25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER 'Kolluk Gücü'nün Yanlı Davranışı... Flaş TV olayı Susurluk çetesinden sonra görülen ikinci skandaldır. Kolluğa emir verme durumımda olan yönetsel (idari, mülki) ve yargısal (adli) makamlann çok dikkatli olmalannı, polis ve jandarma amirlerinin de verilen emirlerde anayasal zorunluluklan gözetmesini dileriz. Av. Dr. METİN ŞEKERCİOĞLU B ılindiğı gibı "kolluk" sözcüğü başta polis ve jandarma olmak üzere güvenlik güçlerimizi ıfade eder. Olkemizde kolluk hakkında çok söz söylenmiştir. Bir yandan hukukun üs- tünlüğünü savunup kolluğa karşı saldı- nyı doğal karşılayan düşünce dönem- leri yaşanmış. ancak her zaman için kimden gelirse gelsin polis ve jandar- maya saldınlar karşısmda halk kolluğu sevip kolladığını da göstermiştir. Bugün için >asalanmızın kolluğu sa- vunmasız bıraktığı söylenemez. Tam tersine 12 Mart ve 12 Eylül yasalan kolluğun esasen yeterli korumaya sahip olmasına karşın onu dokunulmaz sa- yan birçok yasa önünde eşitsizlik hü- kümleri getirmiştir. Örneğin silah kul- lanma konusunda smır tanımazlığa va- ran serbestlik (birçok yargısız infaz id- diası bundan çıkmıştır) gibi. Yazımızın başında da açıkladığımız üzere huzuru bozanlara karşı polisin büyük hatalan dahi toplumsal bir hoş- görüye kadar vardınlmıştır. Ancak he- men açıklayalım ki kolluk ku\-vetleri bu ayncalıklannı iyi kullanmaz ve şu- nun bunun, hele hele yetim hakkı yiyen. ilkesiz insanlann (resmi birtakım yük- sek makamlarda da olsa) kaba kuvveti durumuna düşerse, yahut laik cumhu- riyetin ileriye gidişini geriye çeviren gericilere hoşgörü tavn şeklinde sergi- lerse toplumun kendisine olan güveni- ni kaybeder. Kolluğun en büyük gücü hizmet ettiği halkın sevgisi olmalıdır. 'Susurluk çetesi'nde kollukla ilgili bazı önemli kişilerin sorumlu görülme- si, bunlann önemli yerlerde olanlannın mahkemeye gönderilip gerçeğin ortaya çıkanlmasının savsaklanmasında, en büyük zaran devletin güvenlik güçleri görmüştür. Böyle yanhşlar kolluğun yanlı çalış- tığı konusunda kuşkulan arttınr ve in- sanlar kolluğa olan güvenleri yanında ona yardım desteğini çeker. Şurasmı hemen açıklayalım ki kolluk bir güvenlik gücüdür. Yurttaş ve her in- san kolluğa güvendiği kadar o ülkeye değer biçer. Böyle bir güvenlik gücü mensubu, gücünü kullanırken güven- sizlik yaratırsa devleti küçük düşürür. Örneğin "Ben koüuk gücüyüm; ister- sem herkesin bir suçunu bulur. her ya- yını keser, her derneği kapatabilirim" düşüncesi ve bu sakat düşünceye daya- lı kolluk eylemleri güvenlik güçlerimi- zi giderek gözden düşürebilir. Bütün bunlardan ötürü Flaş TV ek- ranlanna yapılan çirkin saldınyı yapan- lann yakalanmaması çok büyük eksik- liktir. Suçlulann korunduğu görüntü- sünden rahatsız olduğumuzu düşünü- yorduk. Biz bunlan düşünmekteyken, ertesi günü çok daha korkunç bir olay gördük: Yargı karan olmadan televizyon kanal- lanndan birisini kolluk basmıştı. Üste- lik yöneticilere atıh suçun niteliği de bi- linmiyordu. Sonradan öğrendiğimize göre yöneticilere atılı suç. yıllardır sü- ren bu kanaldaki yayınlann izin alm- madan sürdürülmesi imiş!.. Telsiz Genel Müdürlüğü, izinsiz sür- dürülen bu yayınlan kesmek için emir vermiş ve bu emir üzerine ilgili genel müdürlük yetkilileri ile polis gidip em- ri yerine getirmiştir. Bu kanaldan yapı- lan bir yayından ötürü TV istasyonuna yapılan saldın ve ertesi günkü bu ka- patma rastlantı imiş!.. Böyle bir durumda Telsiz Genel Mü- dürlüğü'nden verilen bu emrin kolluk- ça ivedilikle yerine getirilmesine ola- nak yoktur. Verilen emir anayasanın gü- vence altına aldığı basm özgürlüğü ile yakından ilgilidir. Böylesine bir emir için öncelikle arama yapılıp kullanılan araçlara el konması gerekir. Yargı ka- ran olmadan ivedilikle arama yapılabil- mesi için CMUK'Un 94, 95,96 ve 97. maddelerindeki koşullann gerçekleş- mesi gerekir. Kaldı ki kolluğun arama yapmasına gerek olmasa ve yasadışı bir olayın önlenmesine yönelik olsa bile emrin o yerin mülki amirinden (valı ya da kaymakam) gelmesi zorunludur. (Bu konuda Kolluğun Yargısal Görevlen Hakkında Kılavuz Ankara 1980 adlı kı- tabımız sayfa 264). Kolluk makamlannın özellikle ana- yasanın güvence altına aldığı özgürlük- lerin kısıtlanması ile ilgili eylem ve ış- lemleri yerine getirirken çokduyarlı ol- ması gerekmektedir. Anayasamız 137. maddesinde. emrin yenne getirilmesi konusunda çok açık seçik kurallar koy- muştur. Bu maddeyi aynen hatırlatmakta ya- rar görüyoruz: "Kamu hizmctlcrinde herfaangi bir sıfat ve suretie çahşmakta olan kimse, üstünden aldığı emri. yö- netmeiik, tüzük, kanun veya anayasa hükümlerine aykın görürse, yerine ge- tirmez ve bu aykınlığı emri verene bü- dirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile vcniierse. emir yerine getiriHr. Bu hakle emri yerine getiren sorumlu olmaz." Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretk yerinegetiritemez; yerine getiren kimsc sorumluluktan kurtulamaz. 1961 Anayasası'nın 125. maddesini 12 Eylül Anayasası dahi aynen benim- seyerek yukandaki hükmü koymuştur. Anayasanın bu emri, kollukça göze- tilip ona göre hareket edilseydi hizme- tin yenne getırilmesınde yanlı davranı- lıp hükümet edenlerden bazılannın ki- şisel işlerine alet olunduğu izlenimi ve- rilmezdi. Anayasalar, yıllann imbiğinden geç- miş kurallardır. Bunun için onlann em- ri her şeyden ve herkesten önce gelir. Nitekim deneyimlerimiz çoğu kez biz- lere göstermiştir kı kamu görevlilerinin vatanseverlik adına yaptıklan eşıtsız davramşla yasa tanımazlıklar ülkeleri bütünleştirmeye değil, bölünme nokta- lanna hatta iç savaşlara sürükleyebili- yor. Bunlan TV kanallannda görüyo- ruz. Özetleyecek olursak ülkemizin sağ- lıklı gelişmesınde devletimizin çetele- reteslimi değil, yüzyıllann imbiğinden geçmiş sağhklı hukuk kurallanna bağ- lılığı en önemli etken olacaktır. Insan haklanna saygılı ulusal bütünlüğümü- zü bu yolda geliştirmemiz. kolluk gö- revlilerinin şu ya da bu kişilerin (dev- lette makam sahibi de olsa) kişisel ar- zulanna göre hareket etmediğini gös- termelerine bağlıdır. Flaş TV olayı Susurluk çetesinden sonra görülen ikinci skandaldır. Kollu- ğa emir verme durumunda olan yönet- sel (idari, mülki) ve yargısal (adli) ma- kamlann çok dikkatli olmalannı, polis ve jandarma amirlerinin de verilen emirlerde anayasal zorunluluklan gö- zetmesini dileriz. Ulusal Aşı Günleri Prof. Dr. AYŞE KAYPMAZ Cerrahpaşa Tip Anabilim Dalı Başkanı B ulaşıcı hasta- şarak ölenlerin üç katına lıklar yüzyıl- ulaştığı bilinmektedir. lar boyu in- 1937'de sülfonamidlerin sanlığın kor- bulunması hastalık etkeni kulu rüyasıy- çeşitli bakterilere karşı, tıb- dı. Çiçek, ve- bı büyük bir başan düzeyine ulaşıcı hasta- lıklar yüzyıl- lar boyu in- sanlığın kor- kulu rüyasıy- dı. Çiçek, ve- ba, kolera, tifiis gibi hasta- lıklar kitlesel ölümlere ne- den olmuştur. 14. yüzyılda dünya nüfusunun beşte biri- nin vebadan öldüğü bilin- mektedir. Endüstriyel geli- şım dönemine kadar Britan- ya'da her yıl 60.000 kişi si- filizden (frengi) ölmekte idi ve 1914 yılındaki ıstatistik- sel verilere göre Britanya'da- ki erkeklerin yüzde 97"si si- fılizli idi. Hemen yakın tari- himizde, Kurtuluş Sava- şı'nda tifusten ölen askerle- nn sayısmın, cephede sava- getirmişse de kısa sürede ba- zı bakterilerin sülfonamid- lere karşı direnç kazandığı görülmüştür. Sir Alesander Fleming'in 1943'tepenisili- ni keşfetmesini, öbür antibi- yotiklenn enfeksiyon ala- nında kullanılması izlemiş- tır. Bulaşıcı hastalıklarla sa- vaşta korunma amaa ile ası- lar, tedavı hekimliğinde ise antibiyotikler ve öbür kemo- terapötik maddeler kullanıl- maktadır. Bir başka deyişle korunma, tedaviden önce Fakültesi Halk Saglıgı gelmektedir. SalgınJann ön- lenmesi, nbbın en büyük za- feridir. Ne organ nakli ne açık kalp ameliyatı ne de özel bir cerrahi operasyon, insanlığa şimdi basit bir şey- miş gibi görünen salgınlann önlenmesi ve bulaşıcı hasta- lıklann denetimi kadar ya- rar sağlamamıştır. Eğer biz aşı uygulayarak bir çocuğu sakat kalmaktan koruyabili- yorsak onun yaşam boyu gü- lüp oynamasını, koşmasını sağlamış oluruz. Aksi halde, sakat kalma durumunda hiç- bir mekanik yardım onun ömür boyu duyacağı acıyı dindiremez. Bu nedenle ko- runma, tedaviden daha önemHdir. Yani konıyucu hekinılik insancıldır, ucuz- dur. Koruyucu önlemler için- de kişiye yönelik çalışmalar- dan bıri de aşılamadır(bağı- şıklama). 1940-1990 arasın- da boğmaca, kızıl, kızamık, tifo, pnömokokal pnoömo- ni, meningokokal menenjit, çocuk felci. difteri, akciğer tüberkülozu gibi hastalıklar bağışıklamayla en alt düze- ye çekilmiştir. Bu düzeyler ülkenin toplumsal koşullan, antibiyotiklerin kullanımı, daha iyi beslenme ve sağlık hizmetlerinden yararlanma olanaklan ile orannh olmuş- tur. Bulaşıcı hastalıklarda aşı- larla kitle bağışıklaması ya- pılabilir. Çiçek bu şekilde eradike (*) edilen ilk ve ha- len tek enfeksiyon hastalığı- dır. Türklerin Orta Asya'dan beri bildikleri aşılama yön- temi ilk kez 1789'da Jenner tarafından yayımlandığı için, Dr. Jenner çiçek aşısını ilk bulan kişi olarak kabul edilir. Yüzyıllar boyu ölüm- lere neden olan bu hastalık. insanlann çaresizlik içeri- sinde, kendilerine ve çocuk- lanna hastalıgın bulaşma- sından korktuklan için, has- ta olan yakmlannı evlerin- den uzak dağlara ya da ma- ğaralara bırakarak. orada öl- melerini beklemelerinin acı- sını yaşamalanna neden ol- muştur. Bağışıklama prog- ramının büyük bir başansı olarak en son çiçek hastalı- ğı26Ekim 1977'de tngilte- re'de, bir laboratuvar kazası sonucu görülmüştür. Dünya Sağlık Orgütü. ge- lişmekte olan ülkelerde, çe- TRT'nin yaymcılar için hazırladığt 1İWîr MEVZUATlna ilgi büyük... Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun hazırladıgı ve 4 ciltten oluşan "TRT MEVZUATI" talep eden ya- yına kuruni ve kuruluşlar için satışa çıkarüdı. TRT MEVZUATlnda; T.C. ANAYASASI, KANUNLAR ve KARARNAME- LER, ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ve TÜZÜK- LER, RADYO ve TELEVİZYON ÜST KURULU'nun YÖNETMELtKLERİ, DİĞER YAYINCILJKLA tiGİLİ YÖNETMELİKLER ve TEBLİĞLER yer alıyor... Özel Radyo ve Televizyon Kuruluşları ile Reklam Ajans- lan tarafından büyük ilgi ve beğeni kazanan ve sınırlı sayıda saüşa sunulan U TRT MEVZUATF'nı alabilmek için, T.IŞ BANKASI BAŞKENT ŞUBESÎ'ndeki 184174 No'lu hesaba 28.750.000.- TL.sı yatınp, Banka Makbuzunu ve isteme adresinizi 0-312 490 93 03 Nolu faksa veya aşağıdaki yazışraa adresine gönderdiginiz takdirde, "TRT MEVZUATI" adresinize faturasıyla birlikte taahhütlü olarak postayla gönderilecektir. "TRT MEVZUATF'nda 1997 yüı içinde yapılacak degişiklikler, ücretsiz olarak adresinize gönderilecektir... BİLGi «^ .AZIŞMA ADRESl TRT GENEL MÜDÜRLÜĞİ) GENEL SEKRETERUK BASIN HALKLA İLİŞKİLER ve PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TRT SİTESİ A BLOK KAT:4 • OR-AN / ANKARA : 0-3T2 490 11 19 0-312 490 10 74 FAX : 0-312 490 93 03 şitli hastalıklara karşı aşı- lanmadıklan için her yıl 5 milyon çocuğun öldüğünü ve 5 milyon çocuğun da sa- kat kaldığını bildinnekte- dir. Aşılama ile önlenebilir hastalıklann eradikasyonu için DSÖ, tüm dünyada programlar yüriitmektedir. Bu programlar kapsamın- da poliomıyelit (çocuk fel- ci), kızamık ve boğmaca hastalıklan yer almaktadır. Bu nedenle 1990 yılında toplanan Dünya Çocuk Zir- vesi'nde 150'nin üzerinde ülke polionun ortadan kal- dınlması konusunda dü- şünce birliğine vanlmıştır. Dünya Sağlık Örgütü, polio eradikasyon prog- ramlan içinde yapılan ça- lışmalarda ülkelen coğrafi durumlanna göre gruplara ayırmıştır. Doğu Akdeniz Bölgesi, Batı Avrupa, Ku- zey Afrika, Güney Afrika, Güneydoğu Asya vb. gibi. Her ülke kendi coğrafi ko- numunu da gözönünde bu- lundurarak, aşılamanın da- ha başanlı olması için emek harcamaktadır. Öme- ğin Endonezya halkı 3000 adada oturmaktadır. Doğal olarak her adaya hizmet gö- türme zorunlulugu vardır ve Endonezya bu zorluğu yenmeye çalışmaktadır. Vi- etnam'da aşılama çalışma- lanna. sağlık görevlilerinin yanı sıra gönüllüler, kamu görevlıleri. yerel hükümet görevlileri, polis ve asker- ICT de katılmışlardır. Bu dü- zenleme birimleri aşılama- dan 1-2 hafta önce ev ev dolaşarak aşılamaya gele- ceklerini önceden haber vermişlerdir. Vietnam'm bu başanlı aşılama çalış- malannı, ne yazık ki kom- şusu Kamboçya gölgele- mektedir. Çünkü Kamboç- ya'da yabani tip poliovirüs- ler denetim altına alınama- makta ve rahatlıkla Viet- nam'a geçen insanlann ba- iırsaklannda taşınmakta- dır. Türkiye de bu aşılama çalışmalannın içindedir. 1995 yıhndaikiturla, 1996 yılında yine iki turla, 1997'de ise şimdilik birin- ci turunu tamamlamış ola- rak çahşmalannı sürdür- mektedir. 1997'nin 2. tur aşı uygulaması ise 28 ma- yıs - 3 haziran tarihleri ara- sında olacaktır. Polio aşılan ile eradikas- yon 1955'te Salk'ın (inak- tiv) ve 1961'de Sabin'in atenüe (canh, patojenitesi azaltılmış) oral aşısı ile başlamıştır. Çocuk felci her yaş grubunda görülebil- mekle birlikte. özellikle 3 yaşın altındaki çocuklarda mevsimlere bağlı olarak sı- cak yaz aylannda görülür. Bulaşma genellikle virüs içeren dışkının sularla ya da yiyeceklerle alınması sonucu oluşur. Nadiren de damlacıkla bulaşabilir. Kitle aşılamalannda Salk aşısının enjeksiyon yolu ile verilmesinin zorol- duğu kabul edilse de 2. ve 3. enjeksiyondan sonra, et- ken virüsün bağırsaklardan sinir sistemine atlamasını engellemesi ve yan etkisi- nın olmaması nedeniyle ilk aşılamanın Salk'la yapıl- ması önerilir. Sabin aşısı 1961 'de kul- lanıma geçmiştir. Özellikle kitle aşılamalannda uygu- lamanın kolay olması ne- deniyle tercih edilir. Aşı ağıza damlatılarak uygula- nır. Burada gözden kaçma- ması gereken ilk durum, 'çocuğun aşıvı tükürmeme- sâ'dir. Aşının çocuğun ağzı- na damlatılmasından sonra hemen ka>Tiatılmış şekerli su, çikolata, şeker parçası verilerek ya da aşı şeker parçasına damlatılarak ço- cuğun aşıyı yutması sağ- lanmalıdır. Çeşme suyun- daki klor. canlı olan aşı vi- rüsünün ölmesine neden olabıleceği için çocukta ba- ğışıklık gelişemez. Bu ne- denle çocuğa o anda klorlu çeşme suyu içirilmemeli- dir. Bebek emzik kullanı- yorsa emziğini vermek ya . da ona hemen bir emzik ar- mağan etmek o günden bir anı olacaktır. Ulkemizde özel sektör aşılamada kul- lanılmak üzere geçen yıl 280 milyar TL. yardım yapmıştır. Bu paranın bi- zim çocuklanmızın sağlı- ğına harcandığını bılmek bizi mutlu etmektedir. Po- lio aşısı ücretsiz olarak ya- pılmaktadır. Bütün çalış- malara emek ve destek ve- ren Dünya Sağlık Orgütü, UNICEF, Sağlık Bakanlı- ğı, tüm özel kuruluşlar, sağlık personeli. gönüllü kuruluşlar ve kişiler. din adamlan ve öğretmenler. yann sağlıklı olarak gör- dükleri herhangi bir çocu- ğun geçmiş yıllarda belki de kendilerinin de yardımı sonucu sağlıklı olduğunu bilmekten mutlu olacaklar- dır. Aynca ana-babalann, hekimlerimizin ve sağlık görevlisi arkadaşlanmızın bu konuda daha duyarh ve kararlı olmalan hem ülke- mizin çocuklan hem de dünya çocuklannın sağlığı- na önemli bir katkıda bulu- nacaktır. Uluslararası insan hare- ketlerinin çok yoğun olma- sı, taşıyıcılarla (portörler- le) çeşitli hastalıklann bir ülkeden öbürüne kolaylık- la geçişini sağlamaktadır. Bu nedenle bütün ülkeler tarafından eradike edilmek istenen bir hastalık söz ko- nusu olduğunda aşı kam- panyalannın desteklenme- si gerekir. Aslında oturmuş, tüm ülkeyı kapsayan ve kayıt sistemleri güvenli bir sağ- lık sisteminde kampanya yöntemli uygulamalara ge- rek duyulmayacaktır. Bu tip sistemler özellikle Ku- zey A\Tupa ülkelerinde uy- gulanmaktadır. Böyle bir sistemin hukuksal temeli bizde 224 sayılı Sağlık Hiz- metlerinin Sosyalleştiril- mesine Dair Yasa'da vardır. Gönlümüz, hem Türki- ye'de hem de dünyanın öbür ülkelerinde insanlann tümünü kapsayan, koruyu- cu ve sağaltıcı (tedavı edi- ci) hizmetlerin birbiriyle uyum içinde bütünleştirile- bildiği bu tur sağlık sistem- lerinin hayata geçirilmesin- den ve aşı günlerine gerek- sinimimizin kalmamasın- dan yanadır. Cy Etkeninyeryüzünden silinmesi, kökünün kazın- ması. PENCERE MHP'nin Dramı!Vaycanına!.. MHP kongresinde "ülkücü komandolar" ortahğı tarumarettiler... MHP'nin içyüzünü sergilediler... Çoğu kışinin ayacıkları, televizyonda sergilenen zorbalığı görünce suya erdi. Zorbalık iki çeşittir: Disiplinli zorbalık.. Başıbozuk zorbalık.. Ülkücü komandolann zorbalığı, Alparslan Tür- keş sağken disiplinli zorbalıkti; emrü kumanda zin- cirinde "talimat"\a yapılıyordu. Başbuğ ölünce, iş başıbozuk zorbalığa dönüştü. • "Ülkü" güzel sözcüktür, "îdeal" anlamına gelir; ama kötüye kullanıldı. "Ülkücü mafya"mız bile var. Hiç mafya ülkücü olur mu?.. Ülkücü öğretmen olur.. Ülkücü hemşire olur.. Ülkücü hekim olur.. Eli silahlı, başı külahlı zorbanın kimliği, hiçbir za- man ülkücülükle bağdaşamaz. • Ülkücü lafı ne zaman çıktı? Sözüm ona "devlet büyüklerimiz" 1968 öğrenci olayları karşısmda şaşırıp kalmışlardı. Üniversitede solculuk akımlan gelişiyor, kimi gençler sosyalizm bayrağını yükseltıyorlardı. Neyapmalıydı?.. Çare bulundu: "It kurda kırdınlacak"t\. Kurt kimdi?.. Türkeş'in ülkücüleri!.. MHP'nin genç kuşağına zorbalık yöntemi meşru devlet eliyle aşılanmıştı; polis ülkücü gençlerin ar- kasındaydı; şiddet göreneği oradan başlıyor. Ama bugün kurt kurdu kırmaya yöneldi. Neden?.. • Başbuğ'dan sonra taht kavgası. post kavgası, koltuk kavgası için mi?.. Elbet işin içinde onlar da var; ama yaşananlann anlamını kavramak için yetmiyor. Gerçekte MHP'nin ulaşttğı yerde büyümesi ge- rekıyordu. Çünkü Sovyetler yıkılmıştı, Orta Asya elle tutula- cak kadar Anadolu'ya yaklaşmıştı. PKK'nin ortaya çıkışı, şoven milliyetçiliği Anado- lu'da körüklüyordu. MHP'nin yelkenlerini şişirecek rüzgârlar eserken bu gemi neden yalpalıyor?.. • ' Çünkü: 1) MHP'nin işlevi, geçmişte "komünizmle müca- de/e"ye bağlanmıştı; Sovyetler dağılınca "düşman" ortalıktan silındı. 2) Orta Asya'da Türk devletlerinin bağımsızlıkla- nna kavuşmalan düşsel "Turan" ülküsünü bitirdi. 3) PKK'ye karşı savaşı Silahlı Kuvvetler başarıy- la yürütünce, bu "düşman" da ikinci plana düştü. 4) Şeriatçılık yükselince, MHP'nin aşılandığı "Türk-lslam Sentezi" fosladı. 5) Laik, demokrat ve sosyal Türkiye Cumhuriye- ti ülküsü, her şeyden daha ağır basmaya başladı. Peki, geriye ne kaldı?.. MHP'nin elinde, eskıden beri alıştığı "şiddet"yön- temi kaldı, ki şımdi birbirlerine karşı zor kullanıyor- lar. MHP'yeyeni bir ideoloji gerekli!.. 'Sinema bir şenliktir' demişti ONAT KUTLAR ONAT KUTLAR SAHNESİ'nin yapımını üstlenen Gaziantep Büyükşehir Belediye Bşk. Sn. CELAL DOĞAlVa, Şahinbey Belediye Bşk. Sn. YAŞAR AĞYÜZ'e, etkinlikleri düzenleyen kültür adamlanna. değerli yazar ve müzisyenlere \e tüm ONAT dostlanna şükranlarımızı sunanz. MELİR4 KLTL4R VEFAT Elektrik Mühendislen Odası İstanbul Şubesı eski Yönetim Kunılu üyelennden Savm Erdinç YENİDOĞAN'ın kardeşi Saym Dr. Ayten YENİDOĞAIN'ı kaybetmenın üzüntusu ıçindeyız. Cenazesi 21 Mayıs 1997 Çanjamba (bugün) Şışlı Camıı'nde kılınacak öğle naraazını möteakıp Zincırlikuyu Mezarhğında toprağa venlecektır Ailesine ve tüm arkadaş. dost ve yakınlanna başsağlıgı dıler. acılannı paylaşınz. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI tSTAlVBUL ŞIBESİ VEFAT Çok sevgili varlığımız Dr.AYTEN YENİDOĞAN'ı 19.5.1997 tarıhınde kaybenik. Cenazesi 21.51997 Çarşamba günü (bugün) öğle namazını müteakip Şışlı Camıi"nde kılınacak cenaze namazından sonra Zincirlıkuyu Mezarlı|ı'nda toprağa venlecektır. AİLESİ SATILDC KOOP. fflSSESI Izmir Egekoop / Bahçekent'teki dubleks villa hakkımı devrediyorum. Tel: 0212 -512 05 05/496 BEYOGLLI 3. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997'237 Mahkememizin 1997,237 esas, 1997/278 karar ve 6.5.1997 tanhlı karan ile: tnebolu, Yuvacık Köyü. cilt no: 083/01. ASN: 21. S: 18'de nüfusa kayıtlı Mustafa oğlu. Hüseyin Şener vesayet altına alınarak kendisine kardeşi Mehmet Şener vası olarak tavın edılmıştır. tlan olunur. Basın:21042 Nüfus cüzdanlanmızı kaybettik, hükümsüzdür. EMtNEGEDlK, YAVUZ CEDİK. YAStN GEDİK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear