22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 NİSAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER uyr çağrısı • ANKARA (AA) - tnsan haklan ve demokratikleşme konusunda incelemeler yapmak ûzere Türkiye'ye geîen Alman heyet, Türkiye'nin uluslararası antlaşmalara uymadığının görüldüğünü belirterek, Kûrtlere azınlık statûsü verilmesini ve işkencenin sona ermesinı istedi. DP Genel Merkezi'nde dûzenlenen toplantıda konuşan Kuzey Ren Westfalya Eyaleti eski Içişleri Bakanı Dr. Herbert Schnoor, Türkiye'de işkencenin varlığından uzun süredir haberdar olduklannı, ancak kendilerine işkencenin deviet tarafından sistematik olarak gerçekleştirildiğinin söylendiğini belirterek bu konuyu Federal Almanya kamuoyunun gûndemine getireceklerini kaydetti. TtSK'ten eşel mobile tepki • ANKARA (AA)- Türkiye tşveren Sendikalan Konfederasyonu (TtSK). eşel-mobil uygulamasına karşı çıkarak, bunun. ekonomide ve istihdamda büyük tahribata neden olacağını bildirdi. TtSK tarafından yapılan açıklamada, eşel-mobilin Türkiye'de devrim olarak lanse edilmesinin büyûk hata olduğu belirtilerek, enflasyonu körûkleyeceği, enflasyonla mücadeleyi olanaksız kılacağı kaydedildi. Açıklamada, ücret artışiannın merkezi yöntemlerle belirlenmesinin ekonomik gelişmeyi önlediğıne de dikkat çekildi. AtatüPk büstüne saldırı • BURSA (AA) - Bursa'nın merkez Nilöfer ilçesinde, bir ilkokulun bahçesindeki Atatürk büstü. kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce kınldı. Dün sabah. Ertuğrul llkokulu'na gelen Okul Müdûrü Ali ûzmen'in, bahçedeki Atatürk bûstünûn kaidenin üzerinde olmadığını fark etmesi üzerine ortaya çıkan olay hakkında soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. KTÜK'ten 3 yılda 308ceza • ANKARA (AA) - Radyo ve televizyonlann kuruluş ve yayınlannı düzenleyen yasanın yürürlüğe girişinden bu yana geçen üç yılda radyo ve televizyon kuruluşlannın aldıgı cezalann sayısı 308'e yükseldi. RTÜK, radyo ve televizyon kuruluşlanna bugüne kadar 61 yayın durdurma, 247 de uyan cezası verdi. Bu sürede yayın kuruluşlan, en çok cevap ve düzeltme hakkı ile yayın ilkelerine uymadıklan gerekçesıyle ceza aldılar. CHP'ye Ingiliz modeli • ANKARA (ANKA)- CHP, Ingıltere'de mayıs ayı başında yapılacak seçimlerde Ingiliz Işçi Partisi'nin seçim kampanyasını izlemek ûzere Genel Sekreter Adnan Keskin başkanlığındaki bir heyeti bu ülkeye gönderiyor. Ingiliz Işçi Partisi'nden bir brifing de alacak olan heyet, fşçi Partisi lideri Tony Blair ile görüşmeyi umduklannı kaydettiler. Ingiliz seçım sistemini inceleyecek olan heyette Keskin'in yanı sıra Istanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Ercan Karakaş ve Algan Hacaloğlu da bulunuyor. Türk-İş'ten borç arastınması • ANKARA (AA)- Türkiye'de kişi başına, bin 827 dolar borç düştüğü bildirildi. Türk-Iş araştırma uzmanlannın çalışmasına göre 1980'liyıllann sonunda 41.9 trilyon lira düzeyinde olan iç borç stoku 1993'te 357.3 trilyon, 1994'te 799.3 trilyon, 1995'te 1 katrilyon361 triiyon, 1996 yilı sonunda ise 3 katrilyon 149 trilyon liraya ulaştı. Dış borçlann ise 1991-1996 yıllan arasında 50 milyar dolardan 75.7 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekilen Türk-tş araştırmasında, aynı dönemde 20.4 milyar dolar faiz ödemesı yapıldı. Erez ve Aktuna'dan sonra Zeybek de RP'nin dinci politikasına isyan etti 'Erbakan dini sömürüyor' HÜLYA KARABAĞLI ANKARA-Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) nisan ayı toplantısına doğru DYP'li kabüıe üyeleri Yahm Erez ve Y^ dınm Aktuna seslerini yükseltirken, mu- hafazakâr kanatta yer alan Deviet Bakanı Namık Kemal Zeybek de isyan etti. Baş- bakan Necmettin Erbakan'ı. "10 kişi bir adamın aptesi, asunaa için paravan olur mu? Padişahlann bfle bir tane görevtfleri vanü. De\ let parasıyla hac olmaz; din istis- man, sömürüsü" sözleriyle doğrudan he- def alan Zeybek, MGK. kararlanna direnil- memesi konusunda uyanda bulunurken "Hükümetin devaımnın Türkiye için za- rarlı olduğu noktasına ulaştrsam gereğiııi hemen \apanm" dedı. Yahm Erez ve Yıldınm Aktuna'dan ay- n hareket eden Deviet Bakanı Namık Kİe- mal Zeybek, MGK'nin asker kanadının uyansına karşın radikal çıkışlanyla ger- ginliği tıımandıran RP'yi kabine toplantı- lan dışında ilk kez uyardı. Hükümet orta- ğı RP 'nin içinde banş ortamından rahatsız- lık duyarak gerilimi tırmandıran aşın bir grup bulunduğuna işaret eden Zeybek, "Bunlar, din simsarian ve dini din obnak- tao çıkanp ideolojik ve siyasi program ha- Mne getirenler. Bir bakryorsunuz ki olmaya- cak şey söylüyorlar. 10 kişi bir adamın ap- tes alması, namaz kümas için, çoraplaruu giyroesi için paravan ohır mu? Bu padişan- hkmTdedi. 'Padişahgibf Osmanlı padişablanna bile bu iş için bir tek kişinin hizmet ettiğini söyleyen Zey- bek, RP'nin bu görüntüsünün Mûslûman- lık anlayışıyla bağdaşmadığını kaydede- rek sözlerini şöyle sürdürdü: "Diğerfiderierinyokdenflmcede Onlar da namaza başlasın, onlann da olsun' di- ye sınöbyor. Bunda samimiyet var mı? Din istisman. Yani basit bir dini gerektiKk olan aptes almak için bir adam kendisine 10 ta- ne sakallı adam tutuyorsa bu dine zarar ve- riıf Atatürk Tûrkiyesi'nin, din ve politika- yı birbirine kanştırmayan rejiminin kesin çizgiyle belirlendiğini, bu yönde de gidil- meye devam edileceğini kaydeden Zey- bek, dındekı tehlikeli gelişmenin temelın- de Arap ideologlann faaliyetlerinin yattı- ğını söyledi. Zeybek, "Türldye'ye birta- knn Arap ideologlann vasıtasryta Müslü- man Tfirk miDetinin anlayişına aylan ide- olojik birtakım tasaJlutiar oldu. Bunlar za- man içinde yayguılaştL Bu Arap asılh ide- oioglarm ortaya koyduğu Müslümanhk, di- nin kkoioji haiine getirümesi esasına daya- nryor" diye konuştu. Deviet Bakanı Zey- bek, bu anlayışın imam-hatip okullanna kadar uzandığını kaydederek Atatürk dü- şûncesine bağlı insanlaryetiştirildiğini sa- vunduğu imam-hatip okullarınm dışandan yönetilen bu ideolojik ve siyasi saldın kar- şısında dirençsizlik gösterdiğini belirtti. Zeybek, şunlan söyledi: "Birtakım siyaset adamlan da bu okul- lan doğal sahalan olarak görüyor. 8 yılhk temei eğitim zonınluluk. Taroşılacak yanı yok, ama bu yetmez.Asılyapdması gereken bu okullan ciddi olarak ele almak. Yani bem okullan hem de buradan çıkan öğren- cflerin görev yapnğı Diyanct camiasuıdan her türiü siyasi etkiyi ortadan kakhrmak gerekir.'' Siyasetin gırdiği yerde eğitim düzeyin- de düşmenin de kaçınılmaz olduğunu İcay- dederek "Oğretmen bir parti mflitanı gibi düşünüyorsa, kimin partisinin iyi militanı okMiğunabakar" diyen Zeybek, Millı Eği- tim Bakanlıgı ile Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'ndan iyileştirme konusunda kararlı ol- malannı istedi. MGK'nin hükümete "dayatmada bu- lunmadığınr. kararlann altına hükümetin başkanı ve "fldnd başbakanrnın imza at- tığını vurgulayan Zeybek, "O zaman prob- lem nerede? L'ygulanacak. Onun dışında temeoniler de var ve bazı sözler de çarpıö- byor. thtiyaçtan fada camhe ben de karşı- yun. Yapıhyorsa siyasi sömürii aracı ouna- sın. Aynca,söylencn bu. Cami üzerinden si- yaset yapıklığı da biünmeü" dedı. ANAP lideri Yrtmaz, kendisipe hediye ed3enjkuzuyu, bakma imkânı obnadığıru söyleyerek geri verdi (Fotoğraf: AA) 'Türkiye'ningündenüdarbe' NAZMİAKDAĞ StLtFKE/ERDEMLİ - ANAP Genel Başkanı Mesırt Yılmaz, Türkiye'de bugün "Askerler darbe yapacak nu, \apmayacak mı" sorusunun tartışılmaya başlandığına dikkat çekerek "Bu hükümet yüzünden Türkiye'de demokrasi tehlikeye girmiştir"* uyansında bulundu. Yılmaz, hükümetin bayramdan sonra gideceğini öne sürerken "Takalık yapmıyorum" dedi. Bayramın üçüncü gününde tçel'in Silifke ve Erdemli ilçeleriyle bunlara bağlı beldelerde konuşmalar yapan ANAP lideri Mesut Yılmaz, Türkiye'de demokrasinin tehlikede olduğunu vurguladı. Yıhnaz, "Bugûn Türkiye'de demokrasi duracak mı, durmayacak mı; MGK kararian uygulanacak mı, u>gulanma>3cak mı: askerler darbe yapacak mı, yapmayacak mı tartışması yapılmaktadır. Türkiye'de, bu hükümet nedeniyle demokrasi tehlikeye girmiştir. Demokrasinin kurtulması için bu hükümetin acilen gitmesi gerekir'' diye konuştu. Kendisini ızleyenlere "Size müjde veriyorum" diye seslenen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu hükümet bayramdan sonra gidecektir. Bunu sö\lerken falcılık yapmryorum. Bilerek söylüyorum. Hükümet yüaldıktan sonra ANAP'ın da içinde yer alacağı bir uzlaşma hükümeti mutlaka kurulacakür." CHP lideri Baykal, bayramdan sonra hükümetin değişeceğini söyledi 'Erbakan Islamiyetin başbayii değîl' ANTALYA (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin lslamiyet konusunda hiçbir ülkeden ders alacak durumda olmadığını belirterek "İslamrvedn başba- yii Erbakan değildir" dedi. Kurban Bayramı'nın 3. günü- nü Antalya'nın Kaş ilçesi Kal- kan beldesinde geçiren Bay- kal, Cumhuriyet Meydanf nda yurttaşlara hitap etti. Türki- ye'de herkesin tslamiyetin ku- rallannı yerine getirdiğini, Is- lamiyete inançla sahip çıktığı- nı ifade eden Baykal, şöyle ko- nuştu: "Türkiye'nin lslamiyet ko- nusunda hiçbir ülkeden ders almaya ihtiyacı yoktur. Ne Iran'dan, ne Cezayir'den ne de Suudi Arabistan'dan... tslami- yetin acentesi, distribütörü ve umumi bayü yoktur. Islamiye- tin başbayii Erbakan degildir. Kimsenin, kimsenin imanını sorgulamaya yetkisi yoktur. Halkımızın ezici çoğunluğu MüsKimandır." REFAHYOL tarafından çi- zilen pembe tablolan da eleş- tiren Baykal, enflasyonun dü- şürülemediğini, gelir dağılı- mında çarpıklığın devam etti- ğini kaydetti. Baykal, hüküme- tin herkesi unutup Atatürk ve cumhuriyet ile uğraştjğını söy- ledi. Türkiye'nin bugünkü sı- kıntılara sürüklenmesinin, CHP'nin 12 Eylül döneminde kapatılmasmdan kaynaklandı- ğını belirten Baykal. "Önü- müzdeki günlerde, bu hükü- metin değişeceğini göreceğiz. Hükümet gidecek, Meclis gö- revini yapacak ve ba\ ramdan sonra hükümet değjşecektir" diye konuştu. Liderlik yarışı MHP'de aday sayısı beşe yükseldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alparsian Türkeş'ın ölümüyle boşalan MHP Genel Başkanlığı için aday enflasyonu doğdu. MHP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Muharrenı Şemsek'in de açıklamasıyla aday sayısı 5'e yükseldi. Şemsek, aday sayısının yüksek olmasınm parti yaranna olduğunu belirtirken u Kazanacağun. Beni zoriayacak rakip görmüyorum" dedi. Şemsek, düzenledigı basın toplantısmda, MHP'yi ilk genel seçimde Türkiye'nin en büyük partisi ve iktidan yapmak için genel başkanlığa aday olduğunu kaydetti. MHP'nin ideolojik öz çizgisini koruyarak Alparslan Türkeş'in ülkü, ilke ve ideallerini gerçekleştirmek sorumluluğu ile karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Şemsek, DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar'ın MHP'nin başına getirilmesi ile ilgili girişimleri de eleştirdi. DSP lideri Ecevit 'Sakıp Sabancı gerçekleri söyledi' ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) - DSP lideri Ecevit "Diyarbakır'a gidip vaonm vaparsam aptalhk olur*" diyen işadamı Sakıp Sabana'nın "aa gerçekleri dile getirdiğini'' belirtti. Başbakan Erbakan ın kendilerine sunduğu "şefkat paketTni gerçekçi bulmadığını \-urgulayan Ecevit, "Güne>doğu'da sınaiieşmey« şimdilik deviet öncülük etmeli. Sa>ın Sabana'nın üzücü sözkrinin bir uyan yerine geçmesini dilerim*' dedi. Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada. Erbakan'ın kendisine Güneydoğu projesini anlattığını anımsatarak şu görüşlere yer verdi: "Beo, DSP'nin daha bundan 10 yıl önce Güneydoğu için güvenlikk gelişmev i ele alma gereğini vurgulayan bir program açıkladığuru belirttim. Başka partOerin ve de\1etin bu gereksinmeyi daha yeni yeni algılamay a başladıklanıu, çok geç kalmnuş olsa da buna sevüıdiğimizi söyledim. Ancak REFAHYOL hükümetince hazırlanan projeyi gerçekçi bulmadığunızı sövtedim." IRMIKIAYDEV ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Iki Itirafçı, Murat Demir ve Murat Ipek gözaltına alındılar. Şimdi bir "umut" doğdu. O yüzden de bu yazının başlığı Can Dündar'dan ödünç alındı. Can Dündar, haftalar önce bu iki itirafçı ile konuşmuş ve ar- dından yazdığı yazının başlığı- nı "Iki Murat, Bir Umut" koy- muştu. Sanınm Murat Demir ve Mu- rat Ipek'le son konuşan gaze- teci benim. Iki buçuk saat sü- ren söyleşiyi dün ve önceki gün Cumhuriyette okudunuz. Medyanın Şanar Yurdata- pan'da odaktanan ilgisi sizi ya- nıltmasın. Murat Demir ve Mu- rat ipek'in gözaltına alınmalan, savcı karşısına çıkmalan, Tür- kiye'de temiz toplum - saydam deviet hedefine kilitlenmiş mil- yonlarca yurttaş için bir umut- tur. Bu umut, savcılık soruştur- ması aşamasında karartılabilir. Iki "Murat" hakkında davaaçıl- masına gerek görülmeyebilir. Ruhsatsız silah taşımak, sahte pasaportla yurtdışına kaçma- ya hazırtanmak gibi sudan suç- larta yargılanıp birkaç aya mah- kûm edilip salıverilebilirler. Bu 'İki Murat, Bir Umut' durumda yazının başında sö- zünü ettiğimiz "umut'un cena- ze namazı kılınmış demektir. Amaaa... Ama iki itirafçının anlattıkJan ciddiye alındığı takdirde Türki- ye'de taşlar yerinden oynar. Susurluk'la yerinden oynayan taşlarsa dışan fırlar. Türkiye, ya- kın geçmişi ile hesaplaşrna ola- nağına kavuşur. Polisin verdiği ve Şanar Yur- datapan'ın kardeşi Onur Yur- datapan'ın doğruladığı haber- lerden Murat Demir ve Murat İpek'in itiraflannın yer aldığı vi- deo kasete el konulduğunu öğ- rendik. Polis el koyduğu video kaseti gözü gibi korumalıdır. DGM Savcılığı kasetteki tek bir karenin dahi silınmemesi için önlem almalıdır. Bu iki genç Kürt, önce PKK için savaştılar. Vazgeçtiler, iti- rafçı oldular. Bu kez de PKK'ye karşı savaştınldılar. Şimdi bun- dan da vazgeçtiler ve bu kez de deyim uygunsa "deviet itirafçı- sı" oldular. Iki Murat'ın anlattıklan Şanar Yurdatapan'ın bürosunda ele geçirilen (!) kasette uzun uzun yer alıyor. Görsel ve yazılı med- yanın çeşitli kurumlannda da Demir ve ipek'in anlattıklan ya- yımlandı. Şimdi... Bu iki itirafçı bir dizi yalan söylüyor olabilirler. Bu iki itiraf- çı, PKK'nin köstebeği ya da bir- birine düşmüş gizli servıslerden birinin değirmenine su taşryor olabilirler. Bir çetenin öteki çe- telere karşı kullandığı iki fukara olabilirler. Anlattıklannın yüzde doksan dokuzu gerçek dışı ola- bilir. Ama anlattıklannın yüzde bi- ri bile doğruysa Türkiye'nin üs- tüne serilen o kanlı ve karanlık örtü bir ucundan yırtılır. Yama tutmamacasına yırtılır. Bu iki genç Kürt, aylardır or- talıktalar. Ele geçirilmeteri hüner değil. Olsa olsa bugüne kadar niye yakalanmadıklan sorulma- lı. Biz gazetecılerin kolayca ula- şabildikleri gözönüne alınırsa, polisin bugüne dek yakalama- ması, ancak yakalamak iste- memesindendir. Şimdi mazeret kalmadı. Bu iki genç adam, önce savcı, ar- dından yargıç karşısına çıkanl- mak zorunda. Bu, onlann da is- teği. O yüzden ortalığa düştü- ler. Tutun ki bir dümen çeviri- yorlar, tutun ki karmaşık bir komplonun parçalan. O zaman bu komplo açığa çıksın. O yüzden anlattıklan bir bir gözden geçirilmek, suçladıkla- n sorgulanmak zorunda Akla- nan aklansın. Biz aklanamaya- cak epey kişi ve kurum olduğu kanısındayız. O yüzden iki Murat'ın yaka- lanması, Susurluk karanlığına karşı savaşanlar için yeni bir umuttur. Fezlekelerin Erba- kan'ın sumeni altında uyutul- duğu, Susurluk Komisyonu Raporu'yla yasak savulduğu bu günlerde yeni bir şans doğ- du. Hiçbir itirafçı, hiçbir tanıklık bu iki Kürt gencinin anlattıklan kadar çarpıcı değil. PKK ile sa- vaşmak adı ve bahanesi altın- da Güneydoğu'da dönen do- laplar, kavranması güç ilişkiler yumağı gözler önüne seriliyor. Bunca toz dumana rağmen ef- lerini yıkayıp sıvışmak isteyen- lerin çok önemli kesimleri ve isimleri gün ışığına çıkıyor. Yıllardır bizcileyin gazeteci- lerin bıkıp usanmadan yazıp çizdiği "savaşrantı" kavramı ilk kez ete kemiğe bürünüyor. Ha- raç, fidye, uyuşturucu ticareti, kan ve ölümden örülmüş kirli bir yumak sergileniyor. Murat Ipek ve Murat Demir isteyerek ya da değil, ama so- nunda amaçlarına ulaştılar. Şimdi gözaltındalar. Onlann he- defi yargıç karşısına çıkmak. Onlan yargıç karşısına dikme- den salıvennek, olmadı yok et- mek isteyenler var. Bunlann gö- züne uyku girmiyor. Ellerinden geleni artlanna koymayacaklar. Ağar-Bucak fezlekelehnde hukuk adamı gibi davranma yürekliliğini gösteren DGM sav- cılan, şimdi de "Murat Demir - Murat Ipek sınaw"ndalar. Şu anda sezilmiyor belki, a- ma bu sınav, fezleke sınavın- dan daha zorlu... POLTTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA •••Şeriatçı Çemberi Zengin sofralannın dalkavuğu liboşlarda birte- laş gözlenıyor 28 mart sabahından bu yana... Diyorlar ki: "Türkiye Cezayirolamaz..." . . İyi de Türkiye ne olacak? Istanbul'u "şeriatçı çemberi", RP'lilerin deyişiy- le 1992 arayerel seçimlerinde "yanm hilal" biçimin- de sararken iki gündür "ikigözü iki çeşme" ağla- yan liboşlar ne yapıyorlardı? Şunu: "Kemalistlere, sosyaldemokratlara, sosyalistle- re küfrediyoriardı..." Bakıyoruz, bir özel televizyonun "renkli cam bay- kuşu" kafayı meyhanelere, barlara takmış ötüp du- ruyor. Eh, şeriatçılar büyük kentleri "sandık vazi- yetiyte" ele geçirdiğine göre biraz demokrasi, bi- raz da "Türkiye Cezayir olamaz" avutmasıyta işi bir süre idare edecek. Belki birkaç gün sonra pat- ronunun buyruğuyla "şeriatçılan" savunmaya başlayacak. Bizim merakımız şu: "Takkeli ve takkesiz liboşlar bundan sonra kim- lere küfredecek?" Aylardır bu köşede "kara tehlikeden" söz edi- yoruz. Çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin düş- manı olan güçleri açıklıyoruz. Şeriatçıların, laik cumhuriyetin temeline dinamit koymak için örgüt- lendiklerini anlatıyoruz. Açık açık şöyle diyoruz: "Demokrasi maskesi takan karayobaz çetele- ri, Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek is- tiyoriar..." Kimseden ses çıkmıyor... Ylne yazıp çiziyoruz: "Urfa Harran Üniversitesi'nde tarikat şeyhlerine fahri profesör unvanı veriliyor, Van 100. Yıl Üni- versitesi'nde şeriatçı güçler örgütleniyor, Kü- tahya Dumlupınar Üniversitesi'nde karayobaz şe- riatçı çeteler, tepeden tırnağa egemen..." Kimse kılını kıpırdatmıyor. Olup bitenleri görmez- likten gelıyor... Olup bitenleri belgeleriyle ortaya döküyoruz: "Şeriatçı güçler kurban derilerinden trilyonlar kazanıyor. Toplanan bu paralann büyük çoğunlu- ğu Refah'ın gizli kasasına giriyor..." Kimsenin umurunda değil. Kendisini "solcu sa- nan" kimi salaklar bile karşı koyuyor: "Demokrasilerde isteyen istediğini yapar, bıra- kın bu eskimiş, 1923'lerden kalmış düşünceyi, kafayı..." Milli Eğitim Bakanlığı'nı "şeriatçı güçler" ele ge- çirmiş, Millı Eğitim müdürlüklerinde "karayobazçe- teleri" duvarlara "Hâkimiyet, kayıtsız şartsız Al- lah 'ındır" deyişini asmış. Kimse umursamıyor, gör- mezlikten geliyor. Diyoruz ki: "Dikkat edin, bu birsiyasal mesajdır. Bu, şeriat- çılann iktidara yürüme sloganıdır..." Yanıt alıyoruz: "Yokcanım, nereyeyürüyecekler. Kendini bilmez bir iki yöneticinin işidir tüm bu anlattıklannız. Mü- fettiş gönderdik, araştınyoruz..." öğretmen liselerinde, imam-hatip okullannda "Şeriat geliyor" başlıklı bildiriler dağıtılıyor, duvar- lardan Atatürk posterieri indirilip ye/ine Osman- lı padişahlannın fotoğrafları asıJıyor; emniyet mür dürlüklerinin duvarlannı Malazgirt Savaşı'nın, Is- tanbul'un fethinin resimleri süslüyor. Yıne yazıyoruz: "Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde Osmanlı özlemi niye?" Yanıt geliyor: "Biz geçmişimizle övünmeyecek miyiz?.." Ortaokullara, liselere, üniversitelere kitaplık de- ğil, mescit açılıyor; din dersi öğretmenleri yöne- tici oluyor: kaymakamlar"Atatürk'e bağlılık miting- lerini" yasaklıyor; valiler kimi yörelerde cuma gün- lerini "resmi tatil" sayıyoriar... Yine anlatıp yetkilileri uyanyoruz... Sıt yok... zel televizyonlarda takkeli-takkesiz liboşlar, Kürtçüler, ikinci cumhuriyetçilertemel ilkelerde bir- leşiyor: "Yetmiş yılhk Kemalist deviet köhnemiş, resmi ideoloji halkı baskı altına almıştır..." Güzel!.. O zaman niye bu telaşınız, korkunuz, söyler mi- siniz? Yoksa Refah, Beyoğlu'nda meyhaneleri, barlan kapatacak diye mi panikliyorsunuz? Karayobaz çeteleri "devleti kuşatırken" sos- yalistlere, Kemalistlere, sosyal demokratlara, yurt- severlere sabah akşam sövmeyi sürdüren sizler değil miydiniz? Bakın laik Türkiye'de doğan bizler buradayız. Hiç korkumuz yok. Bilinçli ve inançlı insanların da hiç korkusu yok. Siz nasıl olsa yann patronlannızın buyruğuyla onlan desteklemeye, laiklere saldır- maya başlarsınız. Sizin için çıkarlar öne geçer, düşünceler değil... Hiç olmazsa susmasını öğrenin! • • • Yukandaki yazıyı 2.4.1994'te yazdım... Üç yıl önce olup bitenler bugünlere ışık tutuyor- du... Şimdi ne diyorsunuz?.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (Q Planet.com. TR ÇAĞDAŞ YAYINLARI HiKMET CETİNKAYA ÂAÂ BM0NUNUN KAZLARI 450.000 TL(KDVdahil) Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi S^tmsöğur Sokak No: ftB Gağaloğlu Istanbui Tel:514 01 95/96 Postaçekıno.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear