02 Mayıs 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 NAY1S 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Filistin Demokrasi ve Seçim Merkezi'ni yöneten Lucy Nusseibah, Filistin'deki gelişmeleri değerlendirdi: Lıtifada Filisthı kadmma güç verdi• lıtifada geleneksel aile yapısı üzeinde etkili oldu. Intifada'nın ilk ki yılında çok sayıda erkek tutüdandğı için kadınlar zorunlu olaıak aile yönetiminde çok daha fazla söz sahibi oldular; erkeklerir yokluğunda ailelerini yöıetip yönlendirmek zorunda kalcılar. LEYLA TAVŞANOĞLU Fustın'ds son yıllarda, demokrasi, saldrmazlu ve düzgün seçimler konu- sunca düşihce oluşturma, strateji belir- leme amacıyla gruplar çalışmalar yapı- yor. Bu gruplardan birisinin başında da bir kadın var. Bu kadın lngiltere doğum- lu, Fılistinlı önemli bir toprak ağası ve Bir Zeyt Ünıversitesi Rektörü Prof. Nus- sdbıh'la evli olan Lucy Nusseibah. Lucy Nusseibah Oxford mezunu. Bir Zeyt Üniversitesı'nde birkaç yıl ders verdik- ten sonra şımdi Filistin Demokrasi ve Secim Meıiezi'yle Filistin Saldırmazlık Araştırmalan Merkezi'ni yönetiyor. Lucj Nusseibah, geçen hafta sonunda Istanbul'daydı. İ.U. Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezı, Ka- dın Araştırmalan Derneği ve BM Eko- nomık Sosyal Kültürel Örgütü'nün (TJNESCO) ortaklaşa düzenlediklen "Akdenizii Kadınlar ve DemokrasT ko- nulukonferansa konuşmacı olarak katıl- dı. Fılistin'deki gelişmeler ve bu geliş- melerin kadınlann üzerindekı etkileri konusunda anlattıklan çok ılginçti. Lucy Nusseibah 'la bu çerçevede bir konuşma yaptık. Konuşmamız sorulu yanıtlı şöy- le gelişti: - tntifada'nın Filistinli kadın üzerinde- ki etkisi ne oldu? NUSSEİBAH - Intıfada başlangıçta gerek Filıstinli kadın üzerinde gerekse de bütün toplumda çok etkili oldu. Top- lumu bir sel gibi sürükledi. Yirmı yıl sü- reyle Filistinli neredeyse Israıl sistemı altında yaşamayı kabullenmek zorunda kalmışken birden kendini tam anlamıy- la bir özgürlük ortamı içinde buldu. Başlangıçta şıddet içermeyen. amacı Israillilerden kurtulmak olan bir hare- ketti. Bu kadınlan da çok ilgilendirdi. Filistinli kadınlar kalabalık gruplar ha- linde sokakJarda gösteriler yaptılar. Za- ten hatırlayacaksınız, tntifada'da ilk öl- dürülen bir kız öğrenciydi. Intifada geleneksel aile yapısı üzerin- de de-etkili oldu. Întifada'nın ilk iki yı- lında çok sayıda erkek tutuklandığı için kadınlar zorunlu olarak aile yönetimin- de çok daha fazla söz sahibi oldular; er- keklenn yokluğunda ailelerini yönetip yönlendirmek zorunda kaldılar. Böyle- ce Intifada kadınlara, o zamana kadar sahip ohnadıklan bir güç verdi. Ama ne yazık ki tntifada'nın toplum- da yarattığı birlik hareketı uzun sürme- di. Israil de araya işbirlikçiler sokarak bu birliğin daha fazla bozulması için elinden geleni yaptı. întifada'nın başla- masmdan önce unutulan eski düşmanhk- lar, kabileler arası kan davalan yeniden su yüzüne çıktı. - Peki bu arada tsrafl'in, radikal Müs- lürruuı Hamas örgütünün geöşmesi ûze- rindeki roiü neydi? NUSSEİBAH - Israilliler Hamas örgü- tünün gelişmesini cesaretlendirdiler. Bu- nun da nedeni o dönemde Filistin Kur- tuluş Örgütü'nün (FKÖ) ve daha sonra lsrailliler tarafmdan öldürülen örgütün beyni Abu Cihad'ın son derece güçlü ol- masıydı. FKÖ'ye karşı başka bir örgüt çıkarmak zorundaydılar. Hamas çok güçlü - Hamas, FîKstinli kadınlan nasd etki- ledi? NUSSEİBAH - Hamas'ın başlıca he- defi aile ve aile içindeki geleneklerin kullanılmasıydı. Intifada'yla kısa bir sü- re özgürlük hareketi yaşayan Filistinli kadın birden kendini yeniden ikinci pla- na itilmiş buldu. Hatta öyle bir dönem ol- du ki Filistinli kadın başını örtmeden so- kağa çıkamaz oldu. - Bugûn dunım nasd? NUSSEİBAH-Eskisi gibi değil. Filis- tinli kadın sokaga çıkarken genellikle başını örtme zorunluluğu duymuyor A- ma daha önceki gelişmeler kadınlan et- kilediği için bugûn pek çok kadın başı- nı örterek sokağa çıkmaya alıştı. - Hamas'ın Filistin'deki gücü nedir? NUSSEİBAH - Çok güçlü. Bir kere Hamas'tan pek çok kız üniversiteye gi- diyor. Üstelik geçen yılki üniversite yö- netim kurullan seçimlenni Hamas ka- zandı. Hem kadınlar hem de erkekler arasında güçlü olduğunu söyleyebilirim. Burada çok ilginç bir nokta var. Pek çok Filistinli genç kız Hamas'ta çalışa- rak sankı kendi kişiliklenni buluyorlar. Ciddi bir gerilim var - Peki, Hamas'm Filistin'deşiddete baş- vurduğu oluyor mu? NUSSEİBAH - Hamas'ın askeri ka- nadı Filistin'de hemen hemen yok gibi. Hamas'm 1996 şubat ve martındaki bombalama olaylanndan sonra bizim rnerkez bu konuda bir çalışma yaptı. Bundan da şu ortaya çıktı: Hamas üye- leri dahil, halkın büyük çoğunluğu şid- det hareketlerine karşıydı. Bunun ahla- ki ve siyasi açıdan yanlış olduğunu dü- şünüyorlardı. Dolayısıyla da şiddet halk arasında hıçbir destek bulmadı. - Ortadoğu'da ve bütün dünyada git- tikçe artan bir tslam köktendinci hare- keti var. Fflistinü laik kadınlar buna kar- şı neyapıyor? NUSSEİBAH - Sanıyorum onlar bu- nunla mücadele etmek yerine kadınlann Nusseibah, "Filistinli bir kadın siyasette çok ön piana çıkarsa başma ne geJeceğini hiç kimse büemez" şekhnde konuşuyor. kendı haklanna sahip çıkmalan konu- sunda çalışıyorlar Kadın doğal olarak kendi haklannın ve demokratik bir top- lumun ne anlama geldiğinin bilincine vardığı anda doğru yolu bulacaktır. Öte yandan da Müslüman kadınlarla bir ça- tışmaya gırmek istemiyorlar. Zaten cid- di bir genlım yaşanıyor. Bunu daha kö- tü hale getirmek istemiyorlar. Daha çok demokratik ve sıvıl bir toplum bilinci için çalışıyorlar. Karşı tarafı köşeye sıkıştırmak yerine onlan bilınçlendirerek kazanmaya çalı- şıyorlar. Bence soruna en doğru yakla- şım da bu. Üstelik biliyorsunuz, insan- lar, kötüleşen koşullarda yaşamaya baş- ladıklan zaman umutlannı kendilerini dine vermekte buluyorlar. - Bölgede kabcı bir banşın sağjanma- sı için tsraiDi ve Filistinli kadınlar bir ara- ya gefip ortak bir çahşma yapryoriar mı? NUSSEİBAH - Israil'de Jerusalem Link (Kudüs Bağlantısı) adlı bir kadın örgütüyle Filistinli bir kadın örgütü bu konuda çalışıyor. Ama bence iki taraf arasında pek çok görüş farklılıklan ve pek çok eşitsizlik bulunduğu zaman bu tür çalışmalar çok zor oluyor. Pek çok Israil örgütü Filistin örgütlerine yanaşarak sivil toplum kuru- luşlan olarak çalışmak istiyorlar. Ama iş o kadar basit değil. Çünkü lsrailliler çok- lukla eldeki projenin kendilerinın hâki- miyeti altında olduğu sanısı içindeler. Bu yaklaşımlannı da değiştirmiyorlar. Bir dönem ben Israil'de 100 binin üze- rinde üyesi olan "Na'mat" adlı kadın ör- gütüyle bir proje üzerinde çalıştım. Ama bu çalışmadan hiçbir sonuç alınamadı. Çünkü bütün siyasi düzen değişince pro- je de suya düştü. Ortak projeler sonuçsuz Kısa süreli projeler ve kısa süreli di- yaloglardan sonuç alınamıyor. Ama ör- neğin okullarda birkaç yıl süreli "cinsi- yet biHnci'" eğitimi verildiği zaman bu daha ıyi sonuç verebiliyor. Sözünü etti- ğim kısa süreli projeler ve diyaloglarda birden sorunun olumsuz yönü ortaya çı- kabiliyor ve düşmanlık duygulan yeni- den güçlenebiliyor. Bana sorarsanız, ls- railliler ve Fılistinliler arasında ortak projeler yüriitmek sanıldığından çok da- ha zor. İki taraf arasında okullarda banş eği- timi yapılmasını öngören bir proje var- dı. Ama bu da ınanılmaz güçlüklerle kar- şılaştı. Bence bu durumlarda insanlar ay- n ayn daha iyi çalışıyorlar. Ortak proje- lerden bir sonuç çıkmıyor. - FHistinli kadının politikadaki yeri ne- dir? NUSSEİBAH - Açıkça söylemek ge- rekirse Filistinli bir kadın siyasette çok ön plana çıkarsa başına ne geleceğini hiç kimse bilemez. Çoklukla politikaya atı- lan genç kızlar evlilik şanslannı kaybe- debilirler. Filistinli kadının, geleneksel davranışlar ve değerler nedeniyle politi- kaya atılması çok zor oluyor. Cumhuriyet, Beykoz'daki 'İsmail Ağa Tekkesi' konusunda yetkilileri uyarmıştı 4 KüDiye' iıışaatıııa Refah desteği Istanbul Haber Servisi - Nakşibendi tankatına bağlı "İsmail Ağa Tekkesi"nin, Beykoz Çavuşbaşı Beldesi Çengeldere Köyü'nde Hazıne"ye ait 50 dönüm orman arazisi üzerinde yaklaşık 6 yıldır inşaatını sürdürdüğü Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük -kaçak külBye" ınşaatı yetkililerin vurdumduymazlığı nedeniyle bir türlü engellenemıyor. Beykoz'un RP'li Belediye Başkanı Yücel Çeiikbilek, külliyenın yıkımı için Istanbul Valiliğf ne defalarca başvuru yaptığı halde bir sonuç alamadığını ileri sürerken îstanbul Valilıgi'nin konudan habersız olduğu belirlendi. Cumhuriyet, "Tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni"nin en belirgin ürünü olarak ortaya çıkan Fetih Külliyesi konusunda Eylül 1996'da yaptığı yayınlarla yetkilileri uyarmıştı. Fatih Çarşamba bölgesindeki İsmail Ağa tarikatının başı olan Mahmut Ustaosmanoğlu'nun sağ kolu Cüppeli Ahmet Hoca taraftndan yaptınlan Fetih Külliyesi özellikle Fetih yıldönümlerinde RP'ye bağlı Milh Gençhk Vakfı Uııuıl Ağa Tekkesi Be\ ktv (, a\ u^ba^ı hcldcMndc kaçak küllıve mşaatma ba^ladı 6 Amaç küçük \Âr hrmi kcnıc 'belcdıve' kararında Sütcyman Dcnnrel. Mesut Yılma7 \e Ülkü (iuncv'ın ana\ı var Çavuşbaşı yağmasmda 4 de^iet des Tm-ikaÜaı* Beykoz\ı yağıııal Cumhuriyet, "Tarikat, siyaset ve ticaret üçgenin nin en belirgin ürünü olarak ortaya çıkan Fetih Külliyesi konusunu Eylül 19%'da yapoğı yayınlaria kamuoyuna duyurmuştu. ç üyelerinin de rağbet gösterdığı bir merkez. tstanbul Büyükşehır Beledıyesi'ne bağlı araçlann da yapımına katkıda bulunduğu iddia edilen küllıyenin tamamlanmasından sonra bölgede küçük bir tran yaratılması hedefleniyor. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çeiikbilek, yıkım için Îstanbul Valıliği'ne birçok kez başvurduklannı, ancak bugüne kadar başvurulanna kesin bir yanıt alamadığını belirterek şunlan söyledi: "Aslında bölgenin bu duruma gelmesinde devtetin de payı var. Alan bize devredilseydi vatandaşta zilliyet marifetiyie buralara kaçak yapılar oluşturmazdı. Ancak şu andaki me\cut duruma göre sadece Fetih Külliyesi'ni hedef göstermekte yanlış. Buradaki tüm kaçak yapdaşmanın önüne geçmek gerekiyor. Hedef sadece küllrye obnazsa beni de arkanıza ahrsuıız." Çeiikbilek, Fetih Külliyesi'nin yapımına Îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin araçlannın katkıda bulunduğu iddiasıyla ilgili sorumuza ise şu yanıtı verdi: "Bu konuda kesin bir şey diyemem. Ancak bir başvuru olmuşsa yardım amacn. la maldneler çahşmış olabilir. Bana da bolge dahflmde olmamakla birlikte yardım istendiğinde araçlanm boşsa yardıma gönderiyorum. Sanırun böyle bir gelişme de ohnuş olabilir.'' îstanbul'da göstermelik bütün önlemlere karşın "kaçak yapüaşma ve yağma"nın sürdüğü bölgeye bir türlü müdahale edılmemesinin asıl gerekçesi olarak İsmail Ağa Tekkesi'nin RP'nin oy deposu olması gösteriliyor. Îstanbul'un su havzası kapsamında bulunan Çavuşbaşı beldesinde kaçak yapılar nedeniyle ormanlık alan tamamıyla tahnp edildi. Kaçak yapılar ormanin bıçak gibi kesildiği alanlarda hâlâ mantar gibi bitiyor. Ahmet Hoca kim? Metropoldeki taşra olarak tanımlanan İsmail Ağa cemaatinin şu andaki lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yerine geçmesi beklenen Cüppeli Ahmet Hoca'mn asıl adı Ahmet Mahmut Ünlü. Uğradığı alçakça saldın sonucu yaşamını kaybeden gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun bir kitabında Çrvici Hoca olarak tanıttığı Yusuf Ünlü'nün oğlu olan Ahmet Mahmut Ünlü, Fetih Külliyesi'nin yapımı için kaynak yaratmak amacıyla "FatihHakveHizmet Vakfi"nı kurdu. Yakın çevresine "dünya işlerinden eüni eteğuu" çektiğıni söyleyen Onlü, babası Yusuf Ünlü'ye ait aklaşık 6 milyar lira değerinde C 180 model bir Mercedes otomobille dolaşıyor. Vakıf kanalıyla topladığı paralann büyük bir kırrunı da Ok-Çivi adlı şırketine aktardığı ileri sürülen Ahmet Ünlü'nün, Çavuşbaşı beldesindeki yaklaşık 70 dönüm araziyi babasının da imzası bulunan yasal geçerliliğı tartışmalı sertıfıkalarla metrekaresini geçen yıl 2 milyon liradan satıyordu. Ahmet Ünlü'nün aynca yine babasıyla ortak Ok-Çivi'den sonra Burçak Gıda San. Yat Dış. Tic. adlı bir şirketi daha bulunuyor. Afyon Karahisar'da bir maden suyu fabrikasına Kemal Horzum ve Kürt Ahmet ile birlikte ortak olduğu belirtilen Ahmet Ünlü'nün bölgede RP'li Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çeiikbilek'in de katkılanyla Hazine arazisini yağmaladığı iddia ediliyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ 'Aşk'olsun Sana Çocuk...' Bugün 6 Mayts 1997. Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in, salt siyasal nedenlerle ve ilkel bir öç alma duygusuyla asılmalannın 25. yıldönümü. Çeyrek yüzyıl ne çabuk geçmiş... Bugün tüm Türkiye'de emniyet güçleri "teyakkuz" halinde. Deniz'ler asıldıklan zaman henüz ana rahmi- ne bile düşmemiş olan gençlerin yapacaklan gösten- lerden korkuyoriar. Zaman; Deniz ve arkadaşlannı haklı çıkardı. Göster- melik mahkemelerde, salt tarihe belge bırakmak için yaptıklan savunmalarda ne söylediyseler çıktı. Sonla- nnın darağacı olduğunu bıliyorlardı. Zira, bûgünün de- mokrası havanleri, o günlerde kan istiyordu, intikam is- tiyordu. Menderes'lerin intikamını almak istiyorlardı. Ve Deniz'ler haklı çıktıklan için unutulmuyoriar. Can Yücel, "Aşk'olsun sana çocuk" diyor, "Aşk'olsun"... Ve Menderes'ler çoktan unutukju gitti. Çoğunluk ira- desini, milli irade gibi gönmeteri ve değeriendirmeleri, hem kendilerinin felaketıni hazıriadı hem de ülkemizi çok büyük sıkıntılara soktu. Yazık oldu... ••• Yusuf ve Hüseyin'i fazla tanımıyordum. Deniz'i çok iyi tanırdım. İlk kez, sanıyorum bizim sevgılı Şener Me- te fakültedekı odama getirdıği zaman, yüzüne bakıldı- ğında kızaran bir delikanlıydı. Efendi idi, terbıyelı idi, okuma ve öğrenme açlığı içinde idi. Sürekh araştıran bir kafası, bıryanardağ gibi içten içe kaynayan biryü- reği vardı. Saglam bir yurtsever, sağlam bir Atatürkçü ıdr. Yaz- dıklan, söytedikteri, yaptıklan ortada iken onu, okJuğun- dan başka biri gibi bu topluma yutturmak istediler. Yıl- lardan beri her 6 mayısta Deniz'ın mahkeme savunma- sından parçalar alınm, babasına bıraktığı mektuptaki duygu dolu Atatürkçülüğü yeniden dile getınnm. Artık bıktım. Merak edenler arayıp bulsunlar. Deniz'leri sev- mek salt lafla olmuyor. Biraz da emek sarf etmek ge- rek. Gerçekten çeyrek yüzyıl ne de çabuk geçmiş. Ve bu- gün Deniz'ler asıldığı zaman, henüz ana rahmine düş- memiş çocuklar, onu anımsayacaklar ve anısını yaşa- tacaklar. Demek ki "Denızler ölmez.." sloganı boş bir laf değılmış. Bu halk "kendindenyana" olanı unutmu- yor. Değerinı önce biçemese bile, hakkını sonradan teslim ediyor. ••• 3 mayıs tarihinde bu köşede yayımlanan yazıma bir not düşmüş ve Işık Yurtçu'ya özgürlük dileklerimi vur- gulamıştım. Faksta bu son bölüm çıkmamış. Ve yazı- nın bıttiğıni sanan arkadaşlar da beni yeniden arayıp teyrt gereğini duymamışlar. Bu kampanyayı bütün kalbimledestekliyorve hapis- tekı gazetecilerle yürekten bir dayanışma içinde oldu- ğumu özellikle vurguluyorum. Türkiye'ye bu ayıbı ya- şatmaya kımsenın hakkı yok... • • • Bugünkü yazımda bu konuya da biraz daha geniş- liğıne yer vermek ve düşünce suçu kavramı üzennde durmak istıyordum. Ancak cumartesinden bu yana öy- le şeyter yaşadık ki düşünce suçu konusunda kaleme alacaklanmız, biraz "lüks" hale geldi. Konu elbette Rash-TV ve bu televızyon kanadına yapılanlar. ••• Televizyon izlemeyı çok sevmeme karşın, doğrusu- nu isterseniz pek fazla fırsat bulamıyorum. Ancak ak- şamlan haberieri düzenli izlemeye gayret edıyorum. Tabii bu arada Beşiktaş'ın maçlannı da kaçırmıyorum. Flash-TV'de geç saatlerde, gençliğimızden kalma kimifilmteriizlerdim. Büyük bir zevkalırdım. Fakatgün- delik normal televizyon "izleme rutinim" içinde bu ka- nalımız yoktu. Annem, bizde kakjığı bir gecenin sabahında, "Ço- cuklar siz Sabah Kahvesı'nı izlemiyor musunuz" diye sordu. Doğrusu hiç bakmamıştık. "Aman Tannm.." bayıldık tabii, tiryakisı olduk. Ve doğrusu Bahadır Tokmak ve Turgay Yıldız'ın epey- ce "amigoluğunu" da yaptım. Bir sürü arkadaşıma bu güzel programı önerdım ve yararlanmalannı sağladım. Ve bu yürekli ve yetenekli arkadaşlanmızın, yanı Tok- mak ve Yıldız'ın benim gözümde çöp kadar bile değe- ri olmayan ve bana küfür ederek tiraj almayı uman bir dergiyi övmeleri bile, onlara duyduğum sevgi ve yakın- lığı gölgelemedi. Bu güzel programı uzun yıllar sürdür- meierini diliyorum. • • • Birkaç gün önce, benim de telefonla katıldığım "23. Saat" programına telefonla katılan Alaattin Çakıcı'nın söylediklerinin ardından gelişen olaylan "nıtelendir- mekten" gerçekten âcızım. Değil bir hukuk devletinde; bir kanun devletınde, bir polis devletinde ve hatta çağımızın totalrter rejimlerin- de bile görülemeyecek bir pervasızlıkla, önce Flash TVnin îstanbul bürosunun basılması, ardından sudan bir bahaneyle yayımlannın kesilmesı, bir devlet adına utanç venci bir görüntüdur. Istanbul'da basılan büro, ABD konsolosluğunun kar- şısındadır ve orada o gece en az yırmı, yırmı beş polıs vardı. Ve bu polislerin müdahale etmeyeceğinden emin olarak yüzlerini saklama gereksınimı bile duymayan bu "eşkıyalann" kimin tarafmdan "yönlendınldiği"bel- lıdir. Şimdi "timsah gözyaşı" döken kimi sözde siya- setçilerin, Türkiye'ye bu utancı da yaşatmaya hiç hak- kı yoktu. Ulaştırma Bakanımızın, kapatılma konusunda emir vermediğıni söytemesı, tam bir kara mizah örneği ol- du. Çok yazık... ••• Deniz, bu yaşadıklanmızı yaşasa, kim bilir nasıl kızar ve üzülürdü. "Aşk olsun sana çocuk..." Nur içinde yat. TEV 30 yaşında Kunılduğu günden bu yana 73 bin öğrenciye burs veren Türk Eğftim Vakfl'nm (TEV) 30. yıldönümü Lütfii Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda kutlandı. TEV Mütevellüer He\eti Başkanı Ahmet A> dın, vakfin 30yıl önce inanç, cid- dijeL açıklık ve insan sev gisi temelleri üzerinde ku- nilduğunu söyledL Ayduı Bolak,TE V'de her hayu-- severin bağışının ayn bir hesapta değerlendirU- diğini belirtirken Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de gönderdiği mesajda, uygaıiığa açılan kapının eğitim olduğunu vurguladı. Türkiye Kızılay Derneği Başkanı Dr. Kemal Demir de vakfin 30 yılda yaklaşık 73 bin öğrenciye yurtiçi ve yurtdışında lisans ve yüksek lisans bursu verdiği- ni ka> detti. Îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Ta>"\ip Erdoğan ve TE V'in kurucuianndan Prof. Dr. Ihsan Doğramacı'nm da katıldığı toplantıda. piyano ve kemanla TEV bursiyer- lerinden Birsen Ulucan ile. Özcan Ulucan'ın eşük ettiği Borusan Oda Orkestrası tarafmdan bir konserverildi. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) BiiTiıcileiTiı keııti İzmir Haber Merkezi - Oğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (OSYM) Başkanı Fethi Toker, öğrenci seçme smavına (ÖSS) giren 1 miryon 349 bin 559 öğ- renciden, 647 bin 921 'inin 120 puanın üzerine çjkarak öğrenci yerleştirme sı- navına (OYS) girmeye hak kazandığı- nı, 348 bin öğrencinin ise 105 ile 120 arasında puan aldığını söyledi. Toker, ÖSS'ye başvuran 1 milyon 398 bin 596 adaydan 49 bin 37'sinin sı- nava girmediğini belirtti. Toker, toplam 701 bin 584 kişinin ÖYS'ye giremeye- ceğini kaydetti. 647 bin 921 adayın ÖYS'ye girmeye hak kazandığını bildiren Toker, "120.000 \e daha fazla puan ahp 1997 ÖYS'ye girmeyecek aday lar ile 105.000 -119.999 puan arasında ÖSS puanı al- mış adaylar. tercih formlarını 23 Hazi- ran 1997 tarihinde merkezimize ulaşa- cak şekilde posta ile iadelitaahhütlü ola- rak göndereceklerdir'' dedi. tzmir Özel Yamanlar Fen Lısesi'nden Ahmet Behzat Başağalar ile tstanbul Özel Fatih Erkek Fen Lisesi'nden Mu- hammed Ali Yddınm sayısalda 200.787, eşitağırlıklıbölümde 189.282 ile aynı puanı alarak birinciliği paylaş- ÖzselBeleli Behzat Başağalar tılar. Ankara Atatürk Anadolu Lıse- si'nden Aykut İrfan Atah, 200.288 pu- anla sayısal bölümün üçüncüsü oldu. Eşit ağırlıklı puanlamada, tstanbul Bah- çelievler Adnan Menderes Anadolu Li- sesi öğrencisi Mehmet Yiğit Gürdal 188.635 ile üçüncülüğü kazandı. tzmir Özel Amerikan Kız Lıse- si'nden Özsel Beleti 179.166 puan ile sözel bölümde birinciliği kazanırken Manisa Lısesi'nden UygarGûl 178.596 puan ile ikinci, tzmir Eşref Paşa Lısesı öğrencisi Seçil Akçayda 178.328 ile üçüncü oldu. tzmir Özel Yamanlar Lisesi öğrenci- si Ahmet Behzat Başağalar, ikinci sı- navda hedefınin ODTU veya Bilkent Universitesi Elektronik Bölümü oldu- ğunu söyledi. Sözel bölümün "alçakgönüllü"binn- cisi Özsel Beiefi. başansını daha önce al- dığı temel eğitime bağladı. Sözel bölümde 178.596 puan alarak Türkiye ikincisi olan Manisa Lisesi öğ- rencisi Uygar GûL aldığı sonucun nor- mal ve çabalannın ürünü olduğunu be- lirtti. Sayısal alanda 200.288 puan alarak Türkiye üçüncüsü olan Ankara Atatürk Anadolu Lisesi öğrencisi Aykut İrfan Atah, başansını 1 yıl önce vefat eden babasına armağan etti. ÖSS eşit ağır- lıklı puan alanında üçüncü olan Îstan- bul Bahçelievler Adnan Menderes Ana- dolu Lisesi öğrencisi Mehmet Yiğit Gürdal, aldığı derecenin kendisi için sürpriz olmadığını söyledi. Sınav sonuçlan, TGC tarafmdan dün yayımlanan Sınav Sonuç Gazetesf nde yer aldı. Sınavda başanlı olan adaylar, bugünden başlayarak 0 900 910 1000, 0900910 1001,09009101002,0900 910 1003 ve 0 900 910 1004 No'lu te- lefonlardan ya da ÖSYM'nın http://oss.metu.edu.tr/ internet adresin- den puanlannı öğrenebılecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear