22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI BOTAŞ, Irak petpolünü almaya hazır • ADANA (AA) - BM'nın Irak hükümerinin yeni gıda maddesi alıır ve dağıtım planını kabul etmesiyle BOTAŞ'ın Yumurtalık tesislerine petrol akışı beklenirken Malta bandırah bir tankerin de petrol yüklemek amacıyla Yumurtalık açıklannda olduğu bıldirildi. Tesislerin her an petrol alımına ve yükleme yapmaya hazır olduğu bildirilirken. petrol alımlannın koordinesinin saglanması amacıyla 5 kişilikBMve lOkişilik Irak heyetınin BOTAŞ tesislerinde olduğu belirtildi. Çukobirtik 18 tPilyon bekliyor • ADANA (Cumhuriyet Güney llleri Bürosu) - Ortadoğu'nun en büyük entegre kuruluşu olarak bılinen Çukobirlik, pamuk sezonunun açıldığı şu günlerde alım yapabılmek için Ankara'dan para bekliyor. Kasası yine tamtakır olan Çukobirlik, destekleme fonundan pamuk alımı için 18 trilyon lira istedi. Bu paranın eylülden ıtibaren kademelı olarak gönderilmesi durumunda birlik, ay başından sonra ahmlara başlayabilecek. Sanayi ve Tıcaret Bakanı Yalım Erez'in emriyle genel müdürlük koltuğuna oturan eski yönetim kurulu başkanı Fevzi Şen'in. Erez'le olan yakınlığı nedeniyle destekleme fonundan Çukobirlik'e istenılen parayı sağlayacağı öne sürülüyor. Ankara'da ekmeğe zam • ANKARA (AA) - Ankara'da ekmek fiyatlan arttınldı. 15 ağustostan itibaren 250 gram halk tipi ekmek 30 bin liradan satılacak. Francala ve lüks ekmeğin fiyatlan da serbest bıraicıldı. Ankara Esnaf Sanatkarlâr Odalan Birliği Genel Başkanı Ali Rıza Ercan düzenlediği basın toplantısında, daha önce 25 bin liradan satılan 250 gTamlık halk tipi ekmeğin bundan böyle 30 bin liradan satılacağını bildirdı. Ruhsatı ne olursa olsun bütün fınnlann halk tipi ekmek üretmek zorunda olduğunu kaydeden Ercan. halk tipi ekmek üretmeyen, fiyat ve gramaj sınırlamalanna uymayan fınncılann 30 milyon liradan az olmamak üzere cezalandınlacaklannı belirtti. Sıra fıstik taban fiyatında • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Başbakan Mesut Yılmaz'ın Giresun'da fındık alım fiyatlannı açıklaması. Güneydogu Anadolu Bölgesi'ndeki fıstık üreticilerini harekete geçirdi. Hükümetin fındık alım fiyatını geçen yıla oranla yüzde 126 oranında arttırdığına dikkat çeken fistık üretıcileri, antepfıstığına 500 bin lira taban fiyat verilmesi gerektiğıni savundular. Şanlıurfa Zıraat Odası yöneticısi Musa Akay. Başbakan Yılmaz'ın findık üreticisi olan hemşerilerini gözettiğini, ancak fıstık üreticilerinin de unutulmaması gerektiğini söyledi. İMKB'den uyarı • Ekonomi Servisi - Tuncay Artun'un ölümünün ardından adına kunılan Eğitım Vakfı'na sahte makbuzla para toplandığı açıklandı. tMKB'den vapılan açıklamadi geçen hafta vefat eden İMKB eski Başkanı Tuncay Artun'un eğitıme verdiği özel önem çerçevesinde kurulan Tuncay Artun Eğitim Fonu'na makbuz karşılığı bağış yapılmasının söz konusu olmadığı belirtilerek şöyle denildi: "Bağış yapmak ısteyenler lş Bınkası Borsa şubesinde açılan 48321 No'u hesaba başvurabilir. Boramızın ılişkisi olmıyan ginşımlerin önlenmesi için, bağışlann sadece anılan hesaplara yapJması ve borsamızm bilelendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Bu yıl 2.5 katrilyon olarak düşünülen bütçe açığmm daha da artacağı tahmin ediliyor Ek bütçe 2 katrilyona çıkarıldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu, 1 ay önce 1.5 katrilyon lira olarak belirlenen ek bütçe ödeneğini 2 katrilyona çıkardı. Ek bütçe miktann- daki bu artışın, 2.5 katrilyon lira sınınn- da tutulması planlanan bütçe açığının 3 katrilyona dayanacağınm göstergesi ol- duğu belirtildi. Yüzde 100 artınlan öğ- renim kredilerinin ekim ayından itibaren geçerli olması kararlaştınldı. Bakanlar Kurulu'nun önceki günkü toplantısıyla ilgili olarak açıklama yapan Dev let Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Ahad Andican, toplantmın başında Başbakan Mesut Yılmaz'ın 8 yıllık kesintisiz eği- tim yasa tasansıyla ilgili bilgi verdiğini, özel bir çalışma takvimi ile tasannın bu hafta TBMM'de görüşülerek kabul edi- leceğini umduğunu söylediğini belirtti. An- dican, Köy Hizmetleri Genel Müdürlü- ğü'ne bağlı olarak çalışan mevsimlik iş- çilerin sorunlannın ele alındığını kayde- derek, bununia ilgili olarak yapılacak ça- lışmanm Ekonomik ve Sosyal Konsey'e getirilmesinin benimsendiğini anlattı. Toplantıda Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in REFAHYOL hükümeti dö- neminde kamuoyuna denk bütçe olarak sunulan uygulamanın sonuçlan hakkın- da bakanlara bilgi verdiğini belirten An- dican. mevcut ödeneklerin yalnızca hiz- metlerin yürütülmesine bile yetmeyece- ğine işaret etti. Temizel'ineködenek taleplerinden do- layı bakanlığının zor durumda kalacağı- nı belirttiğini kaydeden Andican, yakla- şık 2 katrilyon liralık ek bütçe talebinin eylül ayındaTBMM'nin gündemegeti- rileceğini, bu konunun salı günü toplana- cak Yüksek Planlama Kurulu'na götü- rüleceğini açıkladı. Andican, "Sadece köy hizmetlerinde çalışan 42 bin geçi- ci işçinin maaş ve cari giderlerinin kar- şılanabilmesi için 20 trilyon liraya ge- reksinim vardır. Maalesef denk bütçe yapabilmek hayaliyle REFAHYOL hü- kümeti bu kuruluşun bütçesini 13 tril- yon lira olarak bağlamıştır. Ek bir masraf söz konusu olmadığı halde 7 trilyon liralık bir açık yok sayılmıştır. Bu hükümetimizin önünde çok ciddi bir sıkıntı olarak durmaktadır" diye ko- nuştu. Projeler YPK'de Andican. dış kredi sağlanacak proje- lerin belirlenmesine ilişkin çalışmanın da Yüksek Planlama Kurulu'nda ele alına- cağını vurgulayarak, yüzde 100 arttınlan öğrenim kredilerinin daha önceki yıllar- da olduğu gibi ocak ayında değil ekim ayından itibaren geçerli olacağını söyle- di. Lisans öğrencileri için 6 milyon, mas- ter öğrencileri için 12 milyon, doktora öğrencileri için 18 milyon olarak belir- lenen kredilerin 1998 yıhnda gerek du- yulması durumunda yeniden düzenlene- ceğini kaydeden Andican, artışlardan öğ- renimlerinı Türkiye'de sürdüren Türk cumhuriyetleri öğrencilerinin de yararla- nacağını bildirdi. Bakanlar Kurulu'nda son günlerde ya- şanan sel felaketiyle ilgili bilgi verildiği- ni belirten Andican, lstanbul Alibey- köy'de 70'i sanayi kuruluşu olmak üze- re toplam 286 yapının zarar gördüğünün belirlendiğini kaydederek. konut sahip- lerine 25 'er milyon lira yardım yapılaca- ğını bildirdı. Andican. özellikle belediyelertarafra- dan devlet garantisiyle kurulan çöp im- ha ve atık su tesislerinin standartizasyo- na kavuşturulması için Çevre Bakan- lığı'nca çalışma yapılacağını söyledi. 'TÜPRAŞ ile BOTAŞ'ın petrol ve doğalgazını Türk bayraklı tankerler taşımalı' Denizcfler hükümetten destek istiyor FİLtZ GÜMÜŞ Deniz Ticaret Odası (DTO) yö- netimı, navlun sıkıntısı içindekı denizcilik sektörü için Eximbank gibi bankalann finansman deste- ği sağlamasını istiyor. Sektörün içinde bulunduğu sıkıntıyı dev- letin ilgisiyle aşması durumunda 5 milyon dolarlık getirilerini 10 milyon dolara çıkarabilecekleri- ni savunan denizcilere, ekono- miden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner de destek veriyor. Armatörler, DTO'nun yarınki meclis toplantısına katılması bek- lenen Güneş Taner'in, TÜPRAŞ ve BOTAŞ "ın petrol ve doğalgaz taşımacılığında Türk bayrakh ge- milerin kullanılabilmesi için ken- dilerine destek verdiğini ve bu doğrultuda denizcilere, "'Birleşin, tanker alın" çagnsı yapacağını bildirdiler. DTO Yönetim Kurulu, Başba- kan Mesut Yılmaz'la da önü- müzdeki günlerde sektörün sorun- lanyla ilgili olarak özel görüş- me yapmayı programlıyor. DTO Başkanı Cengiz Kapta- noğlu, Başbakan'dan denizcilik finansmanı konusuna ilgi gös- termesini isteyeceklerini belirte- rek u Bize küçük ve orta ölçek- li işletmeler gibi ilgi gösteril- meli" dedı. REFAHYOL hükümeti döne- minde navlun priminin kaldınl- dığını, Türk bayraklı gemilerle ya- pılan taşımacılığın maliyetinin arttığını ve navlunlann düştüğü- nü belirten Kaptanoğlu, hükü- metten isteklerini şöyle özetledi: "Denizcilik sektörüne bu ara hükümetin çok >akın ilgi gös- termesi gerekiyor. Bu ilgi Tür- kiye'nin kendi yükünü yine Türk bayraklı gemilere taşıtma- sıyla olur. Biz üçüncü ülkeler arası taşımacılık yapıyoruz ve döviz getiriyoruz. Ancak Tür- kiye'den ihraç etmiyoruz diye hizmet sektöründen sayılıyo- ruz. Bu nedenle Eximbank kre- dileri bize açümıyor. Bütün ban- kalar, denizcilikle ilgili fon ya- ratmalılar. Biz 1990 yılından bu yana her yıl ülkeye en az 3- 5 milyar dolar getiriyoruz. İd- dia ediyoruz; navlunlann düş- tüğü şu günlerde hükümet sı- kıntı\ı atlatacak ilgiyi göster- sin bize, kendi vüklerimizi or- ganizeetsin,2000'li vıllarda 10 milyar dolar getiririz." Hükümetin denizciliğin bu sı- kıntılanna olumlu yanıt verdiği- ni belirten Kaptanoğlu, "Taner'i ziyaretimizde bu sıkıntılarımı- zı ona ilettik. Onun da güzel bir teklifi var. İsdemir, Erdemir gibi kuruluşlar dahil, büyük to- najlı taşımalarda bir araya ge- lin, bir ortaklık kurun, doğal- gaz, LPG ve ve petrol taşıyın, bir gemide adamın yüzde yüz hissesi olacağına 450 milyon dolar gemide yüzde S hissesi olsun. TÜPRAŞ'la. BOTAŞ'la anlaşma vapın diyor" dedi. Kaptanoğlu. "TÜPRAŞ'ın yanlış politikası sonucu petrol taşımacılığında Türk bayraklı gemiler hızla eriyor. Yalnız iki petrol tankeri var ve hiç doğal- gaz taşıyan gemimiz >ok. Bu tür gemilere büyük navlun ve- riliyor. Bugün yalnız kuru yük taşımacılığında yabancı gemi- lere, Türkiye 2 milyar dolar ödüyor. Eğer bu yükleri kendi gemilerimiz taşısaydı bu para dışanya akmazdı" diye konuştu. Nakliyecüer arasında 4 şirket' huzursuzlıığu FATMA KOŞAR Uluslararası Nakliyeciler Der- neği'ne (UND) üye olan 32 nak- liye firmasının geçen günlerde bir araya gelerek kurduğu Birle- şik Uluslararası Nakliyecilık AŞ (BUNDAŞ) sektörde tartışmala- ra yol açtı. UND Başkanı Saffet Ulusoy, 32 firmanın toplu alun avantajlanndan yararlanmak üze- re bir araya geldiği BUNDAŞ'ı "'küskünler kulübü" diye nite- lendirerek ortaklarını UND üye- liğinden atacağını açıkladı. Ticari amaçlı bir firma olduk- lannı anımsatan BUNDAŞ Ge- nel Müdürü Ünal Ergun üyelik- ten atılma konusunda bir açıkla- ma yapmaktan kaçındı. Nakliye sektörünün EGS'si olarak tanıtı- lan ve Avrupa ile Türkiye'de nak- liye alanında ilk örnek olarak dikkat çeken BUNDAŞ'm ortak- lan arasında Adria, Osnak, Rat- rans, Gür Nakliyat, Sertrans, Onur, Özgür ile Denizer, Den- kar gibi firmalar da yer alıyor. "Bu firmanın ortaklarını kim kapıdan alır ki bürokratik işlemler konusunda etkili ol- sunlar. Toplu alım avantajından da yararlanamazlar. Onların yaptığı bu açıklamalar tama- men gerçek dışı" diye konuşan UND Başkanı Ulusoy, ortaklann şirket kurmalannı UND Yönetim Kurulu'na girmeye bağladı. Fir- manm başanlı olmasının müm- kün olmadığını iddia eden Ulu- soy, nakliye ve diğer sektörlerde bu tür girişimlerin yayılacağına inanmadığmı ifade etti. 4 - 5 yıl önce oda olmak için girişimlerde bulunan uluslarara- sı taşımacılar, bu yöndeki çalış- malannı hızlandırdı. Sektörün büyümesiyle son yıllarda derrıe- ğin kendileri için çok yetersiz kaldığını belirten UND Başkanı Ulusoy,"Yabnmlar çok büyük, bu kadar güçlü bir sektör için dernek küçük bir kuruluş. Oda olmak istiyoruz" diye konuştu. 4 - 5 yıl önce gerçekleştirdik- leri girişimlerin, dönemin Oda- lar Birliği Başkanı Yalım Erez ta- rafından engellendiğini belirten Ulusoy, "Artık önümüzde bir engel kalmadı" dedi. CJÖRÜŞ/R. METIN AYDOĞAN A\T{*\nt±fn iit*<vHr»ici i i m î t l i Trakva'nın gülü üreticisini sevindirivor. Ayçıçegı urencısı u m ı m Bu yı -,400b fn hektar alanda 700bln -ton ayçiçeği üretilmesi bekleniyor. Ayçiçeği alım fiyatını Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in bu a\ sonunda Edirne'de açıkla>acağını bildiren Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Pekşen, üreticinin ayçiçek taban fi\ atının 70 bin lira olarak açıklanmasını beklediğini belirtti. Trakya Birlik Genel Müdürü Cemalertin Uslu ise üretilmesi beklenen 700 bin ton ayçiçeğin yansını birlik olarak almaya hazır olduklanm açıkladı. Trakya Birlik'in, 35 bin 294 ortağından rekolte beyannamesi alımını sürdürdüğü ve bugüne kadar ortaklarının 317 bin 599 ton ayçiçeğini birliğe teslim etmeyi taahhüt ettiği de belirtildi. Alımların 136 merkezde yapîlacağı açıklandı. (FOTOĞRAF: SEVtM ERTEMUR) ADD îzmir Şubesi Başkanı 1923,1935 ve 1997 Bütçeleri ve Türkiye Ekonomisi 1 997 bütçesi ile 1923 ve 1935 büt- çelerinin bazı kısa bilgilerle kar- şılaştırılması, ekonomide Türki- ye'nin, Atatürk döneminden bu- güne nereden nereye geldiğini göste- recektir. Bugün ümmetçilerin, yeni dün- ya düzencilerinin, 2. cumhuriyetçilerin, mafya "işverenlerinin", ortak pazarcıla- rın koro halinde kaldırdıkları Atatürkçü dönemin ne olduğunu aşağıda verece- ğimiz rakamlar ve ekonomik gelişme- ler açıkça ortaya koymaktadır. Kurtuluş Savaşı başarılıp 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildiğinde ül- ke tam anlamıyla bir harabe durumun- dadır. Nüfusun yüzde 90'a yakını yok- sulluğun altsınınndayaşayan, köylüdür. Sanayi, tamamı askeri amaçlı birkaç ta- mir atölyesinden ibarettir. Sermaye sa- hibi işverenler ve doğal olarak işçi sını- fı yoktur. Ülke topraklarının çok az kıs- mı tarıma açılabilmiştir. Ülkede karayo- lu yok denecek düzeydedir. Toplumsal örgütsüzlük her alanda yaygındır. Ma- kine ve elektrik henüz yaşama gireme- miştir. Savaş sonrasında sadece Batı Anadolu'da 830 köy tümüyie, 932 köy kısmen yakılmıştır. Yakılan bina sayısı 116.214'tür. Buna karşın ülkeye, iskân edilmek zorunda olunan 709.322 mül- teci gelmiştir. (Tüm nüfusun yüzde 5'i. Bu nüfusa oranla dünyada görülen en büyük insan göçüdür.) Yapılabilen tarım çok ilkel düzeydedir. Batı anlamında yüksek eğitim görmüş tanm uzmanı sa- yısı sadece 20'dir. Tarımın verimi tama- men doğa koşullarına bağlıdır. Buğday üretimi ülkeye yetecek düzeyde değil- dir ve buğday yabancı ülkelerden ithal edilmektedir. Hemen hemen tamamı azınlıklann elinde olan ticaret, onlann ül- keyi terk etmeleri nedeniyle nerede ise durma noktasındadır. Bankacılık, sigor- tacılık ve ulaştırma dalında ulusal çı- karlara uygun davranmayan 85 yaban- cı şirket vardır. Üretimde bulunan hiç- bir sanayi yatırımı yoktur. Ülkenin en basit ihtiyaçları bile ithal edilmektedir. Kurtuluş Savaşı başladığında devlet bütçesi sıfır durumundadır. İlk bütçe gelirleri Sovyetler Birliği'nin yaptığı ay- ni yardımlar ve Istanbul'dan Ankara'ya çevrilebilen vergilerdir. Genç Cumhuri- yet'e Osmanh'dan, Lozan'da da kabul edilen ve ödenmesi gereken 18 milyon liralık dış borç kalmıştır. Bu yoğun olum- suz koşullara karşın kısa sürede başa- nlan işler olağanüstüdür. Toplumsal ya- pımızı temelden değiştirip yenileyen Cumhuriyet devrimlerinin yanı sıra, yu- karıda belirtilen sorunlara şu uygula- malarla yanıt verilmiş ve uygulamalar- da başan sağlanmıştır. Şeriat vergisi olan aşar vergisi kaldı- nldı. 1923-1924 arasında göçmenler ve yoksul köylülere 6.787.234 dönüm tar- la, 167.422 dönüm bağ, 189.859 dönüm bahçe, 1934-1938 arasında ise 2.999.828 dönüm toprak dağıtıldı. Ko- operatifçilik teşvik edildi. Toprak Mah- sulleri Ofisi kuruldu, köy aydınlanması- nı sağlayacak Köy Enstitüleri planlan- dı ve uygulandı. 1928 yılına kadar büyük gayret sarf ederek 27.850 km yolun toprak tasfiye- si ve stabilize serilmesi tamamlandı. 1933'e kadar 2212 km yeni demiryolu yapıldı. Demiryolunu Samsun, Ulukış- la, Diyarbakır ve Erzurum'a ulaştırdı. 1928'de Anadolu Demiryollan ve Hay- darpaşa Limanı, 1929'da Mersın - Tar- sus-Adanahattı, 1931'deBursa-Mu- dahya Işletmesi, 1935'te Izmir - Afyon ve Izmir- Manisa - Bandırma hattı dev- letleştirildi. Kabotaj hakları ulusal bay- rağın tekeline alındı. Ulusal pazar yük- sek gümrük duvarlanyla korumaya alın- dı. Şeker 1923 yıhnda ülke içinde hiç üre- tilmez iken 1932 yıhnda 27.549 ton üre- tildi. Ithalat ihracata göre, 1923 yılında 36.1 milyon dolar açık vermiştir (ki tüm ithalat 86.9 milyon, tüm ihracat 50.8 milyon dolar idi). Dış ticaret açığı 1931 yıhnda 0.3 milyon dolara düşürülmüş, 1938 yılında ise ihracat ithalatı 20.1 mil- yon dolar aşmıştır. Dış ticaret açığı, ba- gımlıhk ilişkilerınin başladığı 1946'dan sonra sürekli artmış ve 1952'de 193 milyon dolar, 1962'de 241 milyon do- lar, 1977'de ise 4043 milyon dolara çık- mıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı, dünyada ilk ve tek örnek olarak enflasyonsuz yü- riıtülmüş birsavaştır. 1923-1938 arasın- da. yoksulluğa ve ihtıyaçların baskısı- na rağmen karşılıksız para basılmadı. 1938-1997 bütçelerini karşılaştırdı- ğımızda şu gerçekler ortaya çıkmakta- dır: 1938 bütçesi bütün olanaksızlıklar, yoksulluklaç ve dünyayı sarsan 1929 dünya genel buhranının yarattığı olum- suz koşullara karşın, denk bütçedir, ger- çekçidir. 1997 bütçesi ise daha 2. ayın- da açık veren, açığı mayıs ayı sonu iti- bariyle 529 trilyon liraya çıkan, haziran sonunda 699 trilyona çıkacağı bildirilen ve altı aylık açığını tüm devlet gelirleri- nin 1/4'üne ulaşan, karşılığı olmayan hayali gelirlere dayalı bir borç bütçesi- dir. 1938 bütçesinde tamamı kibritte- keli yatırımında ve yabancı şirketlerin devletleştirilmesinde harcanmış borç- lann tutan bütçenin yüzde 17'sidir. 1997 bütçesinde ise bütün devlet varhkları- nın satışına rağmen borç oranı bütçe- nin yüzde 57'sini oluşturmaktadır. Bu ora- nın yansına yakını sadece faiz ödeme- sine gitmektedir. Dış borçlar dolaysız ola- rak uluslararası mali sermaye grupları- na, iç borçlar ise bankalar aracılığıyla bir avuç kişiye ödenmektedir. 1998 yılının ilk iki ayında, 825 trilyon lira iç borç, 1.5 milyar mark bedelsiz ithalat hesabı, 2 milyar dolar döviz kredisi, 4 milyar do- lar dış kredi geri ödenmesi yapılacak- tır. Diyanet işleri Başkanlığı'nın 1938 bütçesindekı payı on binde on dokuz iken 1997'de bu pay binde altı olmuştur. Bu, yüzde 320'lik bir artıştır. Bu oranlardan da görüldüğü gibi 1938'de ülkeyi yönetenler, bütün ola- naksızlıklara karşın Tûrkiye'yi ve Türk halkını kalkındırmayı, geliştirmeyihedef- lemişlerdir. Ülke yararına uzun vadeli planlar yapmıştır ve bu plan hedefleri- ne göre yılmadan çalışmışlardı. Bugün ise devlet bütçesinin yüzde 57 gibi çok büyük bir oranı borç ödemesine ayrıl- makta, bizden önceki kuşaklann yarat- tığı devlet varlıklan satılmakta, günü kur- tarmaya çalışan politikalar sürdürülmek- te ve halkı yoksullaştıran faizci bir uy- gulama yürütülmektedir. Bunu yapar- ken, doğal olarak Atatürkçülüğe gizli veya açık olarak karşı çıkmak günümüzün modası haline getirilmiştir. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kerhen Olunca Kerhen laik, kerhen demokrat, kerhen insan hak- lanndan yana, kerhen namuslu. kerhen özverilı, ker- hen çağdaş olunca.. kokusu çabuk çıkıyor. DTP'nin 8 yıllık kesintisiz eğitime ilişkin grup ka- rarı almamasını düne kadar, Çiller'in DYP'lı millet- vekillerini kukla olarak kullanmasına karşı simgesel bir gösteri olarak algılıyordum. Meğerse DTP'nin iktidann nimetlerinin paylaşılmasında, kadrolaşma- da biraz devre dışı kalma gibi bir derdi varmış. Alınmış hükümet karan olmadığı için DTP'Iİ mil- letvekillerinin oylamada serbest bırakılacağının ga- zetecilerle yenilen yemekte ilan edilmesi aşama- sında kendi adıma fena halde bir şantaj kokusu al- dım. Bal gibi de, "Ciddiye alınmazsak, yapılan işler bize sorulmazsa. Türkçesi kadrolaşmada beklenti- miz pay bize de verilmezse çamura yatanz" denili- yordu. Belki pürüz çok gizli çözümlenecek, kokusu çok fazla çıkmayacak. Yani oylamaya yansımayacak, kamuoyunda uzun tartışmalar olmayacak. Ama iç- güdüm diyor ki.. oylama saatine kadar önemli giz- li pazariıklar olacak. DTP'nin küskünlüğü, beklenti- leri giderilmeye çalışılacak. Avrupa'nın birçok ülkesinin toplamından fazla genç nüfusu olan Türkiye'nin geleceğinin bu genç- lerin çağdaş eğitimden geçirilebilmeleri olması ki- min umurunda? ••• TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan 8 yıllık kesintisiz eğitim tasarısının 4. maddesi, şeriatçıla- ra ödün veren biçimi ile çıktı. ANAP'ın Refahçı çiz- gideki milletvekilleri, Korkut Özal ve arkadaşlannın, daha REFAHYOL iktidarda iken kesintisiz eğitime ilişkin yapılan tartışmalarda, ANAP'tan gelen bu öneriyi, şimdı Meclis'e yasalaşmak üzere inmış bu- lunan tasan metninin içeriğini, imam-hatipli orta öğ- retimin varlığından daha anlamlı ve zenginleştirilmiş bir dini eğitim anlamına geleceğini kanıtlamaya ça- hştıklannı anımsayın. CHP atlatılarak, Refah'lıların çekimserlik ayağın- da gizli desteğı ile komisyondan geçirilen 4. mad- de, Diyanet Işleri'nin din eğitimi ve öğretimini dü- zenlemesini öngörüyor. Yılmaz'ın Baykal'la birkaç kez görüşüp uzlaşma noktasına geldiği sorunda, şe- riat cephesinden gelen baskılar ağır basınca eski met- ne dönülüyor. Din istismarcılığına önemli bir açık ka- pı bırakıhp önemli bir ödün verilmiş bulunuyor. Kerhen laik siyasetçinın, seçimlerde hesap so- rulacağı tehditlerine dayanması ancak bu kadar ola- biliyor. Oy uğruna ödün vere vere, şeriatçıhğı, tari- katları hortlatmış ucuz siyaset anlayışı, "Halkın ver- gisi devlet kesesinden, ancak meslek eğitimi sınır- lan içinde imam-hatip eğitimi düşünülebilır" bile di- yemiyor, yeni düzenlemelerle devlet kesesinden la- ikliğe aykın din eğitiminin zararlı değil, kazançlı çı- kacağının kanıtlamasını yapmaya çalışıyor. ••• Kemen bile değil, sahteliğı sırıtan şeriat cephe- sinın son günlerdeki demokratçılık oyunu ise yeni- lır yutulur gibi değil. Aklımın ermediği, onlarla tar- tışma platformlanna çıkan sözde demokratlardan bi- rinın çıkıp da, "Hen\esin vergisi ile devlet kesesin- den, genel kültür edinme dışında özel anlamda din eğitimi olur mu? Din ve vicdan özgüriüğü, bireyin, ailenin kendi olanakları ile dini eğitimini almasıdır" diyememesi. Ailenin istediği dini eğitimi çocuğuna vermesinin sağlanmasının devletin yükümlülüğü ol- duğu gibi bir yutturmacanın propaganda olarak yü- rütülmesi. Bu mantığın bir uzantısı olarak da imam- hatip orta kısımlannın kapatılmasının bir kazanılmış haktan dönülmesi, özgürlük kısıtlaması olarak yut- turulması. Kabul edelim ki gerçek demokratların, demokra- siden yana olması gereken örgütlenmelerin yine çok suskun olduklan, nerede ise her şeye seyırci kal- dıklan bir süreci yaşıyoruz. Belli ki şeriat cephesi- nin, "Demokrasi, hak çiğneniyor, din elden gidiyor" sloganları ile mazlum kampanyası baskın. Çünkü şeriat cephesi demokrasi kavram ve an- lamını çarpıtmada ve tersine propagandada çok başarılı bir kampanya yürütürken, demokrasi cep- hesindekiler, hele de parlamento dışındaki sol ör- gütlenmeler, askerlerle, devletle aynı çizgide olma- ma saplantısı uğruna susmayı, olayın tarafı olma- mayı seçiyor. Eğitim tartışmasının odağında olması gereken ki- mi siyasi partiler, sendikalar, en azından öğretmen- ler 8 yıllık kesintisiz eğitimi kertıen destekliyorlar. Et- kili bir ağıriık ve gerçek eğitim reformundan yana yön- lendirme yerine, zevahiri kurtarma niteliğinde birkaç açıklama ile yetiniyorlar. Neyse ki toplumun sağduyusu çok daha güçlü. Kerhen sahiplenildiği için bu gerçek eğitim reformun- dan uzak, içi boş, kesintisiz eğitimin hemen uygu- lamaya geçirilebilmesi için bile çok büyük bir top- lumsal destek yaşanıyor. Bu yazı noktalanmadan gelen Korkut Özal'ın ANAP'tan istifa ettiği haberi. şeriat cephesinin "can- siperane, sonuna kadardirenme" kararlılığının bir ye- ni göstergesi; 8 yıllık kesintisiz eğitim için dar gelir- liye kadar uzanan halkada, milyonların herkesın gü- cüne göre maddi katkıda gönüllü olmalan ise top- lumsal sağduyunun. Bakalım parlamento, tek tek parlamenterler, bu sınavda nasıl bir seçim yapacak? Ucuz siyasi he- saplar adına, şeriatın şirret saldınsına mı teslim ola- cak. Geçimine zor yeten, daha doğrusu yetmeyen gelirinden pay ayınp kesintisiz eğitim uygulamasına katkıda bulunmaya çalışan milyonlann sağduyusuna mı kulak verecek? Gıdalarda nitrit araştırınası ANKARA (AA) - Ta- nm ve Köyişleri Bakan- lığı, yurt düzeyinde ger- çekleştirdiği geniş kap- samlı gıda araştırması sı- rasında, kontrolü yapı- lan 293 maden suyu örne- ğinden 50'sinde limit de- ğerin üzerinde nitrit, 1 örnekte de limit değerin üzerinde nitrat buldu. Araştırma sonuçlanna göre. 3 bin 957 içme su- yu örneğinden 182"sinde standardın, 151 'inde Gı- da Codex'inin üzerinde nitrat, 343"ünde ise stan- dardın üzerinde nitrit be- lirlendi. 597 kullanma suyu ör- neğinin 59'unda standar- dın üzerinde, 53'ünde ise Codex limitinin üzerinde nitrat saptandı. Maden suyunda ise 293 örnek- ten 1 'inde standardın üze- rinde nitrat, 50'sinde stan- dardın üzerinde nitrit tes- pit edildi. Araştırmada, örnek alı- nan içme sulannda orta- lama 13.67 mg-1 nitrat, 0.125 mg-1 nitrit bulundu- ğu belirtildi. İçme sula- nnda nitratın TSE limit değeri 45 mg-lt. Codex limit değeri 50 mg-lt, nit- rit yönünden ise TSE li- mit değeri sıfır kabul ediliyor. Yani içme sula- nnda nitritin hiç olmama- sı gerekiyor. Buna karşın alınan örneklerin 343'ün- de nitrit belirlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear