25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MAYIS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Gübre desteğinden vazgeçjliyor • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Devlet, 10 trilyon liralık vurgundan sonra, gübre sübvansiyonu uygulamasından vazgeçiyor. Hazine Müsteşarlıgf nın itirazı üzerine, Tanm ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan son kararname taslağında yüzde 50 oranındaki sübvansiyondan vazgeçilirken, sübvansiyon miktarlan nominal olarak belirlendi. Sübvansiyon miktan. gübre satış fiyatlan dikkate alınarak yüzde 50 sübvansiyona denk gelecek şekilde, ki!ogram-TL olarak belirlendi. Kararname bu haliyle çıkarsa gübre fiyatlan düşecek ve böylece gübre sübvansiyon uygulaması da ortadan kalkmış olacak. Tüketici mevzuatı yetersiz' • Ekonomi Servisi - Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Daniele Dotto, "Avrupa Birliği Komisyonu'nda hazırlanan Tüketici Mevzuatı yeterli değil" dedi. MİHA ajansının verdiği bılgilere göre lstanbul Ticaret Odası'nda düzenlenen Avrupa Birliği'nde Tüketiciyi Koruma Politikalan Semineri'ne katılan Dotto. herkesin tüketici olduğunu, ama kimsenin derneklere üye olmadığını vurgulayarak "Tüketiciler zayıf bir grup. O nedenle bunlann iyı temsıl edılmesi gerekıyor" diye konuştu. Banka kârları 1yi' • Ekonomi Servisi- Yılın ilk üç ayı ıçin Iş Bankası 16.4. Garanti Bankası 11.7 trilyon lıra net kâraçıkladı. Iş Bankası'nın net kânnda geçen yıla göre yüzde 222 oranında bir artış ' ' * olduğuna işaret eden yetkihler. brüt kânn 25.1 trilyon olduğunu belirttiler. GaranH Bankası yetkilıleri ise ilk üç aylık döneminde 11.6 trilyon lira net kâr elde edildiğıni açıkladılar. Garanti Bankası'nın net kân geçen yılın aynı dönemıne göre yaklaşık 2.5 kat artarak 11 tnlyon 669 milyar lira oldu. Garanti Bankası geçen yıl aynı dönemde 3 trilyon 11 milyar lira net kâr sağlamıştı. Yaşar Grubu ilk yüzde • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) - Yaşar Topluluğu'nun 11 şirketinin kurumlar vergisinin ilk yüz sıralaması içinde yer aldığı bildirildi. Yaşar Holding'den yapılan açıklamada. Izmir'de en yüksek kurumlar vergisi ödeyen kuruluşlar arasında Yaşar Topluluğu'nun 11 şirketinin bulunduğu belirtildi. 35 bin 641 mükellef arasında Yaşar Holding'e bağlı 11 şirketin ilk 82'ye girdiği de duyuruldu. Yaşar Holding'in ilk 100'e giren 11 şirketi. Izmir Defterdarlığı rakamlanna göre 1 trilyon 46 milyar 796 milyon lira vergi tahakkuku bulunuyor. Kaçak işçi cennetiyiz • ANKARA (AA) - Toplam nüfusu 6O milyonu aşan Türkıye'de, 4 milyon 5 0 0 bin işçinin SSK'ye kayıtlı olduğu, 4 milyon 5OO bin işçinin de sigorta sistemı dışında kalarak kaçak çalıştığı bildirildi. Eski SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kayıtdışı Ekonomi" konulu araştırmasına göre sık olarak çıkanlan borçlanma yasalan, işçi ve işverenı kaçak çalışmaya özendiriyor. Araştırmada. sigortalı çalışan bir işçinin kesintisiz 3O gün çalıştığı halde, çalışma süresinin SSK'ye lOveya 15 gün olarak beyan edildiği belirtildi. İzmit Körfez Geçişi ihalesinde Avrupalı şirketler, hükümetlerini devreye sokabilir Otoyolda trafîk karıştı• Türk-Japon konsorsiyumu lehine sonuçlanan 1.5 milyar dolarlık ihale için Avrupa hükümetlerinin devreye girmesi beklenirken konuyla ilgili usulsüzlük iddialannın da ardı arkası kesilmiyor. SEDA OGUZ Türkiye'nin en büyük yap-işlet-devTet projesi olarak kabul edilen 1.5 milyar do- iarlık (yaklaşık 200 trilyon lira) İzmit Kör- fez Geçişi ihalesinin ENKA Grubu'nun yer aldığı Anglo-Japanese konsorsi>r umu le- hine sonuçlanmasından sonra. Türk-Avru- palı firmalardan oluşan IBKO konsorsiyu- mu. hükümetler düzeyinde itiraz yapma- ya hazırlanıyor. Ihaleye teklif veren Bo- uygues-Vinsan konsorsiyumu ise hafta ba- şında Danıştay'a ve Yüksek Planlama Ku- rulu'na başvurmuştu. Cumhuriyetin en büyük projelerinden bi- ri olan ihaleyle ilgili iddialar sürüyor. Bo- uygues-Vinsan ve IBKO konsorsiyumla- n tarafından şefFaf olmamakla eleştirilen ihalede "bağış ve komisyon"lann etkıli olması. teklifleri değerlendiren Delcan DAP ortaklığımn tarafsız kalmaması gibi iddialar ortaya atılırken, Karayollan Ge- nel Müdürü Yaman Kök'ün de konuyla ilgili ifadesine baş\Tjrulduğu öne sürüldü. Genel Müdür Kök'ün ifadesinin, "tzmit Körfez Geçişi ihalesinde Karayollan Genel Müdürİüğü'nün danışman olarak seçtiği Delcan DAP firmasının 30 mil- yon dolar tutarında rüşvet aldığı"na ilişkin cumhuriyet savcılığına yapılan suç duyurusu üzerine ahndığı iddia edildi. Diğer yandan tzmit Körfez Geçişi tha- le Komisyonu Başkanı, Karayollan Ge- nel Müdür Yardımcısı Çetin Fırat'ın, iha- le sonucunun açıklanmasından bir gün ön- ce bir aylık izne aynlması da anlamlı bu- lunuyor. Çetin Fırat'ın izne çıkmasının ne- deni. Anglo-Japanese lehinde alınan kara- nn tartışmalanndan uzak kalma isteğine bağlanırken, izin dönüşünde özel sektöre aıt bir inşaat fırmasında işe başlayacağı öne sürüldü. Tekfen ve Doğuş gruplan dışında Fran- sız Campenon, îtalyan Impregilo, Ispan- yol Dragados fırmalanndan oluşan IBKO konsorsiyumunun, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği gündemdeyken, karann Japonlar lehine verilmesinden büyük ra- hatsızlık duyduğu belirtiliyor. Konsorsiyum yetkilileri, Banş Partisi kurucusu Ali Hay- dar Veziroğlu'nun Yönetim Kurulu Baş- kanı olduğu Vinsan firmasının Bouygues'le oluşturduğu konsorsiyumun, Danıştay ve nihai onay makamı olan YPK nezdinde yaptığı girişimlerden sonra, kendilerinin de konuyu uluslararası düzeyde gündeme getireceklerini kaydettiler. Yetkililer, Av- rupalı hükümetlerin bakanlan ve büyü- kelçileri kanalıyla Türk hükümetıyle bağ- lantıya girerek karann yanlışlığını anlata- caklannı ifade ettiler. Japon grubunun köprü dışında otoyol yapmak istememesinin değerlendirmede gözardı edildiğini belirten IBKO konsor- siyumu, aynca tekliflerinın Japonlara gö- re daha ucuz olduğunu ve en kısa işletme süresi ile en düşük geçiş ücretlerinin ken- dileri tarafından verildiğini savunuyor. Diğer tekliflere göre devlete rftilyonlar- ca dolarlık avantaj sağladıklannı savunan Vinsan-Bouygues konsorsiyumu yetkilı- leri ise, hükümet yetkilileri ve bürokratla- nn ihaleyle ilgili herhangi bir açıklama yapmamalanndan duyduklan rahatsızlığı dile getiriyorlar. Konsorsiyum yetkilileri, Bayındırlık ve Iskân Bakanı Cevat Ay- han ve Karayollan Genel Müdürü Yaman Kök'e yaptıkları yazılı başvurulardan bugüne kadar hiçbir yanıt almadıklannı belirttiler. Dördüncü kaynak paketinde de umut iç borçlanma ve özelleştirme Hoca bulduğunu satacak • Ekonomideki olumsuz tablo üzerine paniğe uğrayan Başbakan Necmettin Erbakan, RP'nin önceki günkü TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, basını ve muhalefeti, siyasetteki gelişmelerle "suni gündem" yaratılarak gelir kaybına yol açmakla suçladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, ekono- mide arka arkaya açıklanan olumsuz verilere karşı kamu- oyunu etkilemek için hazırla- dığı son kaynak paketinin te- melini, yine borçlanma ve özel- leştirme oluşturuyor. Hazırla- nan son projelere göre hayat sigortalannın yanı sıra. banka- lara da 2 yıl vadeli borç tahvil- leri alınması ıçin zorunlu dü- zenlemeler getirilecek. Kamu. arsa ve arazilerinin satışı ile petrol sektöriindeki özelleştir- me paket içinde yer alacak. Ekonomideki olumsuz tab- lo üzerine paniğe uğrayan Baş- bakan Necmettin Erbakan, önceki günkü RP'nin TBMM grup toplantısında yaptığı ko- nuşmada, basını ve muhalefe- ti siyasetteki gelişmelerle "su- ni gündem" yaratılarak gelir kaybına yol açmakla suçladı. Gerçekleşmeyen kaynak pa- ketlerinden mart-nisan aylann- da 9 milyar dolar gelir beklen- diğini savunan Erbakan, suni gündemler nedeniyle bu gelı- nn 1.5 milyar dolara düştüğü- nü söyledi. Suçu yine basına Başbakan Necmettin Erbakan bütçe tıkanıklığının nedenini de basına bağladı. yükleyen Erbakan, yaklaşık 50 milyar dolarlık Türkiye bütçe- sinin yüzde 10'u kadar bir kay- nağm 1 ay .içınde siyasetteki,, gelişmelerden nasıl etkilenip, tıkandığını ise açıklamadı. Erbakan'ın, enflasyonun yüksek gerçekleşeceğinin an- laşılması, bütçenin açık verdi- ğinın ortaya çıkması ve döviz kurlan ile faiz oranlannın hız- lı yükselişe geçmesi üzerine, suçu yine muhalefet ve basına atarken daha önceki projeleri- nin borçlanma dışındakilerı gerçekleşmeyen danışmanla- nna yeni bir paket daha hazır- lanması talimatı verdiği öğre- nildi. Paket çerçevesinde, iç borç yükünün geri ödeme dönemle- rini uzun vadeye yaymak için tüketici fiyatlanna endeksli 2 yıl vadeli TÜFE kâğıtlannın zorunlu olarak finans kuruluş- Jarına satılmasının program- landığı öğrenildi. Projelere göre hayat sıgor- tası şirketlerinin yanı sıra ban- kalara da mevduatlannın belli bir oranında disponibl karşıhk olarak tuttuklan devlet kâğıt- lan için 2 yıl vadeli TÜFE tah- vili alınması zorunluluğu geti- rilecek. Hükümet, buyolla yak- laşık 750 trilyon-1 katrilyon lı- ralık bir borçlanma yapacak. Kaynak paketindeki diğer proje gruplannı da yine kamu arazilerinin satışı oluşturacak. Alınan bilgilere göre bu paket- te de kıyı ve orman arazilen ile tarihi eser değeri taşıyan ba- zı yalı ve köşklerin satılması planlanıyor. Hükümetin bu yol- la 750 trilyon liralık kaynak beklediği kaydedildi. Diğer gelirlerin basını pet- rol sektöriindeki özelleştirme uygulamalannın oluşturacağı öğrenildi. Kaynak paketine gö- re. Petrol Ofisi'nin birbölüm hissesi uluslararası piyasalarda satışa çıkanlacak. Petkim'in satışı için ihale açılacak. DYP Genel Başkanı, Başba- kan Yardımcısı ve Dışişleri Ba- kanı Tansu Çiller de ekonomi- deki bu olumsuz gelişmeleri kapatabilmek için, Uluslarara- sı Para Fonu (IMF) ile bir gö- rüşme yapılmamasına, hiçbir kesin sonuç ahnmamasma kar- şın. "IMF 3 milyar dolar kredi verecek'" diyerek kamuoyunu yanıltmaya çalıştı. Limanlann ipi çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), Türkiye Denizcilik Işletmeleri'ne ait, Hopa, Giresun, Sinop, Rize, Antahya ve Tekirdağ limanlannın satış kararını onayladı. Dış ticaret ve gümrük kapı- sı olmalan açısından da önem taşıyan çok sayıda Karadenız limanı, devletin elinden çıkanlmış oldu. Muhalefettey- ken özelleştirme uygulamalannı "peş- keş" suçlamalanyla eleştiren RP'nin, limanlar gibi ülke çıkarlan açısından stratejik önem taşıyan kamu varlıkla- nnı da elden çıkarmakta sakınca gör- mediğine dikkat çekildi. Özelleştirme tdaresi Başkanlığf ndan dün yapılan açıklamada. ÖYK'nin, 7 limanın sa- tış karannı onayladığı bildirildi. Karar çerçevesinde, Tekirdağ Lima- nı'nın işletme hakkı 30 yıllığına 104 mil- yon 923 bin 599 dolara Aksu Iplik Do- kuma AŞ'ye, Antalya Limanı'nınkı 102 milyon 520 bin 769 dolara Link lthalat thracat ve Gıda San. AŞ'ye, Ho- pa Limanı'nınki 4 milyon 4 bin 718 dolara Park Holding AŞ'ye, Rize Li- manı 'nmki de 5 milyon 606 bin 605 dolara Asım Çillioğlu Ortak Girişim Grubu'na verildi. Aynı karar çerçevesinde Giresun Li- mam'nın işletme hakkı 3 milyon 203 bin 774 dolara, Ordu Limanı'nın işlet- me hakkı 1 milyon 607 bin 887 dola- ra, Sinop Limanı'nın işletme hakkı 30 yıllığına 800 bin 944 dolara Çakıroğ- lu AŞ'ye devredildi. Açıklamaya göre, özelleştirmeleri amacıyla ilk aşamada ihale açılacak iş- letmeler şöyle: "Meybuz AŞ, Sümer Holding AŞ'ye ait 8 işletme, Orüs'e ait S işletme, Et ve Balık Ürünleri AŞ'ye ait 6 kombina ve bir işletme, Kurtalan Çimento Sanayi ve AŞ, Bozüyük Seramik Sanayi AŞ, Sıvas Demir Çelik İşletmeleri AŞ, Kara- deniz Bakır İşletmeleri AŞ'de bulu- nan kamu payı." ÎŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER f Sevgi Dolu Bir İnsan' TGRT'de Arapça dövmeleri nedeniyle "Dinlealayedi- yor" yorumu ile görüntülendikten sonra Bebek'te öldü- rülen barmen Oğuz Atak'ı anlatan arkadaşları öyle di- yorlar. Ona kurşun sıkanların, onu tanımalan. içindeki Allah sevgisini bilmeleri halinde ellerinin tıtreyeceğini, yıl— larca dağ tepedemeden Yunus Emre'nm mezarını ara- dığını, evınde Kuranıkerim, duvara yazılı Allah yazısı ve asılı bayrağı göstererek anlatıyorlar. Kucağında bir kö- pekle çekilmiş fotografı da sadece insanlara değil, bü- tün canlılara olan sevgisini fazlası ile açıklıyor. Sevgiyi tanımamış, düşmanlıkla beslenmiş, yok etme- ye, öldürmeye koşullanmış, seygiye düşman insan sev- giyi nasıl anlasın? Allah sevgisinı, insan sevgisi, dünya- daki bütün canlıları ve dogayı sevmek olarak yorumla- mış Yunus Emre ile, dini sıyaset, çıkar, öidürme, yok et- me aracı olarak gören, kinle beslenen hasta kafalar ara- sında nasıl bir iiişki kurulabilir ki? Önceki gün CHP Bahçelıevler llçesi'nın, Deniz Gez- miş'lerin ıdamlarının 25. yıldönümü toplantısına gitmek üzere bindiğim otobüste, Deniz'in donmuş yaşı ve fizi- ği ile ona benzeyen, okuduğu kitaba dalmış bir genç dik- katımı çekti. Yanıbaşında ayakta çok yaşlı bir kadın du- rurken, kendisi gibi sakallı orta yaş bir adama yer ver- mek üzere kalkışı daha da dikkat çekici idi. Kadınlara yakın olmamak üzere gösterdiği özenden sonra, elin- deki kitabı iyice merak ederek eğildim. "Cihad Ders/e- ri 1" ana başlığının üstünde, şehit sıfatı kullanılmış bir Arap yazar ismi vardı. Tanıdığım Deniz ile otobüsteki benzeri arasındaki uçu- rum içimi ürperttı. Idamlannın 25. yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşları, 68'liler, Türkiye'de yaşanan kaos ve kar- maşada belki de ilk kez daha ciddi, sevgi ile, daha bir anlaşılır olarak anıldılar. Bu durum elbette bir rastlantı değif. Daha yeni yeni, hiç insan öldürmemiş üç genç in- sanın, nasıl haksız bir biçimde asılabildiklerinı sorgulu- yor, bir dönemi ve uygulamalannı en azından kamu vic- danında yargılamayı düşünebiliyoruz. Deniz'lerin o ta- rihlerde idam edilmesine doğrudan veya dolaylı onay vermiş olanlar, utanmayı ögrenmişler, "haksızlıktan, özel koşullardan.." falan söz ediyorlar. Ama öyle göstermeye çalıştıkları gibi de bir genel gi- dişte işlenmiş sıradan bir günah değil bu. Deniz Gez- miş'ler boşuna ıdam edılmediler. 1960'ın demokrası or- tamında, Türkiye'nin gelişmesinde doğal olarak çızilen rotayı değiştırmek üzere öıdürülduler. Toplumsal gelişim- de önemîi bir yeri ve saygınlığı olan gençlik, idealist, ay- dınlanmacı, bağımsızlıkçı ve sosyal, sol kimliği ile, sö- mürünün çıkar cephesi ıçin çok tehlikeli, yok edilmesi gereklı öncü güç odağını oluşturuyorlardı. Mustafa Kemal'in Bursa Nutku'nda verdiği görevi üst- lenmiş, ülkeyı kurtarmaya kendilerıni adamış gençliğin liderlerı asılmalıydı kı gençliğin bu öncülük işlevi yok edi- lebilsin. 25 yıl sonra, bugün 12 Mart'ın amacınatam ola- rak ulaşıp ulaşmadığına baktığımızda, Türkiye'nin geli- şim rotasının istenilen ölçülerde geriye çevrilemediğini, ancak gençliğin toplumsal gelişimdeki, olumlu, aydın- lanmacı, etkili, öncülük işlevinden çok şeyin alınıp gö- türüldüğünü, en önemlisi de idealist, insan sevgisi do- lu. yapıcı kımliğınin yok edildiğini söyleyebilırız. Türkıye'nın rotası 12 Mart ile geriye çevrilemediği içindir ki 12 Eylül geldı. 12 Eylül demokratik, aydınlan- macı, sosyal devlet doğrultusundaki çızgiyi tümden ge- riye çevıren, solu sılindir gibi ezıp geçen bir darbe ol- du. Sonra ne oldu? Demokrasiden, insan haklarmdan, sosyal devletten, toplumsal ne değer varsa, hepsinden birden verilen ödünlerle, 'Özalizm ile başlayan, bugün 'Çillerizm've 'Erbakanizm' olarak devam etmekte olan, her tür değersizliğin geçerli olduğu, yükselen değerler ile bu boşluk dolduruldu. Şimdı aklı başında herkes otumnuş, kara kara düşün- mekte. Akıl almaz bir yoksullaşma, kimlik erozyonu, soldaki boşluğun. hortlayan şeriatçı, ırkçı, militarist, mafyacı, çeteci, vurguncu, talancı, aşiretçi, tarıkatçı.. il- kel, insanlık dışı bir yapılanma ile doldurulmasını kaygı ile izlemekte. Yaşananların ürkütücü boyutlan, saldırı odaklarının gücü ile, rejimı, demokrasiyi. Cumhuriyeti, laikliği en ait sınırları ile korumak üzere alınmakta olan toplumsal önlemlerin kısırlığı arasındaki çelişkiyi görüp daha da fazla korkmakta. Elinde 'Cihad Dersleri 1' el kitabı ile, bu ülkenin in- sanlarına karşı savaş açmak üzere eğitilen, kadınları zararlı mahlukattan gören, sevgiyi tanımamış, nefretle beslenmiş gençten, ülkesini, insanlan, yaşamı seven, ay- dınlanmacı bir gencı yeniden yaratmak öyle kolay bir ış değil. Şeriat cephesi ve Refah'ın 8 yıllık kesintisiz eğitime bu cephe açışı, şiddetle karşı çıkışı hiç de öyle basit bir prestij ve inat meselesi değil. Ama bugünkü konumuz eğitim değil. Bugün Deniz Gezmiş simgesinde, her ye- rinden kirlilik akan bir düzende, aydınlanmacı, dürüst, inançlı, yüreği sevgi dolu insanlan özlemle anıyor ve arıyoruz... Pinochet döneminin özelleştirme sorumlusu Türkiye'de Şili modeli, işverenle çalışatıın arasını açacak FİLİZGÜMÜŞ Şıli'nin sosyal güven- likte özelleştirme mode- li, Türkiye'de de çalışan- lar ile işverenler arasın- da önümüzdeki günlerin tartışma konusu olacak. Sosyal güvenliğin sağlık bölümünün özelleştiril- mesine yönelik yasa ta- sanlan, 1992 >ılrndan be- ri Sağlık Bakanlığı'nca sürdürülürken emeklılık- te özelleştirme de Şili diktatörü Augusto Pi- nochetdöneminde Şi- li'nin sosyal güvenlik sis- teminın özelleştinlmesi- nin başmiman Dr. Jose Pinera'nın Türkiye'deki işadamlanyla görüşme- siyle gündeme geldi. Pi- nera. TÜSLAD üyeleri- ne hazırladıklan "1997 Sosyal Güvenlik Rapo- ru" için önemlı bılgiler verirken Kamu Emekçileri Sendıkalan Kon- federasyonu Genel Başkanı Siyami Erdem ile Emekli-Sen Genel Sekreteri Rasim Öz de Şili modelinin, çalışanlann birikimleri- nin sermayede kullanılmasından ibaret ol- duğunu ve bu sistemle devletin sosyal dev- let olmaktan çıkanlacağını belirttiler. ABD'de bulunan Cato Enstitüsü'nün Sos- yal Güvenlik Sistemi Özelleştirme Projesi Başkanı, Dünya Bankası'nın yan kuruluşu Uluslararası Finans Kurumu'nun Danış- manlık Kurulu üyesi ve Şili'deki özelleştir- meden sonra Peru, Arjantin. Kolombiya, El Salvador, Bolivya ve ABD gibi ülkeler- de özelleştirme sistemi çalışmalan yapan Dr. Jose Pınera. Global Menkul Değerler AŞ'nin daveti üzerine Türkiye'ye geldi. TÜSİAD yöneticileriyle görüştükten son- ra IMKB'de önceki akşam işadamlanna bir • Sosyal güvenlikte özelleştirme, Şili diktatörü Augusto Pinochet döneminde Şili'nin sosyal güvenlik sistemini özelleştiren Jose Pinera'nın, Türkiye'deki işadamlanyla görüşmesiyle gündeme geldi. konferans veren Jose Pi- nera, ülkesinde, getirdiği sistemi kabul etmeyen as- kerler ve polis teşkilatı dışında, tek sivil "gene- tik sosyalisf'in de emek- li olmasıyla "geçerken öde" sisteminin bitece- ğini söyledi. Pinera. Şi- li de "genetik sosyalist" olmadıkları "aşikâr" olan askerler ve polis teş- kilatının bu yeni sisteme geçmemelerini de "Ta- bii onların cephaneleri var" diyerek açıkladı. Pinera, ülkesinde 15 yıldır jiirürlükte bulunan sosyal güvenlik özelleştir- me sistemıyle. si\ il çalı- şanların maaşlarının en az yüzde 10'unun özel şirketlerde açdan "Emek- lilik TasarrufHesabı"na yatınldığını ve devletin sadece denetlediğini söy- ledi. Çalışanlann birikim- lerinde "bileşik faiz sihri" yaşandığını kaydeden Pinera. "Yeni sistem, sermaye ve işgücü piyasalarının gelişmesini sağladı. Ancak bunlar. çalışanlardan yana ama- cın yan sonuçlarıdır" dedi. Sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilme- siyle ılgılı Cumhunyet'in sorulannı yanıt- layan Siyami Erdem ise "Sermaye bu sis- temle emekçilerin ücretleri üzerinden si- gorta adı altında yeni birikimlere sahip olmak. yeni kâr alanlan yaratmak isti- yor" diye konuştu. Emekli-Sen Genel Sek- reteri Rasim Öz de şunlan söyledi: "Çalı- şanlar kendi birikimlerini. kendi sosyal güvenlikleri ve gelecekleri için en iyi şe- kilde kullanabilme becerisine sahipken ne 'gcnctık kapıtalıst' bürokratlara ne de onların vurguncu sermayedarlanna bı- rakmavacaktır." Bilginin kaynağı giderek çoğalıyor... zmır Bank Kapita açılıyor. Bilgi için: BANKAPİTAL Bılgı Kaynaklanna bıryenısi eklenıyor İzmır'de tanımlara sığmayan, alrşılnış katıplan zorlayan bir banka hızmet vermeye başlıyor Izmır Bank Kapıtal . 8 Mayıs 1997, 1030, Bank Kapıtal Cumhunyet Bulvarı No 68 Izmır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear