29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29NİSAN1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kutlu Doğum Haftasi'nın açılışına Çiller besmeleyle başladı, Erbakan Darvvin teorisine gönderme yaptı 'Insanın atası maymun olamaz'. ANKARA(Cumhuriy«tBürosu)-Baş- bakan Necmettin Erbakan, Hazretı Mu- hunmed'in doğumu nedeniyle düzenle- nen "Kutlu Doğum Haftası"nın açıhşın- da, Danvin'in e\Tİm teorisine gönderme- - de'bulunarak. "insanın atasının maymun • olamayacağınr savundu. DYP Genel Başkanı. TansuÇilkr, u Besmele''ylebaş- ladığı konuşmasını "Allah'ınselamıbept- - nirin üzerine olsun" diye bitırdi. Çiller. dinsel temalar üzerine ördüğü konuşma- sında, din ile bilimin bağdaşmadığına iliş- kin görûşün lslam dikkate alındığında yanlış olduğunu söyledi. Kutlu Doğum Haftası, dün Başbakan Erbakan, Başbakan Yardımcısı Çiller, ba- - zı bakanlar ile milletvekillerinin de katıl- dığı toplantıyla Kocatepe Camisi konfe- rans salonunda başladı. Toplantının açılt- şmda konuşan Erbakan, peygamberin bü- tün "âlemlererahınet'' olarak gönderildi- ğini söyleyerek, "Allah hepinize peygam- berin sevgisini hasletsin. Hepinizi onunla cennette komşu yapsın" dedi. Genler üzerinde çalışma yapan bazı bi- lim adamlannm buğday. kedi ve insanın " üremesini incelediklenni kaydeden Erba- kan, bitkilerin kromozomlannda tek bo- ğum, hayvanlarda iki boğum, insanlarda da 3 boğum bulunduğunu saptadıklanni öne sürdü. Erbakan, insanlardaki 3. bogu- tnun "insan soyunun hayvandan geieme- yeceğiniT 'ortaya koyduğunu iddıa ederek, "Bunlar da gösteriyor kL may mundan in- san olmaz. Maymun bir hayvandır. İnsan Bilim adamlari: İnsanla şetnpanze arasındaki fark yüzde 2 'Erbakan 'ın biyoloji bilgisisıfir' İstanbul Haber Servisi - Başbakan Necmetön Erbakan" ın "İnsan may- mnnnesHndengetnıişülaınaz"görüşü- nüdeğerlendirenbilimadamlan, "Er- bakan üzüntûsündeısrar edersebirso- lucandan ya da bir mikroptan geldiği de kanıttanabîlir, o yfizden fazia kur- calamasın" dediler. Eski tstanbu] Oni- versitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Bara, insanlann yûzde 98 oranında şempanzelerle ayni genleri taşıdığını vurgulayarak "Bu konudaki araşbnnalarda hangigenin hangiişe bakOgıincetenir.Şempanzeveinsanda- kigcnkrin>r imk98< iaynıiştevigörûr- ter. Aradaki fark sadece yfizde 2'dir" diye konuştu. Prof. Bara, "Erbakan üzüntüsünde ısrar ederse bir soiucan- dan ya da bir mikroptan getdiği de ka- nıtianabilir. o yüzden bu konuyu fazia knrcalamaması gerekir" dedi. Erba- kan'ın beyamru hayretle karşıladığını belirten lU Fen Fakültesi Biyoloji Bö- lümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yener Okatan da şu görüşleri savundu' u Er- bakan'ın biyoloji tahsü edip ernrediği- ni bflmiyorum. Ancak bitki kromozo- munda bir boğum, hayvanlann kro- mozomunda iki boğum, insanlann kromozomunda ise 3 boğum bulundu- ğunu beyan ettiyse ve bununla insanın maymundan geüp gelmeyeceğine ka- rar vermeye kalkışıyorsa Sayın Erba- kan'm biyolji hakkmdaki bügisinin s*- nr olduğunu söyleyebilirim. Eğer böy- iebir beyandabulunmuşsa bunu birso- rumsuzhık anıö olarak ülkenin herta- rafina dikınelisüüz. Bufcşitaröşmak, biyoiojiyi bilmeyeniere mi kakh." konuşan, gülen hayvandır' diyorlar. Bu yeterli değOdir. Bazen maymunlar da gü- İüyor" diye konuştu. 3. boğumda insana ilışkın 4 temel özellik bulunduğunu öne sûren Erbakan. Allah tarafindan yetenek olarak verildiğini savundugu bu özelliği şöyle anlattı: "Doğruyu-yanlışı ayırabü- mesi; iyiyi-kötüyü ayırabilmesL adaleti- zulmü ayırabUmesi; yarariı ve zararuyı ayırabümesi.'" Erbakan, Islamın kutsal kitabı Kuranı Kenm'i pusulaya benzeterek aklın bazen yetemeyebileceğıni, insanlann yaşamlan- nı anlamlandırabılmek ıçin dine de ihtıyaç duyabileceklerinı savundu. Erbakan, *Ak- la dayanarak saadeti bulanileceklerini sa- nanlartemelden \anüırlar"dedi. Erbakan, Matta lncil'ınde Hıristıyanlann peygam- beri Hazreti tsa'nın kendisinden sonra Hazreti Muhammed'ın geleceğıni söyle- diğini öne sürerken, peygamberin yaşadı- ğı dönem ıçınde "hukuk, ekonomi ve bi- Bm"idûzenlediğinibehrtti. Peygamberin bütün insanlann mutluluğunun öncüsü; Islamın da çağdaşlık olduğunu söyleyen Erbakan, partisinın programını çağnştıran bir söylemle "İslam adil birdüzen demek- tir" dedi. Tansu Çiller, genel uygulama- lannın dışına çıkarak konuşmasına "Bes- mete* çekerek başladı. Dinsel vurgulan öne çıkaran Çiller. metafıziği gözardı et- menin insanı "materyaiist'1 yapacağını söyledi. "Din ile ilimin bağdaşmasının mümkün olmadığı görüşü İslam dikkate alındığında tamamen yankşur" görüşünü dile getiren Çiller, Türkiye Çumhunye- ti'nin kurucusu Atatürk'ün İslama ilişkin görüşlerini okuriu. Çiller, manevi buna- lımdan çıkış için peygamben iyi tanıma ve tanıtmanın ihtiyaç ve zorunluluk oldu- ğunu söyledi. Çiller. örtülü de olsa din sömürüsü ya- pılmaması gerektiği uyansında bulunur- ken. "Gûnümüzün imanını > e inananlan- nı, örtülü şirk ve örtülü İslam düşmanlığı- nın. din tüccarlannm saldınlanndan ko- ruyacak en emin sığınak peygamberimi- zin kişiliği ve yaşamHÜr. İnananlara Müs- lümanlık kisvesi albnda musallatolan şir- Id teşhir etmek istiyorsanız, Allah Resu- lu'nün ahlak ve üslubuyla test ediniz" di- ye konuştu. Çiller. gazetecılere dağıtılan konuşma metnınde yer alan ve peygam- berden "şefaat" ısteyen sözleri konuşma- sında söylemedı. Toplantıya katılan Diya- net'ten sorumlu Devlet Bakanı NevzatEr- can, peygamben örnek almanın dini bir gorev olduğunu belırtti. Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri \ dmaz, Kuranı Kerimın "mezarlık kitabı" halıne geti- nlmesıni eleştırdı. Toplantı öncesı DYP Genel Sekreten Nurhan Tekinel. Erba- kan'ın korumalanyla kavga etti. Tekinel, Erbakan'ın salona girişi sırasında kendi- sinin de aralannda bulunduğu kalabalığı itmeye başlayan korumalara karşı koydu. Korumalann Tekinel'e sert davTanmayı sürdürmeleri üzerine Tekinel. koruma polisine "Serseri heriT" diye bağırdı. Bunun ardından Tekinel, koruma polisine yumruk attı. Nakit ICredi Bilgisayar, buzdolabı, eşya, diiğün hazırlığı, tatil... Her ttirlü ihtiyacınız için 5OO milyona kadar Nakit Kredi... Şubelerimize gelin İNTERAKTİF ya da talimatınız varsa İnteraktif Telefon'u arayın, başvurunuzu yapın, lcredinizi alın. BANKACILIK TÜRKİYE IŞ BANKASI Adana Anhara Antalya Bursa İsttznbul İzmir Muğla (O322) 359 O2 O2 <O312) 287 O2 O2 (0242) 248 02 02 (O224) 224 02 02 (O2/2) 512 02 02 (O2I6) 345 02 02 (O232) 441 02 O2 (O2S2) 214 02 O2 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laik Devlet Doğrusu aynı şeyleri defalarca ve defalarca yaz- maktan bunaldığım için, bugüne bir başka yazı ha- zırlamıştım. Bu yazım şöyle başlıyordu: "Siyasal yaşamın böylesine seviyesizleştiği bir başka dö- nem anımsamıyonım. Inanılmaz pişkinlikteki bir siyasetçı kadrosu, ülkeyi koşaradım demokrasi dı- şıyollara itiyorlar. 'Kanundan kaçma'y; birmarifet sanan ve bu yolu sürekli olarak kullanan kimi siya- setçileri gördüğüm zaman, inanın midem bulanı- yor. Bu insanlara sevecen bir biçimde yaklaşma ve hoşgörülü olma konusundaki çabalanmı sür- dürmem gitgide zorlaşıyor. Işte bu nedenlerte bugün Türkiye 'nin güncel so- runlannın bir ölçüde dışına çıkarak yeni öğrendi- ğim bir kavram üzerinde durmak istiyorum." Ama dayanamadım. Zaten güncelin dışındaki o yazımı, bir başka gün yayımlamak üzere, gene güncel so- runlara dönüyorum. MGK'nin toplantısı ve bu toplantı sonrasında ya- yımlanan bildiri, benim için sürpriz olmadı. Sayın Erbakan'ın 8 yıllık kesintisiz eğitim projesinin altı- na ımzasını atacağından emindim. Zira bunlar ik- tidardan gitmemek için ne mümkünse yaparlar. Toplantı gününe kadar sözde direnmeleri, seç- menlerine "Çaresiz kaldık"mesajını verebilmek içindi. Bilmiyorum. Refah seçmenlerinden ne ka- dan bu numarayı yutar. Bir de Refah Meclis Gru- bu içinde, samimi olarak "Islamiyet mücadelesi" yaptıklannı sanan insanlar var ki, onlann durumu hepten "yürekleracısı"... Bu insanlar, "başkumandanlan" {}), "MücahitEr- bakan'ın" yaptıklanna bir türlü akıl erdiremıyorlar. Tam Israil ile kurulan sıcak ilişkilerı içlerine sindire- cekler, şeriatçı subaylann ordudan atılması günde- me geliyor. Bir bakıyorlar, altında Hoca'nın imza- sı... Tam bunu içlerine sindirecekler, bakıyorlar (ken- dilerince) Hıristiyan bayramı olan "yeni yıl" tatili beş güne çıkarılmış. Hocalan da çoluğunu çocu- ğunu toplamış Antalya'da bir otelin kral dairesin- de tatile gidiyor... Sonra da "mazlum edebıyatı" dinliyorlar. Buna benzer iddiaları çoğaltmak müm- kün, ama bugünkü konum o değil. Zaten bu ko- nulan dönüp dönüp yazıyoruz. Kimi arkadaşlanm, MGK'nin kararlarına böyle "sahip çıkmamızı", demokrat olmakla bağdaştıra- mıyorlar. "Sizne biçim demokratsınız?" diye eleş- tiriyorlar. Bu konuda yazdığım başka yazılarda da değinmekten kendimi alamamıştım. Milli ırade üze- rindeki böylesine bir güç, beni zaman zaman ra- hatsız etmiyor değil. MGK'nin anayasal bir kurum olması da teselli olmuyor. Zaten bu anayasa, "be- nim anayasam" değil. Karşı olduğum ve karşı oy kullandığım bir anayasanın hükümlerine sarılmak, fazia dürüst bir hareket gibi gelmiyor. Fakat bir de işin öbür yanı var. Yüzde 20 civa- nnda bir oy desteğine sahip olanlann "ıstedikleri gibi at koşturmalan", demokratik bir tavır mı? Dış politika vb. gibi "devlet politikası" uygulanması gereken konularda, canlarının istediğı değişiklik- leri yapmak istemelerı, çok mu demokratik? Ken- dileri demokrat olmayan ve demokratik olmayan uygulamalan gündeme getirmekten hiç çekinme- yen insanlann, karşısındakilere "demokrat olma- ma" eleştirisini getirmeye hiç hakları olabilir mi? Hangi mantık bunu kabul eder? Laik devletimize, çağdaş yaşam tarzımıza karşı çıkanlar demokrasi mi istiyor? Hayır. Onlann iste- diği, demokrasinin kurallan içinde güçlenmek ve "İslam şeriatı" diye yutturmayı umut ettikleri tota- liter bir yönetimi işbaşına getirmek. Ve bizden de bu oyunu demokrasi adına engellemememizi ta- lep ediyoriar. Bunun zeminini hazırtarken en ince ayrıntılara kadar eğiliyoriar. Örneğin, "Demokrasi için laıklik şart değildir" görüşünü egemen kılmaya çabalıyor- îar. Bunun aksini binlerce kez yazdım, örnekler ver- dim. Hatta bir ara, bunu kendime iş edinmiştim. A- ma kım yaza, kim okuya... "8u konuda örnek veremezsiniz" diye yazdığım zaman da ingiltere'yi örnek veriyoriar. Ingiltere la- ik olmadığı halde demokratmış. Insaf yahu! Ingil- tere'nin laik olmadığını söyleyene kargalar bile gü- ler. Laiklik, birtoplumda "yönetenlerin", buyetkile- rini "din dış/" bir kaynaktan elde etmeleri ve yöne- timin ilkelerini belirlerken "kutsal metınler" dışın- da referanslara bakmaları demektir. Ve maalesef her laik devletin demokrasi olmamasına karşın, her demokrasi laik olmak zorundadır. Zaten aynı tarihsel koşullarsonucunda, birlikte ortaya çıkmış- lardır. Birbirinden ayıramazsınız. İngiltere'yi kim yönetiyor? Kral ya da kraliçe mi, yoksa Avam Kamarası dediğimiz ve halkın oyla- nyla belirtenen meclis mi? Bugün, gerek Lordlar Kamarası'nın, gerek Buc- kingham Sarayı'nın yönetim üzerine hiçbır etkisi yoktur. Sadece müzelik bir değer taşırlar ve turis- tik işlevlerinin dışında hiçbir işlevleri kalmamıştır. Bizim mehter takımı neyse, kraliçenin siyasal de- ğeri o kadardır. Fakat bizim muhteremler (!) Ingiltere örneğinden bir türlü vazgeçmiyorlar. Hele dünya üzerindeki yaklaşık50 Müslüman ülkeden, daha doğrusu hal- kının çoğunluğu Müslüman olan ülkeden hiçbirin- de laik olmadan "kör topal da olsa" demokrasiyi uygulayan bir örnek veremiyorlar. Nasıl verecek- ler? Türk halkının Müslümanlığı, "sentez" bir Müslü- manlıktır. Sevgiye dayanır. Aydın kafayla çelişmez ve çatışmaz. Yüzyılların birikiminin ve deneyimle- rinin getirdiği bir Islamiyet yorumudur bu. Bugün Türkiye'nin çağdaş ve laik düzenine sal- dıranlar, ülkemize "ithal bir Müslümanlığı" ege- men kılmak istemektedirler. Buna herkesten önce bu halk rıza göstermez. Zaten nza göstermediği, seçim sandıklannda da görülmektedir. Fakat ufak bir azınlık, demokrasinin kurallarını kullanarak, bu ithal Müslümanlığın zeminini hazır- lamak ve daha sonra bunu zorla egemen kılmak için çabalarsa bu oyunu bozmak için, demokrasi- nin kurallan da biraz zorlanabılir. Kimse aptal değildir. ERENKÖY GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÎLAN Gümrüğümüzce Necati Şahbaş adına işlem gören 886- sayılı 31.10.1991 tarihli tahakkuk kâğıdından aranılan 22.745.000 TL gelir eksiklıkleri mükellefi- nin mevcut adresine yapılan tebligatlanmız adreste bulunmaması nedeniyle iade edılmiştir. Yukanda belirtilen amme alacaidanmn ek tahak- kuk yerine kaim olmak üzere ilanen teblığ olunur. Basın: 17533
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear