08 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 MAYIS1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Bankalarda kadın-erkek aynmı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'nce yaptınlan araştırma, kadın çaİışanlann en çok bankalarda "cinsiyete dayalı aynmcılıkla" karşı karşıya kaldıkJannı ortaya koydu. "Kadın Istihdamının Geliştirilmesi Projesi" kapsamında yaptınlan araştırmada, bankacılık sektöründe özellikle hızlı gelişmelerin yaşandığı birimlerde, hamilelik ve doğum nedeniyle işten bir süre aynlan kadınlann, geri döndüklerinde başka görevlere atandıklan saptandı. Araştırmada, bazı bankalarda hâlâ "yönetim kadrolanna müfettışliğe kadınlann uygun olmadığı" görüşünün yaygın olarak benimsendiği kaydedildi. Denk bütçe için gayrimenkul satışı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, kamu açıklannı kapatmak için Hazine taşınmazlannın satışından gelecek gelire güveniyor. Maliye Bakanı Abdüllatif Şener bütçenin. Telekom, santrallar ve kamu taşınmazlannın satışından elde edilecek gelirlerle birlikte yıl sonunda denk olacağını ileri sürdü. (jpetim artışında nispi gerileme • GAZİANTEP (AA)- DPT Müsteşan Necati Özfırat. bu yılın ılk 3 ayında üretim artış hızında geçen yılın aynı dönemine göre nispi gerilemenin söz konusu olduğunu kaydetti. Özfırat. tanmsal üriinler ve girdi fiyatlanndaki artışa rağmen yılın ilk 3 aylık döneminde enflasyon oranının geçen yılın aynı dönemindeki seviyenin altında • .•• gerçekleştiğini belirtti.Özfırat, son yıllarda iç ve dış dengelerde gözlenen dalgalanmalann, bir yandan para ve maliye politikalannın uyum içinde uygulanması gereğini, diğer yandan da süreklı ve sürdürülebilir bir büyüme ortamı yaratmak için yapısal sorunlara süratle çözüm getirilmesi ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade etti. Havalimanına yüpütmeyi dupdupma • ANKARA (AA)- Istanbul Atatürk Havalimanfnda yap-işlet- devret modeliyle yaptınlacak yeni dış hatlar terminali ile ilgili olarak açılan proje yanşması için Ankara 3. ldare Mahkemesi'nce yürütmeyi durdurma karan verildi. Bu karann, Tepe-Akfen-Flughafen Wıen Ag konsorsiyumunun kazandığı yapım ihalesini etkilemediği bildirildi. DHMl Genel Müdürü Mustafa Özatamer, mahkemenin verdiği bu karara Ankara Bölge îdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunacaklannı bildirdi. Kapasite kullanımı gepiledi • ANKARA (AA) - İmalat sanayiinde kapasite kullanımı. bu yılın ilk 3 ayında yüzde 77 olarak gerçekleşti. Geçen yılın ocak-mart döneminde kapasite kullanımı yüzde 76.7 olarak saptanmıştı. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün (DlE), 2.320 işyennde gerçekleştirdiği "3 Aylık Fmalat Sanayii Eğilim Anketı'"ne göre 1997 yılının l. dönemi olarak kabul edilen yılın ilk 3 ayında, imalat sanayii kuruluşlannın tam kapasite ile çalışamama nedenleri arasında, iç ve dış pazarda talep yetersizliği, ithal ve yerli mallarda hammadde yetersizliği. mali imkânsızlıklar ve işçilerle ilgili meseleler rol oynadı. Diyarbakır'da devam eden Yoksulluk Zirvesi'ne milletvekilleri ilgi göstermedi Hükümet yoksullıığa yüz çevîrdi ENVER SEVİŞ DtYARBAKIR - TESEV ve BM Kal- kınma Programı tarafından düzenlenen uluslararası zirve toplantılanna siyasile- rin katılmaması tepkiyle karşılanırken, bölgenin kalkınması için devlet desteği- nin şart olduğu vurgulandı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Erüdler Vakfi TESEV ile Bırleşmiş Milletler Kal- kınma Programı UNDP tarafindan gerçek- leştirilen "Yoksulluk Zirvesi"nin ikinci gününde. toplantılara katılmayarak bölge- nin sorunlanna duyarsız kalan milletve- killeri protesto edildi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik. ekonomi somnlannın ele alındığı "Sos- yal Gelişme Politikalan" konulu top- lantının açılış konuşmasını yapan Güney- B i n b e b e k t e n 1 0 0 ü ö l ü y o r Diyarbakır"da önceki gün başlayan ve bugün sona erecek olan toplantılarda, yerli ve yabancı uzmanlar Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki yok- sulluğun çarpıcı tablosunu verilerle or- taya koydular. Buna göre, yoksulluk ora- nı Marmara ve Ege bölgelerinde yüzde l .4 iken, Doğu ve Güneydoğu'da bu oran yüzde 30'a kadar çıkıyor. Türkiye'de ya- şayan her 7 kişiden biri ve Doğu'daki her üç kişiden birinin aç olduğunu gösteren bu çelişkinin nedeni, bölgeler arası ge- lir dağılımındaki eşitsizlik tablosuna bağlanıyor. Türkiye de nüfusun en zengin yüzde 20'si toplam gelirin yüzde 55'ini alırken, nüfusun geri kalan yüzde 80'i yüzde 45 ile yetinmek durumunda. Bu arada I987"de zengin ile fakir arasındaki far- kın 9.6 kattan bugün 11.2 kata çıkmış ol- ması da gelir dağılımı uçurumunun gi- derek açıldığını gösteriyor. doğu Sanayici ve Işadamlan Derneği Ku- rucu Başkanı Mücahit Can, yıllardan be- ri iktidara gelen hükümetlerin bölgenin so- runlanna duyarsız kaldığını anlattı ve bu tür oturum ve toplantılara milletvekille- rinin katılmamasına dikkat çekerek "Ben bu millervekillerine çantacı milletveki- li diyorum. Bu insanlar genel başkan- larının elini öperek milletvekili olmuş insanlardır. Bu tür oturumlara neden katılmadıkları ve neden katkı sağla- madıkları oldukça dikkat çekici ve önemlidir" dedi. Bölgenin kalkınması- nın şart olduğunu ve bunun da gerçekleş- mesi için bir vakfın kurulmasının gerek- li olduğunu söyleyen Mücahit Can, "Bu vakfa devlet destek vermeli ve katkı sağlamalıdır. Bölgedeki sorunlar hiç olmazsa bir nebze olsun azaltılabilir" dıye konuştu. Hükümetin özelleştirme politikalannı da sert bir dille eleştiren Can. bölgede özelleştinnenin yanlış ya- pıldığını öne sürerek "Ergani Çimento Fabrikası gibi işletmeler özelleştirme sı- rasında başkalarına verildi. Yani böl- ge işadamlarına verilmesi gerekirdi. Şu an L zanlar'ın elinde bulunan bu fab- rikanın bunlardan alınarak bölge işa- damlarına verilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu. Demir Kyrgyz Intemational Bank, 'Orta Asya'nın İsviçre'liğine aday' Kırgızistan'da açıldı Demirbank'ın Bişkek çıkarması SEDA OĞLZ BİŞKEK - Demirbank'ın, In- ternational Finance Corporation (IFC), European Bank for Re- consrruction and Development (EBRD) ve Netherland Develop- ment Finance Company (FMO) ortaklığıyla Kırgızistan'ın baş- kenti Bişkek'te kurduğu Demir Kyrgyz Intemational Bank, geçen çarşamba günü Kırgızistan Cum- hurbaşkanı Askar Akayev tara- fından açıldı. Akayev ve Demir- bank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halit Cıngıllıoğlu. Bişkek'te düzenlenen törende, Kırgızistan'ın gelecekte "bölge- nin İsviçre'si" gibi finans mer- kezi olacağını belirttiler. Demirbank'ın yüzde 60 ortak- lığıyla kurulan 3 milyon dolar sermayeli Demir-Kyrgyz Inter- national Bank'ın (DKIB). Kırgı- zistan'ın tek uluslararası banka- sı olduğunu belirten Cıngıllıoğ- lu, ülkedeki yatınm ve dış tica- ret işlemlerinin banka kanalıyla gerçekleştirileceğini kaydetti. Cın- gıllıoğlu, "Clkenin şu anda 1.4 milyar dolar olan dış ticaret hacmi hızla artacak.Bazı fir- Ulusal Kaynaktar Tanmsal urunlef Yıllık Enflasyon GSMH DövnKuru ÎDışborç Yabsncı ystınm i Ihracat Ithatat Aftn, Kömûr, Uranyum. Ova Pamuk, Yün, Ipek %35 1.345mJyon$ 1 S = 17 90 SOM inısan 97] 617.5 mıtyonS 61 msfyorı $ 505 mtfon $ 892mlyonS Kırgızistan Cumhurbaşkanı Akayev"in (solda) açılışını yaptığı Demir Kyrgyz Intemational Bank'ın Bişkek'teki binası 1 milyon dolara mal oldu. malar bankacılık hizmetleri- nin çok ağır işlemesi ve yüksek komisyonlar nedeniyle parala- rını ülkelerine bavullarla taşı- mak durumundalar. l luslara- rası bir bankanın hizmete gir- mesi. Türkve yabancı vatırım- cıların bölgeye ilgisini daha da artıracak. Avrıca Eximbank kredilerinin devreye girmesi de söz konusu" dedi. Cıngıllıoğlu. Kırgızistan'ı "ge- leceğin tsviçresi" olarak gördük- lerini belrterek şu açıklamayı yap- tı: "Kırgızistan Hükümet Ajan- sı ile Kanadalı Comeco şirketi- nin ortak girişimi olan 452 mil- von dolarlık Kumlor Altın Ma- deni Prujesi'vle ülkcdt 1997 vı- lında altın üretimi başlayacak. Bu yatırımın ülkenin ihra- catında büyük etkisinin olma- sı bekleniyor. Proje de\ reye gir- diğinde 1997 yılı endüstriyel üretiminde yüzde 2l'lik büyü- me gerçekleşmesi planlanıyor. Bu da GSMH'yi yüzde 7.2ar- tıracaktır." Kazakıstan ve Türkmenistan'da banka kuracaklannı bildiren Cın- gıllıoğlu, Doğu Avrupa bölgesin- de Romanya ve Bulgaristan, Ba- tı Avrupa'da ise ilk aşamada Al- manya Düsseldorf "ta olmak üze- re İtalya. lngiltere'de banka kur- ma projelerini açıkladı. Hububat fiyatları reel değil Hükümet tarımla kıımar oynuyor HÜLYA GENÇ Seçim ekonomisi uygu- layan REFAHYOL iktida- nnın açıkladığı yüksek ra- kamlı hububat taban fi- yatlan, üreticinin yüzünü güldürmeyecek. Dünya pi- yasalannda tonu 170 do- lar olan buğdayın tonunun 235 dolar olarak açıklan- masının üreticinin zaran- na olduğunu iddia eden bazı çevreler. özellikle buğday ithalatının durdu- rulmamamıası ve TMO'- nun yapacağı nakit alım- lann arttınlmaması halin- de üreticinin spekülatörle- re teslim edilmiş olacağı- nı savunuyorlar. TMO'nun alım gücü- nün düşük olduğunu öne süren piyasa çevreleri. TMO'nun 2.5 milyon to- nu buğday olmak üzere toplam 3.7 milyon ton hu- bubat ürünü satın alması- nın hiçbir önemi olmadı- ğını belırterek. "Üretici, açıklanan fiyat üzerin- den ürününü TMO'ya satamayınca,çok ucuza tüccara vermek zorun- da kalacak" görüşünü sa- vunuyorlar. TMO'nun iç piyasada istikrarı sağlayıcı denet- leme mekanizması olmak- tan çıkanldığmı söyleyen Türkiye Ziraatçiler Der- neği Başkanı İbrahim Yetkin, bu nedenle hubu- bat taban fiyatlanmn açık- lanmasının büyük bir önem taşımadığını vurgu- ladı. TMO'nun geçen yıl ancak 1 milyon ton civa- rında buğday satın aldığı- nı hatırlatan Yetkin. pi- yasadan 1-2 milyon ton buğday toplamanın oluşa- bilecek fiyat dalgalanma- lanrun önüne geçemeyece- ğini dile getirerek, "TMO en az 4.5-5 milyon ton buğday satın almalı ki. piyasada kontrolü ele ge- çirebilsin" diye konuştu. TMO'nun elinde nakit pa- rası bulunmadığını. tran- sit ticaretten kazandığı pa- ranın geri dönüşünü bek- lediğini voırgulayan Yet- kin. üreticinin uzun süre beklemeye tahammülü ol- madığmı söyledi. Kademeli fiyat sistemi- nin üreticinin aleyhine ol- duğunu bildiren Yetkin. buna ancak piyasayı elin- de bulunduran, speküla- törlerin dayanabileceğini ileri sürdü. Taban fiyat- lan yüksek açıklayan RE- FAHYOL iktıdan'nm yal- nızca politik hesaplar pe- şinde koştuğunu söyleyen Izmir Ticaret Borsası Baş- kanı Hasan Özmen, TMO'nun bir an önce ha- rekete geçip. üreticiyi spe- külatörün elinden kurtar- ması gerektiğini vurgula- dı. Özmen, parası olma- dığı için piyasadan buğ- day başta olmak üzere di- ğer hububat ürünlerinı top- layamayan TMO'nun. üre- ticinin zaranna elindeki ürünü satmasına neden olacağını dile getirdi. Uzaydan tahmin Özmen. DlE. DPT ve TMO'nun rakamlarının birbirini tutmadığını vur- gulayarak. birkaç yıl önce- sine kadar uzaydan rekol- te tahminleri yapıldığını belirtti. Uzaydan yapılan rekolte tahminlerinin dev- letin açıkladığı rakamla- nn çok çok altında olduğu- nu hatırlatan Özmen, bu durumun milli gelir rakam- lannm bile düşmesine ne- den olduğunu söyledi. Açıklanan yüksek ra- kamlı taban fiyatlarının hem üreticinin. hem de rü- ketıcinin aleyhine olacağı- nı vurgulayan Türk Tan- mına Can Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis üretimi arttırmadan taban fiyat açıklamanm anlamı olmadığını söyle- yerek. "•Piyasalar taban fiyatlar açıklanmadan birkaç av önce hareket- lenmeve başladı" dedi. Buğday için dünya fi- yatlannın üzerinde bir ta- ban fiyat açıklanmasmın doğru olmadığını belirten İstanbul Ticaret Odası Yö- netim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldınm, hükü- metin yıllık programlarda fınansman ihtiyacının azal- tılmasına ve dünya fiyat- larının dikkate alınarak stok artışlannın önlenme- sine dikkat edileceğinı açıklamışken bu gereğe aykın ve politik endişeler- le taban fiyat açıklaması- nın, ekonomiye zarar ve- receğini bildirerek bu du- rumun halkın temel gıda- sı olan ekmeğin fiyatının sıçrama göstermesine ne- den olacağını söyledi. ' f > vi ; i r -ş >-, ı t f » • > - v ttkÜLTÜRBAKANÜĞI : -• 1 A- 4. ASPENDOS OPERA VE BALE FESTİVALİ BAŞLIYOR... 7-24 HAZIRAN 1997 ANTALYA ÖGER TOURS, AYSU AYDINER SU, DIŞBANK, IBER OTEL, DAKOR TOUR, ANTALYA OTELİ, BİLİŞİM INTERNET FİRMALARI İLE HÜRRİYET, MİLLİYET, SABAH, YENİYÜZYIL, RADİKAL VE CUMHURİYET GAZETELERİNİN KATKILARIYLA PROGRAM: 7 Haziran Cumartesi: G. Bizet - "Carmen" - İstanbul Devlet Opera ve Balesi / 9 Haziran Pazartesi: P. I. Çaykovski "Kuğu Gölü" - İstanbul Devlet Opera ve Balesi / 12 Haziran Perşembe: G. Puccini "La Boheme" - Izmir Devlet Opera ve Balesi / 14 Haziran Cumartesi: L. Minkus'un - "Don Kişot" - Mersin Devlet Opera ve Balesi / l 7 Haziran Salı: G. Verdi - "Üç Silahşörler" - Ankara Devlet Opera Balesi / 19 Haziran Perşembe: G. Puccini - Tosca" - Ankara Devlet Opera Balesi / 22 Haziran Pazar: G. Verdi - "Maskeli Balo" / 24 Haziran Salı: "Gala Konser" - Ankara Devlet Opera Bale Orkestra, Solo ve Korosu BİLET SATIŞ GİŞELERİ: Ankara Opera ve Balesi Gışesı: 0.312.324 22 10/248 - İstanbul Opera ve Balesi Gışesı 0 212 251 10 23 - Izmir Opera ve Balesi Gışesi: 0.232.484 64 45 - Mersin Opera ve Balesi Gişesi 0.324 238 04 92 - DKYN (Donna Karan New York). 0.312 468 92 3 0 - 3 2 -AnsanGışe: 0.242.248 00 08 - Antalya Arkeoiojı Muzesı Gışesı 0 242 241 45 28 - Side Arkeoloji Müzesı Gişesi. 0.242.753 10 06 - Aspendos Tıyatrosu Gışesı 0 242 735 70 38 - Alanya Arkeoiojı Gişesi: 0.242.513 12 28 - Bilışım Intemet Cafe 0 242 247 14 21 - Antalya Kültür Merkezı Gışesı: 0.242.247 85 43 - Sepa Magazası: 0.242 241 35 27 - Vakkorama Magazası: 0.242.241 93 67 - Vurallar Mefruşat: 0.242.243 05 80 DANIŞMA: ANKARA: Tel 0 312 309 1 4 09 - 31 0 I 6 58 • Fax'0 312 310 72 48/ANTALYA: Konyaaltı Cad Ataturk P?rkı Gırışı (Aitın Portakal Sanat Vakfı) • Tel. 0 242.248 01 21 - 243 61 55 tŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Seyretmek Zorunda Değiliz DYR REFAHYOL iktidarından kopmaya çalışın Çil- ler, bu nedenle hükümetten ayrılmaya zorlanırken öteyandan Refah'la ittifakına, BBP'yi eklemenın for- müllerini arıyor. Erbakan, hükümetin ömrünü yaza kadar uzata- bılmek, zaman kazanmak üzere MGK'de, Yüksek Askeri Şûra'da, dışarıda savunduklarının tam ter- sine imza atmakla kalmıyor, Çiller'le yeni çirkin pa- zartıklara oturuyor. Erbakan'ın, "Başbakanlığı vereceğim" sözü ile Çiller'i oyalamaya niyetli olduğu, istediği zamanı kazandıktan sonra çark etmeyi hesapladığı söyle- niyor. Çiller'in seçim tarihini ileri atma pazarlığında, Refah'ın kapatılması ve oylarını kapmaya oynadığı anlatılıyor. Çiller, bitmeyen tutkuları, çıkarlan uğruna DYP'yi merkez sağ parti kimliğinden çıkarıp, sadece Çiller ailesi ile çıkar bağları geçerli, çeteler-ülkücü tosun- lar ve şerıatçılar karması bir partiye benzetmiş bu- lunuyor. Erbakan'ın Refah'ında; inanmış, ahlaki değerleri her şeyin üstünde tutan Müslümana yer yok. Dini siyaset ve çıkar aracı olarak gören, bu uğurda her tür yalana, hileye gözünü kırpmadan "Evet" diye- bilenler; çete, vurgun, yolsuzluk suçlarına, yolsuz- luklara ortak olanlar, en azından onaylayanlar gide- rek ağırlık kazanıyorlar. REFAHYOL'un gidişinde parlamento ve parla- mento dışı muhalefet üzerlerine düşen demokratik görevleri yapamadıkça, bu işler uzadıkça, belki Çil- ler ve Erbakan'ın gerçek kimlikleri daha çok su yü- züne çıkıyor. Kişiliklerinde simgeleşmiş siyasal ya- pılanma, siyasetteki kirlenme büyüdükçe, öncelik- le siyaset olmak üzere bütün alanlarda kökten te- mizlik için koşullar daha bir oluşmuş oluyor. Ama oynanan oyunların kalitesi duştükçe, de- mokrasimizin, toplumumuzun gördüğü zarar çok faz- la büyüyor. Bir yandan da başarılı mağdur rolü ile yeniden puan toplama çareleri aranıyor. Son zaman- larda sağ medyanın "zulüm ve mazlum" sözcükle- rine ne kadar çok sarıldığına dikkat etmek ve bu tu- zağa da düşmemek giderek önem kazanıyor. Belki duygusal olacak ama ikisi bir iktidarda bu- luşmadan önceden bu yana, kişisel inancım ve de umudum, Türkiye'de öncelikle siyasette olmak üze- re yaşamın bütün alanlardaki kırlilikte gerçekçi bir temizlik sürecinin, bu en simgesel iki isimden baş- layacağı ve her yere yansıyacağı yolundaydı. Çiller ve Erbakan'ın demokratik yoldan düşürülmelerinin Türkiye'de yaşamın her alanında başlayacak cıddi bir doğal temizlik için, önemli bir başlangıç olaca- ğını düşünüyorum. Tabii büyük suçlulardan mağdur kahramanlar ya- ratılmasına fırsat verilmemesi koşulu ile. Yüksek Askeri Şûra toplantısı sonrası Erbakan'ın çenesin- den damlayan terlerin görüntüsünün, inanmadığı ka- rarlara imza atması ile kaybettiği puanların bir bö- lümünü hiç değilse kimi çevrelerde toplamaya ya- rayacağını da görmek gerekiyor. En önemlisi parlamentodan, sıyasi partilerden. de- mokratik güçlerden. parlamento dışı toplumsal mu- halefetten gelmesi gereken karşı çıkışlar, demok- ratik çözümler geciktikçe, 28 şubatla su yüzüne çı- kan, askerin doğrudan oynadığı rol büyüyor. Güven oylaması kaybından doğan açığı, Yüksek Askeri Şûra toplantısı kapatıyor. Doğrusu Çiller ve Erbakan'ın gitmemekte diren- melerini, sadece kişiliklerine bağlamak ve bu uğur- da her yolu denemelerini sadece onlar açısından ka- yıplar hanesine yazmak bana çok akılcı gelmiyor. Çiller ve Erbakan'ın gidişlerinin yöntemi, demokra- si güçlerinin rol eksikliği giderek daha büyük önem kazanıyor. Örneğin partilerin liderleri ile hesaplaşma süreci yaşanmadan, hiç değilse anayasa değişiklikleri Si- yasi Partiler Yasası ve ilgili diğer yasalara yansıtıl- madan, siyasal partiler başta olmak üzere bütün il- gili yasalarda nefes aldıracak, toplumdaki havayı de- ğiştirecek demokratikleşme süreci yaşanmadan, seçimleri kurtuluş olarak görmeyi anlayamıyorum. Biz bu kadar kötü ve zararlı bir oyunu, REFAH- YOL iktidarındaki taktik uzatmaları böyle seyrede- cek mıyiz? Öyle işin içinden çıkılmaz, sözlerin an- lam yitirdiği bir noktaya geldik ki, Türk-lş, DİSK. TİSK ve işçi-işverenin yanlarına meslek odalarını, esna- fı alıp, şalter indirme, kepenk kapama eylemlerin- de buluşacaklannı ilan etmeleri dahi pek bir etki yap- mıyor. Söylenenleri laf olsun diye söylemediklerine, seyirci rolünden vazgeçeceklerine de güven olmu- yor. Bu kötü oyunu bozmak üzere, demokrasi güçle- rinden gelecek etkili, caydırıcı somut eylemlere, güce, her zamankinden daha fazla gereksinim duyuluyor. THY-ÎHY arasında hangar davası MJUTLL GUNEŞ SÖNMEZ Türkiye'nin iki büyük ha- vayolu kuruluşu. bir hangar ve bir telsiz direği yüzünden mahkemelik oldu. Özel sektörün en büyük havayolu şirketi olan İstan- bul Havayollan (tHY), Dev- let Hava Meydanlan Işlet- mesi (DHMİ) tarafından ge- çen yıl kiralama yoluyla İcendisine tahsis edilen Ata- türk Havalimanı içerisinde- ki 9 bin metrekarelik arazi- de bakım tesisi ve hangar kurmak isteyince Türk Ha- va Yollan'nı (THY) karşı- sında buldu. Arazi içinde yaklaşık 10 milyon dolarlık yatınm yapmak için çalış- malar başlatan İH Y. bunun yaklaşık yansını tamamla- dığını açıkladı. Ancak, THY, kendisine ait hangarlarla İHY hangar- lannın iç içe olmasından doğabilecek sakmcalan ile- ri sürerek DHMt'den bu ara- ziyi kendisine vermesini is- tedi. Başvuruyu yerinde bıı- lan DHMt, araziyi geri al- dığını açıkladı. İHY'ninza- rarlannın da THY tarafın- dan karşılanması kabul edil- di. Ancak araziyi geri ver- mek istemeyen İHY, bu kez Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde dava açtı. Dosyayı inceleyen mahke- me, hüküm gerekçesini de açıklayarak arazinin kulla- nımını kiracı durumunda olan İHY'ye verdi. Fakat bu kez de telsiz direği yü- zünden mahkemelik olunca icra karan çıkardı. Arazinin kullanımını alan İHY, inşaat çalışmalanna başladı; fakat THY arazi içinde yer alan telsiz dire- ğinin hava ulaşımındaki önemini mahkeme bilirkişi- sine tespit ettirip tehir-i ic- ra karan aldınnca hangar kurma çalışmaları tekrar durmak zorunda kaldı. Bu- nun üzerine İHY tekrar mahkemeye başvıardu ve te- hir-i icra İcarannı kaldırdı. THY de boş durmadı ve Bakırköy 1. İcra Müdürlü- ğü'ne başvurarak Yargı- tay'ın onama kararının DHMİ ile İHY arasındaki kiracılığın tespitine dair ol- duğunu, oysa söz konusu edilen telsiz direğinin THY'nin mülkiyetinde ol- duğunu belirterek kaldın- lamayacağını bildirdi. Telsiz direğinin başka ta- rafa nakledilme^i için uzun süredir çağrı yapan İHY, Yargıtay 11. Hukuk Daire- si'nce onaylanan mahkeme karanna dayanarak önümüz- deki günlerde tekrar icra yoluyla direğin sökülmesi işlemint başlatacaâını açık- ladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear