Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7MAYIS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kazan'dan 1
Mayıs sürgünü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanlığı
İCari ve Mali Işler Daire
Baskanlığı'nda görevli
memurlar Cengiz Garip ve
Djrsun Öztürk, 1 Mayıs
günü Ankara Demokrasi
Platformu'na ait bildirileri
bakanlıkta dağıttıklan
gerekçesiyle Ankara
Adliyesi'ne tayin edildiler.
Aym gerekçeyle yine
bakanlık memurianndan
Dursun Öztürk'ün eşi Elif
Gamze Öztürk ile Ahmet
Kjzılkor hakkında da
soruşturma başlatıldığını
belirten Tüm Yargı-Sen
Ankara Şube Sekreteri
Hûrriyet Pınar, "Bu
uygulamalar, Adalet
Bakanlıği'nda çalışanlann
örgûtlenmesine
tahammül süzlüğün
göstergesıdir" dedi.
KınlayKan
Haftası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kızılay Kan
Haftası, Çankaya
Köşkü'nde Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel
tarafından açılan törenle
başladı. Cumhurbaşkanı
Demirel, törende yaptığı
konuşmada, kanın yasamın
kendisi ve özü olduğunu
belirterek "Çağımızda
sosyal dayanışmanın, bir
güçlü toplum, bir büyük
millet olmanın gerekleri
var. Bu gereklerin içinde.
insanlann birbirine
yardımcı olması gelıyor.
Kan bağı^layan kişi
bilecektır ki. kendisine
hiçbır zarar vermeyen bu
işin bir can kurtardığı
kesindir" dedi.
Büyükelçinin
utancı
• GAZtANTEP
(Cumhuriyet) - Gaziantep
Üniversitesı'nin 10. yıl
kuttamalanna katılan ve
'Almanya, Avrupa ve
Türkiye' konulu bir
konferans veren
Almanya'nın Türkiye
Büyükelçisi Hans Joachim
Vergau, ülkesinin nasyonal
sosjfajizmın izlerini
taşMJjğını ve bundan utanç
duydüklanm söytedi.
Almanya'daki Türklere
yönelik ırkçı saldınlar
üzerinde duran Vergau, şu
görûşleri kaydetti: "Bir
zamanlar ülkemize
gönülleriyle gelmişlerdi.
Onlardan hep memnun
kaldık. ancak ırkçı
saldınlar sizler kadar
bizleri de üzüyor."
Kapıkule'de
operasyon
• EDİRNE(AA)-
Kapıkule Sınır Kapısı'ndan
yurda giriş yapan bir
TIR'da. eroin yapımında
kullanılan 1 ton 70 kilo
asetik anhidrit maddesi ele
geçirildi. Kapıkule
Gümrük Muhafaza
Başmüdürlüğü
yetkililennin verdiği
bilgiye göre, Hasan Akyüz
(53) yönetimindeki 34 T
9704 plakalı TIR, Kapıkule
Gümrüğü'nden yurda giriş
yapü. TIR sürücüsü
Akyüz'ün, aracın ham deri
yüklü olduğunu
bildirmesine karşın
şüphelenen gümrük
görevlileri yaptıklan
aramada, 17 varil içinde,
piyasa değeri 50 milyar
lirayı aşan toplam 1 ton 70
kilo asetik anhidrit
buldular.
HD'nin feshi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Insan Haklan
Derneği'nin (İHD).
tüzüğünün 5. maddesinde
yer alan bir hükmün
anayasaya aykınlık teşkil
ettiğı gerekçesiyle 'feshi'
istemli dava başladı.
Ankara Valiliği'nin suç
duyurusu üzerine Ankara
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca açılan ve
13. Aslıye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davanın ilk duruşmasına,
İHD Genel Başkanı Akın
Birdal, Genel Sekreter
Hüsnü Öndül ve dernek
eski yönetim kurulu üyesi
Yusuf Alataş ile çok sayıda
davalı avukatı katıldı.
Birdal, kendilerine dava ile
ilgili tebligat yapılmadığını
ve haklannda dava
açıldığını avukatlan
aracılığıyla önceki gün
öğrendiklerini söyledi.
Birdal. bu nedenle
savunmalannı
hazırlayamadıklannı
belirterek süre talebinde
bulundu.
Yargıtay Çiller'i suçladı
Başsavcılık, Erbakan'm Kuveyt gazetesinde yayımlanan şeriatçı demeciyle
ilgili yazısını işleme koymayan Tansu Çiller hakkında suç duyurusu yapacak
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın, El-Anbaa gazetesinde
yayımlanan şeriatçı demeci nedeniyle
Başbakan Necmettin Erbakan
hakkında başlattığı soruşturmada
sürpriz bir gelişme kaydedildi.
Başsavcılık yetkilileri, Erbakan ile
konuşan Kuveytli gazeteci
Ali İHva'nın ifadesine başvurulabilmesi
için Kahire Başsavcılığrna göndenlen
evrakı işleme koymayan Dışişleri
Bakanı Tansu ÇUler ile ilgili bürokratlar
hakkında "görevi ihmal ve suiistimal"
gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç duyurusunda
bulunacaklannı bildirdıler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
başlattığı "Erbakan sonıştunnası",
Dışişleri Bakanlığı'nın tavn nedeniyle
Türkiye sınırlannı aşamıyor.
Başsavcılık. 31 Aralık 1993 tarihinde
El-Anbaa adlı bir Kuveyt gazetesinde
yayımlanan şeriatçı demeci nedeniyle
Erbakan hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılık. resen başlattığı soruşturma
çerçevesinde, Erbakan ile söyleşi yapan
gazetenin Kahire muhabiri Ali İliva'nın
ifadesine baş.\r
urmayı kararlaştırdı.
Başsavcı Viıral Savaş. Dışişleri
Bakanlığı kanalıyla Kahire
Başsavcılığı'na yazı yazarak 2820 sayılı
Siyasi Partiler Yasası açısından
değerlendinlmek üzere söyleşiyi yapan
muhabirin ifadesinin ahnmasını ve
varsa söyleşiye ilişkin kasetin bir
kopyasının gönderilmesini istedi.
Dışişlen Bakanlığı, başsavcılığın
yazısını iade ederek evrakın Adalet
Bakanlığı kanalıyla gönderilmesini
istedi. Yargıtay Cumhuriyet
Savcısı Arif Gündoğdu Gürses
imzasıyla gönderilen ikinci yazıda,
başsavcılığın özellikle siyasi parti
faaliyetlerinin takibi ve denetimi
yönünden geniş yetkilerle donatıldığı
anımsatildı. Yazıda. bu soruşturmalara
ilişkin yazışmalarda bizzat Dışişleri
Bakanı'run imzasınm bulunması
vurgulanarak "Siyasi sorumluluğunuz
var" uyansında bulunuldu.
KazarTa güvensizük
Adalet Bakanı Şevket Kazan'a güven
duymamalan nedeniyle Dışişleri
kanalını zorlayan Yargıtay yetkilileri,
Kazan'ın, Süleyman Mercümek ile ilgili
yürütülen soruşturma sırasında,
Merkezi Libya'da bulunan Islamı Çağn
Cemiyeti'nden RP'ye 500 bin dolar
yardım yapıldığı savıyla ilgili olarak
bilgi istenilmesi için Fransa adli
makamlanna yazılan yazının, çeşitli
gerekçelerle Bakan Kazan tarafından
işleme konulmayıp iade edildiğini
anımsattılar.
Başsavcüıktan bir yetkili, Erbakan'ın
Kuveyt gazetesinde yayımlanan
demeci nedeniyle Ankara DGM
Başsavcılığı tarafından verilen
"taJdpsizfik" karannın hukuka aykın
olduğunu bildirdi. Basınla ilgili
davalarda •*zamanaşımı"nın söz
konusu olamayacağını belirten aynı
yetkili, Yargıtay Başsavcılığı'nın,
DGM'nin bu karan üzerine
harekete geçtiğini kaydetti.
Soruşturmayı yürüten DGM Savcısı
Talat Şalk, söz konusu gazetenin
muhabiri bulunamadığından ve
Basın Yasası uyannca zamanaşımı söz
konusu olduğundan takipsizlik
karan vermişti.
Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlık fezlekesi, karma komisyona sevk edildi
Fezleke 96. günde gönderîldiANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - Başbakan Necmettin Erba-
kan'm 74, Adalet Bakanı Şevket
Kazan'ın 22 gündür beklettiği,
DYP Elazığ Milletvekılı Mehmet
Ağar ve Şanlıurfa Milletvekili
Sedat Bucak'ın, "suç işlemek için
çete kurmak"tan yargılanabilme-
leri için yasama dokunulmazlık-
lannın kaldınlmasına ilişkin fez-
lekeyi, TBMM Başkanı Mustafa
Erbakan
Basına
sansür
tehdidi
ANKARA (Cumhuriyet
Bârosu)-Başbakan Necmettin
Erbakan, ülkedeki bunalımın
faturasını çıkardığı basını sus-
turmak üzere harekete geçti.
Bir süre önce gündeme getıri-
len. ancak tepkiler üzerine as-
kıya alınan basına sansür nite-
liğindeki yasal düzenlemeyi
yeniden ele alacaklan mesajı-
nı veren Erbakan. "TBMM
yalan haberi önleyecek düzen-
lemeyi bir an önce yapmah"
dedi Erbakan. "Yalan haberi
önleyici bir düzenlemenin ba-
sın kuruluşlanyla temas edile-
rek TBMM tarafından ger-
cekleştirihnesi gerekir. Bir kı-
sım medya yüzde 90 uydurma
haberier yapıyor" diye konuş-
tu. DSP'den RP'ye geçen An-
kara Evren tlçe Başkanı Dede
Altan. grupta darbe tartışma-
lanna değinirken "Korkmu-
yorum. ülkem için kanımın
son damhsına kadar başbaka-
nımın yanında mücadelevere-
ceğim. Onlann kurşunlan de-
mir de bizimki ağaçtan mı?"
diye seslendı.
Erbakan, RP grup toplantı-
sında kürsüye çıktığında alkış-
lar üzenne, "Bu uzun alkışla-
rın içinde ne var hepimiz çok
iyi biliyonız" dedi. Erbakan,
RP'nin kaya gibı sağlam ol-
duğunu savundu.
Partiye yeni katılanlara ro-
zetleri Erbakan tarafından ta-
kıldı. RP'ye katılanlar arasın-
da "İbo" adıyla ünlenen tbra-
him Sesigüzel de yer aldı.
Kalemli'nin yazılı uyansmdan 22
gün sonra Meclis'e gönderdi.
Ağar ve Bucak hakkındaki fezle-
kenin Başbakanlık sumeninde
koz olarak tutulmasından rahat-
sızlık duyan ve ikinci bir uyan
mektubu hazırlayan Kalemli'nin,
dünkü gelişme üzerine bu mektu-
bu Erbakan'a göndermekten vaz-
geçtiğı öğrenildi. TBMM kulisle-
rinde, fezlekenin bundan sonra
RP ve DYP gruplan arasında ya-
pılacak 8 yıllık eğitim pazarlıkla-
nnda etkin bir koz haline geldiği
dile getirildi. 28 şubatta yapılan
MGK toplantısmda ıse çetelerin
aydınlatılabilmesi için Meclis'e
gelecek fezlekenin TBMM'de
hızla sonuçlandınlması karan
çıkmıştı.
Erbakan, kamuoyu baskılan-
nın artması ve TBMM Başkanlı-
ğı'nın uyansı üzerine lstanbul
DGM Savcılığı tarafından hazır-
lanarak 30 ocakta Adalet Bakan-
lığı'na gönderilen ve oradan ken-
di sine ulaşan Ağar ile Bucak hak-
kındaki fezlekeyi dün TBMM
Başkanlığı'na sundu. Kalem-
li'nin de fezlekenin gelmesi üze-
rinde hazırladığı ikinci uyan
mektubunu Erbakan'a gönder-
mekten vazgeçtiği öğrenildi.
ADD'nin tstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy'u anma eddn-
Kği düzenlemekten vargılandıklan mahkemede suçlu bulunmadılar. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
Atatürkçü Düşünce 'yebenaat
İstanbul Haber Servisi-
Bombalı saldın sonucu
öldürülen gazetemiz yazan
Uğur Mumcu ile Muammer
Aksoy u anmak amacıyla
etkinlik düzenleyen Atatürkçü
Düşünce Derneği (ADD)
tstanbul Şubesi Yönetim
Kurulu üyeleri, "bir siyasi
partiyidestekledikleriveo parti
tarafından düzenlenen
topJantıya katıIdıklarT
iddiasıyla yargilandtklan
davada beraat ettiler. Beyoğlu
Cumhuriyet Savcısı Atıf Ferçin
tarafından hazırlanan
iddianame nedeniyle ADD
lstanbul Şubesi Yönetim
Kurulu üyeleri dün Beyoğlu 4.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde
yargılandı. Savcı Perçin, yedi
ADD Yönetim Kurulu üyesinin
26 Ocak 1997 tarihinde Işçi
Partisi tarafından düzenlenen
etkinliğe katıldıklan ve bu
partiyi destekledikleri
gerekçesiyle 3 yıla kadar
hapsini ve derneğin
kapatılmasını istedi.
ADD îstanbul Şube Başkanı
BUge Bilgiç ve diğer sanıklar
dünkü duruşmada yaptıklan
savunmada. Uğur Mumcu ile
Muammer Aksoy'u anmak için
lstanbul Valiliği'nden, Emniyet
Mûdürlüğü'nden izüı
aldıklannı ve etkinliği dernek
olarak düzenlediklerini
vurgulayarak suçlamayı
reddettiler. Sanıklann avukatı
Haydar Işık da toplantının izinli
yapıldığmı belirterek"Siyasi
parti temsilcileri veya
taraftarian toplantıva katılmıs
iseler bu müvekkilleriınin
iradeferi dışuıda oluşmaştur"
dedi. Daha sonra esas
hakkındaki mütalaasını bildiren
savcı da 2908 sayılı Dernekler
Yasası 'nın 5/11 ve 76.
maddelerindeki suçlamalann
oluşmadıguıı, bu nedenle de
sanıklann beraatlanna karar
verilmesi gerekîiğini belirtti.
Meclis Başkanhğı ise 31 dosya
ve 6 klasörden oluşan belgeleri
hemen TBMM Anayasa ve Ada-
let komisyonlanndan oluşan kar-
ma komisyona sevk etti. Anaya-
sa Komisyonu Başkanı olarak ay-
nı zamanda karma komisyonun
başkanı olan DYP'li Ahmet lyi-
maya, fezlekeyi gündeme alma
yetkisinin kendi elinde olduğunu
belirterek, "FezJekeyi ineeleyece-
ğjm ve daha sonra uygun
gördûğüm bir tarihte gün-
deme alacağnn" dedi. lyı-
maya'nın sözleri, fezleke-
nin gündeme alınması ko-
nusunda aceleci davranma-
yacağı yorumlanna neden
oldu. Kanna komisyon,
gündemine aldıktan sonra
fezlekeyi hazırlık komisyo-
nuna sevk ederse bu alt ko-
misyonun çalışma süresi de
içtüzük gereği bir ay ola-
cak. Karma komisyon, bu
hazırlık kpmisyonunun ha-
zulayacaği-raporu görîişe-
cek. Komisyon, dokunul-
mazlığın kaldınlması veya
kovuşturmanın milletveki-
li ya da bakanlık sıfatının
sona ermesine kadar erte-
lenmesine karar verebile-
cek. Karma komisyonun
hazırlayacağı rapor. kovuş-
turmanın ertelenmesi şek-
lindeyse. genel kurulda
okunacak ve 10 gün içinde
bu rapora itiraz edilmezse
kesinleşecek. Rapor, doku-
nulmazlığın kaldınlmasını
içeriyorsa, genel kurulda
görüşülerek oylanacak.
Erbakan'ın bugüne ka-
dar Ağar ve Bucak ile bir-
likte Tansu ÇiDer'e karşı da
koz olarak kullandığı fez-
lekeyi, Meclis'e sevk etme-
sı, bundan sonra bu kozun
RP grubu eliyle ve özellik-
le 8 yıllık eğitim konusun-
da etkin bir biçımde kulla-
nılacağı yorumlanna yol
actı. RP ve DYP gruplan-
nın 8 yıllık eğitim ile ilgili
gelecek günlerde yapacağı
pazarhkta. karma komisyo-
na ulaşan Ağar ve Bucak
hakkındaki fezlekenin etki-
li olacağı kulislerde dile ge-
tirildi. 28 şubatta yapılan
MGK toplantısmda ise çe-
telerin aydınlatılabilmesi
için Meclis'e gelecek fezle-
kenin TBMM'de hızla so-
nuçlandınlması karan çık-
mıştı.
TıIRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (y planet.com.tr
N'oluyor Mustafa Abi? Sıra-
sı mı şakanın? Yoğun bakımla-
ra yatmak filan nerden çıktı
şimdi?
Habercilik mesleğini yoğun
yaşamayı öğrettiğin yetmedi,
şimdi deyoğun bakımda yaşa-
mayı mı öğretmek niyetin?
Ağabey, bırak saçmalama-
yı...
Bencileyin alaylı gazeteciler
mesleği ustalardan öğrenir. Us-
talarım benimle övünmeyebilir.
Ama bak, ben ustalanmla övü-
nürüm. Kimiyle yan yana çalış-
tım. Kimileri dolaylı ustalanm
oldu.
En çetrefil konuyu yalınkat-
laştırmadan yalınlaştırmayı, en
okunmaz haberi okunur kılma-
yı Hasan Pulur Ağabeyimden
öğrendim. Kemal Bisal-
man'dan haber yazmayı, bir
haberi dört kez yazmayı. yine
beğenmeyip, yırtıp atıp, beşin-
ci kez yazmayı öğrendim: "ö/-
çü sensin avanak! Bakyazdığın
habere. 'Ben bu haberi okur
muydum', diye sor kendine.
Mustafa Abi Saçmalama!
Evet diyene kadar da yazdıkla-
nnı çöpe atmayı öğren "Bir ha-
ber fanatiği, Abdi İpekçi bana
bir haberi en az iki kez doğru-
latmadan yazıişlerine teslim et-
memeyi öğretti. Çetin Al-
tan'dan gizli dil lezzetlerini bu-
lup çıkarmayı öğrendim: "Şiir-
den tatalamayan dangalaktan
muhbirolur, ama muhabirola-
mazl." Cüneyt Arcayürek ha-
ber kaynağı uyumadan yatma-
mayı, uyanmadan kalkmayı
belletti bana. llhan Selçuk küf-
retmeden tepeden tırnağa bo-
yamanın, yağlamadan övme-
nin ömeklerini serdi önüme. Ve
Mustafa Ekmekçi...
Geri kalanını ve ille de haber-
le yatıp haberle kalkmayı da
senden öğrendim ağabey:
- Bizim meslekte en büyük
rütbe muhabirliktir. Köşeyaza-
nymış, yazı müdürûymüş, ge-
nelyayın yönetmeniymiş, geçi-
cidir. Muhabir kalıcı!..
Yeni Ortam'la başlayan eski,
çok eski, yirmi altı yıllık bir us-
ta-çırak ilişkisi bizimki. Usta-çı-
rak, ağabey-kardeş.
Oya Baydar senin için "In-
san iiişkileri sanatçısı" der.
Doğrudur. Beni kovduğu gün
patrona telefonda söyledikleri-
ni nasıl unuturum:
- Patronsunuz. Sizinle ma-
aşlan, Ankara bürosunun idari
sorunlannı, kâğıt stoklannı fi-
lan konuşunım. Ama haberi
yazı müdürijmle konuşmam la-
zım. Lütfen söyleyin yazı mü-
dürüm arasın beni...
Bir usta çırağına başka nasıl
omuz verirdi acaba?
•••
Ya uzun siyasal göçmenlik
yıllarımda, o karanlık, zor gün-
lerde handiyse gün aşın çalan
telefon ve Ankara'dan Frank-
furt'a ulaşan o bildik soru:
- N'aber?
Senin çırak, belki birkaç da-
kika önce Frankfurt'tan Istan-
bul'u, Ankara'yı aramıştır. Eski
tanıdıklann, meslek arkadaşla-
nnın sesini duymak istemiştir.
12 Eylül karanlığında üşüyen
yüreğini ısrtmak istemiştir. Ah,
açılan telefonlardaki o yüzyıllar
gibi gelen sessizlikleri iyi bilir.
Sessizliği izleye, tekleye, du-
raklaya:
- "Burada dumm çok kötü.
Telefonlar filan dinleniyor bili-
yor musun? Evren Paşa da
yurtdışındaki kaçaklara çok kı-
zıyorzaten..."
Telefonu, yüreğin daha üşü-
müş kapatırsın sessizce. Çok
geçmez telefon çalar birden
- N'aber?
Saçmalama MustafaAbi! Ne
demek bu şimdi? Yoğun ba-
kımlar, böbrek yetmezlikleri,
kalp spazmlan, çift taraflı za-
türreeler...
Daha bir hafta önce grip olup
yatağa düştüm, üç-dört gün
yazı yazamadım diye telefonda
beni fırçalayan sen değil misin?
Her biri tek basına bir adamı
götürebilecek hastalıklann tü-
münü kuşanıp yoğun bakımla-
ra yatarak neyi kanıttamak isti-
yorsun ki? "Sen bir gribe bo-
yun eğdin. Bak gör bakalım
Mustafa Abin nelerin üstesin-
den ge//r"i mi söylemek niyetin.
Gözünü seveyim Mustafa
Abi saçmalama. Kalk lütfen. O
hilesiz hurdasız kahkahanı pat-
lat gene n'olur. Öyle içten kah-
kaha atmayı Istanbul'da Se-
mih Balcıoğlu, Ankara'da sen
tekelinize almışsınız. iyi, ta-
mam. At öyleyse kahkahanı...
Ağabey, sen bu yazıyı okur-
ken ben Süleyman (Demirel)
amcamla Polonya yolunda ola-
cağım. Üç gün sonra döndü-
ğümde doktoriardan kaçamak
bir duble atarız ağabey. Haydi
bırak saçmalamayı. Ben üç-
dört gün yokum. Türkiye sana
emanet. Haber sana emanet...
Beni üzme ağabey...
Ağlatma beni usta!..
POLtTtKA GİMLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yalancı, Şımank, Küstah...
Bir ülkede insanlar evlerinin önünden kaçınlıp dağ
başında kafalanna kurşun sıkılarak öldürülüyorsa, sız
kalkıp o ülkede demokratik hukuk devletinden söz
edebilir misiniz?
Bir ülkede gazeteciler, ölüm tehdidi altında çalışı-
yorsa ve o gazeteciler Manisa'daki 15-16 yaşlann-
daki çocuklann işkenceden geçirilip, 20-25 yıla mah-
kûm edildiğini yazdıklan için cumhuriyet savcılan ta-
rafından haklannda dava açılıyorsa, siz o ülkede ba-
sın özgüriüğünden söz edebilir misiniz?
Bir ülkede herhangi bir TV, -Flash TV ömeğınde ol-
duğu gibi- bir partinin genel başkanının eşiyle ilgiii ya-
yın yapıldığının ertesi günü eli sılahlı çetelerin saldı-
nsına uğruyor, bir gün sonra da devlet erkini elinde
tutan siyasal iktidann buyruğuyla uydu aracılığıyla ya-
pılan yayını durdurulup kablolu yayından çıkanlıyor-
sa, sız o ülkede demokrasinin en temel öğesi olan ki-
şi hak ve özgürlüklerinden, bağımsız yargıdan söz
edebilir misiniz?
Bir Başbakan Yardımcısı düşünün ki söylediklerini
bir gün sonra inkâr ediyor, yalan konuşmayı yaşa-
mının bir parçası sayıyor, bozuk Türkçesiyle sapla sa-
manı kanştırdığı halde partısinin başında hâlâ dimdik
ayakta kalabiliyor...
O Başbakan Yardımcısı utanmadan, sıkılmadan ko-
nuşuyorheryerde...
Diyor ki:
"Ben Atatürk ılkelennin savunucusuyum, Türki-
ye'yi çağdaşlığa götüreceğim..."
Devlet bankalannı ona buna kendi çıkartan doğrul-
tusunda peşkeş çeken, beş yıldızlı otellerin salonla-
nnda, yalılarda toplantılar yapan, trilyonlan o kişilerin
cebıne akıtan o yalancı; iktidar koKuğu uğruna ül-
keyi çeteiere teslim etmeyi bir beceri olarak görüp
Türkıye'yi ortaçağın karanlığına götüren şeriatçı güç-
lerle ışbirliği yapmayı da sıyaset sanıyor...
Bu bela Türkiye'nın başında durdukça daha ka-
ranlık günler gelecektir...
Bunlar, laık, demokratik cumhuriyeti babalannın
çiftliği sanmaktadır...
Çekin gidin bu ülkeden!..
• • •
Eli kanlı çetelerin kol gezdiği bir toplumda basın
ve yaşam ozgür olabilır mi?
Av. Fikret İlkiz, Uğur Mumcu'dan Çetin Emeç'e;
Abdi ipekçi'den Metin Göktepe'ye dek öldürülen
gazeteciler konusunda şöyle diyor:
"Türkiye'de gazetecilerin can ve görevgüvenlikle-
rinin sağlanması, demokratikhukuk devleti ilkelerinin
yasama geçırilerek korunması için ilan edilen '3 Ma-
yıs Dünya Basın Özgürlüğü' gününde veya heran ga-
zeteciler, faili meçhul namlularönüne sürülebilir. Çün-
kü Türkıye'de siyasal iktidar 'demokrasi' ve 'insan
haklan' ıstemıyor. Buna karşıhk halkın gerçekleri öğ-
renmesi ve bilgi edinme hak ve özgüriüğünün sağ-
lanması yönünde görev yapan gazetecilere hiç ta-
hammülü kalmamıştır. Gazetecilerin yasama hakkı
'cürüm işlemek için teşekkül oluşturan çeteiere' ema-
net edilmiştir."
• • •
Yalancı, şımank ve küstah bayanın tek bir isteği
var: 'Başbakanlık koltuğuna oturmak...'
O kortuğa hiç oturtur mu Hacı onu?
OturtmazL
0 zaman ne yapacak yalancı, şımank ve küstah ba-
yan?
Dosyalan çıkaran, belgeleri açıklayan gazetecilerin
üzerine eli sılahlı çeteleri saldırtacak!.. •"'•
Enişte düğmeye basacak, zorbalar harekete geçİB.
'vatan-millet' çığlıklanyla ortalığı talan edecek...
6.2 trilyonluk vurgunu kimlerin yaptığını, tüyü bit-
memiş yetim hakkını kimlerin yediğini bu toplum çok
iyi biliyorartık...
Sanşın ve küstah bayanın eşinin foyalan ortaya çık-
tı, vurgun düzeninin savunuculannın da maskesi düş-
tü...
Flash TV olayı, Türkıye'deki 'çeteleri
1
kimlerin or-
ganıze ettiğinı gün ışığına çıkardı...
Enişte milyarlarca dolarla oynuyor, enişte iş takip-
çisi gazetecilenn korumasında gününü gün ediyor...
Yalancı, şımank ve küstah bayan ile enişte bir gün
yaptıklannın hesabını verecek, onu sanp sarmalayan
Hacı da cehennem ateşinde cayır cayır yanacaktır...
Bir gün mutlaka öldürülen gazetecilerin katilleri,
adam kaçıran çeteler, hırsızlar, halkımıza hesap vere-
cektiıi
Mustafa Kemal Atatürkün mavi gözleri, Musta-
fa Kemalleri çoğaltacaktır...
•••
lstanbul Bağımsız Milletvekili Bütent Tanla, 25-28
Nisan 1997'deTüri<iyegenelindeyaptırdığı kamuoyu
araştırmasında ortaya çıkan gerçeği şöyle değerien-
diriyor
1 - Seçmenlerin üçte birinden fazlası oy verecek
parti bulamıyor, yüzde 35'lik bir oran da parti tercihi
konusunda kararsızlık ifade ediyor. 2- TSK'nin tutum
ve davranışlan yüzde 70.9, cumhurbaşkanınkiler ise
yüzde 60.6'lık destek buluyor. 3- Kamuoyunun büyük
bölümü hükümete, muhalefet partisi liderlerine, Tan-
su Çiller e, Necmettin Erbakan'a, milletvekillenne
DYP ve RP'ye tepki gösteriyor. 4- Halkta olumsuz
yönde beklenti ve gerilim artıyor. 'Ne olacaksa olsun'
görüşü egemen oluyor...
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planetcom.TR
Olaylar, anılar, işgaller, boykotlar,
grevler, politikacılar
Pazartama A.Ş. Yerebatan Câdclesi Saikımsoğüt Sokak
No. 9/B Cagaloğfu istanbui Teı:514 01 95/96
Posta çakı no.: 666322