Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Bakan
kardeşine
RPtoppili
• ANKARA (ANKA)-
RP'li Bayındıriık ve Iskân
Bakanı Cevat Ayhan, aynı
kabinede Devlet Bakanı
olarak görev yapan Lütfu
Esengün'ün kardeşini
Bursa ll Müdürlüğü'ne
vekâleten atadı. DSP Bursa
Milletvekili Hayati
Korkmaz'ın soru
önergesini yaıutlayan
Ayhan, sö2 konusu atamayı
savunurken "kamu yaran,
hizmet gereği, liyakat,
kıdem ve sicil esasının
dikkate alındığını" belirtti.
Ayhan, Osman Esengün'ün
göreve başlamasından
sonra kurum içinde çalışan
personeli yer değiştirmeye
zorladığı iddialannın yersiz
olduğunu, buradan
herhangi bir personelin
naklinin yapılmadığını
söyledi.
Melitı
Gökçek'e
protesto• ANKARA (ANKA)-
CHP Şişli llçe Baskanı
Dursun Çaltı, güncel
konulan irdekyerek Flash
TV'de her sabah
kamuoyıına sunan "Sabah
Kahvesi" adlı programın
sunuculanna canlı
yayında hakaret eden
Ankara Bûyükşehir
Belediye Başkanı Melih
Gökçek'i kınadıklannı
bildirdi. Bu nedenle Şişli
llçe Başkanlığı olarak
Gökçek'i protesto
etmek için yığınla telgraf
çekme eylemi
yapacaklannı belirten
Çaltı, eylemin, bugün saat
12.00'de Şişli Postanesi
önûnde yapılacağını
kaydetti.
Bulgaristan'da
seçım
• ANKARA (ANKA) -
Bulgaristan'da 19 nisanda
yapılacak genel
seçimlerde, Türkiye'de
yaşayan Bulgaristan
uyruklu soydaşlar çeşitli
kentlerde kurulan
sandıklarda oy
kullanabilecek. Balkan
Tûrkleri, Göçmen ve
Mülteci Dernekleri
Federasyonu (BGF) Genel
Başkanı Turhan Gençoğlu,
BGF'nin Bulgaristan
Büyükelçiliği ile yaptığı
temaslar sonucunda,
seçimlerde Bursa'da 12,
Izmir'de 3. Eskişehir'de de
2 sandık kurulacağını
söyledi. Bulgaristan'da
yaşayan soydaşlann
temsilcisi konumunda olan
Ahmet Doğan
liderliğindeki Hak ve
Özgürlûkler Hareketi
(HOH), seçimlere 6 siyasi
partiden oluşan koalisyonla
girecek.
THY Genel
Kunılu
• İstanbul Haber Senisi -
Türk Hava Yollan
AŞ'nin (THY) olağan
genel kurulu bugün
yapılacak. Genel kurulun
gündeminde,
sözleşmedeki bazı
maddelerde değişiklik
yapılması, bazı maddelerin
sözleşmeye eklenmesi ve
bazı maddelerin 4046
sayılı yasaya uyum
saglanması amacıyla
değiştirilmesi bulunuyor.
Ecevit, Demirere 'DDK'nin devreye girmesi' çağnsını 'tam zamanı' diyerek yineledi
'Susurluk'u örtecelder'ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, Su-
surluk dosyasımn
"poüsiye roman gibi rafa kakhn-
lacağı kaygısını taşıdığını, iktidar-
da bu dosyalan değeriendirecek
değiL örtbas edecekbir siyasal ira-
de bulunduğunu" söyledi.
Ecevit, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demird'e Devlet Denetleme
Kurulu'nu (DDK.) "daha çok ge-
riktinneden" devreye sokma çağ-
nsını yinelerken "TBMM'detem-
sil edilen partiler de üstüne düşen
görevleri verine getirmelidir. Bu
partüer sokak eyiemleri>le, deter-
jan ve toplu iğne etkinlikleri\ le ye-
tinemezler* dedi.
• DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Susurluk dosyasının, polisiye roman
gibi rafa kaldınlacağı kaygısını taşıdığını söyleyerek, "İktidarda bu
dosyalan örtbas edecek siyasal irade var" dedi.
Ecevit, dün parlamentoda dü- fa kakünlacağı kaygısını duyuyo- ğini anımsatarak sözlerini şöyle
zenlediği basın toplantısrnda, Su-
surluk olayıyla ilgili olarak bazı
değerlendirmeler yaptı. TB-
MM'deki araştırma komisyonu-
nun "karanlık ttişküer ağının çö-
zülmesini saglayacak" birçok ipu-
cu ortaya çıkardığına ve kara pa-
ra işlemleriyle, tetikçilerle, uyuş-
turucu-kumar-ihale mafyalanyla
ilgili birçok bulgu elde ettiğine
dikkat çeken Ecevit, "îsler kendi
balinebırakılacak olursa bir sonu-
ca vanlamayacağı kuşkusunu taşj-
yorum'' dedi. Ecevit, "Bu ilginc
dosyalann polisiye roman gibi ra-
rmn. Çünkû iktidardabu dosyala-
n değertendirebüecek bir siyasal
irade yok" diye konuşu. Ecevit,
olaylann üzerine sürade yürünme-
si için Başbakanlık'a bağlı Yük-
sek Denetleme Kurulu'nun ba-
ğrmsız bir denetim orgam haline
getirihnesi ve yargı bağımsızlığı
ile ilgili önerilerinin de dikkate
alınmadığını vurguladı.
'DDK'nin tam zamanı'
Ecevit, Cumhurbaskanı Süley-
man Detnirerin DDK'nin devre-
ve sokulması önerilerini reddetti-
sürdürdü:
"Oysa şimdi DDK'nin devreye
girmesmin tam zamanıdır. Çünkü
DDK adeta bu gibi olaylann üstü-
ne yüriJnnıesi için, yürünebilmesi
için oluşturulmuş bir kurumdur.
Bütün rcsmiveözelkurutuşlardan
her rürli bilgryi isteme ve elde et-
me hakkına sahiptir. DDK incele-
meierini bitirdikten sonra, Sayin
Cumhurbaskanı da buna gerek
görürse Başbakan'a iletir. Başba-
kan yasaya göre 45 gün içinde bir
sonuca varmak zonındadır. Eğer
isterse Sayın Cumhurbaskanı,
DDK'nin değerfcndirmelerinden
elde edilecek sonuclan doğnıdan
doğruya yargı organlanna da ile-
tebilir. Bütün btınlar göz önünde
tutulacak ohırsa, Susurluk kaza-
sıyla meydana çıkmaya başbryan
karanhk iHşkiler ağının üzerine en
etkili ve sonuç abcı biçimde yürü-
yebikcek kuruluşun DDK olduğu
ortaya çıkar."
Yetersiz buldugu "toplu igne et-
IdnKği" ifadesiyle CHP'yı kaste-
den Ecevit, TBMM'yi, medyayı
ve Cumhurbaskanı'nı göreve ça-
ğınrken bir soru üzerine, Banka-
lar Yasası'nda yer alan ve olayla-
nn üzerine gidilmesini önleyen
maddelerle ilgili değişikliklerko-
nusunda da hazırlık yaptıklannı
açıkladı.
Susurluk komisyonunun ANAP'lı üyesi Yaşar Topçu: Ülkücülere suçlamalar çıkanldı
Alternatif raporda korsan bölüm
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu'nun
MHP kökenli ANAP'lı üyesi
Metin Öney ile Yaşar Topçu
tarafmdan hazırlanan muhalefet
şerhinden. ülkücülerin
"uyuştunıcu kaçakçüıgı ve
kanun kaçaklannın idealist
ülkücülere mal edilmeye
çalışıldığr ifadelenyle
savunulduğu bölümler, tepkiler
üzerine çıkanldı. Basbakan
Vekili Tansu Çiller ile eşi Özer
Uçuran Çiller'in komisyonda
biîgı vermemesıni protesto
ederek son dönemdeki
• ANAP'ın MHP kökenli milletvekili Metin Öney ile Yaşar Topçu'nun "altematif
rapor" adı altında hazırladıklan muhalefet şerhinde, ülkücülerin korunduğu bölümler,
tepkiler üzerine metinden çıkanldı.
toplantılara katılmayan
ANAP'lı üyelerin. "alternatif
rapor" olarak adlandınlan
muhalefet şerhlerinin,
"alelacele ve özensiz"
hazırlandığı yorumlan
yapılmıştı. "Devletin ülkücukri
yasadışı işlerde kullandıgr
bulgusuna da karşı çıkılan
raporda, "uyuşturucu
kaçakçüığı ve kanun
kaçaklannın idealist ülkücülere
mal edilmeye çahşudığT
savunusu yapılmıştı.
ANAP, karanhk ilişkilere
kanştığı reddedilemez bir
gerçek olarak ortaya çıkmasına
karşın ülkücülerin
korunmasının yoğun tepkiyle
karşılanması üzerine geri adım
attı. Topçu, raporda yer alan
ülkücülerin korunduğu
bölümleri metinden çıkardı.
Topçu, raporun gazetemizde
yayımlanması üzerine, önce
haberde yer alan ülkücülerle
ilgili bölümün kendi şerhlerinde
yer almadıgını iddia etmişti.
Topçu, dün yaptığı açıklamada
ise haberimizi doğrularken, bir
yanlışlık yapümış olduğunu ve
bunun da düzeltildiğini söyledi.
Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Haber gazetenizde çıkınca,
'Hayır, biz raporumuzda bu tür
ifadelere yer vermedik' dedim.
Ama, bu kadar da uydurma
olamaz diye, size dağıtüan
raporu yeniden inceledim ve
gercekten de metinde bu tür
ifadeler olduğunu gördüm.
Benim elimdeki metinde ise bu
1 Mayıs 1977kadiamı luuıtıılmach
İstanbul Haber Servisi-
DİSK. Genel Sekreten Ke-
mal DaysaL 20 yıl önceki 1
Mayıs 1977 katliamını
unutmadıldannı belirterek,
"19711 Maytsı'Ddakatledi-
len 37 işçi kardeşimizi kim-
lerin katkttiği Susurluk'ta
ortaya çıktT dedi.
Kemal Daysal, katliamın
hesabını sormak. şeriata ve
darbeye karşı tüm emekçi-
leri mücadele için, 1 Ma-
yıs'ta alanlara çağırdı.
DİSK. KESK, Türk-tş ve
Hak-İş konfederasyonlan
temsilcileri 1 Mayıs
1977'de katledilen 37 işçı
için Taksim Kazancı Yoku-
şu'nakaranfıl bıraktılar, ts-
tiklal Caddesi'nde bildıri
dağıttılar.
Bu yıl 4 konfederasyon
tarafindan ortaklaşa kutla-
nacak 1 Mayıs İşçi Bayramı
Tertip Komitesi Başkanı ve
DİSK Genel Sekreteri Ke-
mal Daysal, dün yanmda
Türk-tş Birinci Bölge Tem-
silcisi Fanık Büyükkucak.
Hak-lş temsilcisi Halfl Ak-
çay, KESK temsilcileri Or-
han .Mtuğ ve Gü\«n Ger-
çek, Özgürlük ve Dayanış-
ma Partisi (ÖDP) tstanbul ll
Başkanı Mehmet Atay ile
birlikte basın açıklaması
yaptı.
Daysal ve beraberindeki-
ler, Türk-lş Birinci Bölge
Temsilciliği'nden işçi tem-
silcileri ve işçilerie birlikte
yürüyerek Kazancı Yoku-
şu'na geldiler. Daysal bura-
tşçi temsadfcri 1 Mayıs 1977'de katledilen 37 işçi için Istiklal Caddes'nde bildiri dağrtülar. (HATİCE TUNCER)
da yaptığı açıklamada, 1
Mayıs 1977 katliamını ger-
çekleştirenlerin, Susur-
luk'ta ortaya çıkanlann, hu-
zursuz ve tedirgin oldukla-
nnı, bir gün mutlaka onlar-
dan hesap sorulacağını söy-
ledi. Daysal, 1 Mayıs'ta bu
hesabı sormak için, terörün
önlenmesi için, Güneydo-
ğu sorununun çözüme ka-
vuşması için alanlarda ola-
caklannı belirtti. Daysal
şöyle konuştu:
"Biz şeriata da, darbeye
de karsıyız. Akan kanın
durmasuu, analann göz
yaşlarnun dinmesini, evlat
vekocaacısıçekmemelerini
istiyoruz. Bunun için hep
birİikte alanlarda olacak,
hep birtikte mücadele ede-
ceğiz. Susurluk olayı, tüm
kanuılıkgüçlerin.tüm çete-
lerin karargâhınm ortak ol-
duğunu gösterdL"
Daha sonra Daysal ve be-
raberindeki işçiler, katli-
amın yaşandığı yere karan-
fil bırakarak, Istiklal Cad-
desi'nde halka 1 Mayıs ile
ilgili bildiri dağıttılar. Gös-
teri sırasmda işçiler, "Ge-
nel grevgeneldireniş'', "Öz-
güremek, demokratikTür-
ldye", "Yaşasuı 1
"Çeteler halka hesap vere-
cek", "1 Mayıs şehhieri
ölümsüzdür", "Çeteler
Meclis'te, ögrencfler hapis-
te", "Çiller çeteyi eroinle
besKyor". -Kahrokun MİT,
CIA, kontrgeriHa", "Türki-
ye laiktir laik kalacak" slo-
ganlannı attılar.
DİSK Genel Sekreteri
Daysal'ın bugün saat
12.00'del Mayıs 1996tari-
hinde Kadıköy'deki kutla-
malar sırasmda yaşamını
yitiren 3 genç için Kadıköy
Belediyesi önünde basın
açıklaması yapacağı belir-
tildi.
CHP İstanbul tl Örgütü,
1 Mayıs kutlamalan hak-
kında göriişmek ve bay-
ramlaşmak için DtSK ve
KESK'i ziyaret etti. DİSK
ziyaretine, CHP İstanbul
Milletvekili Algan Haca-
loğlu. îstanbul ll Başkanı
Mehmet Ali Özpolat, il
meclisi üyeleri ve ilçe baş-
kanlan kanldı. DİSK Ge-
nel Başkanı Rıdvan Budak,
1 Mayıs'm her yıl attan kit-
lesellikle kutlanması konu-
sunda toplumun tüm de-
mokratik kesimlerine so-
rumluluk düştüğünübelirt-
ti.
bölümler yoktu. Yapöğım
araşürma sonucunda. başka bir
arkadaşımız tarafindan yazılan
bölümler raporda kalmış.
Hemen durumu düzehtik."
Yaşar Topçu, Susurluk
kazasından sonra ortaya çıkan
kirli ilişkilere kanşar. ülkücüler
olduğunu başından beri iddia
ettiklerini belirterek şunlan
dedi: "Biz, ülkücülerin
tamamını aynı kefeye koymak
istemedik. Ama elbette bu
olaylara kanşan ülkücüler var.
Elbette onlann peşine
düşeceksin. Ülkücülerin hepsi
idealist dersen olaya arkanı
dönmüş ohırsun."
Yargıda
Kazan
gerginliği
ANKARA (ANKA>- Laik
yargıç ve savcılara yönelik
sürgün kararnamesiyle büyük
eleştiri alan Adalet Bakanı
Şevket Kazan'ınbukezYargı-
tay ve Danıştay'da boş bulu-
nan üyelik seçimlerini etkile-
meye yönelik girişimleri, yar-
gıda gergin bekleyişe neden
oldu. Kazan'ın, önerdiği isim-
lerin seçilmesinde diretmesi
halinde, üye Zuhal Çokar'ın
buna tepki olarak istifayı dü-
şündüğü öne sürûldü.
Yargıtay'da boş bulunan 12
üyeUk ile Danıştay'da boş bu-
lunan 3 üyelik için bugün se-
çim yapılacak.Yargıtay'a üye
olarak seçilmesinde anlaşıldı-
ğı ya da kararname taslağında
yer aldığı bıldirilen isimler
arasında ANAYOL dönemin-
de Mersin Başsavcılığı'ndan
müsteşarlığa atanan, ancak
REFAHYOEdan sonra Ka-
zan tarafindan görevden alı-
nan Uğur tbrahim Hakkmğ-
lu, Bakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Yıhnaz Poyraz, An-
kara 20. Asliye Hukuk Hâki-
mi Selamet tklay'm ismi geçi-
yor. Danıştay'a seçilecek 3
üyeden birinin, HSYK üyesi
Engin Doğu'nun Idare Mah-
kemesi yargıcı olan eşi Tülay
Doğuolduğuöne süriildü, Ka-
zan'ın, Ankara'ya başsavcı
olarak atanan M. Ühan Mesu-
toglu'nun Yargıtay üyeliğine
seçilmesini sağlayıp boşala-
cakyere kendisinedaha yakın
ismin başsavcı olarak atanma-
smı sağlamak istediği de id-
dia edıldi.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
"Hanımlar, hacca kesinlikle
mahremi (eş, erkek evlat, ba-
ba gibi evlenmesi mümkün ol-
mayan erkekier) ile gidecekier.
Hanımlar mahremsiz hacca
gidemezler,.."
"Hanımlar, hacda da teset-
türe riayet ediniz. Dtş elbiseni-
zi giymeden erkeklerin bulun-
duğu mekânlarda bulunamaz-
sınız. Bulunursanız haram iş/e-
m/ş olursunuz."
"Mekke'de, Medine'de sı-
caklığın yüksek derecede ol-
duğunu bahane ederek gece
kıyafetine (pijamaya) benzer
giysiterle hanımlardan bazıla-
nnın tavaf yaptıklarına, çarşı
pazar dolaştıidanna şahit olu-
nuyor. Hanımlann bu davra-
nışlara düşmemesini ikaz edi-
yoruz."
"Kesinlikle otel veya kaldı-
ğınızyerterde haremlik-selam-
lık kurahna uyunuz. Orada bir
kısım aileler, ya erkeklerin ve-
ya kadınlann bulunduklan
odalarda bir araya gelip ye-
mek yiyip çay içiyohar. Bu
davranış heryerde olduğu gi-
bi hacda da haramdır."
'Hacda Kadınlann Dikkat Edeceği Hususlar'
"Hacda hanımlar farzlan (ya-
pıiması zorunlu) yapmakla ye-
tinmelidir. Çünkü kalabalıklar-
dan meydana gelen izdiham
hanımlan sıkıntıya düşürür."
" 'Hacer-i Esved'e yaklaş-
mak için kesinlikie kalabalığın
içine girmeyiniz. Memleketine
dönünce 'Hacer-i Esved'i öp-
tüm' demek için izdihamın içi-
ne giren birçok hanımlann ei-
biselehnin yırtıldığı görülüyor.
Bu harama hanımlar düşme-
melidir."
"Unutmayın! Kadın-erkek
Kâbe'de de o/sa yine kadın ve
erkektir. Bu kuraiı kesinlikle
çiğnemeyiniz."
"Cinsel konularda erkeği
teşvik edici davranışlardan ka-
çınmanız gerekrnektedir. Hac-
cınızı gereği üzre yapınız."
"Hacdan dönünce fınncı kü-
reği gibi önüne gelene elini
öptürme sevdasına kapılma.
Mahrem-namahrem ayırt et-
meden elini öptürürsen hac
yaptım diye boşuna zahmet
çekmiş olursun. Paranı da bo-
şuna harcamış olursun."
"Benden söylemesi. Gerisi-
ni sen bilirsin. Unutma, yaptık-
lannın sonucuna da katlana-
caksın. Bunu bill.."
Yukandakisatırtar, iktidarda-
ki Refah Partisi'nin yayin orga-
nı Milli Gazete'den alındı. Bu
gazetenin bir erkekyazan, ka-
dınlan hizaya sokabilmek
amacıyla talimatlar veriyor,
uyarılarda bulunuyor.
•••
Nedense kadınlara ne yap-
maları gerektiğini anlatmak
hep erkeklere düşüyor. Be
muhterem! Sen önce kendi er-
kek cinsine bak. Kâbe'de tavaf
yaparken kadınlara sarktığını
söylediğin erkekleri uyar.
Ne diyor Refah Partisi'nin
keskin kalemi: "Cinsel konu-
larda erkeği teşvik edici dav-
ranışlardan kaçınmanız gerek-
mektedir." Bu sözleri söyleyen
kafa, kadını şeytan olarak gö-
ren dogmatik Islamcı kafa.
Şeytan kadın, erkeklerin bey-
nine girip onlan cinsel açıdan
yoldan çıkaracak. Böyle birön
kabul kafalannayer etmiş. On-
lara göre kadın ne yapar eder,
erkeği tahrik eder. Peki ya er-
kek? Erkekler kadınlan tahrik
edemez mi? Onlann kadınlara
cinsel tacizde bulunmalan söz
konusu olmaz mı?
Aynca kadınlar, erkeklerle o-
tel odalannda çay kahve de iç-
meyecekJermiş. Bunu yalnız
hacda değil, hiçbir yerde yap-
mamalan gerekiyormuş. Er-
kekle kadının bir araya gelme-
leriyle, hemen bir cinsel tahrik
olacağı düşüncesine ne de-
mek gerekir bilemiyorum. Akıl
fıkir uçkurda. Iki ayn cinsten
insanın dost olarak, arkadaş
olarak bir arada bulunmalan,
sohbet etmeleri, fikir alışveri-
şinde bulunmalan bu kafalara
göre tam bir felaket. Refahlı
yazar kardeşimize göre kadın
ve erkek bir araya geldikleri an
yatağa yönelirler. Na yapıp
edip onlan birbirierine yaklaş-
tırmamak gerekir.
Bu yılki hac dönemi, siyasi
Islamcıların kavrayış düzeyle-
rini ve dünyayı algılayış sistem-
lerini ortaya çıkarmak bakımın-
dan çok yararlı sonuçlar veri-
yor. Hacca giden RP'li millet-
vekillerinin görünüşünden,
başkalannın hakkını ellerinden
alarak hacca gitme açgözlü-
lüklerinden, bu konuyu da is-
tismar ettikleri gözler önüne
serildi.
Işin felaket olan yanı, kadın-
la erkeğin birlikte çay içmele-
rine bile izin vermeyen kafanın
şu anda Türkiye'yi yönetecek
kademelerde bulunmasıdır.
Milli Gazete yazannın yazdık-
la'n, aslında bütün Refahlı yö-
neticilerin düşünceleri. Ama
onlar, bu kadar kaba ve çıplak
birşekildekonuşmadıklan için
gerçek düşünceleri tam anla-
mıyla ortaya çıkmıyor.
"Çocuktan al haberi" diye
bir atasözü vardır. Refahçılann
da ne düşündüğünü öğren-
mek istiyorsanız, ya cuma
günleri camiye gidip vaaz din-
leyin ya da Milli Gazete'nin ya-
zarlanna arada bir şöyle göz
atın. O zaman gerçeği göre-
ceksiniz.
• • •
Hac vesilesiyle bir kez daha
ortaya çıktı ki, Refah, Türki-
ye'deki geriliğin ve ilkelliğin
temsilcisi. Bu geriliğe ve ilkel-
liğe dayanarak güç topluyor.
Bütün yaşamımıza geri birta-
kım kurallarta hâkim olmaya
çalışıyor. Kamu alanı dahil bü-
tün alanlara el atarak özgür-
lükleri yok etmeye yöneliyor.
Erbakan ve arkadaşlannın
muhalefette iken göz küllemek
amacıyla söyledikleri demok-
rasi sözcüklerinin tamamen
boş olduğu kısa süren hükü-
met döneminde tam anlamıy-
la ortaya çıktı. Şimdiye kadar
hiç demokratik bir adım attık-
lannı, özgürlükleri genişletmek
yolunda bir çaba harcadıkları-
nı gördünüz mü?
Ayinesi iştir kişinin, lâfa ba-
kılmaz...
GLOBAİJPOIJTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
İngiliz İşçi Partisi Niye Var?
Seçime giren herhangi bir parti, hele isminin önü-
ne bir de "yeni" sıfatının eklenmesini istiyorsa, seç-
menin karşısına birtakım değişiklik öneriteri ile çık-
mak zorundadır. Hele bu parti bir muhafazakâr par-
tiye karşı seçime giriyorsa ve toplum ciddi değişik-
liklere gereksinim duyuyorsa...
Ancak Ingiltere İşçi Partisi, diğer adıyla "Yeni İş-
çi Partisi", son 18 yıldır iktidarda bulunan muhafa-
zakâr partinin sunduğu ekonomik siyasi çerçeve-
yi "adeta doğal birzemin" olarak kabul ederek po-
litikalannı oluşturdu. Partinin lideri Tony Blair ise
eğer seçilmek istiyorsa toplumun temel özellikle-
rinin kendi döneminde asla değişmeyeceği konu-
sunda orta smıflara ve iş çevrelerine güven verme-
si gerektiğine inanıyor. Orneğin Blair, Thatcher za-
manında çıkanlan sendika yasalannı değiştirmeye-
cek; gelir dağılımını iyileştirmek için vergileri yük-
seltmeyecek; maliye bakanı adayı John Brown
muhafazakâriarın bütçe hedeflerini benimseyecek.
Bu yüzdendir ki, John Brovvn kendisine yöneltilen
"Gelecek beş sene içinde, İşçi Partisi hükümeti sı-
rasmda zenginle yoksul arasındaki fark azalacak
mı" sorusuna cevap vermiyor.
Halbuki bu, son derecede hayati bir konu! Mu-
hafazakâr hükümetin iktidarı sırasmda yoksulluk
belirgin bir şekilde arttı; gelir dağılımı zenginlerden
yana bozuldu. 1979-1993 döneminde, toplumsal
gelirin en alt yüzde 10'luk diltminin ortalama geliri
yüzde 14 düşerken, en üst yüzde 10'luk dilimin or-
talama geliri yüzde 64 arttı. Söz konusu dönemde
çocuklu genç evliler içinde yoksulluk sının altmda
yaşayanlann oranı, toplam içinde yüzde 6'dan yüz-
de 24'e çıktı. Yalnız başına çocuk yetiştirmeye ça-
lışanların durumu ise çok daha vahim. Bu kesim
içinde yoksulluk sının altında yaşayanlann oranı
yüzde 19'dan yüzde 58'e yükseldi. Tüm ailelerin,
yüzde 16'sında yetişkinler ışsiz. Nüfusun yüzde
17'si gelir yardımı almak zorunda. 1977-1990 dö-
neminde, Batı ülkeleri içinde gelir dağılımı bozul-
ma indeksi en yüksek ülke Ingiltere. İşçi Partisi, top-
lumun bu giderek yoksullaşan kesimine hemen
hiçbir şey vaat etmiyor. Bu yüzden Tony Blair lider-
liğindeki İşçi Partisi, tam seçimleri kazanacak gibi
göründüğü noktada, geleceğe dönük olarak büyük
bir kötümserlik ve umutsuzluk kaynağı olmaya de-
vam ediyor. Yapılan kamuoyu yoklamalanna göre
her iki partiden de umudunu kestiği için oy vermek
istemeyenlerin sayısı 4 milyona yakın.
Insanlar nasıl umutsuz olmasın? 18 yıldır toplu-
mu değil bireyi, kamu yarannı değil piyasa ekono-
misini, emekçiyi değil sermayeyi birinci plana ko-
yan bir muhafazakâr hükümet altında yaşadıktan
ve yaşamlan da zehir olduktan sonra, işçiler, emek-
çiler, şimdi bir seçenek anyorlar kendilerine ve bu-
lamıyorlar. Geleneksel sol partilerin işlevi, işçileri ve
yoksul orta sınıfları, kapitalizmin yıkıcı etkilerine
karşı korumaya çalışmak, işsizliği azaltarak ve ver-
gileri düzenleyerek gelir dağılımının daha da bozul-
masını önlemekti. Bu partiler seçime giderken, eği-
tim, sağlık, bannma hakkı gibi konularda, devietin,
emekçilerin gereksinimlerini yerinegetireceğini va-
at ederler ve gerekirse bunun için zenginlerden
kayrtak'yŞratacaklannı iteri sürerlerdi. Bu partilenn
"dostu" emekçiler, "düşmanı" ise muhafazakârtar
ve iş çevreleriydi. "Yeni" İşçi Partisi bu konuda da
çokumutsuz birtablo sunuyor. Tony Blair'in ençok
çatıştığı ve etkisini kırmaya çalıştığı kesimler, ken-
di partisinin sol kanadı ve sendikal hareket. Yaran-
maya çalıştığı kesim ise iş çevreleri ve muhafaza-
kâr orta sınıf.
"Yeni" İşçi Partisi, muhafazakâr konsensüseda-
yanarak ve emekçilerin başka bir seçeneğinin ol-
madığı gerçeğini istismar ederek iktidar olmaya
çalışan, gözünü hırs bürümüş bir grup prensipsiz
politikacının partisi olmaktan öte bir gerçekliğe te-
kabül etmiyor. Bu "yeni" partinin yönetimi, kendi
soluna karşı alabildiğince acımasız ve tasfiyeci, iş
çevrelerinden ve muhafazakâriardan gelen hertür-
lü eleştiriye karşı da son derecede esnek ve uyum-
lu politikacıtardan oluşuyor. İşçi Partisi'nin seçim
platformu, daha hükümet olmadan, günden güne,
ama her zaman sağa doğru değişmeye devam edi-
yor. Bu yüzden İşçi Partisi için "Thatcher'dan bu
yana ilkgerçek muhafazakâr parti" diyenler bile var.
ışte bu İşçi Partisi'ni "yenilikçi", "solu ve sosyalde-
mokrasiyiyeniden tarifeden" bir parti olarak gör-
mek ya da göstermeye çalışmak, eğer bilinçli bir
kandırmaca değilse tam bir şaşkınlık.
[email protected]
Avrupalı gazetecilerden destek
w
Işık Yıırtçu^yla
dayanışma günü'
• Avrupah gazeteciler 3 mayısı. 'Işık Yurtçu ile
dayanışma günü' ilan etti. Türkiye dahil 23
Avrupa ülkesinde örgûtlü bulunan Avrupa
Gazeteciler Birliği'nin (AEJ) Genel Sekreteri
Aguilar imzasıyla yayımlanan deklarasyonda, Işık
Yurtçu'nun gazetecilikten başka hiçbir şey
yapmadığı belirtildi.
ANKARA (Cumhuri>et dıran AEJ'nin, Yurtçu ile il-
Bürosu) - Türkiye dahil 23
ülkede örgütlü bulunan
"Association of European
Journalists (AEJ>A\Tupa
GazetecilerKri©", 3 mayıs
gününü, tutuklu gazeteci
Işık Yurtçu ile dayanışma
günü ilan etti. AEJ Genel
Sekreteri Miguel Angel
Aguilar imzasıyla 23 ülke-
de yayımlanan deklaras-
yonda. Yurtçu'nun gazete-
cilikten başka bir iş yapma-
dığı behrtilerek, "Onun
hapsedilmesi.doğnıdan ba-
sın özgürlüğüne yönelik bir
saldındır" denildi.
AEJ'ın deklarasyonun-
da."Işık Yurtçu'nun bütün
dünyada basın özgürlüğü
mücadelesinin ulusîararası
semboüerinden biri haline
geldiğr hatırlatılarakbu ne-
denle 3 mayıs günü Avru-
palı gazetecilerin Işık Yurt-
çu ile ilgili haberleryapma-
sı istenildi.
Avrupa Birliği'ne üye ül-
kelerde 2000'den fazla ga-
zetecıyi bünyesinde bann-
gili deklarasyonunun Türk-
çe çevirisi şöyle:
"Işık Yurtçu sonımlu
müdür olarakçahşbğı gaze-
tede yayunianan yazılar yü-
zünden 15 yıl hapse mah-
kûm olmaş ve 28 Aratak
1994te cezaevine konmaş-
tu. O günden beri de Sakar-
ya Cezaevi'nde bulunuyor.
Yurtçu gazetecilikten başka
hiçbir şey yapmamtşn ve o-
nun hapsedilmesi doğnıdan
basın özgürlüğüne yönelik
bir sakhndır.
Tüm dünya bo gerçeğjn
farkına vardı ve Yltrtçu ha-
piste>ken ulusîararası ödül-
îer kazandı. 19%'da dürrv-a-
da >ihngazetecisiseçüdi. Kı-
sacask basın özgürlüp mü-
cadelesinin semboUerinden
biri oldu.
AEJ, bütün Avrupah ga-
zetecüeri,Yurtçu iledayanış-
ma içinde olmaya ve 3 ma-
>ısta gazete, dergi, TV v«
radyolannda onun durumv
hakkuıda \ ay ınJar yapmays
cağu-ır."