25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26HAZİRAN 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 lstîr»bü Earne Ko^aelı Çaıakkale Izrır Msnîsa AyJın Deıızli Y PB Y PB A A A Y 29 28 29 29 28 32 35 29 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y PB PB PB Y Y PB PB 25 27 29 27 30 28 29 30 Zoigulda< Y 23 Antalya AB 29 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkârı Van A A A A A A A A 3U 29 36 36 36 34 29 24 27 Yurdun kuzeybat Kesimlerı çok bulut- u. Marmara'nın do- ğusu, Batı Karade- nız, Iç Ege ıle iç Ana- dolu'nun kuzeybatısı sağanak ve gök gü- rültülü sağanak ya- ğışlı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcakhğı yurdun batı kesimle- fınde azalacak, do- ğuda artacak. Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amstefdam Bruksel Parıs Bonn t Y ÇB ÇB Y Y Y Y Y 16 19 20 17 17 17 16 19 Munıh Y 19 Mılano Berlın Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB ÇB PB PB PB PB 2'6 26 29 24 27 24 26 28 PB 26 Q-^ Taşkent Kaii'e Âİt Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Baku Bışkek Tifhs Kahıre Y AB Y PB PB Y PB A 26 37 29 36 30 36 34 34 Şam 34 ParçaJı bulutlu SısJı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı Sulu kar b Gok gurultüKj G U N C E L CÖEYTARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada mı yapmaya çalışıyor." Bu yargıyı Çankaya'nın yakın dostu. sık sık gö- rüşü p fikır alışverişi yaptığı, yılların siyasetçisi Cin- doaık dile getiriyor. Çözürre yararı ybk diyeceksiniz, ama bir nebze duiımadeğınmekgerekiyor. Sivillerin. parlamen- torun yapamadığı nedır? Türkiye'yi Iran'a dönüş- türecek irtica hareketlerine. kadrolaşmaya, gıde- rek azgınlaşan takkeli eylemlerıne gözlerinı kapa- yan particilik ve siyaset anlayışı. Kadın, pariamentoda aklanma ve koltuk dava- sına her şeyiyle RP'ye teshm olmuş. Ana muhale- fet partisı, kesintisiz 8 yıl konusunda bir öyle bir bö/le, kısacası "mütereddit". Şeriatçı kadrolaş- malara karşı suskun. Yakın geçmişte cumhuriye- tintemel ılkesi laikliği içeren anayasanın 24. mad- desıni RP ile ışbirliği yaparak RP'ye yaklaşan bir anlayışla değiştirmeye hazır. Bölünmüş soi muhalefetten zayıf direnmeler. Cındoruk. bu özetı yermiyor. Tek bir cümleyle "vaziyeti tarif ediyor". Öyle ki askerlerin brifingler ile dinci sermayeye karşı çıkışlarıyla iktidar boşlu- ğunu doldurduklarını açık seçik söylüyor. Ya Batı basını? Bakınız gazetelerde yayımlanan özetlere. Şeriat yolcusu RP'nin istıfaya zorlanma- sında demokratlık denıhnce mangalda kül bırak- mayanlardan tek birinin adı geçmiyor. Batı'daki or- tak yargı; Takkeli'nin asker baskısıyla istifa ettiği noktasında toplanıyor. Bugüne nasıl geldık? Sorunun yanıtını Hüsamet- tin Cindoruk, Yılmaz'la yaptığı görüşmeden he- men sonra bütün TV'lerden yayımlanan konuşma- sında -yukarıda anılan- cümlelerle veriyor. Sinir eden yorum Sivıllerle parlamento üzerine düşen görevi yap- mazsa devlet kurumları arasındakı çatışmalar gı- derek artar, "uyum ve düzen sağlamakla" görevli ve yetkili olanlara göre. çatışmalar kavga değil, tartışma diye nıteleniyorsa.. kamuoyu vicdanında, Cindoruk'un dediği gibi; "Bızim yapamadığımızı askerı kesımle yargı kesımi yapmaya çalışıyor" hükmü yer etmeye başlamaz mı? Artık zaman geçirmeden bu hükmün. bu yargı- nın derinlemesine yayılmasının önünü alacak ön- lemleri bulmak, çözümler üretmek zorunluluğu do- ğuyor. Daha önce de belirttik, ANAP liderinin adını du- yunca karabasan görmüş gibi sinırinden sağa so- la ters hamleler yapmaya başlayan Şaibe Hanım'ı son kez çılgına çeviren olay, Mesut Yılmaz'ın bir yorumundan kaynaklanıyor. Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın kendisıne görev ve- rırken yaptığı yazılı açıklamada "meydana gelen gerginliği ortadan kaldırmak" amacı ile hükümet kurmasını istediğini anımsatıyor. Doğal olarak, so- nucu yorumluyor. Gerginliği yaratanlara, tabii Şa- ibe Hanım'a Cumhurbaşkanı'nın başbakanlık gö- revi veremeyeceğini söylemek istediğini anlatıyor. Vay efendim vay; yorumu dinleyen Şaibe bağı- rıyor, çağırıyor. Zaten birsaplantı varŞaibe'nin ka- fasında: "Köşk bana görev vermeyecek." Oysa doğal koşullarda görev de vermiş Köşk. A- ma geçmişı ve bugünün koşullarını anımsamıyor Şaibe. Üstelik görev verilmeyişindeki nedenleri gö- rüyor, biliyor. Üstüne üstlük "genlimi ortadan kaldıracak bir hükümet" arandığı sırada bunalımın nedenlerini ve gelişıminı günbegün bilen Çankaya, Şaibe'ye görev verırken nasıl bir gerekçe bulacak kı? Çankaya'dan açıklama çıktığı gün, bu olasılığı anımsamıştık. Genlimi yaratan 54. hükümetın sür- giti bir hükümete "makulsayılacak" bir gerekçe bu- labilecek miydi? Kuşkulu. Bütün ayıplarını bir yana bırakıyor, rejimi ve ül- keyi rayına oturtmaya çalışan siyasal hareketleri içine sindiremiyor ve "demokrasi kahramanı" ol- maya soyunuyor. Çankaya'dan TSK'ye kadar uzun bir çizgide söy- leyip durduğu dolaylı dolaysız saldırılar, hem bir tehdit havasında hem de ucuz demokrasi kahra- mantığına ilk işaretler. Şaıbe'nin bu numaralarını ne yerier.. Ne de laik demokratik cumhuriyeti yedirirler... OHAL ve Keşif Güç'e • Baştarafı 1. Sayfada TSK. ve Erbakan'a yönelık sözlerinin de toplantı gün- demine geldiği öğrenildi. Toplantıda, kurulun asker üyelerinin söz konusu ül- kelenn PKK've yönelık desteğine ılişkin istihbarat bilgilerini aktardıklan kay- dedildi. Toplantmın bu bö- lümünde. Dışışleri Bakan- lığı Müsteşan Onur Öy- men de hazır bulundu. MGK Genel Sekreten Orgeneral tlhan Kılıç, 28 şubatkararlannın uygulan- ma sürecine ilişkin hazır- lanarı raporu kurula sundu. Kılıç "ın raporunda. hü- kümetin. altında Erbakan ve Çıller'in imzalannın da bulunduğu MGK kararla- rını sürüncemede bıraktı- ğına ılişkin bulgulan aktar- dığı kaydedildı. Kurulun asker üyelerinin "vazgeçil- mez önkoşuT olarak nıtele- diklen 8 yıllık kesintisiz eğitım konusunda hükü- metin duyarsızlığına dik- kat ;ektiklen öğrenildi. Üyelerin. İçişleri Bakanlı- ğı'nn "göstermelik" ola- rak değerlendirilen operas- yonlanna da işaret ettikle- n bılJinldı. Toolantıy a, bir siire son- ra Genelkurmay'ın,. Avru- pa Mıllı Görüş Teşkılatlan (AV1GT) Genel Kuru- lu'nda yaptığı konuşma nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunduğu vakıflardan sorumlu Ah- met Cemil Tunç ile Nazmi İşeri de katıldılar. Bu bö- lümde MGK Genel Sekre- terliği bünyesinde vakıflar- la ilgilı olarak kurulan ça- lışma grubunun hazırladı- ğı rapor görüşüldü. Erbakan ve Çiller'in. toplantmın bitiminden 20 dakıka sonra Çankaya Köşkü'nden çıkış yapma- lan. "Demirel, hükümet ortaklanyla görüştü" yo- rumlannın y apılmasına ne- den oldu. Ankara kulisle- rinde. Erbakan ve Çiller'in Demirel 'le görüşememele- ri üzerine. Köşk'ün girişin- deki ya\ er odasında bekle- dikleri öne sürüldü. Demi- rel. Cumhuriyefın sorusu üzerine. "Hiç kimseylehü- kümeti konuşmadım" de- dı. Körfez Savaşı sonrasın- da Kuzey Irak'ı denetleyen "Çekiç Güç"ün yerine oluşturulan "Kuzey Keşif Harekâtı'"nın görev süresi- nin haziran sonundan baş- layarak 6 ay daha uzatılma- sına ilişkin Başbakanlık tezkeresi de TBMM Baş- kanlığı'na sunuldu. Tezke- renin bugün TBMM'de ele alınması beklenıvor. DGMler kapatılacak• Baştarafı 1. Sayfada pa Insan Haklan Sözleşmesi'ne göre komisyo- nun karan bağlayıcı nitelik taşıyor ve karar ke- sinleştikten sonra Türkiye'nin DGM'lerle ilgi- lı yepyeni bir yasal düzenleme yapması gereki- yor. Tersi durumda Türkiye'nin A\Tupa Konse- yı'nden ihracına kadar uzanan bir süreç başla- yacak. Karann kesınleşmesi, eş işlevli bir yar- gı organı olan Avrupa Insan Haklan Dıvanı'nca da onaylanmasıyla mümkün olacak. Uluslara- rası hukuk konusunda uzman kabul edilen aka- demisyenler karann divanca da onaylanmasına kesin gözüyle bakıyorlar. Avrupa Insan Haklan Komisyonu'nun 22678/93 sayılı ve 25 Şubat 1997 tarihli karan, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin (AİHS) taraflara yüklediği gizlilik yükümlüğü nedeniy- le açıklanmıyor. StrasbourgVlaki Avrupa Kon- seyi çevrelennden elde edilen gerekçeli karar- da DGM'lerin AtHS"nin bağımsız ve tarafsız yargı ilkelerinı düzenleyen 6. maddesine aykı- nlığına dört ayn noktadan karar verdı. Bu dört noktadan ıkisinde komisyon oybirliğı ile, ıkısin- de ıse 5 ret oyuna karşı 26 oyluk bir çoğunluk- la karar verdi. AlHS'nin 10. maddesine aykın- lık ise oybirliği ile alındı. Komisyonda üye ül- kelerin temsilcilerı bulunuyor ve Türkiye'yi Prof. AbdullahŞerefGözübüyüktemsıl ediyor. Da\anın öyküsü Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'nun bu çok önemlı kararına yol açan baş\uru 1993 Eylü- lü'nde avukat GüneyDinç tarafından yapıldı. Iz- mır DGM'de. HEP ıl yönetic»sı İbrahimİncal'ın 6 ay 20 gün hapse mahkûm edilmesi ve Yargi- tay'ın sanık avukatının duruşmalı inceleme is- temini reddetmesi üzerine konu Avrupa Insan Haklan Komisyonu'na götüriildü. A\ukat Güney Dinç'in başvurusu başlica şu noktalar üstünde temellendirildi: "tbrahim tn- cal bir si> il Idşidir. Asker değildir. A\ııkattır ve suç tarihinde yasal bir partinin verel orgaıunın aldığı karara katıldığı için yargılanmıştır. Aske- ri bir suç işlediği iddia edilmemiş \e Askeri Ce- za Kanunu kapsamında \argilanmamistir. O>- sa kendisini > argılayip mahkûmiyetine karar \«- ren vargıçlardan biri Hâkim Binbaşı M. Selçuk Av unduk'tur. Asker olmayan kişilerin askeri ni- telik taşımayan suçlamalar nedeniyle Silahlı Ku\*\'etler mensubu bir askeri yargıç tarafından yargılanmaları doğal hâkim ve doğal yargı ilke- leri ile bağdaşmamaktadır. Vargıtay'da dosya üzerinde açık duruşma açümadan yapılan ince- leme aşanıasında sa\unma \apmak, başsavcılı- ğın görüşlerini yanıtlamak olanağı tanınmadı- ğından savunnıa hakkı kısıtlanmıştır. Suçlama- ya konu olan bildiriler dagıtılmadan, devlet or- ganlannuı isteği üzerine resmi makamlara tes- lim edilmiştir. Bildirilerin matbaada çoğaltılma- sına karşın dilekçinin imza koyduğu karar. bir düşünce notu düzeyinde kalnıış ve düşüncenin açıklanması aşamasına geçmemiştir. Bildirinin dağıtılmadığı bilindiği halde suç işlendiği yargı- sına vanlırsa burada cezalandırılan düşünceyi açıklama ve yaymaeylemi değil, düşüncenin ken- disi olur." Av rupa Insan Haklan Komisyonu, başvuru- nun temel itiraz noktalannı benimsedi ve DGM'lerin AİHS'ye aykınlığına karar verdi. Şimdi ne olacak? Türkiye'yi AtHK ve Divanı nezdinde savu- nanlardan Prof. Aslan Gündüz divanda komis- yon karannın onaylanmayabileceğine dikkati çekti ve karann kesinleşmesinin oldukça uzun birsüreci ğerektırdiğıni söyledi. Prof. Gündüz'e göre karann kesınleşmesi 1998 yazına kadar uzanacak. Aynı konuda görüşlerine başvurulan Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratlan "de- meç verme yetkisi olmama" gerekçesine daya- narak sorulan yanıtlamaktan kaçındılar. Bu ara- da Dışışleri Bakanlığf nın gizli bir not-yazısı ile karar kesinleşmeden DGM'lerde sürmekte olan önemli davalann sonuçlandınlmasına iliş- kin uyansını da resmen doğrulatma olanağı bu- lunamadı. Halen DGM'de sürmekte olan dava- larda AfHK'nin bağlayıcı karanndan doğrudan etkilenecekler. Kararkesinleştiği andan itibaren DGM'lerin bakmaktaolduklandavalaradevam etmelerine de olanak kalmayacak ve bu davala- nn "olağan mahkemelere" devredilmesi gere- kecek. Bu konuda bılgisine başvurulan Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesı öğretim üyelerin- den ve uluslararaSı hukuk konusunda Avrupa ça- pında bıryetke kabul edilen Prof. Süheyl Batum da sorulanmızı yanıtlarken "Pozitif hukuk açı- suıdan belki sürmekte olan davalara DGM'lerin bakmaya devam edebikceğini sa\ unanlar çıka- bilir. Bu, hukukun salt lafzına önem veren birtu- tum olur ve kabul edilemez. Hukukun lafzı ka- dar ruhu da önemlidir >e bağlayıcı nitelik taşı- yan A\rupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne a\kj- nlığı saptanmış ve kesinleşmiş bir mahkemenin yargılamaya devam etmesi, hukuksal olarak önemli bir yanuş olur ve Türkiye bundan yara alır" dedi. Bu durumda yakın erimde bitmesi olanaksız görülen Susurluk ve öteki çete davalannın önü- müzdeki dönemde olağan mahkemelere devre- dıleceği bildiriliyor. Nıtekim Istanbul Baro- su'ndan bir grup hukukçu tarafından yayımla- nan Açık Sayfa dergisi de Mayıs 1997 sayısın- da aynı konuyu ele aldı ve DGM'lerin yıllarca olağanüstü mahkemeler olarak nitelenmesine kimsenin kulak asmadığına dıkkat çekerek şim- di bu yargının uluslararası bir mahkemece de kabul edildiğıne işaret etti. Dergiye göre konu, önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündemıne yeni bir kriz ekleyecek kadar önemli. Köşk'ten Yılmaz'a destek I Baştarafı 1. Sayfada mizizannediyoruırrdedı Yılmaz, kuracağı hükümetin geniş tabanlı, sivil otoriteyi yeniden sağlayacak bir uzlaşma hükümeti olacağını söyledi. Yeni hükümet oluşumu konusunda DSP liden Bülent Ece- \it ve DTP lideri Hüsamettin Cin- doruk ile mutabakat ıçinde olduk- lannı belirten Yılmaz, Tansu Çil- ler'in ise sonunda bırleşmeyi de öngören işbirlıği önensıne nazik sayılmayacak bir üslupla ret yanı- tı verdiğinı söyledi. Iktıdarpartile- rinın uzlaşma hükümeti çalışmala- n sürerken toplumdakı gerginliği tırmandırma çabası içınde olma- sından üzüntü duydugunu kayde- den Yılmaz. Cumhurbaşkanı'nın kendisini hükümet kurmakla gö- revlendırmesının demokratik te- amüllere uygun doğal birdavranış olduğunu dıle getırdı. Yılmaz. "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, Kaddafı çadın devleti de- ğil. Herkesin yetkisi bellidir. Kimse hukukun dışuiaçıka- maz" görüşünü dıle getırdı. "Eğer Çiller, güvenoyu alacağı belli olmayan kişiye hükümet kurma görevi ve- rilmesini darbe olarak nite- lendiriyorsa 1995 yıünda ni- ye görevi reddetmedi?" dı- >en Yılmaz, kurulacak hü- kümetin millet iradesını temsıl edip etmediğinin Meclis'tekı oylamada orta- ya çıkacağını söyledi. Ilaca yüzde 15 zam tstanbul Haber Servisi - Uzun süredir ilaç fırmalan tarafından beklenen yüzde 15'lik ilaç zammı, Sağlık Bakanlığı tarafından onay- landı. Insan sağlığında bü- yük önem taşıyan ilaca ya- pılacak zamlarda dikkatli olunması gerektiğini vurgu- layan Istanbul Eczacı Oda- sı Başkanı MustafaTurunç. "Sağlık Bakanlığı bu konu- da ciddi denetim yapmıyor. Önüne gelen listeyi araştır- madan kabul ediyor" dedi. Turunç. ilaç firmalannın bu zammı beklediklerini belırterek. şöyle devam et- tı: "\ildinmAktuna'nuıis- tifası ve yerine yeni bakan atanması sürecinde zam er- telendi. Geçen zaman içinde birçok şeye zam yapıldı. Bu nedenle ilaca yapılan zam yanlıştır demiyoruz. Ancak ilaç mutlaka alınması gere- ken bir üriin. Zam yapıhr- ken girdiler dürüstçe hesap- lanmair Yeni ilaç zammıyla bir- lıkte bazı ılaçların eskı ve yeni fiyatlan ıse şöyle ol- du: Fludex 30 Draje; 781 bın- 898 bin Vermidon tab- let;180bin-207bin.Noval- gintablet; 130 bin-150 bın. Rocephin 1 gram I mılyon 827 bin- 2 mılyon 101 bın. Aspırin Plus C; 222 bin- 262 bin. Yılmaz, hiç kimsenin millet ira- desıne ipotek koymaya hakkı bu- lunmadığını belirtirken "Asd da- yatma. baskı; daha hükümet ku- rulmadan, hükümet programı okunmadan güvenoy lamasında ret oyu kullanılması için noter huzu- rundaimzatoplamaktır"dedi. Yıl- maz. konuya ılişkin bir soru üzen- ne de. Cumhurbaşkanı'nın, noter huzurunda ımzatoplamanın millet iradesine ipotek anlamına gelece- ğini bildığı için onu dikkate alarak hareket edeceğini zannetmediğinı söyledi. Yılmaz. imza atmalanna rağmen kuracağı hükümete destek verecek mıllervekıllen bulunduğu- nuda ılen sürdü. Gü\enoyualmak için mılletvekılı transferlen yaptı- ğı yolundakt-iddialann gerçekle il- gisi bulunmadığını belirten Yıl- maz. "Sadece DYP değil, tüm mil- lervekillerine ülkeyi içinde bulun- duğu durumdan kurtarmak için el ele verme çağnsmı her zaman ka- muoy unun önünde yaptım. Bu çağ- nya uyan milletvekillerini de geri çevirmemiz söz konusu olamaz" dedi. Yılmaz, Çiller'ın demokrasi şe- hıdı verilmesine ılişkin sözlenni de eleştirerek "ÇUler'in, görevin ba- na verilmesi konusundaki taham- mülsüzlüğünü anlamak mümkün değil. Gün demokrasi için şehit ver- me günü değil, özveride bulunma günü. Demokrasi yolunda şehh ver- me özverisinde bulunmayı vaat edenler hiç olmazsa kendileri dışın- da bir kişinin başbakanlığına kat- lanabilme özverisinde bulunmalı- dırlar'" diye konuştu. Yılmaz. Çil- ler'in dayatmayla ilgilı sözleri üze- rine de, hiçbir baskı \e telkini ka- bul etmelerinin mümkün olmadığı- nı belirterek kuracağı hükümetin demokratik olmayan tüm baskı ve telkinlere gözünü ve kulağını tıka- yacağını bildırdı. Yılmaz, Çiller'in önceki günkü görüşmede çok gergin olduğunu dile getirdı. Yılmaz, "Ülkeyi için- de bulunduğu gerginlikten kurta- racak bir başbakan aranıyorsa bu Çiller olamaz" dedi. Yılmaz, ılk turda ortaklık önerisinı reddeden Çiller ıle ikınci turda görüşüp gö- rüşmeyeceğıne ilişkin bir soru üze- rine de. "Çiller benimte herhangi bir hükümeti görüşmeyeceğini söy- lemiştir. Çiller'le bu görüşünü de- ğiştirmediği sürece görüşmem söz konusu değiP diye konuştu. Yılmaz, Bursa Bağımsız Millet- vekili CavitÇağlarileyaklaşıkbır saat görüşrü. Çağlar. görüşmenın ardından gazetecılerın sorulannı yanıtlarken "Bağımsızlar olarak hükümete destek >ereceğiz" dedi. Çağlar, diğer bağımsız mılletvekıl- lerine Yılmaz ıle görüşmesi hak- kında bilgı venrken de "Kendisini çok rahat gördüm. Yılmaz. güveno- yu alacağuıdan emin görünüyor" dedi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Kıl birdurum... Yılmaz'ın basın toplantısında netleşenlerin artını çi- zelim... Yılmaz, DYP'yi ayn Çiller'i ayrı tutmaya çalışıyor. Ama, "lider partısı" DYP'de bunun tutması şu aşa- mada güç. ANAP lideri kendisine verılen gorevin sadece hü- kümet kurmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda. ger- gin ortamı yumuşatmaya çalıştığını vurguladı. Türki- ye'de, sadece hükümet sorunu olmadığını Necmet- tin Çiller hariç herkes kabul ediyor. Yılmaz, sık sık üç sözcüğün altını çızdi: - Uzlaşma, özverı. hoşgöru... Uzlaşma, kozlaşmaya dönüşmüş durumda... Hoşgörü, çoktaan horgörü oldu... Özveriyi de herkes farklı yorumluyor. Çiller, koltu- ğu bırakmama özverisinde bulunmak istiyor. Yılmaz, biraz kenarda durma özverisı ıstıyor... Eldeki veriler, özveride anlaşılamayacağını göste- riyor. Yine dün tümüyle netleşti ki Yılmaz, hükümeti ku- racak, Çankaya onaylayacak ve göreve başlayacak... Yılmaz'ın "Başbakan" titrini almasından sonra den- geler değışebılir. Yılmaz güvenoyu alamazsa? Bu sorunun yanıtı ıçın once, Demirel'ın "görev ver- me" mantığına bakalım: "Erbakan bana istıfasını verdığinde, yanında bir protokol getırmışti. Altında kendısınin, Çiller'in ve Yazıcıoğlu'nun imzası vardı. Demek ki üçü aynı dü- şünuyordu. Bu yüzden onlarla yeniden gönjşmeme gerekyoktu. Görevi Yılmaz'a verdım..." Bu mantığı yürütursek Yılmaz'dan sonraki görev Bülent Ecevrt'ın Doğrudur, yanlıştır ayn... Zaten herkesin kendı doğrusu var. Onun dogrultu- sunda gidiyor... Ecevit'in görev alması neye yarar? 45 günün dolmasına yarar... 45 gün dolunca, Baba "Çankaya hükümeti"n\ ku- rar... Bu, Yılmaz sonrası senaryo... Yılmaz'ın güvenoyu alması ise pek çok kesimi ra- hatlatacak. ANAP lıderının hükümet etmeyi başanp başaramayacağı, parçalı desteğın neler getireceği o günlerın konusu... Çekidüzen, çeke düzen... Son günlerdekı her yazının dıbıne Necmettin Çiller oturdu. Hükümetin ıstıfasından hemen sonra, Çıller'e dikkat çekerken, bunun nedenıni şöyle açıklamıştık: - Kâbus henüz bitmedı... Zaman ne yazık kı bızı doğruluyor. Çiller kısa sürede bu kadar hatayı, dönüşü neden yapıyor? Kımilerinin 30-40 yılda yaptıklannı 3-4 yıla sığdır- mak istiyor olmasın... Bu gıdtşle Çıller'e noter tasdiği de yetmez, vekille- rıne dolara el bastınr. Yaşadıklarımız, gerek RP'nin gerekse DYP'nin mu- halefette kendilenne çekidüzen vermeye yanaşma- yacağını gösteriyor. Tabii, çeke düzen vermeye alışınca, çekidüzen zor- laşıyor. Ikilinin hırsına bakınca ınsanın aklına ilk şu geliyor: Çekilmezler... Iktidardanyani... Hırsı da aşan tehdıtlerine bakınca da şu: Gerıcıler... Ortamı yanı... Bu, çekılmez gerıcılerle bir sure daha uğraşacağız... Yürüdüklerı yolda yaptıkları işbölümü de açık: Hacı. kadrolaşarak sessız ve derinden... Bacı, kavgalaşarak asıtyüklu bulutlann üzerinden... Efes Pilsen'den EFES ıpüsen- Efes Pilsen EFES Pilsea STES CFES EF1S t İUIC İCU-İ2 50-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear