25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yavın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı IbrahimYıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) 9 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Diş Haberler: Şinasi Danışoğln 9 tstihbarat: Cengiz Yıldınm 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Vazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belgc Edibe Bnğra 0 Yun Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: Ühan Setçuk (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtbökc Hikmet Çednkaya, Şfikran Sooer, ErgnnBata.r>in<;Tsyanç, tbrihm Yıldız, Orhan bursaü. Mustafa BJbay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balbay0 Haber Müdurii. Dogan Akın Atatürk Bulvan No: 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 bat), Faks: 4195027 0 izmır Terasılcısı Serdar Kmk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks: 4419117 0AdanaTemsılcısı:ÇetinYiğenoğlıı, lnönüCd. 119 S. Noi Kat:l. Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15 Koordinatör Ahmet Konılsaıı 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare HüseyinGürer0tşletme. ÖnderÇeUk0Bügı-lşlem: Naü İnal 0 Bılgısayar Sistem: Mürûvet Çiler MEDYA C: • Yöoetım Kurulu Başkanı - Genel Müdûr* Gülbin Erduran • Koordınatör Reha [şıtman # Genel Müdur Yaıdnncısı: Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-513846<V61,Faks 5138463 Yayımbyan ve Basan: Yenı Gun Haber \jansı, Basm ve Yayıncılık \ Ş TurkocajıCi.139 41 Cagaloglu 34334 tst PK. 246 Istanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)5:3 85 95 21MAYIS1997 Imsak: 3.43 Güneş: 5.34 Öğle: 13.08 tkindi: 17.03 Akşam: 20.27 'Yatsı: 22.10 Koca dayağına karşı destek • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Barosu bünyesinde oluştunüan Hukuksal Danışma Merkezi, fiziksel veya cinsel şiddete uğrayan kadınlara "içinde bulunduğu koşullar ne olursa olsun" adli destek vermeye başladı. Zıya Yergök başkanlığındaki Adana Barosu yönetiminin oluşturduğu komisyon, kadınlara "karakola başvurmalan". "doktor raporu almalan" veya "savcılığa ve mahkemeye gitmeleri" konulannda yardımcı oluyor Öğrencilere birlik çagrısı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Ege Üniversitesi'nde okuyan bir grup ögrenci demokratik egitım için birlik çağnsı yaptı. "Ege Üniversitesi Öğrenci Meclisleri Girişimi" adı altındabir araya gelen öğrenciler, "Demokratik bir üniversite istiyorsak, eğitimde fırsat eşitliği istiyorsak, adalet istiyorsak, anadilde eğitim istiyorsak, namuslu, onurlu bir yaşam istiyorsak, özgür yaşamak istıyorsak, yönetilen değil. yöneten olmak istiyorsak biz de vanz" sloganıyla tüm iiniversite gençlığinin bir çatı altında toplanması gerektiğini belirttıler. HÜ'de bahar şenliği • Haber Merkezi - Hacettepe Üniversitesi (HÜ) 3. Geleneksel Bahar Şenliği, üniversıtenin 30. kuruluş yıldönümü çerçevesinde 25 mayıs pazar günü gerçekleştırilecek. Beytepe Kampusu'nda yapılacak olan şenlikte halk danslan topluluğu. KJasik Dans Kulubü'nün gösterileri ile çeşitli müzik gruplannın konserleri yer alacak. Bırincı ve ikınci el eşya satışlannın da yapılacağı şenlikte. öğrenciler, kurulacak standlarda hediyelik eşya. kitap gibi ürünleri de satışa çıkarabilecekJer. Özelleştirmeye inek eylemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak-Iş Konfederasyonu'na bağlı Öz Gıda-lş Sendikası Genel Sekreteri Agâh Kafkas, Et ve Balık Kurumu'nun (EBK) kalan tesıslerinin satışının yapılamayacağını belirterek, "Kızılay Meydanı'nda 5 bin ineği görürlerse şaşirmasınlar" dedı. Öz Gıda-lş"in Yunus Emre Kültür Merkezi'nde düzenlediği eğitim seminerine katılan Kafkas. "Biz bu işe baş koyduk. Kimse ateşle oynamasın.. EBK'nın özelleştirilmesi için. önce bizim cesetlerimız çiğnenmelidir'" diye konuştu. Yönetmelik değişikliği • ANKARA (ANKA)- Mımar Sinan Üniversitesi, Türk Sanat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği'nde, Türk topluluklannın kronolojik bir sıralama ile sanat tarihlerini düzenleyen ve Merkez Kurulu'nun kimlerden oluşacağTna ilişKİn maddelerinde değişiklik yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle, dünyadaki değişik adlarla bilinen Türk topluluklannın, bugün mevcut olmayan Türk si>ası oluşumlannın tanh öncesinden itibaren kronolojik bir sıralama ile sarat tarihleri yeniden düıenlendi. Stma tehlikesi • ADANA (AA)-Saghk Bakanlığı Sıtma Savaş Daresi Başkanı Dr. Coşkun Tk>uk. önlem alınmadığı taldırde. sıtma hastalığının Tirkiye'nin başına dert açibileceğinı belirterek, " Bu nedenle mücadeleye an \ermeyecegiz" dedi. DInya Sağlık Orgütü Tirkiye Temsilcısi Hannu Vıori de, sıtmanın son yılarda yeniden görülmeye bîşlandığına dıkkat çektı. Burak Kut ve Sakis Rouvas tüm baskılara karşın üç bin kişiye dostluk şarkılan söylediler Siyasflere barışdersiCUMHURCANBAZOĞLL Burak Kut'la Yunanlı şar- kıcı Sakis Rouvas" ın Kıbns Yeşil Hat'taki banş konseri, tüm baskı ve olumsuz propa- gandaya karşın 3 bin kışinin katılımıyla gerçekleşti ve Kıbnslı Türklerle Rumlar iki saatlik konser süresince po- litikacılara dostluk dersi VCT- di. 19 Mayıs gecesi, Birleş- miş Milletler kontrolündeki Ledra Palace'ın yanmdaki Taksim sahasında düzenlenen konser. 1974'tenbuyanaiki toplumu bir araya getiren en önemli organizasyondu. Da- ha önce Lakadamya takımı ile Arap Ahmet takımının oynadığı bir dostluk maçı ve yine BM'lerin her iki taraf- tan kalburüstü kesimi topla- dığı resepsiyon dı şında böy- le bir yakınlaşma yaşama- mıştı Kıbns halkı. Konserden bir gün önce, ellerinde Birleşmiş Millet- ler'in yalnız Kıbns dogum- lu Türklere dağattığı davetı- yeler bulunmasına karşın Bu- rak Kut'la Sakis Rouvas'ı dinlemek için Yeşil Hat'ta gitmekten çekinenlerin sa- yısı çok fazlaydı Türk kesi- minde. Bir tarafta Burak Kut'u, Yunan uşaklığıyla ve Kıbns Türk'ünün sırtından ulusla- rarası ün peşinde olmakla suçlayan KKTC ÜMOcak- ları'nın baskısı, diğer yanda gazetelenn büyük bölümü- nün konseri aldatmaca diye değerlendirmesı ve her sa- tırda 1974 öncesı yaşanılan vahşete göndermeler yapıl- ması halkı iyiden iyiye ürküt- müştü. Çevrede konserle il- gili hiçbir afiş ve duyurunun bulunmaması diğer dikkat çeken bir noktaydı. Sakis'e tehdit Güney Kıbns'tan gelen bilgi- ler de aynı yöndeydi. Rum Mo- tosikletliler Federasyonu, Sakis'i adaya ayak basmaması için teh- dit ediyor, kilisenin televizyonu Logos, sürekli geçen yaz Yeşil Hat'ta ölen iki Rum'un görüntü- lerini yayımlıyordu. Bu arada ge- çen hafta kalp spazmı geçiren Klerides'in konsere katılmaya- cağı açıklanıyor, böylelikle kon- ser hakkında olumlu bir şey söy- 'Bir Kutve Rouvas'uı Gün' adJı parçayı Türkçe ve Rumca söyleyerek başladıklan konser Ud saat sürdü. Konser için Yeşil Hat'taki Taksim sahasına iki ayn kapıdan gelen Türklerve Rumlar birbirlerini çiçekler ve zeytin dallanyla karşıladılar ve tüm dünyaya dostluk mesajı verdikr. polis yaralanmıştı. Oysa aynı saatlerde Yeşil Hat'taki ortam çok farklıydı. Türk ve Rum taraflanndan Taksim sahasına açılan iki kapıdan girenler karşı kapı- nın önüne giderek ellerinde çi- çeklerle ve zeytin dallanyla dostlannı bekliyorlardı. Kon- seri izlemeye hazu"lanan yüz. kadar Türk ve Rum gazeteci- televizyoncu için bulunmaz görüntülerdi bunlar. Konsere, 'Notre Dame'm Kamburu' filrru için yaptık- lan 'Bir Gün' (Some Days) adlı parçayı Türkçe ve Yu- nanca söyleyerek başladılar Kut ve Rouvas. Ardından iki- şer ikişer kendi parçalannı yorumlayan genç şarkıcıla- nn herparçasına kanldı seyir- ci. Bu arada Burak'uı birçok parçasını Rum genç kızlann da söylemesi dikkat çekiciy- di. Burak'ın, sahne perfor- mansı yönünden bir parça Sa- kis'in gerisinde kalması nor- maldi. Konserden bir buÇuk saat önce yaşadığı tehlikenin şokunu atlatıp banş adtna sah- nede gözükmesi bile çok önemliydi. Konserbu banş dolu atmos- ferde sürerken sahneye çok yakın bir yerde 'Başbuğ Tür- keş' diye slogan atmaya baş- layan iki Kıbnslı Türk gence etraftan serttepkı gelince, BM askerleri gençleri süratle olay yerinden uzaklaştınp Kuzey Kıbns Türk polisine temsil ettiler. Burukson lemeyen Denktaş'ın da ışı koıay- laşıyordu. "O gelmezse ben de geonem" gibı ilginç bir mantık ta- bii ki ülkücü kesimi memnun edi- yordu. Konser günü, karşı propagan- da ve baskı daha da yoğunlaştı. Sakis Rouvas özel bır uçakla Lef- koşa'ya gelir gelmez gizlice Led- ra Palace'a yerleştirilmiş, öğle- den sonra silah kuşanan BM as- kerlerinin geniş güvenlik önlem- leri altında Burak Kut'la prova- ya çıkmıştı. Motosikletliler ve "Kıbns'ta Müzik Yoiuyla Dost- luk" adlı bu konseri protesto eden aıger kuruıuşıar, Logos TV'nin ayru saatlerde Yeşil Hat'a çok ya- kın Elefteria (Özgürlük) Meyda- nı'nda düzenleyeceği alternatif konsere adam toplarken Türk ke- siminde ülkücüler, mehter mar- şı eşliğinde otomobillerden üç hilalli bayraklannı dalgalandıra- rak gövde gösterisi yapıyordu. Otobûse saldın Bu turlar sırasında Burak Kut'u, organizatör Ahmet San'ı. orkestra elemanlannı ve bir tele- vızyon ekibini konser alanına ta- şıyan otobüsle karşı laşan ülkücü kafile, aracın camlannı kırarak Burak Kut'a milliyetçilik dersi verme şansını yakalıyordu (!).. Türk tarafindaki ülkücüler bun- lan yaparken Rum tarafındaki benzerleri, alternatif konserde 'Kıbns Yunandır, Yunan kala- caktır', 'Ya özgürlük ya ölünı', 'Konseri Tansu Çiller'in evinin önünde yapın' gibi sloganlar atı- yor, Yeşil Hat'taki banş konseri- ne katılmak amacıyla alandan geçenleri lanetliyordu. Gelen bil- gilere göre baskı artınca polis müdahale etmiş, çıkan çatışma- da dükkânlar yağmalanmış, iki Gecenin sonunda, bir za- manlarberaber gezdikleri, oy- nadıklan, top koşturduklan Taksim sahasmı ayn kapılar- dan terk etmeye haziTİanan birçok insanın gözü yaşlıydı. Bir daha kimbilir ne zaman görüşe- ceklerdi... BM Genel Sekreter Yardımcı- sı Gustave Feissel'la düzenledik- leri ortak basın toplantısında Kut ve Rouvas'a göre banş konser- lerinin Yunanistan'da ve Türki- ye'de tekrarlanması için çalışma- lara başlanacaktı. Konseri uzun bir yoldaki ilk adım olarak değerlendiren iki genç şarkıcmın cesareti, banş yanlılanna moral, onlara da Ab- di tpekçi Banş ve Dostluk Ödü- lü adayhgı getirdi. Focus dergisi 3 sayfa ayırdı 'Köktendincilik Türk turizmini etkilemedi' Çeviri Servisi - Alman Focus dergisi, 17 mayıs tarihli sayısında 3 sayfa ayırdığı Türkiye'yi bu yaz tatil geçirmek için ilk dü- şünülecek ülke olarak gös- terdi. Istanbul'u Avrupa- hlar tarafından en çok gö- rülmek istenen kent olarak niteleyen Focus, köten- dinci hareketin Türkiye turizmini henüz olumsuz etkilemediğini belirtti. Türkiye'ye 1990-94 yü- lan arasında ortalama bir milyon Alman turist gel- diği hatırlatılan 'Işık ve Gölge' başlıkh yazıda, 1996 yılında Türkdye'ye 2 milyonun üzerinde Alman turist geldiği ve 1994 yı- lındaki bombalı terör ey- lemleri sonunda düşen tu- rist sayısının böylece ge- çen yıl içinde 94 öncesi- nin iki katına firladığı ifa- de edildi. Körfez savaşın- da ilk darbeyi, 1994 yı- lındaki PKK saldınlany- la da ikinci darbeyi alan Türk turizminin bu sar- srntılı süreci atlatöğını be- lirten Focus, 1997 yılında Türkiye'ye 2.5 milyon Al- man turistin giriş yapma- suun beklendiğini yazdı. Türkiye'de yükselen köktendincilik sorununun henüz turizmi etkileme- diği belirtilen yazıda, Ege ve Akdeniz kıyılannda bi- le çarşaflı kadınlara her yıl biraz daha fazla rast- landığına dikkat çekildi. "Ancak Türldye arök ne uçuşlar açısından ne de yaşam açısından eskilerin o ucuz tatil beklesi deP" diye not düşen dergi, kı- yılanmız boyunca süren çirkin otel ve tatil köyü inşaatlannı da Türkrye'nin "ajıplan'' olarak göster- di. e-posta : tan (â vol. com. tr DANIŞTAY, YÖRE HALKININ İSTEĞİNİ HAKLI BLXDU Bergama'dan sonra Kaymaz'da da altıncılar yargı kararına yenîldi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Danıştay 6. Dairesi, Bergama'dan sonra Kaymaz'da da yöre halkını hak- lı buldu. Yöre halkı adına dava açan avukat Senih Oza>' altıncılann artık Türkiye'nin hiçbir yerinde bannama- yacağını söylerken. Kaymaz Beledi- ye Başkanı Be>tullah Karabuhıt "Hu- kuk, temiz bir çevrede insanca yaşa- ma hakkuıa sahip çıktı" dedı. Sivrihısar'ın Kaymaz yöresinde sı- yanürle altın çıkarmak isteyen Tüp- rag'a Danıştay "dur" dedi. Tüprag'ın yörede altın çıkarmak için hazıladığı mevzii imar planı. Kaymaz Belediye Meclısi'nce reddedılmiş, Eskışehir Idare Mahkemesi 'ne yaptıklan başvu- ru ise haklı bulunmuştu. Danıştay, Eskişehir Idare Mahkemesi 'nin altın- cılan destekleyen karannı bozdu ve karan postayla taraflara gönderdi. Da- nıştay'a baş\Tiran davacılardan Izmir Çevre Hareketi avukatlan grubundan SenihOzay, karan duyar duymaz yap- tığı açıklamada şunlan söyledi: "Es- kişenir tdare Mahkemesi'nin de üp- kı Bergama'da olduğu gibi alön firma- sı lehindeki karannı Danıştay 6. daire- si bozdu ve postaya verdL ÖnceHav- ran Küçükdere'dedaha sonra Berga- ma Ovacık'ta ve son olarak Eskişehir Sivrihisar Kaymaz'da yabancı altın finnalannın yenilgileri gdstenniştir ki alüncüar Türkiye'nin hiçbir yerin- de bannamayacaklardır. Eğeraltıncı- lann Arrvin ve Gümüşhane gibi ha- yaDeri varsa vazgeçsinler. O yöre in- sanlan da gereken dersi vermeye ha- zmürlar." Kaymaz Belediye Başkanı Beytul- lah Karabuhıt sonucu hukukun zafe- ri olarak yorumladı. Karabulut, şun- lan söyledi: "Tüprag'm getirdiği mev- zii imar planını reddettik. Buna rağ- men idare mahkemesine başMirdu- lar. Kaymaz Beledhesi temyiz davası açü. Hukuk, temiz bir çevrede insan- ca yaşama hakkma sahip çıkti." Almanya'dan uyan Öte yandan Almanya'daki Starn- berg Çe\Te Araştırma Enstitüsü'den Prof. Dr. Lutz Castell, Bergama Be- lediye Başkanı Sefa Taşkm'a yazdığı mektupta, siyanürle altın arama ma- denlerinin çevreye verdigi zararlan içeren bir rapor sundu. Mektubunda. siyanürle altın arama işletmeleri ko- nusunda pek çok deneyimi olduğunu vurgulayan Prof. Castell, Papua Yeni Gine ve Kanada'da siyanürle altın ara- ma çalışmalannı örnek vererek, yarat- tığı sonuçlan belirtti. THY 64 yaşında Türk Hava YoUan'nm (THY) 64. kuruluş yıldönümü İstanbul'da törenlerle kutlandı. Taksim Anıtı'nda dün düzenlenen törende konuşan THY Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkâm Atilla Çelebi, 64 yaşın her ha\avoluna nasip olmadığını belirterek, "Bunu gördük, inşallah 100. yaşım da göreceğiz'' dedL "İstikbal göklerdedir" sözünün arkasında olduklanm haürlatan Çelebi, THY'nin adım dünyamn her yerinde dvrjuracaklannı söyledi. 1933 yılında bir devîet işlermesi olarak kurulan THY, bugün anonim ortaklık olarak modem teknoloji üriinü uçaklardan oluşan Avrupa'nın en genç filosuna sahip. THY. üstün servis arilayışı ile de dünyamn en iyi havayolu şirketleri arasında gösteriliyor. (Fotoğraf: KADER TUGLA) SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 1997'ye mi Kalmalıydı?. Hiç unutulmamak lâzım: Moskova'ya öğretime giden Nâzım Hikmet, on dokuz yaşındaydı: Istanbul'dan 'Anadolu'ya intikal etmiş bir 'Ke- malist't\; o yıllarda yazdığı şiirler, 'Hececiler'in ha- vasındadır; 7nefc>o/ı/'(1920)şiirinden, birkıt'aoku- yalım mı?: "İki arkadaş tuttuk dağlara giden yo- lu / öyle yükselmişiz ki, sahilde Inebolu / ince sokaklanyla ufaldıkça ufaldı / minareler bir çiz- gi, camiler nokta kaldı" (Nâzım Hikmet / Şiirler. Cilt I. s. 46 / Narodna Prosveta, Sofya 1967) Oysa 1926'da yazacağı 'Sanat Telâkkisi', onun da içine katıldığı yeni şiir galaksisinin, şiir idrâkini yansıtır: "Bazen ben de gönül ahlanmı / çeke- rim birer birer / kan kırmızı yakırt bir tesbih gi- bi / ve bu kızıl pınltılı tesbihin ipi / sırma saç tellerindendir / Fakat / benim / şiirime ilham ve- ren perimin? omuzlannda açılan kanat / asma köprülerimin / demir putrellerindendir / Dinle- nir / Dinlenmez değil / bülbülün güle karşı fer- yatlan / fakat asıl / benim anladığım dil / bakır, demir, tahta, kemik ve kirişlerle çalınan / Bet- hoven'in sonatlan... ve ilh" (aynı eser, s. 13 d). Nail V., aynı kan grubundan olan şair, '1+1-Bir'de yayımladığı 'Yeni Sanatın Akını' şiirini, aynı do ma- jör gamda yazılmış mısralarla bitirmiyor mu: "...mor bir patlıcan gibi çürük omuzlanna basarak ka- nmızın / atladık terli sırüanna / Şaha kalkan at- lanmızın / "Haydaaaa! / ok yayda. / haaayyda! / kanşıyor at sesleri, at nağralanna / açık ağız- lar, benziyor ateş saçan ejder mağaralanna!." Ercüment Behzat, aynı dönemin şairi, 'S.O.S' adlı kitabının (1931) ilk şiirine şöyle girer: "Uzay- da uykunun uykusu / fnn / Cinn / Açılır / sağı / karanlıklann ağzı / Esir / katiannda sesler / elektriklenir / Çarpar / radyo antenlerinde ar- zın nabzı". Örnekler çoğaltılabilir, sonuç değişmez: 1930'lu yıllarda, Avrupa'nın üzerinde yeni bir şiir galaksi- si oluşuyor: Türkiye'de de bu galaksinin 'yıldızla- n' vardır da, acaba neden, onlara ve onlann getir- diği dünya ve şiir anlayışına dair etraflı araştırma- lar, kapsamlı incelemeler yoktur? Şair Nail V.'nin yeniden gündeme gelmesi, 1997'ye mi kalmalıydı? 'Klâsik nazmın çözülüşü1 /~\ başlık acaba hangi edebiyat tarihi kitabında- V ^ dır? Agâh Sırn bey'inkinde mi, yoksa Isma- il Habib bey'inkinde mi? Doğrusu, unutmuşum: unutamadığım, şiirimizde Tanzimat'la başlayan 'başkalaşma'sürecini ifadeedişşekli: "KlâsikNaz- mın Çözülüşü!" Tanzimat, yeni bir edebiyat dö- neminin başı sayılmıştır, gerçekte, Batı (daha çok Fransız) edebiyatını taklit dönemi başlıyordu: Ede- biyat-ı Cedide'nin, Fecr-i Âti'nin hatta Yedi Meşa- leciler'in Bat'lı 'muadilleri' kolaylıkla bulunabilir, Os- manlı'nın 'asriliği', gerçekte, kültürdesömürgeleş- me anlamını taşıyor. Yalnız Osmanlı için mi böyle bu, yooo, XIX. yüz- yıl 'Sistem'in bütün gezegeni, ekonomik düzey- de olduğu kadar, kültürel düzeyde de 'küreselleş- tirdiği' bir yüzyıl: Japonlar, Çinliler, Ruslar, Hintli- ler, bu arada Osmanlılar ve Iranlılar da, bu 'sömür- geleşmeden' nasiplerini alıyorlar. Ruslar, belki de ulusal burjuvazisi en gelişmişi olduğu için, dayatı- lan bu kültür baskısından en 'ulusal' edebiyat sen- tezini çıkarabilmişler: Herzen, Dobroluyibof, he- le Çernişevskiy ve Plekhanof, neresinden bakıl- sa, bilahare Bat edebıyatçılannı etkileyebilecek çap- taki fikir adamlanydı. Etkilemişlerdir de! Buna rağmen, 1917 devrimi sonrasında 'devrim- cişiir' o sentez içinden yuğrulmamış, tam tersine, o yıllarda Bati'da yaşanmakta olan 'klâsik nazmın çözülmesi 'nden yararlanmıştır. Çoğumuz bayrak- tarlığını Mayakovskiy'in yaptığı 'konstrüktivist' toplumcu gerçekçi şiiri, bolşevikliğin özbeöz şiir sen- tezi sanır. Öyle değildir! O yıllarda isviçre'de Da- daist, Fransa'da Sürrealist, Italya'da Fütürist şiir fırtınalan yaşanıyordu; bu hareketlerin önde gelen şairterinde, şiirin algılanışı, yazış tarzı incelenirse görülür ki, Mayakovskiy şiirleriyle ötekilerin, çar- pıcı benzerlikleri vardır: Yanhş hatırlamıyorsam, Sürrealizm üzerindeki çalışmaîarıyta ünlü Mauri- ce Nadeau, Mayakovskiy'in en çok Fütürist Ma- rinetti'den etkilendığini yazmıştı; Fransızcalan kar- şılaştırıldığında, bir benzeriik göze çarpıyor, ama Rusçasında benzeriik farklıymış, bunu banaTrots- kist arkadaşım Mark Apter söylemişti, çünkü Ma- yakovskiy, Rus 'anjz' vezninin 'müsfezâf/'tarzın- da yazıyormuş! Nerede o eleştirmen? Nâzım Hikmet, on dokuz yaşında genç bir 'Ke- malist' olarak Moskova'ya vardığında, işte böyle bir şiir atmosferinin içine düşmüştü: Valâ Nurettin, 'hatıralan'nda (Bu Dünyadan Nâzım Geç- ti), Ekber Babayef ise Nâzım'la ilgili araştırmasın- da (Yaşamı ve Yaprtlanyla Nâzım Hikmet), Nâzım'ın nasıl etkilendiğini anlatır Henüz ondokuz yaşında, Nâzım hassasiyetindeki bir gencin, bence asıl o 'cihanşümûl' fırtınadan, etkilenmemesi garip olur- du! Türk edebiyatı, tamamıyla sanat dışı baskılarla unutturulmuş olan o şiir galaksisini ve yıldızlannı, 'yeniden' keşfedecek 'eleştirmeni' bekliyor. http^/ www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-btlgiyay/yazar/ailhan.htim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear