22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4TEMMUZ1997CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Atatüpkçü vali görevden alındı • BARTIN (Curnhuriyet) - Bartın Valisi Yavuz Erkmen. ANAP'lılar tarafindan ikinci kez görevinden alındı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi olan Erkmen"in, AN'AP Bartın Milletvekili Zeki Çakan'ın "tstifa ederim" tehdidiyle görevınden alındığı öne sürülürken kitle örgütleri olayı protestoya hazırlanıyor. Çiller'e dava gündemde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Evrakta sahtekârhk" suçlamasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde Ankara Cumhuriyet BaşsavcılığTnda ifadesi alınan DYP Gene! Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'e dava açılmasının gündemde olduğuna dikkat çekildi. Çiller'in ifadesini alan soruşturma savcısı Metin Ölmez, dava açıp açmayacağına bir hafta içinde karar vereceğıni açıkladı. Yargıtay'da seçımI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda yapılan seçimler sonucunda Yargıtay 7. Ceza Daire Başkanlığf na Koparan Başal, 10. Ceza Dairesi Başkanlığı'na ise Şener Güngör getirildı. Faşist saldırıya tepkiler H İstanbul Haber Servisi - Ögretım Üyeleri Sendikası (ÖES), Eği'tim-Sen. Araştırma Görevlileri Derneği ile Öğrenci Velileri ve Yakınlan Derneği geçen hafta Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yaşanan faşist saldınyı dün fakültenin bahçesinde yaptıklan açıklamalarla protesto ettiler. Prof. Alp'e fahri doktora payesi • Haber Merkezi - Almanya'nın en eski üniversitelerinden Würzburg Oniversitesi'nce Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nden emekli Ord. Prof. Dr. Sedat Alp'e Hitıt dili ve kültürü alanında yayımladıği araştırmalanndan dolayı fahri doktora payesi verildi. Ord. Prof. Alp. fahri doktora payesini Würzburg Oniversitesi'nde düzenlenen törenle aldı. Yağmurdereli ile dayanışma • ANKARA (ANKA) - Ankara Ekin Tiyatrosu, tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerini, cezaevine girecek olan avukat Eşber Yağmurdereli'yle dayanışmaya çağırdı. Ekin Tiyatrosu Genel Koordinatörü Faruk Güvenç, düşüncenin önüne çekilen her engelin, o ülkenın kimliğine ve kişiliğine yazık ettiğine inandıklarını belırttı. Güvenç, Yağmurdereli özelinde tüm düşünce suçlulannın artık suçlu sayılmamalannı ıstedi. Başsavcıya hakaret davası • ANKARA (AA)- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Akit gazetesinde yayımlanan bir haberde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle. gazetenin sorumlu yazıişleri müdürü Ali thsan Karahasanoğlu ile muhabırler Ali Adakoğlu ve Adem Demir hakkında 4'er aydan 16'şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. RP'nin kapatılma istemi • İstanbul Haber Servisi - Helsınkı tnsan Haklan lzleme Komitesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, Refah Partisi'nin kapatılması talebini içeren iddianamesini "endişe ile izlediğini" belirterek iddianameyi. "'mahkemenın olası bir politik motivasyonu" olarak değerlendirdi. Özer Uçuran Çiller, tahrifatlı belgeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göndermişti Noter oııaylı sahtecitikAYŞE SAYIN ANKARA-Çiller'ın ABD'deki şirketi GCD INC'e ilişkin olarak, şirketin "Operasyonlar Baskan Yardımcısır 'sıfatıyla Christopher Gistis'in noter onayıyla verdiği bilgileri içeren Ingilizce metnin, noter onaylı Türkçe çevirisinin ek- sik yapıldığı belirlendi. TBMM Malvarlığı Soruşturma Komisyo- nu üyesi CHP'lı Sabri Ergül, Çil- ler'in komisyona gönderdiği tngi- lizce metin ile Tûrçe çevirisinin 2 ayn metnin harmanlanmasından oluştuğunu ortaya çıkardı. ANAP'lı komisyon üyesi Yiiksel Yalova da, Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı'na suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcı- lığı 'nın hakkında soruşturma baş- lattığı Özer Uçuran Çiller'in, "ev- rakta sahtecilik yapüğr. eşi Tan- su ÇîDerhakkında kurulan TBMM Malvarlığı Soruşturma Komisyo- nu'nun ANAP ve CHP'li üyele- rince dile getirilmişti. Çağnlara karşın Komisyonun hiçbirtoplan- tısına gitmeyen Özer Çiller'in, hakkındaki "evrakta sahtecilik" suçlamasıyla savcılığa ifade ver- mek zorunda kalmasma neden olan olaylar zinciri şöyle gelişti: Özer Çiller. 7 Ocak 1997'de ko- misyona, Ankara 25. Noterliği'nin damgasını taşıyan Thomas C. Platt takdim imzasıyla. Yunan asıllı Christopher Gistis'in komis- yonun sorulanna verdiği yanıtlan içeren İngihzce metni ve Türkçe çevırisini içeren belgeleri iletti. Ancak komisyonun ANAP ve CHP'li üyeleri orijinal ve çeviri metninin sayfalannda farklı yev- miye tarihlerinin bulunduğunu gö- rünce kuşkuya düştüler. CHP'li Ergül, komisyonun RP ve DYP'li üyelerrnin önünde. "mercekle'" yaptığı inceleme so- nunda orijinal metnin son sayfa- sındaki yazı karakteri ile önceki sayfalann yazı karakterinin deği- şik olduğunu ortaya koyunca. RP'li başkan Naci Tend. toplantı- yı alelacele erteledı. Sabri Ergül. onjinal metnin aslında ikı ayn me- tinden oluştuğunu, Özer Çiller'in "işine gelen" bölümleri alarak, "harmanlanmış" bir metin ortaya konduğunu açıkladı. Komisyon raporu TBMM Genel Kurulu'nda görüşülürken de, Yüksel Yalova, yapılan tahrifatı şöyle açıkladı: "Hem orijinaL bem de tercüme metin üzerinde farklı sa>falarda farklı tarihler ve farklı \evmiye ta- rihleri bulunmaktadır. Belgenin tetkiki sonucunda, ABD'de aynı makamdan arka arkaya alınmış. Türkiye'deki Esra Tercüme Büro- su'nda arka arkaya tercüme edil- miş ve Ankara 25. Noteri'nde bir- birine vakın tarihlerde onaylaül- mış ve birbirine benzeyen iki ayn belge olduğu ve her ikisinin har- manlanmasıv la yeni bir belge üre- uidiğini ortava kov maktadır. Orijinal metiniletercümebirbi- rinden farklıdır. Orijinal metinde yer alan soruşturmanın seyrinide- ğiştirecek önemdeki 8. ve 9. mad- deler tercüme edilmemiştir. Bu maddelerde GCD şirketinin ser- mayesinin yiizde 100'ünün (Çil- ler'e ait) Marsan'a ait olduğu ve GCD'nin \ önetim Kurulu Baska- nı'nın Özer Çiller olduğu yer al- maktadır. Bu belge açıkça tahrif edilerek Özer Uçuran Çiller ve şe- rikleri (ortaklan) tarafindan ev- rakta sahtecilik suçu işlenmiştir." Yalova, komisyon raporunun TBMM Başkanlığf na sunulma- sından kısa süre sonra da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığf na suç duyurusunda bulundu. Suç duyu- rusu. Tansu Çiller'in iktidardan düşmesine kadartebliğ edilerek iş- leme konulamadı. Devlet Bakanı Sükrü Cürel 'KKTC Üe özerklik ilişkisi kurulabilir' LALE SARJÎBRAHİMOĞLL ANKARA - Kıbns ve AvTupa Bırliğı (AB) ile ıliş- kilerden sorumlu Devlet Bakanlığı görevıne getiri- len Prof. DT. Şükrü Sina Gürel, geçmış hükümetin yanlış bilgi verdiği AB ile ilişkiler konusunu öncelik- le ele alacağını belirterek, "Birlik ile ilişkilerin gerçek resmini çekeceğiz" dedı. Gürel. AB'nın tutumuna göre Türkiye ile KKTC arasında özerklik ilişkisi kurulabileceğini kavdetti. Şükrü Gürel. dün devlet bakanlıklan arasında yapı- lan görev bölümü sonucu Kıbns'ın yanı sıra AB ile ilişkilerden sorumlu Dev- let Bakanı oldu.Sorulanmı- zı yanıtlayan Şükrü Gürel, DSP'nin AB'ye üyelik yo- lundaki politikasırun kuşku götürmez olduğunu belirt- mekle birlikte, bu hedefe ulaşırken ızlenecek polıtı- kayı güvenoylamasının he- men ardından masaya yatı- racağını söyledı. Gürel, geçmiş hükümetin yanlış bilgılendırmeleri karşısın- da belırsızliğinı koruyan GB anlaşmasının bazı maddelerinı irdelemek ve Türkiye'nin birlik içindeki konumunun ne olduğunu ortaya çıkarmak ıçin "AB'nin gerçek resminin çeküeceğinr belırttı. Nevv York'ta Kıbns Rum Yönetimi lideri Glafkos KJerides ıle baş başa görüş- me öncesınde bugün te- maslarda bulunacağı An- kara'da KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktasa. Kıbns'ın Türkiye'den önce AB'ye üyeliği halinde Ku- zey Kıbns ve Ankara ara- sında özerklik yapısınm kurulacağı yolunda açık bir mesaj verilmesi de bekle- niyor. Gürel. Başbakan Yardımcısı Ecevit'in sa- vunduğu ve KKTC ile Tür- kiye'nin dış politika ve sa- vunmasını ortak yürütmesi anlamma gelen özerkliğın, egemenlikten gen adım at- ma olarak anlaşılmaması gerektiğine de ışaret etti. Gürel, TBMM'nin RE- FAHYOL hükümeti döne- minde denetleme görev ini yerine getıremediği için as- kerlenn dış politika alanın- daki büyük boşluğu doldur- ma durumunda kaldıklan- na da ışaret ederek. ''Tür- kiye komşularla ilişkHerine başkalannın gözlüğüv le ba- kamaz'dedı ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Yılmaz başbakanlığındaki 55. hükümette devlet bakanlannın görev dağılımı belirlendi DiyanetfleHalkbank DSP'deANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın başbakanlığında kuru- lan 55. hükümette devlet bakanla- nnın görev dağılımı belirlendi. Maliye Bakanlığı dışında, ekono- miyle ilgili kuruluşlar ağırlıklı olarak ANAP'lı bakanlara bağla- nırken. Diyanet Işleri Başkanlığı ve Halk Bankası'nın DSP yöneti- mindeki aynı Devlet Bakanlığı'na bırakılması dikkat çekti. Başbakan Mesut Yılmaz, önce- ki gün devlet bakanlıklanmn gö- rev dağılımına ilişkin bir genelge yayımladı. Genelge uyannca. MIT. MGK Genel Sekreterligi, Türkiye Bilimler Akademisi (TU- BA) ve Özelleştirme İdaresi Baş- kanlığı doğrudan Başbakan Yıl- maz'a bağlandı. Devlet bakanlannın görev dağı- lımı da şöyle: Güneş Taner-ANAP: Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası Başkanlığı. Ziraat Bankası, Ser- maye Piyasası Kurulu Başkanlığı. Hüsamettin Özkan-DSP: Par- lamento ile ılışkıler, Diyanet Işle- ri Başkanlığı, Türkiye Halk Ban- kası. Yücel Seçkiner-ANAP: Parla- mento ile ilişkiler, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Futbol Federasyonu Başkanlığı. Işüay Saygın-ANAP: Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Mü- dürlüğü. Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı. Tapu ve Kadastro Ge- nel Müdürlüğü. HikmetSami Türk-DSP: Parla- mento ile ilişkiler. Danıştay ile ilişkiler. insan haklan ile ilgili ko- nular, Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı, Devlet Personel Baş- kanlığı. Salih Yüdınm-ANAP: GAP İdaresi Başkanlığı. Türkiye Kal- kınma Bankası. Rıfat Serdaroğlu-ANAP: Yurt- dışında yaşayan Türk işçilerinin sorunlan. Gümrük Müsteşarlığı. Türk Standartlan Enstitüsü Baş- kanlığı Metin Gürdere-ANAP: Vakıf- lar Genel Müdürlüğü, Vakıflar Bankası. Şükrü Sina Gürel-DSP: Kıbns ile ilgili koordinasyon işleri, Av- rupa Birliği ile ilişkiler, hükümet sözcülüğü. Ahat Andican-ANAP: Türk cumhuriyetleri ve topluluklan ile kardeş topluluklarla ilişkiler. bun- larla ilgili araştırma, planlama ve koordinasyonun sağlanması, A- hıska Türklerinin Türkiye'ye ka- bulü ile ilgili koordinasyonu sağ- lamak. parlamento ile ilişkiler. hü- kümet sözcülüğü. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Baş- kanlığı. Işın Çelebi-ANAP: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. T. thracat ve Kredı Bankası (Eximbank). Mustafa ^'ılmaz-DSP: Köy Hizmetlen Genel Müdürlüğü. RefakMin Şahin-ANAP: Bulga- ristan'dan gelen göçmenlerle ilgi- li koordinasyonun sağlanması, parlamento ile ilişkiler, Toplu Ko- nut İdaresi Başkanlığı, Türkiye Emlak Bankası. Burhan Kara-ANAP: Parla- mento ile ilişkiler, Denizcilik Müsteşarlığı. Devlet Meteoroloji tşlen Genel Müdürlüğü. CavitKavak-ANAP: BasınYa- yın ve Enformasyon Genel Mü- dürlüğü. Tanıtma Fonu İdaresi, Türkiye Radyo-Telev izyon Kuru- mu Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü. EyüpAşık-ANAP: Mılli Piyan- go idaresi Genel Müdürlüğü, Tü- tün. Tütün Mamulleri, Tuz ve Al- kol Işletmeleri Genel Müdürlüğü (TEKEL), Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü. Rüştü Kâzun Yücelen-ANAP: Maden Tetkik Arama Genel Mü- dürlüğü (MTA), Türkiye Biltmsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK). Etibank Genel Mü- dürlüğü. Hasan Gemici-DSP: Güçsüzle- rin sonınlannın çözümü için çalış- malar yapmak, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ge- nel Müdürlüğü. Sosyal Yardım- laşma ve Dayanışmayı Teşvik Fo- nu. Özürlüler tdaresi Başkanlığı. Mehmet Batalh-A.\\P: Devlet lstatistik Enstitüsü Başkanlığı, Türkiye Atom Enerjısı Kurumu Başkanlığı, Milli Prodüktivite Merkezi Başkanlığı. Türkiye ve Orta Doğu Amme idaresi Enstitü- sü Genel Müdürlüğü. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin @ planet.com.tr Önce şu üç adı bir anımsa- yın bakalım: Zuhal Olcay, Ha- luk Bilginer, Ahmet Leven- doğlu. Şu yaz sıcağında, ınsanın parmağını bile oynatmak iste- mediği şu kavurucu temmuz gününde, bu yazının yazıldığı perşembe gününün öğle bo- ğuntusunda siz ne yapıyorsu- nuz, ne özlüyorsunuz bilemem. Ama Zuhal Olcay, Haluk Bilgi- ner, Ahmet Levendoğlu bu sa- atlerde Üsküdar Adliyesi'nde "hukuk" arıyorlar, tiyatroyu öz- lüyorlar. Bulurlar mı? Zod Bulamazlarsa ne olur? Ayıp olur. Kime? Onlara değil, bize ayıp olur. Üstelik bize ayıp olmakla kal- maz, yazık da olur. Dikkatli okuyucu anımsaya- caktır. Üsküdar'daki eski Ode- on Sıneması'nda (Adı bile zen- gin çağrışımlara ebelik etmiyor mu?) bir kültür merkezi, bir ti- yatro tapınağı kurmak için kol- Usküdar Mollası ve Sanatlan sıvamışlardı. Perdelerinı aç- maya birkaç gün kala uğursuz bir yangın onca emeği sildi sü- pürdü. Ülkenin en seçkin tiyat- ro topluluklanndan biri, Tiyatro Stüdyosu, yangın dumanları arasında adeta boğuldu. Kimilerinin içine tükürdükleri 'sanat'tn bu üç savaşçısı vaz- geçmediler. Kayayı tepeye ka- dar çıkaran, tepeye bir adım kala yeniden aşağı yuvarlanan kayayı, yeniden tepeye doğru yuvariamaya başlayan ve bunu dunmaksızın, sızlanmaksızın, yorulmaksızın yineleyen Sysip- hos gibi sil baştan yaptılar. On- ca emeğin, onca çabanın bir anda kül ettiği Odeon'un külle- rinden bir tiyatro-kültür merke- zi kurmak için kollan yeniden sıvadılar. llktokat, Üsküdar'ın mollalar egemenliğindeki belediyesin- den geldı. Yangının sorumlusu sanki Tiyatro Stüdyosu, bu üç tiyatro savaşçı imişcesine tah- liye davası açtı. Kültür Bakan- lığı ile imzalanmış onca proto- kol. onca anlaşma elin tersiyle itildi. Üsküdar'da "içine tükürü- lecek biriş" yapmaya kararlı in- sanlann yüzüne kapılar kapatıl- dı. İkinci tokat "bozacının şahi- di şıracı"dan geldi. Kültür Ba- kanlığı'nın başındaki kahraman Molla Ismail de Üsküdar'daki mollaya omuz verdi. Yangınla yıkıntıyadönen Odeon'un ona- nlması için aynlan 3 milyariık destekten vazgeçildiği bildiril- di. Zuhal Olcay, Haluk Bilginer. Ahmet Levendoğlu bu satırlar yazılırken yeni bir oyunun pro- valarını yapmıyorlar; yeni oyun- lar seçmek için dünya tiyatro edebiyatının içinde bizler için gezıntide filan da değiller. On- lar bu saatlerde Üsküdar Adli- yesi'nin koridorlarında tahliye davasını durdurmak, Üskü- dar' ın göbeğınde bir sanat çeş- mesi akıtmak için -umutsuzca- bekleşiyorlar. Yargıç, Tiyatro Stüdyosu'nun aradığı hukuk'u, ilgili yasa maddelerinin can sı- kıcı paragraflanndan bulup çı- karacak mı, yoksa berbat bir daktilonun tıkırtıları arasında Üsküdar'ın göbeğinde bir sa- nat çeşmesı kurutulacak mı? Olcay. Bilginer ve Levendoğ- lu aradıkları "hukuk"u Üsküdar Adliyesi'nde bulamazlarsa ge- lecek mevsimi çadır tiyatrolan gibı ordan oraya taşınarak. apartman dairelerinde prova yapıp, olmayan paralannı, ol- mayacak bir çaba için mi har- cayacaklar? Bu soruların yanıtı henüz yok. Ama yanıtın yokluğu ayıbı or- tadan kaldırmıyor. Kadıköy'ün, Beşiktaş'ın CHP'li belediye başkanları bu üç tiyatro delisi- nin önüne kırmızı halılar serip, kendi sorumluluk bölgelerinde salonlar sunmayı mı yeğleye- cekler, yoksa "içine tükürme- den" tribünlerde seyirci mi ka- lacaklar? Bu sorulann da yanıtı henüz yok. Çiçeği bumunda Kültür Ba- kanı fstemihan Talay, Bodrum kalesini kurtarmaktaki övülesi ataklığını Istanbul'un zaten par- makla sayılacak tiyatro toplu- luklanna biryenisinin ve çok iyi- sinin katılması için olanaklannı aynı 'ataklık'ta kullanacak mı? Bir zamanlar tiyatro tannça- sına gönül vermiş, onunla do- yulmaz bir aşk yaşamış gaze- teci bu sorulan sorup susma- yacak. Heleşu Üsküdar Adliye- si'ndeki hukuk arayışının sonu- cunu bir görelim. Hele beledi- ye başkanlanndan Kültür Ba- kanı'na kadar yetkililerin par- maklannı ne kadar kımıldattık- lannı bir gözleyelim. Yeni tiyatro mevsimınin baş- lamasına şunun şurasında ne kaldı ki? POLİTtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA İşler Tıkınnda mı? Özelleştirme ihaleleri güvenoyuna dek durdu... Banka bilançolan incelemede... Refahlı belediyele- re trilyonlarca lira kaynak aktanldığı saptandı... Zira- at Bankası'nın notu düşürüldü... Kara parayla mü- cadele başladı... Gazetelerin ekonomi sayfalarında yer alan haber- lere bakılırsa "işler tıkınnda değil" gibı görünüyor... Bu arada Necmettin Erbakan rahat, Tansu Çil- ler sinir küpü... Kottuğunu kaptıran "ana kraliçe" başına neler ge- leceğini önceden görür gibi... Tansu Hanım tıpkı ağustosböceği gibi durmadan ötüyor: "Demokrasi yara almıştır..." Ya eski Içişleri Bakanı Meral Akşener? Oda, "Gereğiyapılır" diyor... Televizyon ekranlarından kendisini izlerken şöyle düşünüyorum: "Bu hanım nasıl oldu da bakanlık koltuğuna otur- du?" Mübarek "bohçacı kadın" örneği, ağzını yaya ya- yakonuşuyor... "Bız lazım gelenı yaptık, yeni bakan arkadaşımız dayapar..." Türkiye bir zaman tünelinden geçiyor... Görüldüğü gibi tencerenin dıbi çıkmış... Casusluk olayı, telefonlan dinleme, gamızonlara sı- zan köstebek, gazetecileri izlemeye almak, bu yaz sıcağında insanın kafasını iyice kanştırıyor... REFAHYOL, Türkiye'yi perişan etti, ekonomiden kültüre dek her şeyı yakıp yıktı. Susurluk kazasıyla ortaya çıkan devlet içindeki örgütlü gücün, kimler ta- rafindan kullanıldığı da artık iyice anlaşıldı... Acaba 55. Mesut Yılmaz hükümeti "yangın yeri- ne dönen Türkiye"y\ yeniden onarabilecek mi? Me- tin Göktepe'nın katilleri 24 temmuzda yargı önüne getirilecek mi? Kimsesizler Mezarlığı'nda yatanlann katilleri bulunabilecek mı? Hasan Ocak'ı kimlerin öldürdüğü saptanacak mı? Diyarbakır'da, Bat- man'da cinayetler işleyen Hızbullah'ın beyin takımı çökertılecek mi? Daha bitmedi! Acaba Milli Eğitım Bakanlığı'ndaki tarikatçı örgüt ayıklanacak mı, Dışişleri Bakanlığı'ndaki şeriatçı ya- pı ortaya çıkarılacakmı? 8 yıllık kesintisiz eğitım ger- çekleşecek mi, Diyanet içindeki irtica önderleri tek tek ayıklanabilecek mi? CHP lideri Deniz Baykal'ın kuşkuları ışte bu yüz- den... Haksız mı? • • • Genelkurmay'daki köstebek olayı Susurluk kaza- sının ikinci ayağı mı? Telefonlann dınlenmesı, bilındiği gibi "böcek"ad- lı aygıtlarla yapılıyordu. Önce Mesut Yılmaz'ın konutunda ortaya çıkan "te- lefon dinleme olayı "nın bir örgüt tarafindan gerçek- leştirildiği sanılıyor... Burada ortaya çıkan isimler hayli ilginç: Örneğin Hanefi Avcı Susurluk Komısyonu'nda ifade veren Hanefi Avcı ne demişti: "Asker de bu işin içinde..." Aslında bu olay pamuk ipliği gibi sökülebilir. Tansu Çiller, Özer Çiller, Meral Akşener ve Stra- tejik Araştırmalar Vakfı üzerine gidilırse düğüm çö- zülebilir... Bakın Stratejik Araştırmalar Vakfı'nda kimler var: Özer Çiller, Tansu Çiller, Meral Akşener ve Orhan Öz- canlı... Bu isimler "PKK terörü'ne karşı bir araya geldi. Abdullah Çatlı da bu örgütün içindeydi ve başka po- litikacılar da vardı. Gruba Sedat Bucak da dahil ol- du. Polis-politikacı-ülkücü üçgeni oluştu... PKK bağlantılı "eroin tacirleri" yok edildikten son- ra çete arasında "pay kavgası" çıktı. Susurluk kaza- sıyla da örgüt çözüldü... Son isim Bülent Orakoğlu? Dr. Orhan Özcanh'yla Orakoğlu'nun ilişkisi nedir? Ikisi de Diyarbakır'da görev yaptı. Orakoğlu, Diyar- bakır'da Siyasi Şube Müdürü, Özcanlı da Öiyarbakır Cezaevi'nde doktordu... Orhan Özcanlı, Diyarbakır'da "işkenceci doktor" olarak tanınıyordu... Bunlar hep rastlantı mıydı? Orhan Özcanlı'nın Özer ÇillerMe yakınlığı nereden geliyordu? Meral Akşener'in ağabeyi Nihat Güner, Özcanh'yı ve Abdullah Çatlı'yı nereden tanıyordu? Evet... Tüm bunlar "bilmece" gibi görülse de ba- zı gerçekleri yansıtıyor... • • • Kınkkale'deki Makina Kimya Endüstrisi'nin Mü- himmat Fabrikası'nda yangın çıktı ve ilk belırtemele- re göre 2 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı... Patlamalar ve yangın sürüyor... Kınkkale'de yaşayan yurttaşlanmız kenti terk et- meye başladılar... Geçmış olsun diyoruz... Faks numaramız: 0212/513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planet.com. TR Çiller'e karsı tavır DYP'de istifalar yeniden başladı HÜLYA KARABAĞLI ANKARA -Zincirleme istifalarla sarsılan DYP'de liderliği tartışmaya açılan Tansu ÇiDer, grubunun baskısı üzerine hemen se- çim ısranndan geri adım attı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve 30'a yakın milletvekilinin ka- tılmadığı dünkü grup top- lantısında. Eskişehir Mil- letvekili Demir Berberoğ- lıfnun yanındakı bazı milletvekillerine "Çiller istifa etsin ki DYP rahat- lasın" demesı yankı bul- du. Görüştüğü Berberoğ- lu'ndan u geri çeldlmeniz en doğrusudur" mesajı alan Çiller, konuşmanın gizli kalmasını ıstedi. DYP'de istifa halkasına Samsun Milletvekili Ce- mal Alişan da eklendi. DYP'nin TBMM'de san- dalye sayısı 102'ye düşer- ken partiden istifa edenle- ri "şerefsiz. haysiyetsiz" i- lan eden Çiller'e, Hakkâ- ri Milletvekili Mustafa Zeydan da "Yönetimin hiç mi suçu yok?" sözle- riyle yüklendi. DYP"nın basma kapalı olarak gerçekleştirilen ve 3 saat süren grup toplan- tısında. milletvekilleri "kürsüden olmasa da, kendi aralannda" ilk kez Çiller'in istıfasını tartış- maya açtılar. Toplantıya, aralannda Ufuk Söyle- mez, Cihan Paçacu Doğan Giireş, Meral Akşener, Aü Osman Sönmez, Salim Ensarioğlu nun da bulun- duğu 30'a yakın millet- vekili katılmadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear