksızın mükelleflerin yüzde 25 daha faz- la vergi ödemesiyle ek yük altına girme- leri yerine kayıt dışı ekonominin üzerine gidilmesi ve özellikle verginin tabana ya- yılması gerektiğinı savundular. İSO Başkanı Hüsamettin Kavi. ver- gi sistemındeki çarpıklıklargiderilmeden affın ekonomiye hiçbir faydası olmaya- cağım savunarak şöyle konuştu: "Vergi ka- çıranların, yirVümlülüklerini vergisini düzgün ödeyenler de paylaşsın denirse bu yanlış olur. Türkiye'de önce zemin herkes için aynı hale getirilmeli. Kayıt dışı çalışanlar kayıt altına alınmalı. Bu- nun için de önce vergi oranları düşüriil- meli. Bununla eşzamanh olarak hem kamu hem özel sektör eliyle vergi dene- İTO Başkanı Yıldırım. İSO Başkanı timi çok iyi yapılmalı. Vergi kaçırmaya çok ağır cezalar uygulanmalı." ASO Başkanı Zafer Çağlayan da İTO projesiyle ilgili olarak "Türkiye'de bir ver- gi psikolojisi ve vergi ahlakı var. Yani işin etik yönüne bakmak lazım. Aman yüz- de 25 vereyim de beni kimse inceleme- sin demek yanlış olabilir" dedi. Zafer Çağlayan. eğitim konusunun kamunun gö- revi olduğuna dikkat çekerek "Bugün Kavi. ASO Başkanı Çağlayan. Türkiye'de kişi başına devletin yaptığı eğitim harcaması 75 dolar iken bir İs- kandinav ülkesinde 2200-2300 dolar. Bu mesele bir milli mesele olduğuna gö- re, o zaman devletin kaynaklan hem rasyonel toplanmak hem rasyonel har- canmak zorunda" dedı. ESİAD Başkanı Oğul Tatış ise "Mü- kelleflerin yeniden ek bir vergi yükü al- tına girmesi yerine kayıt dışı ekonomi- nin üzerine gidilmeli ve özellikle vergi- nin tabana yayılması için çalışılmalı. Kamuda rasyonellik, verimlilik arttı- rılmalı, gereksiz istihdamdan dönülme- li. Bu gibi konularda sağlanacak kay nak- lardan eğitime bir katkı sağlanırsa af ko- nusundan hem daha prarik hem de ile- riye dönük daha yararlı bir katkı sağ- lanmış olacaktır" diye konuştu. İTO Başkanı Yıldınm ise projesını şöy- le savundu: "Maliye Bakanlığı, 5 yıldır mükelleflerinin vergi defterlerinin an- cak yüzde 2'sini kontrol edebilmiş. Kont- rol edilen yüzde 2'si sudan sebeplerle mahkemelik duruma getiriliyor. Bu da bu yüzde 2"ye haksızlık demektir. Eğer tüm mükelleflere, 'ödedığinız vergıye ek bir beyannameyle yüzde 25 daha fazla vergi öderseniz, defterlerinizi incelemeye almayacağız' denirse bu vergi affı ol- maz. Doğmamış bir vergiye af olur mu? BÖyle bir uygulamayla hem devlet kâr- lı olacak, hem mükellef rahatlatılmış ve yeniden vergi ödeme olanağı yaratıl- mış olacak. Bu da sekiz yıllık eğitimle bağdaştırılırsa bunu mükellefler seve seve yapacaktır." BENCE İZZETTİN ÖNDER Ek Bütçe Son 10-15 yıl bütçelerinde sistematik bir özellik görülmektedir. Dönem sonu itibarıyla, bütçe açık- larının tahminlerin çok üstüne çıktığı ve genellikle ek bütçelere gidildiği gözlenmektedir. Böyie bir pa- tolojinin çok genel nedeni, açıktır ki, enflasyondur. Zira enflasyon, bütçe harcamalannı olağanüstü bo- yutlarda yükseltirken, vergi gelirlerinde aynı geliş- meye neden olamamaktadır. Aslında, enflasyonun vergi gelirlerini de arttırma- sı ve hatta böyle bir artışın iradi bir karara da ihti- yaç olmadan, otomatik olarak gerçekleştiriliyor ol- ması gerekirken, bir yandan vergi kayıp ve kaçak- ları, diğer yandan vergi sisteminin kapsamlı olma- ması nedeni ile, vergi sisteminde otomatik istikrar unsuru gereği biçimde etkili olamamaktadır. Görü- lüyor ki, dönem başı açıklardan çok farklı ve ondan fazla olarak, dönem sonu bütçe açıklarının nedeni, kamu harcamalarındaki olağanüstü harcamalardan çok, olağan kamu gelir sisteminin elastiklikten yok- sun olmasıdır. Kamu gelir sisteminin elastiklikten yok- sun olması ise, çok karmaşık bir süreç içinde, top- lumdaki ekonomik güç dengeleri ile ilgili bir konu- dur. Yüksek enflasyonist dönemlerde vergi sistemi- nin elastikliğinin zayıf olması, enflasyon rantlannın etkin bir biçimde vergilendirilemiyor olmasının da çok açık bir delilini oluşturmaktadır. 1997 bütçesi dönem başı olarak denk ilan edil- dı. Oysa, bütçenin denk olmadığının en büyük de- lili, harcama ve gelir kalemlerinde gizlenmiş olan açık- lardan öte, devrin başbakanının üç ayrı kaynak pa- keti açmış olması idi. İçeriklerinin gerçeklik ve ge- çerlilik boyutlan dahi tartışmalı olmakla beraber, bi- zatihi bu paketler gizlenmiş olan bütçe açığının çok açık bir delili idi. Zira, eğer bütçe gerçekten denk idi ise, ilave gelir kaynağına ne ihtiyaç vardı! 1997 bütçesi, açıkça biliniyor ki, 2 katrilyon TL üze- rinde bir açık gizliyordu. Bunun üzerine bir de eği- tim harcaması gelince, doğal olarak, açık iyice bü- yüme eğilimi taşır hale geldi. Bu açık nasıl karşıla- nırsa karşılansın, ekonomi üzerinde yüktür. Ancak, harcama tutarı veri olarak, bu harcamanın fınans- man yöntemi bütçenin istikrar etkisini belirleyecek- tir. işte bu bağlamda ek bütçe önem kazanmakta- dır. Zira, ek bütçe fınansman kaynaklan üzerinde ol- dukça belirleyici olma özelliğine sahip bulunmak- tadır. Bütçe açığı borçlanma ya da menotizasyon yo- lu ile karşılandığında, sırası ile, faiz haddi ve fiyat- lar genel düzeyi üzerinde yükseltici etki yapar. Or- taya çıkan bu ilk etki, doğal olarak, ikincı ve sonra- ki aşamalarda birbiri üzerinde sarmal etki oluştu- rur. Ek bütçe, ortaya çıkan açığı bütçe kapsamına alarak, bunun vergi ve benzerî olağan kamu gelir- leri ile karşılanmasını öngördüğü derecede, enflas- yonist baskı frenlenmiş olabilir. Genel bütçe hacmi büyüdükçe, tüm harcamala- rın vergilerle finansmanı koşulunda dahi, enflasyo- nist baskı ortaya çıkar. Ancak, mevcut harcamayı vergi dışı kaynaklarlafınansmanayönelmek, enflas- yonist baskıyı şiddetlendirir. Bu yılki açık da, ister dönem başı samimiyetsiz bir bütçe hazırlanmasından, ister dönem boyunca ortaya çıkan nedenlerden kaynaklansın, bir biçim- de karşılanacaktır. İşin harcama yönünü şimdilik tartışmadan ve veri alarak, ortaya çıkan bu açığın ek bütçe ile karşılanması, hem siyasal davranış bi- çimi olarak hem de ekonomik etkileri itibarıyla, diğer önemlere göre daha tasvipkâr görülmektedir. Maliye Bakanı Temizel'den zamlara yorum 'Gereğini yaptık'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Planlama Kurulu (YPK), Başbakan Mesut Yılmaz'ın başkanlığında toplandı. Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, zamlarla ilgili olarak "Ekonominin gerekleri yerine getirildi" açıklamasını yaptı. Maliye Bakanı Temizel, gazetecilerin zamlar konusundaki sorulannı yanıtlarken dün bazı gazetelerde yer alan değerlendirmelerinin tersine, "Zamlara karşı olmak ya da olmamak gibi bir durum yok. Ekonominin gerekleri yerine getirildi. Ben sadece Temel Eğitim Yasası'yla ilgisini kurdum" diye konuştu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, YPK toplantısında yatınmlar. ek bütçe ve diğer konulann ele alındığını belirterek "Ekonomiyi derleyip toparlıyoruz" dedi. YPK'nin dün yapılan ve yaklaşık 4 saat süren ilk toplantısında, Devlet Planlama Teşkilatı'nca sunulan "1997 Makroekonomik Gelişmeleri ve Yatınmlar" başlıklı raporu ele alındı. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, toplantıda DPT raporu ışığında Türk ekonomisinin değerlendirildiğini belirtti. Eylülde yeniden toplanacak Ecevit, YPK'nin ikı hafta sonra tekrar toplanacağını da ifade etti. YPK toplantısına Başbakan Yılmaz'ın yanı sıra Başbakan Yardımcılan Bülent Ecevit ve İsmet Sezgin, Devlet Bakanlan Işın Çelebi, Güneş Taner ve Hüsamettin Özkan, Maliye Bakanı Temizel, Bayındırlık ve tskân Bakanı Yaşar Topçu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez. Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel. Hazine Müsteşan Mahfi Eğilmez, DPT Müsteşan Orhan Güvenen, Dış Ticaret Müsteşan Yavuz Ege, Maliye Bakanlığı Müsteşan Erdoğan Öner, Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygınoğlu ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Yener Dinçmen katıldı. çocuğa verilecek en iyi armağanın "çocuk kitabı" y oldıığıınıı diişiiniiyorscınız.; niye bir tane yazjnıyorsunuz.? Tüketilmeyen deniz ürünleri Uzakdoğu'da Denizanasına Japon müşteri NURTEN YALÇIN İç pazarda tüketilmeyen denizanası, denizpatlıcanı. köpekbahğı kuyruğu gibi denız ürünlerine talep Japonya, Tayvan. Tayland gibi ülkelerden geldi. Uzakdoğu ülkelerinin mutfaklannda önemli bir yer tutan, ancak Türkiye'de tüketilmeyen bu ürünler, dondurulmuş gıdayla ilgili firmalann ihracatlan içinde önemli bir yer edindi. Türkiye'den Uzakdoğu ülkelerine yılda ortalama bin 200 ton deniz salyangozu. 100 ton köpekbahğı yüzgeç ve kuyruğu. 150 ton denizanası, 100 ton denizpatlıcanı satıhyor. Türkiye'den Uzakdoğu'ya, az da olsa kum midyesi ihracatı da yapılıyor. Bu satışlardan ortalama olarak yılda 20 milyon dolarlık döviz girişi sağlanıyor. Türkiye'de ticari değeri olmayan deniz üriinlerinin üretim ve ihracatına 1982 yılından itibaren başlayan ve İzrnir'de faalıyet gösteren Baysoy Gıda Ürünleri AŞ, tesislen Çanakkale'de kunilu olan Dardanel, Trabzon'da üretim yapan Sadıklar AŞ ve kum midyesi üretımiyle Kerevitaş Superfresh, Türklerin "beğenmediği" denız ürünlerini Uzakdoğu ülkelerine pazarlıyor. Deniz mahsullerinin önemli bir bölümünü dondurulmuş gıda olarak hazırlayan firmalar. yapılan üretim için pazar bulmaktan çok. denizlerdeki kirlenmeden şikâyetçiler. Avrupa'dan da talep var Kilosu 4-5 dolar dolaymda olan denizsalyangozu ve denizanası gibi ürünler Uzakdoğu'nun zengin sofralan için satılırken köpekbalığının kuyruk ve yüzgeçlerinden elde edilen ve daha düşük fiyatla satılan et daha çok fakir bölgelere pazarlanıyor. Uzakdoğu'ya satılan su üriinlerinin yüzde 70'ini kendi firmalannın ürettiğini belirten Baysoy AŞ Koordinatörü Nedim Arın. Türkiye'de satılmayan bu tür ürünlere özellikle Japonya'dan büyük talep olduğunu söyledi. Ann, yılda 900 ton denizsalyangozu ihraç ettiklerini belirterek ürünlerin dondurulması ve paketlenmesi aşamasının uzunluğuna dikkat çekti. Dardanel yetkilileri ise ürettikleri kum midyesinin yalnızca Uzakdoğu'da değil, İtalya, Fransa gibi Avnıpa ülkelerinde de alıcı bulduğunu söyledi. baskıresim ycıpmcık için şimdiyy çok önemli bir nedeniniz, dcılıcı iirkiye, îzetleştirme konusundcı izin" yeni dîişiinceleriniz.i bekliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear