25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE 12 KULTUR Türkiye Yayıncılar Birliği ve yazarlar, belediyeleri suçladılar, devletin ilgisizliğini eleştirdiler 4 Korsan yayına göz yumıüuyor'Kültür Servisi - Türkiye Yayıncılar Birliği, 'yayıncüık sektöründe korsan yayıncılık ve korsan jayınla miicadele' konusurıda dûn bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğlu, Türkiye Yayınnlar Birliği Başkanı Atd Ant, şaır-yazar Murathan Mungan ve Can Yayınlan sahibi Erdal Öz"ün katıldığı basın toplantısında, geçen yı1larda gerileyen ve sönmeye yüz tutan korsan yayıncılıkla mücadelenin, son dönemlerde belediyelerin göz yummalan, devletin ılgisizliği ve yargı kurumlannın bilgisizliği nedeniyle tekrar canlanması tartışıldı. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Atıl Ant; korsan yayınlann ciddi bir sektör halıne geldiğine değinerek bırtakım karanlık güçler, örgütler ve kara para aklama tezgâhlanyla karşı karşıya olduklannı vurguladı. Korsan yayınlann Türkıye'nin hemen hemen her yerinde tezgâhlar aracılığıyla satıldığını söyleyen Ant. Anadolu'da bulunan kıtapçılann çogunun korsan kitap sattığını da ifade ettı. lstanbul Büyükşehır Toplanbda korsan yayıncılığın kitap sektörünü yok edebileceği belirtfldi ve ördem alınması istendi Belediyesı ile korsan yayınlar ve tezgâhlar hakkında konuştuklannı belirten Ant, belediyelerin bunlan kültür hizmeti olarak desteklediğini ve böylece yayınevlerinin can damannın kesildiğini de dile getirdi. Korsan yaymlann hukuki yollarla, tezgâhlan bastınp toplatmakla ve matbaalan basarak önlenebileceğini belirten Ant, ancak bu dunımun adliyenin yavaşlığı ve polis mekanizmasının kayıtsızhğı nedeniyle önlenemediğine de değindi. Yayınevlerinin birçok kitap bastığını fakat bunlardan birkaçının çok satan kitaplar arasına girdiğini söyleyen Atıl Ant, korsan yayınlar nedeniyle yayınevlerinin artık adeta kitaplann çok satmasından korkar hale geldiğini belirttı. Ant aynca, "Ya korsan yayuıcılık bizi yok edecek ya biz onlan" diyerek konunun önemine bir kez daha dikkat çekti. Korsan yayın hırsızlıktır Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğlu ise bu konuda büyük bir bilgisizliğin yaşandığını ve konunun hafıfe alındığım belirterek korsan yayrncılığın kitaba saygısızlığın bir başka boyutu olduğunu vurguladı. Yayınevinin ve yazann adını kuİlanarak basılan bu kitaplann hırsızlıktan başka bir şey olmadığını da ifade eden Behramoğlu, okurlan uyarmanın daha doğru olduğunu; yayıncıya, yazara ve devlete vergi ödemeden basılmış bu kitaplar için bir an önce önlem alınması gerektiğini de belirtti. Belediyelerin bu yayınlann • Türkiye Yayıncılar Birliği, yayıncıhk sektörûnde korsan yayıncılık ve korsan yayıncılarla miicadele etmek için yayıncılan ve okuru duyarlıhğa çağırdı. Yayıncılar Birliği Başkanı Atıl Ant, ciddi bir sektör haline gelen korsan yayıncılığın karanlık güçler, örgütler ve kara para aklama tezgâhlannın hizmetinde olduğunu vurguladı. satılmasına izin vermesinin hırsızlığa destek verdiğini ve kültüre darbe vurduğunu söyleyen Behramoğlu, yazann geçim kaynağınm yok edilerek nitelikli yapıtlar vermesinin engellendiğinı de dile getirdi. Behramoğlu aynca, korsan yayıncılann kanımızı emen vampirler olduğunu da sözlerine ekledi. Erdal Öz ise korsan yayınlann, yayıncılann 'Deyyus-u Ekber'i olduğunu belirterek asıl önemli olanın yazann ve çevirmenin telif hakkı olduğunu ifade etti. Son yıllarda ortaya çıkan okur patlamasının, korsan yayıncılar tarafindan sömürüldüğünü ve kitap okuyucusunun yüzde seksenini oluşturan öğrencilerin bu yayınlara bütçelerinin kısıtlı olması nedeniyle ilgi gösterdiklerini de dile getirdi. Korsan yayıncılıkla birlikte ihbar mekanizmasının da geliştiğini belirten Öz, telif haklan konusunda hukukçulann da çok fazla bilgiye sahıp olmadıklannı belirtti. Korsan yayınlar ile ancak örgütlü bir mücadele ile baş edilebileceğini belirten Öz, böyle giderse orta boy kitapçılann kapanacağını da vurguladı. Şair-yazar Murathan Mungan ise korsan yayıncılığın matbaacısından, yayıncısına, çevirmeninden okuyucusuna kadar herkesi ilgilendiren yekpare bir sorun olduğuna değindi. Telif haklannın da tekrar gündeme getirilmesi gerektiğini belirten Mungan, u Böyle gidecek olursa, bu sektör giderek bir gölge sektörü haline gelecek ve çok satan kitabı değil. uzun satan kitabı tehdit edecek" dedı. Sunay Akın yeni kitabı 'Kız Kulesi'ndeki Kızılderili'de tarihsel verileri gözden geçiriyor Kız Rulesfndeki Kızıhlerili ateşi İLKAY KILINÇ Kızıldenlıler Akatraz'dan şövle seslenir 'be- yaz adam'a "Birçok söz verdiler. ama yalnızca bir ta- nesini ruttular. Topraklannuzı alacaklannı söylediler ve aldüar." -Hepimiz aslında birer KızılderiKyiz" di- yor saır Sunay Akın. Sekiz yıllık bir çalışma- nın ürünüolan veÇınarYayınlarrndan çıkan "Kız Kulesi'ndeki Kınlderiir adlı kitabın- da bir kültürün 'devlet diyle* sistemli bir şe- kilde nasıl yok edıldığini açıkça ortaya koyu- yor. Çocukken yukan mahallenin çocukla- nnın mantar tabancalanyla 'Hepinizölecek- siniz pis Kızüderililer' diyerek nasıl saldır- dıklannı anlatan saır, "Aşağı mahallenin ço- cuğu olan ben, hâilâ bir Kıalderüiyim ve yu- karı mahallenin çocuklannın saldınlanna karşı direnmeye devam edjy^rum" diyor. Bu kıtabın 'kendi direnişininde sürdüğûnün açık bir göstergesi' olduğunu vurgulayan Akın. pusulasının bir Afrika sözü olduğunu söylü- yor "Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşunca- ya kadar kitaplar avcıyı övecektir.'" 'İstanbul'un Nazım Planı'nda Kız Kule- • Sunay Akın "Yeryüzünün ilk Çathsı'dır Kolomb!" diyor. "Çünkü yola çıkarken kral tarafindan verilen bir belge var elinde: 'Bu gemilerle yola çıkanlar geri döndüklerinde hiçbir suçtan dolayı hiçbir mahkemede yargılanmayacakJar.' Tıpkı Çatlı ve adamlannın da yeşil pasaportlarla gezmiş olduğu gibi!" si'nin tanhini anlatan Sunay Akın, titiz birça- lışmanın ürünü olan "Kız Kulesi'ndeki Kızd- deriü" ile yaşananlara 'beyazbir kuleden' bak- mayı amaçlamış. Kız Kulesı onun ıçın bir pergelin iğnesinin durduğu yer. Pergelin di- ğer ucu ise lstanbul'dan yola çıkarak Ameri- ka'ya kadar uzanan daireler çıziyor ve çize- cegi son dairenin 'dünyanın ta kendisP olma- sını istiyor. 3 Ağustos 1492'de Palos Lüna- nı'ndan yelkenleri rüzgârla dolduran Kristof Kolomb, Kızılderililere "ölüm kasırgas' taşı- mak üzere yola koyulur. 12 ekim günü, öğle- den önce Kolomb'un toprağa adımını atma- sıyla işkence, sömürü, kan ve kölelikten olu- şan yapının temelini atmış bulunur. Akın kitabında Kızılderilileri anlanyor ama günümüzede göndermeleryapmaktan geri kal- mıyor. Akın, Doğuve GüneydoğuAnadolu'da uygulanan politikalann iyi anlaşılabilmesı için Kızılderililere uygulanan katliamın çok iyi adlandınlması gerektiğini ifade ediyor. Bugün yalnızca Anadolu'da değil, yeryüzün- deki bütün halklann, çözümü yanlış adreste aramalanna engel olmak gerektığine ınanan Sunay Akın, gerek Kürt sorununda gerekse Ortadoğu'da Amerika'nın uyguladığı banş planlannın iyi nıyetle yapılmadığını, hepsi- nin sömürüye yönelik olduğunu söylüyor: "Önemli olan. olaylara aslanlann tarafindan bakmak, avcüann tarafindan değfl!" Tarihin'Ük tasdikli çetesi'nın Kolomb ve adamlanndan oluştuğunu vurgulayan Akın, "Yeryüzünün ilk Çatlısdır Kotomb!" diyor. "Çünkü yola çtkarken kral tarafindan veri- len bir belgevar elinde: 'Bu gemilerle yola çı- kanlar geri döndüklerinde hiçbir suçtan do- layı hiçbir mahkemede yargılanmayacaklar.' Tıpkı Çatiı ve adamlannın da yeşil pasaport- larlagezmiş olduğu gibi! Fakat 'Süreklı a>dın- lık için bir dakıka karanlık' eyleminde ışıkla- n yakıp söndüren insanlar, işte onlar Krnlde- rflfler.YaniKızılderijaerokadardauaktade- gfl." Akın, yaptığı araştırmalarla adeta tarihe yeniden ışık tutuyor. Kitabında Osmanlı- Amerikalı ılişkilerinden tutun da tarihte ilk kez. halkınm topraklannı beyaz adama sat- mayarak 'özefleşnrme'ye karşı çıkan Kızılde- rili reisi Çügın At'a. Atlantis'in Kızılderili- lerle dığer kültürler arasında bir atlama taşı rolü oynamış olabileceğıne, Atatürk'ün Kı- zılderililerle ilgılı yaptırdığı araştırmalaraka- dar pek çok bilgi bulunuyor. "Kız Kulesi benim için baskaldınnın mer- kea" diyen Akın. Server TanilB'nın kendısi- ne söyledigi bir sözün çalışmalanna yol gös- terdığini söylüyor: "Tarihin birfotoğraf ma- kinesi var. Bu makine\te herkesin bir fotoğ- rafi çekilecek ve herkes yannlarda o fotoğra- fa bakılarak amlacak. Bir gün senin de Ibtoğ- rafinı çekecek. Dikkat et de ofotoğraftagöz- lerin kapab çıkmaT Bundan sonrası... Batan gemilerden yola çı- karak gemılerini terk etmeyen kaptanlan an- latmak, dırenisine devam eden Kız Kulesi'nin şairi için. Çünkü Kız Kulesi'ndeki Kızılde- rili ateşi hâlâ yanmaya devam ediyor. KÜLTÜR • SANAT 293 8 9 7 8 (3 HAT) PERA BALE BÖLÜMÜ 1997-1998 Öğretim Yılı için On Kayıtiar Başlamıştır • Genel Sanat Yönetmeni SONJA A.RŞLAN ve VAGANOVA DEVLET BALE AKADEMİSİ'nden seçkin öğretmen kadrosu. • PROGRAMIN AMACI : Profesyonel nitelikli bale sanatçısı yetiştirmek ve kültürünü oluşturmak ,beden estetiği ile müziksel işitme ve rıtm duygusunu geliştirmekfir. Aynca başarılı olan öğrencileri uluslararası bale festivallerine, yaz kursları ve bale yarışmalarına kahlmalarını sağlamaktır. • PROGRAMIN İCERİĞİ : Klasık bale, ritmik jimnastık, tarihi danslar, karakter danslar, repertuar danslar, modern danslar, sanat tarihi makyaj eskrim ve piyano eğitimi. Eğitimlerimiz piyano ejliğindedir. • PROGRAMIN SÜRESİ: Temel eğitim-l (3 yıl) Temel eğMim-ll (3 yıl] lleri eğitim [2 yıl) Toplam süre 8 yıldır. • Programa her yaşta öğrenci giriş sınavı ile alınır. ( Sınav sonuçlarına göre eğitim program seçenekleri sunulur) • Prpgramı boşan ile bitiren öğrencilere MİLli EĞİTİM BAKANLIĞI'nın onaylı diploması verilir. Son boşvuru : 12 Eylül 1997 Cuma Sınav tarihi : 13 Eylül 1997 Cumartesi • Saat14,00 T.C. M.E.B. ÖZEL PERA GUZEL SANATLAR Sıraselviler Cd. Billurcu Çıkmazı Billurcu Sk. No: 14 TAKSİM/ISTANBUL Tel: 0(212) 245 44 60 - 244 52 03 - 245 30 08 \ Kültür | Sanat jj ilanlarınız İçin: 293 89 78 (3 hat) S A PERA FIAMENCO DANS 1997-1998 Öğretim Yılı için On Kayıtiar Başlamıştır PROGRAMIN AMACI: Profesyonel nitelikli flamenko dans sanatçısı yetiştirmek ve beden estetiği ile müziksel işitme ve ritm duygusunu geliştirmek. Aynca başarılı olan öğrencileri uluslararası flamenko dans feslivallerine kalılmalarını sağlamaktır. PROGRAMIN İÇERİĞİ: Teknik aşamalı olarak 4 yıl boyunca sürecektir; değerlendirmeler her dönem sonu yapılacaktır. Çalışmalar canlı müzik (gitarist) eşıiğinde olacaktır ve oğrencinin artistik gelişmesini gösterecek sahne sunuşları olacaktır. SINAV ŞARTLARI: *Tercihen daha. önce bale veya dans eğitimi almış olan, İngilizce, Fransızca, ispanyolca dillerinden birini bılen, *En az ortaokul mezunu olan her yaşta öğrenci giriş sınavı ile alınır. PROGRAMIN SÜRESİ: Haftada 2 gün 4 saat Toplam süre 4 yıldır Program 15 Eylül'de başlar, 15 Haziran'da sona erer Prpgramı başarı ile bitiren öğrencilere MİLli EĞİTİM BAKANLIĞI'nın onaylı diploması verilir Son başvuru : 6 Eylül 1997 Cumartesi Sınav tarihi : 7 Eylül 1997 Pazar T.C. M.E.B. OZEL PERA GUZEL SANATLAR Sıraselviler Cd. Billurcu Çıkmazı Billurcu Sk. No:14TAKSİM/İSTANBUL Tel: 0(212) 245 44 60 - 244 52 03 - 245 30 08 li 4İ 293 89 78 (3 hat) _ . VL . . - . - . -- - . - . - . - . «.• *.m O "~\ O +-\<m<mO •_•«..«-a •- • *~m*. . 4. - >-•<m •_m «L . •_••-• Kültür Sanat ilanlarınız İçin: Konser Faithless grubu Türkiye y ye geldi Kültür Servisi-Avrupa listelerini altüst eden, alternatif dans müziğinin önde gelen gruplanndan Faithless, Radyo 5"in Yaz Konserleri çerçevesinde bugün Bodrum Halikarnas'ta, yann Çeşme Fly lnn'de, cumartesi günü de lstanbul 2019 Club'da birer konser verecek. Jamie Catto, Rollo, Sister Bliss ve Maxi Jazz'dan oluşan Faithless, geçen eylül ayında kurularak bütün albümlerini Cheeky etiketi altında çıkarma karan almıştı. Grubun yapımcısı Lol'un 1991 yılında kurduğu Cheeky, başansız bir dönemin ardından Mel Medalie'nin de desteğiyle günümüze ulaştı. Faithless'ın başansı Lol ve Sister Bliss'in yetenekleriyle açıklanmaya çalışılsa da son albümleri Reverence'da bütün üyelerin eşit katkısı görülüyor. Roll albümün üretim aşamasını değerlendirirken "Herbirimiz parçalara farklı unsurlar katbk. Sarva Mea adb parça Ma\i'nin doğal konuşmasından oluşuyor. Biz bu parça>ı biraz süsledik o kadar. Albünıdcki çalışma yöntemimiz buydu. AJbüm ortak çalışma ürünüydü" diyor Catto dışındaki bütün grup üyeleri dansçı olduğu için albümün ilk iki single' ı oldukça hızlı dans parçalanydı. Ancak 'Don't Leave' ve 'IHrty Old Man' başlıklı slow parçalar gnıp hayTanlanru şaşırttı. Sister Bliss, her parçanın albüme farklı bir renk kattığını belirteTek bunun nedeninin grubun müzikal açıdan birbirinden farklı dört bireyden oluşması olduğunu söylüyor. Grup üyelerinden Jamie Catto, 26 yaşında bir şarkı yazan ve kanşık bir müzik geçmişine sahip. Tantra ve The Passion Sacred Sex hayranı olan Catto, kulüp müziğiyle bugüne kadar hiç ilgilenmemiş. Bu nedenle geleneksel çizgiler taşıyor gruba. Rollo Armstrong, ilk albümünü beş yıl önce çıkardıktan sonra gerçekleştirdiği pek çok 'remis'le büyük ilgi topladı. Sanatçı ilk olarak Faithless ile bir grup çalışmasına girdi. Faithless, löağustosta Radyo 5 stüdyolanna konuk olarak Türkiye'den avnlacak. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Deniz'e Gökkuşağı Diiştü Henüz, yağmutiar başlamamıştı; ülkem sele su- ya batmamıştı; ama tam da yağmuriardan öncey- di. Sanki, o sabah, yağmurun gelişinin habercisiy- di güneşin önünden, arkasından geçen bulutlar. Oysa güneş yeni doğmuştu; oysa dört kişiydik, oysa güneş yalnızca denizin yüzüne doğmuştu. Yağmuriardan bıraz önceydi, ülkem sele suya bat- mamıştı. Zamanın akışının içinde yol alıyorduk. Tabii başka türlü de olabilirdi, ama dört kişiydik. Belki uzaklardaki bir beşincisinden de söz edile- bilirdı. Mesela bir güney kıyısında denize girmek- te olan birinden... Ama yoktu; o anı, o akışı yalnızca dört kişi yaşı- yorduk. Bazen, zamanın akışı, bazen havanın boşluğun- da çınlayan sesiniz sizi sabaha kadar ayakta tu- tar; hani derler ya, zaman ne çabuk geçti diye. Za- manın geçişini bir türlü fark edemezsiniz. Geçen zaman mıdır, yoksa sözlerinizin uzayın boş- luğunda yok oluşu mudur? Neyse, kentyeni yeni uyanmaktadır. Henüz göz- kapaklar kapanmamıştır. Gecenin karanlığının ve- da ettiği, aydınlığın yeryüzüne el uzattığı saatler- dir. Taksim kimsesizdir. Taksim'dekiler de kimse^ sizdir. Artık bızi bekleyen, Boğaz kenannda mütevazı bir kahvaltıdır. Birkaçfincan çay, birkaçfincan kah- ve ve belkı birkaç yorgun bakış. Deniz çağırır, Hisar'dan geçerken. Denizin üze- rinde bir akıntı vardır; görmemek olanaksızdır. Bu, duru bir akıntıdır. Kuzeyden güneye doğru yol alır. İlk bakışta çok sakin görünür, ama kim bilir dibin- de ne fırtınalar vardır... Güneş, variığını yavaş yavaş hissettirmeye baş- lar. Bulutlar da vardır; ama, bulutlann arasından kı- zıllığını zaman zaman gösterir. Bulutlar ki yağmu- run habercileridir; ülkem henüz sele suya batma- mıştır. Birden denizin orta yennde kırmızı bir yol görür- sünüz. Denizi ikiye bölen bir yoldur. Güneşin kızıl- lığı bir an bulutlardan kurtulmuştur ve deniz o an, onun için bir aynadır. Meçhul kaptanlı bir gemi hızla bu kırmızı yoldan geçer. Boğaz'ın sulannı ikiye bölen kırmızı yolu, o da ikiye böler. Ve güneş, denizin yüzüne doğar. O gece dört kişiydik, ama güneş yalnızca deni- zin yüzüne doğmuştu. Yağmuriar daha başlama- mıştır. Artık gözkapaklan, güne yenik düşmektedir; bir gün, dolu dolu bir gün kendine özgü akışıyla ge- çip ardımızda kalmıştır. Öğleden sonra yağmur başlar. Güneyden kuze- ye doğrudur ve balkon su içinde kalmıştır. Yağmur giderek hızlanır; damlarda damlaların sesi duyu- lur. Şiirin tam sırasıdır; çayın da. Belkı de gökgürültüsü, yalnızlığm işaretidir. Bu kez denizin üzerinde kara bulutlar vardır ve yine meçhul bir kaptan, gemısiyle hızla geçer. De- nizde yağmur, deniz sele batmıştır; ülkem de... Artık balkonu bırakıp içeri girmeli. Acaba dam aktı mı? Kendimizi, meçhul kaptanla özleştiririz. Sanki, yağmurla çevrelenmtş kaptan köşkünde, sıcakça- yımızı yudumlarken fırtınanın içinde yol almakta- yızdır. Yağmur damlacıklan, damlara vurdukça, dize- ler şekillenir yüreğimizde ve dizeler giderek uzun bir şiır olur yağmurlu günlerde ve bu uzun şiirin son bölümü, yağmur damlalarının damlara düştüğü gibi düşüverir: Gök güıiedi, yağmur dindi Deniz'e gökkuşağı düştü İşte, yeri bir kafıyenin Ya da gökkuşağının altından geçmeli Güneş, arkamdan şöyle bir gülümsedi! O gece sabaha kadar dört kişiydik Güneş, yalnızca Deniz'in yüzüne doğmuştu Yüreğim kıpır kıpır, Deniz kıpırtısız Deniz'e gökkuşağı düştü... Selim İleri'nin yeni kitabı çıktı • Kühür Servisi - Selim İleri'nin son romanı "Sepya Mürekkebiyle Yazıldı" Oğlak Yayınevi'nden çıktı. Kitap, Selim llerTnin daha önce gazete ve dergilerde yayımlanan, fakat kitap olarak derlenmemiş edebiyat, tiyatro ve sinema üzerine yazılrmş yazılanndan oluşuyor. Luttıer AHison öldü • Kültür Servisi - Ünlü blues şarkıcı ve gitaristi Luther Allison 57 yaşında akciğer kanserinden öldü. Wisconsin eyaletinin Medison kentinde dün ölen Blues ustası, "Reckless" adlı yeni albümünün tanıtımı için çaba veriyordu. 17 Ağustos 1939 yılında doğan sanatçı, birçok ünlü blues sanatçısı gibi Paris'i seçerek gerçek ününe Avrupa'da kavuşmuştu. "Aligator Records", "Soul Fixin Man" ve "Blue Streak" adlı albümleri ile tanınan Allison, Amerika'nın güney kesimlerindeki yumuşak ve ağır kanlı stih Şikago'nun dinamik müziği ile birleştirerek blues dünyasında yepyeni bir ekol yarattı. Allison. ağustos ayının sonunda Ş/ikago'da yapılacak olan geleneksel caz festivalinin şeref konuklanndan biriydi. Bu büyük blues ustasmın cenaze töreni cumartesi günü Şikago'da gerçekleştirilecek. , Troya Festivali başladı • ÇANAKKALE (AA) - 34. Uluslararası Çanakkale Troya Festivalı başladı. Festivalin açılış töreninde Paris'in Helen'i kaçırması temsili olarak canlandınldı. Truvalı Paris'in (Levent Kandemir), ölümsüz aşkı Yunan güzeli Helen'i (Değer AJaz) , Kilitbahir'den Çanakkale'ye denizden kaçırması canlandınlırken, bu ikiliyı Çanakkale Iskele Meydanı'nda festival korteji karşıladı. Festivalin ilk gününde Makedonya ile Polonya Halk Danslan Topluluklan şehrin çeşitli bölgelerinde gösteriler yaptı. Festival 18 ağustosa kadar şehrin değişik bölgelerinde yapılacak olan etkinliklerle devam edecek. Müzik ve mizah buluşuyor • Kültür Ser\isi - Yaptıklan müzik ve mizah çalışmalannda ödün vermeden bugünlere gelen usta yonımcu Edip Akbayram ile genç mizah ustası Cihan Demirci 16 ağustos cumartesi günü saat 14.00-18.00 arasında Carrefour Alışveriş Merkezi'nde ortak bir imza gününde buluşacaklar. Ortak imza gününde Akbayram yeni albümü "Yıllar"ı, Demirci ise yeni yayımlanan 10. kitabı "Kuşku Burnu"nu hayranlanna imzalayacaklar. BUGÜN • RUMELİHİSARI'nda saat 21.00'de Nükhet Duru konsen ızlenebilir. • İFSAK'ta Mehmet M SağbiB'nin "Afış, Bataş" başlıklı saydam gösterisi saat 19.30'da.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear